17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 MAYIS 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 Üretim Tarzı (AÜT) modeli ile revize edilmeye çalışıldığı, İdris Küçükömer’in bütün sağ ve sol kavramları altüst ettiği dönemdir. O dönemin bugüne yansımalarını, mutlaka okunması gereken Zülâl Kalkandelen’in Cumhuriyet Kitapları arasında yeni çıkan “İdris Küçükömer’in Tezleriİkinci Cumhuriyetçiliğin Temelleri” adlı kitabında görebilirsiniz. 27 Mayıs 1960, yarattığı özgürlükçü ortamda, o dönemdeki solcuların da desteğiyle dolaylı bir katkı sağlamıştır sağ iktidarlara. 2) 12 Mart 1971 muhtırası ülkede gelişen sol birikimi, anarşiye ve teröre yol açtığı gerekçesiyle, doğrudan doğruya ezmeye ve sağa destek vermeye yönelik bir harekettir. Her ne kadar “Atatürkçü” bir söylem kullanmış ve önce bir teknisyenler kabinesiyle işe başlamışsa da, sonradan tam anlamıyla siyasetteki sağ sıçramanın ortamını hazırlamıştır: Bütün solcular tutuklanmış, “Komünist değilim, Hümanistim” diyen Sabahattin Eyüboğlu bile gözaltına alınıp bir sandalye üzerinde gece gündüz sorgulanmıştı. Adalet Partisi’nin, Demirel’e kızan Celal Bayar’ın da destek vermesiyle Ferruh Bozbeyli tarafından kurulan Demokratik Parti tarafından bölünmesi sonucunda 1973 seçimlerinden birinci parti olarak çıkan CHP’nin yeni sloganı “Ortanın Solu” kahramanı Ecevit bile bu ortamda ancak Erbakan liderliğindeki Milli Selamet Partisi ile koalisyon yaparak hükümeti kurabilmişti. Böylece dinci sağ, ilk kez kendi kimliğiyle iktidar ortağı oluyordu. Temelleri zaten çürük olan bu hükümet, Kıbrıs harekâtından sonra bu olayı oya dönüştürmek isteyen Ecevit’in, Bozbeyli ile yakınlaşması sonunda koalisyonu bozmasıyla sona erdi; Bozbeyli son anda tutumunu değiştirip CHP’ye destek vermekten vazgeçince de ülke hükümetsiz kaldı. Çünkü Demirel, Erbakan ve Türkeş, aynı oy deposuna, sağa dönük partilerin liderleri olduklarından anlaşamıyorlardı. Lafı uzatmayalım, uzun müzakere ve uzlaşmalardan sonra 12 Mart 1971 darbecilerinin istediği oldu, liberal sağ, dinci sağ ve milliyetçi sağ, Birinci Milliyetçi Cephe Hükümeti ile iktidara geldi ve Türkiye’nin kaderi değişti. Arkası cumartesiye... Bir hesaptan çekilen para başka bir müşterinin hesabıyla kapatılmış Bu da vurgun zinciri 600 Almanı dolandırdılar ? İstanbul Haber Servisi Almanya’da yaşayan 600 Alman yurttaşını Türkiye’den arayarak bazı alışveriş merkezlerinde yapılan çekilişlerde otomobil kazandıklarını söyleyerek dolandırdığı belirlenen suç örgütüne yönelik operasyonda 96 kişi gözaltına alındı. Suç örgütü üyelerinin, arabanın vergi masrafı ile peşinat miktarını ödemelerini isteyerek Alman yurttaşlarını 1.5 milyon Avro dolandırdığı tespit edildi. Örgüt üyeleri arasında Almanya’da doğup büyüdükten sonra Türkiye’ye yerleşen gurbetçilerin de bulunduğu belirtildi. AHMET KURT KOCAELİ Kocaeli’nin Derince ilçesinde bir banka şubesinde 150 müşterinin hesabından haberleri olmadan toplam 1 milyon TL’lik tüketici kredisi çekildiği ortaya çıktı. İddiaya göre banka çalışanlarından M.A, çoğunluğu emeklilerden oluşan müşterilerin hesaplarından yaklaşık iki yıldır kredi çekiyordu. Durumu fark eden müşteriler maaşlarındaki kesin tiyi görünce bankaya başvurdu. Banka yetkilileri, olayı savcılığa bildirdi. Mağdur olan yurttaşlar ise bankaya giderek tepkilerini dile getirdi. Yurttaşlar, “Yaklaşık 2 yıldır hesaplarımız üzerinden para çekiliyormuş. Bunun hiç farkında değildik. Benim hesabımdan çekilen para, başka bir kişinin hesabından para çekilerek kapatılıyormuş. Hesaplardaki dalgalanmayı fark edince bankaya başvurduk” dedi. Darbeler, Sağ İktidarlar ve Başkanlık Sistemi Türkiye’de bütün askeri darbeler, şu ya da bu biçimde, doğrudan veya dolaylı olarak sağ iktidarların önünü açmıştır. 1) 27 Mayıs 1960 müdahalesi, getirdiği çağdaş ve özgürlükçü anayasa yoluyla, sol ile birlikte sağın da siyasal örgütlenişine yardımcı olmuştur. Her ne kadar sağ bir iktidar olan Demokrat Parti’yi iktidardan düşürmüş ve sonradan kapanmaz yaralara, uzun hesaplaşmalara yol açacak bir biçimde üç liderini asmışsa da, özellikle din ve milliyet tabanında gelişen ve o güne kadar Demokrat Parti şemsiyesi altında görünen sağın kendi mecralarında örgütlenmesinin önündeki engelleri de kaldırmıştır. Gerek milliyetçilik tabanında gelişen akımlar, gerekse dincimezhepçi tabanda varlıklarını sürdüren tarikatlar ve hareketler, 1961 Anayasası’nın kabulünden sonra çok daha özgür bir ortamda gelişme olanağına kavuşmuştur. Elbette farklı sol akımlar da aynı özgürlükçü ortamdan yararlanmış ve çeşitli örgütlenmeler bağlamında siyaset sahnesinde aktif olmaya başlamışlardır ama bunların önü çok kısa bir süre sonra yine askeri darbelerle kesilecektir. Bugünkü gençler bilmezler, yaşayanlar da galiba unuttular: O dönemde solcular, sağ kökenli milliyetçi ve dincimezhepçi hareketlerin de bu özgürlükçü ortamdan aynı ölçüde yararlanmasından yanaydılar. Nurculuk başta olmak üzere bütün tarikatlar 1961 Anayasası’nın sağladığı özgürlükçü ortam içinde siyasal güç kazanmış ve hatta Gülen Cemaati, o dönemde Danıştay’a verilen ve altında ünlü Sosyoloji Profesörü Cahit Tanyol’un da imzası olan bir bilirkişi raporu ile “Tarikat değil, Cemaat” diye nitelenerek önündeki hukuksal engelleri aşıp siyasal arenadaki yerini almıştır. Dönem Marx’ın beşli şemasının Asya Karakolda dayak ağır cezalık Golf turnuvası renkli başladı elek’teki National Golf Kulübü’nde B düzenlenen “Turkish Airlines Ladies Open Garanti Master ProAm Turnuvası” dün başladı. Turnuvada, 36 profesyonel sporcu ile 137 işadamı, 1 profesyonel ile 3 amatör oyuncudan oluşan takımlar kurarak yarışıyor. Eşleşmelerde profesyonel sporcu Emma Cabrera Bello (üstte sağda), işadamı Rahmi Koç, Uğur Ekşioğlu ise İsmet Aytekin’in mücadele ettiği takımda yer aldı. Şapkası ve renkli kıyafetleriyle dikkat çeken Koç, Bello ile sohbet ederek yürüyüş yapmayı tercih etti. (SEFA KARACANAA) İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir’de ailesiyle gittiği eğlence yerinde yanında kimliği bulunmadığı için Karabağlar Karakolu’na götürülen ve burada polisler tarafından dövülen Fevziye C.’nin davasında Asliye Ceza Mahkemesi’nden de görevsizlik kararı çıktı. Hâkim, polislerin işkence suçundan yargılanması gerektiğini belirterek dosyayı ağır ceza mahkemesine gönderdi. Karabağlar Karakolu’nda, Fevziye C.’nin polisler tarafından dövülmesiyle ilgili davanın, 17’nci Sulh Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşmasında, görevsizlik kararı verilmişti. Dekana mobbing davası ? ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde 2 yıl araştırma görevlisi olarak görev yapan Leyla Akyol Aslan, fakülte dekanı ve yardımcılarının kendisine mobbing (psikolojik baskı) uyguladığı iddiasıyla 75 bin TL’lik tazminat davası açtı. Aslan, “Kütüphanedeki kitapları raflara yerleştirmek gibi pek çok farklı alanda görevlendirmeye çalıştılar. Usulsüz tutanaklarla soruşturma başlattılar” dedi. Dekan Prof. Muharrem Kılıç ise “Hepsi kurgu, hepsi yalan” diye konuştu. ‘Ölseydiniz bırakmazdık!’ FETHİYE (Cumhuriyet) Fethiye’de 7 aylık hamile Özlem Çetin, tartıştığı eşi İbrahim Çetin tarafından dövüldü. Jandarma tarafından yarı baygın halde bulunan Özlem Çetin, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Gözaltına alınan İbrahim Çetin ise sorgusunun ardından serbest bırakıldı. Daha öncede eşinin defalarca şiddet uyguladığını belirten genç kadın, “Jandarma ‘ölmediniz siz, o yüzden serbest bıraktık’ diyor. Öldükten sonra mı hesabı soruluyor?” diye sordu C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle