Katalog

11 MART 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 günde iki kez vuruldu ? BURSA (Cumhuriyet) Yunus Emre Mahallesi Esenler Caddesi’nde 8 Mart’ta uğradığı silahlı saldırıda bacaklarından yaralanan Habip Çelik (40), tedavisinin ardından kaçtı. Çelik, Hamidiye Mahallesi’nde önceki gece yeniden silahlı saldırıya uğradı. Silahlı saldırı olaylarının kız kaçırma nedeniyle meydana geldiği belirtildi. 3 Hız sınırını aşan dolandırıcılık ? İZMİR (AA) ATM’ye kurdukları düzenekle banka ve kredi kartlarını kopyaladıkları ve kart şifrelerini gizli kamerayla öğrenerek başkalarına ait banka hesaplarından para çektikleri iddiasıyla gözaltına alınan 2 kişi tutuklandı. Alsancak’taki bir ATM’ye kurdukları düzeneği almaya gelen M.A (38) ve G.Ş (27) suçüstü yakalandı. Zanlıların bu düzenekle 1.5 saatte 33 kişinin kart bilgilerini kopyaladığı belirlendi. Yaşama şansı yok denen Yunan hasta İzmir’de yeniden doğdu Şifayı komşuda buldu İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Rodos’ta yaşayan Yunanistan vatandaşı Christos Burdurlu’ya (66) 2 ay önce Rodos’ta pankreas kanseri teşhisi konuldu. Yunan doktorların yaşama şansı olmadığını söylediği Burdurlu, tedavi olmak için Yunanistan yerine ameliyatla çözüm sunan Türk doktor Prof. Dr. Ahmet Çoker’i tercih etti. Başarılı bir ameliyat geçirip şifa bulan Burdurlu, Türk doktorlarına teşekkür etti. Rodos’ta mermercilik işiyle uğraşan 3 çocuk ve 5 torun sahibi Christos Burdurlu, Türkleri çok sevdiğini belirterek “Yunanistan’da bana kısacık bir ömür biçtiler, başta çok korktum ama Atina yerine İzmir’e gelmeyi tercih ettim. Ülkeme iyileşip de dönüyorum. Türk doktorlarına teşekkür ediyorum” dedi. Dünkü Yazımın Son Cümlesi… Vicdanlı, bilinçli bir köşe yazarı, asla yazdıklarından ve yazacaklarından kurtulamaz: Ne yazdım… Nasıl yazdım… Kimseye haksızlık ettim mi… Gerçekleri tam görebildim mi… Düşüncelerimi tam aktarabildim mi… Ya da: Ne yazacağım… Nasıl yazacağım… Daha açık seçik yazabilir miyim… Veya: Okurların duygu ve düşüncelerine ters olan, ama doğru olduğuna inandığım duygu ve düşünceleri nasıl yazdım, nasıl yazacağım… Ve Türkiye’de: Yazdığım ya da yazacağım yazıdan dolayı kim, nasıl, neden alınır, kızar, üzerime gelir… Küfür ve hakaret işitir miyim… Hakkımda soruşturma açılır, ceza alır, tazminat öder, içeri atılır mıyım? ??? Dünkü yazımı yazdığımdan beri son cümlesi aklımdan çıkmıyor: “Sapık davalarında işleyen adli kontrol sistemi, gençlerde ve siyasal davalardaki tutuklularda işlemez mi?” Bu soruyu sormama neden olan olay, üniversiteli genç kızlara teşhircilik yaparken suçüstü yakalanan bir adamın “adli kontrol” sistemi ile takip edilmek üzere serbest bırakılmış olmasıydı. Şimdiye kadar karakola gidip imza vermek suretiyle işleyen adli kontrol sistemi, kadına yönelik şiddeti önlemeye yönelik yasa ile elektronik kelepçe ile de uygulamaya sokuldu. Teşhircilik yapan sanığın hangi sistemle “adli takipte” olduğunu bilmiyorum… Muhtemelen yeni elektronik kelepçe sisteminin altyapısı hazır olmadığı için, en azından bir süre eski yönteme tabi olacaktır. Ama bu olay, elektronik kelepçe uygulamasıyla daha da geliştirilen “adli kontrol” sisteminin başka nerelerde kullanılabileceği konusunda çeşitli olasılıkları aklıma getirdi. Biliyorum şimdi soracağım sorular pek çok okura, hukukçuya ve Silivri davalarında veya benzer davalarda yargılananlarla, avukatlarına çok safça gelecektir… Gerçekten de, hemen hemen bütün tahliye taleplerinin adeta matbu gerekçelerle reddedildiği, tutukluluk sürelerinin yıllarca sürdüğü ve cezalandırmaya dönüştüğü bir süreçte bu soruların bir anlamı olmayacaktır belki de… Ama olsun ben yine de soracağım: Şu anda tutuklu yargılanan öğrenciler bu sistemden yararlandırılarak bu gençlere eğitimlerini sürdürme olanağı verilemez mi? Acaba elektronik kelepçe ile, Prof. Mehmet Haberal’ın hayat kurtardığı ameliyathanesine dönmesi ve insanlığa hizmetine devamı sağlanamaz mı? Prof. Fatih Hilmioğlu’nun hastalarına şifa dağıtması olanaklı kılınamaz mı? Tutuklu bulunan sekiz milletvekilinin Meclis çalışmalarına katılması temin edilemez mi? Tutuklu yargılanan muvazzaf subayların vatan görevlerine dönmeleri sağlanamaz mı? Yargılama sürecinde tutukluluk süresi belli bir zamanı aşan bütün sanıklar bu sistemden yararlanamaz mı? ??? Sevgili içerdeki ve dışardaki okurlarım unutmayınız, her değişim soru sormakla başlar… Bu sorular, size saçma da gelse, her uygar ülkede her uygar insanın sorması gereken sorulardır! KISA KISA ? Adana Ceyhan’da, karın ağrısıyla hastaneye başvuran Hatice Demir’in (45) rahminden, 6.5 kiloluk tümör alındı. Dr. Murat Karslı, Demir’in kendilerine geldiğinde 8 aylık hamile görünümünde olduğunu belirtti. ? Bitlis’te ve Tatvan’da düzenlenen 5 ayrı operasyonda 237 bin kaçak sigara ele geçirildi. Gözaltına alınan 8 kişiden 4’ü nöbetçi mahkemece tutuklandı, diğer 4 kişi ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Cem Yılmaz evlendi Cem Yılmaz ve Ahu Yağtu dün akşam Pera Palas Otel’de evlendi. Törene 150 davetli katılırken Cem Yılmaz’ın nikâh şahitliğini, bel fıtığı ameliyatını gerçekleştiren Prof. Dr. Ali Şehirlioğlu, Ahu Yağtu’nın nikâh şahitliğini ise Tülin Çamlıca yaptı. Eşini, annesini ve babasını yitirdi ? Yurt Haberleri Servisi Ardeşen’den Rize’yegitmekte olan İhsan Bayraktar (48) yönetimindeki otomobil, Karadeniz Sahil Yolu’ndaki bir çay fabrikası önünde bariyere çarptıktan sonra denize yuvarlandı. Kazada anında sürücü Bayraktar yaralandı Bayraktar’ın eşi Ayşe, annesi Fatma ve babası Mustafa Bayraktar ise yaşamını yitirdi. Evlat acısı iresun’da evlerinde çıkan yangında iki G çocuğunu yitiren anne Hülya Bayrak ile baba Şenel Topal, çocuklarının toprağa verildi ği mezarlık yanında yaptıkları kulübede yaşıyor. Evlat acısını derinden hisseden anne Bayrak ile baba Topal, çocukların toprağa verildiği mezarlığın yanındaki boş alanda kulübe yaparak buraya yerleşti. Acılı anne ile baba, çocuklarının mezarlarına yakın olarak acılarını hafifletmeye çalışıyor. (Fotoğraf: ENDER BEVERAA) C MY B C MY B