19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 NİSAN 2012 PAZARTESİ 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara B B B Y Y Y B B Y Y Y Y B 20 22 21 18 22 22 23 20 17 18 17 16 19 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y PB Y PB Y B Y Y Y Y Y Y Y 18 20 17 22 24 22 17 21 17 18 14 13 14 Oslo Y Helsinki B Stockholm PB Londra PB AmsterdamY Brüksel Y Paris PB Bonn Y Münih Y Berlin PB Budapeşte Y Madrid PB Viyana Y HABERLER 6 7 9 12 10 9 10 12 14 12 16 16 8 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Y Y Y PB Y B PB B S PB PB B B 19 17 17 18 6 14 32 30 21 25 21 27 28 Ülkemiz geneli parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın güneyi, Orta ve Doğu Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile İzmir, Manisa, Adana, Hatay, Sivas, Boyu ve Sinop çevrelerinin genellikle yağmur, Doğu Akdeniz ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Hava sıcaklığı doğu bölgelerde 3 ila 5 derece azalacak. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 16 Nisan BARIŞ SEFERİ’NİN ÖNÜ KESİLDİ AA ÜYELERİNİN İSTİFAYA ZORLANMASININ ARDINDAN TGS’DE OLAĞANÜSTÜ SEÇİM YAPILDI GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY MEHMET ALİ SOLAK ANTAKYA AKP’nin Suriye’ye karşı savaş çığırtkanlığını protesto etmek ve barışı savunmak için düzenlenen “Barış Seferi” Hatay’da durduruldu. Ankara’dan Hatay’a gitmek üzere yola çıkmak isteyen “Barış Seferi” yolcularının polis tarafından engellenmesiyle barışın yolu kesilirken, dün de Hatay dışından mitinge katılmak isteyenlerin geçişlerine izin verilmedi. Antakya Uğur Mumcu alanında saat 13’te barışı savunmak için yapılacağı belirtilen miting yerinde çok sayıda güvenlik güçleri görevlendirilirken, 7080 kişilik grup basın açıklamasında bulunmak istedi, ancak polis buna izin vermedi. TKP’li grup, bunun üzerine polis kordonuyla Halkevleri’ne geldi. TKP İl Başkanı Ersoy Kalik, grup dışından Beşşar Esad posteri açan kişinin gözaltına alınmak istendiğini, ancak buna izin vermediklerini belirtirken, Reyhanlı Cilvegözü Sınır Kapısı’nda gerçekleştirmek istedikleri basın açıklamasına izin verilmemesini kınadı. Kalik, Arapça ve Türkçe basın açıklamasıyla ilgili şunları söyledi: “Barışı savunmak adına Hatay’da toplanmak istedik. Ne yazık ki izin verilmedi. Oysa biz buraya barış için geldik. Emperyalistlerin eteklerinde büyüklük arayanları uyarıyoruz. Savaş çığırtkanlığı yapan Başbakan ve savaş çığırtkanlığına adanmış olduğunu gördüğümüz yaygın medyayı uyarıyor ve kınıyoruz” dedi. Kalik ayrıca, AKP hükümetinin kumar oynamaya kalkışmamasını da isteyerek, “Savaşmasak da savaş çığırtkanlığı yaparak emperyalizmin bekçi köpekliğini yaparız diye de düşünmeyin. Halklar sadece işgalcileri değil, işgal tehditleri ile halkları dize getirmeye çalışanlarını da affetmez” dedi. (Fotoğraf: ALİ AÇAR) Savaş karşıtı TKP mitingi engellendi İpekçi yeniden başkan İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) başkanlığına Ercan İpekçi yeniden başkan seçildi. Anadolu Ajansı’nda (AA), üyelerin yönetim tarafından istifaya zorlanmasının ardından Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Olağanüstü Genel Kurulu’nda dün gazeteciler sandık başına gitti. 210 delegenin oy hakkının olduğu seçimlerde mevcut başkan Ercan İpekçi ve Turgut Dedeoğlu yarıştı. 117 üyenin oy kullandığı seçimlerde İpekçi, oyların çoğunluğunu alarak yeniden başkanlığa seçildi. İpekçi’nin listesinin delindiği seçimde Dedeoğlu’nun listesindeki adaylar yönetime girdi. Genel sekreterliğe Göksel Yıldırım seçilirken, yeni yönetim kurulu şu isimlerden oluştu: “Şehriban Kıraç, İbrahim Koç, Cem Kor, Selahattin Oğuz, Mete Öztürk.” Seçimlerde mali genel sekreterliğe de Uğur Güç getirildi. Ercan İpekçi, AA’da hükümet operasyonu ve baskılar nedeniyle olağanüstü kurula gidildiğini ve üyelerin yeni başkanı belirlemek için sandık başına gittiğini söyledi. Sendika içerisinde birtakım tartışmaların olduğunu ancak sonucun sendikanın mevcut politikasını etkilemeyeceğini belirten Ercan İpekçi, “Sendikamız, basın ve ifade özgürlüğündeki önder konumunu ve Avrupa ile ilişkilerini sürdürecektir” diye konuştu. Uğradığı bombalı saldırıda katledilen gazetemiz yazarı Uğur Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu, Cumhuriyet Kitapları standını ziyaret ederek Balbay’ın kitaplarını imzalatmak isteyen okurların yoğun ilgisiyle karşılaştı. (Fotoğraflar: EMRE DÖKER) ‘Teslim olmayacağız’ TKP’nin barış mitinginin engellendiği saatlerde, Antakya Ulus Alanı’nda Sosyalist Dayanışma Platformu adına açıklama yapan küçük bir grup daha vardı. Çok sayıda polisin bulunduğu alanda, “Katil ABD, İşbirlikçi AKP” sloganları atan grup açıklamasında, “ABD’nin Ortadoğu’daki taşeronu olma politikalarına karşı susmayacağız. Zulüm karşısında susan dilsiz şeytandır. Zulme teslim olmayacağız, AKP’ye direneceğiz” denildi. Fotoğraf: AAMUHARREM AKSAKALLI ‘Hücre’den imza Gazetemizin tutuklu yazarı Mustafa Balbay’ın kitaplarını CHP’li vekiller parmaklıklar ardındaki stantta okurlarıyla buluşturdu İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) 1138 gündür tutuklu bulunan gazetemiz yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, İzmir Kitap Fuarı’nda okurlarıyla buluşmaya devam ediyor! Kendisi gelemese de kitapları İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin açtığı stantta partisinin İzmir milletvekilleri tarafından imzalanıyor. Dün de CHP İzmir milletvekilleri Güldal Mumcu, Oğuz Oyan ve Mehmet Ali Susam, hücre biçiminde hazırlanmış odalara girerek Balbay’ın kitaplarını imzaladı. İzmirlilerin, etkinliğe ilgisi de büyük oldu. Fuarda gençlerin de, dağıtılan Balbay maskelerini takarak dolaşması dikkat çekti. Fuarın ikinci gününde İzmirliler, milletvekillerinin tutuklu olmasına kitaplarını imzalatarak ve maskelerini takarak tepki gösterdi. Yazarlarımız Hikmet Çetinkaya ve Serdar Kızık okurlarıyla buluştu. Bakan Şahin’e özel ‘halk’ oyunu ? Haber Merkezi Erzurum’da 5 TEDAŞ işçisinin öldüğü gölette incelemelerde bulunduktan sonra Pasinler’e giden İçişleri Bakanı Şahin, öğrencilerin halk oyunlarıyla karşılandı. Bakan Şahin’in ziyareti sırasında ilginç bir anekdot da yaşandı. Şahin, kendisini gördüğü için sevindiğini belirten bir kişiye, “Nereden bileyim sevindiğini, hadi bir takla at, oyna da göreyim” dedi. Sevincini göstermek için davul zurna eşliğinde oynayan yurttaş, Bakan Şahin tarafından alkışlandı. Cumhuriyet yazarlarına büyük ilgi 17. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) uğına akın erin irlil İzmir Kitap Fuarı, dün İzm ına alan fuar taki ark’ radı. İzmirliler, Kültürp da gakoşarken, Cumhuriyet Kitapları standı Serve ya inka Çet met Hik rları zetemiz yaza en istey dar Kızık’a kitaplarını imzalatmak plarını okurları ağırladı. Okurlar, yazarlara kita onda dan yan bir , rken imzalatma şansı bulu irdi. çekt ğraf foto larla sohbet etti, İHD, cezaevlerindeki ölümlere her gün bir yenisinin eklendiğine dikkat çekti Söze, her üç evrenin başlıca kahramanını anımsatarak başlayalım: Turgut Özal... Türkiye 1979’dan 1980’e girerken gazetelerin manşetlerinde terörün yanı sıra şu tür haberler de yer alıyordu: “3 günlük petrol dövizi kaldı.” “IMF ile görüşmeler olumlu sonuçlanmak üzere...” “Bursa’da 20 fabrika fueloil yokluğu nedeniyle kapatıldı.” Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’in müsteşarı Turgut Özal yeni bir ekonomi programı hazırladı. Karma ekonomi bırakılacak, tam liberalleşme hedefli yeni bir yol tutulacaktı. Aynı günlerde dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren ve kuvvet komutanlarının imzasını taşıyan bir mektup Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’e iletilmişti. Mektubun ilk cümlesi şöyle başlıyordu: “Ülkemizin içinde bulunduğu son derece önemli siyasi, ekonomik ve sosyal ortamda...” ??? Özal bu mektubun ardından, parlamentonun açık, hükümetin işbaşında olmasına karşın askerlerin evet demeyeceği bir ekonomi programının yürümeyeceğini düşünüyordu. Özal, Evren ve kuvvet komutanlarına bir ekonomi brifingi vermeyi önerdi. 24 Ocak kararları önce Evren’e anlatıldı. Evren, bu programı desteklediğini söyledi. Bu olurun ardından 24 Ocak’ta açıklanan kararların ana hatları şunlardı: Devletin tekelindeki üretim alanları yerliyabancı özel sermayeye açılacak. Yabancı sermaye özendirilecek. Kamu harcamaları kısıtlanacak. Tarımda sübvansiyon kaldırılacak. Zarardaki KİT’ler kapatılacak. Faiz sınırını devlet değil, piyasa koşulları belirleyecek. İhracata dönük sanayileşme hedeflenecek. Yüzde 30 devalüasyon yapılacak. Gerçekçi kur politikasına geçilecek. Bu kararlar açıklandığı gün, sokaktaki insanın gerçek geliri yüzde 30 küçüldü. Kararların mimarı Turgut Özal, 12 Eylül darbesinden sonra kurulan hükümetin ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı oldu. Artık 12 Eylül’le birlikte Demirel yasaklıydı, Özal 12 Eylül ekonomi yönetiminin aklıydı. Serbest piyasa düzeninde en hızlı büyüme bankerlerde oldu. Bir yıl içinde banker sayısı bini geçti. İnsanlar bir puan fazla faiz için banker banker dolaşıyordu. Piyasanın en büyük dilimine sahip olan Banker Kastelli batınca, sistem de çöktü. İntihar edenler oldu. Özal 13 Temmuz 1982’de istifa etti. Kısa bir süre kenara çekildi. Kendisini çok partili hayata hazırladı. 6 Kasım 1983’te 12 Eylül Anayasası ile yapılan ilk genel seçimlerde yüzde 45.1 oy alarak iktidara geldi. Özal, Başbakanlığı süresince 24 Ocak kararlarının ruhundan ayrılmadı. Koltuğa oturur oturmaz yaptığı ilk iş şu oldu: Faizsiz bankacılık sisteminin önünü açan kararnameyi çıkarmak. ??? Özetlemek gerekirse siyasetin ayrılmaz bir parçası olan ekonominin yönetimi, 12 Eylül’den önce Özal’daydı, 12 Eylül askeri yönetimi boyunca Özal’daydı, seçimlerin ardından sivil yönetime geçildiğinde yine Özal’daydı. Ve bugün... 10 yıllık AKP iktidarı, demokrasinin üç kahramanı olduğunu düşünüyor: Menderes, Özal, Erdoğan... Bir anlamda 12 Eylül’ün sadece anayasası değil, ekonomi anlayışı da sürüyor. Özal’ın rol oynadığı dönemler herhangi bir özel yorum gerektirmeyecek kadar açık. Gelinen noktada, “darbelere karşıyım” demek, “kansere karşıyım” demek kadar aklı başında herkes tarafından kabul gören bir yaklaşım. Asıl olan, öncesiyle sonrasıyla hiçbir darbe ortamını bünyesinde barındırmayacak bir toplumsal beden yaratmak. ‘12 Eylül yargılaması sembolik’ ? BALIKESİR (AA) Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, AKP Balıkesir İl Teşkilatı Olağan Kongresi’nde, anayasanın yapılmasını bu dönemin en önemli işi olarak gördüklerini söyledi. Atalay, “Anayasayı değiştir, sivil, gerçek demokratik bir anayasa yap, esas 12 Eylül’ün yargılanması odur. Diğerleri semboliktir” diye konuştu. ‘Hasta tutuklular serbest bırakılsın’ İstanbul Haber Servisi İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, cezaevlerindeki ölümlere her gün bir yenisinin daha eklendiğine dikkat çekerek hasta tutuklu Samet Çelik’in ve diğer tutukluların da serbest bırakılarak tedavilerinin dışarıda yapılmasını istedi. İHD İstanbul Şubesi, cezaevlerindeki ölümlere dikkat çekmek amacıyla önceki akşam Taksim tramvay durağında basın açıklaması yaptı. Denetimli Serbestlik Yasası’na göre adli suçluların serbest bırakıldığını belirten insan hakları savunucuları, cezaevlerindeki hasta tutukluların da bu kapsama alınmasını istedi. İHD adına açıklamayı okuyan Elif Akkaya son dönemde cezaevinde Mahmut Karataş, Nurettin Soysal, Mahmut Çakan adlı hükümlülerin sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirdiğini söyledi. En son Bingöl Cezaevi’nde yatan Mahmut Karataş’ın öldüğüne dikkat çeken Akkaya, “Belki de onu hiçbiriniz tanımıyorsunuz. Onun son isteği tespit edilememişti. Çünkü hastalıkları son derece ilerlemişti. Arkadaşları onun adına son bir istekte bulunmuştu. Sadece daimi doktoru olan bir cezaevine naklini istediler. Mahmut Karataş öldü. Öldürüldü. Onu tanımayanlar bundan sonra da tanımayacaklar” dedi. Sincan 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde yatan Samet Çelik’in durumunun gün geçtikçe kötüye gittiğini kaydeden Elif Akkaya,“Lösemi olan Samet’in karaciğeri ve dalağı iflas etme noktasında. Derhal ilik nakli yapılmasına ihtiyaç var. Bu ülkeyi yönetenler, hapishanelerden her gün yeni bir tabutun çıkmasını saklamaya çalışıyorlar” diye konuştu. Akkaya, Adalet Bakanı’nın “15 bin mahkumu tahliye edeceğim” yönündeki açıklamasına da değinerek “Kısaca Denetimli Serbestlik olarak anılan bu düzenleme, ne Samet Çelik’i, ne Kemal Gömi’yi ne de diğer ağır hapis cezası almış hasta mahpusları kapsamına alıyor. Hasta tutuklular da bu kapsama alınsın” ifadelerini kullandı. ‘Veni, vidi, vici’ye Zile tescili ? Ekonomi Servisi Zile Belediyesi, Roma İmparatoru Julius Sezar’ın, Tokat’ın Zile ilçesindeki 4 bin yıllık tarihi kalede söylediği “Veni, vidi, vici (Geldim, gördüm, yendim)” sözü için Türk Patent Enstitüsü’nden marka tescil belgesi aldı. Belediye Başkanı Lütfi Vidinel, “Bu sözün tescili 10 yıl boyunca Zile Belediyesi’nde. 10 yılda bir tescil yenilenecek. Tescili kültür ve turizmde kullanacağız. Şu anda bir sigara firması, ambleminde ‘Veni, vidi, vici’ sözünü kullanıyor. Bu sözün kullanma hakkı sadece Zile Belediyesi’ne ait. Firma ile görüşeceğiz. ‘Veni, vidi, vici’ sözünün yanına ya ‘Zile’ yazacak ya da sattığı her sigaradan, hukuki zeminde, yarım kuruş da olsa almak için gayret göstereceğiz” dedi. PKK, komando birliğine saldırdı ? HATAY(AA) Hatay’ın İskenderun ilçesine bağlı Amanos Dağları eteğindeki Karayılan beldesinde 39. Mekanize Tugay Komutanlığı’na bağlı komando birliğine dün akşam bir grup PKK’li terörist, uzun namlulu silahlarla ateş açtı. Açılan ilk ateşte 2 asker yaralanırken kısa süren çatışmanın ardından teröristler Amanoslar’a kaçtı. Güvenlik güçleri, Amanoslar’da geniş çaplı operasyon başlattı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle