18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 ŞUBAT 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 13 İlk yüzde 100 yerli jet motoru 48 ay içinde hazır ? Stinger Projesi ile savunma sanayisine adım atan Kale Grubu, TÜBİTAK ve İTÜ ile birlikte çalışarak Türkiye’nin yüzde 100 yerli tasarımlı ilk turbojet motorunu yapacak. Proje 48 ayda tamamlanacak. Geliştirilecek turbojet motorları, güdümlü füzelerin, insansız hava araçlarının ve küçük uçakların sevk sistemi olarak kullanılacak. Hanzade Doğan Boyner: Ekonomi Servisi Bir süre önce dikey iniş yapabilen yeni nesil savaş uçağının F35’in gövde parçalarını üretmek için kurulan Kale Havacılık’tan sonra, F135 motorunun parçalarını üretmek için İzmir’de Pratt&Whitney ile ortak şirket kuran Kale Grubu, savunma sanayisinde önemli bir gelişmeye daha imza attı. Kale Havacılık ile Savunma Sanayii Müsteşarlığı, “Turbojet Motorların Geliştirmesi Projesi”ni imzaladı. 25 milyon dolarlık ArGe bütçesiyle gerçekleştirilecek ve yüzde 100 yerli jet olanaklarla tasarlanan jet motoru 48 ayda tamamlanacak. Geliştirilecek turbojet motorları, güdümlü füzelerin, insansız hava araçlarının ve küçük uçakların sevk sistemi olarak kullanılacak. Kale Grubu Onursal Başkanı İbrahim Bodur, Kale Grubu Teknik Bölüm Başkanı Osman Okyay, Milli Savunma Bakan Yardımcısı Hasan Kemal Yardımcı ve Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, Turbo Jet Motorların Geliştirilmesi Projesi protokolünü dün imzaladı. Kale Grubu projede İstanbul Teknik Üniversitesi ve TÜBİTAK ile birlikte çalışacak. Proje kapsamında 9 teknik çalışma grubu oluşturulacak ve toplam 47 mühendis, akademisyen ile 10 teknisyen görev yapacak. Projede 15 adet alt sistem testi, 11 adet sistem testi gerçekleştirecek ve gereksinim analizi, ön tasarım, detay tasarım, prototip üretim ve kalifikasyon olarak 5 aşamadan oluşacak. Konu ile ilgili bilgi veren Kale Grubu Teknik Bölüm Başkanı Okyay, “Halen Boeing, Lockheed Martin, PFWAirbus, Northrop Grumman ve Pratt and Whitney gibi dünyanın en büyük havacılık şirketlerine binlerce uçuş kritik parça ve montaj grupları üretiyoruz. Turbojet motorlar füzelere ve uçaklara yüksek güvenilirlik ve verim sağlar. Ayrıca hızlı egzost gazlarının oluşturduğu itki ile sevk ettikleri platforma daha yüksek hızlarda uçuş kabiliyeti sunar. Bugün, yerli olanaklar kullanarak böyle bir ilke imza atıyoruz. Kale Holding olarak savunma sanayimize ilerki dönemlerde de destek vermeye birçok yeni projeler geliştirmeye devam edeceğiz” dedi. Kale Grubu’nun kurucusu İbrahim Bodur, “Stinger Projesi ile başladığımız savunma sanayisinde, adım adım ilerleyerek bugün yeni sistem, proje ve silah geliştirme safhasına geldik” dedi. ‘Sıra Futbol Baronlarında...’ Özel yargının futbolda şike operasyonunun servis edilmiş haberlerinin medyamızda ana haber, manşet olduğu günlerde, özel yargı gücünün işleyişinde yetkin yorumcularından “Sıra futbol baronlarında” vurgulamasını duyduğumda, sınır tanımazlığa duyduğum ürküntüye ek olarak “İşte topun kantarı kaçtı...” diye de düşünmüştüm... On yıllık iktidar ittifakında yaşamın her alanına yönelik, insan hakları ihlalleri, hukuk devleti ilkelerinin rafa kaldırılması uygulamalarında, topun kantarının çok fazla kaçtığı konu olsa da, canları yakılanların örgütlü hak arayamamaları bağlantılı, iktidara dayalı haksız, orantısız baskı gücü kullanma tutkusu frenleneceğine, doymazlıkla beslenip duruyordu... Görüldüğü üzere öğrencilerin en masum demokratik hak arayışlarında, özel yargı, terör örgütü üyeliği suçlaması ile katledilen gençlerin insan haklarını arayacak, dik duracak YÖK, bilim adamı, aydın, varsa da etkin öğrenci örgütlü gücü yoktu. Başbakan, bakan, her kimse iktidardan birilerini protesto eden, parasız eğitim isteyen gençlerin sınırsız, yargısız infaz olarak tutuklanıp gelecekleri karartılarak, gençliğin tümden susturulmasında bir engel yoktu... Ergenekon paketi içine sokulan birbirinden daha vahim boyutlarda hukuksuz, toptancı suçlamaların söz konusu olduğu ardı arkası kesilmeyen davalarda ise, yandaşı, cemaati, teslim alınmışı ile medya gücü kullanılarak “darbecilik” karalaması öylesine etkin, baskın kullanılmıştı ki... Darbeci damgası yeme korkusu öylesine baskın kılınmıştı ki... Çok az sayıda örgüt, birey, hukukçu biraz mahçup, çok ağır insan hakları, hukuk devleti ilkelerinin ayaklar altına alınmasını gündeme taşıyabiliyorlardı... Futbolda şikenin, özel yargı, terör örgütü suçlama konusu yapılması, gerçekçilik, inandırıcılık, hak duygusunu yaralaması boyutları yanında, mağdurlarına takım, futbol ruhu ile sahip çıkılabilmesi ile farklı bir durum yarattı. Doğrusu sandığımdan çok daha etkin bir medyatik hukuksuzluğun, haksızlığın sergilenmesine aracı oldu... ??? Günler geceler, yazılı medyanın çoğunluk sayfalarını kaplayan haberlere baktıkça kimilerinde acı acı gülümsememek elde değil... 12 Mart12 Eylül süreçlerinin insan hakları, hukuk devleti düzenine aykırı askeri darbe hukuku düzenini aratmayan, birçok boyutu ile aşan izansızlıklarla yaşanan insan hakları, hukuk devleti düzeni ihlallerine, sivil darbe hukuku düzenine dikkat çekme çabasında, yıllarca yapılmaya çalışılan uyarıları bir anımsayın... “İleri demokrasiye geçiş insan hakları hukuk ihlalleri yoluyla olamaz. Sivil iktidar sorumluluğunda, sivil darbe hukuku içeriğini kazanan uygulamaların çok daha vahim sonuçları vardır... Duruşma izleyin, olup bitenlere kulak kabartın, medya sansürü, otosansürü ile yaşananları yok saymayın...” çağrılarına kulaklar tıkalıydı... Bir avuç gazeteci, meslek örgütü, gazeteciler üzerinden insan hakları ihlallerine yargısız infaz içerikli tutukluluklara dikkat çekmeye mi kalkıştılar? Gelsin büyük otosansür, yetmez, arkadaşlarına sahip çıkmayı bile hazmedemeyen iktidar gücünün diktesinde, medya içi yeni büyük operasyonlar, bir bir işten atmalar... “Daha fazla tutuklu kalamazlar, artık serbest bırakılırlar...” konumunda, aylar, yıllar süren tutukluluklara eklenen aylar yıllar... İşkencehaneye dönüşen bir dev yerleşke, Silivri’ye sığdırılamayanlara yeni cezaevleri, eklenen yeni davalar için yeni yeni duruşma salonları... Yine de duruşma salonu, özel yargıç sorunları bağlantılı nöbetleşe uzadıkça uzayan yargılamalar, bağlantılı katlanan insan hakları, hukuk devleti düzeni ihlalleri... Spor yazarlarımızın ilk kez yüz yüze geldikleri özel yargı koşullarına ilişkin canlı yayında aktardıkları, tartıştıklarına acı acı gülümsememek elde değil... Medyada haber olamayan sayısız davada, sayısız tutuklu, hukukçuların insan hakları, hukuka ilişkin anlattıklarından, haber olamayan, bal gibi de sansür edilen öylesine daha ağır durumlar var ki... Biraz haber olsa, tartışılsa da, bu ülkede Genelkurmay Başkanı’nın, terör örgütü üyesi suçlaması ile anayasal güvence de yok sayılarak, Yüce Divan yerine özel yargıda yargılanması, tutuklanması ancak eleştirildi... Seçilmiş milletvekillerinin Meclis’te görev başına gelmelerini sağlayacak formüllere kulak tıkayan iktidar gücünün, bugünlere kadar cezaevinde bırakma iradesine bile seyirci kalındı... Doğru, özel yargı eliyle, aynı yöntemlerle, sorumluluğu fiilen ve siyaseten Başbakan’a uzanan MİT operasyonu asıl topun kantarını taşıran gelişme olacak... Başbakan’ın gücü ve ağırlığı, net tavır koymasıyla, özel savcı, polis müdürleri, büyük polis operasyonu... sonuçları ile de dikkat çeken durdurma, bu krizin anlamlı bir ertelenmesi... Hatta taraf olduğu yargısı pekişmiş cemaat gücünü, özel yargı çarklarını sarsan bir gelişme... Ancak kantarın topunu kaçıran gelişmelerin eklemlenmesi ile işler öylesine bir boyuta vardı ki... Bu iş burada böyle kalmaz, kalamaz... Bakan Babacan, 3. nükleer santral için Çin ile görüşmelerin başladığını söyledi Çin’e nükleer davet Enerji ve perakendeye odaklandık Ekonomi Servisi Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili Hanzade Doğan Boyner, Doğan Grubu’nun 2010 yılında aldığı bir kararla medya sektöründe küçülmeye gittiğini ve bazı kurumları elden çıkardığını belirterek, bugün itibarıyla bu operasyonun tamamlandığını bildirdi. Boyner, grubun enerji ve perakendeye odaklandığını, eticaret alanında ise özellikle inşaat sektörünün gelişmesine bağlı olarak ev dekorasyonu, mobilya sektörü ve anne çocuk ürünlerine yöneldiklerini söyledi. Genç Yönetici ve İşadamları Derneği’nin (GYİAD) düzenlediği “Genç Patronlarla Sohbetler” konferansına katılan Boyner, bilişim dünyasının son 30 yılda çok hızlı gelişme gösterdiğini, bu nedenle dünyanın en büyük şirketi sıralamasının 5 kez el değiştirdiğini ifade etti. Çığ gibi büyüyen eticaret alanında Türkiye’nin henüz yolun başında olduğuna dikkat çeken Boyner, gidilecek çok uzun bir yol ve yapılacak çok iş olduğunu söyledi. ? Akkuyu için Rusya ile anlaşma imzalayan Türkiye, 2. nükleer santral için de Japonya ve Kore ile temasta. Şimdi, 3. santral için Çin ile görüşmeler de başlıyor. Ekonomi Servisi Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, nükleer santral konusunda Kore ile de diyaloğun yeniden canlandığını belirtirken “3. nükleer santral projemiz zaten var. Çin ile diyalog ikinci için mi üçüncü için mi olur bu Japonya’ya bağlı. Çin ile görüşmelere başlıyoruz” dedi. Babacan, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nce düzenlenen Türk Çin Ekonomik ve Ticari İşbirliği Forumu’nda gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Enerji Bakanlığı ile Çin’in ilgili birimleri arasında bir diyalog süreci başlayacağını söyledi. 2023 yılı hedeflerinin 3 santral olduğuna işaret eden Babacan, birincisi için Rusya ile anlaşıldığını, ikincisinde Koreliler ve Japonlarla devam eden sürecin söz konusu olduğunu hatırlattı. Ali Babacan, “Tokyo ziyaretinde söyledim; biz Japon teknolojisine güveniyoruz ve Japonya ile görüşmelerin en kısa zamanda bitmesini arzu ediyoruz” dedi. Babacan, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nda (TMSF) görev sürelerine ilişkin soru üzerine dün (önceki gün) öğleden sonra ilgili kişilerle görüşmelerini yaptıklarını belirterek, “Düzenleme şu şekilde yapacağız: Kurul üyeleri ve kurul başkanları, bundan sonra 6 yıllığına değil 5 yıllığına atanacak. En fazla iki dönem olacak. Yani 5 artı 5 ve 10 yıllığına sınırlamış olacağız” dedi. 1.3 milyar dolarlık anlaşmalar imzaladık Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, şu açıklamaları yaptı: “Çinli şirketlerle bugün 1.38 milyar dolara yakın anlaşma imzalayacağız, bunun 500 milyon doları ihracatla ilgili, 570 milyon doları Çinli firmaların Türkiye’ye vermiş olduğu finansman desteği, 308.5 milyon doları müteahhitlik ve enerji yatırımları paketi olacak.” Her alanda işbirliğini arttırmalıyız Çin Devlet Başkan Yardımcısı Şi Cinping şunları vurguladı: “İş adamlarımız, Türkiye tarafıyla yaklaşık 4.3 milyar dolarlık ticari anlaşmalar imzaladılar. İşbirliği arttırılmalı. Çin hükümeti, şirketlere yatırım yapmaları için destek sağlayacak. Çin ve Türkiye, ticaretin ve yatırımın liberalleşmesi için adım atıp dünya ekonomisinin iyileşmesini hızlandırmalıdır.” Çinli bankalara kapımız açık Ali Babacan, Türk bankalarının Çin’deki, Çinli bankaların da Türkiye’deki faaliyetlerine ilişkin şunları söyledi: “Ziraat Bankası ya da Çin’de de kurulu, Çin’de lisans almış bir Türk bankasının orada hizmete girmesi çok faydalı olur. Geçen yıl bir Çinli banka Türkiye’de lisans aldı, Çin’den Türkiye’ye gelecek başka bankalara da biz açığız. Türk bankalarının da Çin’de daha faal olmasını isteriz.” Kurullarda görev süresi 10 yıl T.C. PENDİK 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ TAŞINMAZLARIN AÇIK ARTIRMA İLANI DOSYA NO: 2011/4549 Tal. Satılmasına karar verilen taşınmazların cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: TAŞINMAZLARIN TAPU KAYDI: a. İstanbul ili, Pendik İlçesi, Dolayoba Mahallesi, Zevtinağılı Mevkii, 2478 parsel numaralı arsanın 2/27’lik hissesi satışa çıkarılmıştır. TAŞ1NMAZLARIN İMAR DURUMU: Dosyasında mevcut, Pendik Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün Kadıköy 5. İcra Müdürlüğü’ne gönderdiği 09/08/2011 tarih ve 49085 sayılı yazılarından; Pendik İlçesi, Dolayoba Mah, 2478 parsel sayılı yerin, 1/1000 ölçekli 16/08/2008 TT’li, Pendik Merkez Uygulama İmar Planında; (5/A/3) (0.150.25/1,60) yapılanma şartlarında Konut Alanında kalmakta olduğu anlaşılmıştır. TAŞINMAZLARIN EVSAFI: Kıymet takdri istenen gayrimenkul; Pendik İlçesi, Dolayoba Mahallesi, 2478 parsel, Mahallen; Alt Kaynarca Mahallesi, Yengin Sokak ile Dönence Sokak arasında kalan parsel ve Marmara Caddesi 29 kapı No’da ve üzerinde kain, betonarme karkas sistemde ruhsatsız ve kaçak inşa edilmiş, bodrum+zemin+7 katlı, bodrum, zemin ve normal katlarında her katta 3 daireden toplamda 24 daireli Doğanay Apartmanının bulunduğu, 536,00m2 yüzölçümlü arsa vasıflı taşınmazın 2/27 hissesidir. Mahallinde yapılan incelemede, borçlunun 7. kat 21 No’lu dairede ikamet ettiği, arsa hissesine karşılık dairenin sahibi olduğunu ve Belediye Emlak vergilerini bu daire üzerinden ödediğini beyan etmiştir. Daire takribi 100 m2 net yüzölçümlü, 3+1 planında, yola göre arka cepheli, girişte geniş bir hol, karşıda salon, sağda mutfak yine sağa dönüşte koridor ve koridora açılan 3 oda, solda banyo tuvaletin olduğu, ıslak zeminler seramik, holde seramik üzeri halı kaplı, diğer yerlerin ahşap parke kaplı olduğu, kapı ve doğramaların ahşap olduğu, duvarlar saten boyalı ve kartonpiyerli, mutfakta mermer tezgah altında üstünde dolaplar ile kombinin olduğu dolap, banyoda klozet, küvet ve lavabo, elektrik, su ve doğalgazı faal, orta sınıf malzeme ve işçilikte olduğu görülmüştür. Borçlunun ikamet ettiği daire belli olmasına rağmen, hisseli yerde hissenin tespiti için arsa ve üzerinde bulunan bina dahil kıymetinden hareketle, hissesinin kıymeti bulunmuştur. GAYRİMENKULÜN KIYMETİNE GÖRE DEĞERLERİ: a. İstanbul ili, Pendik İlçesi, Dolayoba Mahallesi, Zevtinağılı Mevkii, 2478 parsel numaralı arsanın 2/27’lik hissesi 160.000,00TL SATIŞ ŞARTLARI: 1 İstanbul ili, Pendik İlçesi, Dolayoba Mahallesi, Zeytinağılı Mevkii, 2478 parsel numaralı arsanın 2/27’lik hissesne ilişkin satış, 06/04/2012 günü saat: 11.00’den 11.10’a kadar Pendik 2. İcra Müdürlüğü’nde; açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen değerin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla 16/04/2012 günü aynı yer ve saatlerde ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse ilanda gösterilen satış saati sonunda en çok artırana ihale olunur. Şu kadar ki, muhammen bedelinin %40’ı ve rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar Merciden kabul edilmiş banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga Vergisi, Tapu alım harcı, KDV (%1) ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler, satım harcı ve Tellaliye satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Satışa konu 2478 parsel sayılı gayrimenkulun hissedarlarından tapuda adresi bulunmayan Hilmi Saka, Mehmet Şakar, Sema Gözüaçık’a ve tebligat yapılamayan diğer hissedarlara satış gazete ilanı tebliğ yerine geçecektir. 6 Şartname ilan tarihinden herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği verilebilir. 7 Satışı iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2011/4549 Tal. Sayılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. *: Bu ömek, bu yönetmelikten önceki uygulamadan kullanılan Örnek 64’e karşılık gelmektedir. (Basın: 10818) Hacı Güllüoğlu toprağa verildi Ekonomi ServisiÖnceki gün vefat eden Güllüoğlu Baklavaları’nın kurucusu Hacı Mustafa Güllü (86) İstanbul Kozlu Mezarlığı’nda toprağa verildi. Mustafa Güllü’nün beş oğlu ve bir kızı bulunuyor. Profesör olan oğlu ve ev kadını olan bir kızı dışında diğer 4 oğlu da baba mesleği olan baklavacılıkla uğraşıyor. Acılarının çok büyük olduğunu belirten Mustafa Güllü’nün oğlu Nejat Güllü, hastalık boyunca kendileriyle yakından ilgilenen doktorlara çok teşekkür ettiğini belirtti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle