25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 MAYIS 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR 19 Erkan Yücel Nüfusu 750 bini geçen 13 ilin büyükşehir yapılması ‘kimliksiz’leşmeleri anlamına geliyor ‘Büyükşehir hevesi’ne uyarılar üfusu 750 bini aşan illerin “büyükşehir” yapılacağını Başbakan geçen yılın mayıs ayında açıklamıştı. Derken gündemi öylesine farklı öncelikler kapladı ki konu bir yıldır yerel basındaki kimi “sevinç yazıları”nın dışındahemen hiç tartışılamadı... Son haberlere göre ise tasarı hazırmış. TÜİK’nin 2011 yılı “Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçları”na göre nüfusları 750 binin üzerindeki Aydın, Denizli, Muğla, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Balıkesir, Van, Manisa, Malatya, Mardin ve Hatay yasa tasarısı onaylanırsa ‘büyükşehir’ olacaklar. Nitekim İçişleri Bakanlığı, şimdiden 13 ilin valiliğine genelge göndererek büyükşehir belediyesi kurulması için gereken çalışmaların tamamlanmasını istemiş. Bunun için “taşınmaz tahsisi, satışı ve kiralanması”ndan “yeni personel alımı, iş ve toplu iş sözleşmelerin yapılması, yeni nazım ve uygulama imar planı yapılması ve değişikliği”ne kadar tüm işlemlerin Valilik onayıyla yapılabileceği bildirilmiş. (11 Mayıs 2012 gazeteler) N Yani hükümet acele ediyor!... ‘Metropol’ olabilmek Bizde büyükşehir kavramı, 80’lerde yasa çıktığında Dünya söylemindeki “metropol”ün karşılığında kullanıldı. Bugün de öyle ama şimdiki büyükşehir Türk Masalları Macarcada ? Kültür Servisi Bilimsel alan araştırmalarıyla tanınan halkbilimci ve gazetemiz yazarı Muhsine Helimoğlu Yavuz’un “Türk Masalları” isimli kitabı Macarcaya çevrildi. Türkiye’nin Macaristan Büyükelçiliği ile Macaristan Yazarlar Birliği’nin Budapeşte’de ortaklaşa düzenlediği tanıtım toplantısına Türkiye Büyükelçisi ve Macar Yazarlar Birliği Başkanı da katıldı. Tören sonrası Muhsine Helimoğlu Yavuz, “Türk ve Dünya Halk Anlatılarının Ortak Yönleri” konulu bir konferans verdi. yoğlu, Bakırköy ya da Kadıköy, Maltepe, Kartal, Pendik gibi büyükşehir ilçeleri; hem kendi başlarına bağımsız birer kent gibidirler; hem de iç içe geçmiş komşuluklarıyla aynı büyükşehir dokusunun bütünselliğini oluştururlar. Abartarak söylersek; bu ilçelerin sakinleri kentlerinden ömür boyu ayrılmayabilirler. Çünkü tümünün kendi nüfuslarına yetebilecek sağlık, eğitim, spor, kültür, sanat ve diğer kaİşte büyükşehir yapılmak istenen Trabzon. musal hizmet tesisleri ve Daha nereye büyüyecek? olanakları bulunduğu gibi, toptan ve perakende ticaretlerimizin çoğu asla metropol değil ten her türlü sektörel ilişkiye kadar tüm kentler… Bu saptama, söz konusu kent sel gereksinmeler yine “orada” karşılanabilir. lerimiz için bir “olumsuz”luk değil, Metropol için bu evrensel ölçüt esas alıntersine, tarihsel, kültürel özgünlükle dığında, denebilir ki İstanbul, Ankara, İzmir ri adına aslında bir “olumlu”luk ta dışındaki büyükşehir tanımlarımız o kentin şıyor.. kimlikli ve dengeli büyümesi önünde engel Bir kentin, kimliğini de gözeterek de oluşturmuşlardır. çağdaş kazanımlarla gelişebilmesi Hele Erzurum (780 bin), Eskişehir (781 için ille de büyükşehir olması gerek bin), Sakarya (888 bin) gibi nüfusu 1 milyonu mediği gibi, bu “zorlama” statü o bile aşmayan kimi kentlerimizin, dünyada en kente zarar veren sonuçlar da yaratabiliyor… az 45 milyonluk yerleşimler için kullanılan Çünkü metropol, aslında birden fazla, hatta “aynı” kavramla özdeşleştirilmeleri tartışçok sayıda “bitişik” ve “iç içe geçmiş” ken malıyken şimdi de yine ‘metropol’ü 750 bintin, hem bağımsız kimliklerini sürdürdükle lik nüfusa indirgeme, yanlışı katmerleyerek ri, hem de bütüncül bir büyük kent oluştur sürdürmek değil midir? dukları yerleşmeleri tanımlıyor. Deniyor ki nüfus azalması yaşayan TrabÖrneğin İstanbul’da Beşiktaş, Şişli, Bezonlular “yasa çıkana kadar 750 binin altına düşersek büyükşehir şansımızı yitireceğiz” paniği içindelermiş! 715 bin nüfuslu Ordu ilinde de “yasadaki nüfus sıYarışmadaki 22 filmin nırının 700 bine çekilmesi” çabası varmış! yönetmeni erkek Böylesine tanımlanamaz bir çağdışı şehircilik mantığı herhalde başka hiçbir ülkede yoktur. Onun için dünyanın her yeri sahneydi Gün Zileli ve Şule Avaz’dan ‘Bir Erkan Yücel Anısı’ Kültür Servisi Trafik kazası sonucu 1985 yılında yitirdiğimiz tiyatro ve sinema oyuncusu Erkan Yücel’in hayatına odaklanan “Dünyanın Her Yeri Sahne Erkan Yücel Anısı” isimli kitabı Gün Zileli ve Şule Avaz yayına hazırladı. Kibele Yayınları’ndan çıkan kitap, 19721994 yılları arasındaki belgeler, mektuplar, yazılar, fotoğrafları içeriyor. Gün Zileli kitabın sunuş yazısında şöyle diyor: “Erkan Yücel, çok sevdiğim, yakın bir arkadaşımdı. 197274 yılları arasında genellikle aynı koğuşlarda kaldığımız hapishanede, onun bitmek tükenmek bilmez kısa oyunlarında genellikle figüran roller üstlenerek yardımcı olmaya çalışırdım. ‘Öfkem Şarlayan’ adını verdiğimiz ‘ukala aydın’ı canlandırdığı zamanlarda karşısındaki bir diğer ‘ukala aydın’ı oynamak bana düşerdi. Ve ne zaman karşılaşsak yıllar sonra da ikimiz de ağzımızı büzüp, yüzümüzü buruşturarak hemen birbirimize ‘Öfkeeem’ ve ‘Özleeem’ diye hitap ediverirdik...” Toplumcu bir sanat anlayışını savunan Yücel, “Traktör römorkunda tiyatro” tarzını geliştirerek köy köy dolaşıp halka gösteriler sunmuştu. Kürşat Zaman karikatürü. Cannes’da cinsiyetçilik tartışması Kimlikli İlçeler Kaldı ki “şimdilik”! bu 13 ilimize baktığımızda, sadece il merkezlerinin değil, birçoğu Anadolu’nun önemli tarihsel yerleşimleri olan “uzak ilçeler”inin de kendilerine özgü köklü kültür ve kimlik değerleri bulunduğunu görmemiz ve önemsememiz gerekir. Kentlerimiz sadece il merkezlerinden ibaret değildir; 600’ü aşkın ilçemizden önemli bir kısmı da en az il merkezleri kadar gözetilmesi gereken kişiliklere sahiptirler… Dahası bu bağımsız kentlerimiz, bırakın metropollerdeki gibi yan yana ya da iç içe olmayı, aralarında bazıları yüz kilometreyi bile aşkın mesafeler olan “farklı” uygarlık merkezleridir. Bunları tek bir büyükşehir yönetimine bağlamak ise bağımsız ve özgün kimliklerini yaşatarak gelişmelerini olumsuz etkileyecektir. Ayrıca yine bu kentler arasındaki tarım alanlarının, ormanların, sitlerin ve doğal zenginliklerin “metropoliten alan” içinde yapılaşma riskiyle karşı karşıya kalacakları, imar politikası arazi rantı hırsına bağlanmış ülkemizde açık değil midir? Antakya (Hatay), Denizli gibi örneklerde, neredeyse mahalle ölçeğine indirgenmiş farklı belediye örgütlenmelerinin yeniden düzenlenerek, yerel yönetimin kentsel bütünlüğe uygun hale getirilmesi elbette gereklidir. Ancak bunun için de büyükşehir modeli şart değildir!.. Muğla’da ise Bodrum’dan, Milas’tan Datça’ya, Köyceğiz’e, Fethiye’ye uzanan kimlikli ilçelerimize “büyükşehir kuşatması”nın ne kazandıracağını birisi anlatsa da öğreniversek... Umarım “muhalefet” partilerimiz bu konuda “iktidar yerel egemenlik peşinde” söylemiyle yetinmezler. Konunun genelde şehircilik ilkeleri ve ülkemiz kentlerinin zengin tarihsel, kültürel kişilikleri açısından ele alındığı nitelikli bir tartışma ortamına acil gereksinmemiz var… Cannes Film Festivali, “Moonrise Kingdom”ın gösterimiyle başladı. 49. Altın Portakal’ın afişi ? Kültür Servisi Antalya Büyükşehir Belediyesi&Antalya Kültür Sanat Vakfı (AKSAV) işbirliğiyle 612 Ekim 2012 tarihlerinde düzenlenecek 49. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali için yapılan afiş yarışmasında ödül alan afişler belli oldu. Dereceye giren tasarımlar Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın ve AKSAV Yönetim Kurulu üyelerinin katıldığı basın toplantısında açıklandı. Yarışmada birincilik ödülüne yarışmaya “Kara Grafik” rumuzuyla başvuran Yusuf Kara’nın tasarımı değer görüldü. ‘İliklenmiş’ sanat Kültür Servisi SaintMichel Fransız Lisesi sıradışı bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Koleksiyoner Özdemir Kurtoğlu’nun 20 yılı aşkın bir süredir özenle topladığı koleksiyonundan oluşturulan “Düğmeler / Boutons” sergisi, tarihe tanıklık etmiş iki milyon düğme içerisinden seçilmiş 50 binden fazla yerli ve yabancı düğmeyi izleyicilerle buluşturuyor. Koleksiyonda 18 ve 19. yüzyıllara ait Osmanlı kolluk kuvvetleri düğmelerinden Fransız aristokrat bir ailenin düğmelerine, bir harem giysisi düğmesinden soylu bir ailenin inci kakmalı düğmesine dek pek çok ilgi çekici parça bulunuyor. Düğmelerin yapıldığı ahşap, sedef, gümüş, cam, fildişi, mercan, plastik, emaye, demir, mine, çelik, kumaş gibi malzemeler ve üzerlerine işlenen her bir şekil, farklı dönemlerin sosyoekonomik özelliklerini yansıtıyor. Türkiye’de ilk kez bu kadar fazla düğmeyi bir arada sunan sergi, 17 Haziran’a kadar sürecek. Kültür Servisi ABD’li yönetmen Wes Anderson’ın “Moonrise Kingdom” filmi ile dün açılan Cannes Film Festivali’ne, Altın Palmiye için yarışacak 22 filmin tümünün yönetmenlerinin erkek olması nedeniyle cinsiyetçilik eleştirilerinin gölgesi düştü. Önde gelen bir grup kadın film yönetmeni, Fransız Le Monde gazetesine yolladıkları açık mektupta festivalde kadın yönetmen olmayışını eleştirdiler. Alaycı bir dille kaleme alınan açık mektupta, “Erkekler kadınlarda derinlik sever, ama sadece dekolte derinliği. Mutlu tesadüfe bakın ki yarışma için seçilen 22 filmin tümü de erkekler tarafından yapılmış” dendi. Festivalin yöneticisi Thierry Fremaux ise seçimi savunarak “Jüri hiçbir filmi hak etmediği halde sırf bir kadın tarafından yönetildi diye seçemezdi” diye konuştu. Şimdiye kadar Altın Palmiye ödülünü alan tek kadın yönetmen, 1993 yılında “Piano” filmiyle Jane Campion olmuştu. Geçen yıl da İngiltere’den Lynne Ramsey “We Need To Talk About Kevin” (Kevin Hakkında Konuşmalıyız) filmiyle Altın Palmiye’ye aday gösterilmişti. Lions Tiyatro Ödülleri verildi ? Kültür Servisi Uluslararası Lions, MD 118 Çoğul Yönetim Çevresi Konfederasyonu organizasyonunda düzenlenen, “Lions Devlet Tiyatroları, Tiyatro Ödülleri” önceki akşam Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenle sahiplerine verildi. Gecede “Michelangelo” oyunu 5 dalda ödül alarak en çok ödül alan alan oyun oldu. Yılın En Başarılı Prodüksiyonu ödülü ise “Sidikli Kasabası Müzikali”ne verildi. Tören boyunca yapılan konuşmalarda Şehir ve Devlet tiyatrolarının kapatılamayacağına olan inanç yinelendi. Yazarımızın yazısı elimize ulaşmadığından yayımlayamıyoruz. Bir çocuk daha okusun diye 21.YÜZYIL EĞİTİM VE KÜLTÜR VAKFI (YEKÜV) Tel: 0212 274 15 02 0212 213 74 02 Fax: 0212 275 52 44 www.yekuv.org yekuv@yekuv.org Vakıflar Bankası Osmanbey Şubesi 00158007287986476 C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle