14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 ARALIK 2012 CUMA @cumhuriyet.com.tr 12 hakkında yazdığı “kitabın” hemen ardından bir imza kampanyası başlattığı haberini okudum. Avukat, 118 bin imza topladığını, 30 avukat arkadaşı ile 30 Ocak’ta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurup British Müzesi’ne kaçırılan Mozole heykellerinin geri alınması için dava açacağını bildiriyordu. Avukat, kitabını gönderdikten sonra telefonla arayıp şunları söyledi: “Kitabımdan sonra başlattığım kampanya büyük ilgi gördü. Dün gece NTV’ye çıktım. Bu gece de CNN’ye çıkacağım. Sizin de kampanyaya desteğinizi rica ediyorum…” Sonrasında aramızda şu konuşma geçti: “Bu konuda Kültür Bakanlığı ile bir işbirliğiniz oldu mu?” “Hayır!” “Size Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Osman Murat Süslü’nün ileti adresi ile makam telefonunu vereyim. Önce onunla bir bağlantıya geçerseniz iyi olur!” Gerekli bilgileri verdikten sonra şu soruları sordum: “Bu konuda bir ferman olup olmadığı konusunda Osmanlı devlet arşivlerinde bir araştırma yaptınız mı?” “Hayır!” “AİHM’ye ‘insan hakları’ ihlali konusunda başvuru için, önce iç hukuk yollarının tüketilmesi gerekiyor. Bu konuda bir şey yaptınız mı?” “Hayır!” “Bu eserler İngiltere’de bulunduğuna göre o ülkedeki iç hukuk yollarını tükettiniz mi?” “Hayır!” “AİHM, dava açılmasını, ‘insan hakları ihlali’ koşullarına bağlıyor. Olayınızda insan hakkı ihlali olmadığına göre, bu dava başvurunuz daha ilk anda usul hukuku açısından reddedilmez mi?” “….” “Siz bir hukukçusunuz, isterseniz, önce bu yolları bir araştırın, sonra gerekirse dava açınız. Ama ben girişiminizin yanlış olduğuna inandığım için size destek veremeyeceğim!” Sayın avukat yazarın verdiği internet adresine girdiğimde “Uluslararası sözleşmeler gereği yurtdışındaki tarihi kültürel varlıkların Türkiye’ye getirilmesi için 30 avukatla AİHM’de dava açmayı düşünüyor” sözlerini okudum. “Düşünmek” başka, 30 Ocak’ta “AİHM’de dava açmak” başkaydı. Söz konusu mozolenin heykelleri 1906’dan önce 19. yy ortalarında British Müzesi’ne götürülmüştü. Dolayısıyla sorularımda yer alan tarihsel, hukuksal çalışmalar tamamlanmadan AİHM’ye yapılacak bir başvuru anında reddedilecekti. Reddedilmekle kalmayıp, Kültür Bakanlığı’nın gündemindeki pek çok girişim üzerinde de olumsuz etki yaratacaktır! ??? Bu olaydan sonra gazetelere Adana’da 1882’de bulup ABD’ye kaçırılan “Hemşire Satsneferu Heykeli’nin” geri getirilmesi için toplanan 3 bin imzanın Kültür Bakanlığı’na verildiği haberi yansıdı. Hiç olmazsa Adanalılar olayı bakanlığa iletmişlerdi! Ardından bir profesörümüz 1087’de korsanlarca İtalya’nın Bari kentine kaçırılan ve bir çene kemiği Antalya Müzesi’nde sergilenen Noel Baba’nın kemiklerinin geri verilmesi için girişim başlattı! ??? Bu girişimler bir bilinçlenmeyi göstermesi açısından çok değerlidir. Ancak ayaklar yere sağlam basıldığı taktirde! Özellikle Batı müzelerinin çomakladığı yabancı basında “Türkiye tehdit ediyor”, “Türkiye şantaj yapıyor” başlıklı haberlere Alman dergisi Der Spiegel de eklendi. Berlin Müzeleri Müdürü Hermann Parzinger’in “şövenist Türkler” suçlamasının gündem oluşturduğu şu günlerde daha özenli olmak gerekmiyor mu? DIŞ HABERLER dishab Annesi Benazir Butto’nun öldürülmesinin 5. yılında ilk kez taraftarlarına seslendi dinsel mirastan yurtdışına kaçırılanların geri getirilmesi konusundaki bilinçlenme insanı mutlu ediyor. Bakanlık son iki yılda bu konuda önemli adımlar attı. Bazı konularda ABD, İngiltere ve Almanya ile görüşmeler sürüyor. Bu konuda bazı önemli noktalara da dikkat edilmesi gerekiyor. ABD’de dava edilen Karun Hazinesi 6, Elmalı Definesi ise 9 yıllık davalar ile birkaç milyon dolarlık masrafa neden oldu. Bu kültürel varlıkların geri getirilmesi hiç de kolay olmadı. Davalar kazanılamayabilirdi de! ??? Türkiye, bazı önemli tarihsel ve hukuksal içerikli, nesnel köşe taşlarına göre hareket ediyor. Yabancı müzeler “yerlerinden edilmiş kültür varlıkları” ile dolu. Bunlar da örneğin Bergama Zeus Sunağı gibi “taşınmazlar” ve Afrodisias İhtiyar Balıkçı Heykeli gibi “taşınabilir” varlıklar diye ikiye ayrılıyor. Türk hükümetinin nirengi noktasını 1906 tarihli Osman Hamdi Bey’in, padişahın yetkilerini de sınırlayan, “asarı attika nizamnamesi” oluşturuyor. Bu yönetmelikle Osmanlı, topraklarından taşınır ya da taşınmaz kültür varlıklarının başka ülkelere verilmesini ya da kaçırılmasını yasaklıyor. “Yerlerinden edilmiş kültür varlıklarından” diyelim kiBergama Zeus Sunağı, “padişah fermanı” ile Berlin’e gitmiş… Türkiye bu konuda herhangi bir resmi girişimde bulunmuyor. 1990’da Bergama Belediye Başkanı’nın girişimiyle başlatılan kampanyanın uzantısı olarak Berlin Müzesi önünde gövde gösterisi yapıldı. Sonuç elde var sıfırdı! Yunanistan Kültür Bakanı Melina Merküri, Atina Akropol tepesindeki Partenon kabartmaları için British Mozole yıkılmasaydı... Tarihsel Bilinçlenme! erek Kültür Bakanlığı’nda, gerek G halkımızda; tarihsel, kültürel ve Oğul Butto da sahnede ? İsmi yolsuzluk dosyalarıyla anılan Zerdari’nin politikalarından bıkanlar, partinin popülaritesinin korunması için, annesi suikasta kurban giden Bilavel Butto Zerdari’ye bel bağlamış durumda. Dış Haberler Servisi Pakistan’ın öldürülen eski Başbakanı Benazir Butto’nun oğlu, ilk büyük siyasi konuşmasında demokratik bir Pakistan için militanlıkla ve aşırılıkla mücadele sözü verdi. Bilavel Butto Zerdari, annesinin ölümünün 5. yılında yaptığı konuşmada, annesinin yaşamını “demokrasi için feda ettiğini” söyledi. Benazir Butto, 2007’deki seçim kampanyasında silahlı ve bombalı saldırı sonucu öldürülmüştü. Cumhurbaşkanı Ali Asıf Zerdari’den olan oğlu Bilavel, bugüne dek parti başkanı olarak çok ön plaHalka seslenen Cumhurbaşkanı Zerdari de gelecek yılki seçimlerin adil ve hür olacağını söyledi. İktidardaki PPP, geçen 5 yıldaki performansından ötürü eleştirilse de hâlâ popüler. Zerdari’nin desteği ise yolsuzluk iddiaları arasında düşüyor. Zerdari’nin akistan’ın eski Başbakanı Benazir politikalarından bıkanlar, Butto, ölümünün 5. yıldönümünde partinin popülaritesinin koülke genelinde ve mezarının bulunduğu runması için oğluna bel Larkana’da anıldı. Törene, Ali Asıf Zerdari ve PPP lideri oğlu Bilavel Butto bağlamış durumdalar. (Fotoğraflar: AFP) Butto hanedanlığı, Paile on binlerce kişi katıldı. kistan’ın bağımsızlığını kana çıkmıyordu. Bilavel Butto Zer neyimsizliğinden ötürü çok ön pla zandığı 1947’den beri ülkede en dari, aile kabristanı yakınında top na çıkmıyordu. Bilavel Butto’nun önemli siyasi güç. Bilavel Butto, anlanan Pakistan Halk Partisi (PPP) 25. yaşını doldurana kadar seçim nesi öldürüldüğünde, üniversite eğitimi görüyordu. Hanedanlıkta rol üsttaraftarlarına seslendiği konuşma lere katılması yasak. lendiğinde de ancak 19 yaşına gelsında “gücün kaynağının” halk n plana çıkmamıştı mişti. Önce okulunu bitiren oğul olduğunu söyledi. Pakistanlılar dün ilk kez oğul Butto, 2010’da Pakistan’a döndü. 24 yaşındaki Oxford mezunu Bilavel Butto, annesinin Taliban Butto ile siyasetçi olarak tanışmış Gelecek yılki seçimlere katılmayamilitanlarınca öldürülmesinden be oldu. Konuşmasının özgüven ve cak olsa da 2013 seçimleri için şimri parti başkanlığını yürütse de de duygu yüklü olduğu belirtiliyor. diden hazırlanıyor. P Ö Tedavi için Singapur’a gitti Dış Haberler Servisi Hindistan’da toplu tecavüze uğrayan 23 yaşındaki kadın tedavi için Singapur’a götürülürken, Hindistan Başbakanı Manmohan Singh, kadınları korumak için harekete geçeceklerine dair söz verdi. Ambulans uçakla Singapur’a götürülerek yoğun bakıma alınan tecavüz kurbanı kadının iç organlarında ağır hasar oluştuğu ve durumunun çok kritik olduğu bildirildi. İçişleri Bakanı Suşilkumar Şinde, doktorların isteği üzerine yurt P UTİN’İN İMZASI BEKLENİYOR Amerikalılara Rus evlatlık yasağı Dış Haberler Servisi Rusya’da, Amerikalıların evlat edinmesini yasaklayan yasa tasarısı parlamentonun üst kanadı tarafından kabul edilirken Devlet Başkanı Vladimir Putin de tasarıyı onaylama sinyali verdi. Dün basın toplantısı düzenleyen Putin, kızgın bir ifadeyle Amerikalıların evlat edindikleri Rus çocuklarına kötü davrandığını söyledi. Putin’in sözcüsü Dmitry Peskov da devlet başkanının tasarıyı önümüzdeki iki hafta içinde değerlendireceğini bildirdi. ABDRusya ilişkilerinde söz konusu yasa tasarısı nedeniyle gerginlik yaşanıyor. Tasarı, ABD’de kabul edilen, insan haklarını ihlal eden Rusya vatandaşlarına yaptırım uygulanmasını öngören yasaya misilleme olarak değerlendiriliyor. Son 20 yılda on binlerce Rus çocuk Amerikalılar tarafından evlat edinildi. Putin’in tasarıyı onaylaması halinde, onlarca çocuğun yurtdışına çıkışının yasaklanması bekleniyor. Protestolar sürüyor. (AFP) dışında tedavi edilmesine karar verilen genç kadının tedavi masraflarını hükümetin karşılayacağını söyledi. Başbakan Singh dün yaptığı açıklamada, kadınların güvenliğinin hükümetin bir numaralı endişesi olduğunu belirterek bütün yetkilileri konuya özel bir hassasiyetle yaklaşmaya çağırdı. Hükümetin konuyla ilgili olarak kurduğu iki komite, cinsel saldırı davalarının hızlandırılması ve alınacak önlemler üzerinde yoğunlaşacak. İran sözcüsünden Şahin’e tepki ‘Bakanın bilgisi az galiba’ AHMET ŞEFİK ODTÜ’LÜLER YALNIZ DEĞİLDİR ! Bizler aşağıda isimleri yazılan Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Elemanları olarak; Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde demokratik tepkilerini dile getiren öğrencilere yönelik orantısız güç kullanan güvenlik güçlerinin tavrını şiddetle kınıyoruz. Öğrencilerine sahip çıkan Sayın ODTÜ Rektörü'ne ve öğretim üyelerine, demokratik tepkilerini ortaya koyan öğrencilerine dayanışma duygularımızı iletiyoruz. Tarih, siyasal iktidarın talimatına boyun eğerek, ODTÜ'lülerin onurlu direnişini kınamaya çabalayan üniversite yönetimlerinden mutlaka hesap soracaktır. Gerçek demokratik düzen, farklı düşüncelerin ve tepkilerin özgürce ifade edilebildiği oranda değerlidir ve ileridir. Öğrenci ve öğretim üyelerine karşı haksız, böyle öğrenci, böyle öğretim üyesi tahammülsüz ve talihsiz değerlendirmelerle "b olmaz" söyleminde bulunan Sayın Başb ak an'ın "ö özerkdemokratik üniversite ve demokratik toplum" konusundaki görüşlerini ve söylemlerini tekrar gözden geçirmesini diliyoruz. Prof. Dr. Kemal Kocabaş, Prof. Dr. Erdener Özer, Prof. Dr. Cahit Helvacı, Prof. Dr. Nevzat Kavcar, Prof. Dr. Tülay Özüerman, Prof. Dr. Cengiz Çelikoğlu, Prof. Dr. Hamza Polat, Doç. Dr. Muhammet Deniz, Prof. Dr. Oğuz Adanır, Prof. Dr. Taner Çamsarı, Yard. Doç. Dr. Nilsen Gökçen, Prof. Dr. Oğuz Kılınç, Prof. Dr. İ. Hakkı Bahar, Prof. Dr. Mahmut Sarı, Prof. Dr. Ayfer Kocabaş, Yard. Doç. Dr. Dr. Aylin Abuk Duygulu, Prof. Dr. Emel Göksu, Yard. Doç. Dr. Yaşar Yavuz, Prof. Dr. Alp Ergör, Prof. Dr. Egemen İdiman, Prof. Dr. Fethi İdiman, Doç. Dr. Ethem Duygulu, Prof Dr Belgin Ünal, Yard. Doç. Dr. Muhittin Aygün, Doç. Dr. Çimen Olguner, Prof. Dr. Zuhal Bahar, Doç. Dr. Mukaddes Gümüştekin Güneli, Prof. Dr. Sezai Göksu, Öğr. Gör. Dr. Ahmet Can Bilgin, Yrd. Doç. Dr. Nilgün Yener, Doç. Dr. Bülent Kılıç, Prof. Dr. Hakan Özdemir, Doç. Dr. Uğur Koca, Yard. Doç. Dr. Kadir Beycioğlu, Yard. Doç. Dr. Semiha Günal, Yard. Doç. Dr. Kadir Akgüngör, Prof. Dr. Cem Terzi, Prof. Dr. Besti Üstün, Prof. Dr. İzge Günal, Prof. Dr. Taner Kemal Erdağ, Yard. Doç. Dr. Oktay Gökdemir, Doç. Dr. Türkan Günay, Prof. Dr. Rahmi Pınar, Yard. Doç.Dr. Dilek Tunalı, Yard. Doç. Dr.Fırat Özdemir, Doç. Dr. Sevda Özkardeşler, Prof. Dr. Tunç Alkın, Prof. Dr. Funda Obuz, Prof. Dr. Haluk Berk, Prof. Dr. Gül Ergör, Prof. Dr. Temel Ergun, Prof. Dr. Halit Pınar, Doç. Dr. Yücel Demiral, Prof. Dr. Yeşim Şahin, Prof. Dr. Hakan Özdemir, Prof. Dr. İsmail Sökmen, Prof. Dr. Serdar Saydam, Prof. Dr. Gazanfer Aksakoğlu, Prof. Dr. Reyhan Uçku, Prof. Dr. Emel Ada, Prof. Dr. Hasan Tatari, Prof. Dr. Ali Çelik, Prof. Dr. Oya İtil, Prof. Dr. Mustafa Ergün, Doç. Dr. Güçkan Yapar, Yard. Doç. Dr. Süleyman Alpaykut, Doç. Dr. Ziya Karaüzüm, Prof. Dr. Şennur Somalı, Yard. Doç. Dr. Umay Koçer, Doç. Dr. Sema Özan, Doç. Dr. Adile Öniz, Doç. Dr. Samiye Mete, Doç. Dr. Güzel Yücel, Yard. Doç.Dr. Enver Yaser Küçükgül, Prof. Dr. Halil Resmi, Yard. Doç. Dr. Yunus Z. Zoraloğlu, Yard. Doç. Dr. Münevver Aktaş, Doç. Dr. Aydın Sanlı, Prof. Dr. Zeki Erdut, Prof. Dr. Canan Çoker, Doç. Dr. Özlem El, Prof. Dr. Vildan Oğuz, Prof. Dr. Osman Açıkgöz, Prof. Dr. Ece Böber, Prof. Dr. Özgür Aslan, Doç. Dr. Şebnem Gökçen Dündar, Yard. Doç. Dr. Gökçiçek Savaşır, Araş. Gör. Tuğba Sarıcaoğlu, Doç. Dr. Deniz Güner, Doç. Dr. Gül Ünal Çoban, Prof. Dr. Köksal Alptekin, Araş.Gör. İbrahim Alpaslan, Doç. Dr. İpek Sönmez, Doç. Dr. Özlem Ege Oruç, Doç.Dr. Sedat Yanturalı, Prof. Dr. Can Sevinç, Prof. Dr. Semra Koçtürk, Prof. Dr. Sedef Gidener, Prof. Dr. Semih Şemin, Prof. Dr. Cem Bediz, Prof. Dr. Belgin Ünal, Doç. Dr. Özlem Gencer, Öğr. Gör. Dr. Hatice Şimşek, Prof. Dr. Nur Yapar, Doç. Dr. Yücel Demiral, Prof. Dr. Halil Resmi, Prof. Dr. Serap Alp, Prof. Dr. Ertan Yılmaz, Prof. Dr. Ayşe Yüce, Prof. Dr. Murat Celiloğlu, Prof. Dr. Selmin Gülbahar, Yard. Doç. Dr. Ayşegül Altınörs Çırak, Prof. Dr. Ayşegül Özerdem, Prof. Dr. Adil Esen, Prof. Dr. İsmet Durak, Prof. Dr. Serkan Özakbaş, Yrd. Doç. Dr. Özgür TAMER, Doç. Dr. Şahbal Aras, Prof. Dr. Sevil Gönenç Arda, Prof. Dr. Handan Güleryüz, Prof. Dr. Enis İğci, Araş. Gör. Dr. Anıl Tanburoğlu, Prof. Dr. Gökdeniz Neşer, Prof. Dr. Filiz Küçükssezgin, Prof. Dr. Doğan Yaşar, Uz. Dr. Uğraş Erdoğan, Prof. Dr. Eyüp Akpınar, Doç. Dr. Müjde Soytürk, Prof. Dr. Pınar Balcı, Prof. Dr. Meral Sakızlı, Prof. Dr. Arzu Sayıner, Prof. Dr. Selma Çetiner, Prof. Dr. Özgül Sağol, Prof. Dr. Şükrü Beşiktepe, Prof. Dr. Şengül Beşiktepe, Yard. Doç. Dr. Melih Tınal, Prof.Dr.Eyüp Sabri Uçan, Yard. Doç. Dr. Kutluğ Savaşır, Doç. Dr. Songül B. Delibaş, Doç. Dr. Ensari Güneli, Yard. Doç. Dr. Esin Çamlıbel, Doç. Dr. Soykan Özkoç, Prof. Dr. Barış Baklan, Prof. Dr. A. Ömer İkiz. Müzesi’nde gösteriler yapmakla kalmadı, sonrasında Yunanlar tepenin yamacına görkemli bir müze kurarak, bunların geri gelmesi durumunda nasıl sergileneceğini de kanıtladılar. Ama yine sonuç elde var sıfır! ??? 1906’dan sonra her ne gitmişse, o nesne “yasadışı” yollardan götürülmüş, günümüz deyimiyle “kaçırılmış” kabul ediliyor. Karun Hazinesi, 196668 yılları arasında kaçırılmıştı. Nev York Metropolitan Sanat Müzesi, Türkiye’de o tarihte bu alanda bir yasaklama yasası olmadığını savlayarak davanın reddini istedi. Oysa Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk anayasası Osmanlı yasaları ve yönetmeliklerinde değişiklik yapılmadıkça onların da yürürlükte olduğunu kabul ediyordu. Yürürlükteki 1906 yönetmeliğinin gücüyle Karun Hazinesi dönebildi. Bu hazineden sonra TC 1973’te bu alandaki ilk yasasını çıkardı. Kültür Bakanlığı, 1906 yönetmeliğinin yanı sıra 1973 ve 1983 yasalarına dayanarak girişimlerini yapıyor. Önceleri Perge Çelenkli Lahdi, Marsyas Heykeli, Erdek Torsosu ve Sivas Divriği Camisi’nin ahşaplarının geri getirilmesini, şimdilerde de Hattuşa Sfenksi, Yorgun Herkül Heykeli’nin üstü, bazı Troia takıları ve Orfeus Mozaiği izledi. ??? Bunları neden anımsatıyorum? Geçenlerde gazetelerde, bir avukatın Bodrum’daki dünyanın yedi harikasından biri olan Halikarnassos Mozolesi TRABZON İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ramin Mihmanperest, İran’ın PKK’ye destek verdiğini iddia eden İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’e tepki göstererek “Türkiye ile birlikte PKK’ye karşı mücadele ediyoruz. Bana öyle geldi ki bakanın bilgisi az” dedi. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nde konuşan İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mihmanperest, “Türkiye ile bazı konularda görüş ayrılığımız olabilir. Ama bölgemize dışarıdan yapılan müdahaleleri önlemek için daha fazla işbirliği yapmalıyız” dedi. Suriye’ye olası bir müdahaleye karşı mesajlar veren Mihmanperest, “PKK Türkiye’ye karşı eylem yapıyor. Batı ülkeleri PKK’yi destekledikçe çatışma daha da artacaktır. Batı size gelip ‘PKK’yi destekliyoruz, yönetime gelsinler’ dese, siz elinde silah olanların yönetime gelmesini kabul eder misiniz?” sorusunu yöneltti. Baba Bush yoğun bakımda ? Dış Haberler Servisi Eski ABD başkanlarından George (AFP) H. W. Bush, bronşit yüzünden 23 Kasım’dan beri tedavi gördüğü Houston’daki hastanede yoğun bakıma alındı. Bush ailesinin sözcüsü Jim McGrath, 88 yaşındaki Bush’un ateşinin düşmeyip sağlık durumunun kötüleşmesi nedeniyle 23 Aralık Pazar günü Methodist Hastanesi’nin yoğun bakım ünitesine alındığını bildirdi. McGrath, sürekli gözetim altında tutulan Bush’un uyanık olduğunu, eski başkanın yanında aile üyelerinin bulunduğunu da söyledi. ABD’nin 43’üncü başkanı George W. Bush’un babası olan George H. W. Bush, 19891993 yılları arasındaki başkanlığı sırasında Körfez Savaşı kararını vererek, dönemin Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’in kuvvetlerini Kuveyt’ten çıkarmıştı. Dönemin başbakanı Turgut Özal’la çok yakın ilişkisi nedeniyle ülkemizde iyi tanınan Baba Bush, 1991’de eşi Barbara Bush’la birlikte Türkiye’yi ziyaret etmişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle