25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 NİSAN 2012 ÇARŞAMBA 8 İstanbul Y Edirne Y Kocaeli Y Çanakkale Y İzmir Y Manisa Y Denizli Y Zonguldak Y Sinop PB Samsun PB Trabzon PB Giresun PB Ankara Y 19 20 24 15 20 20 23 26 19 29 32 30 29 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y Y Y PB PB B B B B PB PB PB 25 26 24 19 29 28 22 24 19 21 17 15 17 Oslo Y Helsinki PB Stockholm PB Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin PB BudapeştePB Madrid Y Viyana B HABERLER 7 6 10 11 12 11 11 12 11 15 17 16 15 Belgrad Y Sofya Y Roma B Atina Y Zürih Y Moskova Y Aşkabat Y Taşkent A Baku Y Bişkek A Tiflis Y Kahire B Şam PB 13 12 17 20 12 12 30 32 20 27 24 32 30 Marmara, Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu’nun batısı, Batı Karadeniz ile Yozgat, Aksaray çevreleri gök gürültülü yağışlı olması bekleniyor. Hava sıcaklığı iç ve doğu bölgelerde hissedilir derecede (8 ila 10) artacak diğer yerler önemli bir değişiklik olmayacak. Rüzgâr, Akdeniz, ege, İç Anadolu, Batı ve Orta Karadeniz ile Marmara bölgesinde güneyli yönlerden kuvvetli fırtına şeklinde olacak. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 18 Nisan GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada sorunlar kaynayıp gidiyor. Örneğin tutuklu milletvekilleri sorunu… Genelde gazete başlıkları şöyle: Tutuklu vekiller sorunu artık çözülsün! Anayasa Platformu toplantısına katılmak için Gaziantep’e giden Meclis Başkanı Cemil Çiçek, CHP’den Rıza Türmen ve MHP’den Faruk Bal’ın aralarındaki ilginç “sohbet” basına yansıdı. Tutuklu milletvekilleri sorununun gerçek yüzü bu sohbetteki söylemlerle açığa çıktı. ??? MHP Genel Başkan Yardımcısı, eski Devlet Bakanı Faruk Bal’a göre: Tutuklu milletvekilleri arasında bir ayırım yapmak zorunlu. BDP’nin tutuklu beş milletvekiline yönetilen suçlamalar, diğer tutuklu milletvekillerinden ayrı tutulmalarını gerektiriyor. Zira içlerinde mahkumiyetleri kesinleşenler bile var. Suçlamaların ve mahkumiyetin niteliğine bakmak ve ona göre ayrı değerlendirme yapmak. Bunu yapmazsanız yarın dağdakini (PKK’lileri) milletvekili seçer gönderirler. Bal’ın görüşüne katılan TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e göre: Şimdi bu yol açılırsa ne olur? Bildiğim kadarıyla (terörist) Murat Karayılan’ın bir mahkumiyeti yok. Karayılan dağdayken aday gösterilir, seçilirse ne yapacaksınız? (Tutuklu milletvekillerine) Yol açılırken nereye varılacağını düşünmek lazım. Bir yasayla “sorunun” çözümünü olanaklı gören ve bu görüşlere katılmayan CHP milletvekili eski AİHM üyesi Rıza Türmen’e göre: Bunlar ayrı konu. Biz (CHP), tutukluluk süresinin çok uzun olduğunu belirterek (partisi üç yıla indirilmesini önerdi) tutuklu milletvekilleri sorununa çözüm bulunmasını istiyoruz. Tutuklular için ayrı ayrı kanunlar çıkamazsınız. Araya giren TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e göre: Sayın Türmen, siz (CHP) bu arkadaşları aday gösterirken hata yaptınız. Bunun böyle olacağı belliydi. Sabih Kanadoğlu sizi uyardı ama dinlemediniz. Keza öteki partiler de... (Başkan nedense daha önceki seçimlerde tutuklu iken mazbatasını aldığı gün tahliye edilen milletvekili örneğini anımsamıyor.) Çözüm aranacaksa mesela Genel Başkanınız Kılıçdaroğlu niye gidip Başbakan RTE’yi ziyaret etmiyor? Rıza Türmen: Bir hukuksuzluk yapıldığı belli (iken) bu sorunu çözmek için mutlaka Başbakan’ın ayağına mı gitmek lazım? Çiçek baklayı ağzından çıkarıyor. Meclis Başkanı’na göre: Meseleyi ayağa gitmek gibi almamak lazım. Nihayet iktidar partisi kabul etmedikçe (etmiyor da) muhalefetin kanun çıkarma imkânı yok. Anlatılması yararlı olmaz mı? Sorunun neden çözümlenemediğini içeren bir konuşma yapan Rıza Türmen’e göre: Demek ki AKP iktidarı bu soruna; 1) Siyasi olarak bakıyor. 2) Tutukluluk süresinin uzun olmasına ve davalara hukuksal açıdan bakmıyor. ??? Sonuç 1: Bu sohbetin ardından Abant’ta düzenlenen bir sempozyumda konuşan TBMM Başkanı Cemil Çiçek: “Aylar süren soruşturmalar siyasi gerilimlere konu olunca hukuki bir konuyu siyaseten tartışan bir toplum haline geliyoruz... Soruşturanlar, kovuşturanlar, bu süreci merak edenler de hukuk çerçevesinde kalmak zorundadır. Hukuk herkes için önemli. Soruşturma ve kovuşturmanın sonlanması lazım. Sürecin uzamış olması sorunlar getiriyor...” diyor. Sonuç 2: Başkan güzel söylüyor ama; hüküm giymeyen üç, dört, hatta beş yıl içeride yatanların tutukluluk sürelerinin cezaya dönüşmesine karşın tahliye taleplerini mahkemelerin sürekli reddettiğini... ...tutukluluk süresini üç yılla kısıtlayan yasa önerisini anımsamaz görünüyor ve şu cümleyi söylüyor: “Tutuklu milletvekilleri konusu yargı yoluyla bir an önce neticelensin istiyorum!” ??? Cemil Çiçek böylece tutuklu milletvekilleri sorununun artık TBMM’de çözümlenemeyeceğini... ... mahkemenin takdirine kaldığını açıklamış oluyor. Yoksa mahkemelerin insafına mı demek lazım? Eski Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir’in 28 Şubat soruşturması kapsamında verdiği ifadelerden kulislere sızan bilgiler, soruşturmanın birkaç önemli teze odaklandığını ortaya koyuyor. Savcıların üzerinde ısrarla durdukları belirtilen konular arasında, dönemin iktidar partisi RP’ye bağlı belediye başkanlarına ve milletvekillerine yönelik bir psikolojik harekât yapılıp yapılmadığı önemli bir yer tutuyor. Bu çerçevede dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan’ın yargılamasının irtica ile mücadele amacıyla Genelkurmay’da oluşturulan Batı Çalışma Grubu’nun bir çalışması olup olmadığı sorusu yöneltilmiş gözüküyor. Bir’e “Erdoğan’ın psikolojik harekâta uğratılıp uğratılmadığının” sorulmasından üç gün sonra Başbakan Erdoğan’ın dün yaptığı grup konuşmasında “AKP’nin Genel Başkanı’nın belediye başkanlığındaki mahkumiyeti, işte oralardan talimat. Ben cezaaevine o talimatlarla girdim” ifadelerini kullanması oldukça manidar. Bu sözler, Erdoğan ve partisinin bu soruşturmadan nasıl bir sonuç beklediği konusunda ipucu veriyor. kökeni’ ve dönemine ilişkin ‘yolsuzluk’ iddialarıyla yeniden gündeme getirilmek istendiğinin bir habercisi mi acaba? srail ve Musevi bağlantısı İ 28 Şubat Sorgusundan İki ‘Mağdur’ Çıktı günkü lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun henüz Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) bürokratı olduğu döneme ilişkin fişlenme iddiaları. Bir’e sorulan sorulardan Kılıçdaroğlu’nun da ‘28 Şubat mağduru’ olduğu izlenimi doğuyor. Ancak Erdoğan’ın dün “Sen mağdur değil, görevden alındığı halde 28 Şubatçılar tarafından yeniden atanan bürokratsın” ifadelerini kullanması dikkat çekici. Bu sözler, soruşturmda Kılıçdaroğlu’nun mağduriyetinin yanı sıra soruşturma dosyasına giren belgelerde bahsi geçen ‘etnik ve mezhepsel Savcının üzerinde özenle durduğu anlaşılan bir başka unsur ise Çevik Bir’in 28 Şubat MGK’si öncesinde ABD, İsrail, AB ve ABD’deki Musevi kuruluşlarıyla kurduğu temaslar. Bunların sorgulanmasındaki amacın ‘28 Şubat’ın dış desteğini saptamak’ mı olduğu, yoksa ‘Başbakan’a bağlı olması gereken bir bürokratın dönemin Başbakanı Erbakan hakkındaki ileri geri konuşmalarına dikkat çekmek’ mi olduğu ise şimdilik belirsiz. Bu konu da diğerleri gibi iddianame ve ekindeki belgeler açıklandığında daha iyi anlaşılacak. Şaşırtan benzerlik İzmit’te 19 Nisan’da başlayacak 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Festivali’nin tanıtımı için Atatürk ve Piri Reis karakterleri ilköğretim okullarını dolaştı. Atatürk’e benzerliği ile bilinen ünlü sinema sanatçısı Göksel Kaya’yı karşısında gören çocuklar ne yapacaklarını şaşırdı. Bazıları da Kaya’ya sarılarak ağladı. (AHMET KURT) ‘GÖREVİNİ YAPMASA SUÇLU OLURDU’ Sorgulamanın geneline hâkim hava ise savcıların “Refahyol hükümetinin bir psikolojik harekât çalışmasıyla devrildiği” yönündeki ısrarlı tezine karşın, Çevik Bir’in yürüttükleri çalışmaların koalisyonun iki ortağı RP ve DYP liderlerinin de üye olduğu MGK tarafından alınan kararlar ve Başbakan Erbakan tarafından verilen irtica ile mücadele görevinin bir parçası olduğunu vurguluyor olması. Dönemin Anayasa Mahkemesi Genel Sekreteri olan Bülent Serim de dün yaptığımız görüşmede Bir’in bu savunmasında haklı olduğunu şöyle belirrtti: “O dönem ‘irtica ile mücadele’, laik cumhuriyete en önemli iç tehditlerden biri sayıldığı için tüm devlet görevlilerine düşen bir görevdi. MGK irtica ile mücadele için iç siyaset belgesini değiştirdi. İrtica, bölücülük ile eşdeğer bir tehdit haline gelmişti. MGK kararı Bakanlar Kuruluna tavsiye niteliğindeydi. Başbakan’ın imzası ile de tüm kamu kurum ve kuruluşlarından irtica ile mücadele istendi. Tüm birimlere görev verildi. O gün görev verilen kamu görevlilerine bugün ‘Bunu niye yaptın?’ diyorsunuz. O kamu görevlileri o işi yapmak zorundaydı. TCK’ye göre memurun verilen görevi yapmaması, savsaklaması suçtur. Görevini yapan kamu görevlilerini sonradan yargılamak neyi sağlar? Bu insanları birbirinden rövanş alma noktasına götürür. İleride birileri de çıkıp bugünkü kamu görevlilerine ‘Niye o dönem irtica ile mücadele etmediniz?’ diye sorabilir. O da aynen bugünkü kadar hukuken yanlış olur. Çünkü devleti yönetenler bugünkü kamu görevlisine, istihbarat ve güvenlik kuruluşuna da ‘İrtica ile mücadele etmeyin artık tehdit değil’ diye talimat veriyor.” fişleri Kılıçdaroğlu’nun Başbakan’ın dünkü konuşmasında bahsettiği bir başka konu da yine Bir’in sorgusunda birkaç kez gündeme gelmiş. Bu konu, ana muhalefet partisi CHP’nin bu ‘Destek ve ayrı bir yasa istiyoruz’ SİNAN TARTANOĞLU Bakanlığın hazırladığı rapora göre AKP döneminde kadının istihdamı düştü Kadının hali perişan SEVİL ARINAN ANKARA Türkiye’de yasal düzenlemelerle kadın haklarının iyileştirildiğini savunan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, hazırladığı raporda, Türk kadınının istihdam, sağlık, siyaset ve eğitim alanındaki yeri konusunda çarpıcı itiraflarda bulundu. Rapora göre, 1990 yılında her 10 kadından dördü iş gücüne katılırken AKP döneminde bu rakam üçe geriledi. 2 bin 948 belediye başkanının sadece 27’si, 31 bin belediye mec ? Hükümetin acı itirafı olarak değerlendirilen rapor, kadının toplumdaki yerinin AKP iktidarıyla birlikte gerilediğini gösteriyor. lis üyesinin 1340’ı, 34 bin köy muhtarının 65’i, 160 rektörden 10’unun kadın olduğuna işaret edilen raporda, pek çok alanda erkek egemenliğinin sürdüğü vurgulandı. “Türkiye’de Kadının DurumuNisan 2012” raporunda, kadınların Türkiye’deki du Kraliyet pozu Hollanda Kraliçesi Beatrix, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül onuruna dün özel öğle yemeği verdi. Kraliyet Sarayı’nda basına kapalı gerçekleşen yemek öncesinde, Kraliçe Beatrix tarafından Gül’e “Hollanda Aslanı Büyük Şövalye Nişanı”, eşi Hayrünnisa Gül’e de “Hollanda Kraliyet Büyük Nişanı” verildi. Cumhurbaşkanı Gül de Kraliçe Beatrix’e Devlet Nişanı takdim etti. rumu ele alındı. Rapora göre, 1990 yılında her 10 kadından dördü iş gücüne katılırken AKP iktidarı ile birlikte 2011 yılında bu rakam üçe geriledi. Kentte kadınların yüzde 25’i, kırsalda ise yüzde 38’i iş gücüne katıldı, fakat kırsaldakilerin yüzde 80’i ücretsiz aile işçisi olarak çalıştırıldı. İstihdamdaki kadınların yüzde 58’i ayrıca ücretsiz aile işçisi olarak da çalıştırılıyor. Kayıt dışı çalıştırılma Türkiye genelinde yüzde 43 iken, 2000 yılında kırsaldakilerin yüzde 74’ü, 2011’de yüzde 66’sı kayıt altına alınmadı. Kadınların ikinci sırada yer aldığı diğer bir alan da eğitim. Türkiye’de okumayazma bilmeyen kadınların sayısı 2 milyon 617 bin 566 iken bilenlerin sayısı 29 milyon 876 bin 706. 624 yaş grubunda ise okumayazma bilmeyen 72 bin kadın bulunuyor. Ayrıca kadınların 8 milyonu ilkokul, 5 milyonu ilköğretim, 1 milyonu ortaokul ve dengi, 5 milyonu lise ve dengi, 2 milyonu yüksekokul ve fakülte, 163 bini yüksek lisans, 46 bini doktora eğitimi gördü. Okullaşma oranları Van, Yozgat ve Tokat’ta düşük, Mersin ve Amasya’da yüksek oranda olması da dikkat çekiyor. Raporda, 162 üniversitenin 10’unda kadın rektörün görev yapıyor olması da dikkat çekiyor. Doğurganlık düzeyindeki bölgesel farklılaşma ise çok belirgin olarak raporda yerini alıyor. En yüksek doğurganlık 3.27 ile doğu, en düşük doğurganlık 1.73 ile batı bölgesine ait. ANKARA Vakıf üniversiteleri, Yükseköğretim Yasası’ndan bağımsız bir yasa ve devletten mali destek taleplerini Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e iletti. “Devletten tek kuruş para almıyoruz” diyen Atılım Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Yalçın Zaim, “Vakıf üniversiteleri yasal eksiklik nedeniyle yönetilemiyor” dedi. Cumhurbaşkanı Gül, geçen hafta vakıf üniversitelerinin mütevelli heyeti başkanları ile bir araya geldi. Yaklaşık 60 vakıf üniversitesinin temsilcisinin bulunduğu toplantıda Gül, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa İsen ve YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya ile birlikte vakıf üniversitelerinin sorunları konuşuldu. Toplantıya katılan Atılım Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Zaim, “Vakıf üniversiteleri genel bir kanuna ek yapılan maddeler ile yönetiliyor. Bugüne kadar bu öyle veya böyle geldi. Ama vakıf üniversiteleri bu yasal eksiklik nedeniyle artık yönetilemiyor” diye konuştu. ‘Hababam Sınıfı’ gibi mağdur... CEMİL CİĞERİM Doğu’da doğurganlık artıyor Fotoğraf: REUTERS SAMSUN Samsun’da özel bir okul, sahibinin mülk sahibine kira borcu olduğu gerekçesiyle icra yoluyla tahliye edildi. Öğrenciler sokakta kalırken okul yönetimi, “Haciz geldi, gelin çocuklarınızı alın” diye velileri aradı. SamsunAnkara karayolu üzerindeki Özel Duruşehir Koleji’nin kiralık olarak bulunduğu üç katlı binanın sahibi Şükrü K, okulun işletmecisi Burhan K’yi, birikmiş kira borcunu tahsil etmek için mahkemeye verdi. Mahkeme, alacakların icra yoluyla tahsiline karar verdi. Bunu üzerine okula polis ve icra görevlileri gitti. Okulların tatil edilmesine 2 ay kala gerçekleşen icra işleminde öğrencilerin altındaki sıralar dahil tüm eşyalar binadan çıkarılarak yediemine alındı. Samsun Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, mağdur olan 103 öğrencinin başka okullara kayıt yaptırabileceklerini bildirdi. Kadın siyasette de yok Kadınların siyasetteki oranı yine aynı. 2011 genel seçimlerinde Meclis’teki kadın milletvekili sayısı 79’a yükseldi. Raporda, 1935 yılındaki kadın milletvekili sayısının 18 olduğuna da yer verildi. Bunun yanı sıra 2 bin 948 belediye başkanın 27’sinin, 31 bin 790 Belediye Meclisi üyesinin 1340’ının, 34 bin 275 köy muhtarının yalnızca 65’inin kadın olduğu kaydedildi. Raporun şiddet bölümünde ise kadınların yüzde 39’unun eşi, yüzde 44’ünün hayatının bir bölümünde, yüzde 16’sının cinsel, yüzde 42’sinin fiziksel ve cinsel şiddete uğradığı açıklandı. Kadınların yüzde 49’u yaşadığı şiddeti kimseyle paylaşamazken her 10 kadından biri hamileyken fiziksel şiddet görüyor. Kadınların yüzde 42’si fiziksel veya cinsel şiddete maruz kaldığını belirtirken eğitim düzeyi daha yüksek olan kadınlar arasında bile her 10 kadından üçü eşinden şiddet görüyor. KTÜ’de soruşturma tepkisi ? TRABZON (Cumhuriyet) Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Kanuni Kampusu’nda bir etkinlik sırasında bazı öğrencilerin saldırısına uğradıklarını ve darp edildiklerini belirten KTÜ Öğrenci Kolektifi üyesi bir grup öğrenci, kendileri hakkında soruşturma açılmasını ve bir arkadaşlarının uyarı cezası almasını eleştirdi, yaşananları protesto etti. Grup adına açıklama yapan, saldırıya uğradığı halde kendisinin de soruşturmadan geçirildiğini belirten Melike Arduç, “Olay günü ülkücü çete tarafından darp edildiğimiz yetmezmiş gibi şimdi de bu olayın sorumlusu ilan edildik. Mağdur olan, yaralanan arkadaşlarımıza soruşturmalar açıldı ve bir arkadaşımız uyarı cezası aldı. KTÜ yönetimi hukuku yok sayıp bizleri soruşturmaktan derhal vazgeçmelidir” dedi. Selek davası ‘örneği’ Haber Merkezi İstanbul Mısır Çarşısı’nda 1998’de meydana gelen patlamaya ilişkin olarak tutuklanan sosyolog Pınar Selek’in yaşadığı yargı süreci, “Pınar Selek davası ve Türkiye’de yargı sorunları” başlıklı konferans ile Fransa’da ele alındı. Konferans, Türkiye’de siyaset ve yargı alanındaki güncel gelişmeler çerçevesinde tam on dört yıldır gündemde olan Selek davasının simgesel anlamını kamuoyuyla paylaşmak ve destek vermek amacıyla toplandı. Türkiye kökenli Yurttaş Dernekler Birliği (RACORT) ve üye dernekleri Kültürlerarası Yurttaşlar Hareketi ASTU, Paris’te Türkiye kökenli Yurttaşlar Meclisi, L’ACORT ve etz’de Moselle Türkiyeli İşçiler Derneği girişimi, dün akşam Fransa’nın Strasbourg kentindeki Sendika Evi’nde düzenlenen konferansta, Selek’in avukatları Akın Atalay ile Alp Selek’in yanı sıra gazeteciyazarlar Oral Çalışlar ve Karin Karakaşlı, felsefe profesörüyazar Zeynep Direk, Uluslarası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH) sorumlusu avukat Martin Pradel, Avrupa Parlamentosu İnsan Hakları Başkanı Barbara Lauchbihler ve Avrupa BirliğiTürkiye Karma Parlamenter Komisyonu Başkanı Hélène Flautre de birer konuşma yaptı. Selek, Kürt hareketi konusunda yaptığı çalışmaların ardından, Mısır Çarşısı’ndaki patlamadan sorumlu tutulmuştu. Gördüğü şiddeti saklıyor Camide çiğköfte Samsun’un İkiyüz Evler Camisi imamı Turan Demir ‘Kutlu Doğum Haftası’ nedeniyle camide cemate çiğköfte partisi düzenledi. Etkinlikte darbuka ve tef eşliğinde ilahiler söylendi, halaylar çekildi. Bir taraftan ilahi okuyan bir taraftan çiğköfte yoğuran Demir, köftenin iyi yoğurulup yoğurulmadığını test etmek için de caminin tavanını kullandı. (CEMİL CİĞERİM) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle