19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 NİSAN 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 IMF Mali İzleme Raporu’na göre Türkiye’nin vadesi gelen borçlarının milli gelire oranı 2013’te yükselecek Borç giderek artıyor ? Bu yıl Türkiye’nin vadesi gelen borçlarının GSYH’ye oranı yüzde 5.7. Hasılasının yüzde 1.7’si düzeyinde bütçe açığı yaşanacak. Türkiye’nin toplam finansman ihtiyacı ise GSYH’nin yüzde 7.5’i olacak. 2013’te ise Türkiye’nin vadesi gelmiş borçlarının GSYH’ye oranı yüzde 6.5’e çıkacak. Ekonomi Servisi IMF’nin yeni yayımlanan Mali İzleme Raporu’na göre, Türkiye’nin gelecek yıl finansman ihtiyacı artacak. Rapora göre, bu yıl Türkiye’nin vadesi gelen borçlarının GSYH’ye oranı yüzde 5.7 olarak hesaplandı. Hasılasının yüzde 1.7’si düzeyinde bütçe açığı yaşayacak Türkiye’nin finansman ihtiyacı ise GSYH’nin yüzde 7.5’i olacak. Gelecek yıl Türkiye’nin vadesi gelmiş borçlarının GSYH’ye oranı yüzde 6.5’e çıkacak. Gelecek yıl GSYH’sinin yüzde 2’si düzeyinde bütçe açığı yaşayacağı tahmin edilen Türkiye’nin toplam finansman ihtiyacı da GSYH’sinin yüzde 8.5’ine yükselecek. Raporda Türkiye ile ilgili “Mali projeksiyonlar cari harcamaların yetkililerin 201214 Orta Vadeli Programı ile uyumlu olacağını varsayıyor, fakat 2011’de başlatılan projeler nedeniyle sermaye harcamaları OVP’de belirtileni aşacak” tahmini yer aldı. IMF’nin Mali İzleme Raporu’nda, belli ülkelerde, borsada kote olan kısmen özelleştirilmiş firmalarda bulunan kamu paylarının piyasa değerleriyle ilgili bir derlemeye yer verildi. Buna göre Türkiye’nin borsada hisseleri satılan kısmen özelleştirilmiş firmalarda bulunan kamu payının piyasa değeri 12.8 milyar dolara karşılık geliyor. Bu, GSYH’nin yüzde 1.6’sını oluşturuyor. Tahminlere göre dünya ekonomisi aynı yıl, yani beş yıl sonra 2017’de yüzde 4.7 büyüyecek. Yükselen ve gelişmekte olan ülkelerin ortak büyümesi ise yüzde 6.3 olacak. Raporda krize ilişkin olarak da “Avro bölgesindeki zayıf büyümenin etkisi yükselen Avrupa’da diğer bölgelerden daha çok görüldü. Türkiye’deki potansiyel hızlı durgunlaşmaya ilişkin endişeler ve Macaristan’da zayıf politika çerçevesi de ekonomik etkinliği düşürdü” değerlendirmesi yapıldı. Bu arada, önceki gün açıklanan Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nda IMF uzmanlarının verilerden yararlanarak ülke ekonomilerinin 2017’de alacakları görünüme ilişkin tahminlerde de bulunuldu. Buna göre Türkiye beş yıl sonra, yani 2017’de yıllık yüzde 4.6 büyüme sağlayacak. IMF 2017’yd Türkiye’de yıllık enflasyonun yüzde 5.5, cari işlemler açığının da GSYH’nın yüzde 7.9’u düzeyinde olacağını tahmin etti. Sağlıkta Dönüşüm (!) AKP’nin iktidarda büyümesinde en etkili propaganda araçlarından biri olarak kullandığı “Sağlıkta Dönüşüm Projesi”nin özünde “paran kadar sağlık” projesine ustaca dönüş için en büyük tuzak, pembe yalanlarla geçiş olduğunu anlatmak kolay olmadı. AKP iktidarının söz konusu projesi bağlantılı yasa metinlerinin içeriği üzerinden uzman örgütlerinin uyarılarına medyamız sırtını döndü. Halkımız hiç inanmak istemedi... Gerçeklerin tersyüz edilmesinde, kitlelerin pembe düşler kurmalarında geçişin balayı süreci, Başbakan Erdoğan ile Sağlık Bakanı başta iktidar sözcülerinin söylemleri belirleyici oldu... Günü birlik yaşamayı çok seven, yarını görmek istemeyen halkımız, ilgili sağlık örgütlenmelerinin öncülüğünde, doktorlar, tüm sağlık çalışanlarının yaptıkları eylemleri, direnişleri, Başbakan ve bakanımızın tam da anlattıkları gibi kendi çıkarlarının bozulması olarak görmeyi yeğlediler. Sonunda halkın kamu sağlığı haklarını kaybetmekte olduğu, ancak parası olanın sağlık hizmeti alacağı uyarılarına inanmak şöyle dursun, kızdılar, direnen sağlıkçıları “münafık, yalancı, suçlu” olarak görmek istediler. Başlangıçta siyasi rüşvet içeriğinde bol bol dağıtılan yeşil kartlar, özel hastanelerde tedavi hakkı, el konulan SSK, kamu hastanelerindeki kuyrukların kalkması, ilaç almanın kolaylaşması büyüleyici gelmişti. Sistemin özünü oluşturan, hükümete yasa ile verilen yetki sayesinde her zaman yeniden düzenlenecek özel hastaneler, muayene, ilaç katkı paylarının, kamu sağlığı kavramından yasa ile kopmanın anlamları üzerinden düşünmek zor gelmişti. Doktorlar, sağlık çalışanları nerede ise her yıl birçok kez gerçekleştirdikleri uyarı, protesto eylemlerinde kamu sağlığı hakkının katledilmesi sonuçlarını anlatmak için çırpınıp, halkı uyarmaya kalkıştıklarında başta doktorlar olmak üzere sağlık hizmeti verenlerin hepsine yönelik akıl almaz suçlamalar, karalamalar yapıldı. Başbakan ve Sağlık Bakanı’nın birbirinden ağır, insan sağlığı hizmeti verenlerin tümünü suçlayan karalamaları ile hasta ve yakınları ile sağlık hizmeti verenleri birbirlerine düşman yapmalarının nasıl bir siyasal suç, haksızlık olduğu üzerine düşünen bile olmadı... ??? Şimdi biraz vicdanı olup, tıp bilgisi yerlerde her insanın hemen anlayabileceği bir olayda, insanlık dışı vahşi bir cinayetle yüz yüze gelince neden şaşırıyoruz ki?.. 80 üstü yaşta ameliyata alınmış bir kanser hastasının kaçınılmaz ölümü üzerinden torunu ameliyatı yapan genç bir cerrahı acımasızca öldürüyor... Nasıl böylesine şiddet toplumu olduğumuz sorusu, dehşeti ile yüz yüze kalıyoruz... Sağlık Bakanı, siyasal sorumlulukları üzerinden özeleştiri yapmadan çok sayıda doktorsağlıkçının uğradıkları saldırılar karşısında alınacak polisiye sağlık önlemlerinden söz açmak zorunda kalıyor... Çok haklı olarak sağlıkçılar çaresizlik, öfke içinde, dertlerini halka anlatmaya yönelik olarak bir kez daha, biraz daha yaygın, etkin protesto, iş bırakma eylemleriyle karşımıza çıkıyorlar... Sağlık hizmetleri bir bütün olarak, insan olmanın gereği en doğal bir kamu hizmeti iken, giderek vahşileşen emperyal kapitalist düzenin yapılanmasında, Türkiye gibi halkının çoğunluğu çok yoksul ülkede daha da acımasız ortaya çıkacak sonuçları ile, “sağlık reformu” adı altında çok ustaca bir strateji, yasal değişiklikler, hükümetin, Bakanlığın kalem kalem, adım adım icraatları ile giderek boyutlanan paralı hizmete dönüştürüldü. Bizi kandırma, balayı günlerinde,sağlıkçılar ne kadar dil dökseler de, sigortalıların üzerine sınırlı farklarla özel hizmet alabilmek çok çekiciydi. İstediğimiz doktora, hastaneye en çok da ilaca kolayca ulaşabilmenin dayanılmaz çekiciliğinde sonunu göremedik... Yine sağlık çalışanlarının uzman örgütlerinin sayısız veriler, raporlarla, hükümetin halkı, seçmeni kolay kandırma, yandaş yapmak üzere özel sağlık kurumlarını palazlama uğruna, ilk yıllarda göze aldığı sağlık harcamalarındaki astronomik artışlara da bakmak, sonunun geleceğini görmek işimize gelmedi. Hâlâ aymış, uyanmış sayılmayız ama tek tek başına bela gelenler, ilk darbeleri, şokları çoktan yaşar oldular... Yeşil kartların taranması ile haklarını kaybedenler, genel sağlık sigortasına birden prim ödemek zorunda kalanlar, özel hastanelerde büyük katkı payları ile yüz yüze kalanlar, ilaç katkı paylarında hele de pahalı ilaçlarda çarpılanlar, kimi önemli ilaçları ise hiç alamayanlar, birebir çaresiz kıvranıp duruyorlar. Ucuz siyaset uğruna, siyasi erk, sağlık hizmeti verenleri suçlayıp durdukça, can derdine düşmüş olanların ilk hedefi, düşmanı kaçınılmaz doktorlar, sağlık hizmeti verenler oluyor... Malum çaresiz hastası olanlar üniversitede siyasi iktidarın keyfi ile hasta bakamayacak, ameliyat yapamayacak konuma düşmüş, ancak ucuz siyasal polemik ile karalanmış, paragöz, suçlu ilan edilmiş profesöre diş biliyor. Sanki paragöz profesörü de yaratan, sağlık hizmetini kamu alanı dışına çıkaran, hasta ile doktorunu parada yüz yüze bırakan, paralı sağlık hizmeti düzeninin kendisi, “sağlık reformu” icraatları değilmiş gibi... Hazır betoncu kalite denetimini yaygınlaştırıyor Ekonomi Servisi Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), Katkı Üreticileri Birliği’ne (KÜB) üye firmaları kalite güvence sistemi (KGS) denetimlerine tabi tutacak. Bu işlem için yapılan protokolün kalifiye beton üretimine imkân tanıması ve binaları depreme daha dayanıklı kılması bekleniyor. THBB Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Güleryüz ve KÜB Yönetim Kurulu Başkanı Bora Yıldırım tarafından imzalanan protokole göre katkı üreten fabrikalara haber verilmeden denetim uygulanacak. Buralardan alınan numuneler deneylerden geçirilecek. THBB incelemelerinde değerleri uygun olmayan katkılar belirlenirse KÜB tarafından üye firmalara yaptırımda bulunulacak. Başkan Güleryüz, 2011’de 350 fabrika ve 60 milyon metreküp yapı ürününü mercek altına aldıklarını bildirdi. Güleryüz, “Temelinde denetimlerle binalar daha sağlıklı ve depreme dayanıklı olacak. Kentsel dönüşümde böyle bir denetim önemli rol oynayacak, değerli olacaktır” dedi. A hmet Kocabıyık (Solda) ve Agah Uğur, bu yıl çelik, lojistik ve distribütörlük alanlarında her biri 20 ile 200 milyon dolar aralığında olan 7 şirket satın almak için görüşmelere başladıklarını açıkladı. ‘Rekor büyüme’ B Petrolde yeni kanun yolda Ekonomi Servisi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Türk Petrol Kanun Tasarısı ile ilgili olarak, “Gerçek yatırımcının önünü açan, spekülasyonu amaçlayanların da kısmen önünü kapatan bir yapı kurguladık” dedi. Önceki gün Bakanlar Kurulu’nda tasarının imzaya açıldığını belirten Yıldız, şu anki petrol kanununun zaman içinde değişiklik yapılmasına rağmen çok eski olduğunu ve 40’a yakın maddede yeni düzenlemeye gidildiğini söyledi. Bakan Yıldız karada da denizde de geniş arama alanı olduğuna dikkati çekerek “Ruhsat alanlarını daraltıyoruz. Böylece daha çok sayıda arama yapabileceğiz” diye konuştu. orusan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kocabıyık, ekonomi yönetiminin başarılı bir politika uyguladığını belirterek “Bugün Türkiye ekonomisinin büyüme hızının kontrol altına alındığı anlaşılıyor. Her ne kadar ilk çeyrek sonuçları, en azından kendi şirketimiz açısından çok daha pozitif gözükse de yıl sonunda yüzde 4 seviyelerinde bir büyüme hızını koruyabileceğimiz tahmini bana gerçekçi görünüyor. 2011’de Borusan olarak rekor bir büyüme gerçekleştirdik” dedi. Çevreye duyarlıyız, HES’te temkinliyiz Uğur, yurtiçi ve yurtdışında Ekonomi Servisi Borusan sosyal sorumluluk gereği hidHolding’in 2012’de 513 mil roelektirik santralları (HES) çelik, lojistik ve distribütörlük yon dolarla tarihinin en büyük konusunda daha temkinli alanlarında 20200 milyon doyatırım hamlesini yapacağı ve yiz. Enerjide büyümemiz de lar aralığında 7 tane satın alma istihdamını yüzde 15 artıraca vam ediyor. 800 MW’lik top üzerinde aktif olarak çalıştıklarını anlatarak, söz koğı açıklandı. nusu 7 projenin yarısıBorusan’ın 2012 kanın yurtiçine yönelik muoyu bilgilendirme ? Bu yıl enerji sektörüne 289 milyon dolar olduğunu, hepsinin satoplantısını Borusan yatırım planladıklarını açıklayan Borusan tın almaya dönüşmesiHolding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Holding’in CEO’su “Çevreye olan duyarlılığımız nin ise mümkün olmadığını söyledi. Kocabıyık ile birlikte nedeniyle yatırımlarımızı ağırlıklı olarak Borusan’ın, 2011’de gerçekleştiren Holrüzgârda yapacağız” dedi. konsolide cirosunu bir dingin Üst Yöneticisi önceki yıla göre yüzde (CEO) Agah Uğur, 22 oranında arttırarak yatırımların 289 milyon dolarının enerji, 90 milyon lam yatırım yapabilecek 4.3 milyar dolara çıkardığını dolarının lojistik, 62 milyon portföyümüz var. Bunun 100 anlatan Uğur, “Bu yıl 4.1 mildolarının distribütörlük, 66 MW’ı fiilen aktif, 700 MW’ı yar dolarlık konsolide ciro milyon dolarının çelik, 6 mil da yatırım yapılabilir kısım. hedefimiz var. Kârlılığımızın yon dolarının da diğer yatı Bunun 400450 MW’ı rüz da yüzde 19 artışla 388 milyon dolara ulaşarımlara yönelik olacağını ifa gâr, 250 MW’ı de hidrocağını öngöde etti. Uğur, yatırımlarda rüz elektrik santralı. 2012’de rüyoruz” gâr santrallarına ağırlık vere ilave minimum 350 MW diye koceklerini kaydederek “Çev lisans alımı hedefliyoruz” nuştu. reye olan duyarlılığımız ve dedi. Turkcell’le kesintisiz TV keyfi Ekonomi Servisi Turkcell yeni kişisel televizyon platformu TVPlus’ı müşterilerinin hizmetine sundu. TVPlus, Turkcell ve Turkcell Superonline’lılara yayın akışına mahkum kalmayacakları, diledikleri yerden diledikleri içeriği izleyebilecekleri, dizi ve filmlere ulaşabilecekleri, Süper Final heyecanını kaçırmayacakları, izlerken aynı ekrandan arkadaşlarıyla iletişim kuracakları, kesintisiz televizyon deneyimini içeriyor. Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, 3G’nin gelmesiyle Türkiye’nin mobil TV ile tanıştığını ve gittikçe daha fazla insanın mobil TV kullandığını belirterek, bu uygulamanın 100 bin kişi tarafından kullanıldığını ve kullanımın kişi başı yıllık 1520 dakikaya ulaştığını kaydetti. Turkcell TVPlus servisinden tüm Turkcell ve Turkcell Superonline müşterileri yararlanabiliyor. Süreyya Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Ciliv Cenk Bayrakdar Turkcell’lilerin 42’den fazla kanalı ilk iki ay ücretsiz izleyebileceğini kaydederek, “Başlangıç paketi, web’den TV ve dizi keyfi, standart paketimizde, TV, diziler ve belli filmler, sinema paketi ve lig TV paketi maçlar var. Standart paketimiz aylık 5.90 olacak. Sinema paketi 9.90, lig TV paketi 14.90 lira olacak. Günlük olarak maçı kaçırmak istemiyorsanız fiyatı 5.90 lira olacak” dedi. Cenk Bayrakdar Hibrit otomobil için teşvik şart Toyota Pazarlama ve Satış Üst Yöneticisi (CEO) Ali Haydar Bozkurt, hibrit otomobilin yaygınlaşması için teşvikler gerektiğini belirterek, “Kullanıcı tarafından tercih edilmesi için fiyatının cazip hale getirilmesi gerekiyor” dedi. Bozkurt, hem benzin hem elektrikle çalışabilen hibrit otomobil Prius Plugin Hybrid modelinin Türkiye’deki tanıtımında yaptığı konuşmada Prius Plugin Hybrid’in Toyota’nın 40 yıldan bu yana çevre teknolojileri üzerine yürüttüğü çalışmaların ürünü olduğunu söyledi. Bozkurt, “Avrupalı kullanıcılardan çok olumlu geri bildirim alan Prius Plugin Hybrid, normal bir elektrik prizinden 1.5 saatte şarj edilebiliyor. Araç 100 kilometrede 2.6 litre yakıt tüketiyor” diye konuştu. Dijital ekonomiye yatırım yapın Avustralyalı blogger Jeff Bullas, “Türkiye’de şirketlerin artık kendi sokakları, mahalleleri, şehirleri ve ülkeleri içerisindeki şirketlerle değil dünyanın her yerindeki şirketlerle rekabet etmesi gerekiyor, bu da küresel dijital ekonomiye yatırım yapmakla mümkün” açıklamasını yaptı. KoçSistem’in düzenlediği Dijital Ekonomi Gecesi’nde konuşan Bullas, şirketlerin kendilerini online platformlara entegre etmesi gerektiğini anlatarak, “İnsanların dikkati artık o kadar kısa ki, sadece 1520 saniye içerisinde mesajınızı vermeniz gerekiyor” dedi. KoçSistem Genel Müdürü Mehmet Nalbantoğlu, bilgi teknolojilerinin, ekonomik ve sosyal alanda etkisini arttırdığını, bugünün ve yarının güçlü ekonomilerini belirleyen en etkili silah haline geldiğini söyledi. Mehmet Nalbantoğlu C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle