20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAN ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ Yazıişleri Müdürleri: Güray Öz (Sorumlu) Murat Ataş Miyase İlknur (Ek Yayınlar) Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım Ekonomi: Hasan Eriş Dış Haberler: Özgür Ulusoy Kültür: Celâl Üster Spor: Arif Kızılyalın Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), İbrahim Yıldız (Başkan Yardımcısı), Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Emre Kongar, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Utku Çakırözer Ahmet Rasim Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 4423050 Faks: (0312) 4423010 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: (0232) 4411220, Faks: (0232) 4418745 ? Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Ap. B Blok No: 80/5 Tel: (0242) 2480057 Faks: (0242) 2430509 ? Mali İşler: Bülent Yener ? Satış: Tunca Çinkaya ? Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden ? Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212)251 98 68 Rezervasyon: (0212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 3.33 Güneş: 5.29 Öğle: 13.09 İkindi: 17.05 Akşam: 20.36 Yatsı: 22.22 Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt İstanbul 29 MAYIS 2012 Azarenka son nefeste ‘Ölü Sevicilik Cinsel Bir Sapmadır’ Bugünlerde haberler arasında özellikle dikkatimi çeken bir olgu var: Ergen intiharları. Kimi babasına kızıp pencereden kendini atıyor, kimi sınav stresine dayanamayıp kendini asarak intihar ediyor. Kim bilir daha nerelerde, bilmediğimiz, görmediğimiz kaç genç intiharı var. Öte yandan çocuk gelinler giderek çoğalıyor. Sayılarının milyonları bulduğu söyleniyor. Belki onlar intihar etmiyorlar ama hayatları ellerinden alınmış birer suret olarak dolaşıyorlar. Göç alan kentlerin varoşlarında kendilerine “Apaçi” diyen gençler ya kendi çetelerini kuruyorlar ya da park mafyasının, uyuşturucu mafyasının tetikçileri, torbacıları oluyorlar. Hepsinin ortak özelliği, düzenin çarpıklığından dolayı yok edilmiş, ucuzlaştırılmış hayatları. İşte Erdoğan bu gençlerin çoğalmasını istiyor. Kendisi de danışmanları da iyi biliyor ki zenginler ve küçük burjuvalar Başbakan ne kadar söylese de onun istediği kadar çocuk doğurmazlar. Çünkü onlar çocuklarının en iyi okullarda iyi bir eğitim almasını isterler. Çocuklarının gelecekteki yaşam kalitesini arttırmak için ellerinden geleni yaparlar. Ama gözü kör olsun, yoksullar öyle mi? Büyük kentlerin varoşlarında, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da da köylerde, kasabalarda hemen her evden 78 çocuk fırlar ve en büyük kız çocuğu kendiliğinden doğumlardan yıpranan annesinin yerini alır. Küçük kardeşler onun sorumluluğundadır. Hayatı daha baştan yok edilir. Zeki ve hırslı erkek çocukların dışında kalan erkek çocuk çoğunluğu (karbonhidrat beslenmesinden dolayı genç nüfusun zekâ düzeyinde önemli bir gerileme olduğu biliniyor), daha önce de söylediğim gibi bu nüfus ya PKK’ye militan olur ya da mafya tetikçisi. Zeki ve hırslı olanlarsa cemaatlerin himayesinde okutulur ve yoğun bir ideolojik bombardımana tutularak, 10 yıldır ülkeyi ele geçiren dinci ideolojinin militanları yapılırlar. Başbakan açıkça çocuk gelinlerin, varoşlardaki apaçilerin ve niteliksiz genç nüfusun çoğalmasını istiyor. Ve tabii hiçbir şey düşünmeden, hiçbir şeyi sorgulamadan sadece bir “tüketim hayvanı” olarak yaşayan, sadaka almaya alışmış bir genç nüfus istiyor. Çünkü onları idare etmek kolay, çok fazla bir beceri istemiyor. Gelelim Başbakan’ın Uludere meselesinde neden bu kadar celallendiğine. Bunun altında ne var? Mesele çok daha insani bir biçimde çözülebilirdi. O köyler korucu köyleriydi. PKK’yle ilişkileri olmadığı biliniyordu, sorumlular açıklanır ve bütün ülke yurttaşlarından özür dilenebilirdi. Şimdi bu ülkenin yarısını “ölü sevici” diye nitelemenin altında ne yatıyor? Yoksa emri Başbakan mı verdi? Uludere’ye gittiğimde, Diyarbakır’da pek çok insanla görüşmüştüm, onlar işin bir kazadan daha öte bir şey olduğunu söylemişlerdi. Bu olayın ne olduğunu bilmek her Türkiye yurttaşının hakkıdır. Şimdi sadece bilinçaltıyla konuşan, konuşmalarını maskelemeyi bilmeyen İçişleri Bakanımız bir zahmet bunu açıklasın. Burada bir tuzak kokusu var. Kim kime tuzak kurdu? Bilelim. Uludere’nin AKP hükümeti için bir milat olacağını söyleyenler ne biliyor? Gülen cemaatinin bu olayda parmağı var mı? Sorular sorular. Şimdi biraz psikiyatri biliminde nekrofili (ölü sevici) nasıl bir hastalıktır, bunu açalım. “Ölü sevicilik”, ölülerle cinsel ilişkiye girmenin adıdır. Önemli bir cinsel sapmadır. Başbakan’ın en azından danışmanları bunu biliyordur. Başbakan’ın, ülkenin ona oy vermeyen yarısının cinsel bir sapma içinde olduğunu söylemesi nasıl bir şeydir? Bu Uludere; Başbakan’ı öyle kızdırıyor ki halkının bir bölümünü kendi bilinçaltında, resmen cinsel sapık görüyor. O sapıklardan biri de benim. Böyle suçlanacağımı rüyamda görsem hayra yormazdım. WHO’DAN UYARI: KARABORSADA PATLAMA Saat başı bir organ satılıyor Dış Haberler Servisi Dünya Sağlık Örgütü (WHO), yasadışı organ mafyasının, her yıl 10 bin karaborsa organ satışı gerçekleştirdiğini bildirdi. Bu rakam, saat başı bir organdan fazlasının satıldığını gösteriyor. WHO’nun dünyanın dört bir yanındaki doktorlardan toplanan bilgilerle hazırladığı rapora göre, özellikle diyabet ve benzeri hastalıklar böbrek satışına talebi giderek arttıyor ve yasadışı yollarla nakledilen organların yaklaşık yüzde 75’ini böbrekler oluşturuyor. Raporda, hastaların genellikle Çin, Pakistan ya da Hindistan’da ameliyat olduğu, bir böbrek için 200 bin dolara kadar para ödeyebildiği beAFP lirtildi. Raporda çetelerin, yoksul insanların böbreklerini, ortalama 5 bin dolar gibi düşük bir fiyatla satın aldığı, kazanılan paranın kaçakçılarla cerrahlar arasında paylaşıldığı da bildirildi. İngiliz Guardian gazetesinin haberine göre, Çin’de, “Böbreğini bağışla, yeni bir iPad al!” sloganıyla çalışan bir organ mafyası bile bulunuyor. Çeteyle bağlantı kuran Guardian muhabirleri, böbreğini vermek isteyenlerin 10 gün içinde operasyona alındığını öğrendi. Bir kez böbreğini satacağını taahhüt edip anlaşma imzalayanların, fikrini değiştirmesi ise mümkün olmuyor. Kurtulmak olanaksız Spor Servisi Fransa Açık Tenis Turnuvası ilk tur maçında Victoria Azarenka, İtalyan rakibi karşısında çok zor anlar yaşasa da tecrübesiyle kazanmayı başardı. Fransa Açık Tenis Turnuvası ikinci gününde kadınlarda dünyanın 1 numarası Victoria Azarenka, Alberta Brianti ile karşı karşıya geldi. Merkez kortta mücadele eden Belaruslu tenisçi, oldukça zor anlar yaşamasına rağmen korttan 21’lik galibiyetle ayrılmasını bildi. İlk seti 76 ile İtalyan rakibine kaptıran Azarenka; ikinci sette bir ara 40 geriye düşse de seti 64’e çevirdi ve turnuvada ilk turda elenmenin eşiğinden döndü. Üçüncü sette ise rakibinin direncini kıran tecrübeli raket, 62 ile adını bir üst tura yazdırdı. iPad karşılığında Çinli göçmen işçi Hu Jie sonradan böbreğini satmaktan vazgeçmesine karşın çetenin elinden kurtulamayanlardan yalnızca biri... WHO yetkilisi Luc Noel ise 20062007 yıllarında “nakil turizmi”nde düşüş yaşandığını ancak son yıllarda yeniden artış görüldüğünü, çetelerin kârının da büyüdüğünü söyledi. Kürekler MS ve PKU için çekildi İstanbul Haber Servisi Haliç’te yapılan Dragon Festivali’nde bu yıl kürekler, Multipl Skleroz (MS) ve Fenilketonüri (PKU) hastaları için çekildi. Haliç İmrahor Parkı’nda, MS hastaları için “KiMSe bilemez!” ve PKU hastaları için “Topuk kanı zekâ kurtarır!” sloganları ile iki ayrı botla yarışa katılan Merck Serono çalışanları, hastalığın bilinirliğini arttırmak, MS hasta ve yakınlarına destek olmak amacıyla kürek çektiklerini söylediler. Yarışları, Türkiye MS Derneği üyeleri ve PKU Aile Derneği Başkanı Deniz Atakay (küçük fotoğraf) ve PKU gönüllüleri de izledi. yarışmanın birincisi Konya İstanbul Haber Servisi Hazır yemek firması Keyveni tarafından bu yıl 4’üncüsü düzenlenen yemek yarışmasında birinciliği Konya Akşehir’den Sazan Balığı Dolması ile katılan Saadet Kuşçu kazandı. Yarışmada dereceye girenlere “yemeğin ustası, hünerli marifetli” anlamına gelen “Keyveni” adı verildi. Etiler City Cooks’da yapılan organizasyonun jüri üyeliklerini Sahrap Soysal, Gülsen Tuncer, Gökmen Sözen, Engin Ayça ve Ali Sirmen yaptı. Saadet Kuşçu’ya 3 bin TL para ödülü verilirken Çöpte İşkembe Dolması ile Seval Çetin ikinci, Rada Beysun Öztop ise Makluba ile üçüncü oldu. Yufkalı Pilav ise Jüri Özel Ödülü’nü aldı. ANKARA (AA) “On Numara”da 10 bilen 3 kişi, 74 bin 506 lira 5’er kuruş kazandı. Numaralar; 4, 7, 8, 11, 24, 28, 34, 37, 40, 41, 44, 45, 46, 47, 48, 53, 54, 55, 62, 68, 76 ve 78 olarak belirlendi. 9 bilenler 1674 lira, 8 bilenler 86 lira, 7 bilenler 16 lira, 6 bilenler 2 lira ve hiçbir numarayı doğru tahmin edemeyenler 2 lira 55’er kuruş kazandı. On Numara çekildi C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle