25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 MAYIS 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DİZİ Suriyeliler; Türkiye’nin yanında olanların zamanı geldiğinde saf değiştireceği görüşünde birleşiyor: 7 Yapılanlar unutulmaz Dr. Bessam Ebu Abdullah, Ulusal Strateji Merkezi’nin sorumlusu. Dr. Abdullah, uzun yıllar ülkesinin Ankara Büyükelçiliği’nde görev de yapmış. Merkez’de uzun bir sohbet gerçekleştirdiğim Ebu Abdullah, Türkiye’ye her Suriyeli gibi çok kızgın. Özellikle Recep Tayyip Erdoğan’ın, “dünya ve bölge meselelerine din çerçevesinden baktığını” belirtiyor ve “Bu, Ortadoğu’da bile normal karşılanmayan bir durumdur” diyor. Dünkü bölümde muhalefetin çok parçalı olduğundan, hatta Esad’la diyalog yanlısı barışçıl kesimlerin çoğunluğu oluşturduğundan söz etmiştim. Buna rağmen Türkiye dahil olmak üzere, ABD ve Batılı ülkelerin muhalefet olarak sadece Suriye Ulusal Konseyi’ni (SUK) tanıdıklarını, onun iddialarını dikkate aldıklarını vurgulamıştım. Suriye’de, SUK dışında kalan muhaliflerin karşı karşıya kaldıkları en ciddi sorun, SUK “terörü”. Aslında rejime muhalif olan, son derece haklı talepler dile getiren aydınlar, gazeteciler, bilim adamları, son zamanlarda SUK’un başını çektiği muhalif kesimleri eleştirmeye başlamışlar. SUK’un buna tepkisi çok ama çok sert olmuş. “Tahakkümcü” bir yanı var deniyor SUK için. Dolayısıyla Esad sonrası nasıl bir Hücre Cezası Süren Milli İrade! TBMM’deki üç muhalefet partisi, tutuklulukları sürdürülen 8 milletvekilinin salıverilmesi için aralarında görüş birliğine ulaşmış. BDP, CHP ve MHP’nin grup temsilcileri, Ceza Muhakemeleri Yasası’nın, tutukluluğu düzenleyen 100. maddesinde yapılacak bir düzeltme olursa, bu parlamenterlerin milli iradenin seçilmiş temsilcileri olarak Meclis’teki sıralarına oturmaları, Genel Kurul ve komisyonlardaki görüşmelere katılmalarının sağlanabileceğini Meclis Başkanlığı’na bildirmişler. Bu üçlü mutabakatın yürürlüğe girebilmesi iktidar partisinin onayıyla bir TBMM kararı haline dönüşeceği için AKP grubunun kapısı çalınmış. İyi niyetli, saf Anadolu çocuklarının 12 Haziran 2011 genel seçiminde bile “özgürlükçü demokrat” etiketini gerçek sanarak oylarını katladığı AKP, muhalefet partilerinin tek bir çözüm seçeneğinde mutabık kalabileceklerinden kuşku duyduğu için kendilerine uzatılan anlaşma metni karşısında mızıkçılık yapmaktan başka tüm yolların kapalı olduğunu görmüş. Bu “mış”lı “muş”lu takıları sıralamaktan amacım, çeşitli kaynaklardan edindiğim bilgilerin, gerçek parlamenter demokratik sistemlerin geçerli olduğu Batı Avrupa ülkelerinde şaşkınlıkla karşılanmakta olduğunu belirtmek içindir. Adalet ve Kalkınma Partisi, gerçek Batı demokrasilerinde, şayet ucu açık tutukluluk süreci içinde parlamenter seçilmiş olan bir kişi olursa, kendisine salt ülkesinin anayasa ve yasalarına göre bir işlem uygulanacağını elbette bilir. Ya bizde? Tayyip Bey demokrasisinde ne yapılmaktadır? Neyin, nasıl yapıldığını öğrenmek isteyenler, TBMM Başkanı’na değil; buyursunlar AKP’nin en yetkili yönetim organı olan parti genel idare kurulunun toplantısına! O kurulun sözcüsü Sayın Hüseyin Çelik, önceki gece toplanan kurulda sorunun enine boyuna incelendiğini ve sonuçta, tutuklu 8 parlamenter hakkında yasal bir düzenleme yapılması yerine, topun her tutuklunun dosyalarının bulunduğu mahkemelere bırakılmasının münasip görüldüğünü söylüyor. İktidar partisi sözcüsü, ülkemizde adalet kurumunun daha on beş gün önce yapılan kamuoyu araştırmalarında her politik görüşte vatandaşlar tarafından en az güvenilen bir durumda olduğunu bilmezden geliyor. Berlin’de hâkimler olduğunu söyleyerek Bismark’a başkaldıran değirmenci öyküsünün bizim okul kitaplarında tek satır halinde bile yer almadığını eski Milli Eğitim Bakanı Çelik bilmiyor mu? Kendi HSYK’sini bir gece içerisinde “a”dan “z”ye kadar, Adalet Bakanı Ergin’in sümeninin altındaki taslağa göre düzenleme ferasetini göstermiş olan kadrolar mı, o güveni yurttaşlara sağlayacaktır? Ülkenin Başbakanı, henüz 12 Eylül sendromundan kurtulamadığımız 1999’lu yıllarda haksız olduğu bugün herkesin vicdanında hüküm haline gelmiş bir yargı kararı sonucunda Kırklareli’ne bağlı Pınarhisar Cezaevi’nde kalmıştı. O acı çoktan kapanmış ve unutulmuş olmalı ki, hiçbirisi hükümlü değil; tutuklu 8 parlamenter arkadaşını kaderleri ile baş başa bırakıyor, bekleyin gün gelir kapınızı belki de ‘Adalet’ adındaki gözü bağlı melek çalabilir diye millete iyi uykular temenni ediyor! Ve siz Sayın Cemil Çiçek. Bir zamanlar “İşte sağduyu sahibi, deneyimli bir politikacı” diye saygı ile baktığım TBMM Başkanımız. Parti polit büronuzun aldığı kararı siz de ciddiye alanların başında gelmekten mutlu musunuz? Sanılanların aksine Suriye’de yaşam normal seyrinde devam ediyor. tercihlerine kimsenin karışamayacağını da belirten Eb u Abdullah, “Erdoğan Suudi Arabistan’ı seçti. Modeli o. Madem bu kadar yakınlık duyuyor ve madem bu kadar demokrasi ile özgürlüklerden yana, Suudi dostlarına da demokrasiye geçiş çağrısı yapması gerekmez mi” sorusu nu soruyor. madı, bizde de öyle”. Açıklama bana pek tatmin edici gelmedi doğrusu. Sünnilerin, baskı değilse de mezhepsel bir ayrıma tabii tutulduklarına inanıyorum, birçok kesim gibi. Ancak gerçekten önemli mevkilerde olan Sünnilerin varlığından da haberdar olmadım değil Suriye’deyken. Ancak bu mevcut olumsuzluğu ortadan kaldıracak kadar önemli bir gözlem sayılmaz. ? Türkiye Başbakanı’nın rejim geleceği konusunda bir fikir oluşmaya başlamış. Adının açıklanmasını istemeyen, Esad’ı kişisel olarak desteklediğini ama rejimdeki aksaklıklar nedeniyle kendisini muhalif kabul ettiğini belirten Suriyeli bir meslektaşım “SUK, çok ama çok tehlikeli bir karta oynuyor. Mezhep kartına. Suriye dışında nasıl anlaşılıyor bilmiyorum ama bu ülkede böyle bir sorun yok” diyor. “Devletin üst kademelerine sadece Alevi kökenlilerin yükselebildiğini söylüyorlar, bu nedir peki?” dediğimde aldığım yanıt aynen şu: “Biz de Türkiye’de Kürtlerin yüksek kademelere gelemediğini duyuyoruz. Türkiye’de uzun dönem yaşadım. Bir Cumhurbaşkanınızın, çok sayıda yüksek rütbeli subay ve bürokratınızın Kürt olduğunu görünce duyduklarımın bir önemi kal ? SUK dışındaki muhalifler Suriye’ye dışarıdan müdahaley e karşılar. Suriye toplumu Batı dünyasına, özellikle ABD’ye ka rşı hassas bir toplum. Özellikle AB D ile kötü deneyimlere sahip. İsrail’le kavgasında sürekli İsrail yanlısı tavır almasından ötürü Batının pek kredibilitesi yok. Asıl tehlike mezhep çatışması Baas yöneticisi genç akademisyen Hatay meselesi de gündeme gelecek diyor ve ekliyor: SÜRECEK “dünya ve bölge meselelerine din çerçevesinden baktığını” belirtiyor ve “Bu Ortadoğu’da bile normal karşı bir coğrafyada yaşadığını sanki unutmuş gibi. Osmanlı’nın hâlâ vücut bulabileceğine nasıl inanabilir? Üstelik bulunduğunu iddia ediyor. C MY B C MY B SUK’un, kendisi dışında kalan muhalifleri, kendisinden uzaklaştıran tavrı, dediğim gibi demokratik Hatay değil. Asıl meselemiz İsrail Dr. El Sahir, Recep Tayyip taleplerden çok soruna işgalindeki Golan Tepeleri’ni geri Erdoğan ’ı “ABD projesinin mezhep açısından bakması. almak”. aktörlerinden biri” olarak “Bunun rantını yiyor” diyor değerlendiriyor. Görüşlerinin kişisel El Sahir’e de sordum muhalafetin aynı meslektaşım. Yapmaya olduğunu belirtmesine rağmen Dr. gücünü. Bu konuda en çarpıcı çalıştığının ülkede bir SünniSahir el Sahir, toplumda ortak olan sözleri ondan duydum. Muhalefetin Nusayri çatışması çıkarmak görüşlere vurgu yapıyor aslında. kitle desteği olmadığını ama deniyor SUK için. Suriye Örneğin Hatay konusu gündeme sayılarının çok olduğunu Başmüftüsü’nün oğlunun SUK tarafından öldürülmesi geldi ister istemez. Bunun Türkiye söyleyince sordum haliyle: “Nasıl bu kanıyı güçlendiriyor. Laik ile Suriye arasında yakın zamanda oluyor bu?” Pek ikna edici Sünni kesim (evet var böyle bir sorun olmayacağını belirten El bulmadığım yanıtı şu oldu El bir Sünni topluluk) bu Sahir açıkça söylemekten Sahir’in: “Suriye’de adi suçlar durumdan ciddi endişe çekinmiyor: “Ama Hatay, Suriye çoğunlukta olmak üzere çeşitli duyuyor. Devlet halkı için bir vatan parçasıdır. suçlardan aranan tam 60 bin kişi politikalarından rahatsız Türkiye’nin bize yaptıklarını var. Bunların da muhalefete olanları da “rahatsız” eden bir elbette unutmayacağız ve günü katıldığını düşünüyoruz. Varsa olumsuz durum bu. Bu geldiğinde Hatay’a ilişkin tüm güçleri bu”. barışçıl muhaliflere mensup düşüncelerimiz uluslararası bir Suriye’nin Türkiye’den beklediği tek kişilerle çok görüşme şansını platformda dile getirebiliriz. O şeyin, sınırlarını komşu bir ülkenin bulamadım maalesef. Ancak zaman şu anda Türkiye’nin muhalefetine açmamasıydı diyor Dr. onları yakından tanıyan, Dr. yanında olanlar, bizim safımızda El Sahir. “Biz böyle yaptık mesela. Mehmet Yuva, SUK dışındaki olacaklar. Çünkü bu işlerin bir Irak’ın işgali sırasında muhaliflerin Suriye’ye sırası var”. Ama hemen eklemeyi sınırlarımızı kapattık ve ABD dışarıdan müdahaleye karşı olduklarını ısrarla belirtiyor. ihmal etmiyor genç akademisyen ve güçlerine ülkemizi Dr. el Sahir, Erdoğan’ın ABD tara“Suriye toplumu” diyor Yuva, “Batı dünyasına, özellikle politikacı: “Tabii ki önceliğimiz kullandırtmadık”. fından kullanıldığını söyledi. ABD’ye karşı hassas bir toplumdur. Özellikle ABD ile kötü deneyimlere sahiptir. İsrail’le kavgasında sürekli İsrail yanlısı tavır almasından ötürü Batı’nın pek kredisi yoktur”. “İyi de ne TÜRK DİPLOMASİSİNİN AĞIRBAŞLI VE DİKKATLİ GELENEĞİNDEN UZAKLAŞTIĞINA DİKKAT ÇEKİLİYOR anlama geliyor bu söyledikleriniz?” dediğimde açıklıyor Yuva: “Şu anlama geliyor. Suriye Ulusal Konseyi’nin yöneticilerinin çoğu Batılı merkezlerde yaşayan, toplumlarına oradan bakan insanlar. Suriye’de sözlerini dinletme şansları pek yok”. “O merkezlerde yaşamaktan başka şansları var mıydı sizce peki?” diyorum, “Yıllardır bu ülkede iç muhalefet var. Eleştirileri ile değerlendirmeleri ile belli bir noktaya da getirmişlerdi toplumu” oluyor Dr. lanmayan bir durumdur” di yönünü Batı’ya ve Yuva’nın yanıtı. “Şimdi nedir durum peki” dediğimde de Bessam yor. Türkiye Başbakanı’nın ABD’ye dönerek “SUK muhalefetinin sivilleri hedef alan saldırıları toplumu Ebu Ab tercihlerine kimsenin karışanasıl Osmanlıcılık terörize etti. Bombalı saldırılar bu grubun az da olsa var dullah, mayacağını da belirten Ebu yapacak? Yani uriyeliler olan toplumsal desteğini bitirdi. Ama silahlı muhalefetin Ulusal Abdullah, “Erdoğan, Suudi Osmanlıcılığı Dışişleri de devletin de yanında olmayan çok büyük bir kesim Bakanı Ahmet Strateji Arabistan’ı seçti. Modeli o. da gerçek depasifize olmuş durumda. Kötü olan bu” yanıtını veriyor Davutoğlu için MerkeMadem bu kadar yakınlık ğil” diye de Dr. Mehmet Yuva. Şam Üniversitesi Uluslararası “Sanki nasıl bir zi’nin soduyuyor ve madem bu kasürdürüyor koİlişkiler Bölümü öğretim görevlisi Dr. Sahir El Sahir coğrafyada rumlusu. dar demokrasi ile özgürlüknuşmasını. aynı zamanda Baas’ın Şam sorumlularından. yaşadığını Adından da lerden yana, Suudi dostlarıEbu AbdulGeleceğin bakanlarından olacağına kuşkum yok. unutmuş” şeklinde belli olduğu na da demokrasiye geçiş lah da ülkedeki Konulara çok hâkim, inançlı bir Baas’çı Dr. el Sahir. yorum yapıyor. gibi, ülkenin çağrısı yapması gerekmez en önemli soruSuriye toplumundaki genel havayı konuşuyoruz. strateji üreten mi?” sorusunu soruyor. nun, kendisinde “Halkımız kırgın” diyor. Özellikle iki ülkeye çok önemli özel kurugeri dönülmez bir Dr. Bessam Ebu Abdullah, içerlemiş Suriyeliler. İkisine de, yani “çok yakın dost” gördükleri Katar ve Türkiye’nin tutumuna luşlarından biri bu “Türk diplomasisi diye bir ol noktaya gelinebileanlam veremiyorlarmış. Bu arada çok ilginç rası. Dr. Abdullah, ceği korkusunu yaşagu vardı, ağırbaşlı, dikkatli, bulduğum bir belirlemesi oldu El Sahir’in. uzun yıllar ülkesinin dengelerden haberdar bir po tan mezhep kavgası “Türkiye ile Suriye’nin ekonomik ilişkileri Ankara Büyükelçililitikaydı” bu diyor. “Şimdi ne çıkartma çabaları de iyi gidiyordu” diyor. “Ancak, ği’nde görev de yapmış. durumda peki sizce” diye sor olduğunu söylüTürkiye’nin sanayisi ile rekabet edecek Merkez’de uzun bir sohbet duğumda aldığım yanıt, “Ahyor. Türkiye’nin gücü olmayan Suriyeli sanayiciler bu gerçekleştirdiğim Ebu Abbu konuda da, met Davutoğlu’nun hayalcilidurumdan memnun kalmadı. dullah, Türkiye’ye her Suriyefarkında ğinin peşinde bir Türk diploMuhalefete yanaşmalarının bir li gibi çok kızgın. Özellikle olmadan da masisi var artık” oluyor. “Danedeni de bu olabilir”. İlginç Recep Tayyip Erdoğan’ın, olsa katkıda vutoğlu ilginç bir zat. Nasıl bir belirleme elbette bu. Hatay’ı da konuşacağız SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ: ‘Davutoğlu çok hayalperest’ S Sağlık hizmeti karakolda verilsin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sağlık Bakanlığı, sağlık çalışanının yaşadığı şiddet sorununun çözümü için “karakolda sağlık hizmeti” vermeyi planlıyor. Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Şencan, “Güvenlik görevlisi eşliğinde veya karakolda hizmet alınan, dünyada farklı modeller var. Çok ileri giderse belki bunları da düşüneceğiz” dedi. Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Şencan, önceki gün yayımlanan “Çalışan Güvenliği Genelgesi” ile ilgili olarak AA muhabirine açıklama yaptı. Şencan, genelgeyle şiddete uğrayan doktorlara tanınan “acil durumlar dışında hizmetten çekilme hakkı” ile ilgili olarak “Hizmetten çekilme tıbbi deontoloji tüzüğünde de yeri olan bir süreç. Hastanın ya da yakınının şiddet eğilimi varsa sağlık çalışanı, hizmet sunmaktan imtina edebilecek. Ama bu, ‘Sen ne olursan ol, hemşire ya da doktor hizmet sunmaz’ anlamına gelmiyor” açıklamasını yaptı. Bu sürecin hastane idaresi tarafından organize edilerek hizmetin tamamlanmaya çalışılacağını dile getiren Şencan, “Ama ‘Ben ne kadar şiddet uygularsam uygulayayım hizmet alacağım’ anlamına da gelmiyor. Güvenlik görevlisi eşliğinde veya karakolda hizmet alınan dünyada farklı modeller de var. Çok ileri giderse belki bunları da düşüneceğiz” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle