15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 ARALIK 2012 SALI HABERLER CUMHURİYET SAYFA 7 ‘Silah varsa patlar’ MİNE ESEN Putin, Türkiye’nin Patriot isteğinden duydukları rahatsızlığı Çehov’dan yaptığı alıntıyla dile getirdi Orada Bir Devlet Daha Var Başbakan! İsrail’in işgalinde bulunan Filistinli Arapların kaderi bence aynı denizi paylaşan Kıbrıs Adası’nın kuzeyinde yaşayan soydaşlarımızla örtüşüyor. Filistinlilerin toprakları 1947’de İsrail Devleti’nin kurulmasıyla birlikte sürekli küçüldü. Kıbrıslı Türkler ise Osmanlı Sultanı’nın kiralaması sonunda, burnumuzun dibindeki bu kara parçasına sahip olan İngiltere’nin adadaki egemenliğini sona erdirmesinden sonra Atina’nın bitmek bilmeyen enosis rüyalarıyla taciz altında kaldılar. Çete savaşlarına karşı direndiler; o arada şehitler verdiler. Gazileri oldu. Filistin’deki bağımsızlık savaşının önderi Yaser Arafat’tı. Kıbrıs Türklerini örgütleyen kahramanlar Faiz Kaymak, Fazıl Küçük ve özellikle de Rauf Denktaş oldu. Niçin “özellikle” diye sorarsanız, ilk ikisinin daha çok politik ve hukuksal savaşım verdiğini söyleyebilirim. Sevgili dostum Denktaş ise politik ve hukuksal savaşımı göz ardı etmedi. Ancak sözün bittiği yerde de adadaki mücahitlerin önünde fiilen cephe savaşı verdi. Tutuklandı. Meraklıları son kitabım “Kalbur Saman İçinde”de bu konuda daha ayrıntı bulabilirler (a.g.e. sayfa 104, 106, 113). Ancak her iki ulus arasında çok önemli bir de farkı göz ardı edemeyiz. Kıbrıs Türklerinin arkasında anavatanları vardı. Menderes’in başbakanlığı döneminde Dışişleri Bakanlığı yapanlardan Fuat Köprülü her ne kadar Türkiye’nin Kıbrıs diye bir davası olmadığını söylemiş olsa da onun halefi olan Fatin Rüştü Zorlu, adada Türklerin silahlandırılması ve muntazam birer mücahit olması için Özel Harp Dairesi ile işbirliği yaptı ve yer yer küçük mukavemet örgütleri oluşturdu. Bülent Ecevit, 1974’te başbakan olunca, Enosis çetelerinin Makarios’u ortadan kaldırmak amacıyla harekete geçmelerini Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in İstanbul ziyaretine, tarafların Suriye konusundaki görüş ayrılıkları damga vurdu. Moskova, Türkiye’nin Suriye sınırında Patriot sistemi yerleştirme yönündeki girişimine de karşı olduğu mesajını yinelerken Putin’in Rus yazar Anton Çehov’dan alıntıladığı “Eğer duvarda silah varsa sonunda patlar” sözleri dikkat çekti. “Çehov’un silahı” prensibini, kısa süre önce de Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov dile getirmişti. Rusya Devlet Başkanı Putin, Türkiye ile Rusya arasındaki 3. Üst Düzey İşbirliği Konseyi (ÜDİK) Toplantısı çerçevesinde dün kalabalık bir heyetle İstanbul’a geldi. Sağlık sorunları nedeniyle aralarında Türkiye’nin de bulunduğu çok sayıda yurtdışı gezisini iptal ettiği ya da ertelediği öne sürülen Putin, dün Başbakan Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi. Dolmabahçe’deki Başbakanlık Ofisi’nde gerçekleşen kapsamlı temasların ardından taraflar arasında 11 anlaşmaya imza atıldı. Düzenlenen ortak basın toplantısında ise gerek Erdoğan gerek Putin, dünya kamuoyunun yakıcı gündemi Suriye’ye ilişkin görüşlerine konuşmalarının sonlarına doğru yer verdi. Putin, basın toplantısında “Suriye’de rejimin avukatı olmadıklarını” belirtti. Suriye’deki sorunu hem insani hem diğer açılardan görüştüklerini kaydeden Putin, Ankara ile izledikleri politikanın farklılığını şu sözlerle ortaya koydu: “Suriye’de olup bitenlerle ilgili pozisyonlarımız birbirine benziyor. Ama Suriye’nin geleceğine ilişkin pozisyon hangi metotlarla oluşturulabilir, bu konuda farklılıklarımız söz konusu.” Görüşmelerde yeni fikirlerin üretildiğini, kendilerine aktarıldığını anlatan Putin, bunlar üzerinde çalışacaklarını kaydetti. Suriye’den Türkiye’ye düşen ateşe de değinen Putin, “Tabii ki bir ülkenin topraklarına ateş açılıyorsa bu olayları görmemek çok zordur. Her ülkenin büyük sorumlulukları var. Bizim de sorumluluğumuz var çünkü bu olaylar, Rusya milli sınırlarına da çok yakın meydana geliyor. Türk dostlarımızla gerekli danışmalarda bulunacağız” diye konuştu. Suriye’nin kimyasal silahlarını Türkiye üzerinde kullanıp kullanmayacağı konusunda ne düşündüğünü soran bir gazeteciye Putin’in “Şaka mı yapıyorsun. Suriye’nin nükleer silahı mı Anlaşmaların imzalanmasına Lavrov ve Davutoğlu da katıldı. (REUTERS) ğanPutin görüşmesi sürerken Rus liderin basın danışmanı Dimitri Peskov’un da Moskova’nın Suriye ve Patriot konusundaki farklı tutumunu dile getirmesi dikkat çekti. Peskov, Esad rejimine alternatif girişimlere ilişkin hiçbir ülkenin Suriye içinde isim göstermemesi gerektiğini, buna ancak Suriye halkının karar vereceğini söyledi. Suriye’de iktidar boşluğunun yaratacağı tehlikelere dikkat çeken Peskov, Türkiye’nin muhalefet üzerinde nüfuzu varsa bunu tarafları masaya oturtmak için kullanması gerektiği mesajı da verdi. Türkiye ile alınacak tedbirler konusunda farklı düşündüklerini dile getiren Peskov, Türkiye’nin Esad yönetiminin hemen gitmesini istediğini ama bu koşullarda bunun ülkenin daha fazla kan gölüne çevrilmesi, mülteci sayısının çok daha fazla artması anlamına geleceğini ifade etti. Peskov, “Patriot füzelerinin yerleştirilmesi Rusya’yı değişik şekillerde rahatsız etmektedir, bunlar Türk ortaklarımıza aktarılmaktadır” dedi. SERGEY LAVROV BİLEĞİNİ KIRDI Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov dün akşam saatlerinde kendi makam aracıyla Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gitti. Ortopedi bölümünde müdahale edilen Lavrov’un sol kolunda bilek üzerinde bir kırık tespit edildiği öğrenildi. Lavrov’un kaldığı otelde bir düşme sonucu yaralandığı ileri sürüldü. Lavrov, yaklaşık yarım saat süren müdahale sonrası hastaneden ayrıldı. 2009 yılında İstanbul’a gelen NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen de otelde düşmüş ve omzu çıkmıştı. Rasmussen de Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılmıştı. var, yok. Üretime bile yakın değil” demesi dikkat çekti. Türkiye’de Patriot füzeleri konuşlandırılmasına karşı olduklarını yineleyen Putin, Patriot’un iyi bir sistem olmadığını, geçmiş nesil bir sistem olduğunu savundu. Putin, Türkiye’nin sınırda meydana gelen olaylarla ilgili kaygılarını anladıklarını ifade ederken şu uyarıda bulundu: “Kışkırtılması için ek durum oluşturulması yanlıştır. ‘Eğer piyesin başında duvarda silah varsa piyesin sonunda o silah patlar’ derler. Biz Suriye rejimini korumuyoruz, rejimin avukatı değiliz. Bu zor sorunun çözümü için birlikte çalışmayı sürdüreceğiz.” Yakın geçmişte Libya örneğinde yaşanan hataların tekrarlanmasını iste atmadan önce ‘Adım sonuçları düşünülmeli’ mediklerini söyleyen Putin “Libya’daki militanları bazı rejimler destekledi ve sonuçta bu da ABD Büyükelçisi’nin ölümüyle sonuçlandı. Önce atılacak adımların sonuçları düşünülmeli. Bu konuyu ele aldık, görüştük. Yeni fikirler ortaya atıldı. Bunlar üzerinde çalışılması lazım. Bu sorunun çözümüne yönelik birlikte çalışmamızı sürdürmemiz lazım” diye konuştu. Suriye’nin Türkiye’ye saldırıp saldırmayacağı konusundaki soru üzerine buna garanti verecek durumda olmadıklarını belirten Putin, “Suriye öyle bir durumda ki komşularına herhangi bir taarruzda bulunacağını sanmıyorum. Uzman olmak da gerekmiyor, özel servis istihbaratlarına dayanmak gerekmiyor” dedi. Yoğun güvenlik önlemlerinin dikkat çektiği İstanbul’daki zirvede Erdo BD’ye İran mesajı Erdoğan ise görüşmelerinde Suriye başta olmak üzere özellikle Ortadoğu’nun durumunu da değerlendirme fırsatı bulduklarını belirtirken Moskova’nın Filistin politikasını övdü ve BM’de gözlemci üye statüsü elde etmesinde verdiği katkıya teşekkür etti. “Dış politika prensibimizin, dostumuz Rusya’nın tutumuyla ilkesel temelde örtüştüğünü görmek elbette ki memnuniyet vericidir” diyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Suriye halkının özgür iradesinin hâkim kılınması, komşumuz Suriye’de barış ve istikrarın yeniden tesis edilmesi hem ülkemiz hem bölge hem de uluslararası toplum için hayati bir öneme sahiptir. Yaptığımız görüşmede bütün bunların Rus dostlarımızla ortak temennimiz olduğunu bir kez daha teyit etmiş olduk.” Erdoğan, İran’a yönelik ek yaptırımlar konusundaki bir soruya ise “Bildiğiniz gibi İran, Rusya’dan sonra ikinci doğalgaz ithali yaptığımız ülke. Bu konuyla ilgili bize yaptırımlarda ‘Buna da uyacaksanız, buna da uymanız gerekir’ şeklinde bazı yaklaşımlar olduğunda ‘Biz buna uyamayız’ dedik. Çünkü buna benzer şeyleri farklı ülkeler yaparken oluyor da Türkiye böyle bir adım attığı zaman niye olmasın? Her ülke kendi çıkarlarını çok rahat düşünüyor. Türkiye de kendi çıkarlarını tabii ki düşünecektir” diyerek ABD’ye mesaj verdi. A değerlendirdi. Ada Türklerine karşı açılan savaşı ünlü ‘Barış Harekâtı’ ve Silahlı Kuvvetlerimizin adaya çıkarma yapmasıyla sonuçlandırdı. 1974 Temmuzu’ndan bu yana adada, önce self determination “kendi kendini yönetme” hakkını kullanarak bir federal devlet olarak kurulmuş; daha sonra kurucu meclisini de oluşturarak aşama aşama devlet haline gelmiş bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti var! Ne gariptir ki Kuzey Kıbrıs Türklerinden sayıca daha küçük nüfuslu ama büyük devletlerin birçoğu tarafından tanınmakla kalmayıp BM’ye de üye olarak kabul edilmiş ülkeler var. Geçen hafta Ortadoğu’nun ezilmiş halklarından Filistin, BM’nin şimdilik gözlemci devlet statüsü tanıdığı bir ülke haline geldi. Genel kurulda bu doğrultuda yapılan oylamada 9 ret ve 41 çekimser oya karşılık, 138 kabul oyu sağlanması için Türkiye yoğun bir diplomasi trafiği yaptı. Ret oyu verenler içinde İsrail dışında ABD ve İngiltere’nin de bulunması, tanınma çalışmaları iyi örgütlenirse süper devletlere rağmen karar alınabileceğini ortaya koymuştur. 2002’de AKP iktidar olunca, BM’nin o tarihlerdeki genel sekreteri Annan’ın adayı birleştirmeyi amaçlayan ünlü planı, Erdoğan’ın olağanüstü çabaları sonucu Kıbrıs Türkleri tarafından yüzde 64 gibi bir çoğunlukla benimsenmişti. Bereket, ada Rumlarının illa ki ayrı yaşama ısrarları yüzde 75.38’li bir ‘Hayır’ oyu ile sandığa yansıdığı için Ankara’nın büyük devletlere baş eğen politikası yenilgiye uğramış sayılmıştı. Dışişlerimiz ve özellikle Başbakan, o günden bu yana, Yunanistan emperyalizminin inatçı tutumunu yenmek için Türk devletleri başta olmak üzere İslam dünyasında nasıl bir çalışma yaptı ki KKTC BM’de gözlemci üye statüsüne bile ulaşamamıştır. Filistinin aldığı sonuç sadece Filistinlilerce değil Erdoğan, Davutoğlu ve AKP dünyası tarafından da bir bayram sevinciyle kutlanırken KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve yurttaşları haklı olarak anavatanlarını yöneten Başbakan’dan bu sorunun yanıtını vermesini beklemezler mi? DavutoğluLavrov görüşmesinin ana gündem maddesi Suriye oldu Muhaliflerle görüşüyoruz BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA Türkiye ile Rusya arasındaki Üst Düzey İşbirliği Konseyi (UDİK) toplantısı için İstanbul’a gelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın görüşmesi öncesinde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Rus mevkidaşı Sergey Lavrov başta Suriye olmak üzere Filistin, Mısır, Kafkasya konuları ile ikili ilişkileri masaya yatırdı. İki Dışişleri Bakanı, Suriye konusunda da ayrıntılı görüş alışverişi yaptı. Suriye’deki mevcut durum üzerinden yapılan konuşmada, “Akan kanın durması için ne yapılabilir” sorusuna yanıt arandı. Görüşmede, Suriye’de geçiş dönemi olup olmaması tartışıldı. Davutoğlu, “Geçiş dönemi olup olmaması konu değil. Bizim için olsa da olur olmasa da olur. Ama geçiş döneminin nasıl olacağı önemli. Bunun Esad’sız olması gerekiyor” derken, Lavrov, Rusya öncülüğünde başlatılan Cenevre sürecine atıf yaparak “Buna bağlı kalmamız gerekir” görüşünü iletti. Davutoğlu da bunun üzerine, “Cenevre sürecinde ‘geçiş dönemi’ ifadesi var. Bunun üzerinden gidersek Esad’ın değişimi mutlak” dedi. Lavrov, son dönemin en önemli gündem maddesi olan Patriot konusunu özel bir gündem maddesi olarak görüşmeye taşımadı. Davutoğlu da bu konuyu Suriye bağlamında dile getirip “Biz Suriye’den risk gördüğümüz için Patriotları istedik” dedi. Bunun üzerine de Lavrov, Rusya’nın bu konuya ilişkin bilinen pozisyonunu tekrarlayıp “Bölge güvenliği açısından silahlanmanın istikrara katkı sağlamayacağını düşünüyoruz” görüşünü dile getirdi. Lavrov ayrıca, “Bunun bize karşı olmadığını biliyoruz” diyerek Moskova yönetiminin gerginlik yaratmayacağı mesajını verdi. Görüşmede Suriye muhalefetinin Doha’da yaptığı toplantı da gündeme geldi. Davutoğlu toplantının sonuçları konusunda Lavrov’a bilgi verdi. Lavrov bu konuda olumsuz görüş bildirmedi; ancak “Orada bazı muhaliflerin toplandığı görülüyor, biz de bazı muhalif gruplarla görüşüyoruz” demekle yetindi. ‘NÜKLEERDE HER ŞEY PLANA UYGUN’ Dış Haberler Servisi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye ziyaretinde enerji konusu da önemli gündem maddeleri arasında yer aldı. Akkuyu nükleer santralıyla ilgili bir soru üzerine Putin, Rusya tarafından Türkiye’de yapılacak nükleer santral konusunda her şeyin plana göre sürdüğünü ve bu konuda bir sorun görmediğini kaydetti. Santralın yatırım hacmi olan 20 milyar doların tamamının Rus tarafınca karşılanacağını belirten Putin, bu yatırımın yüzde 25’inin Türkiye’de yeni işyerlerinin kurulmasına yönlendirileceğini bildirdi. ARDA ÇOBAN 24.10.1982 05.12.2006 O bir candı… Dirençli kişiliği bir tek kanserle baş edemedi. Onu altı yıl önce kaybettik. Henüz 24 yaşındaydı ve hepimizin canı, Arda’sıydı… Sağlıklı, dik ve genç duruşunu ne devirdi Arda’nın? Neler sebep oldu Arda’sız kalmamıza? Dört yanımızı saran baz istasyonları mı? Gün içinde altından belki de birkaç kez geçtiğimiz yüksek gerilim hatları mı? Egzoz gazları, delik deşik ozon tabakası ve güneş ışınları mı? Çernobil mi? Yoksa genetiği değiştirilmiş organizmalar mı? Ya da 9 Kasım 2007’de kabul edilerek yasalaşan Nükleer Güç Santralleri’nin kurulması ve işletilmesinin altına imza atanlar mı? Her yıl yeni bir olumsuzluk eklenilen bu ilanla HAK arıyoruz. Bugün ve bundan önce, rant ve politik çıkarlar uğruna bütün bunlara izin vererek, hayatımızın tehdit altında kalmasını umursamayanlara çok ciddi sözümüz var! Arda ve biz, hakkımızı helal etmiyoruz. Bize bir can borçları var! ‘Gidişini sessiz bırakmayacağız’ yeminimizi yarın mezarı başında tekrarlayacağız… Bakanın aracı bile arandı Dış Haberler Servisi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in İstanbul ziyareti geniş güvenlik önlemleriyle başladı. Putin’i Atatürk Havalimanı’nda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve diğer yetkililer karşıladı. Putin daha sonra apronda hazır bekletilen Limuzin’e binerek yoğun güvenlik önlemleri altında havalimanından ayrıldı. Atatürk Havalimanı’nda sabah saatlerinden itibaren yoğun güvenlik önlemi alınırken Putin’in konvoyuna eşlik edecek araçların aprona girişlerine, görevliler tarafından dedektör köpek eşliğinde yapılan aramalardan sonra izin verildi. Bomba arama köpekleriyle arama yapılırken Bakan Yıldız’ın aracı da kontrolden geçirildi. Çerkes Hakları İnisiyatifi adlı bir grup Rusya Devlet Başkanı Putin’in gelişi öncesi Dolmabahçe’deki Başbakanlık Ofisi önünde eylem yapıp “Katil Putin” şeklinde slogan attı. 3 kişi, polis tarafından gözaltına alındı. Yer : Zekeriyaköy Mezarlığı /Sarıyer Saat : 12.30 Tarih : 05.12.2012Çarşamba (Yarın) Saint Benoit Lisesi ve Koç Üniversitesi’nden arkadaşları
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle