24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 HAZİRAN 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 13 Sol rüzgâr meclise dayandı Tahran, Batı’nın insan haklarını soruşturacak EKBER KARABAĞ UĞUR HÜKÜM Bu arada İran ile Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu arasındaki Viyana görüşmesinden sonuç çıkmazken yaklaşık bir hafta sonra Rusya’nın başkenti Moskova’da İran ve 5+1 ülkeleri arasındaki müzakereler için de Tahran’dan olumsuz sinyaller geldi. İran Meclisi Dış Güvenlik Komisyonu Başkanvekili İsmail Kevseri, Moskova müzakerelerinin “kesinlikle” sonuca varmayacağını söyledi. Kevseri, “Müzakereler öncesi İran’a karşı başta ABD, İngiltere ve Fransa’nın da içinde bulunduğu bazı sömürgeci ülkeler tarafından oluşturulan atmosfer nedeni ile kesinlikle bu müzakerelerden sonuç çıkmayacak” dedi. İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, Moskova müzakereleri için ilgili hazırlık komitelerinin kurulmamasından bazı Batılı ülkeleri sorumlu tuttu. ‘Moskova için umut yok’ unanistan’da giderek artan ırkçı saldırıları protesto etmek için yüzlerce kişi başta başkent Atina olmak üzere birçok kentte sokaklara döküldü. Y Irkçılık karşıtları, solcu grupların da geniş katılımla yer aldığı protestolar çerçevesinde Atina’da 1000’i aşkın kişi “Naziler dışarı” pankartı açarak parlamentonun bulunduğu Sintagma Meydanı’na yürüdü. Grup, ülkede 6 Mayıs’ta yapılan seçimlerde parlamentoya 21 milletvekiliyle giren aşırı sağcı Altın Şafak Partisi’ni protesto etti. Bu partiden bir milletvekilinin geçen salı günü bir televizyon programında sol partili bir kadın politikacıya saldırısının da gündeme geldiği yürüyüşte, “gerçek yüzleri ortaya çıkan Nazilerin, parlamentodan gitmeleri gerektiği” sloganları atıldı. Gelecek hafta ikinci bir kez seçimlerin yapılacağı ülkede son günlerde göçmenler aşırı sağcı grupların saldırılarına hedef oluyor. (AFP) Dış Haberler Servisi Suriye’de çatışmalar sürerken muhalif kaynaklar geçen ay sonunda 5 Suriyeli gazetecinin yaşamını yitirdiğini savundu. ABD merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi’nin muhalif kaynaklara dayandırdığı açıklamasına göre, gazetecilerden ikisinin başkent Şam’da, 3’ünün ise Humus’ta ordunun bombardımanı sırasında öldükleri belirtildi. Dera’da ise dün 10’u kadın 19 kişinin güvenlik güçlerinin ateşinde öldüğü iddia edildi. Suriye’deki BM gözlemci heyetinin geçen çarşamba katliam haberleriyle gündeme gelen Ha SURİYE’DE ŞİDDET TAHRAN Tahran yönetimi, ABD ve İngiltere’nin dünya çapında yaptıkları insan hakları ihlallerini deşifre etmek için 20 milyon dolarlık bütçe ayırdı. Meclis tarafından onaylanan yasa, Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın imzasıyla dün resmen yürürlüğe konuldu. Yasaya göre, ABD ve İngiltere yönetimlerinin, “işledikleri çeşitli insan hakları ihlallerini dünya kamuoyuna duyurmak, bu iki ülkenin dünya çapında yaptıkları yasadışı eylemlerine karşı duran hareketleri desteklemek” amacıyla 20 milyon dolar bütçe ayrılması kararlaştırıldı. İstihbarat Bakanlığı önderliğinde kurulacak kurumda; Dışişleri Bakanlığı, Devrim Muhafızları, Meclis Ulusal Güvenlik Komisyonu ve diğer bazı organların da üyesi bulunacak. İstihbarat Bakanlığı, yaptıkları ile ilgili her 3 ayda bir meclise rapor verecek. PARİS Fransa, cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bir ay sonra bugün genel seçimlerin ilk turu için sandık başına gidiyor. Sosyalist Partisi adayı François Hollande’ı başkan seçen Fransızların bu kez sandıktan çoğunluğu sol olan bir “Millet Meclisi” çıkartması bekleniyor. Seçimler, 46 milyon kayıtlı seçmenin bulunduğu ülkede 1017 Haziran tarihlerinde iki tur olarak düzenlenecek. Ancak son araştırmalar Fransızların yaklaşık yüzde 40’ının sandığa gitmekten yana olmadığını gösterdi. Bu eğilimi iki etken açıklıyor. Öncelikle cumhurbaşkanlığı seçimlerine verilen önem ağırlığı ve yorgunluk. Diğer etken ise kamuoyu araştırmalarının az farkla da olsa solun kazanacağını göstermesi. Son kamuoyu yoklamaları Sosyalist Partisi ile eski iktidar partisi, Nicolas Sarkozy’nin siyasi hareketi (hareket, zira içinde 5 Fransa’da genel seçimlerin ilk turu bugün gerçekleşiyor 6 sağ siyasi çevre ve partiyi barındıran ne zaman patlayacağı belirsiz bir yapı) UMP’yi başabaş gösteriyor. Her iki siyasi oluşumun da yüzde 3233 civarında bir oy potansiyeli var. Komünist Partisi ve Sol Parti’nin öncüsü olduğu Sol Cephe yüzde 89, Yeşiller’in yüzde 56, aşırı sağcı ve milliyetçi Milli Cephe’nin de yüzde 1516’lık bir desteğe sahip oldukları varsayılıyor. Merkez sağ MoDem’in yüzde 23, çeşitli aşırı sol hareketlerin oyları yüzde 1 civarında seyrediyor. Seçimleri reddeden Anarşistler dışında aşırıdan merkeze Fransız solunun avantajı ikinci turda en iyi durumdaki sol adayda birleşebilme güç ve bilincinde yatıyor. Fransız sağının en büyük zaafı ise aşırı sağın cumhuriyetçi ilkelere ters düşmesi nedeniyle belli bir seçim ittifakı oluşturamaması. Seçimlerle 577 sandalyeli meclisin yeni üyeleri belli olacak. Artan işsizlik oranı, bütçe açığı, yeni hükümetin önündeki önemli sorunlar olarak değerlendiriliyor. Diğer yandan da dikkatler oylarını arttıran aşırı sağın politikalarına da çevrilmiş durumda. Öte yandan seçimlerden bir gün önce Afganistan’ın Kapisa vilayetinde düzenlenen saldırıda Fransız birliğinden 4 NATO askerinin öldüğü, 5’inin yaralandığı bildirildi. Saldırıyı Taliban üstlendi. Hollande, cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduktan hemen sonra Afganistan’a sürpriz bir ziyaret gerçekleştirmiş ve bu ülkeden en kısa zamanda çekileceklerini açıklamıştı. Elbet Sabah Olacaktır “Başına gelenleri bir türlü anlayamıyordu. Geceyi karakolda geçirdi. Saatler boyu sorguya çekildi. Yakınları telaşa kapıldılar. Kendisinden hiç haber gelmiyordu. Ne olmuştu, suçu neydi? Kimse bir şey bilmiyordu. Ertesi gece (onu) arabaya koyup evine götürdüler. Yanında üç kişi vardı. Biri kara sakallı bir paşaydı. Eve daldılar, önce çalışma odasına, sonra yatak odasına girdiler. Her yeri didik didik ettiler, aranmadık ne bir dolap kaldı, ne çekmece ne de raf…” Yukarıdaki satırlar Soner Yalçın’ın, bir polis aramasıyla başlayan son kitabı “Samizdat”tan değil… Hıfzı Topuz’un son biyografik romanı “Elbet Sabah Olacaktır”dan alındı. Topuz’un “Elbet Sabah Olacaktır”da anlattığı şair Tevfik Fikret... Dönem, Abdülhamit’in en karanlık istibdat dönemi... Hıfzı Topuz, Fikret’in geçen yüzyıl başındaki “ilk tutuklanmasını” böyle anlatıyor. Hiçbir şeyin değişmediği bir zaman tüneline girmiş gibi oluyoruz. ‘Herkesin vicdanı kapalı’ Tevfik Fikret’in hele Süleyman Nazif’e iç döktüğü mektupta yazdığı satırlara bakın: “En samimi arkadaşlarımın arasında, sokağa çıplak çıkmış bir adam hissiyle titriyorum; herkesin vicdanı kapalı, örtülü; yalnız ben çıplak! Herkes zamanın sahte gösterişine bürünebiliyor; herkes namuslu geçinerek alçak yaşamanın kolayını buluyor; herkes bu rezil havayı nefes alabilmek için bir çare, bir büyü buluyor. İşte namuslu kalem, namuslu matbuat, namuslu edep… O da öldü, o da çiğnendi. Gazetesine bir jurnal basmayanlar artık gazeteci sayılmıyor. Sonra içimizde o edepsizlikleri şirretliklerinden dolayı tebrike koşacak, ‘Bir gaza ettin ki hoşnut eyledin peygamberi!’ alkışlarıyla onların bu danışıklı dövüşlerini, namussuzluğun bu zaferini alkışlayacak namuslular da var! Herkes diyor ki: Zaman haklıdır, akıllıdır, sen budalasın! Allah aşkına siz öyle yapmayın, siz bari deyiniz ki: Sen budalasın; fakat zaman haklı, akıllı değildir.” Nasıl? “Zaman daima haklıdır!” hesabına birdenbire “yetmez ama evetçi” kesilen pek çok tanıdık, eski dosta yabancı düşen bizleri anlatır gibi değil mi? Bir ülkenin genleri bu kadar mı değişmez? ‘Parlamentoda ırkçılara yer yok’ ‘Gazeteciler hedef oldu’ ma’daki Kubeyr köyüne ulaştığı, araştırmalarına başladığı bildirildi. Lübnan’ın kuzeyinde önceki gün Şam yönetimi yanlılarının yaşadığı bir bölgeye saldırı düzenlendiği belirtildi. Olay sırasında bir keskin nişancının ateşi sonucunda 1 kişinin öldüğü, 3 kişinin yaralandığı savunuldu. Bu arada muhalif Suriye Ulusal Konseyi’nin (SUK) İstanbul’daki toplantılarında Burhan Galyun’dan boşalan başkanlık koltuğuna konsey üyesi Abdulbasit Sida’yı seçme yönünde görüşbirliğine vardığı savunuldu. Sida, konseyde “Ulusal Kürt Bloku”nu temsil ediyor. Doğru zamanlama Tüm kitaplarını büyük keyif ve hayranlıkla okuduğum Hıfzı Topuz’un son romanı “Elbet Sabah Olacak!”; hedefi on ikiden vuran bir zamanlamayla kaleme alınmış… Abdülhamit istibdatının gem vurulmamış acımasızlığını, abukluğu ve keyfiliğini, bu istibdata teslim olmamak adına yalnız kalmayı göze alan Fikret’in çaresizliğini okurken maziyle bugün arasında okur olarak mekik dokuyorsunuz. Anayasacılık adına Meşrutiyet ilan ediliyor… “Daha çok demokrasi” ayaklarına halihazırda sürdürülen zulüm ve baskılar gibi, değişen bir şey olmuyor. Zira Topuz’un da kitapta belirttiği gibi: “İnsan haklarına saygının olmadığı ve güçler ayrılığının sağlanamadığı bir toplumda anayasanın anlamı olmuyor.” Fikret tarafından adı konan Meşrutiyet dönemi gazetesi “Tanin” çevresinden Mehmet Emin Yurdakul bu yüzden bir büyük isyan duygusuyla şu şiiri kaleme alıyor: “Bugün de mi düşünceye, ağızlara kelepçe Bugün de mi hürriyete, adalete işkence Bugün de mi eli kalem tutanlara zindan Demek millet bugün bile keyfe kurban olacak…” ACI KAYBIMIZ Sevgili oğlumuz HAKAN ŞENYUVA'yı Anma (16 Kasım 1957 ) A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğrenci Derneği Başkanı iken 10 Haziran 1979 günü emperyalizmin işbirlikçisi faşist güçler tarafından şehit edilişinin 33ncü yıldönümünde seni ve S.B.F. öğrenci derneği liderleri Öğrenci Derneği Başkanı Hakan YURDAKULER'i (08.04.1976) Öğrenci Derneği Üyesi Ali Fuat OKAN'ı (01.05.1976) Öğrenci Derneği Üyesi İ. Gökhan EDGE (10.12.1976) Öğrenci Derneği Üyesi Bayram BEYDEDA (19.08.1978) Öğrenci Derneği Üyesi Bahri GÜRPINAR'ı (17.01.1979) Öğrenci Derneği Üyesi Mehmet Adil OLCAY'ı(17.11.1979) Öğrenci Derneği Başkanı Şevki KOBAL'ı (16.06.1980), saygı ve sevgiyle anıyoruz. Ülkemizin tam bağımsızlığı için mücadele veren ve bu uğurda yaşamlarını feda eden tüm devrimcilerimizi, devrimci 68 ve 78 kuşağı üniversite gençliğimizi, bilim adamlarımızı, bürokratlarımızı, işçi liderlerimizi, yazarlarımızı, sanatçılarımızı, aydınlarımızı özlem ve hasretle anıyor, gönüllerimizde yaşatıyoruz.33 yıllık adalet arayışı içinde evladımızın katilini ve onu besleyen odakları adaletin huzuruna çıkaramadık. Her tür engelle karşılaşarak, adalet sistemimizin zaaflarını ve emniyet teşkilatımızın sorumlu birimlerinin yetersizliğini yaşayarak öğrendik. Ülkemizi emperyalizmin ve işbirlikçilerinin kuşatmasından kurtaramadık. Ancak mücadeleden vazgeçmedik , vazgeçmeyeceğiz: İsrarla zaman aşımı hükümlerinin ceza yasasından çıkarılması gerektiğini haykırıyoruz. Tüm devrimci şehitlerimizin katledilmelerine seyirci kalanları, Firari katil zanlısı olarak aranan 1956 Kahramanmaraş doğumlu Ali oğlu Fehmi Söylemezi ve onun gibi katilleri, onları kaçıran, koruyan, kollayan, besleyenleri, emperyalizmin işbirlikçilerini lanetliyoruz. Adalet, oğlumuzun katillerinin yargılandığı dosya da dahil birçok dosyayı açmamak üzere kapatmış ve unutulmaya terk etmiş bulunuyor.. Çocuklarını yakınlarını yitiren biz ve bizim gibi insanlar adalet arayışlarında acı ve yalnızlık içinde bırakılmışlardır. Adalet arayışının yarın sizin kapınızı çalmasını beklemeden, sadece yasaların sizi korumadığını bizzat yaşayarak öğrenmeden önce, tüm kamuoyunu, duyarlı, vicdan sahibi insanlarımızı, aydınlarımızı ve dürüst yetkilileri ve parti gözetmeksizin milli iradenin temsilcisi bütün milletvekillerimizi bir kez daha yasalarımızdaki “zaman aşımı” ile af yolunun kesinlikle kapatılmasını sağlamaya çağırıyoruz. Devrimcileri katledenlere ve işbirlikçilerine sesleniyoruz: Onları unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız: ekilir ekin geliriz ,ezilir un geliriz, bir gider bin geliriz Sevgili oğlumuz Hakan Şenyuva 33 yıldır seni ve tüm devrimci şehitlerimizi tarifsiz bir özlem, sevgi ve saygıyla anıyor ve gönüllerimizde yaşatıyoruz. Emekli General ve Bayan I. Hakkı ŞENYUVA P.K. 331 06042 UlusANKARA Topuz ‘perdeyi’ kaldırıyor Fikret’le bizi böyle “günün içinden” buluşturmanın ötesinde, Hıfzı Topuz büyük şairi, okurlara bütün bir düşünce sistematiği içinde tanıtıyor. Lisede ezberleyerek geçtiğimizdir o pek esrarengiz Serveti Fünun edebiyatı ve şiirini, berrak bir Türkçeye çevirerek her şeyden önce sadeleştiriyor Topuz. “Elbet Sabah Olacaktır”ı okurken bu yüzden çoğu defa “Ne enteresan?” diye düşünmeden edemedim: “Fikret’i bu netlikle anlayabilmemiz için ölümünden asır mı geçmesi gerekti? Neden Tevfik Fikret’in fikirleri ve şiirlerini daha önce bu açıklıkla belleyemedik?” Bu sorunun yanıtı Fikret’in, bir asır sonrası Türkiye’si için bile çok “ilerici bir yazı ve düşünce insanı” olmasında yatıyor... Tevfik Fikret bir özgürlük şairi. İfade ve düşünce özgürlüklerini savunuyor. Kadınlar için hak ve eşitlikten yana çıkıyor. Savaş karşıtı ve barış yanlısı hümanist fikirlere imza atıyor. Şeriat karşıtı aydınlanmacı kimliğiyle tanınıyor. Bunlar geçmişte de sağ iktidarlar yörüngesinde yaşayageldiğimiz “laik Türkiye Cumhuriyeti’nde” her daim “sakıncalı” görülmüş olan fikirler. O anlaşılmaz dil, belli ki bilinçli olarak, şair üzerinde kalın bir perde gibi korunmuş. Topuz, Fikret’le aramızdaki o “perdeyi” kaldırıyor! Kitaba adını veren Fikret dizeleriyle bitirelim bu yazıyı: “Evet, sabah olacaktır, sabah olur geceler kıyamete kadar sürmez, sonunda bu gökyüzü, bu mavi gök size acır…” Çok teşekkürler Hıfzı Topuz. Merhum Rize Milletvekili Hasan Cavit Belül ve Merhume Süreyya Belül’ün kızları, Sabiha Başaran ve Meliha Yürüker’in kardeşi, Mustafa Başaran, Nur Başaran, Banu Yürüker ve Vasfiye Başaran’ın teyzeleri, Özer Başaran, Genco Koca ve Tuvana Hemphill’in büyük teyzeleri ve Merve Belül’ün annesi CHP ESKİ İSTANBUL SENATÖRÜ AV. SOLMAZ BELÜL’ü Tahrir’de kadın düşmanları ? Dış Haberler Servisi Mısır’da erkeklerden oluşan yüzlerce kişilik bir grup, cinsel tacize karşı yürüyüş yapan çoğunluğu kadınlardan oluşan göstericilere saldırdı. Mübarek rejiminin devrilmesinden bu yana başkent Kahire’deki Tahrir Meydanı’nda süren gösterilerde gerek güvenlik güçlerinin gerekse bazı grupların kadınları hedef alan şiddet ve tacizlerine karşı önceki gün protesto eylemi düzenlendi. Erkek göstericiler tarafından çember içine alınarak korunan yaklaşık 50 kadın Tahrir Meydanı’na ulaştıkları sırada harekete geçen saldırganlar, kadınları taciz ederken kendilerine engel olmaya çalışan erkek göstericilerle de çatıştı. 08.06.2012 günü kaybettik. Cenazesi 10.06.2012 Pazar günü, Erenköy Galippaşa Camii’nde kılınacak öğle namazını müteakiben Edirnekapı Şehitliği’ne defnedilecektir. Allah rahmet eylesin. UCM avukatına Libya’da gözaltı ? TRABLUS (AA) Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Libya temsilcisi Dr. Ahmed El Cihani, Avustralyalı UCM avukatı Melinda Taylor’un, öldürülen devrik Libya lideri Muammer Kaddafi’nin oğlu Seyfülislam Kaddafi’ye Libya’nın güvenliğini tehdit eden belgeler teslim ettiği gerekçesiyle Zintan’da gözaltında alındığını bildirdi. Taylor’un, Seyfülislam ile yapılan görüşmeye kalem şeklinde bir kamera ve saat şeklinde bir ses kayıt cihazı ile girdiğini öne süren Cihani, bunun avukatlık mesleğiyle bağdaşmadığını savunurken Libya yetkili makamlarının soruşturma açtığını söyledi. NOT: ÇELENK GÖNDERMEK İSTEYENLER TÜRK EĞİTİM VAKFI’NA BAĞIŞTA BULUNSUNLAR. C MY B C MY B Ailesi adına, Yeğeni: MUSTAFA BAŞARAN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle