19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 NİSAN 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER İnsan Hakları İnceleme Komisyonu 34 kişinin öldüğü olayla ilgili raporu ‘tatilden önce’ bitirmek istiyor 7 Uludere belgeleri istendi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Uludere’de 34 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayla ilgili belge ve bilgilerin Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı’ndan istenmesine karar verdi. AKP’li Komisyon Başkanı Ayhan Sefer Üstün, komisyon üzerinde zaman baskısı olduğunu, ancak Uludere raporunu Meclis tatile girene kadar bitireceklerini söyledi. Komisyon Başkanı Üstün, Uludere alt komisyonunun dünkü toplantısının ardından, olay ile ilgili basında yanlış haberlerin yer almaması için açıklama yapma ihtiyacı hissettiğini söyledi. Üstün, olayla ilgili belge ve bilgilerin Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı’ndan istenmesine karar verildiğini açıkladı. İçişleri Bakanlığı’nın 239 sayfalık raporunun resmi yazıyla komisyona iletildiğini ifade eden Üstün, raporu satır satır ? TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, olayla ilgili belge ve bilgilerin Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı’ndan istenmesine karar verildiğini açıkladı. İçişleri Bakanlığı’nın 239 sayfalık raporunu satır satır okuyacaklarını ve yeni kararlar alacaklarını belirten Üstün, Komisyon üzerinde zaman baskısı olduğunu söyledi. Üstün, ‘Rapor, Meclis tatile girene kadar biter. İstediğimiz bilgi ve belgeler yarın gelse, raporu yarın bitirmeye hazırız’ dedi. okuyacaklarını ve yeni kararlar alacaklarını kaydetti. Üstün, konuyla ilgili daha önce Milli Savunma Bakanlığı’ndan belge istediklerini anımsatarak şöyle konuştu: “MSB’den istediğimiz belgelerin Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği bilgisi iletilmişti. Şimdi komisyon daha önce MSB’den istediği belgelerini Diyarbakır Özel Yetkili Savcılığı’ndan istemeyi kararlaştırmıştır. Gülyazı köyünde 3 bin 500, Ortasu köyünde de 1000 olmak üzere 4 bin 500 vatandaşımız, çok dar bir alanda yaşıyor. Şırnak Valiliği’ne yazı yazarak nüfus ve hane halkı hareketlerinin durumunu talep ettik. Buradan bir sonuç çıkarmayı düşünüyoruz. Gelen rapor, gerçekten bize ışık tutacak rapordur. Birçok konuyu inceleyen, yorumlayan detaylı rapordur. Komisyonumuz, ileri noktalara gitme kararlılığındadır. Hep birlikte çalışıyoruz. Sizlerden istirhamım; süre sonlanmadan işin esasına yönelik olarak komisyon üyelerini aşırı derecede zorlamayın. Konunun aydınlatılması bizim için çok önemli. Süreçten çok, sonuca dikkat ediyoruz. Sonuçta önemli olan olayların aydınlatılması. O bakımdan süreci hep birlikte dikkatli bir şekilde yürütmenizi istirham ediyorum.” Üstün, raporu hakkında detay bilmediklerini ama ilk izlenimlerinin, raporun içeriğinin dolu ve aydınlatıcı olduğunu düşündüklerini kaydetti. omisyon üzerinde zaman baskısı var’ Komisyon üzerinde zaman baskısı olduğunu belirten Üstün, komisyonun, raporun 3’te 2’sini yazabilecek durumda olduklarını ifade etti. Üstün, “Sonradan ‘Şu da eksik kaldı’ dememek için, dört başı mamur bir rapor olması açısından çalışmaları sürdürüyoruz. Önemli olan raporun 12 ay önce olması ya da olmaması değil, aydınlatıcı olmasıdır. Şu anda bir zaman tayini yapamıyoruz ama maksimum Meclis ‘K tatile girene kadar biter. İstediğimiz bilgi ve belgeler yarın gelse, raporu yarın bitirmeye hazırız” dedi. Üstün, olayın 4 koldan araştırıldığını, incelendiğini ve soruşturulduğunu belirtti. İçişleri Bakanlığı’nın biten çalışmasının komisyonlarına geldiğini dile getiren Üstün, yargı, Genelkurmay Başkanlığı ve komisyonlarının çalışmalarının ise devam ettiğini ifade etti. Üstün, raporu, belgeleri beklemeden yazmaları durumunda eksik olma durumunun olabileceğini bildirdi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in, Uludere olayında gizlilik kararına uyulmadığına ilişkin sözlerinin anımsatılması üzerine Üstün, komisyon üyeleri arasında, konuya ilişkin detaylı açıklama yapmama konusunda ilke kararı aldıklarını söyledi. Üstün, İçişleri Bakanlığı raporunun gizlilik kararı içerdiğini söyledi. Süresiz Tutukluluk Süreci! Dün sabah cep telefonuma bir çağrı iletisi geldi. Tutuklu gazeteciler kervanında bugüne kadar adını öğrenemediğim için öncelikle kendimi eleştirmeme neden olan Bilim ve Gelecek dergisinin editörü Baha Okar da bulunuyormuş. “Devrimci Karargâh” davası sanıkları arasında 600 gündür tutuklu bulunan gazeteci Baha Okar’ın durumuna dikkati çekmek amacıyla bugün saat 11.00’de Beşiktaş Adliyesi önünde düzenlenecek olan basın açıklamasına katılmam isteniyor. Bir itirafta daha bulunmam gerekiyor: Sözü edilen fraksiyon hakkında yeterli bilgim olmadığını o ileti sonunda fark ettiğim için hemen internetin, her derde çözüm getiren sitesi Google’a girdim. Heyhat! Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi 5651 sayılı katalog suçlar kapsamında yapılmış olan teknik inceleme sonunda 12 Şubat 2009’da aldığı bir idari tedbir kararı ile adı geçen siteye de erişimi yasaklamış. Günümüzde internet, hızla devinim geçiren teknoloji sayesinde alışık olduğumuz öteki medya araçlarının arasına girmekle yetinmedi. Selülozun ana maddesi olan kâğıt endüstrisine hükmedenleri de kaygılandıracak şekilde, hemen her evin en çok arananlarının ilk sırasına yerleşti. Yasakçı zihniyet, geçmiş yıllarda dergi ya da gazete kapatır, toplatma kararları alırken, günümüzün Türkiye’sinde o zihniyetin eli internet suçlarına kadar uzandı. Gazetecileri ardı ardına tutuklanan bir ülkenin yürütme erkinin başı olmak, Erdoğan’ın özgeçmişinde, kendisinden öncekilerden farkı olarak gösterilecektir. O farkı polemik konusu yapacak olan halefleri, partilerinin toplantılarında kim bilir neler söyleyeceklerdir? Tek parti dönemini ve özellikle Atatürk ile İnönü’ye ikide birde hücum salvoları yapmaktan kendisini alamayan Erdoğan, 10 yıllık iktidar döneminin 9. yılında tutuklanarak önce Silivri’ye, daha sonra da Tekirdağ 1 Numaralı F Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderilmiş bir dergi editörünün, Osman Baha Okar’ın tutuklanmasında delil olarak yer alan iddialar arasında nelerin yer aldığını herhalde bilmiyordur. Ben toparladığım kadarı ile Sayın Başbakan’a sunayım! Baha adına editörlüğünü yaptığı Bilim ve Gelecek dergisindeki arkadaşlarının yaptığı açıklamalara göre, şüphelinin evinde yapılan aramalarda herhangi bir örgütle bağının olduğuna dair bir işaret bulunamamış. İddianamede Baha ile birlikte örgüt üyesi olarak gösterilen Fransızca öğretmeni Sabriye Çağrıcı, 12 yıl önce kanserden ölmüş. Üstelik örgüt, yani şu ünlü Ergenekon, öğretmen hanım bu dünyadan ayrıldığı sırada, hiçbir güvenlik görevlisinin de yargının da dosyaları arasına girmemiş! Çünkü böyle bir kavram o tarihlerde ortalarda yokmuş. “Canım efendim. Tutuklama elbette suçlamanın olmazsa olmazı değildir. Bir önlemdir” diye 100 kişilik basın tutukluları listesini mazur göstermeye çabalayanlar, sizler… Ve hele son açıklamalarında tutuklama süresini makul bir sürece indirmek yerine hâkimlerin önlerindeki dosya sayısını azaltacak önlemler almak vaadi ile idarei maslahat yöntemine başvuran Sayın Sadullah Ergin Siz... Tanrı aşkına söyleyin, geceleri başınızı yastığa koyar koymaz uyuyabiliyor musunuz? Özlük hakları için protesto eylemi yapan memurun iç haberleşmesini kestiler 28 ŞUBAT SORUŞTURMASI Dışişleri çalışanı ayakta BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA Dışişleri Bakanlığı’nda, “Genel İdari Hizmetler Sınıfı” içinde görev yapan personel özlük haklarını iyileştirilmesi için Büro Memurları Sendikası’nın (Büro MemurSen) yaptığı basın açıklamasına katılma kararı alınca, “savunmanızı verin” baskısıyla karşı karşıya kaldı. Dışişleri Bakanlığı önünde saat 11.00’de toplanan Büro MemurSen üyesi yaklaşık 300 bakanlık çalışanı “Bu kurumun memuru bürokrat mağduru, kapıkulu değil devlet memuruyuz” dövizleri taşıyarak alkışlar eşliğinde “Memuruz haklıyız kazanacağız, hakkımızı alacağız” sloganları attı. Büro MemurSen yetkililerinin verdiği bilgiye göre, Bakanlık önünde yapılan protesto ve basın açıklaması öncesinde, İdari ve Mali İşler’den Sorumlu Müsteşar Yardımcılığı’ndan sözlü olarak tüm dairelerdeki personele, “Aşağıya inerseniz, hakkınızda tutanak tutarız, soruşturma başlatırız” yönünde baskı geldi. Eyleme katılmak için kendi aralarında bilgisayar sistemi üzerinden haberleşen memurların, organize olmalarının önüne geçmek için bilgisayarlara erişimleri kısıtlandı. Eyleme katılan personel, hizmet verdiği birime dönünce amirleri kendilerinden savunma istedi. Dün öğle saatlerine kadar 20 personelden savunma istendiği, her dairede eyleme katılan memurların isim listesinin tutulduğu bildirildi. Büro MemurSen Genel Başkanı Yusuf Yazgan yaptığı basın açıklamasında “Dış politikada sıfır sorun politikasının uygulayıcısı konumundaki Dışişleri Bakanlığı maalesef kendi çalışanlarının sorunlarını çözememektedir” dedi. Kamu çalışanlarının mali haklarını düzenleyen 666 sayılı kararname ile kariyer memurlarına yapılan yüksek artışların Bakanlık çalışanlarının tümüne yapılmadığını kaydeden Yazgan, “Biz kimseden lütuf beklemiyoruz. ‘Ekonomi büyüyor, Türkiye zenginleşiyor’ diyenlerden, çalışanların alınterinin karşılığını istiyoruz” diye konuştu. ÜŞÜYEN TERÖRİSTE PARKASINI VERMİŞTİ 28 Şubat’ta 9 kişi daha tutuklandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 28 Şubat soruşturması kapsamında gözaltına alınan 12 kişiden, eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Fevzi Türkeri ve Özel Kuvvetler Komutanlığı Seferberlik Tetkik Kurulu Dairesi Başkanı Tuğgeneral Lokman Ekinci’nin arasında bulunduğu 9 kişi tutuklandı. Soruşturmayı yürüten savcı Mustafa Bilgili, üçüncü dalga operasyonda 13 kişi hakkında gözaltı kararı aldırmış ancak 12 kişiye ulaşılmıştı. 5 emekli subay, Ankara Emniyet Müdürlüğü TEM Şube’de, 7 muvazzaf asker ise Merkez Komutanlığı’nda geceyi geçirdi. Ankara Adliyesi’ne ilk olarak 7 muvazzaf asker getirildi. Sorgular sürerken emekli Orgeneral Fevzi Türkeri, sağlık kontrolünden geçirilmek üzere hastaneye götürüldü. Türkeri’nin sorgusunu emekli kuvvet komutanı olduğu için özel yetkili Başsavcı Vekili Hüseyin Görüşen yaptı. Sabah saatlerinde başlayan ve akşama kadar süren sorguda, şüpheliler Batı Çalışma Grubu’nda yer almak ve Refah Partisi ve DYP ortaklığında kurulan hükümeti Refah devirmek amacıyla faaliyet yürütmekle suçlandı. 28 Şubat döneminde Genelkurmay Başkanlığı İstihbarata Karşı Koyma ve Güvenlik Daire Başkanı Fevzi Türkeri’ye Genelkurmay Karargâhı’nda verilen bazı brifinglerin tutunakları gösterilerek buna ilişkin açıklama yapması istendi. Sorguların ardından Fevzi Türkeri, OYAK Yönetim Kurulu Başkanı emekli Korgeneral Yıldırım Türker ve Lokman Ekinci’nin de aralarında bulunduğu 11 zanlı tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edildi. Emekli Yüzbaşı Tanju Sirmen savcılık tarafından, Mehmet Aygüner ve Şeref Kavalalı ise mahkeme tarafından serbest bırakıldı. Türkeri, Türker ve Ekinci’nin de aralarında bulunduğu 9 kişi tutuklandı. Şehidi 10 bin kişi uğurladı SERMET ÇUHADAR KAHRAMANMARAŞ Bingöl’ün Genç ilçesinde çıkan çatışmada şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Kemal Özdoğan, memleketi Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde toprağa verildi. Malatya’da düzenlenen askeri törenin ardından helikopterle Elbistan’a getirilen Kemal Özdoğan’ın (26) naaşı, gece Devlet Hastanesi morguna konuldu. Morgdan alınan cenaze, kortej eşliğinde son kez ailenin Yeşilyurt Mahallesi’ndeki evine getirilerek helallik alındı. Cenaze aracının evin önüne gelmesiyle birlikte feryatlar yükselirken şehidin annesi Saniye, babası İsa, eşi Seçil ve kardeşleri tabuta sarılıp ağıt yaktı. Elbistan Ulu Camii’ndeki cenaze törenine 10 bin kişi katıldı. Özdoğan, Gariplik Mezarlığı’nda toprağa verilirken yurttaşlar terörü lanetleyen sloganlar atıldı. Şehidin akrabası Köksal Yüksel, “11 Aralık 2011’de operasyonda üşüyen yaşı küçük bir teröriste askerin biri montunu giydirmişti. Biz bunu televizyondan izledik ve yeğenim Kemal’i görmüştüm. Kemal, teröriste ‘teslim ol, korkma devlet sana sahip çıkar’ diyordu, bu arada terörist de ‘üşüyorum’ deyince, Kemal üzerindeki montunu vermişti. Kendisi de bunu telefonda annesine anlatarak, ‘o montu örten benim anne’ demiş, annesi de bunu bana anlattı” diye konuştu. CHP: Özal’ın ölümü araştırılsın ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, 8 Haziran 1988’de 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a düzenlenen suikast ile ölümüne ilişkin iddiaların araştırılması için Meclis araştırması açılmasını istedi. Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve arkadaşları tarafından, TBMM Başkanlığı’na sunulan önergenin gerekçesinde, “Ölümü ile ilgili iddiaların tüm yönleri ile değerlendirilmesi, ölümündeki ihmallerin ve sorumluların tespit edilmesi gerekmektedir” denildi. Ağar için statü değiştirildi ? Haber Merkezi Susurluk davasından aldığı hapis cezasını çekmek üzere eski bakan Mehmet Ağar’ın konulduğu Yenipazar Cezaevi’nin statüsü değiştirildiği ortaya çıktı. Memurluk seviyesinde olan cezaevinin müdürlük yapıldığı, bir de müdürün atandığı öğrenildi. Bu arada oğlu Tolga Ağar babasını ziyaret etti. Ağar’ın eşi de Yenipazar’da ev tuttu. Uzlaşma Komisyonu yazım işlemine 1 Mayıs’ta başlayacak BDP operasyonlarda kimyasal silah kullanıldığını iddia etti ‘Anayasaya özel bina AYŞE SAYIN Canlı kalkan eylemi MAHMUT ORAL ANKARA Tüm toplum kesimlerinden görüş alma aşamasını tamamlayan Anayasa Uzlaşma Komisyonu, yeni anayasanın yazımına 1 Mayıs’ta başlayacak. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, yazımı “makul” sürede tamamlayıp, kamuoyunun görüşüne sunacaklarını açıkladı. Çalışma için Bakanlıklar’daki eski Orman Bakanlığı binasında, komisyona yer tahsis edilmesi kararlaştırıldı. Çiçek’in başkanlığında toplanan Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda, 10 ilde gerçekleştirilen ve son olarak yarın İstanbul’da gerçekleştirilecek olan bölge toplantıların sonuçlarına ilişkin TEPAV’dan Prof. Güven Sak sunum yaptı. Toplantıda, yeni anayasanın yazımı konusunda izlenecek yöntem ve ilkelerle ilgili her partinin çalışmala rını 3 Mayıs’a kadar Çiçek’e sunması, 4 Mayıs’ta da komisyonun bu konuda karar vermesi kararlaştırıldı. Komisyonun “gözden ırak” çalışabilmesi için de eski Orman Bakanlığı binası olan TBMM ek binasında çalışması benimsendi. Bu binada partilere her türlü teknik altyapının oluşturulduğu ayrı odalar tahsis edilecek. Edinilen bilgiye göre, partiler çalışmaların “gizliliği” konusunda ortak hassasiyetlerini dile getirdi. Medyaya sızacak bilgilerin komisyonun çalışmalarını olumsuz etkileyecek tartışmalara yol açabileceği ifade edilerek “Hedef haline gelebilir, çalışmalarımızı bloke edecek kampanyalarla baskı altına alınabiliriz” endişesi dillendirildi. Komisyonun “sözcülük” yöntemiyle çalışmalar hakkında kamuoyunu bilgilendirilmesi önerisi tartışmaya açıldı ancak kesin karar alınmadı. DİYARBAKIR DTK ve BDP’nin Lice, Kulp ve Genç kırsalında başlatılan askeri operasyonlarda kimyasal silah kullanıldığı, askerlere maske dağıtıldığı iddiaları üzerine canlı kalkan eylemi yaptı. DTK ve BDP’nin Lice, Kulp ve Genç üçgenindeki operasyonda, kimyasal silah kullanıldığı için askerlere maske dağıtıldığı iddiaları üzerine, operasyon bölgesinde yapmak istediği canlı kalkan eylemi için bir grup partili BDP Diyarbakır il binası önünde toplandı. DTK Eşbaşkanı Van Milletvekili Aysel Tuğluk, DTK Koordinasyon Kurulu üyesi BDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, BDP’li vekiller Mülkiye Birtane ve Nursel Aydoğan’ın da aralarında bulunduğu yüzlerce kişi, operasyon bölgesine gitmek için Diyarbakır’ın Lice ilçesine doğru hareket etti. Yüzlerce araçlık konvoy Diyarbakır çıkışında bulunan Bölge Trafik Müdürlüğü önünde polis tarafından durduruldu. Caddenin her iki yönünde zırhlı araç ve yüzlerce çevik kuvvetle barikat kuran polisler, üst araması ve kimlik kontrolü yaptı. Araçlardan üçü polis tarafından trafikten men edildi, araçların tümüne para cezası kesildi. Daha sonra da kalabalık, polis barikatını yürüyerek aşıp Lice’ye karayolunda yürüyüşe geçti. Bir süre sonra da bekletilen araçlar serbest bırakılınca, grup geriden gelen araçlara binerek yola devam etti. Grup tarafından askeri operasyonlar protesto edildi. BDDK başkanı yeniden seçilebilecek ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDDK, TMSF, Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu Başkan ve üyelerinin 6 yıl olan görev süresini 5 yıla indirip ikinci kez seçilmelerine olanak sağlayan yasa kabul edildi. Görev süresi dolan BDDK ve TMSF başkanlarına denetledikleri bankalarda çalışmama yasağına koşut olarak 1 yıl boyunca maaş ödenirken bu süre 2 yıla çıkarıldı. Karakola yürüdüler Sağlıkta şiddet genelgesi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İçişleri Bakanlığı sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi için bir genelge yayımladı. 81 ilin valiliklerine gönderilen genelgeye göre sağlık çalışanlarına yönelik “yaralama”, “tehdit” ve “hakaret” suçlarının işlenmesi halinde “mağdur kişinin şikâyeti” aranmaksızın işlem tesis edilecek. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle