23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 HAZİRAN 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kalabalıkları toplamak, sonra ortaya çıkıp nutuk çekip alkışlanmak... Statları doldurmak o kadar zor mu? Parayı verirsin koşan koşana, köyünden kasabasından otobüslerle gelirler, çoğunun eline üç beş kuruş dağıtırsın, yeme içmelerini hazırlarsın, karnını doyurmak isteyenleri, zorla bir araya toplar, lider olarak meydana çıkar, döktürdükçe döktürürsün. Utanıyorum. Cumhuriyet doksan yaşında nerdeyse, hiçbir lider bunu yapmadı. Paralar ödeyerek, hem de devlet bütçesinden, yüzlerce binlerce insanı meydanlarda toplamaya kalkışmadı. Ama on yıl önce işbaşına gelen bir partinin önde gelenleri bu işi başarıyla yapmakta. Lider sahneye çıkar çıkmaz toplumun içinde sıkışmış övgücüler avaz avaz, yaşa yaşa, seninle gururlanıyoruz diye bağırır, halkı coşturmaya çalışırlar. Yeni bir şey değil. Her dönemde oldu. Ama bu kadarı ilk kez yaşanıyor. On binlerce insanı uzak mı uzak bir dev statta toplamak... O dev statta bir süre önce sayın lider de yuhalanmamış mıydı? Demek öç alır gibi aynı yerde meydan okuyup alkışlanmak da bir çeşit öç almak!.. Sayın Tayyip Bey niye bunları yapıyor? Eski gücünü yitiriyor olmasından mı? Kalabalıkları kendi emrinde saymaya kalkışmasından mı? Güven arayışı mı? On yıl bu, yıpranır insan da parti de... DP de on yıl iktidarın sahibi olmuştu. Nasıl sona erdi, herkes bilir. Bilenler de merak eder, AKP’nin on yıllık saltanatı nasıl değişecek diye... Demokrasi diyoruz, hatta kimileri “ileri demokrasi” diye tam bir dikta yönetimi gerçekleştirmek peşinde. Seçimle gelinir işbaşına... Halk sandıklara gider, istediğine oy verir. Böyle gelmiş böyle gider ama. İşin içinde bazı kurnazlıklar da vardır. Yalnız bizde değil, Amerika’larda bile seçimlerde çeşitli yollardan oyunlar oynanır, iktidarda bir parti seçimi yitirmemek için olanca gücünü kullanıp seçim hileleriyle görevde kalmanın yolunu arar bulur. Dünyanın her yerinde az çok böyle. Ama İsmet Paşa da, Ecevit de halkın önünde konuşurdu. Ama adamlarıyla köylerden kasabalardan adam toplatıp meydanlara getirmezdi. Sevenler, anlayanlar, gerçekten destekleyenler gelirdi. Parayla adam toplamak on yıldır gündelik ekmek gibi. Falancanın konuşması mı var, birtakım uzmanlar hemen işe koyuluyor. O büyük mü büyük kalabalıklar aldatıcıdır. Kimi mi aldatır? Biraz halkı, halkın saflığını, ama gerçekte kendileridir aldanan. Seçim gelir, gerçek ortaya çıkar. 7 Kalabalıklar Aldatır Şu Kadınlar, Neden Çocuklarını Öldürmek İstiyorlar?.. Şu meydanlardaki kadınlar... Demek ki kendi çocuklarını öldürmek istiyorlar... Ama sen izin vermiyorsun... Öyle mi?.. ? Seni doğuran kadın diyelim: Doğurduğu gün sevincinden uyuyamadı... Acıları mutluluğu, bulantısı huzuru, yaraları umudu olmuştu... Yaşam bir tek amaca dönüşmüştü; aklında sadece seni sağlıklı büyütmek vardı... ? Küçük suratını, çenesi ile göğsü arasına bastırıp ha bire ateşini ölçtü... Biraz ısın arttığında, o yanardı... Kaç kez uyandı geceleri bezini değiştirdi, hiç sayısı tutulmadı... Çişin bile mis gibi koktu ona... Yürüdüğün gün... O uçtu... Düştüğünde, onun dizi kanadı... ? Sen büyüdükçe, her adımla uzaklaştıkça, korku, endişe, evham çemberi genişledikçe genişledi... Odadan salona, salondan dış kapıya, dış kapıdan sokağa uzandı endişeleri senin peşinden, seni doğuran kadının... Sen eve dönene kadar uyumadı... Kapı tıkırtısı olmuştun... O ise uyku taklidi yapan tilkinin dişisi... ? Gururu olmuştun aynı zamanda... Durup durup senden söz ederdi kabul günlerinde, sırf adın geçsin... Sevgi de, özlem de, hasret de, ne dersen de... Sen kapıdan çıkıp giderken arkadan bir bakışı vardı... “Çabuk dön” diye yalvarmanın yanında sözü olmazdı... ? Senin badem bıyıkların henüz çıkmamıştı... ? Ve şimdi sana göre; o kadınlar kendi çocuklarını öldürmek istiyorlar... Sen izin vermiyorsun... Öyle mi?.. ? Çok saygısızsın... Oysa o kadınlar; bedenleri üzerinden dinci siyaset yapılmasını... Kendi yaşamları yetmiyormuş gibi, çocuklarının da sana ait olmasını... Yuvaları yetmiyormuş gibi rahimlerine de el uzatılmasını istemiyorlar sadece... Tıpkı sen kenara yaklaştığında, annenin çığlık çığlığa peşinden koşması gibi... Sende o izan olmadığı için... Nereden hatırlayacaksın?.. Daha badem bıyıkların çıkmamıştı... (AAHAKAN FURKAN) Milli Eğitim Bakanı Dinçer’den okul müdürlerine 4+4+4 tehdidi ‘Ya uyarsın ya gidersin’ 4 + 2 FORMÜLÜ SİNAN TARTANOĞLU Branş öğretmenliği için yeni model MAHMUT LICALI ANKARA YÖK, ortaokul ve liselerde görev yapacak branş öğretmenleri için 4 yıllık lisans programı mezunu olan herkesin yapılacak alan sınavlarından başarılı olanlara uygulanacak 2 yıllık eğitim verilmesi yöntemini gündemine aldı. Buna göre herhangi bir lisans programından mezun olanlar ilgili branş için gerçekleştirilecek alan sınavına girecek. Sınavda başarılı olanlara yükseklisans eğitimi gibi 2 yıl sürecek formasyon ve alan eğitimi verilecek. YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya’nın göreve gelmesinin ardından Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmen ihtiyacı ve öğretmen adayı yetiştiren kurumlardan mezun olanların sayısı dikkate alınarak YÖK bünyesinde oluşturulan Öğretmen Yetiştirme Çalışma Grubu, uzman öğretmen yetiştirmek için farklı modelleri değerlendirmeye aldı. Ortaokul ve liselerde biyoloji, kimya, matematik, tarih ve Türk dili ve edebiyatı gibi branşlarda öğretmen olabilmek için 4 yıllık lisans programları yerine, lisans programlarından sonra yapılacak alan sınavlarında başarılı olanların alınacağı, 2 yıllık eğitim değerlendiriliyor. Buna göre branş öğretmenliğine ilişkin 4 yıllık lisans programlarının kapatılması, bunun yerine tüm üniversite mezunlarının katılabileceği alan sınavlarında başarılı olan öğrencilerin 2 yıl yükseklisans düzeyinde eğitim alarak ilgili branşlarında uzmanlaşması amaçlanıyor. ANKARA Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 81 ilin okul müdürlerini, ekonferans sistemi ile verdiği 4+4+4 eğitiminde, “Sizler benim ekibimsiniz. Ya bu ekibe uyarsınız ya da gidersiniz” sözleri ile tehdit etti. EğitimSen, bakanlığın yarın sınıf öğretmenlerine vereceği benzer toplantıyı protesto ederek “sivil itaatsizlik” kararı aldı. Milli Eğitim Bakanlığı, mayıs ayı sonunda yaklaşık 76 bin okul müdürüne, ekonferans yöntemi ile 4+4+4 sistemine ilişkin eğitim verdi. Milli Eğitim Bakanı Dinçer’in okul müdürlerini, müdürlerin de bakanı görebildiği toplantıda, Bakanlık Temel Eğitim Genel Müdürü, Ortaöğretim Genel Müdürü, Mesleki ve Teknik Öğretim Genel Müdürü ve Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı da konuşmacı olarak yer aldı. Milli Eğitim Bakanı Din Türban uyarısı çer, yeni eğitim yılında “okulların sivilleşmesinin” önemini vurguladı, “yöneticilerin mesleklerini profesyonelce yapmasını, öğrencileri sevmesini, okulu cazibe merkezi haline getirmesini” istedi. Ancak Dinçer, okul yöneticilerini “Sizler benim ekibimsiniz. Ya bu ekibe uyarsınız ya da gidersiniz” sözleri ile tehdit etti. Yan cebime koy meliğine göre, “Kız öğrencilerin okul içinde başlarının açık olması” gerekiyor. Okul müdürleri, bakanın bu açıklamasını, türbana serbestlik olarak değerlendirip, kılıkkıyafet yönetmeliğini değiştireceğine dikkat çekiyor. velilerle aranızda kuracağınız diyalog sonucu kimseyi zorda bırakmadan çalışma yapılması gerektiğini” söyledi. EğitimSen’den sivil itaatsizlik Bakan Dinçer toplantıda, okul müdürlerine öğrencilerin kılıkkıyafetlerine ilişkin açıklamalarda da bulundu. Dinçer, öğrencilerin “saçınabaşına karışılmaması” gerektiğini dile getirerek “Kıyafeti uygun olmayan öğrencileri okul kapısından çevirmeyin” talimatını verdi. Öğrencilerin kılık kıyafetlerine ilişkin bakanlık yönet Milli Eğitim Bakanlığı, özellikle kayıt dönemlerinde okul aile birliği aracılığıyla toplanan bağışlar nedeniyle Türkiye genelinde şikâyet edilen 2 bin 771 okuldaki soruşturmayı tamamlayarak yöneticilere disiplin cezası verilmesi teklifinde bulunurken, 2 bin 943 okulda ise bağış nedeniyle başlatılan soruşturma hâlâ devam ediyor. Bakan Dinçer, okul müdürlerine verdiği eğitimde de “Asla ve asla makamları kullanarak bağış alınmamasını” istedi. Ancak Dinçer, okul müdürlerine “kayıt zamanında olmasa da dönem içinde bağış alınabileceği” yönünde açıklamalar yaparak, “Okul açıldıktan sonra insani ilişkileriniz ile Bakanlık, okul müdürleri ile yaptığı toplantının bir benzerini de yarın sınıf öğretmenleri için düzenleyecek. EğitimSen, Dinçer’in okul müdürlerini “Ya bizimlesiniz ya da istifa eder gidersiniz” sözleri ile tehdit ettiğini belirterek, pazartesi günü düzenlenecek toplantıda, “sivil itaatsizlik hakkını” kullanma kararı aldı. EğitimSen Genel Merkezi’nde tüm şubelere gönderilen yazıda, “Bakanın konuşmasının başladığı andan kısa bir süre sonra bir yönetici veya temsilcimiz aracılığıyla bakanlığın uygulamasını protesto eden kısa bir konuşma yapılacak, ardından alkışlarla toplantı salonu terk edilecek, salon dışında toplantı bitimine kadar protesto gerçekleştirilecek” ifadeleri kullanıldı. İLKÖĞRETİM 8. SINIFI BİTİREN 1 MİLYONDAN FAZL A ÖĞRENCİ SIN AVDAYDI SBS bitti, şimdi tatile! FİGEN ATALAY HATALI SORU İDDİASI Konya’da bir dersanenin Yönetim Kurulu Başkanı Naci Atalay, dün yapılan Seviye Belirleme Sınavı’nda (SBS) A kitapçığında yer alan Fen Bilimleri Bölümü’ndeki 9’uncu kimya sorusunun hatalı olduğunu iddia etti. Lisans mezununa branş öğretmenliği yolu İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI C MY B C MY B Değerlendirilen uzman öğretmen yetiştirme modeline göre üniversitelerin eğitim fakültelerinin dışında olan tüm lisans bölümlerini (makine mühendisliği, bilgisayar mühendisliği, hukuk, iletişim, siyaset bilimi, fenedebiyat fakültelerinin tüm bölümleri gibi) bitirerek mezun olan öğrenciler branşlara göre yapılacak sınavlara girecekler. Sınavda başarılı olarak ilgili alanda yeterliliğini kanıtlayan öğrencilere 2 yıl boyunca pedagojik formasyon ve alanına ilişkin eğitim verilecek. Başka bir deyişle branş öğretmenleri artık 4 yıllık lisans programı yerine, 4 yıllık lisans programı ve 2 yıllık yükseklisans programını bitirdikten sonra yetişmiş olacak. YÖK’te ele alınan bir diğer öneriye göre de branş öğretmenlerinin 4 yıllık lisans eğitimi almaya devam etmesi, fakat eğitimlerinin yüzde 50’sinin bizzat okullarda, yüzde 50’sinin de akademik faaliyetlerle devam edilmesi değerlendiriliyor. Mevcut eğitim fakültesi mezunları için de söz konusu modelle birlikte çeşitli sertifika programlarının açılarak işsiz öğretmenlerin branşlarında uzmanlaştırmaları konusunda destek eğitimi verilmesi tartışılıyor. İlköğretim 8. sınıfı bitiren 1 milyon 98 bin 243 öğrenci, dün Seviye Belirleme Sınavı’na girdi. Yıllardır bu sınava hazırlanan, özellikle de 8. sınıfta ders çalışmaktan başka neredeyse hiçbir şey yapmayan, sınav kaygısıyla saçları dökülen çocukların çok azı sınav bitiminde mutlu sona ulaştı! Büyük çoğunluk, hayalini kurduğu, hedeflediği “en iyi” okullara giremeyecek olmanın hayal kırıklığı ile gözyaşı döktü. 654’ü yurtiçi ve 10’u yurtdışında olmak üzere toplam 664 sınav merkezinde yapılan sınava, 1048 engelli öğrenci girdi ve bu öğrencilere engel durumlarına göre ek süre verildi. Sınav boyunca güvenlik önlemleri için 400 denetmen, 202 bakanlık temsilcisi ve 116 bin 724 bina ve salon görevlisi görev yaptı. Sonuçlar, 12 Temmuz’da açıklanacak. Bilfen Eğitim Kurumları tarafından sorular üzerinde yapılan de ğerlendirmede, sınav, “bilenle bilmeyeni ayırt eden, paragraf sorularının sıralamayı belirleyeceği bir sınav” olarak nitelendirildi. Bölüm başkanlarının yaptıkları değerlendirme şöyle: Türkçe: Bu sene ilk kez 23 sorunun 14’ü paragraf sorusundan oluşuyor. Bu sorular ayırt edici nitelikte, okuyan, yorum yapabilen öğrencilerin çözebileceği nitelikte sorular. Sınavın bütününe baktığımızda Türkçe sorularının öğrencilerin sıralamasını belirleyici nitelikte olduğunu söyleyebiliriz. Sosyal Bilgiler: Görsellerin daha ön planda olduğu, çalışan öğrenciyi iyi ayırt edecek yapıda bir sınav. Sorular müfredata uygun olarak hazırlanmış. Fen ve Teknoloji Bilgisi: Genel olarak deney ve grafik sorularının çoğunlukta olduğu bir sınav. Soru içerikleri kazanımlara uygun, her üniteyi kapsayacak şekilde hazırlanmış. Matematik: İlk kez 4 tane katı cisimler konusundan soru so ruldu. Yorum ve analiz yapma yeteneği, görsel algısı geliştirilen öğrencilerin daha başarılı olacağı bir sınavdır. Soruların zorluk derecesi orta üstü seviyede. İngilizce: Sınav 8. sınıf müfredatını ölçer nitelikte olup yönergeler ve seçenekler son derece açık ve net verilmiş. Sorular zorlayıcı, hatalı soru yok. Almanca: Almanca soruları bu sene de daha önceki senelerde olduğu gibi öğrencileri zorlayıcı nitelikte. Türbanlı öğrencinin diplomasını albay verdi Adıyaman Üniversitesi yerleşkesinde bulunan Mansur Yardımcı Stadyumu’nda gerçekleştirilen mezuniyet töreninde bu yıl mezun olan 4 bin 875 öğrenciye diplomaları verildi. Düzenlenen geceye Adıyaman Valisi Ramazan Sodan, Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Talha Gönüllü, İl Jandarma ve Garnizon Komutanı Albay Yusuf Yalçın da katıldı. Törende, okudukları bölümü dereceyle bitiren türbanlı kız öğrenciye diplomasını Albay Yusuf Yalçın verdi. Yalçın, diplomasını verdiği türbanlı öğrenciyle hatıra fotoğrafı çektirdi. AKP öğrencileri ‘yurtlarından’ etti AKP döneminde 45 bin öğrenci, parasını ödeyemediği için yurttan atıldı. 1684 öğrencinin de ‘yurttan süresiz çıkarma cezası’ aldığı gerekçesiyle burs/öğrenim kredileri kesildi AYŞE SAYIN BAŞSAĞLIĞI Baromuzun 7066 sicil sayısında kayıtlı AVUKAT ANKARA Ekonomik krizlerin Türkiye’yi “teğet geçtiğini” savunan AKP hükümeti döneminde, Kredi ve Yurtlar Kurumu yurtlarında barınan 45 bin öğrenci “ücret ya da depozito”yu ödemedikleri için “kapı dışarı” edilirken, 45 bin 349 öğrenciye de çeşitli gerekçelerle “disiplin cezası” verildi. CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın soru önergesini yanıtlayan Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu’nda kalan öğrencilerle ilgili çarpıcı bilgilere yer verdi. Kılıç’ın verdiği bilgiye göre 20022012 yılları arasında kurum yurtlarında ba rınan 45 bin 349 öğrenciye çeşitli gerekçelerle disiplin cezası verildi. Kılıç, kurum yurtlarında barınan ve yurt ücretini süresi içinde ödeyemeyen öğrencilerin kayıtlarının silindiğini belirtirken, son 10 yılda ücret veya depozito farkını ödeyemeyen 44 bin 929 öğrencinin de yurtlardan kaydının silindiğini bildirdi. Öğrencilerin, borçlarını ödeyip, tekrar başvurmaları halinde “boş yer varsa” kaydının yenilendiğini belirten Kılıç, yurtla işiliği kesilenlerden “tabi afetler, kaza veya hastalık sebebiyle yurt ücretlerini zamanında yatıramayanların” izleyen ayın 15’ine kadar durumlarını belgelendirmeleri koşuluyla, yurtlarda kalmaya devam ettikleri 35 bin öğrenciye kınama ni ifade etti. Hırsızlık, yurt idarecilerini tehdit, küçük düşürücü açıklama yapmak, ateşli silah, mermi, vs ile saldırı, “devletin güvenlik kuvvetlerine karşı gelme”, hakaret, “örgüt üyeliği” gibi hallerde yurtlarda kalan öğrencilere “süresiz çıkarma cezası, kınama ya da uyarma cezası” verildiğini bildirdi. “Yurttan süresiz çıkarma” cezası verilen öğrencilerin bir daha hiçbir şekilde kurum yurtlarında barındırılmadığını belirten Kılıç, son 10 yılda 1684 öğrencinin bu şekilde yurtlardan çıkarıldığını, 1163 öğrencinin de bu ceza nedeniyle kredi ve burslarının kesildiğini ifade et ti. Kılıç, ayrı gerekçelerle 8 bin 137 öğrenciye “kınama”, 35 bin 528 öğrenciye de “uyarma” cezası verildiğini bildirdi. Acar’ın “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefetten” gözaltına alınıp adli makamlara intikal ettirildiği için yurtlarla ilişiği kesilen öğrenci olup olmadığına ilişkin sorusuna “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefet veya yasadışı öğrenci olaylarına katılmak suçlarından gözaltına alınmış olmak, adli makamlara intikal ettirilmiş olmak” hükmünün Danıştay tarafından iptal edilmesi nedeniyle, bu maddeye göre öğrencilere disiplin işlemi yapılmadığını bildirdi. ÜLGEN SALMANER vefat etmiştir. Cenazesi 09.06.2012 Cumartesi günü defnedilen aziz meslektaşımıza Tanrı’dan rahmet,kederli ailesine, yakınlarına ve baromuz mensuplarına başsağlığı dileriz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle