17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 MAYIS 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER TUTUKLU VEKİLLER KONUSUNDA AKP ÇÖZÜME YANAŞMAYINCA TBMM BAŞKANI DA UMUTSUZ KONUŞTU 5 cemaatlerin de olsa, devletin de olsa, yakıp yıkan PKK terörüne karşı toplum olarak tepki göstereceğiz. Çünkü vicdanımız var, insani duygularımız var! ??? Başbakan gerçekten gündem çevirme Çiçek kapıları kapattı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Cemil Çiçek, muhalefet partilerinin yasal değişiklik konusunda uzlaşmaya vardıkları tutuklu milletvekilerinin serbest bırakılması konusunda, AKP’den gelen olumsuz açıklama sonrası bu kez umutsuz konuşarak “Çözüm görünmüyor” dedi. Çiçek, Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ile görüşmesinin ardından gazetecilerin tutuklu milletvekilleri ile ilgili sorularını yanıtladı. Çiçek, “(Tutuklu milletvekilleri konusunda) Muhalefetin önerilerine AKP kapıyı kapattı. Bundan sonra nasıl bir süreç izlenecek? Muhalefetin sizden bilgilendirme talepleri olmuştu, buna nasıl bakıyorsunuz” sorusuna, “Bu konuyla ilgili konuşulmadık ne kaldı bilemiyorum” dedi. Muhalefetin görüşlerini ifade etmeye çalıştığını belirten, iktidar partisi sözcüleri ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, bu işin çözüm yerinin yargı olduğu yolundaki görüşlerine gönderme yapan Çiçek, “Benim aldığım ve alacağım bilgi de bu olacaktı. Dolayısıyla bundan sonra ne yapılabilir? Biz neyi yapıyorsak ve neyi yapacaksak, anayasa ve yasalar çerçevesinde çözüm aramaya çalışıyoruz. Eğer anayasa ve yasalar bundan daha öte bir çözüme imkân vermiyorsa o noktada da yapılabilecek çok fazla bir şey gözükmüyor” diye konuştu. Çiçek, tutuklu milletvekilleri konusunda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisine yönelik eleştirilerinin sorulması üzerine de, TBMM Başkanı olarak siyasi parti lider ve sözcüleriyle yerli yersiz polemiğe girmek istemediğini söyledi. Başbakan İpin Ucunu Kaçırdı! Yağmur birden bastırıyor... Pencerenin camını kapatıyorum. Bahçe durgun, ağaç dalları rüzgârın çoğalan gücü karşısında eğilip bükülüyor. Tahtalardan daha yassı bir su, sanki serçe sağanaklarıyla ıslanmış. Salonun duvar kâğıdı, lacivert, sarı ve mavi... Milyonlarca mavi gözyaşı, şehit cenazeleri, Uludere katliamıyla birleşirken, pencerenin çınlanan kanadı yüreklerimizi dağlıyor. Kapkara gök, çakan şimşek ve o kulakları çınlatan gürültü. Babasının bayrağımıza sarılı tabutu başında oturan o çocuğun fotoğrafı... Uludere bombardımanında 1314 yaşındaki oğlunu yitiren acılı anne... Yağmurlu bir sabah çocuksu gülüşleri bile alıp götürüyor. Acıları çoğaltıyor yüreklerde. Kör bir inanç kuşatıyor çevremizi. O Kayseri’de noktalanan kör terör umutlarımızı alıp götürüyor birden... ??? Yağmur yağıyor... Böyle havalarda hüzünlenirim ben! Pencereden ağaçların ve çiçeklerin titreyişini seyrederken, Başbakan Erdoğan’ın gündemi değiştirmede ne denli usta olduğunu, gazetecilere nasıl gözdağı verdiğini düşünüyorum. Başbakan daha sakin olamaz mı? Uludere olayı sonrası “zil takıp oynayan ölü seviciler” olarak nitelediği siyasetçilere, bu konuda yazı yazan gazetecilere “onların tasmalarını biz çıkardık” diyerek hakaret eden bir başbakan... Gazetelere bakıyorum, bu konuda gazetecilerin bir karşı tavrı yok! Bir korku imparatorluğu yaratılmış! Başbakan gazetecilere hakaret edecek, aşağılayacak ve bizler ağzımıza kilit vuracağız. Yağma yok! Hem askeri hem de sivil vesayete karşı çıkmak, demokrasiyi, özgürlükleri savunmak, terör nereden gelirse gelsin bir insanlık suçu olduğunun sık sık altını çizmek her yurtseverin görevidir. İster gazeteci olun, ister politikacı, ister emekçi... Gazetecinin görevi halkı bilgilendirmek... Güneydoğu’da PKK okul, yurt, dershane bombalarken de susmayacağız... O okullar, yurtlar, dershaneler Kılıçdaroğlu’nu suçladı Kimsenin siyasi problemlerin çözümünün tamamını kendisinden bekleyemeyeceğini kaydeden Çiçek, tutuklu vekil krizi konusunda CHP liderini suçlayarak, “Yetkim olmayan noktada, herkes özellikle kendilerinden kaynaklanan ve kendilerinin çıkardığı bir problemin çözümünü benden istiyorlarsa, o zaman üsluplarına biraz da dikkat edilmesi lazım” diye konuştu. Kılıçdaroğlu’nun yeni anayasa için şartlar ileri sürdüğünü belirtip ‘Dayatmalara boyun eğmeyiz’ dedi Erdoğan sinyal almış ? Kılıçdaroğlu’nun yeni anayasa için mızıkçılık sinyalleri verdiğini savunan Erdoğan, “Masadan kalkan taraf biz olmayacağız ama bize de millete de dayatma yapılmasına göz yummayız” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yeni anayasa çalışmalarında ana muhalefet partisi CHP’nin yeni şartlar ortaya koyduğunu belirterek “Biz, bize de millete de dayatma yapılmasına asla göz yummayız” diye konuştu. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenlenen “2011 İhracat Şampiyonları Ödül Töreni”nde yaptığı konuşmada, 2002 yılında 36 milyar dolar olan ihracatın dünyadaki krize rağmen 2011 yılında 135 milyar dolara ulaştığını anımsattı. Türkiye’de askeri müdahalelerin tüm birikimleri silip süpürdüğünü, enflasyon ve faizin fırlayıp ekonominin daralmasına sebep olduğunu, bu süreçlerin Türkiye’ye faturasının büyük olduğunu ifade eden Erdoğan, “Bu dönemlerde köşeyi dönenler olmadı mı? Oldu. İşleri tıkırında gidenleri, statükoyu desteklemeye devam edenleri de çok iyi biliyoruz. Onlar kendileri dışındaki işadamlarını görmediler, görmek istemediler. Birileri ceplerini külliyetli şekilde doldururken, milletin çoğu krizlerin faturasını ödemek zorunda kaldı” diye konuştu. Adliyede hasret giderdiler Emekli orgeneraller Teoman Koman, İlhan Kılıç, Hikmet Köksal ve Ahmet Çörekçi ifade için İstanbul’dan Ankara’ya götürüldü. (Solda) Balyoz davasından Silivri’de tutuklu bulunan ve ifade için Ankara’ya getirilen emekli Korgeneral Metin Yavuz Yalçın da adliyede yakınlarıyla hasret giderdi. (Fotoğraflar: AAENES CAN) Tarihi MGK toplantısına katılan 9 asker ifadeye çağrıldı 28 Şubat’ta 5. dalga ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Özel yetkili Savcı Mustafa Bilgili’nin yürüttüğü 28 Şubat soruşturmasının 5. dalgası, 28 Şubat kararlarına imza atan dönemin kuvvet komutanlarına uzandı. 28 Şubat 1997’deki MGK toplantısına katılan kuvvet komutanlarından emekli orgeneraller Teoman Koman, Ahmet Çörekçi ve Hikmet Köksal’ın da aralarında bulunduğu 9 kişi, ifadeleri alınmak üzere polis marifetiyle savcılığa getirildi. Daha önceki dalgalarda, hakkında gözaltı kararı bulunan ancak adresinde bulunamayan emekli Albay Cemal Hakan Pelit de dün adliyeye gelerek teslim oldu. Sözkonusu 10 kişi tutuklanmalır istemiyle adliyeye sevk edildi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Bu dalgalar böyle geldikçe ülke boğulur” açıklamasından sonra gelen 5. dalgada, emekli komutanlar hakkında “gözaltı” kararı alınmaması ve evlerinde arama yaptırılmaması dikkat çekti. Evlerinden alınarak direkt Ankara Adliyesi’ne getirilen emekli komutanlar için Emniyet’te sorgu işlemi de yapılmadı. Şu ana 51 askerin tutuklandığı soruşturmada savcı Mustafa Bilgili, 20 günlük bir suskunluğun ardından 5. dalga operasyon için dün talimat verdi. mir, Datça ve Silivri Cezaevi’nde bulunan toplam 9 şüphelinin Ankara’ya getirilmesi için harekete geçti. Balyoz davasında tutuklu bulunan emekli Orgeneral Çetin Doğan, MHP milletvekili ve emekli Korgeneral Engin Alan ile emekli Korgeneral Metin Yavuz Yalçın, jandarmalar tarafından Silivri Cezaevi’nden alınarak dün sabah saatlerinde Ankara Adliyesi’ne getirildi. Soruşturmayı yürüten savcılar Mustafa Bilgili ile Kemal Çetin, ilk olarak bu isimlerin ifadesini aldı. Engin Alan’ın eşi Nevin Alan ile kızı Pelin Alan da adliyeye gelerek emekli komutanı yalnız bırakmadı. Çetin Doğan, kendisine “Siz de mi buradasınız” diyen Pelin Alan’a “Kambersiz düğün olur mu?” yanıtını verdi. Doğan, koridorda kendisine “Nasılsınız” sorusunu yönelten gazetecilere de “Asayiş berkemal” dedi. Adliyeye daha sonra getirilen diğer isimler ise şöyle: Eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral İlhan Kılıç, eski MİT Müsteşarı ve dönemin Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Teoman Koman, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Ahmet Çörekçi, eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Hikmet Köksal, dönemin Genelkurmay Plan Prensipler Başkanı emekli Korgeneral Vural Avar, dönemin Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanı emekli Korgeneral Kamuran Orhan. Emekli orgeneraller Koman, Köksal ve Çörekçi’nin, 28 Şubat 1997’de alınan MGK kararların altında imzası bulunuyor. Dağı niye bıraktın? Türkiye’nin 2023 hedeflerine mevcut anayasayla yürünemeyeceğini belirten Erdoğan, şu anda yeni anayasa çalışmalarının devam ettiğini belirtirken şöyle konuştu: “Biz milletimize söz verdik, masadan kalkan taraf biz olmayacağız, ama bize de, millete de dayatma yapılmasına asla göz yummayız. Ana muhalefet partisi genel başkanı, anayasa ile ilgili bazı şartları dillendirmeye başladı. Açıkçası halk tabiriyle yavaş yavaş bir mızıkçılığın sinyallerini veriyor. Başta yargı konusu olmak üzere, 12 Eylül dönemine olmasa bile, 27 Mayıs dönemine doğru bir özlemin, bir arzunun, bir nostaljinin yavaştan esmeye başladığını görüyoruz. Bakıyorsunuz biri de çıkıyor, ‘Silahla da olsa biz bunları engelleriz’ diyor. Madem silahla Ankara’ya parlamentoya gelecektin dağı niye bıraktın? Orada kalsaydın.” ustası... Erdoğan kürtajı cinayet olarak nitelendirdi, sezaryenle doğuma karşı çıktı, ardından da yeni bir bomba patlattı: “Tasmalarını çıkardık!” Tasmanın kimlere takıldığını kendisinin bildiği gibi biz de biliyoruz... Bu ağır sözleri söylemeye hakkı yok Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın... Musa Kart’ın “kedili karikatürü” için dava açan kendisi değil miydi? Kendisini eleştirenlere karşı yasal yollara başvuran, bununla yetinmeyip o gazetecilerin üzerine çizik atan Başbakan, Uludere olayının üzerine giden köşe yazarlarına açık açık şöyle diyor: “Sizin tasmalarınız askerin elindeydi... Onları zindana attık, sizi kurtardık... Şimdi tasmalarınız uluslararası güçlerin elinde...” Uçan kuşun izini sürer gibi muhalif gazetecilerin ne yiyip ne içtiğini bile bilen istihbarat örgütleri, çıkarsın hangi yazarın uluslararası güçlerle ilişkili olduğunu. Bu kadar basit! ??? Başbakan ipin ucunu kaçırdı!.. Açıklamalı Başbakan, “tasma”nın bir dönem kimlerin boynunda olduğunu... Bugüne değin beni hiçbir asker, hiçbir sivil “azarlamadı” ve yönlendirmedi... 12 Mart’ta, 12 Eylül’de kimseye boyun eğmedim... Ne patronlara ne de siyasetçilere, egemen güçlere! Gazetecilik yaşamımda da bildiğim yolda yürüdüm... Benim sık sık vurguladığım şu: “Ne şeriat ne de darbe!” Bugün Türkiye’de 12 Eylül’ün yasaları uygulanıyor... Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını anmaya giden çocuklarımız tutuklanıyor... Parasız eğitim isteyen üniversiteli gençlerimiz zindana atılıyor... Evet! Bir sis perdesi denizin üzerine inerken, yağmur hızını biraz olsun kesiyor. Gözlerimi yumuyorum bir süre... Sonra başımı gökyüzüne çevirip bahçedeki çiçeklere ve ağaçlara bakıyorum... Ne zaman gelecek benim ülkeme demokrasi ve özgürlükler? Ne zaman! Ben de kendi adıma, T24’te yazan arkadaşım Aydın Engin gibi sesleniyorum: “Tasması vardı biz çıkardık diyenlerin alnını karışlarım! Hodri meydan!..” ERDOĞAN’DAN KURMAYLARA SERT TALİMAT Doğan: Düğün kambersiz olur mu? AKP’de Uludere için konuşma yasağı ERDEM GÜL Bilgili evde arama istemedi Ancak Bilgili, ilk dört dalgadaki gibi mahkemeden şüpheliler hakkında gözaltı ve evlerinde arama kararı çıkarma yoluna gitmedi. Savcı, Ceza Muhakemesi Yasası’nın 251/6 maddesi uyarınca Emniyet’ten 9 şüphelinin, ifadesi alınmak üzere savcılıkta hazır edilmesini istedi. Savcılığın talimatı doğrultusunda polis, İstanbul, İz ANAYASA UZLAŞMA KOMİSYONU TARTIŞMALARI CUMHURBAŞKANI’NIN GÖREV SÜRESİYLE İLGİLİ YASA ‘CHP masadan kalkmıyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın anayasa süreciyle ilgili “mızıkçılık” suçlamasına “Muhtemelen komisyondan kalkıp gideceğimiz düşünüldü ama biz oradayız” dedi. Hamzaçebi, memurlarla hükümet arasındaki toplusözleşme görüşmelerinde, memur sendikaları açısından bir başarısızlığın söz konusu olduğunu söyledi. Hamzaçebi, “Hükümetin, toplam bu yıl itibarıyla yaptığı teklif, 2012’nin beklenen enflasyonunun altında kalabilecektir” diye konuştu. Hamzaçebi, gazetecilerin soruları üzerine Erdoğan’ın “kürtaj”la ilgili sözleri konusunda da şu değerlendirmeyi yaptı: “Başbakan’ın gündeme getirdiği konular, ailelerde kabul görecek konular değil. Çiftlerin kendi verdikleri karara yönetimin müdahale etmesi doğru değildir.” Erdoğan’ın; CHP’yi “mızıkçılık yapmakla” suçlamasına da Hamzaçebi, “Mızıkçılık, tutumumuzla yan yana getirilecek bir kelime değildir” diye tepki gösterdi. Hamzaçebi, “Komisyonda tartışılması gereken bir başkanlık tartışmasını kamuoyuna açmak suretiyle uzlaşmadan ayrılmak isteyen taraf kim, göreceğiz” dedi. Tarhan’dan ‘zaman’ uyarısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Cumhurbaşkanı’nın görev süresiyle ilgili yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne yaptıkları başvuruyla ilgili kararın gecikmesinin “yargının siyasetçilerden işaret beklediği algısını güçlendirdiğini” söyledi. Tarhan dün yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı’nın görev süresini 7 yıla çıkaran yasayı 21 Mart 2012’de Anayasa Mahkemesi’ne götürdüklerini anımsattı. Tarhan, “Davanın olası sonuçlarından biri cumhurbaşkanının ne zaman seçilmesi gerektiğine ilişkindir. Süreyi 7 yıl olarak belirleyen hükmün yürürlüğünün durdurulması ve iptali halinde 5 yıllık sürenin uygulanması gerekecek ve mevcut Cumhurbaşkanı’nın görevi 28 Ağustos 2012’de sona erecektir. Ülkemizin siyasal dinamiklerini etkileyecek bu dava Anayasa Mahkemesi’nde beklemektedir. Tartışmalı hale gelen yargının güvenilirliği bir yana, siyasetten ve bu seçimle ilgili beklentisi olan siyasetçilerden yargının işaret beklediği yolundaki kamuoyu algısı bu gecikme nedeniyle giderek güçlenmektedir. Bunun sonucu olarak da Cumhurbaşkanlığı kurumu yıpranmaktadır” dedi. ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ile AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik arasında yaşanan Uludere ile ilgili krizin ardından, kurmaylarına konuşma yasağı getirdi. AKP ve hükümet içinde krize neden olan hafta içindeki, 34 yurttaşın yaşamını yitirdiği Uludere tartışmalarının ardından dün Başbakan Erdoğan, partisinin Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) ile Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantılarını üst üste gerçekleştirdi. Edinilen bilgilere göre, toplantılarda ağırlıklı gündemi, Uludere konusu ve bu kapsamda parti içindeki tartışma oluşturdu. İçişleri Bakanı Şahin ile AKP Genel Başkan Yar dımcısı Çelik’in de MKYK toplantısında söz alarak, yaptıkları açıklamalarla ilgili görüşlerini dile getirdikleri belirtildi. Toplantıda, Uludere tartışmasının partiye ve hükümete olumsuz yansımaları değerlendirildi. Başbakan Erdoğan da yaptığı değerlendirmede, partililerin birbiriyle karşıt açıklamalarının “zarar verici nitelik taşıdığını” belirterek, bu konuda artık kimsenin konuşmamasını istedi. Erdoğan, bugünkü grup toplantısında son sözü kendisinin söyleyeceğini ve parti görüşünü Uludere üzerinden, parti ve hükümete yönelik planları da ortaya koyarak açıklayacağını dile getirdi. Erdoğan, Uludere konusunun daha fazla gündemde kalmasının partiye ve hükümete zarar verdiğini belirterek, “Bu konuyu kapatalım. Konu artık geride kalmalı” mesajını verdi. Uludere kıyımı C MY B C MY B Gül’ün DDK çelişkisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD’den dönerken uçakta açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Uludere konusuna değinerek “Olay özrün çok ötesindedir” dedi. Soruşturmanın titizlikle sürdüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı, “Devlet Denetleme Kurulu’nun görev alanına girseydi, Uludere için kurulu görevlendirmekte tereddüt etmezdim” diye konuştu. Anayasada, TSK ve yargı organlarının DDK’nin görev alanı dışında olduğu hükmü bulunuyor. Ancak Gül, bugüne kadar yargı süreçlerinin devam ettiği bazı kritik konularda DDK’yi görevlendirmişti. Kurul bu çerçevede Hrant Dink cinayeti ve Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümü gibi iki önemli konuda incelemeler yapmış ve rapor hazırlamıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle