19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 MART 2012 ÇARŞAMBA 8 İstanbul PB Edirne B Kocaeli PB Çanakkale PB İzmir PB Manisa PB Denizli PB Zonguldak PB Sinop PB Samsun B Trabzon Y Giresun Y Ankara B 14 20 18 19 21 20 18 13 12 14 10 12 15 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B B B B B B B B PB B B 16 16 6 24 22 18 16 20 14 16 7 2 2 Oslo B Helsinki B Stockholm PB Londra B AmsterdamB Brüksel A Paris A Bonn A Münih A Berlin B Budapeşte A Madrid Y Viyana A HABERLER 14 5 12 13 12 13 14 15 15 15 18 9 17 Belgrad Y 17 Sofya B 18 Roma PB 21 Atina B 22 Zürih PB 15 Moskova K 2 Aşkabat A 19 Taşkent A 13 Baku A 13 Bişkek A 8 Tiflis B 17 Kahire B 23 Şam A 20 Ülkenin kuzey ve iç kesimleri çok bulutlu, Doğu Karadeniz ile Sivas, Kayseri ve Çorum çevrelerinin sağanak yağışlı geçmesi bekleniyor. Doğu Karadeniz’in iç kesimleri ile Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğu kesimlerinde eğimin fazla olduğu alanlarda çığ tehlikesi bulunmaktadır. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 21 Mart GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada ...birden bir başka olay çıkar. Tartışmalara, siyasal gerginliklere neden olan sorun gündemde ikinci, üçüncü sıraya düşüverir. Örneğin 4+4+4! Meclis komisyonunda meydan savaşlarına dönüşen tartışmalara neden oldu. 4+4+4’ün dinci kimi yeni gelişmelere yol açacağı ve kapatılan imam hatipleri yeniden açmayı amaçladığı söylendi, yazıldı, tartışıldı. Ulusal eğitimi baltalayacak içeriğine karşı çıkıldı, çıkılıyor. Fakat bu uygulamanın RTE’nin hangi asıl amaçlarına zemin olacağı üzerinde fazla durulmuyor. Laik Cumhuriyet döneminin sona erdiğini, Osmanlı’ya, din kurallarının ağırlıklı olacağı bir düzene dönmemiz gerektiğini savunan Ömer Dinçer’i RTE’nin, Milli Eğitim gibi duyarlı bir bakanlığın başına kimi amaçlarına hizmet etmesi için getirdiğini günlerce yazdık. Medyamız ve muhalefetimiz RTE’nin; Ömer Dinçer’i, neden Milli Eğitim Bakanlığı’na getirdiğini sorgulamadı bile. ??? Okul yaşı bir süredir askıdaydı. Nihayet Ömer Dinçer, okul yaşını 5’e indirdiklerini; gazetelerin birinde iç sayfalarda yayımlanan küçücük, 26 satırlık bir habere göre, yeni müjdelerle birlikte açıkladı. İlk müjde zorunlu din dersleriyle ilgili. Yeni eğitim sisteminde din derslerinin zorunlu olmaya devam edip etmeyeceği (muhalefetin değil bir gazetecinin) sorusu üzerine Bakan, “Bugün okutulan gerçek anlamda din dersi değil. İstese de istemese de çocuklara din dersinin ‘zorunlu’ olarak verilmesi gerektiğine inanıyorum” diyor ve açıkladığına göre bugün din dersleri “bir anlamda değerler eğitimi”. Ne demek dini değerler? Laf! Gerçek şu: AKP, zorunlu din derslerinin içeriğini ve kapsamını değiştirmeye hazırlanıyor. Örneğin çocuklarımız; hem teorik hem de pratik; imam hocalardan haftada en az beş saat Kuran okumayı, namaz kılmayı, abdest almayı, dinin bütün vecibelerini yerine getirmeyi neden öğrenmesinler? İmamların öncülüğünde cuma günleri okula yakın bir camiye namaza neden gitmesinler? …RTE’nin dindar nesilleri böyle böyle yetişecek! ??? İkinci müjde daha da anlamlı. Bakan Dinçer; Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “Hafızlık eğitimi geç veriliyor” eleştirilerini karşılarken okul yaşını neden 5’e çektiklerini de içeren bir yanıt veriyor: “Yeni sistemle (4+4+4) birlikte okula başlama yaşının bir yıl erkene alınması hafızlık eğitimini de bir yıl öne çekecek”. Bu açıklamayla okul yaşını 5’e indirmelerindeki nedeni de öğrenmiş olduk: Amaç, hafızlık eğitimine de öncelik vermek! ??? Diyanet İşleri’ne bu hükümetin atadığı “yeni” Başkan Mehmet Görmez; Milli Eğitim Bakanı’nın açıklamalarına ters düşemezdi. O da imam hatiplerin orta kısımlarının yeniden açılacak olmasının, “din görevlilerinin kalitesini arttıracağını” söyleyerek AKP amaçlarını destekledi. Başında sarığı eksik Bakan’ın açıklamalarıyla sarıklı Diyanet İşleri Başkanı uyum içinde olduktan sonra… …geçenlerde Türkiye gazetesinde yayımlanan şu haberin duyurduğu “dini buyruk” neden gerçekleşmesin? Soru: “İslam Ahlakı kitabındaki bir hadiste, ‘ayakta su içmeyin, vücuda zararlıdır’ deniyor. Tıp, bunu tasdik ediyor mu?” Yanıt; “Tıp bildirmese de dinimizin bildirdiklerine uymak gerekir”. Din ile siyaset el ele vermiş; öyle bir dönem. Anketler de gideceği umudunu vermiyor. Benden söylemesi. Sağlığınızı, şayet devletteki görevinizi, hükümete bağlı ufak büyük yararlarınızı korumak istiyor iseniz... …suyu ayakta içmemeye başlayın bugünlerden!.. Afganistan’da yaşamını yitiren 12 şehit asker için dün başkentte üç ayrı veda vardı. Mamak’taki askeri törenin ardından, Ankara’da ikamet edenlerin cenaze namazları Kocatepe Camisi’nde kılındı. Cami avlusunda gruplar halinde devlet büyüklerini bekleyen askeri ve sivil protokolün ortak gündemi “Afganistan’dan askerleri çekip çekmeme” meselesiydi. Tartışmanın fitilini CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Ne işimiz var Afganistan’da” sorusuyla ateşledi. bilgilendirsin’ ‘Davutoğlu Meclis’i Kılıçdaroğlu: Asker Çekip, Sivil Gönderelim TBMM’den geçirildi. Kararın Ecevit döneminde alınmış olması ve CHP tarafından bugüne kadar hiç tartışmaya açılmaması Kılıçdaroğlu’nu etkilemiyor. Ortaya çıkan yeni duruma göre yeni politikalar belirlenmesinden yana. Değerlendirmesi şöyle: “Ecevit hükümetinin kararından bu yana 11 yıl geçti. Çok şey değişti. Bakın Kâbil bölgesi artık sivil otoriteye devrediliyor. ABD çıkış planları yapıyor. Bizim de artık o bölgeden çekilmeyi düşünmemiz, görüşmemiz gerekiyor. Afganistan’a yardım için ille de asker bulundurmamız gerekmiyor. Oraya sivillerle yardım etmek daha doğru olur. Yollar, köprüler için mühendis, sağlık için doktor ve diğer alanlarda ihtiyaçlarını karşılayacak sivilleri gönderelim.” Kılıçdaroğlu ile birlikte, Ankara’daki şehit ailelerini ziyaret eden CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka da çekilme yanlısı isimlerden: “O şehit ailelerindeki, çocuklarındaki büyük acıyı görünce artık Afganistan’dan askerlerimizi geri çekmemiz gerektiğine inanıyorum.” Çekilme tezine bir destek de eski Hava Kuvvetleri Komutanı Ergin Celasin’den geldi: “Oraya giderken çok büyük bir uzlaşı vardı dünyada. Ama şimdi başta ABD olmak üzere bazı ülkeler oradan dönme gayreti içinde. Türkiye’nin yapması gereken, ulusal çıkarları neyi gerektiriyorsa o doğrultuda hareket etmektir, başkalarının istediği yönde değil.” farklı yaklaşıyor konuya: “Bu ölümler bir kaza. Bu yüzden çekiliyorum demek doğru bir tavır olmaz. Zaten Türkiye çatışma içinde yer almıyor orada. 2014 sonunda ISAF misyonu zaten sona erecek. Yapmamız gereken çekilmeyi değil, Afganlıların kendi kendilerini yönetmesini nasıl sağlayacağımızı tartışmak olmalı.” ÇOĞUNLUĞU ÖĞRENCİ 17 GÖZALTI enelkurmay: 2014’te bitecek Sadece cami avlusuna değil, 12 şehit nedeniyle Anadolu kentlerine de egemen olan bu tartışma, Genelkurmay’ı (belki de hükümetin isteğiyle) harekete geçirdi. Akşam saatlerinde yapılan ve kazanın sebebine ilişkin bir bilgi yer almayan “Ne işimiz var orada?” diyen Kılıçdaroğlu’na şu yanıtı veriyordu: Afganistan misyonu, uluslararası meşruiyeti (2 BM kararı) altında ve NATO komutası altında işleyen bir uluslararası kuvvet. Misyon 2014’te tamamlanacak. Türkiye ISAF’ye katılma kararını 2001 sonunda (AKP henüz iktidar değilken) aldı. Orada sadece Türkiye yok, 50 ülke var. Toplam 130 bin askerin 1646’sı Türk. Türk birliği mayın temizleme, terörle mücadele, uyuşturucu ile mücadele gibi operasyonel faaliyetlerde bulunmuyor. Afgan ordusunun eğitimi ve halka yardım görevlerini yürütüyor. Bakalım sorusuna TSK’den gelen bu yanıt, Kılıçdaroğlu’nu “Afganistan’dan çekilme” fikrinden vazgeçirebilecek mi? G RedHack’e operasyon ALİCAN ULUDAĞ Kılıçdaroğlu dün askeri törene ve Kocatepe’deki cenaze namazına katıldıktan sonra Cumhurbaşkanı, Başbakan ve kuvvet komutanlarının gitmediği Cebeci Askeri Şehitliği’ndeki defin törenine de gitti. Sonrasındaki görüşmemizden, yaptığı çıkışı bugünkü TBMM Grup Toplantısı’nda sürdürme niyetinde olduğu izlenimini edindim. Önce hükümete çağrıda bulundu: “Dışişleri Bakanı bir an önce gelip Meclis’i bilgilendirmeli. Afganistan’da ne işimiz olduğunu, niye askerlerimizi orada kaybettiğimizi bize ve halka anlatmalı. Sonra da artık orada asker bulundurmanın gereği var mı yok mu onu tartışmaya başlamalıyız.” omutanlardan Çetin’e teşekkür Görevdeki komuta heyeti “çekilelim” görüşünden pek memnun değil. Kılıçdaroğlu’na değil ama birkaç adım uzağında duran eski TBMM Başkanı Hikmet Çetin’e teşekkür etmişler basına yaptığı “Çekilmek olmaz” açıklamaları için. NATO’nun Afganistan’daki en üst düzey Kıdemli Sivil Temsilcisi olarak üç yıl görev de yapan Çetin K ekilmeyi düşünmeliyiz’ Afganistan’a asker gönderme kararı merhum Bülent Ecevit’in koalisyon hükümeti tarafından ‘Ç ABD Uluslararası Dini Özgürlük Komisyonu’nun raporunda Türkiye ‘Dini özgürlük ihlali var’ ? Raporda, Türkiye’nin dini özgürlüklere, “sistematik ve fevkalade kötü sınırlamalar” uyguladığı belirtildi. Dış Haberler Servisi ABD Uluslararası Dini Özgürlük Komisyonu’nun (USCIRF) raporunda Türkiye dini özgürlükleri en fazla ihlal eden ülkeler listesinde yer aldı. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu en kaygı duyulan dini özgürlükleri ihlal eden 16 ülkeden oluşan listede Myanmar, Kuzey Kore, Mısır, Eritre, İran, Irak, Nijerya, Pakistan, Çin, Suudi Arabistan, Sudan, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Vietnam var. USCIRF’nin 2011 yılı raporunda laik sistemine sık sık vurgular yapılan Türkiye, en ağır dini özgürlük ihlallerinin yaşandığı ülkeler arasında sayıldı. Komisyon heyetinin 21–26 Şubat 2011 tarihleri arasında Türkiye’de yaptıkları bir dizi görüşmenin ardından hazırladıkları raporda, Türkiye’nin dini özgürlüklere, “sistematik ve fevkalade kötü sınırlamalar” uyguladığı belirtildi. Heyet, Türkiye’de AB Bakanı, Diyanet İşleri Başkanı gibi resmi görevlilerin yanı sıra, Rum Ortodoks Patriği, İstanbul Başhahamı, Süryani ve Ermeni Ortodoks Kiliseleri Patrikleri ile Alevi, Protestan, Mormon ve Yahova Şahitleri temsilcileriyle bir araya geldi. Gazeteciler, akademisyenler ve sivil toplum temsilcileriyle de görüşmeler yaptı. 380 sayfalık raporda, Türkiye’ye hem Müslümanların hem de Müslüman olmayanların din özgürlüklerinin ihlaliyle ilgili eleştiriler yer aldı. Türkiye’de Müslüman olmayan grupların din adamlarının eğitimi, dini eğitim ve ibadet yerlerine ilişkin kısıtlamalarla karşılaştıkları kaydedildi. Raporun “Bulgular” bölümünde, “Türk hükümeti din ve inanç özgürlüğüne ciddi sınırlamalar uygulamaya ve böylece Türkiye’deki dini azınlık gruplarının hayatiyetini tehdit etmeye devam etmektedir” ifadesi yer aldı. Türk toplumu ve medyasında artan Yahudi karşıtlığının da en ANKARA Kendilerini “Kızıl Hackerlar” olarak tanımlayan RedHack adlı gruba yönelik yapılan operasyonda 17 kişi gözaltına alındı. RedHack grubunun “terör örgütü” olduğunu belirten savcılık, birbirlerini tanımayan zanlıları ise aynı örgütün üyesi yaptı. Kızıl Hackerlar, geçen ay Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün internet sitesini çökertmiş, sistemlerine girerek de bazı bilgilere erişmişti. Grup, ele geçirdikleri Emniyet’e yapılan ihbar mesajları ile polislerin mail ve şifrelerini internet sitelerinde yayınlamıştı. Bunun üzerine soruşturma başlatan özel yetkili Ankara Başsavcı vekilliği ilk olarak grubun iki internet sitesini mahkeme kararıyla erişime engellemişti. Savcılığın talimatı üzerine Ankara Emniyeti KOM Şube’ye bağlı bilişim ekipleri, zanlılara ulaşmak için geniş çaplı araştırma başlattı. Çalışma sonucunda 4’ü kadın olmak üzere 17 kişi gözaltına alındı. Emniyet’te sorguları yapılan zanlılar, dün adliyeye sevk edildi. Çoğunluğu öğrenci olan zanlılar, özel yetkili savcılar tarafından sorgulandı. “Yasadışı terör örgütü üyesi olmakla” suçlanan zanlılara Emniyet’te anne, baba ve kardeşler gibi birinci derecede yakınlarının ne iş yaptığının sorulması dikkat çekti. Bazı zanlılara “devletin kurumlarına siber saldırı” düzenlemekle suçlanırken, ifade tutanağında buna ilişkin delil sunulmadı. Zanlılara yöneltilen bazı sorular şöyle: ? Tamamı ile bir terör örgütü organizasyonda olduğu gibi kendine program ve tüzük yaparak kendi içerisinde hiyerarşik bir yapılanma ve görev bölümleri kuran RedHack grubu içerisindeki göreviniz nedir? ? Örgüt tarafından yapılan bu siber saldırıları örgütün hangi organı, nereden yapmıştır? ? İhbarların yayınlanarak vatandaşların terör örgütlerinin hedefi durumuna getirilmesi; ülkemizde faaliyet gösteren yıkıcı/bölücü terör örgütlerinden alınan talimatla mı yapılmıştır? SAVCILIK İNCELEME BAŞLATTI Gözaltına alma sırasında ölüm LEVENT GENCELLİ SporSen’den UEFA’ya çağrı Devrimci Spor Emekçileri Sendikası (SporSen) Başkanı Metin Kurt, bir basın toplantısı düzenledi. SporSen ve bazı taraftar grupları ve Filistin Dostları, 2013’te gerçekleştirilecek olan 21 yaş altı Avrupa Futbol Şampiyonası için İsrail’in ev sahibi ülke ilan edilmesine tepki gösterdi. SporSen ve bazı taraftar grupları yarın UEFA Genel Kurulu’nun yapılacağı Lütfi Kırdar Kongre Merkezi önünde saat 11.00’de toplanarak İsrail’in ev sahipliği kararının yeniden gözden geçirilmesi için çağrıda bulunacak. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) BURSA Bursa’da bir suç örgütüne yönelik operasyonda 2 yıl önce kaybolan ve kendisinden haber alınamayan üniversiteli Sinem Yurdanur’un sevgilisi olduğu iddia edilen ve olayla ilgili olarak daha önce 3 kez gözaltına alınan Emrah Kaya dün polis tarafından gözaltına alınmak istendi. Polis, Kaya’nın, kendi silahı ile intihar ettiğini açıklarken İnegöl Cumhuriyet Savcılığı Kaya’nın ölümüyle ilgili inceleme başlattı. Polis, Kaya’nın, kapı açılmadan önce kendi silahı ile intihar ettiğini öne sürdü. Operasyonda kayıp üniversiteli Sinem Yurdanur olayında da adı geçen Erdal G’nin de aralarında bulunduğu11 kişi gözaltına alındı. Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak iddiasıyla yakalanan kişiler Bursa Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. İP’den ‘Perinçek’ yürüyüşü ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İşçi Partisi’nin (İP) düzenlediği “Doğu Perinçek ve Yurtseverlere Özgürlük Yürüyüşü” bugün İzmir’in Kiraz ilçesinden başlıyor. İP lideri Doğu Perinçek’in tutuklanmasının 5. yıldönümü nedeniyle düzenlenen yürüyüş 24 Mart’ta Cumhuriyet Meydanı’nda sona erecek. Gazeteci Sarol’u kaybettik ? İstanbul Haber Servisi Gazeteci Demir Baran Sarol Teşvikiye Camisi’nde dün öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi. 1934’te Hamburg’da doğan Sarol, Son Havadis ve Tercüman gazetelerinde kurucu olarak görev aldı. Milliyet, Hürriyet ve Yeni Gazete’nin Londra temsilciliğini yaptı. dişe verici olduğu kaydedilen raporda, Hrant Dink suikastı da hatırlatıldı. “Alevilere yönelik kısıtlamalar” bölümünde Alevilerin cemevlerine yasal ibadethane statüsü verilmesi, zorunlu din eğitiminin kaldırılması, Alevi köylerinde Hanefi camilerin yapımına son verilmesi, Sivas kat liamına yönelik olarak Madımak Oteli’nin müze yapılması gibi isteklerinin bulunduğu kaydedildi. Rapora tepki gösteren Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Namık Tan “Tarafsız bir göz, Türkiye’nin, USCIRF’in yıllık raporunda olması gereken yerde olmadığı nı görecektir” dedi. Tan, ayrıca Türk hükümetinin geçtiğimiz yıl gayrimüslim azınlıkların el konulan mülklerinin iadesine başladığını söyledi. Raporda ayrıca “Devletin laikliğinin Türkiye’de dini özgürlükleri kısıtladığı” savunuldu. DSİ GENEL MÜDÜRÜ’NDEN İTİRAF ‘İnşaatları tek tek denetleyemeyiz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürü Akif Özkaldı, Kozan’da baraj kapağının patlaması sonucu 10 işçinin yaşamını yitirmesiyle ilgili olarak değerlendirmelerde bulunurken bir itirafta bulundu. Özkaldı, inşaatları tek tek kendi imkanlarıyla denetleme olanaklarının bulunmadığını söyledi. Özkaldı, DSİ’nin yatırımları ve projelerine ilişkin düzenlediği basın toplantısında soruları yanıtladı. Bir soru üzerine Özkaldı, özel sektörün yaptığı HES’lerin nasıl denetleneceğine yönelik çalışmaların halen devam ettiğini belirterek şöyle devam etti: “Yaklaşık 1500 hidroelektrik santral var. Bu inşaatları tek tek kendi imkânlarımızla denetleme imkânımız maalesef yok. DSİ’nin eski yıllarda 30 binli çalışanı varken şimdi 20 bin 500 çalışanımız var.” BAŞBAKAN YARDIMCISI BEŞİR ATALAY ‘Suriye’deki gazetecilerle ilgili gelişme yok’ İstanbul Haber Servisi Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Suriye’de kaybolan 2 Türk gazeteci ile ilgili “Şu anda benim bildiğim bir gelişme yok” dedi. Beşir Atalay, BM Medeniyetler İttifakı Toplantısı’na katılmak üzere ABD’ye gitti. New York’a hareketinden önce Atatürk Havalimanı’nda açıklama yapan Atalay, gazetecilerin Suriye’de kaybolan Türk gazeteciler Adem Özköse ve Hamit Çoşkun’a ilişkin gelişmeleri sormaları üzerine “Şu anda benim bildiğim bir gelişme yok. Dışişleri Bakanlığımız konuyu takip ediyor. Yanıltıcı bir açıklama da yapmak istemiyorum” yanıtını verdi. “Gazetecilerin, Türkiye’ye sığınan muhalif bir generalin Suriyeli makamlara teslim edilmesi karşılığında serbest bırakılacağı”na ilişkin basında çıkan haberlerin sorulması üzerine de Atalay, “Hayır öyle bir şey yok” dedi. Atatürk’ün evleri yeniden ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ailesinin Makedonya’da yaşadığı evler, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı’nca yeniden yapılacak. İşbirliği protokolü 23 Mart’ta Makedonya’da imzalanacak. Beşir Atalay C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle