18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 MART 2012 CUMARTESİ 4 HABERLER Seçmeli Kuran dersleri okullarda haremselamlık dönemini başlatacak; artık tüm okullar imam hatip ‘Ne Olur ki?!’ Türkiye’de şaşılacak hiçbir şey kalmadığına inanmama karşın, yine de şike olayı patlak verdiğinde çok kişi gibi şaşırdım. Şaşırtıcı olan, şike iddiası değil, onun üzerine gidilmesiydi. Çoğu kişi şaşkınlığın hemen ardından aynı ortak soruyu sordu: Bakalım bu işin cılkı da ne zaman çıkacak? İnsanlar uzun süre merakta kalmadılar. İşin cılkı çabuk çıktı. Bir sürü insan gösterişli şekilde tutuklandı, yöneticiler içeri atıldı, bu arada tutuklananlar arasında oyuncu bulunmaması da ilginçti. Şike iddiasına konu olan maçların üzerinden bir yıla yakın bir süre geçmesine rağmen, TFF ne yapacağına karar veremedi. İşin ceza davası yönü, Türk Adliyesi’nin geleneksel eksiklik ve aksaklıklarıyla malul olarak, asgari adaleti aratır hale düşer, TFF kararsız, aciz kalırken, liglerin akıbeti de bir soru işareti olarak karşımıza çıktı. Velhasıl kelam, tam bir belirsizlik, tam bir keşmekeş hüküm sürdü. ??? Kamuoyunda Aziz Yıldırım’ın günah keçisi ilan edildiği ve olayın faturasının ona kesileceği konusunda genel bir kanı egemen oldu. Doğrusu bir Galatasaraylı olarak Aziz Yıldırım’a yapılanları içime sindiremiyorum. Buna karşılık, şike iddiaları yanıtlanırken, bunun varit olmadığını kanıtlamak yerine başka kulüp veya takımların suçlanmasına da anlam veremiyor, olayın bir Galatasaray Fenerbahçe polemiğine dönüşmesinden de üzüntü duyuyorum. Ama bütün bunlardan daha vahimi de artık işin cılkının iyice çıktığının belli olması. Şike konusunda “sıfır tolerans” ilkesini uygulayan ve herkesten de bunu isteyen UEFA’ya karşılık, Fenerbahçelilerin tepkisinden ve bu yüzden oy kaybetmekten korkan Tayyip Erdoğan, şike olayının sabit olması halinde de şikeye adı karışan kişilerin cezalandırılması, ama tüzelkişilik olan kulübün cezadan masum kalması gerektiğini ileri sürdü. UEFA bunun mümkün olamayacağını açıkça dile getirdi. Ama öyle görünüyor ki Tayyipland’ın Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören de talimatın dışına çıkamayacak. O da Başbakan’ın önerisini benimseyecek, özerk federasyon iddialarının koca bir balon olduğunu ispatlayacak. Sonuna kadar gidilmesini isteyen, hiçbir lütuf tenezzül etmeyen Fenerbahçe Kulübü’ne rağmen “Fener sıyıracak”. ??? Bu çarpık uygulamanın mantığı, suçu işleyenin gerçek kişiler olmaları dolayısıyla onların fiillerinden tüzelkişiler olan kulüplerin sorumlu tutulamayacağıdır. Bundan daha çarpık bir mantık olamaz. Tabii ki usulüne uygun olarak seçilip gelmiş kulüp yöneticilerinin kulüple ilgili tasarrufları tüzelkişiliği bağlayacaktır. Tüzelkişilik kendi organlarını oluşturan gerçek kişiler olmaksızın herhangi bir tasarrufta bulunamaz ki! Şike olup yakalanmadığında, tüzelkişi şampiyon ilan ediliyor. Yakalanmayan şikenin sonuçları onu etkileyecek de yakalanınca yaptırımı neden etkilemeyecek? Nitekim, “şikeye sıfır tolerans” diyen UEFA da aynı kanıdadır ve Fenerbahçe’ye herhangi bir yaptırım uygulanmaması halinde, Türkiye ve Türk takımları üç ya da beş yıl süreyle Avrupa’dan dışlanacaklardır. Tayyip Bey, İngiltere örneğini ileri sürerek, şunu rahatlıkla söyleyebilmektedir: İngiltere beş yıl süreyle Avrupa kupalarına girmedi de ne oldu? Tayyip Bey Fenerbahçe’ye yaptırım uygulanmasının oyunu etkileyeceğinden korktuğu için, bu yolu tutmaktadır. TFF’nin yönetiminde, Tayyip Bey’in sözünün bir parmak bile dışına çıkamayan Yıldırım Demirören de aynı yolu tutuyor ve soruyor: Yaptırım uygulamasak ne olur ki? Oysa ne olacağı ortada. Türkiye Avrupa’dan dışlanacak. Ve kimsenin kuşkusu olmasın ki, dönüşü de İngiltere gibi olmayacak. Türban ortaokula indi MAHMUT LICALI ANKARA Kesintili eğitim düzenlemesine AKP’nin tüm ortaokul ve liselere “Kuranıkerim” ve “Hz. Peygamberimizin hayatı” adıyla seçmeli ders koyması kız ve erkek öğrencilerin bir arada olduğu karma eğitimin sekteye uğramasına, okullarda mescit açılmasının gündeme gelmesine neden olacak. MHP ve BDP’nin desteğiyle kabul edilen seçmeli Kuranıkerim derslerinde Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Din Öğretim Genel Müdürlüğü (DÖGM) tarafından hazırlanan “Kuranıkerim Dersi Öğretim Programı” uygulanacak. DÖGM; lise öğrencilerine göre hazırladığı Kuranıkerim progra ? AKP, MHP ve BDP işbirliği ile kesintili eğitim yasasına yerleştirilen seçmeli derslerle imam hatip liselerinde okutulan Kuran derslerinde kız öğrencilerin türban takması ve diğer derslere de türbanla girmeleri yönündeki eğilim, tüm ortaokul ve liselere yansıyacak. Böylece türban 5. sınıftan itibaren tüm okullara girecek. mını seçmeli Kuran dersi alacak ortaokul öğrencileri için de “farklı eğitim etkinlikleriyle” düzenleyecek, fakat temelde lise öğrencilerine uygulanan programın esasları geçerli olacak. DÖGM tarafından hazırlanan müfredata göre imam hatip liselerinde, 144 saat olarak okutulan Kuran dersleri, “okuma”, “ezberleme” ve “anlama” olmak üzere üç öğrenme alanından oluşuyor. Mevcut eğitim programına göre 9 ve 10. sınıflarda ezber ve Kuranıkerim’i okuma dersleri ağırlıklı olarak okutulurken, 11 ve 12. sınıflarda Kuranıkerim’in meali üzerine derslere öncelik veriliyor. Benzer sistemin diğer liselerde de uygulanması beklenirken, FATİH Projesi’yle birlikte ünitelerin dijital olarak tabletlere yüklenmesi de gündeme gelecek. İmam hatip liselerinde okutulan Kuran derslerinde kız öğrencilerin türban takması ve diğer derslere de türbanla girmeleri yönündeki eğilim; seçmeli Kuran dersleri aracılığıyla tüm ortaokul ve liselere yansıyacak. Böylece türban 5. sınıftan itibaren tüm okul türlerine fiilen girmiş olacak. YASA NELER GETİRİYOR? Mescit ve abdeshane Kuran derslerinde kız öğrenciler ile erkek öğrenciler ayrı ayrı sınıflarda olabileceği gibi, sınıf içinde de harem ve selamlık yapılması gündeme gelecek. Kuran derslerinde öğrencilerin ders işleyişi sırasında İslami değerlere göre “abdestli olmaları” yönündeki gereklilik de okullarda “abdesthane” gibi alanların oluşturulması ve “mescit” gibi ibadethanelerin kurulmasını gündeme getirecek. Eğitim 295 oyla ‘kesildi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kesintili eğitimi düzenleyen öneri TBMM Genel Kurulu’nda 4 gün boyunca yaklaşık 45 saat süren tartışmalı ve kavgalı görüşmelerin ardından dün 91 ret oyuna karşı 295 oyla kabul edildi. Eğitim sistemini 4+4+4 şeklinde kesintili olmasını sağlayan düzenleme; Türk eğitim sisteminde “ilkokul, ortaokul ve lise” tanımlamalarını geri getirirken, öğrencilerin lise eğitimini açıköğretim aracılığıyla okula gitmeden almasını, imam hatiplerin orta kısmının tekrar açılmasını ve okula başlama yaşının 6’dan 5’e (60 ay) inmesini öngörüyor. Eğitim kesintili hale gelecek: 4+4+4 şekilde kesintili 12 yıllık zorunlu eğitim modeli gelecek. İmam hatip ortaokulları meslek lisesi dışında bir statüye sahip olacak. Okula başlama yaşı 5 olacak: Okula başlama yaşı 5’e indirilecek. İlköğretim çağ nüfusunun yaş aralığı 513 olacak. Öğrenciler ortaokula 910 yaşında başlayacak. Liseye açıköğretim imkânı: Zorunlu örgün eğitim fiilen 8 yıl olacak. Ortaokuldan mezun olan öğrenciler dilerlerse örgün eğitimin dışına çıkarak okula gitmeden açıköğretim aracılığıyla da lise eğitimini alabilecek. Düzenleme kız öğrencileri 1314 yaşından sonra örgün eğitimin dışında kalmasına sebep olacak. Yeni model gelecek yıl uygulanacak: 8 yıllık kesintisiz eğitim modeline göre gelecek yıl ilköğretim 5, 6, 7 ve 8. sınıflarda okumaya başlayacak öğrenciler mevcut sisteme göre diploma alacak. FATİH KİK dışına çıkacak: FATİH Projesi kapsamında, yapılacak mal ve hizmet alımları ile yapım işlemleri, ceza ve ihalelerden yasaklama hükümleri hariç Kamu İhale Kanunu hükümlerine tabi olmayacak. CHP’liler MEB ihalelerinin denetimden kaçırılması önerisini dövizlerle protesto etti ‘Yiyin efendiler yiyin’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKPMHP ittifakı ve BDP desteğiyle ortaokul ve liselerde “Kuranıkerim” ve “Peygamber’in hayatı”nın seçmeli ders olarak okutulmasının yolunu açan “4+4+4” düzenlemesinin görüşmelerinde tansiyon yükselirken, dün de FATİH Projesi’ne ilişkin madde görüşülürken, “Burada yetim hakkı yiyorlar” dövizi açan CHP’liler genel kurulu terk etti. Yasa önerisinin FATİH Projesi kapsamında yapılacak alımları Kamu İhale Yasası kapsamından çıkarılmasını düzenleyen maddesinin görüşmelerine geçildiğinde CHP’li vekiller aynı anda ayağa kalkarak yanlarında getirdikleri, “Burada yetim hakkı yiyorlar” ve “Yiyin efendiler yiyin” dövizleri çıkardı. CHP’li vekiller özellikle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın önünde AKP’li Mehmet Metiner’in eğildiği fotoğrafı basın locasında bulunan gazetecilere gösterdi. TBMM Başkanvekili Sadık Yakut’un birleşime 15 dakika ara vermesinin ardından CHP’li vekiller “Burada yetim hakkı yiyorlar” diyerek ellerinde dövizlerle genel kurul salonunu topluca terk etti. CHP’li vekiller kuliste de ellerindeki pankartla durdular. Genel kurulda gecenin ilerleyen saatlerinde İran’dan dönen Başbakan Erdoğan, sürpriz yaparak, havaalanından Meclis’e geçti. Doğruca iktidar kulisine gelen Yasa önerisinin önceki geceki görüşmelerinde de CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, yasa önerisinin TBMM Milli Eğitim Komisyonu’ndaki görüşmeleri sırasında yaşananları anımsatırken AKP’li Harun Karaca’yı “Şeytani sakallı milletvekili” diye nitelendirmesi tartışmaya yol açtı. Birleşimi yöneten Meclis Başkanvekili Sadık Yakut, “Temiz bir dille konuşun lütfen” diye uyardı. Bu sırada AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, “Saygılı ol lan!” diye bağırınca, Ağbaba, Her kavgada Metiner “Lan sensin!” karşılığını verdi. İki vekil karşılıklı olarak “Terbiyesiz herif, şerefsiz” diye bağırırken Metiner, hızla kürsüye yürüyerek Ağbaba’nın önce boğazına sarıldı, ardından da yumruk attı. CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Metiner’in tavrına sert tepki göstererek “Buna devam ederseniz, Genel Kurul’a silahla gireriz, başka şansımız kalmıyor” dedi. Metiner’e “kınama cezası verilmesi teklifi AKP oylarıyla reddedildi. (Fotoğraf: AA EVRİM AYDIN) Erdoğan’ı karşılayan AKP Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, “Hoş geldiniz, biz de arkadaşlarla müzakere ediyorduk” diyerek BDP’li Sırrı Süreyya Önder ve Sırrı Sakık’ı gösterdi. Kapusuz, “Arkadaşların tam önüne çıktınız” diye espri yapınca Erdoğan da “Oturun lütfen biz ön kesmeye gelmedik” diye espriyle karşılık verdi. BDP’li Önder, Erdoğan’a geçmiş olsun dileklerini ve Nevruz’daki tavrı nedeniyle İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’le ilgili şikâyetlerini ilettiklerini anlattı. Genel kurulda BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, Sırrı Sakık, İdris Baluken, Adil Kurt ve İbrahim Binici’nin BDP’li “Kuran kursu” ve “Peygamber’in hayatı” dersleriyle ilgili öneriye “kabul” oyu vermesi dikkat çekti. Kulislerde, BDP’lilerin, “muhafazakâr” Doğu ve Güneydoğu seçmeninin tepkisini çekmemek için önergeye destek verdiği dile getirildi. Protestolara ‘her yoldan’ yaptırım ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) KESK ve EğitimSen öncülüğünde 2829 Mart’ta gerçekleştirilen “4+4+4” protesto eylemlerine ilişkin Ankara Valiliği, sokaklarda meydana gelen zararın gösterinin düzenleyicisi KESK ve EğitimSen’den tahsil edilmesi için savcılığa suç duyurusunda bulundu. Öte yandan eylemlere katılmak üzere derslerine girmeyen öğretmenlere MEB tarafından soruşturma başlatıldığı öğrenildi. Bakanlık, okul yönetimlerinden “mazeret bildirmeden 2 gün boyunca derslere girmeyen öğretmenlerin isim listesini” istedi. İstanbul’da ve İzmir’de grev yapan öğretmenler hakkında soruşturma başlatıldığı bildirildi. TEŞEKKÜR YEMEĞİ VERDİ 16 yıllık eğitimci açlık grevinde ? Haber Merkezi Denizli’de 16 yıllık öğretmen Hasan Çamlı, 4+4+4 eğitim sistemine tepki için açlık grevine başladı. EğitimSen üyesi Çamlı, önceki gün Ankara’da KESK’in düzenlediği eylemde biber gazına maruz kaldığını ancak yılmayarak açlık grevine başladığını ve bu kararı bireysel olarak aldığını söyledi. Erdoğan: 28 Şubat‘ın son izini de sildiniz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Zorunlu eğitim süresinin 12 yıla çıkarılmasına ilişkin “4+4+4” yasa teklifinin TBMM’de kabul edilmesinin ardından yaptığı konuşmada Başbakan Tayyip Erdoğan, “Bu yasayla Türkiye’de milli egemenliğin kimde olduğu ispat edilmiştir. Sizler tarihimize kara bir leke olarak kazınmış, bin yıl süreceği iddia edilen 28 Şubat’ın son izini 28 Şubat’tan 15 yıl sonra geri dönmemek üzere tarihin tozlu raflarına Allah’ın izniyle kaldırdınız” dedi. Erdoğan, AKP Genel Merkezi’nde AKP’li milletvekillerine teşekkür yemeği verdi. Daha sonra bir konuşma yapan Erdoğan, “Sizler bas kıyla, dayatmayla getirilen düzenlemeyi milletin ve kendi vicdanınıza kulak vererek demokratik yollarla düzelttiniz” dedi. “Adını tarihe yazdıran, adını milletin hafızasına, milletin vicdanına yazdıran bu kadroyu yürekten kutluyorum” diyen Erdoğan, “Bundan dolayı bu mücadele, bu verilen mücadele, tabii burada özellikle aralıksız bu mücadeleyi gece gündüz demeden sürdüren Meclis başkanımıza, Meclis başkanvekiline huzurlarınızda tüm Divan’a da ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Aralıksız bu işi sürdürmek kolay bir iş değil. Ona orada tahammül etmek kolay bir iş değil” şeklinde konuştu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle