25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 MART 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER TBMM Başkanı 8 gün sonra komisyondan inceleme istedi ama Elitaş yasalaştırma takvimini açıkladı 5 birlikte köktendinci örgütlerle işbirliği yapıp, halk hareketiyle gücünü perçinleyip amacına ulaşmak... Acaba bunu başarabilecek mi? ??? ABD, “AKP modeli” bir yönetim istiyor bölgede ama işi çok zor. Yani ılımlı İslam! Melih Pekdemir, bu konuyu ayrıntılarıyla yazdı Birgün’de... Sömürge tipi demokrasi... ABD bunu istiyor... İsrail rahatlatılacak, İran hizaya getirilecek... Tek sorun Suriye... Peki, Lübnan Hizbullah’ı İsrail’i vurursa ne olacak? ABD, 1952 yılında şöyle bir çalışma yapmış: “Birleşik Devletler’in ve Birleşik Krallıklar’ın ya da her ikisinin birlikte bölgedeki çıkarlarını 19. yüzyıl yöntemleriyle (örneğin kaba güç ve fiili askeri varlık sayesinde) sürdürebilecekleri kuşkuludur.” Buna karşın Mısır’da tam tersi oldu, ordu yönetime el koydu. Seçimlerde ABD’yle sarmaş olan, dünün terör örgütü sandıktan birinci parti çıktı. ??? ABD ve AB, sömürge tipi sivil iktidarlar istiyor ve halk ayaklanmalarını destekliyor. Mısır ve Libya’da bunu başardı ama Suriye’de şimdilik amacına ulaşamadı. ABD ters köşeye yattı... Esad ne kadar direnir bilemem... Peki, Türkiye taşeron olur mu? Bu konu yeni yeni tartışılmaya başlandı. Türkiye’de neoliberalizmin avukatlığını yapanlar, sömürgeci güçleri savunuyor, Irak’ta ölen Müslümanları, öldürülen yoksul Afganlıları umursamıyor. Bize gelince... Hrant Dink davası kararına, Sivas kıyımına, Silivri’de uzun tutukluluk sürelerine tepki gösterenlere Ergenekoncu; 600 üniversiteli gencin tutuklanmasını, Metin Lokumcu’nun Hopa’da biber gazıyla öldüğünü yazar; Nevruz kutlamalarında dayak yiyenleri, Ragıp Zarakolu’nun, Büşra Ersanlı’nın, Ayşe Berktay’ın tutuklanmalarını eleştirirseniz KCK’li... Suriye’yle savaş istemezseniz ise BAAS’çı! Sömürgeci düşünceyi, neoliberalizmi savunun... Özgürlükçü olun özgürlükçü! Sahi Afganistan’da ne işimiz var bizim? Demokrasi, özgürlük adına mı, yoksa 500 milyar dolarlık eroin pazarının ve yeraltı kaynaklarının ABD’nin eline geçmesi isteği nedeniyle mi? AKP Çiçek’i beklemedi ERDEM GÜLMAHMUT LICALI ANKARA TBMM Başkanı Cemil Çiçek, 11 Mart’ta TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nda AKP’li vekillerin zor kullanarak geçirdiği kesintili eğitimi düzenleyen yasa öneri görüşmelerinin geçersiz sayılması yönündeki tartışmalara yönelik önceki gün resmi olarak devreye girdi. Çiçek, TBMM Milli Eğitim Komisyonu’na gönderdiği yazıda, CHP’nin 12 Mart ve 16 Mart tarihli iki ayrı başvurusu ve MHP’nin 13 Mart tarihli başvurusundaki şu iddialarla ilgili olarak inceleme ve gereğinin yapılmasını istedi: ? İktidar partisine mensup 100’ü aşkın milletvekilinin salonu doldurması ve saldırgan hareketlerde bulunarak şiddet kullanmaları nedeniyle CHP’li komisyon üyelerinin yerine oturamaması. ? Teklifin görüşmelerinde anayasa ve içtüzüğün öngördüğü, bir teklifin Genel Kurul’da görüşülecek hale gelmesine iliş ? TBMM Başkanı Cemil Çiçek, CHP ve MHP’nin kesintili eğitim yasa önerisinin görüşmelerinin geçersiz sayılması yönündeki taleplerinin incelenerek gereğinin yapılması için TBMM Milli Eğitim Komisyonu’na yazı gönderirken AKP, Çiçek’in kararını beklemeden TBMM Genel Kurulu’nun yasa önerisiyle ilgili çalışma takvimini Merkez Yürütme Kurulu’nda belirledi. kin aşamaları tamamlamamış olması. ? Komisyon başkanının toplantı saatinden çok önceki bir zaman diliminde salonu açtırarak komisyon çalışmalarını sürdüremeyeceği bir şekilde iktidar partisi vekilleri tarafından salonun işgal edilmesi. ? Komisyon çalışmalarının İçtüzüğün 46. maddesine aykırı olarak başlatılıp sürdürüldüğü, komisyon başkanının muhalefet milletvekillerinin can güvenliklerinin olmadığı bir ortamda toplantıyı başlatıp devam ettirmesi. ? Toplantının açılmasının ardından CHP’li komisyon üyelerinin grup başkanvekilleri ve vekillerin söz talebini içeren dilekçelerin başkana verilmesine karşın işleme alınmaması. Formül arayışları sürdü Çiçek, dün AKP grup başkanvekilleriyle bir görüşme daha yaparak, formül arayışlarını sürdürdü. Çiçek’in görüşmesinden daha önce AKP’nin önceki gün yapılan MYK toplantısında, yasa önerisinin Genel Kurul takviminin belirlendiği öğrenildi. AKP grup başkanvekilleri, MYK toplantısındaki sunumlarında, Çiçek’in komisyondan geçen düzenlemeyi iade etme yetkisi bulunmadığı, bu nedenle düzenlemenin gelecek hafta Genel Kurul’a indirileceği bilgisini verdi. AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, “Önümüzdeki hafta Genel Kurul’a gelecek. 26 madde, her madde; 1 saat sürse, bir haftada biter. Salıdan pazara biter” dedi. Komisyon Başkanı Nabi Avcı başkanlığındaki komisyon divanı 7 günlük çalışma süresinden daha fazla süreyi TBMM Başkanlığı’na sunulacak rapor için kullandı. Yasa önerisinin 11 Mart’ta komisyonda kabul edilmesinin ardından yaklaşık 10 gün geçmesine karşın komisyon raporu henüz TBMM Başkanlığı’na sunulmadı. Avcı, Çiçek’in talebi üzerine iddiaları değerlendirdiklerini ve gereğini yapacaklarını belirtti. Avcı, “Bu akşam (dün) ya da yarın (bugün) bununla ilgili yazımızı göndereceğiz” diye konuştu. Süreç içinde TBMM Başkanı Çiçek ile görüşmesinin söz konusu olabileceğini belirten Avcı, önerinin geri çekilmesi yönünde bir sürpriz karar çıkıp çıkmayacağı sorusunu “Bir sürpriz beklemiyorum” şeklinde cevapladı. Afganistan’da Ne İşimiz Var?.. Aydınlık bir günün sabahında gökyüzünün mavi olduğunu unutanlara seslenmek istiyorum bugün... Hayatın fırtınalarını, umudu, umutsuzluğu, hüznü, acıyı. Viladimir’in dizelerinde, anlatmak istiyorum. “Dinleyin! Bu yıldızları böyle her gece niçin yakarlar? Dumanlar içinde mavi olduğunu unutan gökyüzü yaşam sevincimizi nereye saklar?” Paçavra giyinmiş bulutlar, kasatura gibi ucu sivri günlerden geçtiğimizin belki habercisidir. Özgürlük, yoksul Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerini işgal edip yeraltı kaynaklarının üzerine oturmaktır onlara göre. Bunun adı neoliberalizmdir... Emperyalizmin vurucu gücüdür! Örnek mi? Irak, Libya, Tunus, Afganistan ve Suriye. Hepsi ama hepsi “demokrasiözgürlük” kandırmacasıyla işgal edilir... ??? Küreselleşme adına neoliberalizm “devrim” ya da “Arap Baharı” masalını medya aracılığıyla çok iyi yutturur, yoksul ve ezilen halklara. Bakın bugün Libya’da neler oluyor, aşiret çatışmalarından, iktidar mücadelesinden ötürü çıkan çatışmalarda kaç kişi ölüyor biliyor muyuz? Neoliberalizmin “demokrasi ve özgürlük masalı”, kandırmaca üzerine kurgulanır. 50’li yıllarda emperyalizmin ağababası ABD’nin hazırladığı Balkanlar, Ortadoğu, Afrika ve Kafkaslar’ı kapsayan “işgal planı” günümüzde hayata geçiyor. Bush bunu başlattı, Obama sürdürüyor... Amaç sermayenin yani çokuluslu şirketlerin serbest dolaşımı. Sovyetler Birliği yıkılmadan önce Rusların Basra Körfezi’ne inmelerini önlemek için üretilen “Yeşil kuşak” projesi İran’daki ‘İslam devrimi’yle sekteye uğradı. 70’li ve 80’li yıllarda yöntem askeri darbelerle amaca ulaşmak değil miydi? Sovyetler Birliği yıkılınca durum değişti... 11 Eylül 2001 El Kaide eylemi büyük patronu şaşırttı, itibar kaybettirdi. Şimdi ise NATO güçleriyle ‘KORKU İMPARATORLUĞU VAR’ Balbay’dan Avrupa’ya çifte mektup ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ergenekon Davası tutuklusu olarak Silivri Cezaevi’nde yatan gazetemiz yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, hem Avrupa Parlamentosu hem de Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi üyelerine mektup yazdı. Mektubunda cezaevi koşullarını da anlatan Balbay, hükümetin bu davalar aracılığıyla toplumun susturmak istediğini ve iktidar muhaliflerine gözdağı verildiğini dile getirdi. Beş sayfalık mektubuna, “Size, 37 aydır cezaevinde tutuklu olarak adaleti bekleyen ciddi bir gazetenin köşe yazarı ve milletvekili olarak sesleniyorum” sözleriyle başlayan Balbay, “Avrupa kamuoyunun eksik ve yanlı bilgilerle tanıdığı Ergenekon adı verilen davada yargılanmaktayım. Bu davalar, dışarıdan bakanın ürktüğü, öğrenmek için ayrıtılara girenin içinde kaybolduğu kocaman bir bilmece haline getirildi” görüşünü aktardı. ridir. Tutukluluk cezaya dönüşmüş durumdadır” görüşünü dile getirdi. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun mevcut hükümet döneminde yaşadığı yapı değişikliğinin Türkiye’de adalet kavramını tamamen tartışmalı hale getirdiğine vurgu yapan Balbay, “Hükümetin hoşuna gitmeyen kararlar veren hâkim ve savcılar başka görevlere atanmaktadır. Örneğin benim yirmi kez tahliyemi isteyen mahkeme başkanı statüsü düşürülerek başka yere tayin edilmiştir” dedi. George Orwell ’in 1984 romanının 2012 yılı Türkiyesi’nde yaşanmakta olduğunu dile getiren Balbay, “Korku imparatorluğu, sivil toplum, meslek örgütleri, işverenler, sendikacılar, gençler üzerinde de hüküm sürmektedir. Cezaevi koşulları ise ayrı bir işkencedir. Üç yılı aşan tutukluluğumun son bir yılını hücrede tek başıma geçirdim. Yalnızlaştırma insanların kişiliğini yok etmek için bir yöntem olarak kullanılmaktadır” saptamasında bulundu. Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu tarafından ‘Türkiye’de Yeni Bir Anayasa’ konulu panel düzenlendi. Panele Kemal Burkay da konuşmacı olarak katıldı. AADURSUN AYDEMİR AP: Adımlar geriye doğru BERLİN (ANKA) Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Martin Schulz, AKP’nin iktidarda olduğu ikinci dönemi “kaygıyla karşıladığını” ve Türkiye’de reform sürecinde geriye atılan bazı adımlar gözlemlediğini kaydetti. Berlin merkezli AlmanyaTürk Toplumu Derneği’ni ziyaretinin ardından açıklama yapan Schulz, Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin zor bir dönemden geçtiğini, AB ülkeleri arasında Türkiye konusunda ortak bir tutum bulunmadığını söyledi. Ankara ile Brüksel arasındaki ilişkilerde büyük sorunların olduğunu kaydeden Schulz, bunun nedenleri arasında AB’nin yeni üye kabul edecek durumda olmamasını gösterdi. Bir soru üzerine Türkiye’deki demokratikleşme sürecini değerlendiren AP Başkanı, AKP’nin, iktidara geldiği ilk dönemde yaptığı reformlardan etkilendiğini ifade etti. Ancak Schulz, AKP’nin iktidarda olduğu ikinci dönemi “kaygıyla karşıladığını” belirterek bu reform sürecinde geriye atılan bazı adımlar gözlemlediğini kaydetti. Schulz, insan hakları ihlalleri, adil olmayan yargılama süreci, ifade özgürlüğünün kısıtlanması gibi iddiaların araştırılması ve açıkça konuşulması gerektiğini de vurguladı. Cezaevi koşulları... Muhalife gözdağı, yargıya baskı Bu davalarda hukukun neredeyse bütün temel ilkelerinin çiğnenmiş, masumiyet karinesinin ve insan onurunun hiçe sayılmış olduğunu vurgulayan Balbay, “Ben, sol eğilimli Cumhuriyet gazetesinin Ankara Temsilcisi ve köşe yazarı iken 5 Mart 2009’da tutuklandım. Halkı isyana teşvik etmek, Meclis’i ve hükümeti devirmek gibi çok ağır suçlamalarla karşı karşıya kaldım. Bu suçlamaların delili olarak, sadece gazetecilik görüşmelerimden esinlenerek sonradan oluşturulmuş notlar gösterildi. Bunun dışında hiçbir somut eylem ya da faaliyetim ortaya konmadı” dedi. Balbay, hükümetin bu davaları, “derin devletin açığa çıkarılması” olarak sunduğuna, ancak gerçeğin böyle olmadığına işaret ederek, “Gerçek şudur: Bu davalar aracılığıyla toplum susturulmak istenmekte ve iktidar muhaliflerine gözdağı verilmektedir. Davaların en ciddi yanı, uzun tutukluluk sürele Gençliğe Hitabe artık zorunlu değil ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) özel öğretim kurumları ile ilgili 9 yönetmeliği içeren mevzuatı sadeleştirerek tek bir yönetmelik hazırladı. İlk kez Cumhuriyet’in duyurduğu MEB Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği Resmi Gazete’de yayımlandı. Eski yönetmeliğe göre özel okullarda oluşturulacak Atatürk köşesine “Atatürk’ün büstü veya maskı, fotoğrafı, Türk Bayrağı, İstiklal Marşı ve Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi, madalyon, gravür, fo toğraf, Atatürk’ün eğitimle ilgili sözleri ile kitap, tablo ve levhalar”ın yerleştirilmesi zorunluluğu bulunuyordu. Yeni yönetmeliğe göre özel öğretim kurumlarının böyle bir Atatürk köşesi oluşturma zorunluluğu ortadan kalktı. Eski yönetmelikteki ayrıntılı düzenlemenin yerine sadece “Kurumların girişinde temiz, düzenli ve kolayca görülebilecek en uygun yerde Atatürk köşesi oluşturulur” hükmü konuldu. Özel okulların adlarının Türkçe olması zorunluluğu da artık kaldırıldı. İNTERNET ANDICI DAVASI İlker Başbuğ, ilk kez hâkim karşısına çıkıyor İstanbul Haber Servisi Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, tutuklu bulunduğu Ergenekon kapsamında açılan “İnternet Andıcı” davasından yarın ilk kez mahkeme karşısına çıkacak. İlker Başbuğ hakkında “İnternet Andıcı”na ilişkin hazırlanan iddianame “İrtica İle Mücadale Eylem Planı” davasıyla birlikte görülen İnternet Andıcı davasıyla birleştirilmişti. Başbuğ, 2 Mart tarihinde 1. Ordu’da Balyoz Planı yapıldığına ilişkin görülen Balyoz davasında tanık olarak ifade vermişti. Silivri Cezaevi’nde 6 Ocak’tan bu yana tutuklu bulunan Başbuğ, İnternet Andıcı davasının bugün görülecek 56. duruşmasına ilk kez katılacak. Davanın iddianamesinde, Genelkurmay Başkanlığı Bilgi Destek Dairesi’nde “askeri darbeye zemin oluşturmak amacıyla” internet siteleri kurulup işletildiği, bu faaliyetlerin gizlenmesi amacıyla Başbuğ’un Genelkurmay Başkanlığı döneminde Nisan 2009 tarihli “İnternet Andıcı” oluşturulduğu öne sürülüyor. Emekli Orgeneral Başbuğ hakkında, “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, “silahlı terör örgütü yöneticiliği yapmak” suçundan da 22.5 yıla kadar hapis cezası isteniyor. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi Yerleşkesi bitişiğindeki duruşma salonunda görülen İnternet Andıcı davasında 16’sı tutuklu 30 kişi yargılanıyor. AKP’Lİ VEKİLDEN TUHAF KARŞILAŞTIRMA UZUN TUTUKLULUK SÜRESİNE İLİŞKİN KARAR Davayı etkileme davası İstanbul Haber Servisi Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay’ın da aralarında bulunduğu 11 sanık, “Ergenekon davası ve soruşturmasını etkilemeye teşebbüs ettikleri” iddiasıyla yarın yargıç karşısına çıkacak. İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan şüphelilerin 10 ile 26.5 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmaları isteniyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Seyfi Oktay’ın, Ergenekon silahlı terör örgütünün yargı yapılanması ve yargıya müdahale alanında faaliyetler yürüttüğü ileri sürüldü. Oktay’ın örgütün yargı yapılanması içerisindeki hücreden sorumlu olduğu, devam eden davalara müdahale, davaların seyrinin değiştirilmesi ve dava takip işlerinden sorumlu olduğu iddia edildi. ‘Sivas’ı DevYol davasıyla savundu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal , Osmaniye Cezaevi’ndeki tutuklu ve hükümlüler ile ziyaretçilerin “çırılçıplak arandığı” iddialarını TBMM’ye taşıdı. TBMM Genel Kurulu’nda söz alan AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, Sivas davasında 5 sanık hakkında verilen zamanaşımı kararının, DevYol davasında da verildiğini belirterek zamanaşımı kararının AKP düşmanlığına dönüştürüldüğünü öne sürdü. CHP’li Tanal ise İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun, Osmaniye ve Pozantı cezaevlerindeki incelemelerine dikkat çekerek “Osmaniye Cezaevi’nde insanlar çırılçıplak soyularak aranıyor. Bu kabul edilemez” dedi. Cezaevi koşullarından dolayı bazı tutukluların yaşamlarını yitirdiğine işaret eden Tanal, yaşam savaşı veren tutuklulara örnekler verdi. Tutuklu milletvekilleri sorununa dikkat çeken MHP’li Hasan Hüseyin Türoğlu ise bir “korku imparatorluğu”na işaret etti. AKP’nin iktidara gelirken “Fırat’ın kenarında otlayan kuzunun sorumluluğundan” bahsettiğini ifade eden Türkoğlu, “Şimdi o kuzu düşüncelerinden dolayı, o sürüdeki çoban köpeği örgütten dolayı tutuklu. Sürüye saldıran çakallar ise sizden çok memnunlar” diye konuştu. AİHM 3 bin şikâyeti 1 yıl askıya aldı STRASBOURG (AA) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), uzun yargılama süresiyle ilgili Türkiye’den gelen yaklaşık 3 bin şikâyet başvurusunu bir yıllığına askıya aldı. AİHM kendisine gelen, Türk hükümetinin bilgisine iletilmemiş şikâyet başvuruları için Ankara’nın öncelikle gerekli yasal düzenleme yapıp bir etkili iç hukuk yolu oluşturmasını beklemeyi kararlaştırdı. AİHM, Türk hükümetine daha önceden iletilmiş 330 davayla ilgili kararını gelecek dönemde vermeye devam edecek. Uzun yargılama süresiyle gelen bir şikâyeti, “pilot dava” ilan eden AİHM, bu konudaki gerekçeli kararının, askıya alınan davalarla ilgili mağduriyetin giderilmesi için emsal oluşturması görüşünü benimsedi. Pilot dava olarak nitelenen şikâyetle ilgili olarak AİHM, Türkiye’nin makul bir sürede yargılamayla ilgili 6. ve etkili başvuru hakkıyla ilgili 13. maddelerini ihlal ettiği görüşüne vardı. Strasbourg mahkemesi, bir yılın sonunda Türkiye’nin söz konusu şikâyetlerle ilgili etkili iç hukuk yolu oluşturup oluşturmadığına bakarak kararını verecek. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, son Strasbourg ziyareti sırasında konuyu gündeme getirmiş ve AİHM de önemli iş yükü hafifleyeceği için bu öneriye sıcak bakmıştı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle