25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 NİSAN 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR ‘Uzun Hikâye’nin ünlü isimleri ? Kültür Servisi Osman Sınav’ın, Mustafa Kutlu’nun aynı adlı eserinden uyarlanan yeni filmi “Uzun Hikaye”nin çekimleri devam Tuğçe Kazaz ediyor. Oldukça geniş bir oyuncu kadrosuna sahip olan filmde Altan Erkekli, Güven Kıraç, Zafer Algöz’ün yanı sıra Tuğçe Kazaz, Kenan İmirzalıoğlu, Ushan Çakır, Damla Sönmez, Taner Ölmez, Batuhan Karacakaya da rol alıyor. Çekimleri Kütahya, Adapazarı, Altınoluk gibi farklı bölgelerde devam eden “Uzun Hikâye”, Yiğit Güralp tarafından senaryolaştırıldı. 15 Alabildiğine yalın bir reji İDOB’un sahnelediği ünlü Richard Strauss operası, Mehmet Ergüven yönetiminde minimalizmin doruğuna tırmanmıştı ? “Ariadne Naksos’ta” da mezzosoprano Nesrin Gönüldağ rolünü en iyi taşıyan sanatçıydı. Ariadne rolünde soprano Evren Ekşi bir Diva’nın soyluluğunu sergiliyordu. Koloratur soprano Evren Işık’ın ses cambazlığı ileride çok daha başarılı olacağının habercisiydi. stanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB) nisan ayında Richard Strauss’un “Ariadne Naksos’ta” adlı operasını ilk kez sergiledi. Yapıtın İstanbul’daki bu ilk İstanbul gösterimi Mehmet Ergüven’in rejisinde sahneye konmuş bir İzmir prodüksiyonuydu. Mehmet Ergüven’i minimalist anlatımıyla çok iyi tanırız. Bugüne dek kullandığı ışıklar, ilginç sahne üstü objeleri, giysilerdeki alımlı renklerle kendini seçkinleştirmiştir. Bu oyunda ise artık minimalizmin doruğuna tırmanmış: Sahnede neredeyse hiçbir nesne yok, uzun resitatiflerde şarkıcılar sadece aşağı yukarı dolaşıp kollarını açıp kapayarak devingenlik sağlıyorlar. Yapıt adeta bir konsertant opera haline gelmiş: Orkestranın önünde solistler şarkılarını söyleyip gidiyorlar. (Komedyenlerin, özellikle Ahmet Baykara’nın yarattığı karakter tek hafifletici rüzgâr.) Bütün dikkatleri üstüne toplayan her bir solist özel bir sınavdan geçiyor. Almanca sözlerin çevirisini anlamak için sahnenin çok üstüne yerleşmiş üst yazıları okumak da hayli zor. Bu operadaki boş dekor, ışık oyunlarıyla sahne derinliğinin kullanılmaması, dolayısıyla izleyicinin imge gücünü arttıracak etkenlerin olmaması gösteriyi iyice yalınlaştırmış ve yavaşlatmış. lemektedir. Naiad (su perisi), Driad (ağaç perisi) ve Echo (yankı perisi) onun mağarasında dolaşmakta, hüzünlü ezgilerini izlemektedirler. Baş komedyen Zerbinetta ve diğer komedyenler sahneye girip çıkarak Ariadne’nin acıklı havasını dağıtmaya çalışırlar, ama hiçbir işe yaramaz. O ancak ölümü beklemektedir. Müzikte ise bu iki karşıt fikir Richard Strauss’un dâhiyane buluşlarıyla iç içe gelişir. Bu sırada adaya gelen şarap ve üzüm bağlarının tanrısı Bacchus, Ariadne’yi görünce ona âşık olur. İkisi de aşkın gücüyle yüce katlara yükseldiğinde perde kapanır. “Ariadne”deki 3 başrolü üstlenen kadın seslerinin her biri çetin aryalarla savaşıyorlar. Richard Strauss’un yazısı onlara ipucu verdiği kadar orkestrayla da Evren Işık yarıştırıyor. Bu nedenle alışageldiğimiz romantik operalarda orkestranın eşlik eden görevi zengin bir senfoni halinde, eşzamanlı olarak akıp gidiyor. Prolog’da besteci rolündeki mezzosoprano Nesrin Gönüldağ rolünü en iyi taNesrin Gönüldağ şıyan sanatçıydı. Şarkıları ve sahnesi çok başarılıydı. Ariadne rolünde soprano Evren Ekşi bir Diva’nın soyluluğunu sergiliyordu. Zerbinetta’yı ise İzmirli koloratur soprano Evren Işık üstlenmişti. Art arda dizili aryalarında gösterdiği ses cambazlığı ve temiz tonlaması onun ilerde çok daha banin ilk operası olan ‘Ariadne auf Na şarılı olacağının habercisiydi. xos’ adlı ciddi çalışmayı, diğeri ise Alman şef Raoul Grüneis’in yöCommedia del’Arte tipinde, soytarı netimindeki İDOB orkestrası bu pronın da yer aldığı hafif bir komedi sah düksiyonda en yüksek notu aldı. neleyecektir. İki topluluk sahne ar Richard Strauss’un uzun aryalar ve rekasında beraber hazırlıklara başladı sitatiflerle örülmüş postromantik anğı sırada, gerilim de başlamıştır. Üs latımı baştan sona orkestrada hiç nitelik patrondan gelen bir emir hepsi teliğini yitirmedi. Çalgı topluluklani çileden çıkartır: Ciddi opera ile ko rının her grubundan çok güzel renkmedi aynı anda, iç içe sergilenecek ler, çok tutkulu sololar yükseldi. tir. Buraya kadarki hazırlık devresi ya Bundan sonraki aşamada bu orkespıtın Prolog bölümüdür. tra artık bir Wagner operasına hazır İkinci bölümde ise, Ariadne Na diyebiliriz. Eğer söz verildiği gibi xos’ta adlı tek perdelik operayı izle Atatürk Kültür Merkezimiz gelecek riz: Naxos Adası’nda sevgilisi The yıla hazır olursa, şimdiden bir Wagseus tarafından terk edilen Girit Kra ner prodüksiyonu için çalışmalar lı’nın kızı Ariadne artık ölümü bek başlamalı... Evren Ekşi İstanbul’un değişen çehresi ? Kültür Servisi Pera Müzesi İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, kente ilişkin tarih, arkeoloji, tarihi topografya, sanat tarihi gibi konularda, alanlarında uzmanlaşmış araştırmacılar tarafından Pera Müzesi Oditoryumu’nda sunulan konferans dizisine devam ediyor. Bugün saat 18.30’da yapılacak konferansın konuğu Prof. Dr. Semra Ögel, konusu ise “18. Yüzyılda İstanbul’un Değişen Çehresi.” Biret ile Kan’ın tarihi dinletisi İki virtüöz önce Fulya’da, sonra Süreyya’da Beethoven ve Brahms sonatlarını yorumladı EGEMEN BERKÖZ ‘Adam’ son kez sahnede ? Kültür Servisi Tiyatro Öteki Hayatlar’ın kendi yazarı F. Yüksel Sendan’ın yarattığı “Adam” adlı oyun, pazar günü saat 18.00’de son kez izleyiciyle buluşuyor. “İnsan kendinden kaçabilir mi” sorusunun yanıtını arayan oyunda, Cem Safran Sahnesi oyuncuları rol alıyor. İ Wagner operasına hazır Emek Sineması’nı nasıl yapmalı? ? Kültür Servisi Kadir Has Üniversitesi İstanbul Çalışmaları Merkezi’nin düzenlediği “Nasıl Yapmalı?” paneller dizisi Emek Sineması’yla devam ediyor. Emek Sineması’nın yıkım/taşınma planı ile ilgili sorulara cevap aranacak panel, 27 Nisan Cuma saat 15.00’te Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampusu Cibali Salonu’nda. Panele katılacaklar, araştırmacıyazar Gökhan Akçura, avukat Can Atalay, sinema yazarı Senem Aytaç, İstanbul Kültür Sanat Vakfı Genel Müdürü Görgün Taner ve Yard. Doç. Dr. Melis Behlil. Cobain ve Love’ın kayıp düeti ? Kültür Servisi Nirvana’nın efsanevi solisti ve gitaristi Kurt Cobain’in, karısı Courtney Love ile seslendirdiği bir şarkı bulundu. Şarkı, Hole topluluğunun davulcusu Patty Schemel ve 1990’larda Seattle’daki müzik ortamı ile ilgili “Hit So Hard: The Life And Near Death Story Of Patty Schemel” adlı belgesel filmin yapımı sırasında ortaya çıktı. P. David Ebersole’un yönettiği belgeselden alınan “Stinking Of You” adlı şarkının klibinde Cobain, akustik gitar çalan Love’a eşlik ediyor. Oyun içinde oyun Konu aslında oyun içinde oyun şeklinde yazılmış. “Seria” ve komik opera iç içe girmiş. Ünlü Viyanalı edebiyatçı Hugo von Hofmannnstahl (18741929) ve ünlü Alman besteci Richard Strauss’un (18641949) işbirliğiyle 1916’da ortaya çıkmış bir çalışma. Maria Theresia zamanında lüks bir Viyana malikânesinde akşamki davet için bir müzik gösterisi hazırlanmaktadır. Zengin ev sahibi, birbirine zıt iki topluluk davet etmiştir: Bir grup genç bir Viyanalı besteci 29. Uluslararası Ankara Müzik Festivali, yoğun bir izleyici ilgisiyle sürüyor Ankara bozkırının baharı ERHAN KARAESMEN Önceki akşam Süreyya Operası’nda birlikte bir dinleti veren İdil Biret ile Suna Kan’ın öyküsü yalnız onların değil, bu satırların yazarının da öyküsüdür, edilgen bir konumda da olsa. 1940’larda yeteneklerinin ayrımına varılan, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün yakın ilgisi sonucu 1948 yılında özel olarak çıkarılan bir yasayla müzik eğitimi için yurtdışına gönderilen bu iki harika çocukla ilgili haberleri ilkokul ve ortaokul yıllarında Doğan Kardeş’ten izleyen bir çocuktu çünkü o da. Daha sonraları, lise ve üniversite yıllarında, Seçilmiş Hikâyeler ve Dost dergilerinde de onlarla ilgili haberler okuduğunu anımsıyor. Daha daha sonralardaysa İdil Biret’i defalarca dinledi, ama Suna Kan’ı ilk kez dinleyecekti Süreyya’da. nerdeyse birlikte başlaCumhuriyet aydın? Aynı ülkede yan ve koşut gelişen bu iki lanmasının, Cumhurisanatçının birlikte çok az doğan, müzik yetin müzik devrimiçalmış olmalarıysa ilginç. yaşamları nerdeyse nin hem ürünü, hem de İdil Biret’in eşi Sayın Şebirlikte başlayan ve simgesi olmuş bu iki fik Büyükyüksel’in söydeğerli sanatçının arkoşut gelişen İdil lediğine göre, 1953’teki tık yarım yüzyılı aşan dinleti dışında iki sanatBiret ile Suna Kan’ın müzik yaşamlarını ne çı bugüne dek birlikte birbirlikte çok az çalmış kaç kez Beethoven Üçlü kadar güncel haberlerden izledi, ne kadarını olmaları ilginç. Konçerto, son kez de gekitaplardan ya da buçen yıl Özden Toker’in Öğrendiğimize göre, günün (çok güvenilir yaş gününde bir Beetiki sanatçının birlikte 80. olmasa da) bilgi kayhoven Sonat seslendirnağı ağarasından öğsonat çalışları bir mişler. 22 Nisan akşamı rendi, bilmiyor. Aynı Fulya’da, 23 Nisan akşailkmiş. bilgilere herkes ulaşamı da Süreyya’da birlikte bileceği için de kazansonat çalışlarıysa bir ilkdıkları ödülleri, birlikmiş. te çalıştıklarıçaldıkları ünlüleri, konTarihi dinleti Beethoven’in iki keser ve kayıtlarını burada sıralama ge manpiyano sonatıyla başladı. Önce, reğini duymuyor. Op.12 Re Majör 1. Sonat’ı, ardından Suna Kan’ın 1952’de, İdil Biret’in ise da Op.24 Fa Majör Sonat’ı (İlkyaz) din1953’te Paris Konservatuvarı’nı bi ledik. İkinci bölümde çalınan rincilikle bitirdikten sonra, 11 Eylül Brahms’ın Op.108 Re Minör 3. Ke1953’te Ankara’da, Devlet Tiyatrosu manPiyano Sonatı’yla dinleti sona ersahnesinde birlikte bir konser verdik di. Suna Kan yakında geçirdiği kaza nelerini Seçilmiş Hikâyeler dergisinin 20. deniyle keman çalarken acı çektiğinsayısında yer alan Ali Kemal Kaya im den “bir daha” çalmadılar. 23 Nisan zalı bir yazıdan öğrendiğiniyse bura nedeniyle küçük çocukların da getida açıklıyor. Derginin kapağında yer rildiği Süreyya Operası’nda tek bir boş alan, iki harika çocuğu birlikte çalar yer yoktu ve Özden Toker yalnızca ken gösteren fotoğrafı, okurlarımız konser için Ankara’dan gelmişti. bu yazının yanında görecekler. Çok güzel ve anlamlı bir müzik akAynı ülkede doğan, müzik yaşamları şamıydı. 29. yılını dolduran Uluslararası Ankara Müzik Festivali uzun yıllar boyunca Ankara bozkırının baharını yeşerten unsurlardan birini oluşturdu. Kamu kurumlarının ilgi ve parasal desteklerinin azalmasının yarattığı güçlüklere karşın And Vakfı’nın yapıcı ve becerikli gayretleriyle festival yoluna de? Festivalin vam etti. İnişleri çıkışları açılışının, Cumhuriyet oldu. Ama, izleyici ilgisinin son 10 yıldaki çağrışımlarının temsilcisi en yüksek yoğunluSenfoni OrkestraCumhurbaşkanlığı Senfoni ğunun sergilendiği sı ile Suna Kan 2012 festivali güzel Orkestrası ile Suna Kan’ın birlikte bu açılış konsekatılımıyla gerçekleşmesi bir etkinlik olarak sürinde buluştu. rüyor. CSO, Atatürk duygulandırıcı anlamlar 10 gün kadar geride Cumhuriyetinin ilk taşıyordu. kalmış olsa da festivalin resmi orkestrası olaaçılış konserinin taşıdığı anrak hatırlanmaktadır. Sulamdan kıvançla söz etmek gena Kan ise bir başka uygar rekiyor. SevdaCenap And Vakfı’nın çağdaşlık girişiminin ürünüdür. Müyıllık geleneksel müziğe hizmet ödül zikte üstün yetenekli çocuklara devlelerini geçmişte kazanmış bulunan, bi tin sahip çıkışının bir yansımasıdır. Suri kurum öbürü de kurumsallaşmış bir na Kan ve İdil Biret birlikte bu sasanat insanı olarak Cumhurbaşkanlığı hiplenmenin ve özendirmenin yol açı cılığı ile güçlü müziksel kişiliklerini geliştirme şansını bulmuşlardır. Sanat ve kültüre yönelik Cumhuriyet ilgisinin simgesel bir gösterisi olarak hep hatırlanacaktır. Atatürk ve Cumhuriyet değerlerinin, günümüzün egemen güçleri tarafından talan edildiği bir dönemde Ankara Müzik Festivali’nin açılışının Cumhuriyet çağrışımlarının temsilcisi CSO ile Suna’nın birlikte sahne almasıyla gerçekleşmesi özel ve duygulandırıcı anlamlar taşıdı. Hollanda ile Türkiye arasında kral lık ve Osmanlı Sultanlığı muhataplığı ve buluşması ile başlayan sosyopolitik ilişkilerin 400. yılı Ankara Festivali’nde de kendini hissettiren bir olgu olarak ortaya çıktı. İleri sanat ülkesi Hollanda’dan bizim buralara çeşitli kültürel bağlantı ve destek oluşumlarına tanıklık ediliyor. Ankara Festivali’nde de Hollanda çıkışlı çeşitli yetkin müzik toplulukları boy gösterdi, güzel konserler verdi. Bu satırların yazıldığı günlerde festival etkinliklerinin yaklaşık yarısı gerçekleşmiş bulunuyordu. Ankara çocuğu ve insanı olduğu halde uzun yıllardır başkentte resital vermemiş bulunan Fazıl Say’ın Ankaralı müzikseverlerle buluşması da renkli bir müzik akşamının yaşanmasına yol açtı. Amos Hoffman Quartet’in başta olduğu bir dizi oda müziği konseriyle de festival bu yıl kendisine gösterilen ilgiyi hak eden güzel konserlerle devam ediyor. Müzikseverler festivalin kapanış konserlerinde sahne alacak olan St. Petersburg Akademik Senfoni Orkestrası’nın konserlerini özellikle ve sabırsızlıkla bekliyorlar. Kilisede ve garda ‘Bach, Before and After’ nisan programında iki önemli konsere imza atıyor Kültür Servisi İstanbul’un renkli tematik etkinliklerinden “Bach, Before and After”, nisan programında iki önemli konserle dinleyicinin karşısına çıkıyor: Konserlerden ilki St. Antuan Kilisesi’nde, diğeri ise Sirkeci Garı Büyük Salon’da. Her iki konserde de, İstanbullu müzikseverleri, az dinleme fırsatı bulabildikleri bir enstrüman karşılayacak: Org. Konserler için Çek Cumhuriyeti Konsolosluğu’nun katkılarıyla Çek Cumhuriyeti’nden sağlanan orgu, usta müzisyen Jaroslav Tuma çalacak. Konserlerde ayrıca, yine usta bir sanatçı, Vladimir Rejlek de trompette yer alacak. Programda, Bach, Vivaldi, Telemann, Pachelbel gibi Barok müziğin en önemli bestecilerinin sevilen eserleri yer alıyor. Sirkeci Garı’ndaki konseri, garın ünlü ve tarihi lokantası Orient Express Restoran’da konsere özel bir yemek mönüsü izleyecek. Etkinlik, mayıs ve haziranda açıkhavaya da çıkacak ve “Bach, Before and After, Bahar Festivali”nde izleyicilerini yeni mekânlarında ağırlamaya devam edecek. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle