Katalog

SAYFA CUMHURİYET 23 ŞUBAT 2012 PERŞEMBE [email protected] 14 DIŞ HABERLER İngiliz gazetesi için çalışan Colvin ile Fransız foto muhabiri Ochlik’in kaldıkları eve roket saldırısı düzenlendi Katliamı anlatırken öldüler caları için gözyaşı döken kadınlar, eşDış Haberler Servisi Suriye’nin Humus lerini, çocuklarını, annelerini yitirmiş kentinde İngiliz Sunday Times gazetesi erkekler” diye başlayan Colvin, için çalışan Amerikalı kadın gazeteci Ma“Görevimiz bu korkunç savaşları doğrie Colvin ile Fransız fotoğraf muhabiri Reru ve önyargısız olarak aktarmak” demi Ochlik’in, ordu güçlerinin saldırısında mişti. Marie Colvin konuşmasını, “Gaöldükleri bildirildi. zeteciler büyük sorumluluk ve zor Görgü tanıkları ile muhalefet kaynaklatercihlerle yüz yüzedirler. Bazıları rının verdiği bilgiye göre, iki gazetecinin Dış Haberler Servisi ABD’de bunun bedelini ağır öderler” iki haftadan bu yana Suriye ordusu taraCumhuriyetçi kanadın önde gelen sözleriyle bitirmişti. Colvin ile fından kuşatma altında olan kentte kalisimlerinden John McCain başta olmak birlikte yaşamını yitiren 1983 dıkları ev roket saldırısının hedefi oldu. üzere, Washington’da giderek yükselen doğumlu Fransız gazeteci Re10’dan fazla roketin isabet ettiği belirmuhalifleri silahlandırın çağrılarına sessiz mi Ochlik, henüz 20 yaşıntilen ve muhaliflerin geçici medya merkezi kalan Obama yönetimden önceki gün ?Saldırıda hayatını kaybeden İngiliz Sunday Times dayken Haiti’deki çatışmaolarak kullandıkları evde bir İngiliz foto “tüm seçeneklerin masada olduğu” muhabiri ile Amerikalı bir kadın gazete gazetesinin Amerikalı muhabiri Marie Colvin, bir gözünü Sri ları izlemişti. Genç gazeteaçıklaması geldi. Beyaz Saray sözcüsü Jay Lanka’daki çatışmalarda kaybetmişti. Colvin’le birlikte ölen ci Tunus, Mısır ve Libcinin de aralarında bulunduğu başka gaCarney, gazetecilerin, ABD yönetiminin bu zetecilerin de yaralandığı bildirildi. seçeneğe nasıl baktığını sorması üzerine, 1983 doğumlu Fransız foto muhabiri Remi Ochlik çatışmalı ya’daki karışıklıklar sırasında da görev yapmıştı. Deneyimli bir gazeteci olarak tanınan ve “Hâlâ siyasi çözümün gerektiğine bölgelerden geçtiği fotoğraflarla tanınıyordu. Humus’ta bir İngiliz gazetesi için çalışan inanıyoruz. Suriye’nin daha fazla 00’den fazla ölü tek gazeteci olduğu belirtilen Colvin, 2001 askerileştirmesine katkı sağlayabilecek Suriye Genel Devrim Konseyılında Sri Lanka’da aldığı şarapnel yarasıyla day Times’ta geçen hafta yer alan haberinde de adımlar atmak istemiyoruz çünkü bu ülkeyi bir gözünü kaybetmişti. “katliamı bekleyen” Humus sakinleriyle yap yi, Suriye ordusunun dün ülke tehlikeli bir yola götürür” yanıtını verdi. genelinde devam eden operasÖlümünden bir gün önce BBC ve CNN’e ilet tığı görüşmelere yer vermişti. Carney, ancak uluslararası toplumun tiği video haberde kentin içinde bulunduğu duMarie Calvin, 2010 yılında İngiltere med yonlarında toplam 20 kişinin ölatabileceği adımlar noktasında ek önlemleri rumu “kesinlikle korkunç” olarak nitelendi yasının kalbi Fleet Street’te savaş bölgelerin düğünü duyururken, yerel kaynakde dışlamadıklarını belirtti. ABD Dışişleri ren Colvin, küçük bebeklerin ölümünü gördü de yaşamlarını yitirmiş gazetecilerin anısına dü lar bu rakamın 106 olduğunu ileri Bakanlığı sözcüsü Victoria Nuland ğünü anlatmış ve “Burada kentin sivil böl zenlenen bir toplantıda konuşmuştu. Sözlerine sürdü. Bu arada Kazakistan’ın Suri“Esad’ın uyguladığımız tüm baskılara gelerine yağdırılan bomba, roket ve tank ate “Bombaların açtığı çukurlar, yanmış evler, ye’deki vatandaşlarını tahliye etmek boyun eğmesini sağlayamazsak ilave şi var. Çok acımasız” demişti. Colvin, Sun sakatlanmış bedenler, çocukları ya da ko için Şam ile anlaştığı belirtildi. tedbirleri gündeme alabiliriz” dedi. Muhalefeti silahlandır baskısı ‘Bu ülkeyi İslamlaştıracağız!’ “İranlaşmak” yazıma okurlardan ayrıntılı yorumlar geldi. 16 Şubat tarihli yazımda “Yazarlar ‘Devletin tepesinde böyle itiş kakış olur mu?’ diye şaşıyor. Niye olmasın? Batı’da olmuyor ama yanı başımızdaki İran’da bu türden itiş kakışlar vakayı adiyeden sayılıyor” demiş, Hamaney ve Ahmedinejad çatışmasından başlayarak İran ve Türk sistemleri arasında şeriat dışı paralelliklere dikkat çekmiş; referansımızın Batı yerine gitgide artık İran olmaya başladığını söylemiştim… Sevgili okurum avukat Muazzez Çörtelek; “Kimsenin değinmediği bir yönden ele almışsınız konuyu” diye yazmış “Sağnak”a ve eklemiş: “Siyaset üzerine düşünenlerin yaptıkları yorumlarda eski bakış açılarını değiştirmedikçe doğru analiz yapmaları mümkün değil. Türkiye otoriter anlayışlarla yönetilmiştir ancak bu kez Batı demokrasilerinin kötü uygulamasından kaynaklanan bir otoriter anlayışla karşı karşıya değiliz. Otoriter yapının harcı bu kez hukuk dahil, her alandaki İslami referanslar. Öyle olunca, karşısında Batı demokrasilerinin icadı olan muhalefet yaşayamıyor, kendi içindeki çekişmeler ve menfaat çatışmaları ile garip bir didişmenin içinde buluyor toplum kendini. Bu böyle devam edecektir. Kimse de iktidar içinde bir bölünme ve ayrışma beklemesin. Konuyu işlemeyi sürdüreceğinizi düşünüyorum. Çünkü özellikle bir hukukçu olarak bu yöndeki değerlendirmelerin durumu çok daha iyi anlattığı kanısındayım. Düşüncenize sağlık. Av. Muazzez Çörtelek” 1 ‘Hiç seküler olduk mu?’ Çörtelek’in iletisini aldığım sırada İranlı muhaliflerin “Tehran Bureau” isimli internet gazetesini inceliyordum. Sitede İran’ın devrim öncesi yıllarına ait görüntüler vardı. Devrimin 33. yıldönümü vesilesiyle siteye yerleştirilen görüntüler altına okur görüşlerine de yer ayrılmıştı. Türkiye’nin 70’lerini andıran İran’ın 70’ler kesitleri için okurlar hararetli bir biçimde “İran’ın o yıllarda seküler bir toplum olup olmadığını” tartışıyordu. Tartışma aynı Türkiye’de görebileceğimiz gibi okurları bölmüştü. Bir kesim okur; “70’lerde bu topraklarda yaşanmış olan bir sekülerlikten bahsedenler, ‘derin İran’ı tanımıyor. Sekülerlik denen şey o dönemde Tahran’ın müreffeh semtlerinden öteye gitmiyordu” derken diğerleri bu basmakalıp itirazlara pabuç bırakmıyor, İran’ın pekâlâ o devirde seküler olduğunu iddia ediyordu. Zerrin adlı bir okur örneğin: “İran 30 yıl önce bal gibi sekülerdi” diye yazmıştı: “Bunu anlamanız için İmam’ınıza bakın kâfi! Humeyni İran’a döner dönmez ne dedi? ‘Biz bu ülkeyi İslamlaştıracağız!’ Zaten İslamcı olan bir ülke neden İslamcılaştırılsın ki? İran o yıllarda da bugünkü denli dinci olmuş olsaydı; Humeyni hiç, ‘Sizi İslamlaştıracağız!’ vaadine gereksinim duyar mıydı?” Humeyni’nin “Bu ülkeyi İslamlaştıracağız!” vaadini görünce, Başkakan’ın “Dinci (ve ‘kinci’?) nesiller yetiştireceğiz” vaadini andım. İşte şimdi bu vaatleri yan yana koyun ve Sn. Çörtelek’in işaret ettiği bu defaki “otoriterlik harcının”; Türkiye’nin daha önceki otoriterlik uygulamalarından fark oranının ölçüsünü çıkarın! ‘ABD İRAN’I MANAS’TAN VURABİLİR’ Dış Haberler Servisi Rusya, ABD’nin, İran’la gireceği bir çatışmada Kırgızistan’daki askeri üssünü kullanabileceğini ileri sürdü. Konuyla ilgili açıklamayı Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Aleksandır Lukaşeviç yaptı. Rusya’ya göre ABD, Orta Asya’daki eski Sovyet cumhuriyetlerinde bulunan büyük hidrokarbon rezervlerinin kontrolünü ele geçirmek amacıyla, nükleer programını gerekçe göstererek İran’a bir askeri saldırı başlatma girişiminde bulunabilir. Kırgızistan, topraklarında hem Amerikan hem de Rus üssü bulunduran tek ülke. ABD ve NATO birliklerinin Afganistan’daki operasyonları için kullandığı Manas Üssü, 2001 yılında 11 Eylül saldırılarının ardından kurulmuştu. Bu arada İran’a giden Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’ndan (UAEK) yapılan açıklamada, İran’ın, uzmanların nükleer faaliyetler konusunda önemli bir askeri tesisi ziyaretine izin vermediği belirtildi. Kuran öfkesi büyüyor (REUTERS) ‘WIKILEAKS BELGELERİ GELİYOR’ ‘Carl Bildt, ABD ajanı‘ Dış Haberler Servisi WikiLeaks’in, İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt’in “Amerikan ajanı olduğunu gösteren” belgeler yayımlayarak kurucusu Julian Assange’ın ABD’ye gönderilmesini önlemek amacıyla “karalama kampanyasına” hazırlandığı öne sürüldü. İsveç’te yayımlanan Expressen gazetesi, WikiLeaks’in bir iç yazışmasında, “Bildt’in 1970’li yıllardan beri” ABD ajanı olduğuna ilişkin belgelerden ve bunları yayımlamaktan bahsedildiğini yazdı. Gazeteye göre, iç yazışmada, kimliği bilinmeyen bir kişi de “Bildt istifa etmeli. Bu siyasi hayatının sonu olacak” diyor. Bildt ise resmi blogundan yaptığı açıklamada, hakkındaki haberi “karalama kampanyası” olarak niteledi ve kısa sürede boşa çıkacağını savundu. Halen İngiltere’de bulunan Assange, tecavüz ve cinsel tacizle suçlandığı İsveç’e iade edilmemek için mücadele veriyor. WikiLeaks, Assange’ın İsveç’e iadesi halinde kısa sürede ABD’ye gönderileceğinden endişe ediyor. Yüz binlerce Amerikan gizli diplomatik yazışmasını yayımlayan WikiLeaks’in kurucusu Assange’ın yargılanmak üzere ABD’ye verilmesi isteniyor. Tesise ziyarete izin çıkmadı LİBYA’DA KABİLE SAVAŞLARI Dış Haberler Servisi Libya’da kanlı bir şekilde sona eren Muammer Kaddafi döneminin ardından ülkede kaos ortamı sürüyor. Ülkenin güneyinde, Sudan, Çad sınırı yakınında güçlü Arap aşireti El Zeviya ile Afrikalı Tabu kabilesi arasında yaklaşık 10 gündür süren ve giderek şiddetlenen çatışmalarda 100’ü aşkın kişinin yaşamını yitirdiği belirtildi. Tabu kabilesinin şefi İsa Abdülmecid, “aşiretini yok etme planları yapıldığını” söyleyerek yönetimdeki Ulusal Geçiş Konseyi’ni (UGK) ve uluslararası toplumu çatışmaların durması için müdahalede bulunmaya çağırdı. Arap aşireti El Zeviya’dan ise 20 kişinin öldüğü, 40 kişinin yaralandığı iddia edildi. Dış Haberler Servisi Afganistan’da Bagram Hava Üssü’nde Amerikan askerlerinin Kuran’ı yakmasını protesto için dün başkent Kâbil ve çeşitli kentlerde düzenlenen eylemlerde 5 kişi öldü. ABD karşıtı öfkeli kalabalığın arabaları yakarak ve dükkânlara saldırarak şehrin merkezine doğru yürüdüğü Kâbil’de, ABD Büyükelçiliği’nin kapatıldığı bildirildi. Başkent Kâbil’deki gösterilerde, “Amerika’ya ve Obama’ya ölüm”, “Hamid Karzai’ye ölüm”, Celalabad’daki gösterilerde “Çok yaşa Molla Ömer” sloganları atıldı. Polis Kâbil’de göstericileri basınçlı su yardımıyla dağıttı. ABD Savunma Bakanı Leon Panetta ise, durumdan büyük üzüntü duyduklarını ve böyle bir olayın bir daha tekrarlanmaması için gerekeni yapacaklarını dile getirdi. Afganistan’da Uluslararası Güvenlik ve Destek Gücü (ISAF), askerlerini bu konuda eğitme kararı aldı. NATO helikopterlerinin dün Afganistan’ın doğusunda yer alan Nangarhar bölgesindeki bir okula açtığı ateşte 9 Afgan kız öğrenci yaralandı. ‘Aslına rücu etmek’ Muhalafet kavgalarının İran’da ve giderek Türkiye’de sadece “iktidar klikleri” arasında ceryan ettiğine değinen “İranlaşmak” yazıma, Orhan Sinanoğlu da bu cephesiyle yaklaşmış: “Aslında Doğu Akdeniz ve Ortadoğu coğrafyalarına mensup devletlerin ortak özelliği, muhalefet yerine iktidar içindeki unsurların rekabetidir” diyor Sinanoğlu: “TC hep böyleydi aslında. Başlangıçta; tek adam Atatürk varken CHP içinde aykırı güçlerin sesi sinek vızıltısı gibi kalıyordu. Ama çok partili döneme geçince CHP içindeki ayrılıkçılar, muhalifler Demokrat Parti’yi kurdu. Siyasi partiler Batı’da bir başka partinin bünyesinden doğmaz, sosyal demokratı, Hıristiyan demokratı hepsi kurumsallaşmış yapılardır ve birer okuldur. Şimdi kullandığı dini sembollerle ve etkili söylemleriyle, sade vatandaşın idolü olmuş bir Başbakan’ın dönüştürdüğü tek parti ikliminde de yine o Ortadoğulu ve Doğu Akdenizli aslımıza rücu ediyoruz bir bakıma. Maalesef, kurumsallaşmış siyasi partilerin oluşmasına izin verecek halk dokusu bizde de ve İran’da da yok!” diyor. Batı demokrasilerinin özü evet tabii muhalefetin her çeşit örgütlenmesine, hiçbir engel çıkarmaksızın (düşünce fikir özgürlükleri, partileşme, sendikalar vs...) olanak tanımak… Türkiye’de muhalefet çok partili döneme geçişten bu yana, yalnız yerleşik düzen tarafından kaba kalın kırmızı çizgilerle çizilen bir dar alanda var olageldi. Ancak ne var ki bugün bir yandan din referansları öne çıkarken diğer yandan o “kalın hatlar içindeki muhalefet alanının” da daraldığını/yok olduğunu görüyoruz. Kılıçdaroğlu için sözgelimi fezleke hazırlanabiliyor. Dokunulmazlığının kaldırılmasından söz edilebiliyor. Askeri vesayet dönemi dışında, böyle bir olay çok partili demokraside hiç yaşandı mı? Gelin şimdi İran’laşmaktan bahsetmeyin. 2009 cumhurbaşkanlığı seçiminde Ahmedinejad’a rakip çıkan muhalefet adaylarının hepsi İran’da o gün bugün ev hapsinde tutuluyor. Avustralya’da koltuk kavgası Dış Haberler Servisi Avustralya Dışişleri Bakanı Kevin Rudd, Başbakan Julia Gillard’ın desteği olmadan görevine devam edemeyeceği gerekçesiyle istifa etti. İstifasını, dün Washington’a yaptığı ziyaret sırasında düzenlediği basın toplantısıyla açıklayan Rudd, Dışişleri Bakanı İstifasını olarak ancak Başbakan ABD’de Gillard’ın ve önde duyurdu. gelen bakanlarının desteği olursa görev yapabileceğini, mevcut durumda ise “en şerefli tutumun” istifa etmek olacağını söyledi. Gillard, Haziran 2010’da merkez sol İşçi Partisi içindeki bir darbeyle Rudd’u başbakanlıktan uzaklaştırmıştı. Son günlerde destekçilerinin Rudd’u tekrar başbakanlığa getirmeyi planladığı yolunda spekülasyonlar yayılmıştı. Siyaseti bırakma kapısını da açık tutan Rudd siyasetten çekilirse parlamentoda sadece 1 sandalyeyle çoğunluğu elinde tutan İşçi Partisi çoğunluğu kaybedecek ve erken seçimin yolu açılabilecek. T.C. ANKARA 22. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI DOSYA NO: 2008/103.ES Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti, evsafı, Satış Şartları: Ankara ili Çankaya ilçesi Umut Mahallesi (Metin Oktay Mahallesi) Çat Sokak 17 kapı nolu Gül apartmanın bulunduğu yere rastlayan imarın 7717 ada 21 parselini teşkil eden 565 m2 arsa üzerine inşa edilen 42/565 arsa paylı l. kat 10 nolu, 2 oda (1 odası salona açılmakta) L salon, antre mutfak banyo WC ve 3 adet balkondan müteşekkil net: 82 m2 kullanım alanlı mesken vasıflı taşınmaz ve eklentisi 10 nolu kömürlük ve 16 nolu deposu ile birlikte, bir borçtan dolayı açık arttırma suretiyle satılacaktır. Gayrimenkulün geniş evsafı dosyada mevcut bilirkişi raporunda açıklanmıştır. TAKDİR OLUNAN KIYMETİ: 90.000,00.TL %1 KDV Alıcıya aittir 1 Satış 09/04/2012 günü saat 14.30’dan 14.40’a kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonu’nda açık arttırma sureti ile yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin %60’ı ve rüçhanlı alacaklılar varsa mecmuunu ve satış ve paylaştırma masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmaz ise en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla, gayrimenkul 19/04/2012 günü saat 14.30’dan 14.40’a kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonu’nda ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilmemiş ise gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmaz ise satış talebi düşecektir. 2 Açık arttırmaya katılmak isteyenlerin takdir edilen kıymetin %20’si nispetinde nakit pey akçesi (TL) ya da bu miktar kadar milli bir bankanın kesin ve süresiz (Dosya numarası belirtilerek) teminat mektubunu vermeleri gerekmektedir. Satış peşin para iledir. Alıcı istediği takdirde kendisine 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Katma değer vergisi, ihale damga vergisi, alıcı adına tahakkuk edecek 1/2 tapu harcı satın alana ait olacaktır. Birikmiş emlak vergi borçları, Tellaliye resmi ile satıcı adına tahakkuk edecek tapu harçları satış bedelinden ödenir. Tahliye ve teslim giderleri ihale alıcısına aittir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla, diğer ilgililerin, varsa irtifak hakkı sahipleri de dahil olmak üzere bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, faiz ve masrafa dahil olan iddialarını dayanağı belgeler ile 15 gün içinde müdürlüğümüze bildirmeleri gerekir. Aksi takdirde, hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça, paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Taşınmazı satın alanlar, ihaleye alacağına mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydıyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satış bedelini derhal veya İİK. 130. maddeye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadır. 5 Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse müddetinde parayı vermezse ihale kararı fesh olunarak, kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kim ise arz etmiş olduğu bedelle almaya razı olursa ona, razı olmaz veya bulunmazsa hemen arttırmaya çıkarılır. Bu arttırma ilgililere tebliğ edilmeyip, yalnızca satıştan en az yedi gün önce yapılacak ilanla yetinilir. Bu artırmada teklifin İİK. 129. maddedeki hükümlere uyması şartıyla taşınmaz en çok arttırana ihale edilir. İhalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedelle son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen sorumludur. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme gerek kalmaksızın İcra Müdürlüğünce tahsil olunur. 6 Şartname ilan tarihinden itibaren Müdürlüğümüzde herkesin görebilmesi için açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örnek gönderilebilir. 7 Satışa iştirak etmek isteyenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2008/103.ES sayılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları rica olunur. 30/01/2012 (İc.İf.K.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 11109) Arjantin’de tren faciası Dış Haberler Servisi Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te işlek bir tren istasyonunda, bir yolcu treninin, peronun sonundaki bariyerlere çarpması sonucu 49 kişi öldü, 600 kişi yaralandı. Yetkililer, 30 kişinin de trenin ilk vagonunda mahsur kaldığını, ölü sayısının artabileceğini söyledi. Ulaştırma Bakanı Juan Pablo Schiavi, istasyonda yaptığı açıklamada, banliyö treninin çok hızlı gittiğini ve kazanın frenlerdeki bir arızadan kaynaklanmış olabileceğini belirtti. Dün sabah saatlerinde meydana gelen kazanın ardından, trende en çok zarar gören bölümün, yolcuların bisikletlere yer açmak için sıkıştığı birinci vagon olduğu bildirilirken hayatta kalan yolcular, birçok kişinin metal ve cam parçaları yüzünden yaralandığını, çarpma sırasında camların patladığını, insanların birbirini ezdiğini söyledi. C MY B C MY B