25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 ŞUBAT 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 15 Gördüğünüz gibi konu ve Kavgayı vergi idaresi gelişmeler bir spor başlatmıştı! Nisan 2006’da karşılaşmasındaki devreler, bir kanun çıktı ve yatırım özellikle de bir boks raundu indirimi uygulaması 2006 gibi. yılının başından itibaren Peki, bu mücadele bitti mi? kaldırıldı. Yalnızca 2005 Son karar henüz Resmi yılından devreden yatırım Gazete’de yayımlanmadı. indirimi ve 31 Aralık 2005’ten Ancak yürütmeyi durdurma önce başlayan yatırımlar için kararı son derece önemli. Bu sadece 2006, 2007 ve 2008 kararda, yürütmeyi yıllarında yatırım indiriminden durdurma nedeni, “sınırlı yararlanılabileceği belirtildi. yatırım indirimi Bu hüküm, ana muhalefet uygulanmasından doğacak partisi CHP tarafından sonradan giderilmesi güç Anayasa Mahkemesi’nde kısıtladı. Bu Kanun, 2010 ve izleyen veya olanaksız durum ve zararların dava konusu edildi ve mahkeme, yıllarda yatırım indiriminin ilgili yıl önlenmesi ve iptal kararının sonuçsuz CHP’yi haklı gördü. Yani yatırım kazancının yüzde 25’i ile sınırlı olacağını kalmaması” olarak açıklandı. Gelir ve indiriminden sadece 2006, 2007 ve söyledi. Yani yatırım indirimi kavgası kurumlar vergisi mükelleflerinin 2011 2008 yıllarında yararlanılmasının yılı beyannamelerinde, herhangi bir sınır anayasaya aykırı olduğuna karar verildi. devam ediyordu. CHP, 6009 Sayılı Kanun ile yapılan olmaksızın yatırım indirimi Böylece mükellefler, 2005 yılından bu düzenleme için de Anayasa uygulamalarında “şu an için” herhangi devreden yatırım indirimi ve 31 Aralık Mahkemesi’nin kapısını çaldı ve yine bir engel bulunmuyor. 2005’ten önce başlayan yatırımlar için haklı görüldü. “Şu an için” diyoruz. Çünkü vergi 2008’den sonraki yıllarda da yatırım Evet, Anayasa Mahkemesi 9 Şubat idaresinin yaklaşık 6 yıldır süren bu indiriminden faydalanabileceklerdi. 2012 tarihinde yaptığı toplantısında, kavgayı bitirmeye niyeti yok. Kavganın ilk raundunu mükellef ilgili yıl kazancının yüzde 25’i ile sınırlı Yatırım indirimi uygulamasına ansızın kazanmıştı ama vergi idaresi de “kararlıydı”. Anayasa Mahkemesi’nin 15 yatırım indirimi uygulamasını anayasaya son verilmesi, yatırım yapan mükellefler aykırı buldu. Ayrıca, bu hükmün açısından beklenmedik bir durumdu. Ekim 2009 tarihli oturumunda aldığı bu yürütmesinin durdurulmasına karar Ancak bunu kanun koyucunun takdir kararın 8 Ocak 2010 tarihli Resmi verildi. Böylece, son raundu da yetkisi olarak kabul ettik. Oysa, 2005 Gazete’de yayımlanması, 2009 yılı için mükellefler kazanmış oldu. yılından devreden yatırım indirimi yatırım indirimi ile 31 uygulatmamaya Aralık 2005’ten önce gerekçe oldu. başlayan yatırımlar için Mükellefler buna yatırım indiriminin karşı da atağa geçti sınırlandırılması kabul ve 2009 yılı Dul olan Emekli Sandığı edilemez beyannamelerini emeklisi anneme, vefat eden düzenlemelerdi. Önce “ihtirazi” yani dava SSK emeklisi dedemin maaşı yıl sınırlaması Anayasa açma kaydıyla verip bağlanır mı? Mahkemesi tarafından bu davaları Sorularınız için malicozum?ismmmo.org. Ata Sadık Çam iptal edildi. Şimdi de kazandılar. tr adresine mail atatutar sınırlaması. Bize Ne yazık ki vergi bilirsiniz. Tüm sorular Kendi emekli maaşı göre; artık bu kavgayı idaresi bununla eposta ile tek tek olduğundan SSK yetim aylığı daha fazla uzatmanın yetinmeyip 6009 cevaplanacaktır. bağlanmaz. bir anlamı yok. Bırakın Sayılı Kanun ile mükellefler hak mükelleflerin yatırım ettiklerinden indirimi hakkını, bu faydalansın. kez tutar yönünden SGK Para Cezaları Düştü Birçok işveren ve mali müşavirin yakındığı konulardan biri de SGK para cezalarının yüksekliğidir. Özellikle basit maddi hatalar yapılmasından dolayı yüksek cezaların ödenmesi işletmelerde ciddi sıkıntı yaratabiliyor. İşte 6270 Sayılı Kanun’la yapılan son düzenleme ile 26 Ocak 2012 tarihinden geçerli olmak üzere SGK tarafından uygulanan bazı idari para cezalarında değişiklik yapıldı. Yeni düzenleme sonrası mahkeme kararı, kamu idarelerinden gelen bilgiler, müfettiş ve diğer denetim elemanlarının tespitleri dışında olmak koşuluyla cezalar yeniden düzenlendi. “İşyeri bildirgesi”, “Sigortalı işe giriş bildirgesi”, “Sigortalı işten ayrılış bildirgesi” tekrar isteniyor. Aynı şekilde; “Kamu idareleri ile döner sermayeli kuruluşlar ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamındaki kuruluşlarla, kanunla kurulan kurum ve kuruluşların ihale yolu ile yaptırdıkları her türlü işleri üstlenenler” bunların adreslerini 30 gün içinde kendiliğinden verecek. Bu durumda SGK’nin hesaplayacağı cezalara ilişkin tebligatın yapılmasından 15 gün içinde bunlara ilişkin idari para cezaları ödenmek koşuluyla cezanın dörtte biri silinecek. İşyeri bildirgesini süresi içinde kuruma vermeyenlere verilecek cezalar ise şöyle: 1) Kamu idareleri ile bilanço esasına göre defter tutmak zorunda olanlar için asgari ücretin üç katı tutarında yani 2 bin 660 lira 2) Diğer defterleri tutmak zorunda olanlar için asgari ücretin iki katı yani 1.773 lira 3) Defter tutmakla yükümlü olmayanlar için bir aylık asgari ücret tutarında 886,50 lira idari para cezası uygulanacak. Yine sigortalı işe giriş bildirgesini yasal süresi içinde ya da kurumca belirlenen şekilde göndermeyenler hakkında da her bir sigortalı için asgari ücret tutarında 886,50 lira idari para cezası uygulanacak. İlgili ceza sigortalı işten ayrılış bildirgesi söz konusu olduğunda asgari ücret tutarını yani 886,50 lirayı bulacak. Ancak söz konusu cezaların yukarıda belirtilen indirim kapsamına girmesi halinde bu cezalar dörtte bir oranında uygulanacak. ‘Yatırım İndirimi’nde Son Raunt Mükellefin! Yeni ‘Gençliğe Hitabe’ Hazır!.. Tayyip Bey ne istediğini, ne hedeflediğini aslında tüm açıklığıyla söyledi: Dindar gençlik!.. Tepkiler gelince, “Tek tip insan yetiştirilmek isteniyor” eleştirileri yükselince Başbakan, söylediği hedefi kendince düzeltti. Yeni hali şöyle oldu: Modern ve dindar gençlik!.. Bunu ya da benzeri sözleri ilk söyleyişi de değildi. Refah Partisi’nin İstanbul il başkanı olduğu sıralarda, belediye başkanlığı döneminde son derece keskin, tartışma yaratan açıklamalar yapmıştı. Ben birini hiç unutmadım mesela; demokrasiyi, amaçladıkları yolda bir tramvaya benzetmiş, zamanı geldiğinde ineceklerini söylemişti... Bugünlerde, tramvaydan inme zamanı geldi demek ki!.. ??? Tayyip Bey’in toplumu bir kez daha dalgalandıran bu sözleri söylediği sürece bakarsak, neyin hedeflendiğini çok daha iyi kavrayabiliriz sanıyorum... Öncelikle milli bayramlar bir punduna getirilip yasaklanmaya, hatta tamamen kaldırılmaya başlandı. Cumhuriyet Bayramı, askerimize saldırı yapıldığı, yasta olduğumuz gerekçesiyle; 19 Mayıs Bayramı havaların soğuk olduğu bahanesiyle kutlanmadı. Bundan böyle yapılması da şüpheli!.. Eh 19 Mayıs’a soğuk diyen kafanın 23 Nisan’a nasıl bir kulp takacağı da belli oldu haliyle!.. Ardından “Andımız” oturtuldu hedefe. Daha o tartışma sürerken de Atatürk’ün “Gençliğe Hitabe”si. Öyle ki; AKP’nin sözcüsü Hüseyin Çelik, ortada bu türden en ufak bir tartışma yokken, kimsenin aklının ucundan bile geçmezken bir televizyon programında, Gençliğe Hitabe ve Andımız için “Tabii ki kaldırılabilir, ayet mi bunlar” dedi, diyebildi!.. Milli Eğitim’in ve Diyanet İşleri’nin art arda attıkları adımlar, aldıkları kararlar, amaçlanan hedefi tüm açıklığıyla gösteriyor. Gençliğin beyninden Cumhuriyeti ve Atatürk’ü silmek!.. İşte bu kadar basit!.. Tayyip Bey’in AKP Gençlik Kolları’nın etkinliğine telekonferans yoluyla bağlanarak yaptığı konuşmada Necip Fazıl Kısakürek’ten alıntı yaparak okuduğu dize neydi? Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, öcünün davacısı bir gençlik. Gerçi Tayyip Bey, okurken “öcünün” sözcüğü yerine “kalbinin” sözcüğünü koydu ama aslı “öç”tür, Necip Fazıl kendi sesiyle okuduğu bu şiirde “öcünün davacısı bir gençlik” demiştir.. Böylece anlamış bulunuyoruz ki Tayyip Bey’in istediği “dindar gençlik” böyle bir gençliktir: Kininin, öcünün davacısı olacak bir gençlik!. Kime karşı kin, kime karşı öç, orasını daha iyi kavrayabilmek için şiirin tamamına bir göz atmanız kâfi, orada gayet açıkça anlatıyor şair!.. Necip Fazıl’ın bu şiirinin adı ne onu biliyor musunuz peki?.. Gençliğe Hitabe!.. Zaten, şiirin tanıtımı da “Müslüman Gençliğe Hitabe” olarak yapılıyor!.. Bu durumda, Mustafa Kemal’in “Gençliğe Hitabe”sinin niçin kaldırılmaya çalışıldığı da gayet açıkça belli oluyor: Hedef 2023.. Hitabe’nin yenisi de cepte.. Geriye ne kaldı?!.. ??? Aslında yazımı noktalamıştım ancak gazetede bir eğitimcinin, Erzurum Dumlupınar İlköğretim Okulu Müdürü Mustafa Aydın’ın sözlerini okuyunca gençliği yetiştiren bir eğitimcinin “sefaleti” karşısında şok geçirdim. Adam açıkça şöyle diyor: Suçluların kanı alınsın, gen haritası çıkarılsın. Çocuk doğduktan sonra analiz yapılsın. Vatana, millete, bu ülkeye zararlıysa yürümeden yok edilsin... Eğitimci değil, Gestapo komutanı mübarek!.. Şiddet eğiliminin yalnızca gen değil, aile, çevre, yetişme ve eğitim sorunu olduğunu bilemeyecek denli cahil!.. Bir Nazi’den farkı yok. İstenen tür ve ebatta çocukları bunlar mı yetiştirecek?!.. EMEKLİ MAAŞI OLAN, YETİM AYLIĞI ALABİLİR Mİ? Çıkmaz Sokakta Gibiyim PERİHAN ERGUN KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la iki görevlinin özel yetkili savcı tarafından KCK ile ilgili ifadeye çağırılması, hukukun üstünlüğü kavramında karmakarışık duyumlarla yorumlara neden oldu. Talimatla ifadelerinin alınmak istenmesi tebliği Başbakan’ın istemi doğrultusunda Adalet Bakanlığı’nca durduruldu. Buna neden olarak da savcının yetkilerini sınırlayan başsavcıya danışmadan işleme giriştiği gösterildi. Bir de yasa gereği Başbakan’a bilgi verilmemesi şuçlaması da söz konusu oldu. Olay toplumda ilgi ve merak uyandırdı. Hemen Fidan olayı sebep gösterilerek koruyucu yeni bir yasa girişimi oluşturuldu... Ülkenin hukuk duayenlerince bu özel yasa çıkarılarak, soruşturmaların Başbakan’ın emrine verilmesi isteminin demokratik ülkelerin hiçbirinde olamayacağı, kişilerin hangi nedenlerle olursa olsun özel kanunlarla korunmaya alınamayacağını savundular. Bu işlem ancak ve ancak tek şefli faşist yönetimlerde olur, dediler. Ve varılan noktanın, MİT Yasası’nda değişiklik yapmayı öngören, Adalet Komisyonu’ndan da hızla geçen bu yasanın, MİT mensuplarının hangi suç iddiasıyla olursa olsun, ancak başbakanın izniyle yargılanabileceklerinin eşitlik ve demokrasi kurallarına aykırılığını belirttiler. Ayrıca, zaten MİT Yasası’ndaki 2. madde kapsamında koruma yönetmeliği var, dediler. Sadece 26. maddeyi okumak bu yanlışlığı doğurur, diyorlar. Bunları izlerken 12 Eylül’ün toplumda adalet ve eşitlik kurallarını kaldırarak binlerce kişiye uygulanan acı vericiliklerini anımsadım. Bir de bazıları bu yasanın, Cumhurbaşkanı’nca siyasi kökenini unutupyadsınabileceğini umanlara gülümseyerek bakıyorum. Son yıllarda Ergenekon adıyla yürütülen özel mahkemedeki düzmece hukuku, kanıtları ve tanıklıkları düşünmekten kendimi alamıyorum. Silivri Zulümhanesi’ne kapatılmış olan gazeteci yazarların, aydınların, yurtseverlerin haksızlığa uğrayışlarını düşünerek gene kınadım. ??? Bir tedirginliğim de rant getiriciliği öngörerek İstanbul’un tarihi yapısını, çevre ve doğasını, sit yasalarını hiçe sayarak altüst edilmesine çok hayıflanıyorum. Yıllardır Marmara’nın incileri Prens Adaları’nı korumada bir avuç Adaseverle verdiğimiz savaşıma engel olunabileceği kaygısını taşımaktan da kendimi alamıyorum. Hâlâ da Yaradan’ın bizlere bahşettiği denizin ortasındaki bu kara parçalarının kıymetini bilemeyenlerin tutumuna şaşıyorum. Örneğin; son günlerde gelir getiriciliği düşüncesiyle Adalar’da bazı mülk sahiplerinin mekânlarıyla kamu binalarının üzerine yerleştirilen baz istasyonlarına kayıtsız kalmalarını da kabul edemiyorum. Gene de tüm engellemelere karşı yönetim kurulumuzca verilen karar doğrultusunda bu işlemi kaldırtacağımıza inanıyorum. ??? Kentimizde işlemleri ve tarihi örnek yapısıyla değer bulmuş olan Haydarpaşa Garı’nı gelir getirecek tesislerle donatma ve ulaşımdaki önemine karşın yok etme girişimleri de çevre koruyucularıyla Mimarlar Odası’nca esef ve tepkiyle karşılanmaktadır. Kendimi bildim bileli yıllardır büyük İstanbul’un ilçelerine, mahallelerine taşımacılığı sağlayışının yanında Anadolu’nun her yöresine, hatta Güneydoğu’dan yurtdışına ulaşımda böyle büyük bir hizmet verme, nasıl yok sayılabilir? Doğrusu şaşırmamak elde değil(!). Bir de Yargıtay’ın yasaklamasına karşın 17 Şubat 2012 günlü oturumda Danıştay, bölgedeki 127 camiye karşın Göztepe Parkı’nda, “ibadet alanına gereksinim var” hükmüyle cami yapılmasına karar vermiş. Çevreciler nefes alma sahasına gereksinmeleri olduğunu tekrar dile getirerek Kadıköy Belediye Başkanı’nın da desteğiyle buna direnme kararı verdiler. Bakalım bu çevre ve doğa düşmanlığında daha neler göreceğiz? Bu üzüntülere teselli verici eylemler de var. Başbakan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in “Gençliğe Hitabe ayet midir ki dokunulmasın”söylemine gençliğin tepkileri eşliğinde bir de Bank Asya 1. Ligi’nde oynanan maçı, Göztepe Kulübü’nün cezalı olması nedeniyle sadece kadınlarla çocukların katılımına izin verilen, Atatürk Stadı’nın tribünlerinde seyre gelen 2 bini aşkın kadınımız, yüzlerine Atatürk’ün maskesini takarak hep bir ağızdan “Gençliğe Hitabe”yi okuyarak Çelik’in sözlerine cevap verdiler. Daha önceki Orduspor ve Fenerbahçe maçlarında da tribünlerden binlerce kişi, gene hep birlikte bu söylemi ant içmeye dönüştürdü. Görüldüğü gibi ne yaparlarsa yapsınlar Atatürk’le Cumhuriyet ilkelerine bağlılığı bu ulusun elinden alamazlar! ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN HARBİ SEMİH POROY HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu@mynet.com SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Rokaya benzer, 1 yenilebilir bir ot. 2/ Birkaç renkli iplik 2 ten yapılmış doku 3 ma... Her yanı suy 4 la çevrili kara parçası. 3/ Lantan ele 5 mentinin simgesi... 6 Kantoda Doğu giy7 sileriyle yapılan dansın adı. 4/ Atıl 8 gan, gözü pek... Ço 9 cuğun bakım, eği1 2 3 4 5 6 7 8 9 tim ve öğretimiyle ilgili erkek bakıcı. 5/ Hava basın 1 A K P A R M A K cı birimi... Yunan mitolo 2 R İ E L A T E Ş jisinde kır tanrısı. 6/ Biriyle 3 J E T T R A K E eğlenme ve onu küçüm 4 A V E R A J L V seme... Kenar süsü. 7/ Dik 5 N K İ K İ R İ K yokuş, uçurum... İşlen6 T E S İ N E K memiş, ekilmemiş toprak. 7 İ N E K A Ç S 8/ Birçok aygıtın uzun ve U L EMA yassı bölümüne verilen 8 N E T L İ M ad... Manisa’nın bir ilçesi. 9 K İ L T 9/ Kırklareli’nin Vize ilçesinde, “tabiatı koruma alanı” kapsamına alınan orman ve körfezin ortak adı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ İkiyüzlü, kaypak kimse. 2/ Dövülmüş buğday, mercimek ve nohutla yapılan bir tür çorba... Kadastro haritalarında parseller topluluğu. 3/ Bir nota... “Gümüşsepet” de denilen bir saksı bitkisi. 4/ Yeni... Padişahların sadrazamlara hitap için kullandıkları söz. 5/ Ayırma işareti olarak kullanılan eğik çizgi... Yapısına girdiği sözcüğe “bütün, tam” anlamı katan yabancı önek. 6/ Bir gösteride yer alan kalabalık... Muhallebisi, böreği ve terazisi vardır. 7/ Paltoya benzer bir üst giysisi... Niğde’nin bir ilçesi. 8/ Gönül... İlk damıtılan ve içinde anason bulunmayan rakı. 9/ Tüfeğin namlusu ucuna takılan bir tür büyük bıçak. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle