Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 NİSAN 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER AndyAr’ın araştırmasına göre iktidar ve ana muhalefet düşüşte, oylarına arttıran tek parti MHP 5 Kardeşler’in olması, İsrail’in bu durumdan rahatsız olması. Mustafa Kemal Erdemol, Hatay’da kampta kalanlar arasında “Özgür Suriye Ordusu”ndan Mehmet Zanhur’la görüşmüş. Zanhur açık açık, sınırı yasadışı yollarla geçtiklerini, çatışıp yeniden kamplara döndüklerini açıklıyor. Bazıları sınırı geçerken bizim askerlerimiz tarafından yakalanmış, Kilis’te 10 gün tutuklu kalmış. ??? Aydınlık ve güneşli bir İzmir sabahında umutlarımı çoğaltırken yaşadıklarımız ve yaşayacaklarımız geldi aklıma. Eli kanlı PKK yine Amanos Dağları’nda saklandıkları mağaralardan çıkıp, Karayılan bölgesinden komando birliğine uzun namlulu silahlarla saldırmış ve iki Mehmetçiğimizi yaralamış. Amanos Dağları, Maraş’ın güneybatısından başlayıp Hatay’a dek uzanır. Suriye’ye paraleldir Amanoslar... PKK önceki yıllar özellikle İskenderun’u hedef almış, kent merkezine inerek Deniz İkmal Komutanlığı’na roketli saldırı düzenlemişti. Bu saldırıda altı askerimiz şehit düşmüş, yedisi yaralanmıştı. ??? Hatay yöresinde yaklaşık 25 bin Suriyeli mülteci barınıyor... Ve bazıları “Özgür Suriye Ordusu” üyesi olduğunu söylüyor... Sabah silahlı, akşam külahlı... Gündüz savaşıyorlar, akşam Türkiye’ye dönüyorlar... Peki Amanos Dağları’nda yaşayan PKK’liler nereden geliyor acaba? Gelen bilgilere göre Suriye’den... Neler olup bittiğinin toplum ayrımında değil... Olaylar karşısında CHP ve MHP’nin açık bir tavrını göremedim. 28 Şubat’a gelince... Çevik Bir, savcılık sorgusunda “Batı Çalışma Grubu”nu dönemin başbakanı Necmettin Erbakan’ın buyruğuyla kurduğunu söylüyor. Doğru! ??? Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde irtica, öncelikli tehdit olarak algılandı, Milli Güvenlik Kurulu yazılı emir verdi. Ben olup bitenleri izlerken kendi kendime soruyorum: “28 Şubat yapılmasaydı, AKP adında bir parti iktidara gelebilir miydi? 28 Şubat ABD, İsrail, AB destekli postmodern darbe değil midir?” Bu sorunun yanıtlarını kamuoyuna vermeli. Ancak, bu tür davalar “öç alma” biçimine dönüşmemelidir... Çünkü tek sorumlu Çevik Bir ve salt “Batı Çalışma Grubu” değildir. MGK’nin yazılı emrini kimler imzaladı? AKP oy kaybetti Haber Merkezi AndyAr’ın yaptığı anket genel seçimlerin yapıldığı 12 Haziran 2011 tarihinden sonra yapılan anketlerde oy oranı yüzde 53.7’lere çıkan AKP’nin son uygulamalarıyla oy oranı yüzde 49.6’ya düştü. Ankette AKP hükümetinin Suriye politikasının da benimsenmediği ortaya çıktı. Yurttaşların yeni eğitim sisteminden haberdar olmadığı da ortaya çıktı. AndyAr araştırma şirketinin 3 binin üzerinde yurttaş ile 21 ilde 356 noktada yaptığı ankette gündemdeki gelişmelere ilişkin eğilimler soruldu. Ankette AKP’nin seçimlerin ardından yapılan anketlerde yüzde 53’lere çıkan oy oranı yüzde 49.6’ya düştü. CHP’nin oy oranı da yaklaşık yüzde 4’lük dü ? AndyAr araştırma şirketinin 3 binin üzerinde katılımcı ile 21 ilde 356 noktada yaptığı ankete göre yurttaşlar; AKP’nin Suriye politikalarını beğenmiyor. Araştırmaya katılanların çoğunluğu yeni eğitim sistemi hakkında bilgi sahibi olmadığını söylerken Erdoğan’ın önümüzdeki dönem Cumhurbaşkanlığına aday olmasını isteyenlerin oranı ise yüzde 29.7’de kaldı. şüşle yüzde 22.3’e gerilerken MHP, 12.9 olan oy oranını yüzde 16.7’ye çıkardı. Ankette katılımcıların AKP hükümetinin Suriye politikasına da karşı çıktı. “Hükümetin Suriye politikasını beğeniyor musunuz” sorusuna, yüzde 45.9 ile “hayır” denirken “evet” diyenlerin oranı yüzde 38.4’te kaldı. Katılımcıları “4+4+4” olarak düzenlenen ve dini ağırlıklı eğitimin öngörüldüğü yeni eğitim sistemine yönelik sorularda yöneltildi. “Yeni eğitim sisteminden haberiniz var mı” sorusuna yüzde 56.6 ile “hayır”, yüzde 16.1 “evet” 27.3 ise “kısmen” yanı tını verdi. Yeni eğitim sistemini destekleyenlerin oranı 43.5’te kalırken desteklemeyenlerin oranı ise 47.2 oldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın önümüzdeki dönemde Cumhurbaşkanı adayı olmasını yüzde 42.4 “hayır” derken “evet” diyenlerin oranı 29.7’de kaldı. Başkanlık sistemine geçilmesi halinde Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığını destekleyenlerin oranı yüzde 61.4 olarak gerçekleşti. Hükümetin Suriye politikasına ilişkin destek 38.4’te kalırken “hayır” oyları yüzde 45.9 oldu. AndyAr Başkanı Faruk Acar, anketin AKP’nin oy oranındaki düşüşün 4+4+4 eğitim sistemini, Suriye politikası ve doğalgaz, elektrik zamları ile açıklanabileceğini söyledi. 28 Şubat, AKP, Amanoslar, Suriye... Üç gündür TÜYAP Kitap Fuarı nedeniyle İzmir’deyim... Cumartesi ve pazar yağmurluydu, dün sabah masmavi bir günle uyandım. Kaldığım otelin perceresinden Pasaport İskelesi’ne baktım bir süre... Karşıyaka vapuru yanaşıyordu iskeleye. Dışarıya çıktım, Kordon’da dolaşıp bir kahveye oturdum. İlkyazın güneşi insanı umutlandırıyor, yaşamın o derinliğinde tüm sorunların çözümlendiği bir ülke istemi beni heyecanlandırıyordu. Bugün umudu, sevinci, yaşamı anlatan bir yazı yazabilir, tüm evrenin sorunlarını bir kıyıya itip Necati Cumalı’dan, Seferis’ten söz edip insan sevgisini anlatabilirdim. Urla İskelesi’ni, balıkçıları, emeklileri... Vazgeçtim, yazmak istemedim. ??? Neler olup bitiyordu ülkemizde ve Ortadoğu’da, komşumuz Suriye’de... Bu arada unutmadan ekleyeyim... Mehmet Ağar “Susurluk davası” nedeniyle beş yıl hapis cezası almıştı. Cezayı Yargıtay onadı ve Ağar iki yıl, bir başka hesaba göreyse 3 yıl 9 ay hapis yatacak. Peki şu “Susurluk’un devlet içinde silahlı yapılanma” olduğu ne zaman ortaya çıkacak? 12 Eylül yasalarıyla beslenen bir siyasal iktidar gerçekten “derin devleti” mi ortaya çıkarıyordu yoksa toplumu oyalıyor muydu? 12 Eylül ve sonrası işlenen faili meçhul cinayetlerin, kanlı 1 Mayıs’ların, Karamanmaraş, Sivas, Gazi Mahallesi, İzmir İnciraltı Öğrenci Yurtları katliamlarının arkasındaki derin güçler sizce ortaya çıkarılacak mıydı? ??? Öykü uzun ve hüzünlüdür... Ben tüm bunların aydınlığa çıkarılmayacağına inananlardanım ne yazık ki! Onun için yüzümü şimdi Suriye’ye çeviriyorum.... Ankara, Şam’la ipleri tümden koparmıştı... Hele hele Mustafa Kemal Erdemol’un Cumhuriyet’te manşetten çıkan “Çatışıp dönüyoruz” başlıklı haberi. Bir de güzel şeyler düşünürken, eski Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir’in de bulunduğu bazı emekli askerlerin tutuklanması... Elbet burada Suriye’deki isyancıların arkasında Müslüman YARGITAY CEZAYI ONADI Ağar’a cezaevi yolu açıldı ANKARA/İSTAN mün onanmasına karar BUL (Cumhuriyet) verildiği bildirildi. Yargıtay Cumhuriyet Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Mehmet Ağar’a Susurluk Başsavcılığı, Mehmet davası kapsamında verilen Ağar hakkında Susurluk 5 yıl hapis cezasını onadı. davası kapsamında verilen Ağar, İnfaz Yasası’na gö 5 yıl hapis cezasının onanre 3 yıl 9 ay cezaevinde masını istemişti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavyatacak. Ankara 11. Ağır Ceza cılığı’nın tebliğnamesi de Mahkemesi, Mehmet onama istemli olduğu için Ağar’ı, Susurluk davası Başsavcılık karara itiraz kapsamında Emniyet Ge etmeyecek. Mehmet nel Müdürü olduğu dö Ağar’ın da karara itiraz hakkı bulunmuyor. Yerel nemle ilgili “cümahkeme ceza rüm işlemek 3 yıldan fazla için silahlı teolduğu için şekkül oluşAğar hakkında turduğu” idyakalama karadiasıyla yarrı çıkarabilecek. gıladığı davaAğar, İnfaz Yada 5 yıl hapis sası gereğince cezasına çarp? ‘Emniyet cezasının dörtte tırmıştı. KaraMüdürü iken çete üçü olan 3 yıl 9 rın temyiz inoluşturmak’ ayı cezaevinde celemesini yasuçundan 5 yıl geçirecek. pan Yargıtay hapis cezası alan Türk Hava 9. Ceza Dairesi, yerel Mehmet Ağar, infaz Yolları’na ait mahkemenin yasasına göre 3 yıl bir uçakla saat kararını oy 9 ay hapis yatacak. 11.00’de Bodİstanbirliğiyle onaAğar, “Sevenlerimi rum’dan bul’a gelen dı. mahcup edecek Ağar, VIP SaKararda, davranışlarım lonu’nda basın Ağar’ın yönemensuplarının ticisi olduğu olmadı‘’ dedi. sorularını yaiddia ve kabul nıtladı. Ağar, edilen teşekkülün sübutu, niteliğinin hakkındaki hapis cezasıYargıtay tarafından ona nın onanmasına ilişkin şu narak kesinleşen İstanbul yorumu yaptı: “Söyleye6 No’lu Devlet Güvenlik ceğim şudur; sevenleriMahkemesi’nin, 12 Şu mizi mahcup edecek hiçbat 2001 günlü kararı ile bir davranışın içinde hiçde ortaya konulduğu be bir zaman olmadık. Başta da söylediğim gibi lirtildi. Kararda, yapılan yargı hizmet kusuru addedilama sonunda toplanan lebilir. Fakat suç addedelillere göre, Ağar’a yük dilemez. Bütün bunlara lenen “suç işlemek ama rağmen, devletten gelcıyla kurulmuş silahlı mişiz. Her türlü karara teşekkülü yönetmek” su karşı her vatandaşın ne çunun sübut olduğu, bu yapması icap ediyorsa nedenle oybirliğiyle hük biz de onu yapacağız.” ‘28 Şubat’ı bekleyip değerlendireceğiz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, 12 Eylül davasına hükümet olarak müdahil oldukarını belirterek “28 Şubat süreciyle ilgili iddianın ne olduğunu, delillerin nelerden ibaret olduğunu, kimlerin sanık olduğunu değerlendirerek Bakanlar Kurulu olarak bu konuda nasıl bir davranış içerisinde olacağımızı o zaman görebiliriz” dedi. Bakanlar Kurulu’ndan sonra açıklamalarda bulunan Arınç, toplantıda 28 Şubat soruşturmasının görüşülmediğini öne sürerek “Bu bir yargı süreci. Bu soruşturmanın kapsamı genişler mi, bu yargının işi. İddianame ne zaman tanzim edilir, bu da yargının işi” dedi. KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas arasında görüşmelerin devam ettiğini ifade eden Arınç, görüşmelerin neticesiz kalması halinde bir B planından bahsedildiğini belirterek şunları söyledi: “Biz Bakanlar Kurulu olarak Kıbrıs Türk Devleti ismiyle bir B planının uygulanmaya geçilecek olması konusunda hiçbir bilgi sahibi değiliz.” Suriye ile ilgili soruları yanıtlayan Arınç, mart ayından bu yana Suriye’de yaşanan acı olaylarda Suriye yönetiminin söz vermiş olmasına rağmen hiçbir sözünü tutmadığını söyledi. Arınç, Mehmet Ağar’ın cezasının onanmasıyla ilgili olarak da, “Bu konu gündeme gelmez. Gelmemesi de lazım. Sayın Mehmet Ağar ile ilgili olarak Yargıtay’ın evvelce verilen ağır ceza mahkemesinin kararını onamış olması bir yargısal işlemdir. Buna karşı hukuki yollar nedir bunu Sayın Ağar kendisi çok iyi bilir” diye yanıtladı. Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El Haşimi’nin Türkiye ziyaretinin anımsatılması üzerine de Arınç, Haşimi’nin Türkiye’den sığınma talebinin olmadığını belirterek “Belki bir süre daha Türkiye’de kalacağını biliyoruz” dedi. Denetimli serbestliğe dava Hâkim Oktay Kuban, bağımsızlık güvencesi olmayan müdürlüğün yargıya ait yetkiyi kullanamayacağını belirterek yasanın iptalini istedi CAN HACIOĞLU TOPLANAN 8 BİN 500 İMZA VALİLİĞE VERİLDİ ESKİŞEHİR Bir süre önce Yargıtay Ceza Daireleri’ne yapılan temyiz başvurularından 40 TL para alınmasını Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak iptal ettiren, Eskişehir 2. İnfaz Hâkimi Oktay Kuban, denetimli serbestlik uygulamasında hâkim yerine Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne yetki verilmesini Anayasa Mahkemesi’ne götürdü. Balyoz davasında 21 sanığı tahliye eden Kuban, kısa bir süre sonra Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından Eskişehir’e atanmıştı. Eskişehir 2. İnfaz Hâkimi Oktay Kuban, Yargıtay Ceza Daireleri’ne yapılan temyiz başvuruların dan 40 TL para alınmasını Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak iptal ettirmişti. Kuban, denetimli serbestlik uygulamasında hâkim yerine Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne yetki verilmesini Anayasa Mahkemesi’ne götürdü. Kuban, “Hükümlü hakkında denetim süresince belirlenip uygulanacak yükümlülükler, ceza yerine geçen ve özgürlüğü kısıtlayan güvenlik tedbirleridir. Anayasamıza göre de, ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak mahkemelerce verilebilir. Yargı yetkisine sahip olmayan bağımsızlık güvencesi olmayan, idareye bağlı olan ve tarafsız olduğu ileri sürülemeyecek olan, denetimli serbestlik müdürünün hükümlü hakkında uygulanacak güvenlik tedbirini belirlerken, güvenli inceleme yapması ve hükümlünün aldığı ceza, infaz süresindeki durumuna göre uygulanacak güvenlik tedbirini belirleyip bireyselleşmesinde güvenli inceleme yapması mümkün değildir” dedi. Anayasaya göre yargı yetkisinin bağımsız mahkemelerde olduğunu vurgulayan Kuban, “bu yasal düzenleme anayasanın 2, 9, 19, 37 ve 38 maddelerine aykırıdır” ifadesini kullandı. Kuban, bu maddenin iptali için konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşırken konu ile ilgili gerekli belgeleri Anayasa Mahkemesi’ne gönderdi. ‘Alevilere tehdidin sorumluları bulunsun’ MEHMET MENEKŞE Anayasa Uzlaşma Komisyonu çağrı yaptığı sivil toplum örgütlerini dinlemeyi sürdürüyor ‘Biz Roman değil Çingeneyiz’ AYŞE SAYIN ERZİNCAN Erzincan’ın Üzümlü ilçesi Avcılar köyündeki okul duvarına ve Alevi yurttaşların evlerinin duvarlarına 3 hafta önce “Kâfir Aleviler hepiniz yanacaksınız” yazılmıştı. Olayın üzerinden 3 hafta geçmesine rağmen yazıyı yazanlar ile ilgili hiçbir ipucuna ulaşılamadı. Jandarma yazının yazıldığı okul ve evlerin çevresinde oturan yurttaşları sorgulaması köyde rahatsızlık yarattı. Kartal Cemevi Vakfı, Erzincan yöre dernekleri, Tanyeri Derneği, Avcılar Köyü Derneği, olayın ardından “Can güvenliğimiz tehlikede, tedirginiz” başlıklı bir imza kampanyası başlattı. Toplanan 8 bin 500 imza dün Alevi derneklerinin temsilcileri tarafından Erzincan Vali Vekili Abdullah Çiftçi’ye teslim edildi. CHP Erzincan Milletvekili Muharrem Işık da heyete destek verdi. Grup adına valilik önünde açıklama yapan Kartal Cemevi Vakfı Başkanı İsmail Saçlı, “Yeni Maraş’lar, Sivas’lar, Çorum’lar istemiyoruz. Mezhep ayrımcılığı istemiyoruz. Biz bu ülkenin kiracıları değiliz. Alevilere yönelik tehdit içeren yazıların yazılması ‘çoluk çocuk işi’ diye geçiştirilip üzeri örtülmemeli” dedi. ACI KAYBIMIZ Sevgili Babamız Eski Konya Göğüs Hastanesi Başhekimi ANKARA Vatikan Büyükelçiliği’nin devreye girmesiyle TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’ndan çağrı alan Türkiye Katolik Kilisesi, yeni anayasada kendilerine “tüzel kişilik” verilmesini istedi. Komisyona önerilerini sunan Romanlar Derneği temsilcileri ise kendilerine “Roman” değil, tüm dünyada olduğu gibi “Çingene” denmesini istedi. TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu bünyesinde oluşturulan “sivil toplum örgütleri ve ce maatlerler”le ilgili alt komisyon Türkiye Katolik Episkoposlar Kurulu Başkanı Ruggero Franceschini başkanlığındaki heyeti dinledi. Franceschini, Latin Katolik Kilisesi’nin tüzel kişiliğinin bulunmamasından yakınarak “Mal mülk edinemiyoruz. Banka hesabı bile açtıramıyoruz” dedi. Süryani Katolik Patrik Vekili Yusuf Sağ ise kendisinin Türk, aynı zamanda Katolik bir Hıristiyan olduğunu belirterek “Ben Türk’üm, burada doğdum burada öleceğim. Biz Türkiye’de yaşayan her vatandaşın sahip olduğu hakların tıpatıp aynısını istiyoruz” dedi. Komisyona önerilerini sunan Romanlar Derneği ise kendilerine “Roman” denmesinden yakındı. Tüm dünyada “Çingene” olarak adlandırıldıklarını, sonraki yıllarda kendilerine “Roman” denildiğini belirten dernek temsilcileri, “Anayasa’da çingenelere pozitif ayrımcılık yapılmalı. Çingenelik aşağılama ifadesi olarak kullanılmamamalı. Biz Çingene olarak saygı görmek istiyoruz” görüşünü iletti. İHD, DEMOKRATİK ÖZERKLİK İSTEDİ K omisyona önerilerini sunan İnsan Hakları Derneği, Kürt sorunu çözülmeden ve çatışmalar sona ermeden yeni anayasa yapılamayacağını savunarak BDP’nin de talepleri arasında yer alan “müzakerelerin yeniden başlaması, bölge meclislerinin kurulması ve demokratik özerkliğin yaşama geçirilmesi” önerilerine yer verdi. Çok dilliliğin güvence altına alınmasını isteyen İHD, anadilinde eğitim ve öğretim hakkı kabul edilmesi gerektiğini vurguladı. İHD, “Yerel yönetimlerin yetkilerinin arttırılarak özerk bölgesel yönetimler ya da yetkileri genişletilmiş il yönetimleri biçiminde kurgulanması halinde merkezde yarı başkanlık yetkilerini kullanacak Fransız modeline uygun bir modele geçilebilir” görüşünü komisyona iletti. Dr. AHMET CENGİZ ÖZEK’i C MY B 14.04.2012 tarihinde kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz. Tüm sevenlerine duyurulur. AİLESİ Eşi Nevin ÖZEK Çocukları: Cenap, Cüneyt, Demet, Selcan, Selin ÖZEK C MY B