18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 HAZİRAN 2012 PAZAR 6 HABERLER Uluslararası Çalışma Örgütü’nde, grev konusunda hükümetlerle işverenler dayanışma sergiledi ILO tarihinde bir ilk Bildiri Yüksekova Havaalanı’nı durdurdu ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde dağıtılan bir bildiri, Yüksekova Havaalanı inşaatının durmasına neden oldu. Bildiride, havaalanının askeri amaçlı olduğu belirtilerek işçi ve taşeron firmalardan işverenle çalışmamaları istendiği öne sürüldü. Bunun üzerine işçiler iş bırakırken taşeron firmaların iş makineleri geri çağrıldı. İnşaat firmasının yetkilileri ve Yüksekova Kaymakamı Üzeyir Aziz Özeren, STK temsilcilerinin gelip inşaatı denetlemesini istedi. MUSTAFA ÇAKIR ? İşçi, işveren ve hükümetler olmak üzere üçlü bir yapının bulunduğu ILO’da, Uluslararası İşveren Örgütü ile hükümetlerin ortak hareket etmesi nedeniyle, 2’ye 1 sonucunun çıktığı ve görüşmelerin tıkandığı belirtildi. Örgütün Cenevre Konferası’nda; işverenlerin, hükümetlerle ortak tavır alması nedeniyle ilk kez başta grev yasakları olmak üzere ülkelerdeki hak ihlalleri değerlendirilemedi. damgasını vurdu. Grevlerin tedirgin ettiği işveren örgütü, konferansta farklı bir tutum izledi. Uluslararası İşveren Örgütü, hükümetlerin de desteği ile Aplikasyon Komitesi’nin “kara liste” olarak adlandırılan çalışma hayatının en kötü olduğu ülkeleri görüşmesini engelledi. ILO Türkiye Temsilcisi Ümit Deniz Efendioğlu, yaşananları “vahim” olarak değerlendirirken, ILO tarihinde ilk kez liste çıkarılamadığına işaret etti. 40 ülkelik listenin, Aplikasyon Komitesi’nde 25’e indirileceğine dikkat çeken Efendioğlu, bu ülkeler arasında Türkiye’nin de yer aldığını öğrendiklerini söyledi. Efendioğlu, ILO’da işçi, işveren ve hükümetler olmak üzere üçlü bir yapı bulunduğunu, Uluslararası İşveren Örgütü ile hükümetlerin ortak hareket etmesi nedeniyle, 2’ye 1 sonucunun çıktığını ve görüşmelerin tıkandığını kaydetti. Efendioğlu, “İşverenler ‘87 no’lu sözleşme grev yasağını yoruma açık bırakıyor. Biz bunu tartışmak istemiyoruz. Bu komite bunu tartışmamalı’ dediler. Bunda krizlerin etkisi var. Birçok ülkede grevler arttı ve daha da art ? İstanbul Haber Servisi Çocuk Vakfı’nın, yeni anayasanın, çocuğun ve çocukluğun bütün haklarıyla görünür olması isteğiyle düzenlediği buluşmaların sekizincisi, Taksim Meydanı’nda yapıldı. Buluşmada, Kadıköy Öğrenci Meclisi üyeleri, nasıl bir anayasa istediklerini anlattılar. Anayasanın çocukların anlayabileceği bir dille yazılmasını isteyen çocuklar, ‘Bu ülkede çocuk çalıştırılmaz diye yazılsın”, “Kızların okutulması zorunlu olsun”, “Çocuk hakları genişletilsin” gibi öneriler getirdiler. ‘Anayasadan önce ‘Çocuk Yasa’ ANKARA Başta Avrupa olmak üzere birçok ülkedeki grevler, dünya genelinde işverenleri tedirgin etti. İşverenlerin endişesi Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) Cenevre Konferansı’na da yansıdı. ILO’nun 93 yıllık tarihinde ilk kez Uluslararası Standartların Uygulanması Komitesi (Aplikasyon Komitesi) işverenlerin, hükümetlerle ortak tavır alması nedeniyle başta grev yasakları olmak üzere ülkelerdeki hak ihlallerini değerlendirilemedi, çalışma hayatının en kötü olduğu ülkelerin yer aldığı liste yayımlanamadı. 101. ILO konferansı Cenevre’de devam ediyor. Bu yılki konferansa ekonomik krizlerin etkisiyle dünya genelinde devam eden eylemler ması bekleniyor. Bu nedenle işverenlerin ortak tutumuyla grev tartışılmadı” dedi. ILO Yönetim Kurulu’nda konunun ele alınacağını kaydeden Efendioğlu, şöyle devam etti: “ILO tarihinde bir ilk. 93 yıldır ilk kez yaşanıyor. 87 ve 98 no’lu sözleşmeler en temel sözleşmeler. ILO Yönetim Kurulu konuyu görüşme kararı aldı. Belki konferansın hemen sonunda olağanüstü yönetim kurulu toplanabilir. İşçi kesimi konunun tartışılmasını istemişti. Konu, konferansın hemen ardından görüşülmezse kasımda görüşülecek.” TÜBA’ya İlahiyatçı Başkan Beklediğimiz oldu, Türkiye Bilimler Akademisi’nin yasasını geçen yıl değiştiren hükümet, YÖK’e ve TÜBİTAK’a üye atama yetkisi vermişti. Bu yetkilerini kullandılar... Dün de akademi genel kurulu yapıldı. TÜBA’ya yeni başkan adayı olarak 3 aday belirlendi. Hükümete yakın İstanbul Üniversitesi Rektör Yunus Söylet’in rektör yardımcısı olan Ahmet Cevat Acar açık ara en çok oyu aldı. Acar’ı Yunus Söylet aday gösterdi! İkinci aday ise Hüseyin Yıldırım oldu. (Yalova Üniversitesi, kimyacı.) Üçüncü başkan adayı ise ilahiyatçı Hüseyin Sarıoğlu. (5 oy İstanbul Üniversitesi.) TÜBA’ya başkanlık için aday seçilen üç isim arasından birisini Başbakan seçerek atayacak. İlahiyatçı adayı da seçebilir. Bence yakışır ve amaca da uygun olur. Başbakan üç adayı da beğenmezse, TÜBA üyelerinden herhangi birini de atama yetkisine sahip! Erdoğan başkan atamada mutlak isim. Zaten kendisine başka türlüsü de yakışmaz. Genel kuruldaki başkan adayları seçiminde 28 kişi boş oy kullandı. Bu kişilerin, “önceki TÜBA” üyeleri olduğu kesin. “Önceki TÜBA”dan 138 üyeden yarısına yakını istifa etmişti. Kalan üyelerden demek ki yarıya yakını da boş oy kullandı. 40’a yakın eski TÜBA üyesinin Başbakan ve hükümetin TÜBA’sını benimseyerek üyeliğini sürdüreceği anlaşıldı! Boş oy kullananların bir kısmı istifa edebilir. Zaten TÜBA’ya yapılan hükümet atamalarından sonra 7 TÜBA üyesi istifa etmişti. Bunlar arasında Çiğdem Kâğıtçıbaşı, Zeynep Aycan, Oğuz Gülseren, Cezmi Akdiş de bulunuyor. Tarık Çelik emekliliğini isteyerek başkan yardımcılığından da ayrıldı. Yücel Kanpolat yeni başkan atanınca görevi teslim edip istifa edecek. Hükümetin kurumlarınca yeni üyeliğe atananlardan İsmail Çakmak, Zekai Şen ve Amerika’da bir bilimci görevi kabul etmedi. Eski YÖK Başkanı Ziya Özcan da YÖK listesinden TÜBA’ya üye olarak atananlar arasında! O şimdi üstelik Polonya büyükelçisi! Özcan’ı geri dönemediği eski okulu ODTÜ mü önerdi diye araştırdım. Çünkü hem YÖK hem TÜBİTAK üniversitelere yazı yazmış ve TÜBA adaylarını bildirmeleri istenmişti. Hayır, ODTÜ önermemiş. YÖK doğrudan doğruya kendisi seçmiş Özcan’ı TÜBA üyeliğine. Bu durum karşısında, YÖK ve TÜBİTAK’ın oluşturdukları üye listesindeki isimlerden kaçının üniversitelerce bildirildiği, kaçının kendileri tarafından doğrudan seçilerek üye atandığı ise merak konusu. Yeni “atanmış” üyeler arasında tanınmış bazı isimler de var. Bunların hangi saiklerle Erdoğan TÜBA’sına üye atanmayı kabul ettikleri de merak konusu. TÜBİTAK’ın da YÖK’ün listesinde de ilahiyatçı atanmışlar var. YÖK, TÜBA’ya 43 asıl üye, 7 de genç üye (asosye) atadı. TÜBİTAK ise 40 asıl, 43 de asosye üye atadı. Her iki kurum da yasal olarak 100’er üye atama kontenjanlarını tam kullanmadı. YÖK yarısını kullandı. Herhalde ilk atamalardan sonra “ben niye yokum” diye ortaya çıkacakların gönüllerini yapmak için, “boş kontenjan” bıraktılar. ??? Halen TÜBA Başkanı olan Yücel Kanpolat, “Yoruldum ve sıkıldım. Ben akademinin sivil ve özerk olmasını isterim hep. Sanıyorlar ki TÜBA diye yağlı bir post bulduk ve bu postu sürekli kullanmak istiyoruz. Üyelerimiz çıkar amaçlı hizmet vermedi. Birbirimizden öğrenerek bilim insanı kimliğimizi güçlendirmeye, genç bilimcilere destek olmaya çalıştık, orası bizim için bir okuldu, bu şans elimizden alındı, yazık oldu. Gençler de huzursuz” dedi. Türkiye Bilimler Akademisi’nin ses getiren projeleri vardı. Bunlar arasında, genç akademisyen yetiştirme ve destekleme projesi (GEBİP), Türkiye kültür envanterinin çıkarılması, açık ders malzemeleri, bilim terimleri sözlüğü, bilim eğitim ve portalı ile onlarca projesi sayılabilir. TÜBA’ya başkan olmak için adaylıklarını açıklayanlar atandıklarında süren projeleri ne yapacakları veya nasıl bir TÜBA istedikleri veya TÜBA’ya neden başkan seçilmek istedikleri konusunda hiçbir fikir beyan etmedi!.. Bunu da normal buldum! Siyasi atanmışların bu konularda fikri olmasa da olur! Nasıl olsa ne yapacakları, nasıl davranmaları gerektiği konularında kendilerine gerekli siyasi talimatlar verilecektir. Bu arada bilindiği gibi, TÜBA’dan ilk istifa edenler sivil bir akademi kurarak (Bilim Akademisi Derneği, kısaca Bilim Akademisi) faaliyetlerine başladı. (http://bilimakademisi.org/) Türkiye bilimcileri özgürlüklerini yitirerek ağır bir yara aldılar. Annelerinden tutuklu öğrencilere destek Halkların Demokratik Kongresi Gençlik Meclisi ve Tutuklu Öğrencilerle Dannışma İnisiyatifi üyelerinin de aralarında bulunduğu yüzlerce kişi, öğrencilerin tutuklanmasını Kadıköy’de protesto etti. Mitingde konuşan Irmak Erdoğan, öğrencilerin sesinin kısılmaya çalışıldığını söyledi. Tutuklu öğrenci Eren Yurt’un annesi Sultan Yurt, “Ben şimdi onun bir adım önünde mücadele ediyorum” dedi. Tutuklu öğrenci Deniz Küçükbumin’in annesi Emine Küçükbumin de “Çocuklarımızın her daim yanındayız” diye konuştu. Ümraniye’de bombalı gece ? İstanbul Haber Servisi Ümraniye’de 4 ayrı adrese meşrubat kutusu içine konulan ses bombası büyük bir gürültüyle patladı. Bir marketin camları kırılırken, yurttaşlar panik yaşadı. Delil toplayan polis, kaçan kişi ya da kişileri yakalamak için çalışma başlattı. ADD Genel Merkezi’nin 12. olağan genel kurulu Ankara’da başladı Özel harekâtçı polis kazada öldü ? KARS (Cumhuriyet) Ankara’dan Kars’a lojistik malzeme getiren içinde 3 Özel Harekat polisinin bulunduğu minibüs, kereste yüklü kamyona arkadan çarptı. Kazada bir polis hayatını kaybetti, 2’si polis memuru 4 kişi yaralandı. Kazada polis memuru Murat Bayram hayatını kaybederken, yaralılar Kars Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. ‘Türkiye faşizmle yönetiliyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Tansel Çölaşan, ADD Genel Merkezi’nin 12. olağan genel kurulunda yaptığı konuşmada birlik çağrısı yaptı. Çölaşan, “İktidarı ele geçirmek zorundayız. Tüm ulusalcılar birbirimizi yemeyi bırakarak, hedefimizi görmeliyiz” dedi. ADD’nin 12. olağan genel kurulu dün başladı. Çölaşan, birilerine kızıp saldırmanın artık bir kenara bırakılması gerektiğini söyledi. Siyasallaştırılmış yargının iktidarın sopası olduğunu da anlatan Çölaşan, şunları kaydetti: “Bugün cemaatler ellerindeki iktidarın gücüyle, ele geçirdikleri basınla, yargıyla, sindirdikleri orduyla... Sosyal gelişmeleri durdurdukları için Türkiye bu noktada. Aslında onlar çoğunluk değil, ama iktidardalar. Çünkü onların arkasında emperyalizm var. Demek ki biz iktidarı ele geçirmek zorundayız. Tüm ulusalcılar birbirimizi yemeyi bırakarak hep birlikte hedefimizi görmeliyiz. (...) Son dönemde bütün kanun teklifleri gece yarısı önergesiyle hazırlanıyor. Türkiye faşizmle yönetiliyor şu anda tek kişi diktatörlüğü var, Meclis sanal.” Genel kurulda, bugün genel başkan ve yönetim kurulu seçilecek. Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC), ILO Konferansı’nda “Yıllık Sendikal Hak İhlalleri Raporu”nu açıkladı. “Türkiye’nin hak ihlallerinde Avrupa birincisi” olduğunu belirten DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu, raporun Türkiye bölümü hakkında şu bilgileri verdi: Türkiye raporun Avrupa bölümünde yer alıyor. Kıta genelinde en çok sayfa da Türkiye’ye ayrılmış durumda. Özellikle metal, petrokimya ve tekstil sektörlerinde sadece sendika üyeliğinin işten çıkarılmak için yeterli olduğu ifade ediliyor. Sendikal etkinliklere zaman zaman yaralanmalara yol açan ve şiddet içeren müdahaleler yapıldığı vurgulanıyor. 25 öğretmenin ve 1 deri işçisinin sendika faaliyetleri gerekçe gösterilerek tutuklandığı ve TEKEL işçilerine destek veren 111 kişinin hapis cezası istemiyle yargılandığı belirtiliyor. Yasaların ve Meclis’te bekleyen yasa tasarısının (Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı) ILO Sözleşmeleri’ne uygun olmadığı ifade ediliyor. Pek çok Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının sendikal haklarını kullanamadığı dile getiriliyor. Ayrıca toplusözleşme hakkının önündeki barajlar ve grev hakkının sınırlandırılması gibi engeller her yıl olduğu gibi tüm detaylarıyla rapordaki yerini alıyor. İktidardaki üçüncü dönemine başlayan AKP’nin AB ile müzakerelere devam etmesine rağmen özellikle insan hakları konusundaki reformları yavaşlattığı belirtilirken tutuklu gazetecilerin durumuna da yer veriliyor. hak ‘Türkiye ihlallerinde ikinci’ ÖYM’LERLE İLGİLİ SİYASİ KARAR BU HAFTA VERİLECEK Her şey Erdoğan’ın iki dudağı arasında ERDEM GÜL ANKARA AKP, Fethullah Gülen cemaatine yakın medyanın yoğun muhalefeti ve kendi içindeki cılız aykırı seslere karşın özel yetkili mahkemelerin (ÖYM) yetkilerini daraltacak değişiklik için bu hafta “siyasi kararını” verecek. AKP’li kurmayların hazırlıklarını yürüttüğü çalışma bu hafta Başbakan Tayyip Erdoğan’a sunulacak. 15 Haziran’dan sonra Meclis’e gelmesi beklenen değişiklikle en kritik karar, MİT’te olduğu gibi başta askerler ve diğer üst düzey görevlilerin soruşturma ve yargılamalarında izin sistemi getirilip getirilmeyeceği olacak. AKP’de, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ifadeye çağrılmasına karşı çıkarılan MİT’e koruma yasasından bu yana tartışılan ve 2 hafta önce ivme kazanan ÖYM’lere ilişkin yasa değişikliği çalışmaları büyük ölçüde sonuçlandı. AKP’li kurmaylarca hazırlanan çalışmada ÖYM’lerin görev ve yetkilerinde yapılacak değişiklikler seçenekli olarak hazırlandı. Çalışmada özellikle ÖYM’le re hiçbir şekilde dokunulmaması için kampanya yürüten parti dışı çevrelerle parti içindeki çatlak seslerin gözlerini diktikleri Ergenekon, Balyoz ve KCK davasına etkileri üzerinde özellikle duruldu. MİT için sağlanan izin sisteminin askerler başta olmak üzere üst düzey kamu görevlileri ve siyasiler için de getirilmesi çalışmanın en önemli başlığını oluşturdu. Gelecek hafta çalışmayı yürüten kurmaylar, Başbakan Erdoğan’a ayrıntılı bilgi sunacak. Bu bilgilendirmenin ardından Erdoğan ÖYM’lerin kaderini belirleyecek “siyasi kararı” verecek. Erdoğan’ın kararının en kritik noktasını izin sistemi oluşturacak. Kurmaylar, MİT’teki gibi izin sisteminin askerler ve başka kişilere de sağlanması halinde, kimlerin tahliye olabileceği, artık ÖYM’lerin kimlere dokunamayacağı hakkında Erdoğan’a isim isim bilgi verecek. Erdoğan da vereceği kararıyla aynı zamanda halen tutuklu olan çok sayıda ismi ya tahliye etmiş ya da tutukluluklarına devam etmelerini sağlamış olacak. Gökhan Ayaydın’dan Tüzmen’e yumruk ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen ile CHP’li Aydın Ayaydın arasında havaalanında yaşanan kavga, Ankara Sheraton Oteli’ndeki düğünde devam etti. Ayaydın’ın oğlu Gökhan Ayaydın dans pistinde karşılaştığı Tüzmen’e önce kafa attı, ardından vurduğu yumrukla yere düşürdü. Yaşanan kavganın sebebi, yaklaşık 1 ay önce Esenboğa Havaalanı’nın VIP salonunun çıkışında Tüzmen ile Aydın Ayaydın arasında yaşanan yumruklaşma olarak gösteriliyor. VIP salonunun çıkışında CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın’la karşılaşan Tüzmen, Ayaydın’ın yazdığı “El Tüzmen” isimli kitabının siyasi hayatını bitirdiği gerekçesiyle yumruk atıp, küfretmişti. Tüzmen, “Ayaydın’ın validesine ve ailesine hürmetlerimi sundum” açıklamasını yapmıştı. ‘ÖYM’ler bumerang gibi dönüp sizi de vurabilir’ İstanbul Haber Servisi YARSAV ve YARGISEN Kurucu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu yaptığı açıklamada, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Mit Müsteşarımı aldırtmam’ sözleriyle, Özel Görevli Mahkemeler (ÖGM) için koyduğu tavrıyla, bu mahkemelerin şimdiye kadar iktidarın etkisi altında tutulduğunu, şimdi ise iktidarı kullanan gücün kendi içinde bölündüğünü itiraf ettiğini” kaydetti. Eminağaoğlu, “Gücün etkisinden kurtulamayan bu mahkemeler varlıklarını sürdürürse, yarın da bumerang gibi dönüp Erdoğan’ı ve çevresini vuracaktır”dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle