19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 MART 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 15 18. İSTANBUL TİYATRO FESTİVALİ’NİN ONUR ÖDÜLLERİ BAŞAR SABUNCU, CÜNEYT TÜREL VE THOMAS OSTERMEIER’E Özgürlükler, sorgulamalar İsviçreli Martin Zimmermann ve Dimitri de Perrot ikilisinin sahnelediği tiyatrodan dansa, sirkten müziğe uzanan gösterileri “Hans ya da Heiri”, üç özel gösteriyle Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde olacak. ? Bu yılki festival, ‘Özgürlükler Sorgulamalar’ teması kapsamında insan hakları, göç, savaş ve şiddet gibi konuları irdeleyecek. 10 Mayıs 5 Haziran arasındaki festivalde 22 ayrı mekânda 100’den fazla gösteri sahnelenecek. Biletler 7 Nisan’da satışa çıkıyor. Kültür Servisi 18. İstanbul Tiyatro Festivali bu yıl “Özgürlükler Sorgulamalar” temasıyla insan haklarından göçe, savaştan şiddete, insan yaşamını sarmalayan durumlar, konular ve gerçekleri irdeleyecek. Festival kapsamında yurtdışından 5, Türkiye’den 40’a yakın tiyatro ve dans topluluğunun 100’den fazla gösterisi seyirciyle buluşacak. İstanbul Tiyatro Festivali bu yıl özel bir performansa ev sahipliği yapacak. Çağdaş sanatçı Kutluğ Ataman’ın Mardin’in eski Süryani evlerinin tavanlarındaki gökyüzü tasviri “Sılsel”den yola çıkarak hazırladığı “SILSEL, Türkiye’ye yazılmış mektuplar” adlı performans projesi sunulacak. İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 10 Mayıs 5 Haziran tarihlerinde düzenlenecek festivalin basın toplantısı dün İKSV Salon’da yapıldı. Toplantıda konuşan İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, İstanbul’daki kültür sanat mekânı sorununun altını çizerek “Bu yıl yine festivale katılmak isteyen bazı geniş çaplı yapımları mekân sorunu sebebiyle İstanbul’da izleyiciyle buluşturamamanın üzüntüsünü yaşıyoruz. AKM gibi büyük kapasiteli merkezleri kullanabileceğimiz günleri sabırsızlıkla bekliyoruz” dedi. Festivalin açılış töreni ise 9 Mayıs’ta gerçekleştirilecek. Açılış töreninde Başar Sabuncu, Cüneyt Türel ve Schau ? İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, bazı geniş çaplı yapımları mekân sorunu yüzünden izleyiciyle buluşturamamanın üzüntüsünü yaşadıklarını söyledi. Eczacıbaşı, “AKM gibi merkezleri kullanabileceğimiz günleri sabırsızlıkla bekliyoruz” dedi. sin Ertuğrul Sahnesi’nde seyirciyle buluşacak. Ostermeier, oyun boyunca bir kamerayı özgün bir teknikle kullanarak seyirciye, sahnede aynı anda görebilecekleri görüntülerle, oyun karakterlerinden ayrıntılar sunacak. İstanbul Tiyatro Festivali, bu yıl, 2011’de 50. yılını kutlayan Kenter Tiyatrosu’na saygılarını sunuyor. Festival kapsamında Kenter Tiyatrosu’nda, Müşfik Kenter ile Kadriye Kenter’in 11 Mayıs saat 20.30’da yapılacak “Aşk Mektupları” ve Yıldız Kenter’in 13 Mayıs saat 20.30’da yapılacak “Kraliçe Lear” özel gösterimleri 50 yıllık bir geçmişe anlamlı bir gönderme niteliği taşıyacak. Festivalde üç Shakespeare klasiği bir araya gelecek. Almanya’dan gelen Schaubühne Berlin yapımı “Hamlet”i, Oyun Atölyesi’nin “Antonius ile Kleopatra”sı ile Mehmet Birkiye’nin sahneye koyduğu Tiyatro Pangar’ın “Macbeth”i izleyecek. Diyarbakır Belediye Tiyatrosu’nda Celal Mordeniz’in yönettiği Sophokles’in “Antigone”si de festival programında yer alacak. Festivalin biletleri 7 Nisan’da Biletix’te satışa çıkacak. Cüneyt Türel bühne Berlin’in sanat yönetmeni Thomas Ostermeier’e İstanbul Tiyatro Festivali Onur Ödülü verilecek. Festival, bu yıl bir ilke imza atarak dört yerli projeye ortak yapımcı olarak destek veriyor. Tiyatro Pera yapımı “Ah Smyrnam, Güzel İzmirim”, Tilbe SaranCüneyt Türel yapımı “Elin Elimde”, Şehir Tiyatroları Çağdaş Gösteri Sanatları Merkezi (ÇGSM) yapımı “İçtimai Hakiki” ve Aydın Teker yapımı “Üç Faz” İstanbul Tiyatro Festivali ortak yapımı olarak festival seyircisiyle buluşacak. Festivalde ayrıca, “Yeni Dalga” başlığı altında 9 genç tiyatro ve dans grubunun gösterileri kendi mekânlarının yanı sıra Salon ve Sahne Beşiktaş’ta seyirciyle buluşacak. Toplantıda, İstanbul Tiyatro Festivali Direktörü Dikmen Gürün de bu yıl da ağırlıklı olarak seyirciyle ilk kez buluşacak yapımlara yer verildiğini belirterek festival programında yer alan gösterilerle ilgili bilgi aktardı. Schaubühne Berlin’in sanat yönetmeni Ostermeier’in sahneye koyduğu “Hamlet”, 12 Mayıs saat 20.30’da ve 13 Mayıs saat 15.30’da Harbiye MuhBaşar Sabuncu ‘İfade Günlük yaşama özgürlüğünü mizahi bakış Modern ve SALT işbirliğiyle savunamadılar’ Tate ‘I Decided Not To Save The Salman Rushdie, Hindistan hükümeti ve yöneticilerini korkaklıkla suçladı Kültür Servisi “Şeytan Ayetleri”nin yazarı Salman Rushdie, Hindistan hükümetini ve ülkenin bazı politika liderlerini korkaklıkla suçladı. Yeni Delhi’de India Today adlı medya grubunun düzenlediği konferansta konuşan Rushdie, Hindistan yönetimi ve bazı politik liderlerin, Müslümanlar ve Hinduların bağnaz kesimlerinin protestoları karşısında kendisinin ve daha başka yazar ve sanatçıların ifade özgürlüğünü savunamadıklarını söyledi. 1981 yılında “Geceyarısı Çocukları” adlı romanıyla Booker Ödülü’ne değer görülen Hint asıllı İngiliz yazar Rushdie, kendisini protesto etmek amacıyla Yeni Delhi’deki toplantıya katılmayan Pakistanlı eski kriketçi, yeni politikacı İmran Khan’ı da ağır bir dille eleştirdi. Rushdie, gençliğinde tam bir “playboy” yaşamı süren Khan’ın şimdilerde de Pakistan’da iktidara gelebilmek için ordu ve mollalarla işbirliği yaptığını ve “geleceğin diktatörü” olduğunu belirtti. Liderleri özgürlükleri savunmaya hazır olmadıkları için Hindistan’ın temel özgürlüklerini yitirme tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu vurgulayan 64 yaşındaki yazar, son 20 yıldır dinsel cemaatler World’ sergisi açıldı MELTEM YILMAZ arasındaki şiddetli çatışmaların binlerce insanın canından olmasına yol açtığını vurgulayarak, “Ülke, dine hoşgörü göstermek uğruna düşünce ve ifade özgürlüğünün bastırılması tehlikesiyle burun buruna” dedi. İnsanların başkalarının düşünce ve görüşlerini eleştirme konusunda özgür olmaları gerektiğini belirten Rushdie, “Hindistan’da insanları öfkelendirmemek gerektiği düşüncesi genellikle ağır basıyor. Peki, öfkelenen insanlara bana saldırma hakkını kim veriyor?” diye sordu. 1988’de yayımlanan “Şeytan Ayetleri” adlı romanında “İslamiyete hakaret ettiği” gerekçesiyle İranlı devlet adamları tarafından hakkında ölüm fetvası çıkarılan Rushdie, “Hindistan’da şiddetin tüyler ürpertici etkisi son derece gerçek ve gittikçe büyüyor. Buradaki insanlar olup bitenin farkında değil, uyanmaları gerekiyor” dedi. Londra merkezli Tate Modern; Ortadoğu, Asya Pasifik, Güney Amerika, Afrika ve Doğu Avrupa’dan sanat kurumlarıyla birlikte yürüttüğü serinin dördüncü sergisi için SALT Beyoğlu ile işbirliği yaptı. Geçen yıl Tate Modern’dEn Kyla Mcdonald ile SALT’tan Duygu Demir’in, Londra ve İstanbul’da yaptıkları araştırmaların sonucunda, üç genç sanatçı ve bir sanat kolektifine odaklanarak hazırladıkları “I Decided Not To Save The World” (“Dünyayı Kurtarmamaya Karar Verdim”) sergisi, 4 Kasım 2011 8 Ocak 2012 tarihleri arasında Tate Modern Level 2 Gallery’de yer almasının ardından şimdi de İstanbul’da açıldı. SALT Beyoğlu’nda dün gerçekleşen açılış, Mounira Al Solh, Yto Barrada, Mircea Cantor ve sanatçı kolektifi Slavs and Tatars’ın çalışmalarını basın mensuplarıyla buluşturdu. Serginin başlığı, Mircea Cantor’un 2011 tarihli video çalışmasında, küçük bir çocuğun “I Decided Not To Save The World” deyişinden ortaya çıkmış. Mounira Al Solh’un “Rawane’s Song” adlı video çalışması. Mircea Cantor’un “I Decided Not To Save The World” adlı video çalışması. Basit ifadeler aracılığıyla, altında yatan karmaşıklığı simgeleyen bu iş, serginin de amacını izleyiciye taşıyor aslında: Sergideki çalışmalar, günlük hayatı mizahla birleştirerek, izleyenlerin düşünme alışkanlıklarını bozmayı amaçlıyor. Faslı Yto Barrada’nın heykel, manifesto ve filminden oluşan işleri, ülkesindeki modernleşme sürecini biraz da alay ederek ele alırken; Mounira Al Solh, 2006 yapımı “Rawane’s Song” adlı otobiyografik video çalışmasında, Beyrutlu sanatçıların Lübnan savaşları konusunda iş üretme süreçlerini konu alıyor. Slavs and Tatars’ın sanat pratiği ise “Eski Berlin Duvarı’nın Doğusundan Çin Seddi’nin Batısına” şeklinde sınırladıkları bölgeye dair incelemelerinden oluşuyor. Metin bazlı işleri, birçok farklı kaynaktan geliyor ve çift anlamlı sözler, yanlış çeviriler, dil engelleri ile Doğu ve Batı arasındaki ikiye bölünmüşlük gibi kavramların üzerine gidiyor. “I Decided Not To Save The World” sergisi 20 Mayıs’a kadar görülebilir. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle