25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 MART 2012 PAZARTESİ 6 Çanakkale Deniz Zaferi’nin 97. Yıldönümü ve Şehitler Günü dolayısıyla tüm yurtta çeşitli etkinlikler düzenlendi. Resmi törenlerin yapıldığı Çanakkale Şehitliği yurttaşların akınına uğrarken anma nedeniyle deniz kuvvetlerine bağlı unsurlar da Çanakkale Boğazı’ndan geçiş yaptı. Yurdun değişik kentlerinden kente gelen yurttaşlar da deniz hava ve kara kuvvetlerinin etkinliklerini hayranlıkla izledi. (Fotoğraflar: AA) HABERLER Yargıyı Koruma İçgüdüsü Cumartesi günü, Sanık Sandalyesindeki Gazeteciler başlıklı, İstanbul Barosu, Ankara Barosu, Gazetecilere Özgürlük Platformu ve Türk Ceza Hukuku Derneği’nin ortaklaşa düzenlediği sempozyumun bir kısmını izledim. Avukat Fehmi Demir anlatıyor: “Odatv davasında Soner Yalçın’ın suçlandığı Word belgelerinin virüs yoluyla bilgisayara bulaştırıldığına ilişkin raporu almışız. Sorgulama sırasında savcıya diyoruz ki, suçlamanızı dayandırdığınız bu belgenin Soner Yalçın’ın bilgisayarına dışarıdan yüklendiğine ilişkin rapor burada. Siz hiç belgeyi bu açıdan araştırma gereğini duydunuz mu? Hayır, diyor savcı. Peki, bilgisayarda gizli belgeler bulunduğunu ileri sürüyorsunuz, bu belgelerin gizli olup olmadığını kurumlara sordunuz mu? Yanıt yine hayır. Soruyoruz: Peki neye dayanarak tutuklama istiyorsunuz, belgelerin doğruluğunu bile araştırmamışsınız. Savcı diyor ki, hâkim araştırır!.. Hâkime gidiyoruz, o da aynı şeyi söylüyor, savcı araştırır! Sonuç: Tutuklama!” Bu davaların hukuksuzluklarının, insan hak ve özgürlüklerinin nasıl çiğnendiği, ince ayrıntılarına kadar şüphesiz ki yazılacağı zamanlara giriyoruz! Bazı “yorumcular”, insanların ciddi olmayan, doğruluğu araştırılmamış “delillere” dayanarak insanların yıllarca tutuklanmasını, yargının devleti koruma refleksi ile açıklıyor! Bunun için Adalet Bakanlığı’nda savcı ve yargıçları eğitici seminerler düzenleniyormuş! Pardon, ama “devleti koruma” refleksi, kolay bir açıklama; buradaki özel durumu gözden saklıyor sadece! Biz ne çok sıkıyönetimaskeri mahkemelerde yargılandık, yöneltilen suçlamaların büyük çoğunluğu, hadi esası diyelim, “maddi delil”lere dayanıyordu! DGM’ler bile, ellerindeki yasalara uygun “fikir suçu” yöneltiyorlardı! En ağırından devlet taraflısı yargıç ve savcı olsa bile, elindeki, anında kof çıkmış bir “delil”e dayanarak, nasıl suçlama yapar, nasıl tutuklar, nasıl 1 yılı aşkın süredir içeride yatırır insanları? “Devleti koruma içgüdüsü/refleksi” burada büyük bir palavradır! Olmayan bir “suç örgütü”ne karşı devleti korumak ne demektir? Biri bunu açıklasın! ??? Burada, ancak, genel anlamda, yargı içinde siyasi güdülen örgütlü bir yapıdan bahsedebiliriz. Delil uydurukmuş, varmış/yokmuş, hiç önemli değil. Hedef kimse, neresiyse, içeri atılması gerekir. Bunun için belge adına zırvalıklar üretilir, bunlar hukuki imiş, sahte imiş, hiç önemli değildir. Bunlar birer bahanedir! Bahane üretmek için her şey kullanılır... Nitekim, bu özel yapıyı, MİT üzerinden Başbakan’a yapılan darbe girişiminde de herkes gördü. Bizim yıllardır yazdığımız “özel siyasi cemaatçi yapı”nın varlığını, bu kez iktidarın bizzat kendisi ve yazarları resmen yazıp çizmeye ve hatta bu yapının dağıtılması gerektiğini belirtmeye başladılar! Bu özel yapının “devleti koruma refleksi” ile hareket ettiğini söylemek, bu yapının üstlendiği görevi görmek istemeyenlerin, “koruma güdüsü” ile ürettikleri başka bir bahanedir! Bırakın palavrayı! ??? Avukatlar, Odatv’de verilen 4 tahliye kararını tamamen “dıştan gelen baskılara” bağlamaya da karşı. Fehmi Bey diyor ki: “Mahkeme heyeti Odatv davasını eldeki delillerle asla meşrulaştıramayacağını gördü, bu noktada avukatların yetkin savunma çalışmaları ve tabii ki içeridekilere sahip çıkılması da etkili oldu.” İç dinamiklere vurgu yaptı! Haklıdır! Çok iyi bir avukat ordusu yetiştiriyor bu davalar ve büyük çoğunluğu da zamanımızın kahramanları durumundalar! Avukatlar, birer insan hak ve özgürlükleri, hukuk ve adalet savaşçısı, sahteciliğe karşı uzman kesildiler!.. Bu nedenle, mahkemelerde avukatları susturmak, duruşmalara sokmamak için yasadışı kararlar alındığını söylüyorlar. Savunmayı susturmak için, avukatlar hakkında suç duyurusunda bulunuyor mahkeme ve savcılıklar! Sadece avukatlar için değil, bizzat “sanıklar” için de! İnsanın savunma yapması için, deveye hendek atlatma beceresini göstermesine gelip dayandı! “Efendim, sayın ve büyük yargıç ve savcı beyler ne kadar haklısınız. Siz bilirsiniz, en büyük sizsiniz, rica etsem tahliye eder misiniz, evet bir suç işledik ama sizler affedicisiniz” gibi savunmalar makbul olur!.. Ama onursuzluğa kimsenin tahammülü yok! Haksızlığa karşı sesinizi yükselttiniz mi ve yargılamanın amacını hedef aldınız mı, size bir de ekstradan Silivri Ağır Ceza Mahkemesi’nin yolu gözüküyor! Sadece sanık ve avukatları yargılamak için, Silivri’de gereksiz bir ağır ceza mahkemesi kuruldu! Oraya atamaları da bu mahkemelerin üst kurumu, yeni HSYK yaptı! Basıyorlar cezayı, ne insaf var ne hukuk! Mahkemedeki tutumlarından dolayı ceza alan alana! Sadece Doğu Perinçek’e 20 yıl hapis cezası verildi! Ceza alan avukatlar da var! Sanık Sandalyesindeki Gazeteciler sempozyumunda çok iyi konuşmalar oldu.. Hangisini yazsam, şaşırdım!? 18 Mart Şehitler Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin yıldönümünde törenler düzenlendi Zaferin 97. gurur yılı ? 18 Mart Şehitleri Anma Günü ‘AKP Günü’ne dönüştü. Çanakkale’ye otobüslerle getirilen partililer, AKP atkılarıyla tribünlerden Erdoğan’a tezahürat yaptı. Bazı yurttaşlar, tepkilerini törenlerin yapıldığı stadı terk ederek gösterdi. MEHMET CELEN ANKARA CHP’Lİ MUHARREM İNCE: ÇANAKKALE 18 Mart Şehitler Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 97. yıldönümü Çanakkale 18 Mart Stadyumu ve Gelibolu Yarımadası’ndaki Şehitler Abidesi önünde yapılan törenlerle kutlandı. Şehitler Günü dolayasıyla yurt genelinde de törenler yapıldı. Çanakkale’de Cumhuriyet Meydanı Atatürk Anıtı önünde düzenlenen çelenk sunum törenine Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamaylıgil, Vali Güngör Azim Tuna ile çok sayıda iktidar ve muhalefet milletvekiliyle askeri erkân, öğrenciler ve daire müdürleri katıldı. Çanakkale Atatürkçü Düşünce Derneği üyeleri, törenin sona ermesiyle hep bir ağızdan Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni okudu. 18 Mart Stadyumu’ndaki törenlerde “AKP’nin siyasi şovu” yaşandı. Tribünlerden “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan” tezahüratları yapıldı. Türkiye’nin dört bir yanından AKP’li belediyelerin kiraladığı özel otobüslerle Çanakkale’ye getirilen partililer, ellerinde turuncu ve mavi renkli AKP kaşkollarıyla tezahüratlarını törenler boyunca aralıksız sürdürdü. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ve Boğaz Garnizon Komutanı Tuğamiral Hasan Doğan’ın konuşma yaptığı sırada dahi “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan” tezahüratlarını kesintisiz sürdüren AKP’lilerin bu tavrına bazı yurttaşlar tepki göstererek protestolarını stadyumu terk ederek gösterdi. Arınç, buradaki konuşmasında Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal Atatürk’ü anmazken “Çanakkale haksızlığa karşı vermiş olduğu kutsal bir var oluş öyküsüdür” dedi. Törenler AKP şovuna döndü Stadyumdaki törenlerin ardından beraberindeki milletvekilleriyle birlikte belediyeyi ziyaret eden CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, stadyumdaki AKP’lilerin yaptığı şova büyük tepki gösterdi. İnce, “253 bin şehidimizi anmaya geldik ama AKP’nin bindirilmiş kıtalarının iktidar şımarıklığı ile karşılaştık. Bunun adı yüzsüzlüktür, terbiyesizliktir” diye konuştu. İnce, “Susuyorsak bu suskunluğumuz üzüntümüzdendir. AKP’li belediyelerin gönderdiği bindirilmiş kıtalar Çanakkale’de çok büyük terbiyesizlik örneği sergilemişlerdir. Şehitlerimize olan saygının terbiye sınırlarını aşmışlardır. Kendi siyasi partilerinin başbakan yardımcısı dahi konuşurken atılan ‘Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ sloganları hem başbakan yardımcısına hem de 253 bin şehidime saygısızlıktır. Hiç kimsenin siyasi ikbal uğruna bu saygısızlığı göstermeye hakkı yoktur. Burası Recep Erdoğan’ın futbol maçının oynandığı Arena stadyumu değildir” dedi. Deniz zaferi afişlerinde valiliğin uyguladığı Atatürk sansürünü anımsatan İnce, “Çanakkale Harbi’ni Recep Tayyip Erdoğan mı kazanmıştır da resmi posterlerin baş köşesine konuyor? Atatürk’ü yok saymak kimsenin haddi olamaz. Sayın vali haddini aşmıştır. Halkın seçtiği Çanakkale Belediye başkanı, yani belediye logosunu o afişlere iliştirmekle suça ortak edilmek istenmiştir ama zor oyun bozulmuştur” diye konuştu. BALIKESİR İSTANBUL KONYA Şehitler duygu dolu törenlerle bir kez daha anıldı Tüm yurt kırmızı ve beyaza büründü Babalığa kabul eder misin? Konya Garnizon Şehitliği’nde düzenlenen törene katılan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun şehitlik ziyareti sırasında yanına yaklaşan şehit kızı Gülnisa Alkış, Davutoğlu’na, “Ben babamı hiç görmedim” dedi. Küçük kıza sarılıp alnından öperek, “Beni baban kabul eder misin? Ne zaman bir baba sesi duymak istersen beni ara” diyen Davutoğlu, küçük kıza telefon numarasını verdi. Haber Merkezi 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 97. yıldönümü yurt genelinde düzenlenen törenlerle kutlandı. İstanbul’daki tören Edirnekapı Şehitliği’nde düzenlendi. Tören mangasının 3 el saygı atışı yaptığı törende Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in Şehitler Günü mesajının okunmasının ardından İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Şehitlik Özel Defteri’ni imzaladı. Törene katılanlar konuşmaların ardından deniz, kara, hava, polis ve THY şehitliklerini gezerek mezarlara karanfil bıraktı. Ankara’da Anıtkabir ve Cebeci Asri Mezarlığı’ndaki Polis Şehitliği’nde iki ayrı tören düzenlendi. Nevşehir Üniversitesi Gülşehir Meslek Yüksekokulu öğrencileri şehitler anısına Hırka Dağı’na tırmandı. Balıkesir’de Polis Meslek Yüksek Okulu öğrencileri Ayvalık’taki Maden Adası açıklarında Türk bayrağı açtı. Bir tek başkan andı Çanakkale’nin CHP’li Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ise konuşmasında sık sık Atatürk’e atıfta bulundu. Nâzım Hikmet’in “Yine de iyimserlik” şiirinden alıntıya da yer veren konuşmasında Gökhan, “Bugün dikta rejimlerinin halk tarafından bir bir devrilmeye çalışıldığı, insanların yıllarca biat ettikleri liderleri tarafından katledildiği, hukuksuzluğun, insan hakları ihlallerinin kol gezdiği Ortadoğu’dan neden bu denli farklı olduğumuzun cevabı işte burada, bu topraklarda, Çanakkale’de yatmaktadır. Atatürk, yirminci yüzyılın başında çağdaş bir cumhuriyet kurmasa, demokrasiye, laikliğe, çağdaş medeniyetler düzeyine ulaşmaya yönelmeseydi, Türkiye bugün Ortadoğu’da örnek alınan, onun gibi olmak istenilen bir ülke olamazdı. İşte bizim 18 Mart’larımız, 29 Ekim’lerimiz, 23 Nisan’larımız, 19 Mayıs’larımız tüm bu nedenlerle çok önemlidir” dedi. 12 şehit Ankara’ya getirildi Tüm Türkiye şehitlerine ağlarken siyasiler de acılı aileleri teselli etmek için ziyaretler gerçekleştiriyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Afganistan’da şehit olan Türk askerleri törenle uğurlanacak. Şehitleri Afganistan’dan getiren CASA uçağı dün gece saatlerinde Etimesgut Askeri Havaalanı’na indi. Şehitlerin naaşları, havaalanına gelen askeri cenaze araçları ile konvoy halinde Keçiören Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Şehit yakınları Adli Tıp Kurumu’nda bekledi. Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, şehitlerin bugün ya da yarın toprağa verilceğini söyledi. Yılmaz, Şehit Personel Binbaşı Serkan Doğan’ın, Çankaya Namık Kemal Mahallesi’ndeki evine taziye ziyaretinde bulundu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, da şehit Binbaşı Serkan Doğan’ın evini ziyaret etti. Şehit Doğan’ın evine gelişinde, şehit binbaşının kardeşi Ceyhun Doğan ve diğer yakınları tarafından karşılanan Kılıçdaroğlu, aileye taziyelerini bildirdi. Evden ayrılırken gazetecilere açıklama yapan Kılıçdaroğlu, “Hepimizin başı sağ olsun. Sözün bittiği yerdeyiz” dedi. Söylenecek fazla söz olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, “Onlara sabır dilemenin ötesinde söyleyebileceğimiz fazla bir şey yok ” diye konuştu. Atatürk’ü 2. törende hatırladı Kutlamalarının sabahki bölümünde Mustafa Kemal Atatürk’ün adını anmayan Arınç, öğleden sonra Şehitler Abidesi’ndeki törende 6 kez “Mustafa Kemal Atatürk” dedi. Buradaki törene Genelkurmay Başkanı Necdet Özel de katıldı. Özel, şeref çadırında Arınç ile birlikte oturdu. 2. Kolordu Komutanlığı’nın organizasyonunda gerçekleşen Şehitler Abidesi’ndeki törenlerde asker, partilileri tören alanına yaklaştırmadı. Şehitler Abidesi’ndeki tören şeref defterinin imzalanması, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı hücumbotların Boğaz’daki gösterisi ve Türk Yıldızları uçaklarının gösterileriyle sona erdi. CHP lideri Kılıçdaroğlu, Şehit Binbaşı Doğan’ın ailesine taziye ziyaretinde bulundu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle