25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 MART 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kurumun rektör adaylığı için yüksek oy alan akademisyenler yerine 1 oy alan adayı listeye koyması tepki çekti 7 ‘YÖK küfreder gibi’ NÜKLEERE ALIM GARANTİSİ SİNAN TARTANOĞLU Bir Nevruz Yazısı Bugün 21 Mart. Orta Asya ve Mezopotamya kültürleri içinde doğup büyümüş olanlar için yeni bir günün başlangıcı mı dersiniz? Yoksa ilkbaharın geliş müjdesi olarak mı tanımlarsınız? İfade özgürlüğüne saygı duyan bir toplumda yaşayanlardansanız, sizin ne düşündüğünüz kadar; başkalarının da 21 Mart’ı diledikleri gibi anmakta özgür olduklarını onaylarsınız. Hiçbir etnik oluşum Nevruz ya da Newroz’u salt kendisinin bayramı olarak görmemelidir. Üstünde çok şey yazılıp söylendiği için bilmişçesine nedir, ne değildir diye ahkâm kesmek yerine böylesine bir değişim gününü başkalarına zehir etmeye kalkışmanın ayıbını sorgulamalıyız? Yurttaş dilerse 21 Mart gelmeden, örneğin 18 Mart’ta başlayamaz mı, Nevruz ya da Nevroz’u kutlamaya? Ya da Nevruz bazı Kürt kökenli politikacıların büyük bir inatla söyleyegeldikleri gibi salt kendilerine ait bir bayram mıdır? Bu tezi savunanlar, bu sabah çok erken saatlerde televizyonlarının başına geçerek mesela TRT’nin Azerbaycan’dan Orta Asya’ya kadar uzanan yayınlarını izleyecek olurlarsa nasıl yanıldıklarını da anlayacaklardır. Zira çekik gözlü Özbeklerin de, Kazaklar, Kırgızların da, ya da Azerilerin de Nevruz’u, ya da Nowruz, Navruz’u, bir ulusal bayram olarak kutladıkları için, cumhurbaşkanları, hatta yer yer askerlerin de bulunduğu coşkulu törenleri de seyretmiş olacaklardır. Bir ortak kültürden çıkarak değişik versiyonlarla kutlanan bir günü, dileyenlerin haftanın pazar gününden başlayarak kendi yandaşlarının ilgisini çekmek için kutlamaya kalkışmalarında ne tür bir sakınca görülüyor ki, mesela İstanbul ya da Van veya Diyarbakır’da BDP’lilerin önlerine barikat oluşturmaya kalkışılıyor? Bazılarımızın şeker bayramını, çağdaş takvime bakarak değil de gece hilalin doğuşunu görerek Diyanet İşleri Başkanlığı’nın belirlediği günden erkene çekmesi niçin tepkiye neden olmuyor da, Nevruz ateşini erken yakarak üstünden atlamaya kalkışanlara polis copu sallayarak; ya da gaz püskürterek müdahale etmek istiyoruz? Resmi ağızların “izinsiz Nevruz” olarak adlandırdıkları 18 Mart’ta başlayan kutlamalarda İstanbul’da Kazlıçeşme’ye gitmek isteyen göstericilerle engel olmak isteyen polis arasındaki arbede sonunda, büyükşehir belediyesine verilen zarar 1 milyon TL’yi buluyormuş! Tabii sorunu, bir gelenekleşmiş bayramı kutlamak yerine çirkin politika stratejilerinin aracı yapmaya kalkışanlara da öteki yüzü ile yöneltmeliyiz. ‘Yeni gün’ün politik çıkarların değil bir arada yaşama kültürünün getirdiği bir bayram olmasını anımsatmalıyız. Bu yüzden dünkü gazetelerden birisinin manşetinde yer alan “sağduyulu” davetten alıntı yaparak bu yazıyı noktalayacağım: Batman, Adana, Mersin, Hakkâri valileri, 21 Mart mesajı verdi: “Nevruz sevincini kimse gölgelemesin. Bayramı bahar tadında kutlayalım.” Akkuyu’ya 4 santral kurulacak ? Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Akkuyu’da 4 nükleer santral ünitesinin kurulup işletileceğini söylerken, söz konusu tesisler için alım garantisi verildiğini belirtti. MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Akkuyu’da kurulacak nükleer santralda 15 yıl boyunca üretilmesi beklenen 447.552 GWh elektrik enerjisinin, 223.776 GWh’lik bölümünün alım garantisi kapsamında olduğunu, TETAŞ Genel Müdürlüğü’nce alınacak enerjiye karşılık 12,35 cent/kWh birim fiyat üzerinden ödeme yapılabileceğini Taner Yıldız açıkladı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın, CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın nükleer santralla ilgili soru önergesine verdiği yanıtta, 12 Mayıs 2010 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ile Rusya Federasyonu hükümeti arasında Akkuyu Sahası’nda bir nükleer güç santralının tesisine ve işletimine dair işbirliği anlaşması imzaladığını anımsattı. Programlanan üretimin yüzde 30’u oranında elektrik enerjisinin satın alınması için alım garantisi verildiğini belirten Yıldız, “Anlaşma kapsamında her biri brüt 1.200 MW gücünde 4 adet nükleer santral ünitesi tesis edilecek ve işletilecektir” dedi. Yıldız, üretilen enerji ile ilgili tasarrufun santral işletmecisi proje şirketine ait olduğunu, enerjinin serbest piyasada ikili anlaşmalar yoluyla veya ihraç yoluyla satılabileceğini belirtti. Yıldız şu bilgileri verdi: “Elektrik Satınalma Anlaşması’nın sona ermesine müteakip, her bir güç ünitesinin ticari işletmeye giriş tarihinden sonra 15 yıldan daha erken olmamak kaydıyla proje şirketi nükleer güç santralı ömrü boyunca Ünite 1, Ünite 2, Ünite 3 ve Ünite 4 için Türk tarafına yıllık bazda proje şirketinin net kârının yüzde 20’sini verecektir.” ANKARA YÖK’ün Giresun Üniversitesi rektör adaylığı için en yüksek oyu alan öğretim üyelerini listeye almayıp 1 oy alan Prof. Dr. Murat Teker’i listeye koyması, öğretim üyelerinin tepkisini çekti. Öğretim üyeleri, “2 yıldır 2 oy alanın listede olmasını tartışıyorduk. Mahkeme kararından sonra YÖK, küfreder gibi, ‘1 oy alanı koyuyorum listeye’ diyor. Yüzde 30’dan liste olmaz” görüşünü vurguladı. Giresun Üniversitesi’nde 18 Haziran 2010’da yapılan seçimde Prof. Dr. Halil İbrahim Bahar 31 oyla birinci, Prof. Dr. Mustafa Türkmen 29 oyla ikinci, Prof. Dr. Aygün Attar 21 oyla üçüncü, Prof. Dr. Ayhan Bölük 4 oyla dördüncü, Prof. Dr. Yılmaz Can 2 oyla beşinci, Prof. Dr. Murat Teker ise 1 oyla sonuncu olmuştu. Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), en fazla oy alan Prof. Bahar ve Prof. Türkmen’i çizmiş, üçüncü olan Prof. Attar’ı listenin başına, Prof. Bölük’ü ikinci ve Prof. Can’ı ise üçüncü sıraya yerleştirmişti. 2 oy alan Prof. Can’ın listeye yerleştirilmesi tartışmaları başlatmış, Can’ın istifa etmesi üzerine liste geçersiz hale geldiği gerekçesiyle Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sunulamamıştı. Prof. Bahar’ın başvurusu üzerine Ankara 4. İdare Mahkemesi boşalan 1 aday için ye retim üyeleri, oyların yüzde 70’ini alan adayların yerine yüzde 30’unu alan isimlerin listeye girmesine karşı tepki gösterdi. ri bloklaştırıyor. Üniversitelerin yüzde 90’ı kavga içinde.” KP’li il başkanı ile YÖK kapısı çalınıyor’ Genel olarak tüm üniversite seçimlerinde adayların, “Ben bir ilk 6’ya gireyim de ondan sonrasını hallederim” anlayışı ile hareket ettiğini belirten öğretim üyeleri, “bu adayların üniversitenin bulunduğu ilin AKP’li il başkanı ile birlikte YÖK’ün kapısını çaldığını” iddia ettiler. Öğretim elemanları, Giresun Üniversitesi’nde aldığı 1 oyla listeye girebilen Murat Teker’in “1 oy ile 100 oyun farkı yok” yönündeki açıklamasına ise “Bunu diyen bir profesörün üniversiteye, öğrenciye hiçbir katkısı olamaz” tepkisini gösteriyor. Edinilen bilgiye göre, tek oy alan Teker’in listede yer almasının ardından çıkan tartışmalar nedeniyle liste henüz Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sunulmadı. YÖK’ün son listesinde birinci sıraya oturan Aygün Attar’ın iktidar tarafından desteklendiği, rektör olarak atanacağı ileri sürülüyor. ‘A bölümünde kavga var’ ‘Üniversitelerin büyük Öğretim üyeleri tepkilerini şu sözlerle dile getirdi: “2 yıldır 2 Giresun Üniversitesi’nde seçim yerine atama yapılmasına büyük tepki gösteren öğretim üyeleri, YÖK ile birlikte Cumhurbaşkanlığı tutumunun rektörleri, rektör adaylarını, hocaları ve öğrencileri bloklaştırdığını vurguladı. niden seçim yapılmasını reddederek Can’ın adaylıktan çekilmesiyle kalan 5 rektör aday adayı arasından bir ismin konulmasına hükmetti. YÖK, mahkeme kararı üzerine Cumhurbaşkanı Gül’e sunulacak listeye 2 oy alan Prof. Yılmaz Can yerine 1 oy alan Prof. Murat Teker’i yerleştirdi. En çok oy alan Bahar ve Türkmen yeni listeye de konulmadı. Giresun Üniversitesi’nde öğ oy alanın listede olmasını tartışıyorduk. Mahkeme kararından sonra YÖK, küfreder gibi, ‘1 oy alanı koyuyorum listeye’ diyor. Yüzde 30’dan liste olmaz. Üniversitelerin demokratik seçimleri dikkate alınmayacaksa, YÖK Yasası değişsin, rektörler seçimle değil atama ile belirlensin. YÖK’ün ve Cumhurbaşkanlığı’nın tutumu rektörleri, adayları, hocaları, öğrencile Danışmanı tarafından alınan tarihi ev kısa süre içinde Kılıç’a satıldı ‘Organize işler’ şüphesi SERTAÇ EŞ İKLİM ÖNGEL (Fotoğraf: CANAN COŞKUN) ANKARA Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın Ankara Hamamönü’nde 25 bin TL’ye ev alması olayında Kılıç’a evi danışmanı Erbil Yiğitbaş’ın ayarladığı ve satıştan 3 ay önce tapuları üzerine aldığı ortaya çıktı. “Tarihi evlere ilgi duyduğunu” bir söyleşide açıklayan Suat Kılıç’ın, Hamamönü’ndeki tarihi evin araştırmasını da danışmanlarına yaptırdığı ortaya çıktı. Kı CHP, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın Altındağ Belediyesi’nin Hamamönü projesi kapsamında ucuza ev sahibi olmasına ilişkin gensoru verdi. Evin restore edileceğini bilen projeden sorumlu bir belediye bürokratının bu alışverişe aracı olmasına dikkat çekilen gensoruda, Kılıç’ın “siyasi nüfuz kullanılarak haksız kazanç elde ettiği belirtilerek, “Suat Kılıç hakkında anayasanın 98. ve 99. maddesi ile TBMM İçtüzüğü’nün 106. maddesi uyarınca gensoru açılması uygun olacaktır” denildi. lıç’ın danışmanı Yiğitbaş, 29 Nisan 2009 tarihinde satışını yaptığı taşınmazları, 2 Şubat 2009 tarihinde kendi üzerine aldı. Yakın akrabaları da, “Yiğitbaş’ın Ankara’da, hele hele Hamamönü gibi bir bölgede taşınmazının olmasının mümkün olmadığını, miras yoluyla böyle bir şeyin kalamayacağını, ancak sonradan alınmış olabileceğini” dile getirdi. Halen Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda danışmanlık, Türkiye Dijital Oyunlar Federasyonu Yönetim Kurulu’nda üyelik yapan Yiğitbaş, Cumhuriyet’in soruları üzerine, “Ben sattım. Zaten satılığa çıkarmıştım, kimse almamıştı. Öyle bir talep geldi biz de sattık” demişti. Durumu değerlendiren CHP Ankara Milletvekili Levent Gök ise şöyle konuştu: “Konu derinleştikçe ilginç ayrıntılar ve bağlantılar ortaya çıkıyor. Yiğitbaş’ın Suat Kılıç’ın çok güvendiği mutemet bir kişisi olduğu tartışmasızdır. Kılıç’ın bizzat nikâh şahitliğini yaptığı ve kendisini Spor Bakanlığı’nda çeşitli yönetim kurulu üyeliklerine getirdiği kişi olan Yiğitbaş, anlaşılıyor ki Kılıç adına alınacak tapuların başkası tarafından duyulmasını önlemek amacıyla öncelikle kendi adına alıyor. Çok kısa bir süre sonra da Kılıç’a devrediyor. Organize bir durum söz konusu.” Bir ömür mücadeleyle geçti İstanbul Haber Servisi TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası eski başkanlarından Sedat Özkol (76), dün Üsküdar’daki Çinili Camisi’nde kılınan cenaze namazından sonra Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi. Beyin kanaması nedeniyle tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren Özkol’un cenaze töreninde taziyeleri eşi Nilgün Özkol, kardeşi Neriman Özkol ve yeğeni Kuzey Osman Başoğlu kabul etti. Özkol’u son yolculuğuna İnşaat Mühendisleri Odası(İMO) Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Harp, İMO İstanbul Şubesi Başkanı Cemal Gökçe, eski İMO İstanbul Şubesi Başkanı İzzettin Silier ve Mete Akalın, İMO İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Nusret Suna ve esti İMO İstanbul Şubesi Genel Sekreteri Nezihi Karahasan ve meslektaşları, dostları tarafından uğurlandı. “Emperyalizm/Tekelci Kapitalizm ve Türkiye”, “Marks ve Kıvılcımlı’nın İzinde”, “YeşilDişilDijital Devrim” kitaplarının da yazarı olan Özkol, ODTÜ’de öğretim üyeliği de yapmıştı. Özkol, 70’li yıllarda mücadelesini TKP’de sürdürmüştü. ‘Babıâli’nin adı kaldı’ İstanbul Haber Servisi Bir zamanlar tüm ulusal gazetelerin merkezi konumunda bulunan Cağaloğlu’nda 58 yıl hizmet veren Anadolu Ajansı (AA) İstanbul Bölge Müdürlüğü, Cevizlibağ’a taşındı. Binasının depreme dayanıklı olmaması nedeniyle AA’nın da taşınmasıyla Cağaloğlu “basın merkezi” kimliğini kaybetti. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan Erinç, “AA’nın da taşınmasıyla birlikte Cağaloğlu’nda sadece TGC, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Türkiye Gazete Sahipleri Sendikası, Türkiye Gazete Sahipleri Birliği ile TGC’nin yayın organı “Bizim Gazete”nin kaldığını söyledi. TGC Başkanı Orhan Erinç, “Babıâli’nin sadece adı kaldı. Babıâli, nostaljik bir isim olarak yaşamaya devam edecek” dedi. T.C. DELİCE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Dosya No: 2011/87 E Davacı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından, yukarıdaki dosya numarasına göre; Delice ilçesi Alçılı köyü sınırları içeresinde bulunan 982 ve 984985 parsel sayılı Ali Kızılkaya’ya ait taşınmazların sırasıyla 488.05 ve 1.589.65 m2’lik kısmında mülkiyet kamulaştırması yapılmış olup, Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesi gereğince kamulaştırma bedellerinin tespiti ile kamulaştırılan kısımların davacı Karayolları Genel Müdürlüğü adına tapuya tesciline veya tapu kaydının yol olarak terkinine karar verilmesi Mahkememizden istenilmiştir. Bu taşınmazlardaki hak sahiplerinin ve 3. kişilerin tebliğden itibaren 30 gün içerisinde kamulaştırmanın iptali için İdari Yargıda ya da maddi hataların düzeltilmesi için Adli Yargıda dava açabilecekleri, açılacak davada husumetin kamulaştırmayı yapan Karayolları Genel Müdürlüğü’ne yöneltileceği, bu süre içerisinde, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açanların, dava açtıklarını ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde, kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz malın kamulaştırma yapan idare adına tescil edileceği veya tapu kaydının yol olarak terkinine karar verilebileceği, mahkememizce tespit edilecek kamulaştırma bedellerinin yargılama sırasında hak sahipleri adına Ziraat Bankası Delice Şubesi’ne yatırılacağı, ilgililerin davaya ve taşınmazın değerine ilişkin bütün savurma ve delillerini de tebliğden itibaren 10 gün içerisinde Mahkememize yazılı olarak ibraz etmeleri gerektiği 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun ilgili maddeleri gereğince ilanen tebliğ olunur. Basın: 16424 T.C. ANKARA 22. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI DOSYA NO: 2011/749. F. S Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti, evsafı, Satış Şartları: Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, Yuva köyü (Ostim Mahallesi) Uzay Çağı Caddesi Mücevher Kent Sitesi D. Blok apartmanın bulunduğu yere rastlayan imarın 42729 ada 1 parselini teşkil eden 30368 m2 arsa üzerine inşa edilen 89/30368 arsa paylı D. Blok 3. kat 11 nolu, 4 oda salon antrekoridor, mutfak, banyo, ebeveyn banyosu WClavabo, kiler ve 2 adet balkondan müteşekkil net: 132 m2 kullanım alanlı mesken vasıflı taşınmaz, bir borçtan dolayı açık arttırma suretiyle satılacaktır. Gayrimenkulün geniş evsafı dosyada mevcut bilirkişi raporunda açıklanmıştır. TAKDİR OLUNAN KIYMETİ: 140.000,00. TL %1 KDV Alıcıya aittir 1 Satış 28/05/2012 günü saat 10.00’dan 14.40’a kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonu’nda açık arttırma sureti ile yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin % 60’ı ve rüçhanlı alacaklılar varsa mecmuunu ve satış ve paylaştırma masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmaz ise en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla, gayrimenkul 07/06/2012 günü saat 10.30’dan 10.40’a kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonunda ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilmemiş ise gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmaz ise satış talebi düşecektir. 2 Açık arttırmaya katılmak isteyenlerin takdir edilen kıymetin %20’si nispetinde nakit pey akçesi (TL) ya da bu miktar kadar milli bir bankanın kesin ve süresiz (Dosya numarası belirtilerek) teminat mektubunu vermeleri gerekmektedir. Satış peşin para iledir. Alıcı istediği takdirde kendisine 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Katma değer vergisi, ihale damga vergisi, alıcı adına tahakkuk edecek 1/2 tapu harcı satın alana ait olacaktır. Birikmiş emlak vergi borçları, Tellaliye resmi ile satıcı adına tahakkuk edecek tapu harçları satış bedelinden ödenir. Tahliye ve teslim giderleri ihale alıcısına aittir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla, diğer ilgililerin, varsa irtifak hakkı sahipleri de dahil olmak üzere bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, faiz ve masrafa dahil olan iddialarını dayanağı belgeler ile 15 gün içinde müdürlüğümüze bildirmeleri gerekir. Aksi takdirde, hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça, paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Taşınmazı satın alanlar, ihaleye alacağına mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydıyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satış bedelini derhal veya İİK. 130. maddeye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadır. 5 Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse müddetinde parayı vermezse ihale kararı fesh olunarak, kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kim ise arz etmiş olduğu bedelle almaya razı olursa ona, razı olmaz veya bulunmazsa hemen arttırmaya çıkarılır. Bu arttırma ilgililere tebliğ edilmeyip, yalnızca satıştan en az yedi gün önce yapılacak ilanla yetinilir. Bu arttırmada teklifin İİK. 129. maddedeki hükümlere uyması şartıyla taşınmaz en çok arttırana ihale edilir. İhalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedelle son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen sorumludur. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme gerek kalmaksızın İcra Müdürlüğünce tahsil olunur. 6 Şartname ilan tarihinden itibaren Müdürlüğümüzde herkesin görebilmesi için açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örnek gönderilebilir. 7 Satışa iştirak etmek isteyenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2011/749. ES sayılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları rica olunur. 09/03/2012 (İc.İf.K.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 17081) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle