17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 MAYIS 2012 PERŞEMBE 8 İstanbul B Edirne Y Kocaeli B Çanakkale Y İzmir Y Manisa PB Denizli PB Zonguldak PB Sinop PB Samsun Y Trabzon Y Giresun Y Ankara PB 23 23 27 23 22 27 25 24 19 17 17 17 24 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB Y PB PB PB PB PB PB Y Y Y Y 25 24 23 22 30 29 26 30 25 23 21 16 17 Oslo Y Helsinki Y Stockholm B Londra PB AmsterdamPB Brüksel PB Paris Y Bonn PB Münih PB Berlin Y Budapeşte B Madrid PB Viyana PB HABERLER 11 16 16 14 14 14 15 13 16 14 18 32 16 Belgrad Y 15 Sofya Y 15 Roma B 20 Atina Y 23 Zürih PB 17 Moskova B 23 Aşkabat Y 28 Taşkent PB 31 Baku B 27 Bişkek Y 29 Tiflis Y 29 Kahire B 34 Şam A 31 Ülke genelinin parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın batısı, Kıyı Ege, Orta ve Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusu ile Batman çevrelerinin sağanak ve gök gürültülü sağanak geçeceği tahmin ediliyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 17 Mayıs GÜNCEL ? Baştarafı 1. Sayfada CÜNEYT ARCAYÜREK İki haftadır üç partinin onaylamasını bekledikleri yasa önerisini “Big chief”; anayasaya ve yasalara aykırılığını öne sürerek, “Kenardan köşeden dolaşarak atılmış bir adımdır” diye, çöp sepetine fırlatıverdi... RTE’nin açıklamaları, sürpriz, şaşırtıcı, demokrasi etiğine aykırı bir kararın gerekçesi miydi? Ne münasebet! Ulusal irade kavramını iki dudağı arasına sıkıştıran, tek adamlığa özenen bir siyasetçiden, RTE gibi demokrat görünen, oysa İslam faşizminin geleneklerini, kurallarını ileri demokrasi diye yutturmaya çalışan bir kişiden beklenen bir davranıştı. ??? RTE’nin emriyle daha önce başbakan yardımcılarının muhalefet önerisinin anayasaya aykırılığının yanı sıra kamuoyunun gözünü korkutmak için kimi teröristlerin de milletvekili seçileceklerini öne süren açıklamalarından sonra parti MYK’sinden olumlu bir karar çıkacağını beklemek zaten boş bir umuttu. Muhalefet partileri, RTE’nin siyasal bir formülle tahliye kapılarını kapatmasından yakınıyorlar. RTE’nin sorunun çözümüyle ilgili kararı açıklamayı sürekli ertelemesine yegâne tepkiyi BDP Milletvekili Hasip Kaplan; “AKP ipe un seriyor” diye gösterdi. CHP ve MHP, uzlaştıkları formülü açıkladıktan sonra günlerce sustu. ??? Suskunluğa tepki: “…Muhalefet AKP’ye, önerdiğimiz CKM’nin 100. maddesindeki değişikliği anayasaya yasalara aykırı buluyor ve sorunun çözümünü içtenlikle istiyorsan çözüm olanaklarını açıkla diyen yok.” “Muhalefet, anayasaya aykırılık iddiaları üzerine tartışma açacağı, AKP’yi çözüm önerilerine açıklamaya zorlayacağı yerde… görünen köy kılavuz istermiş gibi AKP hukuk kurmaylarının üç partinin önerisinin anayasaya aykırı bulan raporlarını RTE’nin MYK’de gelecek hafta görüşmeye açmasını bekliyor.” (GüncelGörünen Köy başlıklı yazı 6 Nisan 2012) RTE’nin sorunla ilgili kararı durmadan geciktirmesine karşı çıkan BDP’li Hasip Kaplan; ulusal iradeye anketlere dayanarak açıkladığı kararı eleştirirken, son girişime önderlik eden Meclis Başkanı Cemil Çiçek’e sesleniyor: “AKP, Meclis Başkanı’nı boşa çıkardı, tutuklu milletvekilleri konusunda gol attı. Ya noktayı koy ya da seni kim oyuna getirdi bunu açıkla, ya da onurlu şekilde istifa et” diyor Bugün varılan sonuca, şu soruyla neden yanıt aranmıyor: …Muhalefet; Meclis Başkanı’nın üç partiyi uzlaşmaya çağırmasından önce RTEÇiçek arasındaki görüşmede Başbakan’la Çiçek’in anlaşarak tezgâha koydukları oyuna mı geldi? Sonucun son tahlilinde; Çiçek’in AKP’ye ve liderine bağlılığı, kararlarına karşı çıkamayacağı hesaba niçin katılmıyor? ??? CHP Grup Başkanvekili, üç partinin uzlaştığı yasa önerisinin yazarı Emine Ülker Tarhan; (15 Mayıs 2012) RTE’ye, Meclis Başkanı’na aldatılmış insanlara özgü kızgınlık içinde; “Biz bu süreci TBMM Başkanı’nın yönettiğini sanıyorduk, yanıldık. TBMM Başkanı’nın inisiyatifi nafileymiş” diyor. 4 Mayıs 2012 Güncel: “İşine geldiğinde ulusal iradeye bağlı görünen Başbakan böyle de sorunu çözümlemeye soyunan Meclis Başkanı’nın tutumu sanki daha mı olumlu? Üç partiye uzlaşmaları koşulunu dayatan Meclis Başkanı Cemil Çiçek, sıra AKP’ye geldi mi, ‘Bekleyelim bakalım AKP üç partinin uzlaştığı formüle ne diyecek?’ diyerek gündüz gözüyle adeta istihareye yatıyor. RTE’nin kurguladığı sonucu bekliyor. Partisine ‘RTE’ye üç parti ile bir araya gel, sorunu çözelim’ diyemiyor.” (RTE’ye İnanmak mı? başlıklı yazıdan) ??? Bu satırlar sorunu çözümsüzlüğe götüren temellerin Meclis Başkanı’nın üç partiye çağrısından önce RTE ile arasındaki görüşmede atıldığını akla getirmiyor mu? Şimdi: Ana muhalefet yanılmaktan dertli. MHP ise “Mademki RTE çözüm için parlamenter yolları kapadı. Öyleyse davaların hızlandırılmasını sağlasın bari” diyor. CHP’nin tutuklu vekiller sorununun çözümüyle ilgili 12 Haziran seçimlerinden bu yana izlediği sonuç vermeyen yanlış politikaları… MHP’nin sorunun çözümünü ağırdan alan davranışları… … sorunun derin uykuya yatırılmasıyla sonuçlandı. Sonuçtan demokrasimiz ne kadar iftihar etse azdır! WSJ: İstihbarat ABD’den geldi. Amerikalılar predatoru yaklaştırabiliriz dedi ancak Türk tarafı kabul etmedi Ağır suçlama AYŞE SAYIN TBMM İnsan Haklarını İnceleme Alt Komisyonu’na 5 Nisan’da “bilgi notu” gönderen Genelkurmay Başkanlığı, “İstihbarat milli kaynaklardan ve devlet kurumlarından” demişti. İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin raporunda Heron görüntülerinde “kayma ve belirsizlikler” olduğu saptamasına yer verilerek “Ya bölgede ikinci Heron vardı ya da başka bir ülkeden destek alınarak koordinat değişikliği yapıldı” değerlendirmesinde bulunulmuştu. Başbakan Tayyip Erdoğan da operasyonun kendi istihbarat kaynaklarımızla yapıldığını belirterek “İstihbarat örgütlerimizin yaklaşık 10 gün kadar önce verdiği bilgi üzerine yapılan bir İHA uçuşu. İHA’ların verdiği bilgilerin hemen ardından iki F16 uçağımız harekete geçti” diye konuşmuştu. Genelkurmay, olay günkü insansız hava aracı (İHA) görüntüleriyle ilgili de şu değerlendirmeyi yapmıştı: “Olay günü İHA’lardan gruba ait ilk görüntüler, bölücü terör örgütünün Kutalma ve Keşan bölgesindeki kampları arasından alınmıştır. 28 Aralık 2011 tarihinde Irak’ın kuzeyinde, Haftanin bölgesinde, sivillerden arındırılmış bölgedeki grup Heron görüntüleri doğrultusunda uçaklarımızca vurulmuştur... Bölgede 30 civarında terörist olduğu duyumu alınmıştır.” ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone, konuyla ilgili sorular üzerine “Uludere’deki olayda ABD hiçbir şekilde Türkiye’nin hedef tespit etme kararlarının bir parçası olmamıştır. Evet PKK’ye karşı istihbarat desteği veriyoruz. Ancak hedef belirlenmesi tamamen Türk tarafına ait bir karar” demişti. Ricciardone, Türkiye’nin elindeki 4 saatlik insansız hava aracı görüntülerinin Amerikan predatorlarına ait olup olmadığı sorusu üzerine de “Operasyonel istihbarat konusunda hiçbir zaman yorum yapmayız. Predatorlar aracılığıyla teknik istihbarat sağladığımız bir sır değil” yanıtını vermişti. Hayal Kırıklıkları... Adalet ve Kalkınma Partisi’ni diğer partilerden ayıran en önemli özellik, bir adım atmadan önce üç dört adım sonrasını da düşünerek gündem yaratmasıydı. Bunu da ülkedeki gerginlik çıtasını düşürmeme konusundaki kararlılığı, kavramlara işine geldiği gibi yeni anlamlar yükleme başarısı ve çevresindeki “evet efendimciler” korosunun desteği ile başarı hanesine yansıtıyordu. Ancak son günlerin gündemindeki iki konu AKP’nin bilerek ya da bilmeyerek bu alışkanlığını değiştirmeye başladığını gösteriyor. Bu değişikliğin nedenini bilmiyoruz. Deniz mi bitti, yoksa “Biz ne dersek halk kabul eder” egosu daha mı şişti, bekleyip göreceğiz. ??? Tutuklu milletvekilleri sorununun uzun tarihini, sevgili Balbay’ın köşesini yazmadığı günlerde okuyarak izleyebiliriz. Dün köşede “Milli irade 340 gündür tutuklu” yazıyordu. Cumhuriyet’in manşeti ise şöyleydi: “İktidar partisi hem tutuklu vekillere kapıyı kapattı hem ailelerin umudu ile oynadı / Zindana bir kilit daha.” Oysa 27 Nisan günü yayımlanan gazetelerde yer alan haberler, Meclis’teki üç muhalefet partisinin Ceza Muhakemesi Yasası’nda değişiklik yapılması konusunda görüş birliğine vardığını, AKP’nin de açık kapı bıraktığını duyuruyordu. Daha önce Cumhurbaşkanı Gül, milletvekillerinin tutuklu olmasından rahatsızlık duyduğunu açıklamıştı. Muhalefet partilerinin temsilcilerini bir araya getiren de AKP’nin önemli kişilerinden, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Çiçek’ti. Çiçek’in hiçbir umut ışığı olmadan böyle bir girişimi başlatmayacağı düşüncesi de umutlu bir bekleyiş yaratmıştı. Sonunda AKP sözcüleri noktalı virgülle karşı çıktılar. Son noktayı da Başbakan koydu. Yargıya saygı duymak kötü bir şey değil elbet. Ancak MİT Yasası değiştirilirken de duyulmalıydı. “Bizden” ve “Bizden değil” yaklaşımı böylece somut bir örnek daha kazanmış oldu. ??? 12 Eylül Anayasası’nı değiştirme girişiminin amacı, yargıyı yürütmenin emrine sokma niyetiydi. “Evet” oylarını arttırmak için sos olarak kullanılan maddelerden biri de devlet memurları ile ilgiliydi. Maaş zamlarını belirlemeyle ilgili olarak anayasada yer alan “toplu görüşme” tanımı, “toplusözleşme” olarak değiştirilecekti. Ortaya atılan propaganda ise “artık ücret artışlarını doğrudan hükümet değil, hükümetle yetkili memur sendikaları birlikte (!) belirleyecekler”di. Üstelik hükümet, 12 Eylül askeri yönetiminin darbe sonrasında işçiler için öngördüğü yöntemi, ileri demokrasi döneminde memurlar için yaşama geçiriyordu. Anlaşmaya varılamazsa, son kararı 12 Eylül’deki “Yüksek Hakem Kurulu” yerine “Kamu Görevlileri Hakem Kurulu” verecekti. Kararı vereceklerin büyük çoğunluğu ise 1980’de asker yöneticilerin, ileri demokrasi döneminde de iktidarın atadıklarından oluşuyordu. 2012 bütçesi hazırlanırken hiçbir memur sendikasına sorulmadan zam oranları 3+3 olarak belirlendi. 1 Ocak’ta da yürürlüğe girdi. Ama yöntem değişikliği gecikince bu gülünç zam oranları bile maaşlara yansımadı. Çünkü toplusözleşme görüşmelerinin yapılması zorunluydu. Geldik 16 Mayıs 2012’ye. Bir tarafta bütçeye 3+3 üzerinden ödenek koyan hükümet, öte tarafta “toplusözleşme” imzalama hayali kuran memur sendikaları. Geçmişte sendikacılığa bulaşmış biri olarak, toplusözleşme kavramının ne tür beklentilere yol açtığını bilirim. “Toplu görüşme” döneminde işler istendiği gibi gidiyordu. “Toplusözleşme” döneminde ise AKP, yargıyı ele geçirme girişiminin ceremesini kendisi çekme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. ??? Hemşireler Haftası 12 Mayıs’ta başladı. Sağlıklı yaşamın olmazsa olmazı hemşirelerin sorunlarının çözümlendiği bir süreç diliyorum. Dış Haberler Servisi İngiltere’de yayımlanan Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, Uludere’de meydana gelen ve 34 kişinin ölümüne yol açan hava operasyonunun, ABD’nin verdiği istihbarat üzerine gerçekleştirildiğini yazdı. WSJ’nin ulaştığı ABD Savunma Bakanlığı’nın Uludere olayıyla ilgili raporuna göre Amerikalı görevliler, Türk tarafına konvoyu daha yakından görme ve konvoyun kimliğini tespit etme amacıyla insansız hava aracını yaklaştırabileceklerini iletti, ancak Türk tarafı bu öneriyi kabul etmeyerek aracın daha uzak bir noktaya yönlendirilmesini istedi. Amerikalı yetkililer de bu talebi kabul ederek aracın yerini değiştirdi. Türk tarafının taleplerine uyulmasının “standart seçiminden prosedür” olduğu da Amerikalı yetkililer tarafından kaygılıyız belirtildi. WSJ’nin haberine Gazetenin ABD Savunma göre “Aralıktaki salBakanlığı yetkililerine dayandırıdan önce Türkiye ile istihbarat pay dırdığı haberinde ABD Savunma Bakanlığı’ndan üst düzey laşımı çalışmalarında yer alan üst dübir yetkilinin, “Kararı Türkzey bir eski Ameriler verdi. ABD’nin kararı dekalı askeri yetkili, ğildi” dediği de aktarıldı. Rakendisi ve subay arpora göre 28 Aralık gecesi kadaşlarının, bazen ABD’ye ait insansız hava araçhedeflerin seçimi ları, sınırın Irak tarafında Türkonusunda Türk kiye’ye doğru ilerleyen bir standartlarından konvoyun varlığını saptadı. kaygı duyduklarını” söyledi. ABD’nin, Ankara’da kurduğu Ortak İstihbarat Bütünleşem Hücresi’nde görevli Amerikalı askerler, konvoyda bulunanların terörist mi yoksa sivil mi olduğunu belirleyemedi ve Türk tarafına durumu bildirdi. WSJ’ye konuşan ABD’li yetkililer, olayla ilgili “Uludere’de sivil kayıplar Pentagon’da alarmların çalmasına neden oldu” değerlendirmesini yaparak insansız hava araçlarıyla sağlanan desteğin, ABD’nin kontrol edemediği yollardan kullanılmasına yol açabildiğini belirtti. WSJ’ye konuşan, görgü tanıklarından Servet Encü ise bombardımandan kısa bir süre önce Türkiye’nin kullandığı İsrail yapımı Heron’un sesini duyduklarını, daha sonra gelen savaş uçaklarının bombardımana başladığını söyledi. ‘Milli kaynaklardan’ Hedef CHP: Predator ortaya çıktı ? TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Levent Gök WSJ’deki iddialar doğruysa ilk kez “ABD’ye ait İHA olan Predatorların kullanıldığı” bilgisinin açıklanmış olduğunu ifade etti. Uludere olayında Genelkurmay, hükümet ve diğer resmi birimlerin şimdiye kadar yaptığı açıklamalarda TSK envanterine kayıtlı, İsrail yapımı insansız hava aracı (İHA) olan “Heron” kullanıldığı bilgisinin verildiğine dikkat çeken Gök, şunları söyledi: “İddia doğruysa olayda görüntülerinin kaydedildiği bir başka İHA olan Predator’un da olduğu anlaşılmaktadır. Predator, TSK envanterinde bulunmayıp, ABD’ye aittir. Predatorlar, sınırımızın Irak tarafını gözetler. Ve bu görüntülerin değerlendirmesi de ABD’ye aittir.” TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun BDP’li üyesi Ertuğrul Kürkçü, WSJ’de yer alan haberin Genelkurmay’ın Meclis’ten bilgi sakladığını ortaya koyduğunu söyledi. Silah yüklü Türk uçakları İsrail uçağını kovaladı Akdeniz’de yüksek gerilim BARKIN ŞIK ANKARA Mavi Marmara baskınından sonra İsrail ile Türkiye arasındaki Akdeniz üzerinde en ciddi kriz yaşandı. 14 Mayıs’ta İsrail’e ait bir uçağın KKTC Hava Sahasını 5 kez ihlal etmesi üzerine, İncirlik’ten, “Savaş Durumundaki (Scramble)” silah yüklü iki Türk F16 uçağı havalandı. Türk uçakları, yaptıkları devriye göreviyle, İsrail uçağını KKTC hava sahası dışına püskürttü. İsrail’in yaşattığı gerilim nedeniyle Akdeniz’de çatışmanın eşiğinden dönülürken Türkiye’nin Dışışleri Bakanlığı kanalıyla İsrail’e tepki göstermesi bekleniyor. Türk savaş uçaklarına, İsrail’e karşı önleme görevi verildiğini, daha önce Cumhuriyet duyurmuştu. parak Türk hava sahasına Hatay üzerinden girip, daha sonra Kuzey Irak’tan geçerek İran’ı vurmasından endişe ediyor. Bunun için Hatay’a 35 kilometre menzile ve 18 kilometre yüksekliğe ulaşabilen orta irtifa hava savunma bataryaları konuşlandıran Türkiye, İsrail ile havadaki ilk gerilimini KKTC üzerinde yaşadı. 2007’de de yaptılar ‘Haber Uludere ile ilgili değil’ ? TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, Wall Street Journal gazetesindeki haberin İngilizce orijinalini Türkçe çevirisini yaptırdığını açıkladı. “Haberin aslında, ABD’nin istihbarat verdiği konusunda bir iddia yok” diyen Üstün şöyle devam etti: “Haberin aslı şöyle: ‘ABD, yüksek teknolojiyi komşularını, dostlarına veriyor acaba bunlar ne kadar isabetli kullanılıyor, insan haklarını ihlal edecek şekilde kullanılıyor mu? ‘Türkiye’de böyle bir olay oldu, bir soruşturma yapılıyor, İsrail’den alınan Türk İHA’ları da vardı, Amerikan Prodatörleri de vardı’ diyorlar.” İran gerilimi bekleniyordu Savaş uçakları Hakurk’u bombaladı ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır’dan havalanan F16 savaş uçaklarının Kuzey Irak’ta terör örgütü PKK kamplarının bulunduğu Hakurk bölgesini bombaladığı bildirildi. Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) resmi internet sitesinde yer verilen haberde Türk savaş uçaklarını dün yerel saatla 11.15 sıralarında PKK’nin kampının bulunduğu Hakurk bölgesini bombaladığını duyurdu. Türkiye, Irak ve İran sınırlarının kesiştiği bölgedeki operasyonda Hınere ve Lolan mevkisindeki hedeflerin bombalanmasının devam ettiği belirtildi. İsrail’in Türk hava sahasını kullanarak İran’ı vurmasından endişe eden Türkiye, bu yüzden Hatay’a IHawk adı verilen hava savunma bataryalarını kururken, Güneydoğu Anadolu’daki üs komutanlıklarına da İsrail savaş uçaklarını önleme görevini vermişti. Türk Hava Kuvvetleri’nin bu hazırlığını, Cumhuriyet duyurmuştu. Türk hava sahasını 24 saat korumakla görevli olan pilotlara, İsrail savaş uçaklarının elektronik harp kabiliyeti ve kullandığı mühimmatlar konusunda da bilgi eğitimi veriliyor. Ankara, İsrail uçaklarının ülkesinden havalandıktan sonra Akdeniz üzerinde yakıt ikmali ya 2007 yılında Türk Hava Sahası’nı F15 savaş uçakları ile delen ve son olarak Hatay’ın Kırıkhan mevkiinde bulunan askeri tesislerin görüntülerini almak üzere casus amaçlı Heron gönderdiği iddia edilen İsrail ile ilgili Türk Hava Kuvvetleri önlemleri arttırmıştı. 2007 yılında, Hatay ve Gaziantep arasında İsrail’e ait F15 savaş uçağının harici yakıt tankı bulunmuş, konuyla ilgili olarak İsrail’e Dışişleri Bakanlığı kanalıyla nota verilmişti. İsrail’e verilen notada, “Türkiye’nin egemenlik haklarının ihlali kabul edilemez” denilerek bilgi talep edilmişti. İsrail tarafı ise verdiği yanıtta, İsrail’den havalanan uçaklarının terör odaklarını hedeflediğini, Türkiye’ye yönelik bir kasıt bulunmadığını ve pilotların uçuş sırasında manevra hatası yaptığını savunmuştu. Genelkurmay Başkanlığı akşam saatlerinde bir açıklama yaparak KKTC hava sahasını ihlal eden uçağın Türk jetleri tarafından önlendiğini doğruladı. Camiler 12 saat açık kalacak ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “Camiler bundan böyle en az 12 saat açık kalacak” dedi. Görmez, camilerde görevli hocaların günün belli saatlerinde cemaatin sorularını cevaplandırmak üzere hazır olacağını belirtti. ? DİYARBAKIR (AA) Diyarbakır Lice’de yola döşenen mayının patlatılması sonucu Caner Örengül’ün şehit edildiği eylemi gerçekleştirdiği belirtilen terör örgütü PKK üyesi Reşit Atsız’ın yargılandığı dava karara bağlandı. Mahkeme heyeti, Atsız’ın 2 kez müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. Mayınlı saldırıya müebbet hapis C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle