28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 MART 2012 PERŞEMBE 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Y K K Y B Y Y K K K K K K 8 10 4 12 13 12 11 4 5 7 6 7 4 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars K Y K B B B Y Y Y Y K K K 5 9 2 15 14 13 9 14 8 8 3 3 2 Oslo PB Helsinki PB Stockholm PB Londra B AmsterdamB Brüksel A Paris A Bonn B Münih B Berlin B Budapeşte B Madrid PB Viyana B HABERLER 8 2 9 13 14 14 16 14 13 10 12 22 11 Belgrad Y 12 Sofya Y 9 Roma A 17 Atina B 17 Zürih B 15 Moskova K 4 Aşkabat Y 24 Taşkent Y 17 Baku B 6 Bişkek PB 12 Tiflis PB 7 Kahire B 20 Şam Y 15 Bütün bölgelerimizin çok bulutlu, Marmara, Karadeniz, İç Ege, İç Anadolu ile Isparta, Hatay ve Osmaniye çevrelerinin yağışlı geçmesi bekleniyor. Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğu kesimlerinde eğimin fazla olduğu alanlarda çığ tehlikesi bulunmaktadır. İç ve doğu kesimlerde buzlanma ve don olayı görülecek. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 15 Mart GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Gladyo savcısı İtalyan Felice Casson, özel yetkili savcı ve hâkimlere deneyimlerini anlattı, net mesajlar verdi ? Baştarafı 1. Sayfada İktidara gelince: RTE, yine kükredi grup toplantısında. 4+4+4’ü “mağduriyetleri” telafi etmek için çıkardıklarını ve muhalefet çatlasa da patlasa da feyiz aldığı kapatılan imam hatiplere, ortasından lisesine kadar kapıları ardına kadar açan, gelecek hafta Genel Kurul’a gelmesi beklenen öneriyi, üç hafta sonra yasalaştıracaklarını ilan etti. Pazar günü komisyondaki meydan savaşından sonra muhalefet, iktidarın Nazileri kıskançlıktan çatlatacak uygulamalara giriştiğini, yönetime orman yasasının egemen olduğunu söyleyerek iktidarı suçlarken… …RTE’den ülkenin demokratik kurallarla yönetildiğini içeren tek bir cümle, tek bir sözcük işitilmedi. Artık demokrasiden, kurallarından söz etmediğine göre, Nazilere taş çıkaranı mı, orman yasalarını mı, yoksa AKP lideri gibi mağduriyetleri telafi edecek bir yöntemi mi hangisini istiyorsanız buyurun, birini seçin! İktidarın turfanda malları bunlar! Ama allahaşkına, bu ülke demokratik rejimle yönetiliyor, RTE’nin tek adam özentisi uygulamalarını ileri demokrasiye geçmeden önceki doğum sancıları diye nitelemekten lütfen vazgeçin! ??? Bir başkomutan edasıyla grupta, komisyonda yere düşen muhalefeti tekmeleyenlere, söz isteyenleri salonda bulunmalarına karşın “yok” diye konuşturmayan komisyon başkanı Nabi Avcı ve AKP milletvekillerine teşekkür eden, demokrasiyi ileriye değil, geriye götüren bir başbakanla gide gide işte bu noktaya geldik. Mahkeme kararı yalnız Madımak’ta öldürülenlerin ailelerinin değil, toplumun yüreğini yakıyor. RTE’nin yorumu: “Hayırlı olsun!” Dört gazeteci tahliye oluyor. 4 gazeteciyi düne kadar Ergenekon çetesine üye gören RTE’nin temennisi: “Hayırlı olsun!” Hayırlı olsun’un anlamı nedir? Örneğin dava düştü. Böylece RTE hayırlı olsun dileğini, Madımak olayını soruna dönüştürdüklerine inandığı Alevilere ders verildi anlamında mı kullandı acaba? 4 gazeteci bugün serbest ama davaları devam ediyor. Acaba yarın beraat edecekler mi diye bir beklenti içinde mi RTE? ??? Sevinçle karşılanan tahliyeleri “geciken özgürlük” diye yorumlayan da var; içeride yattıkları 375 günün hesabını kim verecek diye sorgulayanlar da… Ne var ki, tahliye edildiklerini eleştiren manşetler de, haber ve yorumlar da… ...Silivri’de 1106 gündür tutuklu, hücrede 382 gündür yatan Mustafa Balbay, üç yılı çoktan aşan bir süredir tutuklu Tuncay Özkan… …ezkaza tahliye edilseler bugün; 375 gün değil, iki değil, üç yıldan fazla hüküm giymeden, tutukluluğu cezaya dönüştüren mahkeme kararlarıyla içeride yatmalarının hesabını kimin vereceğini sormak… ...4 tahliyenin yarattığı sevinç hayu huy içinde, kimsenin aklına da, kalemine de uygun düşmüyor. ??? Komisyondaki arbededen sonra 4+4+4 Genel Kurul’da görüşülürken “hesaplaşacağız” diyen CHP’nin, bir yandan da RTE ile uzlaşma aramaktaki ısrarı ne kadar fuzuli bir çaba. Devir değişti. Eski çamlar bardak oldu. Aydınlı efelerden de söz edilmez oldu… Kasımpaşa’dan yola çıkan “efelerin efesi” dur durak bilmiyor. Sağa sola, ulusal iradenin kılıcı benim; hayttt var mı yan bakan? “Hangi dilden anlıyorsanız o dilden konuşurum ha!” diyerek yeni meydan savaşlarına hazır olduğunu ilan ediyor. Vatandaş mı? Nâzım’ın bir şiirinin bir dizesindeki gibi; “tabakta yatan uskumru gibi mahzun!” ‘İki sütun özgür olmalı’ ALİCAN ULUDAĞ ANKARA İtalya’da Gladyo’yu çökerten savcı İtalyan Senatör Felice Casson, demokratik bir sistemde yargı ve basın olmak üzere iki önemli sütun olduğunu belirterek, “Bir toplumda bu iki sütun iptal olursa o demokrasi kesinlikle kriz yaşar. Bundan dolayı bu iki sütunun özgür olması gerekir” dedi. Sivas davasının zamanaşımı düşmesine değinen Casson, “Bizim ülkemizde zamanaşımı diye bir şey yoktur” dedi. Casson, MİT ifade krizine ilişkin ise “İtalya’da bir savcı ne zaman İtalyan gizli servisinin başkanını ifade vermeye çağırsa gelir ifadesini verir” diye konuştu. HSYK ile Türkiye Adalet Akademesi’nin, Rixos Oteli’nde düzenlendiği “özel yetkili hâkim ve cumhuriyet savcıları için meslek içi eğitim programı”nın dünkü konuğu İtalya’da Gladyo soruşturmasını yapan Felice Casson oldu. Casson’un öğleden önceki konuşmasına tercüme krizi damgasını vurdu. HSYK’nin anlaştığı organizasyon firması İtalyanca tercüme için İtalyan dili ve edebiyatı bölümünde okuyan iki üniversite öğrencisi gönderince, savcı Casson’un anlattıklarının büyük bölümü çevirilemedi veya eksik aktarıldı. Öğrencilerden biri, hukuki terimler konusunda bilgisinin olmadığını belirterek “Kusura bakmayın. Bizim için çok zor. Bize haber verilmeliydi ama son anda söylendi. Konu hakkında hiçbir şey bilmiyorum, Gladyo olsun, Doğu Bloku olsun” diyerek, gözyaşlarını tutamadı. İki öğrenci daha sonra salonu terk etti. Sorun öğleden sonra TRT’den getirilen tercüman ile çözüldü. Çevirmen krizi Panel öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlayan Casson, Sivas davasının zamanaşımı nedeniyle düştüğünün anımsatılması üzerine, “İtalya’da görülen davalarda zamanaşımı kavramı diye bir kavram bulunmamaktadır. 10 yıl içinde dava sonuçlandırılmalıdır diye bir şey yok” dedi. İtalya’da terör ve organize suçlar gibi konuların ortaya çıkmasında gazetecilerin rolünün çok büyük olduğunu belirten Casson, “Demokratik bir ülkede de gazetecilerin çalışmasına izin verilir” dedi. Casson’a Türkiye’de yaklaşık 100 gazetecinin tutuklu olduğunu anımsatılması üzerine, “Biliyorum, zaten o yüzden söyledim bu kısmı” karşılığını verdi. Uzun tutukluluk sürelerine ilişkin bir soruya yanıt veren Casson, uluslararası uygulamalara işaret ederek, “Birleşmiş Milletler’in ortaya koyduğu Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi ile AİHS, göz önüne alınarak tutuklu luk süresi belli sürelerle kısıtlanmalı. Bireylerin haklarına da saygı göstermek gerekiyor. Burada yapılması gereken şey devletin güvenliği ile bireylerin hakları arasında dengeyi bulmaktır” görüşünü kaydetti. Casson, daha sonra salona geçerek hâkim ve savcıların yazılı sorularını yanıtladı. MİT’çileri ifadeye çağıran ve bu nedenle dosyadan alınan özel yetkili İstanbul Savcısı Sadrettin Sarıkaya’nın da izlediği panelde Casson’a “Türkiye’de MİT Müsteşarı ifadeye davet edildi, kriz yaşandı. İtalya’da da buna benzer kriz yaşandı mı” sorusu yöneltildi. Casson, şunları anlattı: “Gladyo soruşturmasının yapılmasına karşı çıkan dönemin cumhurbaşkanına ‘Siz de bu yapıda yer almıştınız. Arzu ediyorsanız bu yapıyla ilgili şahitlik yapın’ dedim. Cumhurbaşkanı bu du Sarıkaya salondaydı ruma çok sinirlendi ve teklifimizi reddetti. Sonrasında kendisinden önce cumhurbaşkanlığı yapmış kişiye, bakanlar gibi politik kişilere teklifte bulunduk ifade vermeleri için. Kendileri bunu hiç sorun yapmadılar ve ifade vermeye geldiler. O zamanki İtalya gizli servis başkanı ile jandarma komutanını tutukladık. Bir savcı her ne zaman İtalyan gizli servisinin başkanını ifade vermeye çağırsa kendisi hazır bir şekilde gelir ve ifadesini verir. Gelmemesi gibi bir şey yoktur.” Ülkesinde hâkimler ve savcılar kurulunun başkanının cumhurbaşkanı olduğunu kaydeden Casson, “Dönemin cumhurbaşkanı ile sorun yaşadığım sırada kurul üyesi tüm hâkimler toplantı yaptılar ve cumhurbaşkanının bu tavrına müdahalede bulundular. Cumhurbaşkanını, bu sürece saygı duymaya davet ettiler” ifadesini kullandı. GAZETECİ MÜYESSER YILDIZ’DAN İSTEK ‘Koğuşta bir kedim olsun isterim’ Gazeteci Nedim Şener, (soldan üçüncü) eşi Vecide Şener ile birlikte CNN Türk’te Medya Mahallesi programına konuk oldu. 375 günlük tutukluluğun ardından tahliye olan gazeteci Nedim Şener ‘Silivri kahraman olma yeri değil; çürürsünüz’ İstanbul Haber Servisi Odatv davası kapsamında 375 günlük tutukluluğun ardından tahliye olan gazeteci Nedim Şener, “Silivri’de insana ait hiçbir şey yok. Her şey insanı çürütmek üzere kurulmuş. Silivri kahraman olma yeri değil, çürürsünüz” dedi. Cezaevinde olduğu dönemde aleyhine yapılan yayınlara dikkat çeken Şener, “Zaman’ı, Aksiyon’u okuduğumuzda Gülen cemaatinin rolünü çok rahat görüyoruz. Zaman, Samanyolu ve TRT kanalları bizden terörist yaratmaya çalıştılar. Bana nağme yapmasınlar, milyarlar kazanıp rezidanslarda oturuyorsun. Bir gün Silivri’ye gelip o kapıdan içeri girsin bakalım, o yemeklerden yesin bakalım” dedi. Gazeteci Şener, eşi Vecide Şener ile birlikte CNN Türk’te Medya Mahallesi programına konuk oldu. Şener çifti cezaevi sürecinde yaşadıklarını Ayşenur Arslan’a anlatırken, zaman zaman da gözyaşlarına hâkim olamadı. Mevcut tablonun Türkiye’ye yakışmadığını belirten Şener, “Mahkeme insanları mutlu eden, vicdanları rahatlatan bir karar verdi. Diğer davalarda da neden olmasın? Biz 72 saat önce kaçma şüphesi ve delilleri karartma şüphesiyle tutuluyorduk. Görüldüğü gibi kaçmak bir yana hep göz önündeyiz. Tuncay Özkan’ın kızını düşünün, 16 yaşındaydı, şimdi 19 yaşında. Nazlıcan büyümüyor, toplumun vicdanındaki yara büyüyor. Tutuklama sadece tutuklanana değil, çocuklara ve ailelere yapılan bir saldırıdır” dedi. Evinin arandığını radyodan öğrendiğini söyleyen Şener, gözaltına alındığı sabahı şöyle anlattı: “Normalde her sabah kızımı ben okula bırakırım. Kızımı okula götürmek benim görevimdi. Gözaltına alındığım gün çocuğu okula bırakıyordum. Aracımla giderken CNN Türk radyodan evin arandığını duydum. Kaçmak bir yana, çocuğu bırakıp hemen eve koştum. Bir yandan da polis kapıyı mı kırdı diye düşünüyordum.” aban polislere ders vermeye gitti’ Vecide Şener ise gözaltı sürecini şöyle anlattı: “Gözaltının olduğu o gün kızım bana ‘Anne, babam terörist mi’ diye sordu. Çok bilinçli bir çocuk. Gözaltına alındığında ben ‘Baban polislere ders vermeye gitti’ dedim. Ama 2 gün sonra okula gittiğinde arkadaşları ‘Sizi televizyonlarda gördük’ demişler. Eve geldi, ‘Anne beni kandırma’ dedi. Biz annekız dayanışarak bugüne geldik.” ‘B CHP’li başkan kaza geçirdi ? AYDIN (Cumhuriyet) Aydın Belediye Başkanı CHP’li Özlem Çerçioğlu, Nazilli’de trafik kazası geçirdi. Burnu kırılan ve alnından yaralanan Çerçioğlu hastaneye kaldırıldı. Kazaya neden olduğu belirtilen bir kişi gözaltına alındı. GÖZYAŞLARINI TUTAMADI ilivri’nin kahraman olma yeri olmadığını söyleyen Nedim Şener, cezaevinde yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarını tutamadı. Şener, “Silivri’de insana ait hiçbir şey yok. Her şey insanı çürütmek üzere kurulmuş” ifadesini kullandı. Daha önce Doğan Yurdakul’un yaşamını yitiren eşi Güngör Yurdakul’un da başına gelen bir olayı da anlatan Şener, Yurdakul’un Fransa’dan gelen kızının, Xray cihazından geçerken, cihazın ötmesini önlemek için sutyenini çıkardığını, infaz koruma memuru kontrol etmeye gelince de “Sutyenim yok” demek için kıyafetini çıkarmak zorunda kaldığını aktardı. Eşi Vecide Şener ise kızıyla birlikte Nedim Şener’i görmeye giderken kızının eteğindeki 3 metal düğmeden dolayı aramalarda eteği çıkarmak ve beline kazağını sarmak zorunda kaldığını söyledi. Şener ve eşi, önceki gece Açık Toplum Türkiye’nin 10. yılını kutladığı Sabancı Müzesi’ndeki davete de katıldı. Gecede iş, medya ve akademi dünyasından çok sayıda kişi de yer aldı. ‘Bu dava onur mücadelesi’ ? DÜZCE (AA) Tunceli Jandarma Alay Komutanlığı görevini yürüttüğü sırada 1994 yılında lojmanında intihar ettiği iddia edilen Albay Kazım Çillioğlu’nun oğlu Gökhan Çillioğlu, babasının ölümünün aydınlığa kavuşturulması için kararlı olduklarını belirtti. Çillioğlu, “Bu dava bizim için onur mücadelesidir” diye konuştu. S Haber Merkezi Odatv davası kapsamında tutukluluğu devam eden gazeteci Müyesser Yıldız, CHP Milletvekili Melda Onur’dan bir istekte bulundu. Yıldız, milletvekili Onur’a cezaevlerinde sadece “kuş beslenmesine” izin verildiğini hatırlatarak, “Zaten kafesteyiz. Kuşu da kafeste görmek istemiyorum. Bir kedim olsa okşar, sever, can alırım” sözleriyle cezaevinde kedi beslemenin önünün açılmasını istedi. CHP İstanbul Milletvekili Onur, tutuklu gazeteci Müyesser Yıldız’ın Silivri’den kendisinin gönderdiği mektubu Twitter hesabından paylaştı. “Alcatraz kedisini arıyor” yorumuyla yayımlanan mektupta gazeteci Yıldız, Onur’dan cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerin “kedi” beslemesine izin verilmesi için çalışma yapmasını istedi. Mektubunda yaklaşık 89 aydır tecrit altında olduğunu ve koğuşta yalnız başına kaldığını vurgulayan Yıldız, “Önemli değil, alıştım. Ama özel bir cana ihtiyacım var” dedi. Yıldız, hayvansever olduğu bilinen milletvekili Onur’a talebini şu sözlerle iletti: “Biliyorsunuz cezaevlerinde sadece kuşa izin veriliyor. Neden kuş da, mesela kedi değil? Bir kedinin pekâlâ koğuşta kalabileceğini düşünüyorum. Kuşa mesafeli durmamın sebebini tahmin edersiniz. Zaten biz kafesteyiz, onu da kafeste görmek istemiyorum. Bir kedim olsa okşar, sever, can alırım. İşte sizden isteğim bu. Bunu gündeme taşıyıp ilgililerle görüşebilir misiniz?” BUGÜN TABURCU OLUYOR izden terörist yaratmaya çalıştılar Cezaevinde olduğu dönemde aleyhine yapılan yayınlara dikkat çeken Şener, “Zaman’ı, Aksiyon’u okuduğumuzda Gülen cemaatinin rolünü çok rahat görüyoruz. 28 Şubat gibi bir süreçte bile savcılar Merve Kavakçı’nın evine giremedi. Oysa bizim ev aranırken polisler kızımın ödevlerine bile baktılar. Zaman, Samanyolu ve TRT kanalları bizden terörist yaratmaya çalıştılar. Bana nağme yapmasınlar, milyarlar kazanıp rezidanslarda oturuyorsun. Bir gün Silivri’ye gelip o kapıdan içeri girsin bakalım, o yemeklerden yesin bakalım” dedi. B Baykal’ın odasının tavanı çöktü ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Milletvekili Deniz Baykal’ın TBMM’de B Blok alt zemin 5 Nolu bankodaki odasının tavanı çöktü. Baykal’ın Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin toplantısı için Fransa’da olduğu bildirildi. Akbal’ın tedavisi evinde sürecek İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Muğla’da kalp yetmezliği nedeniyle Özel Yücelen Hastanesi’ne kaldırılan gazetemiz yazarı Oktay Akbal’ı, dün gazetemiz imtiyaz sahibi ve TGC Başkanı Orhan Erinç’le gazetemizi yayımlayan Yeni Gün Haber Ajansı’nın Yönetim Kurulu Başkanı Ertin Akgüç ziyaret etti. Erinç ve Akgüç, doktorlarından Akbal’ın sağlık durumuyla ilgili bilgi aldı. Akbal da, “Dostlarımın ziyareti, iyileşme sürecimi daha da hızlandırıyor” dedi. Akbal’ın bugün taburcu edileceği ve tedavisinin evde sürdürüleceği öğrenildi. Ankaragücü’ne haciz şoku ? Spor Servisi Spor Toto Süper Lig’den düşen ve maddi sıkıntılarla boğuşan Ankaragücü’nde kulübün bir firmaya olan 650 bin liralık borcu nedeniyle takımın formalarıyla spor malzemeleri haczedildi. Ankaragücü Genel Menajeri Hikmet Hancıoğlu, “Spor ayakkabısına, maç formasına kadar depomuzda bulunan tüm malzemelere el konuldu” diye konuştu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle