16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 ARALIK 2012 CUMA 6 HABERLER BALBAY KİTLESEL TEPKİDEN DUYDUĞU UMUDU DİLE GETİRDİ Sınır tanımayan yardım ANKARA (ANKA) Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü hapisteki gazeteciler için düzenlediği para yardımı kampanyasına tüm dünyadan katılım talep etti. Örgüt, 2012’de dünyada 2 bin gazetecinin saldırıya ya da yayınları dolayısıyla tehdide uğradığını bildirdi. Bir yardım kampanyasının linkini veren örgüt https://donate. rsf.org/b/mydonation adresinden kredi kartı ile yardım çağrısı yaptı. Örgütün basın özgürlüğünü kısıtlayan yasalara karşı kampanyalar düzenlediği, sansürle mücadele ettiği belirtilirken yasal bazı ücretleri ödemek, sağlık harcamalarını karşılamak ya da hapisteki gazeteci ailelerini desteklemek için yılda 300 dolayında aileye yardımda bulunduğu belirtildi. Hepimiz 13 Aralık gibiyiz ‘Davaların ipinin kimin elinde olduğunu biliyoruz’ Odatv duruşması öncesi Çağlayan Adliyesi önünde açıklama yapan Gazetecilere Özgürlük Platformu Dönem Başkanlığı ve Ankara Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Ümit Gürtuna, yaptıkları açıklamalarda, yazılarıyla siyasi iktidara ters düştükleri için tutuklanan ve tutuksuz yargılanan arkadaşlarına destek vermek için geldiklerini belirtti. CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan da “Bugün kalbimiz Silivri’de ve Odatv davasında atıyor. Bu davaların ipinin kimin elinde olduğunu biliyoruz” dedi (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) HATİCE TUNCER HÜSAMETTİN CİNDORUK Odatv davasında 1 yıl 10 ay tutukluluktan sonra tahliye oldu Soner Yalçın evladına kavuştu HİLAL KÖSE Ergenekon davasında 4 yıla yakın süredir tutuklu bulunan CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, 13 Aralık’ta Silivri’deki kitlesel gösteriye dikkat çekerek “Artık ‘Nasılsın’ diyenlere ‘13 Aralık gibiyim’ diyorum. 2012’den 2013’e umut devrediyoruz” dedi. Mahkeme, TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun raporunun istenilmesine karar verdi. Eski TBMM başkanlarından Hüsamettin Cindoruk duruşmaya tutuksuz sanık eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Kemal Alemdaroğlu’nun avukatı olarak katıldı. İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve çeşitli illerden 33 avukat duruşmayı “gözlemci” sıfatıyla izledi. ‘Hâlâ yaralı mahkeme’ İstanbul Haber Servisi Eski TBMM başkanlarından Hüsamettin Cindoruk, “Ergenekon ve Yassıada davalarının bir mukayesesini yapmak için burada bulunuyorum. 50 seneyi aşan Yassıada’dan bu yana yargılamada bir gelişme yok, gerilme var. Üzülerek söylüyorum kendimi hâlâ yaralı bir mahkeme, yaralı bir yargıyla karşı karşıya buldum” diye yorumladı. Davaya Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu’nun avukatı olarak katılan Cindoruk, öğle arasında basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Bir cezaevinde mahkeme olmaz. Bir mahkeme eğer cezaevinde yargılama yapıyorsa o kusurlu bir mahkemedir ve o mahkeme sadece sanıkları yargılamaz. Aynı zamanda kendisini yargılar. Bu mahkemenin yeri İstanbul mahkemelerinin bulunduğu binadır. O nedenle burada yapılan yargılamaya sanıkların avukatlarının güvenmesini bekleyemeyiz.” ‘2013’e umut devrediyoruz’ Ergenekon davasının 273. duruşması yapıldı. Sanıklar salona 10.30 sıralarında alındığında izleyici sıralarını dolduranlar, alkışlamaları durumunda dışarı çıkarılabilecekleri endişesiyle sanıkları el sallayarak karşıladı. Bazı izleyiciler tutuklu sanık CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Mehmet Haberal’ı, “Belgeler ve Gerçekler” kitabını kaldırarak selamladı. İzleyicilere en çok yaklaşabildiği bölümden seslenen Balbay, “Bana son günlerde ‘Nasılsın’ diye soranlara ‘13 Aralık gibiyim’ diyorum. 13 Aralık bizim en büyük hayalimizdi. Son 56 aydır ‘Artık hukuku halkla arayacağız’ diyorduk. 13 Aralık gerçekten bunu kanıtladı” diye konuştu. Eski yılın karikatürlerde “yaşlı” olarak çizildiğini belirten Balbay şöyle devam etti: “2012 genç kaldı, 2012’den 2013’e büyük bir umut devrediyor. 2012, 1 Mayıs’ta başladı, 19 Mayıs’ta gençleşti; 9 Eylül’de kurtuluşun 90. yılı kutlandı. 29 Ekim’de bir araya geldik. 10 Kasım, Atatürk’ü unutturmak isteyenlerin ölüm günü oldu. 13 Aralık’ta büyük bir istekle bir araya geldik. 2013’e böyle bir umutla giriyoruz.” Balbay’ın sözleri sırasında bir izleyici de “Hepimiz 13 Aralık gibiyiz” diye seslendi. Odatv davasında 1 yıl 10 aydır tutuklu yargılanan gazeteci Soner Yalçın, mahkeme üyesi yargıç Hikmet Şen’in muhalefetine karşın oyçokluğuyla tahliye edildi. Yalçın’a atılı suçun niteliğini, tutuklulukta geçirdiği süreleri dikkate alan heyet, tutuklama yerine diğer koruma tedbirlerinin yeterli olacağını belirtti. Yurtdışına çıkması yasaklanan Yalçın, ikametine en yakın polis merkezine her hafta çarşamba günü imza verecek. Mahkeme arasında cezaevine doğru yola çıkan yargıç Şen, Yalçın hakkında diğer adli kontrol tedbirlerinin yeterli olmayacağı görüşünü savundu. Hanefi Avcı ve Yalçın Küçük’ün tahliye talepleri ise reddedildi. Mahkemenin oybirliğiyle aldığı kararda,Yalçın ve Avcı hakkında kuvvetli suç şüphesinin devam ettiği belirtildi. Davayı, CHP’li vekiller İlhan Cihaner, Emine Ülker Tarhan, Mahmut Tanal, Melda Onur ile Ankara Baro Başkanı Metin Feyzioğlu da izledi. Odatv’nin sahibi Yalçın, “Ülkemizde zalim bir kötülük var. Örgütlü ve devlet içinde yuvalanmış durumda. İnsanları itibarsızlaştırıyor, hapse attırıyor” dedi. Yalçın, Başbakan’ın bile dinlendiğini ifade ederek şöyle devam etti: “Bu tertipçiler, Deniz Baykal’a kaset komplosu, 10 MHP’liye seks kasedi komplosu kuranlardır. Kim oldukları bellidir. Böylesine bir tertip, sırtını devlete dayamadan tezgâhlanabilir mi? Asıl derin devlet bu. Bunları yazdığımız için bize de komplo kurdular, hapse attırdılar. Tertipçilerin yeni hedefi Başbakan Erdoğan.” Gergin başladı 3’ü tutuklu 13 sanıklı Odatv davasının 15. oturumu gergin başladı. Gazetecilerin, siyasilerin, sivil toplum örgütü temsilcileinin yoğun ilgi gösterdiği dava, 30 kişilik küçük bir salonda görüldü. Mahkeme, davaya katılan sanık avukatlarına bile sınırlama getirmek istedi. Uygulamayı protesto eden avukatlar, bir süre duruşmaya katılmadı. Salona alınmayan gazetecilerin tepkisi üzerine de koridordaki iki güvenlik noktası kaldırıldı. Gelen herkes girmek isteyince de kapıda izdiham yaşandı. Sessizliğin sağlanması için uzun süre çaba harcayan Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, “Diğer salonun görüntü sistemi yenileniyor. İdare bize bu salonu tahsis etti” dedi. Kapıya yığılan izleyicileri salondan çıkarmayı başaramayan Ekinci, avukatlar gelmeden duruşmayı başlattı. Bir süre sonra salona gelen avukatlar öfkeliydi. Yalçın Küçük’ün avukatı Hasan Fehmi Demir, “Avukatlar salona giremiyor” deyince Ekinci, “Giremezsiniz tabii” diyerek kalabalıktan avukatlara yol vermelerini istedi. ‘İnadına yazacağız’ 0.40 sıralarında tahliye olan Soner Yalçın, Silivri Cezaevi çıkışında açıklama yaptı. Yalçın, “Bu ülkenin vicdanı nerede” diye sorarak şöyle konuştu: “İçimde kimseye karşı kin yok. Burada bir dava yok. Bu dava sadece Odatv davası değil. Bir gerçek var, gazeteci gerçeğin yanında durur, hakikate aşkla bağlıdır. Bu dönemde gazetecilik yapacaksanız buradaki zulmü görün, burada zulüm var. Buna kimse gözünü kapatamaz. Gazeteci sadece gerçeğin yanında durur. Biz gazeteciler kendimizi iktidarlara, cemaatlere beğendirmek zorunda değiliz. Biz hiç kimseden izin alarak yazmayız, düşünmeyiz. Birileri Soner Yalçın’ı ve diğer yürekli onurlu gazetecileri cezaevine atarak kalemini eğeceğini, kırabileceğini düşünebilir ama biz öyle olmayacağız. Çünkü biz zindanda kalmayı Namık Kemal’den öğrendik. Biz bu vatana hasret içinde sürgünde yaşamayı Nâzım Hikmet’ten öğrendik. Biz ölmeyi öğrendik ama bize yenilgiyi öğretemeyeceksiniz, Yalçın, dün gazetemizde yayımlanan röportajınve inadına yazacağız.” da “Hapiste zaman evlatsız geçmiyor” demişti. 2 Hukukçu desteği Yoklamada Cindoruk, Alemdaroğlu’nun avukatı olduğunu açıkladı. 70 sanık avukatının yanı sıra İstanbul Barosu Başkanı Kocasakal, Genel Sekreteri Hüseyin Özbek, yönetim kurulu üyeleri, Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Berra Besler ile Tekirdağ, Bursa, Mersin, İzmir barolarından 33 gözlemci katıldı. Duruşmayı CHP’li vekiller Prof. Haluk Eyidoğan, Emre Köprülü, Recep Gürkan, Sedef Küçük, Ayşe Eser Danişoğlu da izledi. İP Genel Başkanı Doğu Perinçek ve diğer İşçi Partili sanıkların avukatı Hasan Basri Özbey, reddi hâkim talebinde bulunacağını belirterek söz istedi. Özbek, Tuncay Güney’in anlatımlarına göre MİT tarafından hazırlanan ve mahkemeye 2 Temmuz 2008 tarihinde gönderilen şemanın 4 yıl sonra 23 Kasım’da dosyaya konulduğuna dikkat çekti. Genelkurmay Başkanlığı’ndan da MİT şemasına ilişkin yanıtın 4 yıl önce geldiğinin altını çizen Özbey, “Üstelik yıllarca sakladığınız bu belgelerden ‘Ergenekon Şeması’nda yer alan isimlerin çoğunun üstünü kapatarak delilleri karartmaktasınız” diye konuştu. Özbey şöyle devam etti: “5 yıldır tutuklu bulunan müvekkillerin tahliyesine ilişkin istemlerimizi reddederken ‘delillerin henüz toplanmamış olması’ ve ‘delillerin karartılma olasılığı’ temel gerekçeleriniz. Şimdi görüyoruz ki, delilleri yıllarca saklayan ve üstünü kapatarak karartan sizlersiniz.” Özbey, Başkan Hasan Hüseyin Özese ve üye hâkimlerden oluşan heyeti reddettiklerini belirtti. Kısa bir aranın ardından mahkeme Özbey’in reddi hâkim talebini “somut delile” dayanmadığı gerekçesiyle reddetti. Mahkeme, Özbey’in konuşması sırasındaki bazı ifadeleri nedeniyle suç duyurusunda bulunulmasını kararlaştırdı. ‘O ekip dinliyor’ Reddi hâkim talebi Fotoğraf: AA BÜLENT DORUK Ergenekon davasında mahkemenin kararlı olduğunu hissettiğini belirten Cindoruk, şunları kaydetti: “Mahkeme karara doğru hızla gidiyor. Balyoz davasında olduğu gibi burada da mahkumiyet kararı verecekleri anlaşılıyor. Bu kararlar sadece adaleti temsil edenleri yaralamaz, kararı veren yargıçları da yaralar. O yüzden buradaki yargıç kardeşlere adalet tavsiye ediyorum. Bu mahkeme hâkimlerine üzüldüm. Çok eski bir avukat olarak rahatsız olduğumu ifade etmek istiyorum. Benim bu sözlerimi duygusal saymasınlar hatta bir taraf gibi görmesinler. Bu duygularım 60 yıla yaklaşan bir meslek hayatımın süzmesidir.” Cindoruk, kendisini tüm sanıkların avukatı olarak hissettiğini, Ergenekon davasından bir sonuç çıkmasının mümkün olmadığını belirterek “Sonuçların çıkması için davanın hafifletilmesi gerekir. Dava ağırlaştıkça, karmaşık hale geldikçe sonuç bulmakta zorlanırlar. Davaya dava katarak sonuç alamazlar. Üzgün ayrılıyorum” dedi. Rahatsızım MİT’e, Emiyet’e seslendi Tertipçilerle hesaplaşacaklarını belirten Yalçın, “Silivri kampında esir tutuyorsunuz diye düşünmeyecek, araştırmayacak, yazmayacak değiliz. Dünden daha kararlıyız. 2 yıllık bu zorlu süreç, irademizi çelikleştirdi” dedi. MİT ve Emniyet teşkilatına seslenen Yalçın, “Kaşif Kozinoğlu’na yapılanların hesabını sormazlarsa yazıklar olsun. Polis teşkilatı, bir kitap yazdığı için sanık yapılan Hanefi Avcı’ya yönlelik tertibi ortyaya çıkarmazsa onlara da yuh olsun. Bu boynunuzun borcudur” dedi. Mahkemeden, sahte delil üreten, devlet içindeki bu örgütlü kötülüğün ortaya çıkarılmasına yardımcı olmasını isteyerek “Bu ülkede ‘hâkimler varmış’ dedirtin. Adalet adına bu ülkenin umudu olun”dedi. Küçük: ‘5 hainliği birden yapıyorum’ Tutuklu sanık Prof. Yalçın Küçük “İddianamenize göre, PKK’yi, Ergenekon’u, Odatv’yi ben yönetiyorum. Hatta CHP’yi de. AKP’nin de akıl hocasıyım. 5 hainliği birden yapıyorum. Bana dikkatli bakın, böyle bir adam daha bulamazsınız” dedi. KCK soruşturması şüphelisi, avukat İrfan Dündar’ın kendisiyle görüşmeye çalıştığını söyleyen Küçük, “Görüşmedim. ‘Seni Zekeriya Öz gönderiyor bana’ dedim. Benim için ajanları gönderiyorsunuz. Sonunda KCK davası açıldı, içinde ben yokum” dedi. Küçük’ün “Vicdan yok mu sizde” diye bağırması üzerine mahkeme başkanı, uyardı. Küçük, “Size göre ben doğuştan suçluyum. Bu davanın siyasi olduğu ne sizin takdirinizde ne de bizim iddiamız. İçine bakmak yeter” dedi. Dava devam ederken koridordan biri, tutuksuz sanık gazeteci Nedim Şener için, “Nedim dışarı gelsin” diye bağırdı. Tepki gösteren mahkeme başkanı, “Gelemez, şu anda işi var” karşılığını verdi. Hurşit Tolon’un ek iddianame ile yargılandığı Zirve Kitabevi dava dosyasının tüm delil klasörleriyle birlikte Malatya Ağır Ceza Mahkemesi’nden istenilmesine hükmetti. Mahkeme, Ankara GATA’da tedavi altında bulunan Orgeneral Nusret Taşdeler’in Adli Tıp Kurumu’na sevk edilerek “Tutukluluk infazının cezaevinde yerine getirilmesinin hayatı için kesin bir tehlike oluşturup oluşturmayacağına ilişkin” rapor düzenlemesini istedi. Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde Alparslan Arslan’a Glock marka silah teminine ilişkin dosya sanığı Aykut Metin Şükre’nin avukatı Mehmet Taşdelen ve diğer sanıklar da reddi hâkim talebinde bulundu. Mahkeme talepleri bir kez daha reddetti. Mahkeme, ek süre isteyen söz konusu dosyanın sanıklarına savunmaları için son kez süre verdi. Dava 10 Ocak 2013’e ertelendi. ‘Glock’ sanıklarının talebi Avcı virüsleri anlattı Tutuklu Hanefi Avcı, TÜBİTAK raporundan yola çıkarak virüslerin Odatv bilgisayarlarına nasıl yüklendiğini anlattı. Bilgisayarlara yüklenen zararlı yazılımların, bilgisayar kullanıcısının yapabileceği her şeyi yapabildiklerini belirti ve Avcı, dava konusu word belgelerininin hiçbirinin bu bilgisayarlarda oluşturulmadığına ve değiştirilmediğine dikkat çekti. Avcı, “Bu dosyalar suçun değil, bize yapılan iftiranın delilidir” dedi. Ara kararlar Mahkeme, sanık ve avukatların taleplerini karara bağladı. Mahkeme TBMM Başkanlığı’na yazı yazılarak Darbeleri Araştırma Komisyonu tarafından hazırlanan raporun tüm ekleriyle birlikte istenilmesini kararlaştırdı. MİT’ten Mahmut Yıldırım’ın Emniyet’te verdiği ifadenin de gönderilmesini istedi. Mahkeme Tuncay Güney ile ilgili soruşturma evrakının incelenmek üzere savcılıktan istenilmesini de kararlaştırdı. Mahkeme ara kararlarında tutuklu sanık Kocasakal: Yargılama denemez CHP lideri: Darısı diğerlerinin başına CHP lideri Kılıçdaroğlu, Soner Yalçın’ın tahliyesinden büyük mutluluk duyduğunu belirterek “Darısı diğerlerinin başına” dedi. Kılıçdaroğlu, Ergenekon davasının seyrine ilişkin bir soru üzerine de “Onca gürültü patırtıdan sonra geldiğimiz noktaya bakın. Örgütün liderini hâlâ öğrenemedik. Örgüt var deniyorsa, önce liderlerinin öğrenilmesi gerekiyor. Kim o? Şimdiye kadar çıkmadı. Bundan sonra da çıkar mı bilmiyoruz” diye konuştu. 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de, Soner Yalçın’ı telefonla arayarak “geçmiş olsun” dedi. Davanın dünkü duruşmasını izleyen İstanbul Barosu Başkanı Kocasakal duruşma arasında basın açıklaması yaptı. Kocasakal şunları söyledi: “Usul kurallarının bir yana bırakıldığını görüyoruz. Bu koşullarda yapılana yargılama demek mümkün değil. İddia makamının taleplerinin tamamına yakını kabul edilirken savunma makamının neredeyse yüzde 99’u reddediliyor. Davayı izlemeye devam edeceğiz. Aldığımız notları rapor haline getirip kamuoyuna açıklayacağız. Hatta yabancı dile çevirip gerekli mercilere vereceğiz.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle