Katalog

SAYFA CUMHURİYET 10 HAZİRAN 2012 PAZAR 4 HABERLER Atalay’ın ardından Davutoğlu da terör örgütünün dağ kadrosuyla yapılan görüşmeleri doğruladı ‘Silah bırakma konuşuluyor’ DEMİRTAŞ: SİZ KÜRDİSTAN İÇİN NE DİYORSUNUZ? İstanbul Haber Servisi BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu görüşmesine ilişkin, “Kürdistan’da siyasi statüsüyle yaşama sorunu gibi ciddi bir sorun var. Siz bu meseleye ne diyorsunuz?” dedi. Partisinin başlattığı “Diyalog Toplantıları” kapsamındaki “Sağlıkçılarla Buluşma” toplantısında konuşan Demirtaş 5 yılda parlamentoda dört kez sınır ötesi tezkere çıktığını belirterek “Buna üç parti ‘evet’ dedi. Bunlar savaşta ortaklaştılar. Eğer barış istiyorsanız, silahlar kesinlikle susmalıdır, devlet de PKK de savaşmayı bırakmalıdır” ifadelerini kullandı. Haber Merkezi Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın katıldığı televizyon programında PKK dağ kadrosu ile Kuzey Irak’ta silah bırakmaya giden görüşmeler olduğu yönündeki açıklamalarını değerlendiren Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, görüşmelerin uzun süredir devam ettiğini doğrulayarak “Bu konuda her tarafla yoğun görüşmeler eskiden beri sürdürülüyor, şimdi de devam ediyor” dedi. Davutoğlu yaptığı açıklamada, görüşmelerin uzun süredir devam ettiğini belirterek Amerika, Türkiye ve Irak arasında üçlü mekanizmanın çalıştığına da dikkat çekti. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Kimun’un “Suriye yönetimi meşruiyetini kaybetmiştir” sözlerini de değerlendiren Davutoğlu, “Bizim de görüşümüzü ve hissiyatımızı yansıtıyor” diye konuştu. Kofi Annan’ın bir plan sunup izlemesi gerektiğini de belirten Dışişleri Bakanı Davutoğlu, gözlem yapma ve uygulamasını takip etmek zorunda olduğunu söyledi. İnsan Yaşadıkça Kitap Ölmez Sevgili, Hafta içinde yitirdiğimiz Amerikalı yazar Ray Bradbury’nin en ünlü yapıtı Fahrenheit 451 yazıldığından bu yana 59 yıl geçmiş. Fransız “Yeni Dalga” akımının önde gelen temsilcilerinden François Truffaut’nun beyazperde uyarlaması da 1966’da yapılmış. Fahrenheit 451, kitapların yasaklandığı, insanların yalnızca yöneticilerin görüşlerini yansıtıp, emir ve telkinlerini aktaran televizyona bağlı oldukları bir ülkede geçer. Orada, bağımsız düşünmeye yol açtığı için kitap okumak yasaktır. Kitap bulunan evin sahibi içeri atılır, kitaplar yakılır. Devletin itfaiye teşkilatının görevi de kitapları ve kitap bulunduran evleri yakmaktır. Romanın kahramanı Guy Montag, itfaiyede görevli, münzevi yaşayan biridir. Günün birinde kitapseverlerden Clarisse’e âşık olur. O da en büyük suçu işler, kitap okumaya başlar. Avcı ava dönüşmüştür ve diğer avların kaderini paylaşacak, takip edilecek, saklanacak, kaçacaktır. Öykü de, film de Guy Montag’ın bütün kaçakların sığındığı ormana varmasını ve orada gördüklerini anlatan sahne ile biter. ??? Guy Montag sığındığı ormanda kaçak birtakım insanların bir şeyler mırıldanarak dalgın dalgın dolaştıklarını görür; bu arada birisi son gayretle, pür dikkat üzerine eğilmiş birine bir şeyler belletmeye çalışmaktadır. Neler olduğunu açıklarlar. O mırıldanarak dolaşan insanların her biri bir kitaptır. Kitapların yakılması üzerine, her kişi bir kitabı baştan sona ezberlemekte ve artık o insan o kitap olmaktadır. Amaç kitapların yok olmamasıdır. Son nefesinde, insan üstü çabayla üstüne doğru eğilmiş kişiye bir şeyler aktarmak isteyen ise can vermekte olan bir kitap insandır, insan giderken, kitap kalsın diye onu bir başkasına aktarmaya çalışmaktadır. Hafif puslu bir kış havası, pejmürde paltolarına sarılmış, ormanda ezberlerini tekrarlayarak, dolaşan kitap insanlar... Ne müthiş, ne görkemli bir sahne değil mi? Az kitapta ve az filmde, böylesine tüyler ürpertici bir final vardır. Ben Bradbury’nun romanını okumadan önce, François Truffaut’nun 1966’da çektiği, başrollerini Oskar Werner, Cyrll Cusack ve Julie Christie’nin oynadığı filmi gördüm. Filmi izledikten az sonra, bu bilimkurgu yapıtın, ülkemde gerçek olduğunu, kitapların devletçe yakıldığını, suçlandığını, tutuklandığını, kitap sahiplerinin salt bu suçtan içeri atıldığını gördüm. ??? Kitabı okuduğumda ise o tüyler ürpertici son sahne de yaşamımda gerçekleşmişti. 12 Eylül dönemi Sağmalcılar Hapishanesi’nde idim. Samim Lütfü takma adıyla, haftada üç gün Cumhuriyet’e yazılar yazmaktaydım. Yazmak yaşamı kucaklamayı sağladığı için mutluydum. Ama işin bir de güçlüğü vardı, gerektiğinde başvuracak kitaplar elimin altında değildi. Ne gam, benim de elimin altında de tam o günlerde okuduğum Ray Bradbury’nin Fahreneit 451’indeki gibi, kitap insanlarım vardı. Tek farkla ki burada her insan tek bir kitabı hatmetmek yerine, kendi alanında birçok kitabı özümsemiş oluyordu. Yani kitap insandan çok, kütüphane insandılar.. Kütüphane insanlarım şunlardı: Tıp ve özellikle psikiyatri konusunda Prof. Dr. Metin Özek ve Dr. Erdal Atabek. Edebiyat ve görsel sanatlar alanında Ali Taygun. Plastik sanatlar konusunda Orhan Taylan. Fizik ve pozitif bilimler alanında Prof. Dr. Haluk Tosun ve Aykut Göker. Ekonomi ve sosyal bilimler konusunda Prof. Dr. Gencay Şaylan. Enerji konularında elektrik mühendisi Ergun Elgin. Ne zaman başım sıkışsa, kütüphaneden kitap çeker gibi birini bir kenara çekip bilgi alıyor, Ray Bradbury’nin yazdığını bir anlamda bizzat yaşıyordum. Güzel ülkem, yazarı için bilimkurgu olanı, benim için gerçek hayat haline getirmişti. Diyarbakır’ı karıştıran polis ? DİYARBAKIR(Cumhuriyet) Diyarbakır’da trafik ekibinin durdurarak ceza yazmak istediği Sadık Bora direnince bir polis havaya tabancayla 1 el ateş ettikten sonra sürücüyü yere yatırdı ve yüzüne biber gazı sıktı. Trafik polisi olayı izleyen ve tepki göstermek isteyenlere de biber gazı sıktı. Sürücü gözaltına alınırken araçları ile gelen özel halk otobüs şoförleri kontak kapatıp yolu trafiğe kapattı. Kaya ve 4 kişi için tutuklama istemi ? VAN (Cumhuriyet) Van Cumhuriyet Savcılığı’nda ifadeleri tamamlanan aralarında Van Belediye Başkanı Bekir Kaya’nın da bulunduğu 6 kişiden 5’i tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilirken Başkale Belediye Başkanı Hecer Sarihan serbest bırakıldı. Tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen diğer isimler şöyle; Bostaniçi Beldesi Belediye Başkanı Nezahat Ergüneş, BDP Van il Başkanı Mihriban Şah ve eski İl Başkanı Cüneyt Caniş ve Van Belediye Başkan Yardımcısı İhsan Güler. ? ANKARA (AA) Sayısal Loto’da kazanan numaralar “18, 20, 21, 27, 29 ve 38” olarak belirlenirken, 6 bilen çıkmayınca, 3 milyon 207 bin 747 lira 51 kuruş haftaya devretti. Çekilişte 5 bilenler 2 bin 268 lira 40’ar kuruş, 4 bilenler 35 lira 90’ar kuruş ve 3 bilenler 5 lira 20’şer kuruş kazandı. C MY B C MY B Sayısal Loto devreti