25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 MART 2012 PERŞEMBE dishab@cumhuriyet.com.tr 12 DIŞ HABERLER Özgür Suriye Ordusu’nun, birkaç gündür saldırıların yoğunlaştığı kentten çekildiği belirtildi Ordu İdlib’i kontrol altına aldı Dış Haberler Servisi Suriye ordusunun ülkenin kuzeyindeki, muhaUluslararası liflerin kalesi İdlib kentini kontrol alAf Örgütü, tına aldığı bildiriliyor. Muhalifler, ordunun birkaç günden beri ağır siSuriye’de rejim karşıtı lahlarla saldırdığı kentte, dün gügösterilerde gözaltına venlik güçlerinin açtığı ateşle 5 kialınanlara sistematik şinin öldüğünü, çok sayıda kişiolarak işkence yapıldığını nin de tutuklandığını duyurdu. İdlib’deki muhaliflerden Nuduyurdu. Güvenlik güçlerinin, reddin el Abdo da telefonla hastanelerdeki yaralıları da yaptığı açıklamada, muhalif öldürdüğü öne sürülüyor. Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) kentten çekildiğini, ordu birliklerinin kentte evleri tek tek aradığını söyleyerek “ÖSO, kentten çekilmeyi tercih etti. Çünkü herkes orduya karşı direnemeyeceklerini biliyor” dedi. Suriye İnsan Hakları Gözlem Örgütü de İdlib’in Cebel el Zaviye bölgesinde çatışmaların sürdüğünü, önceki günkü çatışmalarda 17 askerin öldüğünü bildirdi. Uluslararası Af Örgütü ise Suriye’de yönetim karşıtı gösterilerde gözaltına alınanlara sistematik işkence yapıldığını, Devlet Başkanı Beşşar Esad yönetimine karşı ayaklanmanın başladığı geçen mart ayından bu yana 276 kişinin gözaltında öldüğünü duyurdu. Örgütün raporunda, silahlı muhalif grupları da adam kaçırma ve rejimle bağlantılı olduğu sanılan kişileri öldürmekle suçladı. Muhalif örgütlerden Suriye Genel Devrim Konseyi de güvenlik güçlerinin ülkenin çeşitli kentlerinde muhaliflere karşı düzenlediği operasyonlarda ölenlerin sayısının 101’i İdamlar arttı İSTANBUL’DA İLAN EDİLDİ ‘Dostlar’ toplantısı arifesinde yeni blok MİNE ESEN aştığını bildirdi. Örgüt, birkaç günden bu yana operasyonların düzenlendiği İdlib kentinde 40’ı idamdan 63, Humus ve çevresinde 14’ü idamdan 27, Halep’te 3, başkent Şam’ın banliyölerinde 4, Hama ve Dera’da da ikişer kişinin güvenlik güçlerinin ateş açması sonucunda hayatlarını kaybettiğini duyurdu. Örgüt açıklamasında, idamların son bir ayda arttığı, dünya kamuoyunun çocuk ve kadın idamlarına karşı önlem alması gerektiği belirtilerek, “Rejim son dönemlerde, muhaliflerin saflarına katılanların ailelerini hedef alarak çocuklarını ve ailelerini öldürüyor” denildi. Güvenlik güçlerinin, özel hastanelerde tedavi gören yaralı muhalifleri alarak idam ettiği, ordunun tutukluları taşımada Kızılay araçlarını ve ambulansları kullandığı da suçlamalar arasında. Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Anatoly Antonov ise Suriye ile mevcut anlaşmalar çerçevesinde, bu ülkeye silah satmaya devam ettiklerini ve satışı durdurmak için “sebep görmediklerini” söyledi. Ancak Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov daha sonra yaptığı açıklamada, muhaliflere karşı kullanılabilecek hiçbir silah satışı yapmadıklarını belirtti. Suriye’ye sağladıkları askeri yardımın, sadece ülkeyi dış tehditlerden korumayı amaçladığını savunan Lavrov, Suriye Devlet Başkanı’nı korumak için askeri güç kullanmayacaklarını da vurguladı. Gazetecilerini Betona Gömen Ülke Nedim Şener cezaevini anlatırken “Betona gömülüyorsun” diyor: “Sağın solun beton. Toprak yok ağaç yok. Bir mandalinayla birlikte yeşil yaprak geliyor onu asıyorsun. Ya da portakal kabuğunu elinde sıkıyorsun ki koku olsun diye. Koku yok. Yaşamla ilgili tüm duyguların ölüyor. Gözün bile zayıflıyor. Uzağı göremez hale geliyorsun.” Bu sözleri okurken Leyla Zana’yı hatırladım. Zana da hapisten çıktığı gün toprağın üzerinde çıplak ayak yürümeyi arzuladığını, teninde doğayı hissetmek istediğini söylemişti… Özgürlüğü kaybetmenin ötesinde, demek doğadan koparılmak da taşınması en zor olan yük. “Silivri’de her şey insanı çürütmek adına hazırlanmış” diyerek söze devam eden Şener, “empati” duygusu körelmemiş her yurttaşı can evinden vurması gereken şu ifadeleri de kullanıyor: “Cezaevi bir kutu gibi hiçbir alan yuvarlak ve insani değil. Koğuşlar, koridorlar köşeli. Her yerde demir kapıların gürültüleri. İnsanın yaşayacağı yer değil cezaevleri. Maalesef meslektaşlarımızın üzerine bu betondan binaları döktüler ve dökmeye devam ediyorlar.” Türkiye’nin demirparmaklıklar ardına attığı gazetecileriyle “dünya birinciliği madalyasını” taşıdığı düşünülecek olursa; Şener’in söz ettiği trajedinin çapı anlaşılır. Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın serbest bırakılmasında ağırlıklı etki yapan uluslararası basın örgütleri, geçen yıl içinde hazırladıkları raporlarda, bu zulüm şampiyonluğumuzu dünyaya ilan etti. Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) “AB adayı Türkiye”deki tutuklu gazeteci sayısının, dünyanın en baskıcı ülkeleri Çin ve İran’dan misliyle fazla olmasının garabetine dikkat çekti. Tepkiler ardından çığ gibi geldi. “Economist”ten “Financial Times”a, “Repubblica”dan, “El Pais”e dünyanın önde gelen tüm büyük yayın organları; gazetecilere Türkiye’yi zindan eden korku ve baskı ortamını dillerine doladı. Türkiye hakkında yorum yapıp da AKP’yi yeryüzünün “en basın düşmanı hükümeti” ilan etmeyen kalmadı... En son daha geçen hafta “New Yorker”da; “Türkiye’nin hapisteki gazetecileri” başlığıyla (9 Mart) çıkan böyle bir yazı okuduk. “Dünyanın en çok gazeteci hapseden ülke hangisi? Bildiniz mi?” sorusuyla sadede giren makale; “ABD müttefiği, NATO üyesi ve Müslüman demokrasinin vitrin ülkesi Türkiye’nin”; dünyanın en baskıcı ülkesi olduğunu söylemekte; hapiste 42 gazetecisi bulunan İran’a 20 fark attığını belirtmekte ve “Erdoğan Türkiyesi’nin, Putin Rusyası gibi artık tek parti demokrasisine dönüştüğünü” vurgulamaktaydı. Avrupa’da “Repubblica”da aynı gün yayımlanan iki tam sayfalık değerlendirmede de gene, “AKP hükümetinin gazete yöneticileri ve editörlerine koyduğu açık baskılar ve tehditler nedeniyle ‘otosansür’ün kural haline gelişinden” dem vurulmaktaydı. “Betona gömülen” her gazeteciye karşılık yüzlerce gazetecinin zorunlu “otosansürle” seslerinin kesildiğini dünya artık öğrenmişti. Erdoğan’dan, Davutoğlu’na ve Egemen Bağış’ına dek hükümetin üst düzey temsilcileri; “Neden hapiste bu kadar çok gazeteciniz var?” sorusuna muhatap olmaksızın uluslararası kamuoyu önüne çıkamaz olmuşlardı. “Ama onlar gazeteci değil ki! Terörist. Tecavüzcü, ırz düşmanları!” şablonuyla döktürülen cinfikir “ezberler”; dünya kamuoyunda AKP temsilcilerini iyice gülünç duruma düşürüyordu. En son Egemen Bağış’ın BBC’nin “Hard Talk” programında sunucu Stephen Sackur’a karşı, “Onların kimi banka soyguncusu, kimi de tecavüzcü. Bizde mesleği yüzünden tutuklanan gazeteci yok!” derken düştüğü zavallı konumu izledik… AKP “hapisteki gazeteciler” yüzünden Türkiye dışında özetle “insan içine çıkamaz” hale geldi. Nedim Şener, Ahmet Şık, Coşkun Musluk, Sait Çakır’ın salıverilmesi ardındaki birinci itici güç işte bu: dayanılmaz hal alan bu uluslararası baskı. Keşke uluslararası baskılar yerine, içerde ülke kamuoyunun gücü ve baskısı “betona gömülen” meslektaşlarımızın özgürlüğünü iade edebilmiş olsaydı. Ancak iç kamuoyunun kendisini hissettirebilen bir gücü ve ağırlığı olmuş olsaydı; zaten “dünyada en çok gazeteci hapseden ülke” sıfatına sahip olmazdık. İktidar 100’ü aşkın gazeteciyi kilit altında tutmak cesaretini kendinde bulmazdı. İç kamuoyunun bu konudaki vurdumduymazlığı Egemen Bağış hiç unutmuyorum; 12 Haziran’da “Seçim kampanyası sırasında bize hapisteki gazetecileri hiç soran olmadı!” diyerek ifade etmişti. Hapiste bulunan gazetecilerin hesabını iktidardan soran olsaydı, AKP iki kişiden birinin oyunu zaten alamazdı. “Hapisteki gazeteciler” yüzünden Türkiye’de keşke AKP’ye hesap sorulabilme noktasına gelinmiş olsaydı. Şener ve Şık’ın serbest bırakılmaları şimdi hem iç kamuoyundaki duyarlılıkları canlandırmak ve hem de hukuki teamüllerin önünü açmak açısından umarız vesile olur. ‘Satışı niye durduralım’ Zulüm şampiyonluğu Özgür Suriye Ordusu militanları, günler süren çatışmaların ardından orduya karşı direnemeyeceklerini kabul ederek İdlib’ten çekildi. (Fotoğraf:AP) sad rejimi karşıtı bazı grupların Suriye Ulusal Konseyi’ne yönelik eleştirileri dikkat çekerken dün İstanbul’da Suriyeli bir grup muhalif “Kurtuluş ve Yapılandırma Bloku” adı altında yeni bir oluşum ilan etti. Bazı Suriyeli Arap aşiretlerin desteğini alan oluşumda kimi Kürt ve Türkmenler de yer alıyor. Türkiye’nin ev sahipliğinde birçok ülkenin katılımıyla 2 Nisan’da yapılması planlanan “Suriye’nin Dostları Toplantısı” için geri sayım sürerken Suriyeli muhaliflerin parçalı görüntüleri dikkat çekiyor. Dün üç istifa haberinin geldiği Suriye Ulusal Konseyi içinde özellikle muhaliflerin silahlandırılması konusunda etkin olunamamasına tepkilerin arttığı yorumları yapılıyor. Muhalif isimler yakında yeni bir Konsey’in kurabileceği iddiasını dile getirirken dün İstanbul’da yapılan bir toplantıyla Suriye’deki Sünni Bakara aşiretinin lideri Nawaf el Beşir’in başkanlığını yaptığı “Kurtuluş ve Yapılandırma Bloku” isimli bir muhalif grubun kuruluşu ilan edildi. Blok dün açıkladığı bildiride Esad rejminin sivillere yönelik katliamlarının sürdüğüne vurgu yaparak oluşumlarının Suriye halkının nefsi müdafaa hakkını meşru saydığını duyurdu. Yeni oluşumdan, Suriye Ulusal Suriye’deki Konseyi’ne de sert eleştiriler geldi. El Beşir, Sünni Bakara aşiretinin Cumhuriyet’e verdiği lideri Nawaf demeçte konseyin el Beşir. yeniden yapılandırılması, tüm muhalif grupların bunun içinde yer alması gerektiği görüşünü dile getirdi, Özgür Suriye Ordusu’na desteğinin arttırılması çağrısı yaptı. Özgür Suriye Ordusu’nu Suriye halkının meşru tek ordusu olarak kabul ettiklerini belirten El Beşir, konseyin bu orduyu bir an önce silahlandırma kararı alması gerektiğini savundu. El Beşir, konseyi uluslararası toplumu harekete geçirme konusunda etkin işlev görememekle eleştirdi. Sınırda tampon ve uçuşa yasak bölgelerin oluşturularak muhaliflere destek verilmesini ve insani yardım girişinin sağlanması çağrısında bulunan El Beşir, Suriye Ulusal Konseyi’nin Suriye’nin tüm kesimlerini tek bir çatı altında toplamasını istediklerini ancak şu an için böyle bir görüntünün var olmadığını da dile getirdi. Uluslararası toplumu Esad rejminin katliamlarına sessiz kalmakla suçlayan El Beşir, “Acaba İsrail destek vermediği için mi dünya sessiz kalıyor” ifadesini kullandı. BM ve Arap Birliği’nin Suriye özel temsilcisi Kofi Annan’ın çözüme yönelik çabalarından umutlu olmadığını söyleyen El Beşir, “Bunun rejime zaman kazandırmaktan başka bir anlamı yok” diye konuştu. El Beşir, 2 Nisan’da Türkiye’nin ev sahipliğinde yapılması planlanan “Suriye’nin Dostları” toplantısına katılacaklarını da söyledi. E İsviçre’de ülkelerine dönen Belçikalı öğrencileri taşıyan otobüs kaza yaptı Tatilden dönemediler... REMZİ GÖKDAĞ ZÜRİH İsviçre’nin İtalya sınırındaki Valais bölgesinde, Belçikalı öğrencileri taşıyan otobüsün önceki akşam tünelde yaptığı kazada 22’si çocuk 28 kişi hayatını kaybetti, çoğu ağır yaralı 24 çocuk da yaralandı. 52 yolcunun bulunduğu otobüstekilerin, İsviçre’ye kayak tatilini geçirmek üzere Belçika’daki iki okuldan gelen, yaşları 12 civarındaki öğrenciler olduğu belirtildi. İsviçreli yetkililer olayın son 30 yılda ülkede yaşanan en kanlı trafik kazası olduğunu açıklarken Belçika Başbakanı Elio di Rupo “Belçika için trajik bir gün” değerlendirmesi yaptı. Korkunç kazanın ardından, Avrupa ve İsviçre parlamentolarında 1 dakikalık saygı duruşu yapıldı, İsviçre Cumhurbaşkanı Eveline WidmerSchlumpf kaza yerini ziyaret ederek taziyelerini sundu. İsviçre’deki kayak merkezi Val d’Anniviers’den ülkelerine dönen Belçikalı kafileyi taşıyan otobüs, tünele girdikten bir süre sonra önce sağ taraftaki duvara, ardından da tüneldeki acil çıkış kapısının yanındaki bölüme çarptı. Kazayı haber alan yetkililer 200 kişilik yardım ve kurtarma ekibiyle olay yerine geldi. 12 ambulans ve 8 ambulans helikopterin de hazır bulunduğu kurtarma çalışmalarında otobüsten çıkartılan yolcuların büyük bölümünün hayatını kaybettiği açıklandı. Yaralılar özel helikopterlerle Lozan, Bern ve diğer kentlerdeki hastanelere göDış Haberler Servisi İsrail’in Gazze’ye 12 Mart Pazartesi günü gerçekleştirdiği hava saldırısında yaralanan 8 yaşındaki Filistinli Barka el Mughrabi dün hayatını kaybetti. Mughrabi, İsrail hava saldırısında yaşamını yitiren 26. kişi oldu. Mughrabi’nin ölümüne yol açan saldırıda ergenlik çağındaki bir erkeğin de öldüğü belirtildi. İsrail hedef olduğu söylenen bölgeye belirtilen saatte hava saldırısı düzenlemediğini iddia etmesine karşın bölgede bulunan AP muhabiri, söz konusu erkeğin cesedinde şarapnel yaralarını gördüğünü bildirmişti. Keşke iç kamuoyu başarabilseydi Tünelde meydana gelen faciada 22 çocuk öldü. (REUTERS/AP) türüldü. Olay yerinde incelemelerde bulunan yetkililer, 100 kilometre hız sınırının olduğu tünelde otobüsün kaç kilometre hızla seyrettiğinin yapılacak incelemelerden sonra belli olacağını söyledi. Yerel haber kaynaklarının verdiği bilgiye göre, kaza anında iki şeritli tünelde trafik yoğunluğu nun düşük, yol şartlarının da iyi olduğunu belirtiliyor. Yaralıların tedavileri sürerken kazanın nasıl meydana geldiği ile ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Yetkililer kazada yakınlarını kaybedenlere psikolojik destek verildiğini de kaydetti. EKBER KARABAĞ İSRAİL’İN EN KÜÇÜK KURBANI İRAN DEVRİMİNDE BİR İLK Ahmedinejad mecliste ifade verdi İsrail, “Yahudilere ve İsraillilere saldırı olabileceği” gerekçesiyle vatandaşlarını Türkiye’ye gitmemeleri konusunda uyardı. İsrail hükümetinden yapılan açıklamada, “Terör grupları Yahudi ve İsraillilere karşı Türkiye’de ilerleyen günlerde saldırı planları yapıyor” denilerek Türkiye’ye gitmeyi planlayan İsraillilerin dikkatli olması gerektiği söylendi. ‘Türkiye’ye gitmeyin’ ? Dış Haberler Servisi Azerbaycan’da 22 kişi Baku’daki ABD ve İsrail elçiliklerine saldırı planlamak şüphesiyle tutuklandı. Bu kişilerin İran Devrim Muhafızları ile bağlantılı oldukları ve Azerbaycan aleyhinde istihbarat faaliyetleri yürüttükleri öne sürüldü. C MY B C MY B TAHRAN İran’da 1979 yılındaki İslam devriminden bu yana bir ilk yaşanarak bir cumhurbaşkanı mecliste ifade verdi. Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, devlet radyosundan da canlı yayımlanan meclis oturumda, devrimin kurucu liderlerinden Ayetullah Mutahari’nin oğlu Ali Mutahari’nin öncülüğündeki 79 muhalif parlamenterin ekonomik ve siyasi alandaki 10 konu hakkındaki sorularını yanıtlayarak kendini savundu. Ahmedinejad’a yöneltilen soruların başında, “İstihbarat Bakanı Haydar Muslihi’nin görevine devam etmesi için lider Hamaney’in aldığı karara karşı çıkarak çalışma ofisine gitmemesi” meselesi oldu. İran Cumhurbaşkanı bu soruya çok kısa cevap vererek lidere karşı olmadığını belirtti. Genel kurulda zaman zaman espriler yapan Ahmedinejad, Tahran metrosu için bütçe sağlanmadığı ile ilgili soruya verdiği yanıtta, bir itirafta bulunarak bu proje için kullanılacak Döviz Birikim Kasası’nda hiç para olmadığını söyledi. Panetta ölümden döndü ? Haber Merkezi Afganistan’a giden ABD Savunma Bakanı Leon Panetta’nın uçağının indiği üste patlama olduğu bildirildi. Bir kaynak, uçağın inişi sırasında piste giren bir aracın alev aldığını, sürücünün yaralandığnıı belirtti. Olayla ilgili terör saldırısı olasılığı değerlendiriliyor. BakuTahran hattında casus krizi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle