23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 MART 2012 ÇARŞAMBA 4 HABERLER Eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ, mahkemenin yetkisiz olduğunu belirterek salonu terk etti ‘Yetersizliğin komedisi’ ‘CASUSLUK DAVASI’NDA ALBAY İBRAHİM SEZER’İN TELEFON DÖKÜMLERİ Sehven yüklemeye takipsizlik kararı HİLAL KÖSE Casusluk davasının tutuklu sanığı emekli Albay İbrahim Sezer’in telefon dökümlerine, ajan olduğu öne sürülen kişi ile ilgili olarak “Vika’ya uğrayacağım” ifadesini yerleştirdikleri iddia edilen iki polis memuru hakkında takipsizlik kararı verildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın polis memurları Haşim Gülal ve Sezai Akgün hakkındaki takipsizlik kararında, Sezer’in 14 Temmuz 2010 tarihli konuşma dökümlerinin yanlış olarak tapelere yazıldığı, soruşturma aşamasında fark edilerek tutanağın yeniden düzenlendiği belirtildi. Polis memurlarının olayda kasıtlı davranmadıkları belirtilerek, dava açılmasına yer olmadığına karar verildi. Sezer’in avukatı Mahir Işıkay, savcılığın kararına itiraz etti. İkinci Ergenekon davasının sanıklarından Teğmen Mehmet Ali Çelebi’nin telefonuna, Hizbut Tahrir üyesi olduğu öne sürülen bir şüphelinin rehber bilgilerinin eklenmesiyle ilgili soruşturma ise 13 aydır sonuçlanmadı. Çelebi’nin avukatı Serkan Günel, soruşturmaya bakan savcıların 5 kez değiştiğini belirterek, “İçişleri Bakanlığı müfettişleri de bir soruşturma yaptı. 3 polis memuruna atılı suçun ‘görev suçu’ olmadığını belirttiler ve dosyayı savcılığa gönderdiler. Savcılık da TÜBİTAK’tan bilirkişi raporu istedi. Raporu bekliyoruz” dedi. ? Hayatının 20 yılını terörle mücadele ile geçirdiğini vurgulayan Başbuğ, “Hiçbir ülkede hem ülkenin silahlı kuvvetlerinin komutanı hem de bir silahlı terör örgütünün yöneticisi olan Genelkurmay başkanı görülmemiştir” diye konuştu. HATİCE TUNCER daireye ait dört Bilgi Destek Taburu’ndan ikisinin hemen, Dairenin ise 11 Ağustos 2009’da lağvedildiğini bilmiyorlar mı? Beni suçlayanlar, yapmış olduğum bu konuşmaları Genelkurmay Başkanlığı görevim ve sorumluluğum gereği olarak yaptığımı bilmiyorlar mı?” ‘Rüya’dan ‘Kâbus’a, Amerika Eskiden “Amerikan Rüyası” konuşulurdu. Şimdilerde “Amerikan Kâbusu”ndan söz edilir oldu. Bir farkla ki, “Amerikan Rüyası” orada yaşayanlara ilişkindi. “Amerikan Kâbusu”, Amerika’da yaşayanlarla dünyanın geri kalanının kaderini birleştiren bir “şey”e işaret ediyor... Amerika, kapitalist dünyanın örnek aldığı, liderliğini kabul ettiği ülkeydi. ABD’nin, sıfırdan zengin olma fırsatlarının, benzersiz bireysel özgürlüklerin ülkesi olduğuna ilişkin bir inanç kapitalist dünyada yaygındı. Küreselleşme söylemi bu “fanteziyi” daha da güçlendirdi. Fukyama’nın deyimiyle “kapitalist kültürün en gelişmiş örneğini sunan Amerika modelinin dünyada yayılması doğaldı”. Geçen aylarda yoğunlaşan üç tartışma şimdi başka bir noktada oluğumuzu gösteriyor. Bu tartışmalardan biri, önce mali krizde finans sektörü kurtarılırken kurtarmanın maliyetinin halkın üzerine yıkılmasıyla, buna bağlı olarak patlak veren Wall Street İşgal Et hareketiyle gündemin en önemli konuları arasına oturdu. ABD nüfusunun yüzde 99’u krizden zarar görürken yüzde birinin servetine servet katmış olduğu genel kabul gören olgular listesine girdi. MIT’den Acemoğlu ve Harvard’dan Robinson’un çalışmalarında gösterdikleri gibi, gelir dağılımının bozulması, geride kalan 30 yılda Amerika’da “toplumsal tırmanma” (sınıf atlama) olasılığını belirgin biçimde azaltmış. ABD’de gençlerin üniversite mezunu olma olasılığı bugün, 1960’ların çok gerisine düşmüş. Ekonomik olarak güçlenenlerin siyasi gücü de hızla artmış. Artık ABD toplumu 40 yıl öncesine göre çok daha adaletsiz bir yapıya sahipmiş (Washington Post 11/03) Toplumsal adaletsizliklerin artması, “sınıf atlama” umudunun azalması, bu sırada çok ufak bir azınlığın ekonomik ve siyasi gücüne güç katmış olmasının, o ülkenin, devletinin yapısını, iç güvenliğe ağırlık veren bir yönde değiştirmeye başlar. Bu değişimin, dış tehdit algısıyla, devletin uluslararası konumunun olumsuz bir yönde gitmekte olduğuna ilişkin kaygılarla birleşmesi halinde daha da hızlanacağını kolaylıkla söyleyebiliriz. Son aylarda yoğunlaşan tartışmalar, ABD’de tam da böyle bir sürecin yaşandığını düşündürüyor. “Terorizmle savaş”, ABD iç güvenlik yapısında, “nüfus denetleme” süreçlerinde, bireysel özgürlükleri daha önce akla gelmesi olanaksız düzeylerde sınırlayan önlemleri topluma kabul ettirmeye başlamıştı. Ancak, “terorizmle savaş” uluslararası alanda, hedeflenen hegemonya restorasyonunu getiremedi, bir “American Emporium”u kuramadı. Buna karşılık, başarısız savaşlar, yükselen güçler, hegemonya gerilemesi algısını güçlendirdi. Bu sonuca bağlı olarak, ABD dış politika entelijansiyası arasında, ABD’nin uluslararası konumu, (“hegemonyası”) üzerine sürmekte olan tartışmalarda, bir dış tehdit algısı yoğunlaştı. Geçen iki hafta içinde, Financial Times’dan Gideon Rachman, The Economist ve Washington Post’tan David Ignatius bu tartışmaları değerlendiren yazılar yayımladılar. Bu bağlamda karşımızda en az on kitap var: Kagan, “The World America Made”; Ikenberry, “Liberal Leviathan”; Kupchan, “No One’s World”, Brzezinski, “America and the Crisis of Global Power”, Indyk, Lieberthal, O’Hanlon, “Barack Obama’s Foreign Policy”. Bader, “Obama and, China’s Rise”, Byrne, “How Scarcity Will Remake American Politics”, Subramanian, “Living In The Shadow of China’s Economic Dominance”, Steyn, “Get Ready For Armageddon”, Kiernan, “Becoming China’s Bitch”... Kagan’ınki hariç bunların hepsi değişen ölçülerde, bir gerileme, iktidarsızlık algısını, Çin korkusunu yansıtıyorlar. Tarih bize, imparatorluk projelerinin, ulusal iktidarsızlık algılarının çok tehlikeli toplumsal travmaları, gerici rejimleri gündeme getirebildiğini gösteriyor. Hele bir de bu algı iç güvenlik sorunlarıyla örtüşmeye başlarsa. ABD’de bireysel özgürlüklerin hızla daralıyor olması da son aylarda yoğunlaşan bir başka tartışmanın konusu. Bu bağlamda üç gelişme dikkat çekiyor. Birincisi, polisin protesto gösterilerinde giderek daha ölçüsüz güç kullanması, çeşitli eyaletlerin polis güçlerini donanımlarını bu yönde geliştirmeleri (Stephan Salisbury, Le Monde Diplomatique, 24/3) . İkincisi devletin izleme, veri toplama etkinliklerinin, hızla yayılarak sıradan vatandaşları, muhalif siyasi etkinlikleri de kapsamaya başlaması (Los Angeles Times, 23/03). Üçüncüsü, FEMA (Federal Olağanüstü Hal Ajansı), “Fusion Centres” (bütün istihbarat örgütlerinin yerel birleştirilmiş eşgüdüm merkezleri) gibi son yılların ürünü olan kurumların etkinlikleri, kurulduğu iddia edilen tam teşekküllü, tutuklama kampları, ordunun iç güvenlik krizlerinde kullanılmasına ilişkin yeni yasalar büyük kaygı yaratıyor. Özetle ABD’nin bir “polis devletine” dönüşmekte olduğuna ilişkin tartışmalar, araştırmalar giderek yoğunlaşıyor. Basın aracılığıyla sitem etti Duruşmaya ara verildiğinde Başbuğ, duruşmayı izleyen emekli generallere “Nerede o eski Genelkurmay başkanları. Hiçbiri burada yok. Onların başına gelse biz koşar gelirdik buralara” dedi. Özese, duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, 2. Ergenekon davasında tutuklu sanıklar Şahin ve Cengiz arasındaki telefon görüşmelerini dinleterek soru yöneltti. Bunun üzerine Başbuğ, “Duruşma iyice magazinleşti. Cengiz ve Şahin’i sizler benden daha iyi biliyorsunuz” dedi. İzleyiciler Başbuğ’un sözlerini de alkışladı. Başkan Özese, izleyicileri, “Burada ciddi bir yargılama yapılıyor. Dışarı çıkarırım” diye uyardı. Başbuğ, “Bu mu ciddi? Çıkartın Emekli Orgeneral Ergin Saygun savunmasını yaptı: Darbe yapmayı asla düşünmedik İstanbul Haber Servisi “Balyoz Harekât Planı” davasında önceki gün salonu terk eden sanık avukatları dünkü duruşmaya da girmedi. Davaya bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, reddi hâkim taleplerini “davayı uzatma amacında olduğu” gerekçesiyle reddetti. Eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın tanık olarak dinlenmesini talep eden tutuklu sanık eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Ergin Saygun, “Plan seminerlerinin kasetleri dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’a Başbakan tarafından verilmiştir. Oysa ki bu seminer hakkında görüşü sorulan MİT ve polis ‘bilgimiz yoktur’ demiştir. Bu durumda bu kurumların da tarafsızlığı tartışılmalıdır. Ayrıca Aytaç Yalman’ın tanık olarak dinlenmesini istiyorum” dedi. Silivri Cezaevi yerleşkesinin bitişiğindeki büyük salonda görülen davanın dün 87. duruşması vardı. Davanın iddianamesinde 1. sırada yer alan eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın avukatları Celal Ülgen ve Hüseyin Ersöz’ün önceki gün salondan çıkarılmalarını protesto ederek salondan çıkan avukatlar dün de duruşmaya girmedi. Avukatların verdiği reddi hâkim dilekçelerini okuyan Başkan Ömer Diken, “reddi hâkim” talebinin reddedildiğini açıkladıktan sonra Saygun’u savunması için çağırdı. İddianamede darbe planı olduğu iddia edilen belgelerin sahte olduğunu ifade eden Saygun, “Balyoz planını henüz kimse görmedi. 2003 yılında yapıldığı iddia edilen listeler aslında 2006 yılında oluşturulmuş” dedi. Emniyet’teki sorgusunda kendisine sinagog ve HSBC bombalama eylemlerini yapıp yapmadığının sorulduğunu anlatan Saygun, “Patlamalar sırasında nerede bulunduğumu sordular. Önce bunu şaka sandım. Ama sonra ciddiyetlerini anladım. Kazara İstanbul’daydım desem patlamalar benim üzerime kalacaktı. Bu iddialar çok anlamsız” dedi. Sunum yaptım Saygun, darbe planı yapıldığı iddia edilen 1. Ordu Komutanlığı’nda 57 Mart 2003 tarihlerinde gerçekleştirilen seminere katıldığını ve sunum yaptığını belirterek, “İddianamede ‘sıkıyönetim ilanı için uğraştığım’ yazıyor. Bu seminer zaten olası bir sıkıyönetim sonrası içindi. Seminerdeki görevlendirmeler ise olası bir sıkıyönetim halinde askerin nerelerde konumlanacağını belirlemek içindi” diye konuştu. Bronze Annıversary 1011 April 2012 İSTANBUL, 12 April 2012 İZMİR MARMARA GRUBU VAKFI?nın 27. YILINDA ULUSLARARASI BÜYÜK ETKİNLİĞİ 15. AVRASYA EKONOMİ ZİRVESİ ?Bir Prestij Birlikteliği? 3 KITA 1 DENİZ Şeref Konukları Bamir TOPI Arnavutluk Cumhurbaşkanı Vjekoslav BEVANDA Bosna Hersek Başbakanı Mihail FORMUZAL Gagavuzya Cumhurbaşkanı Pilip VUJANOVIC Karadağ Cumhurbaşkanı Atifete JAHJAGA Kosova Cumhurbaşkanı Gjorge IVANOV Makedonya Cumhurbaşkanı 6 CUMHURBAŞKANI, 2 BAŞBAKAN, 9 ESKİ CUMHURBAŞKANI, 1 MECLİS BAŞKAN VEKİLİ, 3 BAŞBAKAN YARDIMCISI, 31 BAKAN, 15 ULUSLARARASI KURULUŞ VE 40 ÜLKE?NİN KATILIMIYLA 11 NİSAN 2012 ENERJİ EKONOMİ, EKOLOJİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA KÜLTÜRLERARASI DİYALOG BARIŞ KÜLTÜRÜ ÇOK KÜLTÜRLÜLÜK CADDESİ YARINI ARAYIŞLAR TOPLANTISI YÖNETİM, KADIN VE GELECEK 12 NİSAN 2012 3 KITA 1 DENİZ ÇAĞIMIZIN BİLGE ADAMLARI OTURUMU?NDA AKTÜEL VE ÖNCEKİ 15 CUMHURBAŞKANI AÇLIK, YOKSULLUK VE İŞSİZLİK KONUSUNDA İZMİR?DE İZMİR TİCARET ODASI?NIN İŞBİRLİĞİ VE EV SAHİPLİĞİNDE GÖRÜŞLERİNİ ORTAYA KOYACAKLAR Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, İnternet Andıcı davasında savunma yapmayacağını ve hiçbir soruya yanıt vermeyeceğini söyledi. Mahkemenin “görevsiz” olduğunu belirten Başbuğ, “Bu iddialar ve suçlamalar yersizdir. Böyle bir iddianameyle, bir kişinin suçlanmaya çalışılması sadece, yetersizliğin bir komedisidir. Bu nedenlerle bu iddianameye hiçbir itibarım yoktur” diye konuştu. Başbuğ duruşma arasında “Nerede eski Genelkurmay başkanları. Ben olsam koşar gelirdim” dedi. 2. Ergenekons anıkları İbrahim Şahin ve Fatma Cengiz arasındaki telefon görüşmelerinin adının geçtiği gerekçesiyle dinletilmesi üzerine Başbuğ salonu terk etti. Silivri Cezaevi’nde 6 Ocak’tan bu yana tutuklu bulunan emekli “Ne yapmalıydım” diyen Başbuğ, Orgeneral Başbuğ salona girdi“Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin, ğinde yine izleyiciler tarafından masumiyet karinesi hiçe sayılarak medayakta alkışlandı. Sanık kürsüyada haksız ithamlarla yıpratılmasına ve itibarsızlaştırılmasına süne gelen Başbuğ, konuşmaya sessiz mi kalmalıydım” diye “Sayın Başkan, Sayın Heyet” sordu. Başbuğ, “Bu iddialar ve diye başladı. Başbuğ “Dünyanın suçlamalar yersizdir. Böyle bir hiçbir ülkesinde hem ülkenin iddianameyle, bir kişinin suçsilahlı kuvvetlerinin komutanı, lanmaya çalışılması sadehem de bir silahlı terör örgüce, yetersizliğin bir tünün yöneticisi olan Gekomedisidir. Bu nenelkurmay başkanı görüldenlerle bu iddianamemiştir” dedi. Başbuğ, meye hiçbir itiba“Ben, Türkiye Cumhurirım yoktur” dedi. Başbuğ, şunları yeti’nin 26. Genelkurmay böyledi: “AnayaBaşkanıyım. Hayatımın sanın 148. maddeson 20 yılını terörle müsi açık. Beni yarcadele ile geçirdim” diye gılamaya görevli konuştu. “Şimdi bana teolmadığınızı dürör örgütü yöneticisi dişünüyorum. Ayrıyenlere şaşarım” diyen ca Ankara mahBaşbuğ şöyle devam etti: kemelerinin yetki“Bu suçlama hiçbir zali olma konusu da man kişisel suçlama olavar.” Özese’nin “Bu konuşmanızı rak kabul edilemez. Bu savunma olarak mı suçlama, gerçekte şahsım kabul edelim” soruüzerinden Türk Silahlı suna Başbuğ. “SavunKuvvetleri’ne de yöneltilen ma yapmamamın nedenağır bir suçlamadır. Bu suçlalerini açıklama kabul ma ile bir Genelkurmay Başedin” diye yanıt verdi. kanı’nın görev süresinin iddianamede, hukuken bu şekilde tarif edilmesi, siyasi açıdan da efendim çıkartın. Bunların burada özel olarak düşünülmesi gereken bir dinlenmesi bile ciddiyet değildir efensıra dışı durumu ifade etmektedir.” dim” dedi. Başbuğ ise görüşmede Çevik Bir, Yaşar Büyükanıt, Hilmi Özkök’ün de adının geçtiğine dikkat Ağır ve haksız itham Başbuğ, “Bu suçlama, aynı zaman çekerek “İsmi geçenleri de buraya da siyaseten devletimize de yöneltilen çağırın o zaman” dedi. Başkan Özeson derece ağır ve haksız bir itham se’nin tekrar sözkonusu telefon kodır. Bu karmaşa, ülke yönetimini nuşmalarını dinletti. Bunun üzerine devredeceğimiz genç nesillere nasıl an Başbuğ salonu terk etti. latılacaktır? Tarihe nasıl not düşüleanık dinletme talebi cektir” diye sordu. Başbuğ sözlerini, Duruşma yeniden başladığında söz “Beni suçlayanlar, eğer söz konusu İnalan emekli Albay Dursun Çiçek’in kıternet Andıcı’nda herhangi bir suç unsuru görse idim, tereddütsüz soruş zı ve avukatı İrem Çiçek, tanık talebi olturma emri vereceğimi bilmiyorlar duğunu belirterek şöyle söyledi: “Üretilen sahte belgeler ile ilgili bilgi sahibi mı?” diye sürdürdü. Başbuğ, sorularını sıralayarak şunla olduğunu somut delil ve verilerle anrı söyledi: “Beni darbe ortamı oluş latan ismini bu aşamada gizli tutan bir turmak amacıyla, psikolojik hare kişi tarafından bana gönderilen yazıyı kât faaliyetlerini yönetmekle suçla mahkemenize sunuyorum.” Dilekçe yanlar, Genelkurmay Başkanlığı gör gönderen kişinin eski bir cemaat menevini devraldığım ilk günlerde, Bilgi subu olduğunu söyleyen Çiçek “sözDestek Dairesi’nin bir süreçte önce konusu kişinin tanık olarak dinlenlikle küçültülmesini daha sonra da lağ mesi için ivedilekle karar verilmesini” vedilmesi direktifini verdiğimi; bu talep etti. Duruşma 29 Mart’a ertelendi. Nereden nereye... Ne yapmalıydım? T CUMHURİYET Gazetesine Teşekkürlerimizle C MY B C MY B 11 NİSAN 2012 İSTANBUL LÜTFİ KIRDAR KONGRE VE SERGİ SARAYI 12 NİSAN 2012 SWISSOTEL GRAND EFES, İZMİR Geniş Bilgi İçin: Marmara Grubu Vakfı Telefon: 0212 213 05 5657 Faks: 0212 213 05 59 web: www.marmaragrubu.org email: marmaravakfi@gmail.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle