26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 NİSAN 2012 PERŞEMBE 4 HABERLER AKP’li Hüseyin Çelik, Büyükanıt’la 27 Nisan bildirisiyle ilgili görüşmesini anlattı Çözün Artık Şu Sorunu! Garip günler yaşıyoruz. Aksaklıkları gidermek konumunda olanlar, yani yasamanın ve yürütmenin üyeleri, karar mercii kendileri değilmiş gibi durumdan yakınıyorlar. Oysa onların işi şekvacı olmak değil, şifacı olmak... Uzun tutukluluk halleri konusunda da öyle. İktidardan kime sorarsanız sorun, uzun tutukluluk hallerinden, tutukluluğun infaza dönüştürülmesinden şikâyetçi, sorduğunuz zaman da yanıt hazır: Biz de karşıyız, ama yargının işine karışamayız ki! Oysa tutukluluk ile ilgili uygulamaların kaynağı CMK’nin 100. maddesidir. Şimdiye kadar maddenin yanlış ya da keyfi uygulandığı sonucuna varılmış ise, onu düzeltmenin yolu 100. maddedeki tutukluluk nedenlerini daha açık belirtmek, olur olmaz ahvalde tutuklama kararı verilmesinin önüne geçecek, tutukluluk sürelerini gelişmiş AB ülkelerindeki makul düzeye indirecek düzenlemeleri yapmaktır ki, bu da yasamanın işidir. Parlamentoda çoğunluğa sahip olan partinin mensupları, bu durumda uzun tutukluluk sürelerinden veya keyfi tutukluluk kararları ile gerekçeleri bile baştan savma hazır formüllere dayanarak kaleme alınmış, tutukluluk halinin devamı kararlarını engelleyecek düzenlemeleri yapmak imkânına sahipken, yakınma yolunu tutamazlar. ??? Son seçimleri kazandıkları halde tutuklu oldukları için, parlamentoya gelemeyen, sekiz milletvekilinin sorununu çözmek de, tutukluluk kurumunu daha çağdaş hale getirecek olan düzenlemeyle mümkün olabilecektir. Ama kimi hukukçular milletvekili seçilmiş oldukları halde, tutuklu oldukları için parlamentoya gelemeyen milletvekillerinin durumunun ayrıca çözülmesi gerektiğini savunuyorlar. Burada da, yasama ve yürütmede çoğunluğa sahip partinin (AKP) üyeleri bu sorunun bir an önce çözülmesi gerektiğini söylüyorlar. Söylüyorlar da, bir türlü adım atmıyor veya atamıyorlar. Bugün TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in başkanlığında dört partinin temsilcileri bir araya gelerek, sorunu çözecek çareleri görüşeceklerdi. Toplantının, hemen arifesinde, CHP’nin kendi önerisini sunmak üzere parti içinde görüşmeler yaptığı bir sırada TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in, birilerini görüşme kararını kamuoyuna sızdırarak, tribünlere oynamakla suçlamasını anlayamadık. Böyle bir görüşmenin yapılmasında gizlenecek saklanacak bir şey yok, bu konuda tarafların uzlaşmaya yatkın tutum izlediklerini kamuoyunun bilmesinde ne sakınca olabilir ki? ??? Bu çıkışın ardından, bugün için Sayın Çiçek başkanlığında yapılması öngörülen toplantının suya düşmemesini temenni ederim. Partiler konuyu görüşmek üzere toplanmaya hazırlanırken, İstanbul Barosu eski Başkanı Av. Turgut Kazan, dün CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na başvurarak, çözüme katkısı olacak bir öneri sundu. Bugün için anayasanın 14. maddesine atıf yapan 83. maddesinin çözüm önündeki engel olduğunu belirten Kazan şunları söylüyor: “83. maddenin atıf yaptığı 14. madde 03.10.2001’de 4709 sayılı yasayla değiştirilmiştir; eski metinle yeni metin birbirlerinden çok farklıdır. 83. maddenin atıf yaptığı 14. madde bugünkü 14. madde değildir. Bu fiili duruma son verebilmek için Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmalarının sonucu beklenmeden anayasanın 83. maddesi hemen değiştirilmelidir.” Turgut Kazan bu konuda Prof. Ergun Özbudun’un 05.02.2012 tarihli Star’daki yazısına da gönderme yapıyor ve yapılacak değişikliğin de 1961 Anayasası’nın 79. maddesi, eğer o istenmiyorsa 1924 Anayasası’nın 17. maddesi içeriğine uygun olabileceğini belirtiyor. Tutuklu sekiz milletvekilinin üç partisi ile AKP’nin oyları, anayasanın 175. maddesindeki çoğunluğu sağlamaya yeter. Eğer gerçekten çözüm isteniyorsa, bugün bu konuda bir adım atılabilir. Evet beyler, mademki çözüm istiyorsunuz, artık çözün şu sorunu! ‘Muhtıra olmadığını söyledi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, 27 Nisan bildirisiyle ilgili dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın kendisine, “Bu asla bir muhtıra değildir” dediğini belirterek “Hükümet bunu bir muhtıra olarak algıladı ve buna gerekli cevabı verdi. O muhtıra bir paçavraya dönüştü. Hükümetin duruşuyla, hükümetin buna verdiği cevapla, o muhtıra ise bile o bir kâğıt parçasına, bir paçavraya dönüştü” dedi. Çelik, düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlarken, hükümetin 12 Eylül davasında müdahil olması, 28 Şubat soruşturmasında da çok sayıda gözaltı olduğu anımsatılarak 27 Nisan bildirisiyle ilgili görü ‘27 NİSAN’A SIRA GELİR MERAK ETMEYİN’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, 27 Nisan bildirisine ilişkin henüz dava açılmaması konusundaki eleştirilerle ilgili, bir süreci başlatmanın kendi ellerinde olmadığını belirterek, “Ona da sıra gelir merak etmeyin” dedi. Kuzu, Çankaya Üniversitesi’nce düzenlenen “Yeni Anayasa ve Siyaset” konulu konferansta bir öğrencinin “Darbelere davalar açılmasına karşın neden 27 Nisan bildirisine ilişkin dava açılmadığını” sorması üzerine şunları söyledi: “27 Nisan bildirisi bize karşı yapıldı ve ilk defa dik duran bir başbakan gördü Türkiye... Ona da sıra gelir merak etmeyin. Dolayısıyla üstünü kapama diye bir şey yok.” KATAINEN ESPRİ YAPTI şünün sorulması üzerine, “27 Nisan bildirisinden çok kısa bir süre sonra ben Sayın Büyükanıt ile Genelkurmay’da baş başa 2 saat 10 dakikalık bir görüşme yaptım. O zaman da Sayın Büyükanıt bunun kesinlikle bir muhtıra olmadığını, TSK’nin hassasiyetinin kamuoyuyla paylaşıldığını söylemişti. Detayına girmeyeyim. Şimdi birisi bu ‘muhtıra’ diyor, biri ‘değildir’ di yor. Nitekim hükümet bunu bir muhtıra olarak algıladı ve buna gerekli cevabı verdi. Hükümetin duruşuyla, hükümetin buna verdiği cevapla, o muhtıra ise bile o bir kâğıt parçasına, bir paçavraya dönüştü” diye konuştu. Çelik, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in “takla attırma” diyaloğunun sorulması üzerine de “Her insanın farklı bir tarzı vardır” yorumunu yaptı. Çelik, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirirken, “Doğrusu Cem Yılmaz, Ata Demirer falan beni bağışlasınlar. Sayın Kılıçdaroğlu, dünkü grup konuşmasını seyrettim, iyi standup’çı olabilir. Çıksın standup yapsın o zaman. Siz, oraya gelen insanları güldüreyim derken başka insanların haysiyetiyle, kişilikleriyle nasıl oynarsınız?” diye konuştu. Cari açık alay konusu ? Türkiye’de bulunan Finlandiya Başbakanı Katainen, ‘Ailemi bu yaz Türkiye’ye tatile yollayacağım’ diyerek espri yaptı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye’nin cari açığı kapatmak için umudunu turizme bağlaması, alay konusu oldu. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin cari açığını kapatmak için alınması öngörülen önlemleri anlatınca, Finlandiya Başbakanı Jyrki Katainen, “Türkiye’nin cari açığının azaltılmasına katkı sağlamak amacıyla ailemi bu yaz Türkiye’ye tatile yollayacağım” diyerek espiri yaptı. Türkiye’ye resmi bir ziyaret gerçekleştiren Katainen, beraberindeki heyetle dün Türkiye’deki makro ekonomik gelişmeler ve yatırım ortamına ilişkin bilgi almak üzere Maliye Bakanı Şimşek’i ziyaret etti. Alınan bilgiye göre, Şimşek, 2009 yılında ortaya çıkan küresel mali krizin olumsuz etkilerini birçok ülkenin aksine kısa sürede ortadan kaldıran Türkiye’nin 2010 yılında yüzde 9 oranında büyüme kaydettiğini anlattı. Bu süreçte iç talepte kayda değer bir artışın yaşandığına işaret eden Şimşek, 2011 yılının ilk yarısında hızlı büyümenin devam ettiğini, bu yılın ilk çeyreğinde ise büyüme oranının yüzde 4 oranında gerçekleştiğini söyledi. Turizm sektörünün yabancı doğrudan yatırımın arttırılmasına olanak sağlanması açısından önemli bir sektör konumunda bulunduğunu vurgulayan Şimşek, öte yandan bankacılık sektörünün de güçlü konumunu koruduğunu söyledi. Cari açığın azaltılmasının makro ekonomik istikrarın sağlanması açısından Türkiye için öncelik teşkil ettiğini ifade eden Şimşek, ekonominin önemli bir unsuru olan ihracatın ise bu yıl da artış göstermeye devam etmesinin beklendiğini kaydetti. Bunun üzerine Finlandiya Başbakanı Katainen, “Türkiye’nin cari açığının azaltılmasına katkı sağlamak amacıyla ailemi bu yaz Türkiye’ye tatile yollayacağım” diyerek espri yaptı. Bu espri toplantıya katılanların gülüşmesine neden oldu. Finlandiya’nın, Türkiye’nin aksine küresel mali krizden oldukça olumsuz etkilendiğini belirten Katainen, cari açığın azaltılmasının Finlandiya hükümetinin de öncelikli hedefleri arasında yer aldığını söyledi. ÇİLLİOĞLU SORUŞTURMASI İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Emekli astsubay sorguya alındı SELAHATTİN GÖKATALAY MALATYA Tunceli Jandarma Alay Komutanlığı görevinde bulunduğu sırada lojmanında intihar ettiği ileri sürülen Albay Kazım Çillioğlu’nun ölümü ile ilgili soruşturmada oğlu Gökhan Çillioğlu’nun telefonunun yasadışı dinlenmesiyle ilgili soruşturmada gözaltına alınan askerlerden emekli Astsubay L.O’nun sorgusuna başlandı. Muvazzaf askerlerin ise Malatya Merkez Komutanlığı’nda tutulduğu bildirildi. Malatya Özel Yetkili Başsavcı Vekili Özden Doğan’ın talimatları doğrultusunda Albay Kazın Çillioğlu’nun oğlu Gökhan Çillioğlu’nun telefonlarının dinlenmesiyle ilgili başlatılan soruşturmada Düzce, Muş, Adana, Van ve Erzurum’da belirlenen adreslere eşzamanlı operasyon yapılmış, Düzce İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Turhan Yazıcı, İl Jandarma Komutanı Yardımcısı Yarbay Ahmet Çaylı ve üç istihbarat astsubayının da aralarında bulunduğu yedi muvazzaf asker ile Adana’dan emekli Astsubay L.O gözaltına alınmıştı. Muvazzaf yedi askerin Malatya Merkez Komutanlığı’nda tutulduğu belirtilirken, emekli Astsubay L.O dün Malatya Adliyesi’ne sevk edildi. L.O’nun sorgusuna soruşturmayı yürüten savcılar tarafından başlanırken, muvazzaf askerlerin ise işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği bildirildi. [email protected] CHP’Lİ ÖZTÜRK’TEN KÜRECİK İLE İLGİLİ SORU ÖNERGESİ ‘İsrailli personel atandı mı?’ ANKARA (ANKA) CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’a, “Kürecik Radar İstasyonu’na İsrailli personel atanmış mıdır” diye sordu. Öztürk, TBMM Başkanlığı’na, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. “Malatya Güncel Haber sitesinde 22 Şubat tarihinde çıkan bir haberde Kürecik Radar İstasyonu’na 3 adet İsrailli personelin atandığı bildirilmiştir” diyen Öztürk, şu soruları yöneltti: “Kürecik Radar İstasyonu’na İsrailli personel atanmış mıdır? Atanmışsa kim veya hangi merci izin vermiştir? Eğer izin verilmiş ise izin verme işleminin yasal dayanağı nedir? Hangi yasa hükmüne göre işlem yapılmıştır?” 50 KİŞİ HAKKINDA 7.5 İLE 22.5 YIL ARASI HAPİS İSTENİYOR 2. KCK iddianamesinde sanıkların çoğu avukat İstanbul Haber Servisi Abdullah Öcalan’ın avukatları dahil 35’i tutuklu 50 şüphelinin yer aldığı 2. KCK iddianamesi özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nce oybirliğiyle kabul edildi. Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı İsmail Tandoğan’ın hazırladığı 892 sayfalık iddianamede, PKK/KCK Terör Örgütü Önderlik Komitesi’nin yürütmesi olduğu belirtilen avukatlar Cengiz Çiçek, İbrahim Bilmez, Ömer Güneş, Faik Özgür Erol, Hatice Korkut, Emran Emekçi ve komitenin basın danışmanı Cengiz Kapmaz’ın, 15 ile 22.5 yıl arasında çeşitli hapis cezalarına mahkum edilmeleri istendi. DEP eski milletvekili Mahmut Alınak ve 42 kişinin de 7.5 ile 15’er yıl arasında hapisle cezalandırılması istendi. Soruşturma kapsamında dosyası ayrılan tutuksuz şüpheli Öcalan’ın avukatlardan İrfan Dündar’ın ifadesi de iddianamede yer aldı. Dündar, Öcalan’la yaptığı görüşmeleri Asrın Hukuk Bürosu’nda yazılı hale dönüştürüldüğünü, eposta yoluyla Avrupa’ya, “Şahin” kod adlı Abdil Rıza Altun ve Murat Karayılan’a değişik tarihlerde gönderdiklerini söyledi. Görüşmeyi, ortak kullandıkları bir eposta adresine kaydettiklerini belirten Dündar, “Kullandığımız eposta şifreleri 2 ayda bir değişiyordu” dedi. Görüşme notlarının Beyoğlu’ndaki bir internet kafeden Irak’ta bulunan kamplara gönderildiğini belirtti. Dündar, Öcalan’la dönemin Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun kurduğu, içinde asker kökenli görevlilerin olduğu komisyon aracılığıyla 2001 Eylül ayına dek görüşüldüğünü, örgütün silahlı militanlarının büyük bölümünün Kuzey Irak’a çekilmesi ancak 500 kadar militanın Türkiye sınırları içersinde kalması konusunda anlaşmaya varıldığını anlattı. Dündar, ayrıca dönemin Başbakan’ı Bülent Ecevit’in talimatıyla Öcalan ile dönemin MİT Müsteşar Yardımcısı Emre Taner’in de görüştüğünü kaydetti. Dündar, Öcalan’ın Kenya’da yakalanmasıyla ilgili olarak şunları söyledi: “Öcalan uçağa bindikten sonra sarışın bir görevli tarafından karşılanmış. Kendisine İngilizce hitap edildiğini, kısa bir süre sonra bayıltıldığını, ayıldığında Türk görevlilerin uçakta bulunduğunu gördüğünü bana birçok kez anlattı.” Öcalan’la MİT görüşmesi ABD okullarına Gülen yasası Haber Merkezi ABD’nin Tennessee eyaleti senatosu, devletten fon alan ‘charter’ diye nitelendirilen okullara yabancı öğretmen kısıtlaması getirildi. Buna göre yabancı öğretmenler toplam kadronun sadece yüzde 3.5’ini oluşturabilecek. Yasanın ABD’deki Fethullah Gülen okullarını hedeflediği düşünülüyor. Zira yasayı öneren sivil toplum kuruluşunun üyesi Phyllis Schlafly bir makale yazarak ‘gizli işler çeviren güçlü İslamcı Türk okullarının ABD’de artan etkisine’ dikkat çekmişti. Gülen okullarının kadrosunun yaklaşık yüzde 10’unu Türkiye’den giden öğretmenler oluşturuyor. Bu öğretmenler daha önce de vize sorunları nedeniyle gündeme gelmişti. Kenya’da yakalanması Ortak eposta ile iletişim C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle