26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 MART 2012 PERŞEMBE 4 lince tahliye olacaklar da, tutukluluk sürelerinin dolmasını mı bekliyorlar? Yukarıda da belirttiğim gibi, aslında bu kararın hukuki izahını yapmak güç; daha doğrusu bizim için güç, Adalet Bakanı Sadullah Ergin belki rahatlıkla yapabilir. Tahliye günü, görüşlerini açıklayan, şimdi hangisi olduğunu çıkaramayacağım bir meslektaş şu ihtimal dışı olmayan ürpertici görüşü ileri sürdü: “İşte, basın kartlıları çıkarttık” demek için de yapmış olabilirler. Son zamanlarda, hapisteki gazeteci sayısı ile ilgili olarak artan eleştiriler karşısında böyle bir yolun tutulmuş olması ihtimal dışı değil ve de öyleyse gerçekten ürpertici. ??? Son kararın basın üzerindeki baskıların bir nebze hafiflemesi anlamını taşıyıp taşımadığına gelince: Dört meslektaşımızın tahliyelerinin hapisteki gazetecilerin sayısını azalttığı doğrudur. Ama bunun basın özgürlüğü açısından çok şeyi değiştirdiğini söylemek yanlış olur. Her şeyden önce, daha hapiste bunca gazeteci yatıyor. Her ne kadar iktidarın mensupları bunların gazetecilik faaliyetlerinden yatmadıklarını söylüyorlarsa da, yine de açıklamaları kuşkuları dağıtmaya yetmiyor. Pozantı haberini yapan gazetecinin tutuklanmış olmasını gazetecilik dışı nedenlere bağlamak o kadar kolay mı? Kaldı ki, basın üzerindeki baskıların başka ve daha rafine yöntemleri olduğunu, hoşa gitmeyen gazetecilerin hatta patronların hapislik dışı yöntemlerle de tasfiye edildikleri bir süreci yaşadığımızı da görmezden gelemeyiz. Bu durumda Nedim’in eşi Vecide Şener’in temennisinin ne kadar gerçek olabileceği ciddi bir soru olarak duruyor ortada. Vecide Şener, Nedim için şunu söylemişti: Çıkınca korkmadan kaldığı yerden araştırmacı gazeteciliği sürdürecek. Acaba Türkiye’de yürekli dürüst araştırmacı gazeteciliğin ortamı kaldı mı hâlâ? Düzeltme: Salı günkü yazıda adı geçen Av. Tayfun Karaali Darüşşafaka değil, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Darülaceze Müdürü’dür. Düzeltir, özür dilerim. HABERLER Sivas katliamı davasında verilen ‘zamanaşımı’ kararına sivil toplumdan tepki yağdı Hukuki İzahı Yok Bir süre önce, Roman açılımı sırasında, parasız eğitim isteğini dile getirdikleri için 19 aydır tutuklu bulunan Ferhat ile Berna’nın duruşmasındaydık. Herkes heyecan içinde, tahliye kararı verilip verilmeyeceğini bekliyordu. Sonunda tahliye kararı çıkınca, kendiliğinden bir alkış koptu. O sırada biri bağırdı: Ne oluyor, arkadaşlar ne alkışı? Ortada alkışlayacak bir şey yok! Herkes dondu kaldı. Arkadaş gerçekten haklıydı. Nedim Şener, Ahmet Şık, Sait Çakır ve Coşkun Musluk’un tahliye haberlerini alınca duyduğum sevinç üzerine birden bu olay geldi aklıma. Baskı dönemleri böyle oluyor. Allah garip kulunu özgürlüğünü kaybettirip, sonra buldurarak sevindiriyor. “12 Mart”ta öyleydi, “12 Eylül”de öyleydi, bugün de öyle. Belki çocuklarımız ya da torunlarımız böyle olmayacak günleri görecekler. Ya biz?.. Bu tahliyelerin hukuki gerekçelerini bulmaya çalışmanın bir anlamı yok. Gazetecilik faaliyetinden dolayı çete mensubu sayılmalarındaki hukuki gerekçeyi, ayrıca tutuklanmalarının esbabı mucibesini hukuk ile izah etmek mümkün değildi ki, tahliyelerini aynı yolla açıklamak mümkün olsun. ??? Yine de, her mahkeme kararının, akla ya da hukuka sığdırabileceğiniz veya sığdıramayacağınız bir gerekçesi oluyor. Burada da gerekçe, “suçun niteliğinin değişme ihtimali ve tutukluluk süresinin göz önünde bulundurulması”. Pazartesi bırakılanların tutukluluk gerekçeleri Odatv mensubu olmalarıydı. Aynı gerekçeyle içeride bulunanlar arasında (Doğan Yurdakul daha önce sağlık nedeniyle tahliye olmuştu) Soner Yalçın, Yalçın Küçük, Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu da var. Acaba onlar için de, suçun niteliğinin değişme ihtimali yok mu? Ya da onların kaçma veya delilleri karartma ihtimalleri daha mı kuvvetli? Yoksa onlar da sıraları ge ‘Bir kez daha yaktılar’ İstanbul Haber Servisi Sivas katliamı davasında, “zamanaşımı”na tepki yağdı, zamanaşımı kararıyla, “insanlığın bir kez daha yakıldığı” belirtildi. Sivas katliamı davasının bitmediğine vurgu yapılarak kamuoyu, zamanaşımı oyununu bozmak üzere davanın Yargıtay ve AİHM sürecini takip etmeye ve demokrasi mücadelesini güçlendirmeye çağrıldı. Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Yönetim Kurulu’nca yapılan yazılı açıklamada, “zamanaşımı kararının Türkiye için bir utanç belgesi” olduğu belirtilerek “Mahkeme bu karar ile bir kez daha Alevileri yakmış, Madımak’ta canlarımızı yakarak insanlığa karşı suç işlemiş binlerce katliam sanığını cesaretlendirmiştir. ABF, bütün demokrasi güçlerini Sivas katliamı başta olmak üzere, adaletsizliğe, saldırganlığa karşı bütün alanlarda yasal yollardan mücadele etmeye ve si Kenanoğlu: Dava bitmedi Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Genel Başkanı Ali Kenanoğlu da açıklamasında, “Bu davanın Aleviler ve insanlık açısından nasıl bir öneme sahip olduğunu biliyordunuz. Bu dava Türkiye Cumhuriyeti hukuk kuralları kapsamında bitirilmiş olsa bile, insanların vicdanında bitmemiş, bitmeyecektir” ifadelerine yer verdi. PEN: Utanç kaynağı PEN Türkiye Merkezi’nin açıklamasında “Sivas katliamı davasının zamanaşımına uğratılması tam bir rezalettir, utanç kaynağıdır. Aydınları yakanlar ile yangını “Cehennem ateşi!” diye coşkuyla seyredenler hakkında vicdanlı bir insanın aklına hangi sıfatlar gelirse, bu kararda payı olan herkes artık aynı sıfatlarla anılacaktır” denildi. yasal iktidarın kin, nefret ve ayrımcılık üzerine kurgulanmış politikalarının karşısına eşit yurttaşlık talebiyle çıkmaya davet etmektedir” denildi. Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan zamanaşımı kararıyla, insanlığın bir kez daha yakıldığını belirterek şunları kaydetti: “Sivas katliamının arkasındaki güçler açığa çıkarılsın. Bu koruma ve kollamanın arkasında devlet kurumları olduğu gibi, o günden bugüne hükümet eden iktidarlar da vardır. Olayı seyreden siyasi iktidar, İçişleri Bakanlığı, Emniyet yetkilileri, askeri yetkililer, va li, belediye yetkililerinin bu katliamda suçu ve sorumluluğu bulunmaktadır. Kamuoyunu, zamanaşımı oyununu bozmak üzere davanın Yargıtay ve AİHM sürecini takip etmeye ve demokrasi mücadelesini güçlendirmeye çağırıyoruz.” Avukatlar Vakfı Başkanı Uğur Yetimoğlu, “12 Eylül dönemini ve darbe planlayanları yargılamakla övünen ve ileri demokrasi türküleri söyleyen Başbakan’ın bu kararı ‘Hayırlı ve uğurlu’ olsun diyerek karşılaması, yanan yüreklerin acısına karşı açık bir hakarettir” dedi. Halkların Demokratik Kongresi Yürütme Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamada ise “Devlet gözetiminde yapılan, bir bölümü devlet desteği ile gerçekleştirilen katliamlar karşısında hukukun böyle işlemesi, güvensizliği arttırmakta, birlikte yaşama endişesini de büyütmektedir” denildi. ‘VİCDANSIZ PROPAGANDA’ Fransa CHP’LİLERDEN ERDOĞAN’A Çelik’ten Sivas savunması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Sivas davasındaki zamanaşımı kararı nedeniyle hükümete yönelik eleştirileri yanıtlarken, “Bu vahim olay olduğunda AK Parti ana rahmine bile düşmemişti. Sanıkların avukatlığını yapan milletvekilleri nedeniyle partiyi suçlamak haksız propagandadır” dedi. Çelik savunma hakkının herkes için kutsal olduğunu belirterek, “Bazı AKP’li vekillerin, geçmişte avukatlık yaptıkları dönemlerde bu davadan sanık olarak yargılanan bazı kimselerin avukatlığını yaptığından yola çıkarak bunu AKP ile ilişkilendirmek gibi maalesef çok haksız ve vicdansız bir propaganda yapılmaktadır. Cinayetle yargılanan birisinin avukatlığını yapan kimseye siz cani muamelesi yaparsanız, sizin bu muameleniz canice olur” dedi. İkiyüzlü bir tavır ŞULE KÖKTÜRK ‘Hukuk ayıbı karar’ Kartal’da yürüyüşle Sivas katliamı davasında zamanaşımı kararı Fransa’nın başkenti Paris’teki Türk Başkonsolosluğu binası önünde protesto edildi. Fransa Alevi Birlikleri Federasyonu tarafından düzenlenen gösteriye, yaklaşık 400 kişi katıldı. Gösteriye katılanlar, “işlenen insanlık suçu, verilen karar insanlık ayıbı” şeklinde sloganlar attı. Protesto gösterisi dolayısıyla basına dağıtılan bildiride, “davanın zamanaşımı gerekçe gösterilerek düşürülmesinin hukuk ayıbı olduğu” ifade edildi. Fransız polisinin yoğun güvenlik önlemi aldığı gösteriye katılanlar daha sonra olaysız bir şekilde dağıldı. (Fotoğraf: AA MUSTAFA YALÇIN) Zamanaşımı kararı Kartal’da düzenlenen yürüyüşle protesto edildi. Eyleme; Pir Sultan Ab dal Kültür Derneği, ÖDP, CHP, DİS K ve yüzlerce yurttaş destek verdi. Pir Sultan Abdal Derneği Kartal Şu be Başkanı Rahim Noz, dönemin Sivas Belediye Başkanı olan Teme l Karamollaoğlu’nun “Gazanız müba rek olsun” sözünü hatırlatarak bugü n de Başbakan Erdoğan’ın zamanaş ımı kararı için “Hayırlı olsun” dediğ ini belirtti. protesto edildi Sarıhan firari sanıkların peşini bırakmayacaklarını söyledi 15 bin kişi için başvuracağız ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Avukat Şenal Sarıhan, Sivas davasını zamanaşımı nedeniyle düşüren mahkemenin “katliamın insanlık suçu olduğunu” kabul ettiğini söyledi. Bundan sonra kaçak durumda olan 15 sanığın yakalanması için girişimlerini sürdüreceklerini belirten Sarıhan, olaylara katılan 15 bin kişinin yargı önüne çıkarılması için savcılığa başvuracaklarını kaydetti. Mahkemenin zamanaşımı kararını değerlendiren Sarıhan, kararı temyiz edeceklerini söyledi. Kararın üç olumlu yönü olduğunu kaydededen Sarıhan “Birincisi bu kararla katliamın insanlık suçu olduğu ortaya konuldu. İkincisi, insanlık suçu zamanaşımına uğramayacağıdır. Üçüncüsü 2005’te kabul edilen ve insanlık suçunu düzenleyen TCK’nin 77. maddesinin geçmişteki bir olay için de kullanılabilir” dedi. Kararın olumsuz yanının ise “insanlık suçunu sadece kamu görevlilerinin işleyeceği yargısı” olduğunu belirten Sarıhan bunun Yargıtay’ca bozulmasını umduğunu söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Dersim katliamı tartışmalarında, konuya adeta can simidi gibi sarılarak özür dilemesi ancak Sivas katliamı davasının zamanaşımına uğramasında, “Hayırlı olsun” ifadelerini kullanması CHP milletvekilleri tarafından “samimiyetsizlik ve ikiyüzlülük” olarak değerlendirildi. Sivas katliamı davasını zamanaşımına uğramasına ilişkin sorularımızı yanıtlayan Hüseyin Aygün, davayı Yargıtay’a götüreceklerini belirterek “Ama bunu yasama çözebilir. İnsanlık suçlarında zamanaşımı olmaz. Olay her yönüyle AKP’nin aleyhinedir. Bunların samimiyetsizliği ve ikiyüzlülüğünü gösteren yeni bir gelişmedir” diye konuştu. Başbakan Erdoğan’ın sözlerinin, olaya kurbanların değil faillerin tarafından baktığını gösterdiğini vurgulayan Aygün, “Olaya yakanlar açısından bakıyor yakılanlar açısından değil” diye konuştu. ‘Katillerin yanındalar’ CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba da kararın beklenmedik bir karar olmadığına işaret ederek Alevilere yönelik saldırıları anımsattı. Ağbaba, “Bunlar Sivas katillerinin yanında. Onları destekliyorlar, ölenleri suçladılar. O günki zihniyetin devamı Başbakan da, bu ekibin içindeki herkes de. Sivas davasında farklı sonuç beklemek ahmaklık olurdu” ifadelerini kullandı. Arınç: Katliamda sorumlu kamu görevlileri hakkında yeni bir soruşturma açılsın Günay: İnsanlık suçu İstanbul Haber Servisi Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Madımak katliamında kusurlu bulunan veya kusurlu oldukları düşünülen kamu görevlileri hakkında bir soruşturma başlatılıp bunlarla ilgili bir yargılama yapılabileceğine dikkat çekerek savcıların iddiaları soruşturmasında fayda gördüğünü belirtti. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da, “Bir kitleye karşı topyekun hiçbir ayrım yapılmaksızın toptan hedef gösterilerek yapılmış bir saldırı insanlık suçudur” dedi. Arınç, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) 12. Ekonomi Basını Başarı Ödülleri töreninde, gazetecilerin Madımak davasıyla ilgili sorularını yanıtladı. Mahkemenin verdiği kararın mevcut sanıkların kamu görevlisi olmamasıyla ilgili olması durumunda yapılacak bir başka işlemin daha bulunduğunu ifade etti. Arınç, şöyle devam etti: “O da şudur; bu katliam gibi feci olayda kusuru bulunan veya kusurlu oldukları düşünülen kamu görevlileri hakkında bir soruşturma başlatılıp, bunlarla ilgili bir yargılama yapılabilir. Dönemin valisinden, içişleri bakanından, hükümetten, sorumlu kişilerden ve olay sırasında görüşmeler yapıldığı iddia edilen kişilerden, olaya kayıtsız kalanlardan, bu olayın sonuçlanmasında şu veya bu şekilde katkısı bulunanlardan, kimlerse, o kişiler hakkında soruşturma yapılarak asli fail olmasalar bile olaya dolaylı olarak sebebiyet verdiği iddia edilen kişilerin yargılanması da bence bu yargılamadan daha önemlidir. Savcılarımızın bu iddia üzerine bir soruşturma yapmasında ben şahsen fayda görüyorum.” Kültür Bakanı Günay da, Armaggan Mağazası’nda düzenlenen “Zeytinyağı Çalıştayı”nın ardından basın mensuplarının Sivas davasıyla ilgili sorusu üzerine şunları söyledi: “Bizim inançlarımızda ve hukukumuzda amaçsız, hedefsiz, vebalsiz bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmektir. Bütün insanlığı öldürmek, ilahi hukukta insanlığa karşı işlenen suçun adıdır. Bütün insanlığı öldürme terimi, bizim kutsal kitaplarımızda geçen ve burada işlenmiş olan suçlar da bütün insanlığı öldürmek niteliği ile insanlığa karşı suçtur. Yargının bir bölümü ile insanlığa karşı suçu kabul edip davanın bütününü bu tavsiften çıkarmış olması ve 20 yıla yakın bir aradan sonra sonuca vardırmadan kararı zamanaşımına uğratması kamu vicdanını incitmiştir.” C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle