18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 NİSAN 2012 PERŞEMBE 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Y Y Y B B Y Y Y Y Y Y Y Y 18 23 20 17 22 22 21 18 19 21 17 18 17 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y 18 19 15 21 24 22 21 22 22 21 16 14 16 Oslo Y Helsinki PB Stockholm B Londra B AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih B Berlin B Budapeşte Y Madrid Y Viyana Y HABERLER 10 7 10 12 14 13 13 14 15 18 19 15 17 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Y Y Y A Y Y Y A B A Y A A 12 20 17 23 16 13 28 34 18 29 26 26 22 Kıyı Ege ve Çanakkale çevreleri dışında tüm yurdun yağışlı geçmesi bekleniyor. Yağışların; Bursa, Bilecik, Sakarya, Çankırı, Bolu, Düzce, Karabük, Kastamonu, Hatay ve Osmaniye çevrelerinde kuvvetli olmak üzere sağanak ve gökgürültülü sağanak şeklinde olacağı tahmin ediliyor. Hava sıcaklığı kuzey, iç ve doğu bölgelerde 8 ila 10 derece azalacak. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 19 Nisan GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada 28 Şubat soruşturmasını da “halkın istediğini” söyledi. Anlamı nedir bu sözün? Gayet basit. Halkımız, bilmediğimiz iletişim yollarından, 28 Şubat neden soruşturulmuyor, Çevik Bir neden tutuklanmıyor diye RTE’ye ve savcılığa başvurdu; ola ki suç duyurusunda da bulundu. Savcılar da “halkın isteğini” yerine getirerek 28 Şubat’ı soruşturmaya aldılar! Milli irade dedin mi akan suların durduğu bu ülkede, bu kadar basittir gerçekleri saptırmak! ??? 28 Şubat soruşturmasının intikam duygularını tatmin etmek amacıyla tezgâhlandığını söyleyen Kılıçdaroğlu’na karşı çıkan RTE, farkına varmadan suçlamayı doğrulayan açıklamalar yaptı. “Kendini överken ayıbını söyler” demeye gelen “merdi kıpti şecaat arz ederken sirkatin söyler” diye bu gibi hallerde sık sık kullanılan bir özdeyiş vardır, o hesap. RTE de 28 Şubat dönemine saldırırken intikam duygularının tutsağı olduğunu kanıtladı. Üstelik “Senin siyasi tarihten haber yok” dediği Kılıçdaroğlu’na saldırırken, siyasi tarih diye belediye başkanlığındaki mahkumiyet kararını mahkeme, “oraların (yani askerin) talimatı ile aldı. Cezaevine ‘oraların’ talimatıyla girdim” diye açıkladı ve… …15 yıl içinde sakladığı kin ve intikam duygularını “Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste” özdeyişiyle açığa vurdu. ??? Milli irade anlayışına gelince: 27 Mayıs’tan önce ülkeyi açık cezaevine dönüştürerek antidemokratik bütün olanakları kullanan, gazetecileri hapse tıkan, Meclis’te yargı olanaklarıyla donattığı Tahkikat Komisyonu’nu kuran, demokrasiyi tek adamlığa dönüştüren Adnan Menderes, bütün uygulamalarında milli irade sözcüklerini kullanıyordu. …2002’den 2012’ye kadar tek adamlığını pekiştiren, kendine ve partisine muhalefet edenleri hapse tıkan, korku imparatorluğu kuran, demokrasinin klasik kurallarına aykırı uygulamalar ile tek adamlığını pekiştiren RTE’nin milli irade anlayışı ile Adnan Menderes’in milli irade anlayışı arasında fark yok! Her ikisi de milli irade söylemini kişisel siyasal amaçları uğruna kullandılar. ??? Nagehan’lar, Ilıcak gibi 27 Mayıs’ta babasını tutuklayan askerlere duyduğu kin ve nefret nedeniyle o günü demokrasiye müdahale diye algılayanlar ve benzerlerinin fikir ve görüş babası RTE… ne derse desin, o günleri yaşayanlar şu gerçeği biliyor: 27 Mayıs; Menderes’in milli iradeyi kullanarak tek adamlığa yuvarladığı demokrasiye rahat nefes aldırmak, korku rüzgârının hızını kesmek ve milli iradenin gerçek yörüngesine dönmesini sağlamak için gerçekleştirildi. Bugün ise ülkemiz; milli iradenin, milli iradeyi dediğim dedik diye kullanan RTE’den ülkeyi kurtaracağı günü bekliyor... ??? Demokrasilerde darbenin yeri yok. Anladık. Fakat her darbe tartışmaya açıldığında, darbeleri şu veya bu yanlarıyla sürekli yerden yere vuranlara neden şu soru sorulmuyor: 1960’ta, 1980’de, hatta yobazlığın, irticai hareketlerin, siyasal davranışların sürekli izlendiği 1997 yılının 28 Şubatı’nda ülke güllük gülistanlıktı. Askerlerin keyiflerine geldi. Hadi darbe yapalım bu sabah, dediler. Yönetime el koydular veya demokrasiye balans ayarı yaptılar. Pekâlâ! Ama darbeci askerler, yönetimde kalacakları yerde bir iki yıl sonra neden demokrasiye yeniden yol verdiler? ??? RTE ve yandaşları, yalakalar, korku imparatoruna teslim olan medyanın yüzde 92’si… …baş efendiye hoş görünmek için ne kadar çabalarlarsa çabalasınlar... yakın tarihi ve olayları ne kadar saptırırlarsa saptırsınlar… ...çatlasalar da patlasalar da gerçek gerçektir. Bir gün mutlaka ortaya çıkar, çıkacaktır da! Hastalanmadan önce yazdıklarımı okuyorsunuz. Ne çok yazı birikmiş meğer... Şimdi yeniden eski daktilomun başındayım. İyileştim mi, yoksa hep aynı durumda mıyım? Bunu sizler anlayacaksınız, yeni yazdıklarımı okuyanlar... Yazmak yaşamak demiştim. Ama son ay içinde çoktan çekip gitseydim de Türkiye’nin yeniden yapılışının acılarını çekmeseydim diyorum. Ama yaşamak her şeyin üstünde. Hele daha küçük yaştan yazma tutkunluğunu bir ömür boyu duymuşsam... ??? Benim kuşağımı yetiştiren, olgunlaştıran Hasan Âli Yücel’dir. Büyük bir adamdı, değeri pek bilinmedi. Bizlere uygarlık nedir, sanat, edebiyat nedir öğretti. Onun dönemindeki tüm öğretmenler Atatürk devriminin öncüleriydi. Şimdi biri bile yok, hepsi yeni iktidarın buyruğunda... Hele şu dört artı dört artı dört hikâyesi yeni kuşakların hangi amaçla yetiştirileceğini bize gösterdi. İktidarı kendine bağlı kuşaklar Yeniden Yazarken istiyor. Önce dindar olacak. Oysa gereken uygarlıktır. Bilimdir, sanattır, kültürdür, insan olma yoludur... Bütün dünya bize hayranmış. Bizim liderimiz tüm Arap dünyasının, daha doğrusu İslam âleminin tek yol göstericisi imiş... ??? Atatürk kuşağı bugün seksenleri aştı ama içlerinde hep o güzel devrim günlerinin tadı var. Bu tat elden gitti mi, bu ülke yaşanacak bir yer olmaktan çıkar. Neler yapılacak? Arap harfleri yeniden doğacak! İmam okulları yetmeyecek, her okul dinsel bir nitelik kazanacak! O güzel Ata heykellerine de sıra gelecek... Hele yeni türeyen tarih yazıcıları şimdiden Türkiye’nin gelmişini geçmişini yeni düzene uygun biçimde sahneleyecekler. ??? İlkyaz geldi. Balkona çıkıyorum, elimde bastonla yürüyerek. Buna iyileşme diyorlar. Ama o eski günlerin yazarı bir başka idi, şu andaki yazar çok daha başka! Ama yüreği sevgili okurlarının gösterdikleri ilgiye, şefkate minnettar. Hep gençmişim, daha yazacak çok şeyler var diye mektuplarla, telefonlarla, çiçeklerle destek veriyorlar. Hepsine teşekkür ediyorum. ??? Böyle yaşamaktansa çekip gitmek, İlhan gibi, Demirtaş gibi, Turhan gibi diyorum ama içimde bir ses dayan sen “yazmak, yaşamak” demedin mi diye soruyor. Yanıt vermek kolay değil. Şimdilik bu kadar. Hasta bir yazarın sağlık arayışının öyküsü. Hünkâr... Şu an itibarıyla aşağı yukarı Türkiye’de 2025 milyon “Hünkâr” vardır... Her evde neredeyse... Feride de Muhteşem Yüzyıl’ı seyrettiğinden beri kocasına “Sülüman” diyor... Adı Ramazan... Kaportacı... ? Bir o kadar da “Hürrem” çıkar... Esmer... Kumral... Kısa, uzun... Tombul... ? Kendi tarihi tivi dizisi olduğunda anca öğrenince bayıldılar “Hünkâr”a da “Hürrem”e de... Ve kimisi “Hünkâr” oldu, kimisi “Hürrem” evlerde... Devamı da var: Oğlanlar, şehzade... Kaynanalar, Valide Sultan... Kızlar, Mahidevran... Damat, Pargalı İbrahim... ? “Şehzade” üniversite sınavlarına girdi, ÖSYM sınavlarında soruların şifresini yandaşlara uçurdular, bu açıkta kaldı... Bira içip geziyor... “Hünkâr”, damatları “Pargalı”ya kızıyor; benzin deposu büyük araba aldı, “Hatice Sultan”ı ekip gereksiz yere barlara doğru sefere çıkıyor diye... “Valide Sultan” bel kayması... “Hünkâr” bozuk... “Halvet” de yok... ? Doğalgaz, elektrik, akaryakıt, su zamları genel fiyatlara yansıdı beklendiği üzre... Tüketici yoklamalarına göre geçen bir ay içinde tam yüzde 19 azalmış oldu “Hünkâr”ın geliri... Dalga dalga zamlar devam ettikçe de azalmaya devam edecek... Bu kızgın... Ama “Hünkâr” cep telefonu alan dinlemesi yapıyor diye söylenemiyor da... İçinde dinleme cihazı vardır diye aslında avizesinden de şüpheleniyor... Tam “Valla bu adamlar bizi eşek yerine koyup memleketi de bizi de rezil ettiler” diyecek ya, gözü mutfak robotuna takılıyor... Gidip ihbar etmesin sonra... Susuyor... Ödü patlıyor korkusundan, tepesine etseler sesi çıkmayacak... ? O sırada “Hürrem” sesleniyor zaten: “Hünkâaaarr...” 12 EYLÜL DAVASINDA MÜDAHİLLİK TALEPLERİNİN REDDEDİLMESİNE TEPKİ GÖSTEREN BENGİ HEVAL ÖZ: Adalet yerine gelmezse toplumsal vicdan zedelenir ALİCAN ULUDAĞ ANKARA 12 Eylül davasında mahkemenin çok sayıda mağdurun müdahillik talebini reddetmesi “hayal kırıklığı” yarattı. 1978’de öldürülen savcı Doğan Öz’ün kızı Bengi Heval Öz, “İddianamede Abdi İpekçi’yi örnek olarak gösterip, sonra davaya müdahil olarak kabul etmemek bizde soru işaretleri yarattı” dedi. Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Erdal Eren, Doğan Öz, gazeteciyazar Abdi İpekçi, sosyolog Cavit Orhan Tütengil ve devrimcilerden Veysel Güney’in ailelerinin arasında bulunduğu çok sayıda mağdurun 12 Eylül davasına katılma başvurularını geri çevirmesi tepki yarattı. Oysa Öz, İpekçi ve Tütengil’in öldürülmesi iddianameye konu olmuş ve darbeye zemin hazırlayan olaylar arasında sıralanmıştı. 12 Eylül davasının açılmasında önemli rol oynayan Devrimci 78’liler Federasyonu’nun YöDoğan Öz netim Kurulu Üyesi Yılmaz Cerek, mahkemenin meseleyi devlet içi olarak gördüğünün ortaya çıktığını belirterek, “Sembolik olarak Berfo Ana’yı kabul etti. Ancak idam edilenlerin ve diğer devrimcilerin müdahilliğini kabul etmedi. İşkencelerin belgesi tanıklıktır, anlatımlardır. İdam edilenlerin kararları Resmi Gazete’dedir. Veysel Güney’in mezarı hâlâ bulunamadı. Erdal Eren’in yaşı küçük olmasına karşın asıldı. Biz mahkemenin istediği belgeleri verdik ama mahkeme yeterli görmedi. Ama mahkemenin bu yaklaşımının sakatlığı, sıkıyönetim kararlarını Bengi Heval Öz sanki meşru sayıyormuş gibi davranmasıdır. Biz bu durumu gerekirse AİHM’ye götüreceğiz” diye konuştu. Doğan Öz’ün kızı Bengi Heval Öz, 6 Nisan’daki duruşmada mahkemenin istediği belgeleri ikinci bir dilekçe ile sunduklarını söyledi. Deliller arasında Doğan Öz’ün kontrgerilla raporununun da yer aldığını belirten Öz, “Daha resmi bir delil düşünemiyorum. Bu neyin delilidir?” diye konuştu. Hazırlanan iddianame ile duruşmada da mahkeme başkanının tavrının kendile rini umutlandırdığını söyleyen Öz, şunları söyledi: “İddianamede Abdi İpekçi’yi örnek olarak gösterip, sonra davaya müdahil olarak kabul etmemek soru işaretleri yarattı. Adaletin tam olarak yerine getirilmemesi, toplumsal vicdan duygusunu zedelemektedir.” İşkencede babası öğretmen Abdullah Gürbudak’ı kaybeden Senem Gürbudak ise mahkemenin istediği belgeleri dosyayla sunmalarına karşın, taleplerinin yine de reddedildiğini söyledi. Gürbudak, “Bu karar, 12 Eylül mağdurları olarak beklentimizin karşılamadı ve davanın oldubittiye getirilmesine zemin hazırlayan bir karar oldu. Davaya katılamamak bizde hayal kırıklığı yarattı. Karar, davayı özünden uzaklaştırılması ya da geçiştirilmesi algısı yarattı. Davanın sonuna kadar takipçisi olacağız” dedi. DÜZENLİ MAAŞ ALAMIYORLAR ORMAN KÖYLÜSÜNE KÖTÜ HABER Fotoğraf: SERKAN YILDIZ Patrikhane çalışanlarını kriz vurdu İstanbul Haber Servisi Fener Rum Patrikhanesi’ne bağlı 100’ü aşkın çalışan, son 2 yıldır düzenli olarak maaşlarını alamadıkları için mağdur oldular. Yunanistan’ı vuran ekonomik krizin etkileri Balat’taki Fener Rum Patrikhanesi’ne de ulaştı. Fener Rum Patrikhanesi’ne bağlı 100 kadar görevli maaşlarını 45 ayda bir alabildiklerini, kendilerine konuyla ilgili kimsenin açıklama yapmadığını belirtiyor. Maaşlarını Patrikhane’ye gidip elden alan çalışanlar, çoğu kez eli boş döndüklerini anlattılar. Çok zor durumda olduklarını, kiralarını ödeyebilmek için bankalardan kredi çekenler olduğunu anlatan çalışanlar, bir araya gelip tepkilerini dile getiremediklerini, korku içinde olduklarını ifade ediyorlar. Patrikhane yetkililerinin “beğenmeyen gider” diyerek kendilerine baskı yaptığını öne süren görevliler, “Sorunlarımızı kimse çözmüyor, bizi ciddiye almıyorlar. Bir muhatabımız yok” diye yakınıyorlar. Fener Rum Patrikanesi’nin Basın Sözcüsü Peder Dositeos’un ise izinli olduğu ve konuyla ilgili açıklama yapılamayacağı belirtildi. AKP, 2B için yüzde 70’te ısrar etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Orman özelliğini yitirmiş olan 2B arazilerinde, hak sahiplerine doğrudan satılacak olan taşınmazların satış bedeli, rayiç bedelin yüzde 70’i olacak. TBMM Genel Kurulu’nda, 2B olarak bilinen kanun tasarısının görüşmelerinde, arazilerin satış bedeline ilişkin madde üzerinde, AKP değişiklik önergesi verdi. Kabul edilen önergeyle, hak sahiplerine doğrudan satılacak olan taşınmazların satış bedeli, rayiç bedelin yüzde 50’sinden 70’ine çıkarıldı. Satış bedelini peşin olarak ödeyen hak sahiplerine yüzde 20, yarısını peşin ödeyen hak sahiplerine ise yüzde 10 indirim yapılacak. MHP Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz, “Orman köylülerinin yiyeceği ekmeği yok. Komisyonda bu oranı yüzde 50’ye çekmiştik. Yeniden yüzde 70’e çıkarıyorsunuz” dedi. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi de indirilen oranın yeniden eski haline getirildiğini belirterek, orman köylüsüne bu arazilerin bedelsiz olarak verilmesi gerektiğini söyledi. Lice’de 12 kilo patlayıcı ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, Lice ilçesinin Hedik Köyü bölgesinde PKK’li teröristler tarafından el yapımı patlayıcı tuzaklandığı bilgisini edindi. Jandarmanın yaptığı aramada toplam 12 kilo amonyum nitratla desteklenmiş el yapımı patlayıcılar bulundu. Pankart hapsi sürüyor Kocaeli’de “Füze kalkanı değil, demokratik lise istiyoruz” pankartı açtıkları gerekçesiyle 4 aydır tutuklu yargılanan öğretmen Meral Dönmez ile öğrenci Gülşah Işıklı, dün özel yetkili İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargıç karşısına çıktılar. Mahkeme, suçun vasıf mahiyeti, delil durumu gibi gerekçelerle Dönmez ve Işıklı’nın tahliye talebini reddetti. Atanamadığı için özel ders veren Dönmez ile Ankara Üniversitesi öğrencisi Işıklı’nın yargılandığı dava 30 Temmuz’a ertelendi. Her iki sanık da duruşmada füze kalkanının savaş için bir tehdit olduğuna inandıklarını bir kez daha vurguladılar. Bomba düzenekli araç bulundu ? Haber Merkezi Bitlis Valiliği’nden yapılan açıklamada, Bitlis’te 15 teröristin etkisiz hale getirildiği operasyonda ele geçirilen dokümanlar incelenerek terör örgütünün eylemlerinde kullanılacağı tespit edilen bomba düzenekli iki araca İstanbul ve Tatvan’da el konulduğu bildirildi. Olayla ilgili bir kişi de tutuklandı. Kürt lider Barzani bugün geliyor ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanlığı, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı (IKBY) Mesud Barzani’nin bugün Türkiye’ye geleceğini duyurdu. Barzani Türkiye’de en üst düzeyde ağırlanacak. Barzani, Türkiye’deki temasları sırasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından kabul edilecek. Barzani’nin İstanbul’da, Irak’ta hakkında tutuklama kararı çıkarılan İslam Partisi lideri Tarık el Haşimi ile de görüşmesi bekleniyor. Cudi’de kaçış yolları tutuldu ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Şırnak’ın Cudi Dağı’nda gizlendikleri mağaralardan çıkan bir grup PKK’li teröristin tespit edilmesi üzerine hava destekli büyük bir operasyon başlatıldı. Şırnak 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı’nın idaresindeki operasyonda, dün sabah Anılmış mevkisindeki zirveye indirilen komandoların kaçış yollarını tuttuğu belirtildi. Çıplak aramaya suç duyurusu ? İstanbul Haber Servisi İnsan Hakları Derneği (İHD) Cezaevi Komisyonu üyeleri, Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nden, Tekirdağ 2 No’lu Cezaevi’ne nakledildiği sırada “çıplak aramaya” maruz kalan Nusret Tebiş için görevliler hakkında suç duyurusunda bulundu. Çağlayan Adliyesi önünde toplanan İHD Cezaevi Komisyonu üyeleri, “Hapishanelerde çıplak aramaya son” pankartı açtı. 8. ULUSAL ADK/ADT ÇALIŞTAYI BAŞLIYOR İstanbul Haber Servisi 8. Ulusal Atatürkçü Düşünce Kulüpleri ve Toplulukları Çalıştayı, Boğaziçi Üniversitesi Uçaksavar Kampusu’nda yarın 13.30’da başlayacak. 3 gün sürecek çalıştaya, CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan, İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, YargıSen Genel Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Barış Doster ve Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç konuşmacı olarak katılacak. Komutanlar tatbikatı izledi ? KIRKLARELİ (Cumhuriyet) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Mehmet Erten, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Emin Murat Bilgel ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Bekir Kalyoncu 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı’nın tatbikatını izledi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle