15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 ARALIK 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 mescit yolu Okullara MEHMET MENEKŞE AMASYA Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Eğitim Bir Sen’in okullardaki mescit talebiyle ilgili “Hukuki çerçeve içerisinde bu ihtiyaç ve beklentileri göz önüne alırız, kararımızı da ona göre veririz. Yani mevcut hukuki yapılar içerisinde neler yapmak mümkünse onları yapmaya herkesin hakkı olabilir” dedi. Amasya Valisi Celil Öz’ü makamında ziyaret eden bakan Dinçer, Eğitim Bir Sen’in okullara mescit açılması için verdiği dilekçeyle ilgili sorular üzerine, “Benim konudan haberim yok. Toplumda insanlar kendi ihtiyaç ve beklentilerini bize ulaştırabilirler” diye konuştu. Okullarda sivil kıyafet uygulamasına önümüzdeki eylül ayında geçileceğini ifade eden Dinçer, “Ben şimdiden okul yöneticileri şayet çocuklar serbest kıyafetle gelirse geri çevirmemelerini rica ettim. O konuda çok katı bir tavır içerisinde değiliz” dedi. Bakan Dinçer, ortaöğretimde yeni bir yapılanmaya gidileceğini de vurguladı. Öküz Altında Honduras Eğitim Bir Sen’in okullarda mescit talebi gündemde... Biritsh Medical Journal dergisi, firavun III. Ramses’in cinayete kurban gittiğini açıklayınca aklıma nedense hükümetin renkli simalarından Burhan Kuzu geldi. Burhan Bey bu konunun da araştırılmasını isteyebilir. Muhtemelen cinayeti işleyen katilin kemikleri de Honduras’ta çıkacaktır. Geçenlerde bir arkadaşım aradı, anneannesi 96 yaşında vefat etmiş. Başsağlığı diledim. “Fakat sapasağlamdı, dedemin kendisini zehirlediğinden kuşkulanıyoruz, son zamanlarda yemekleri hep ille kendisi yapıyordu...” dedi. İnsanın kendisinden bile kuşkulanmaya başladığı bir döneme geçtik. Aslında bir araştırma komisyonu kurulsa ve bütün tarih yeniden ele alınsa... Örneğin yıllardır aklımı kurcalar, İsmet İnönü’nün hem de tam Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan bir yıl önce 89 yaşında, Celal Bayar’ınsa 103 yaşında hayatını kaybetmesi doğal nedenlere bağlanabilir mi? İkisi de gayet sağlıklı insanlardı. Belki 200 yaşlarına kadar yaşayacaklardı... ??? Daha böyle ne sırlar var. Örneğin Amerikalılar gerçekten Ay’a ayak bastı mı? Ay’a ilk ayak basan adam Neil Armstrong geçenlerde eceliyle mi öldü yoksa yaşlanıp bunayınca gerçekleri açıklar diye susturuldu mu? Gerçi suikastları, cinayetleri bol bir ülke olarak bunları henüz aydınlatmış değiliz ama olsun, biz doğal nedenlerle ölenleri inceleyelim. Anlayabildiğim kadarıyla ülkemizde aşk ve namus cinayetleri hariç kimse kimseyi öldürmemiş. Hep derin devlet yapmış bu işleri. Sanırsınız ki, tuttuğu takım yenildi diye tanımadığı adamları döner bıçağıyla kesen, karısı iki laf etti diye ailecek katledebilen, trafik veya park kavgasında silahı çekip karşısındakini öldüren biz değiliz. Bu derin devletin derdi nedir, ne amaçlamış da bunları yapmış, neden yapmış bunu da anlamak zor. Bu kadar ince hesaplar yapabilen derin devlet nasıl olup da bu hükümete engel olamamış o da ayrı konu. Herhalde cinayetlere konsantre olunca asıl hedefi gözden kaçırdılar! ??? Örneğin bizde insan hatasından, hava şartlarından, eskilikten filan helikopter de düşemiyor. Her yerde sürekli düşen bir araç olmakla birlikte bizdeki helikopterler mutlaka karanlık güçlerin oyunuyla düşüyor. Paranoyak kişilik özellikleri artık hepimize sirayet etti. Her şeyin arkasında başka bir şey arıyoruz. Aklıma daha ne sorular geliyor da açmak istemiyorum. Acaba Yılmaz Güney’in derin devletle ilişkisi var mıydı? Nasıl oldu da hapisten kaçıp Fransa’ya gitti? Nâzım Hikmet Rusya’ya özellikle gizli bir görevle gönderilmiş olamaz mı? Acaba Apo gerçekten Apo mu? Ya ona benzer birini Amerikalılar bize verdiyse ve gerçek Apo şu an Honduras’taysa? Bir araştırma komisyonu kurulmalı kesinlikle. “Öküz Altında Buzağı Arama Komisyonu”. Ama ruh halimiz nasıl oldu da böyle bozuldu sorusuna cevap verecek bir komisyon kurulsa belki daha iyi olacak... Şirince’de dün düş kırıklığı vardı. Özel olarak hazırlanan ürünler esnafın elinde kaldı Bir başka kıyamete! EMRE DÖKER Ne Cruise ne de Lopez OZAN YAYMAN ŞİRİNCE Sabah erken saatlerde geldik ki, olası bir felakete yolda yakalanmayalım. İzdiham beklentisiydeyiz. Ama o da ne? Kıyamet yeri gibi olacak denilen Şirince’de yerel halk, güvenlik güçleri ve gazeteciler dışında kimseler yok. “Biz bize mi kalacağız yani şimdi?” demeye kalmadan biraz biraz hareketlenmeye başladı ortalık. O da yoğun bir gazeteci kitlesinin Şirince’de olduğunu bilip de sesini duyurmak, meramını anlatmak isteyenlerin hareketliliği. Az sayıdaki, “ne oluyor, ne bitiyor?” diye köye yönelen meraklı kitleyi de saymak gerek. Bir geç, sevgilisine pankat açmıştı dikkatimizi çekti. “Kıyamete kadar seni seveceğim Pelin” diyordu. Gözlerimiz sürekli meydanı, sokakları tarıyordu, ünlü bir sima görür müyüz diye. Ama nafile... Ne Tom Cruise geldi ne de Jennifer Lopez’in meditasyon danışmanı... Tüm bu olup biten olurken geride bıraktığımız eşimizi, dostumuzu aramayı da ihmal etmedik. ŞİRİNCE Maya takvimine dayandırılan inanışa göre, dün kopacak kıyametten etkilenmeyecek dünyadaki iki yerden biri olan Şirince köyü, haftalardır yapılan yayınlara karşın beklenen kalabalığı ağırlayamadı. Yüzlerce medya çalışanının akın ettiği köyde, çoğunluğunu üniversiteli gençlerin oluşturduğu meraklı kalabalıklar, kıyamet turizmine katkı sağladı. Çok sayıda basın kuruluşunun köyde olmasını fırsat bilen sendikalar, siyasi partiler de boy göstermeyi ihmal etmedi. Bunlardan Madenİş Sendikası Yatağan şubesi üyeleri, AKP’nin özelleştirme politikalarını protesto etmek için dün Şirince’yi seçti. Köy meydanındaki restoranda açıklama yapmak isteyen sendika üyelerine jandarma ekipleri izin vermedi. Sendikacılar zorla restoran dışına çıkarıldı. Daha sonra açıklama yapan sendikanın Yatağan Şube Başkanı Süleyman Girgin, Mayaların da özel ‘İZDİHAM SÖYLENTİLERİ YÜZÜNDEN’ Protesto meydanı... Gün boyu turistler, gazeteciler, okullar Şirince’yi gezerek, yaratılan kıyamet reklamının birer parçası oldu. Esnaf ise kıyamet esprilerinden sıkıldığını, “çok kalabalık olacak” endişesi nedeniyle insanların köye gelmekten kaçındığını söyledi. Bu arada güne özel hazırlanan kıyamet şarabından sabununa dek birçok ürün ve hediyelik eşya esnafın elinde kaldı. (Fotoğraflar: AFP) leştirmeye karşı olduğunu belirterek, “Gözbebeğimiz olan termik santrallar ve kömür işletmelerimizi yabancı tekellere yağmalatmayacağız” dedi. Bursalı çevrecilerden oluşan “En Kulüp” üyeleri de, asıl kıyametin doğanın korunmaması halinde yaşanacağını açıkladı. Diyanet İşleri Başkanlığı, Şi rince’de İngilizce ve Fransızcaya çevrilmiş İslamı tanıtan kitaplar dağıttı. Selçuk Müftüsü köye gelerek cuma namazı öncesi vaaz verdi. Eskişehir’den gelen ritim grubu ve birçok müzik grubu da medya ve turistlerin köye akın edeceği beklentisiyle köyün çeşitli noktalarında müzik dinletisi sundu. Şirince’yle aynı yazgı Dış Haberler Servisi Maya takvimine göre 21 Aralık 2012’de kıyamet kopacağı iddiaları üzerine dün çeşitli ülkelerden binlerce kişi Meksika’daki Mayaların Chichen Itza tapınağında toplanırken dünyanın gözü bir yandan da “kıyametin es geçeceği” öne sürülen İzmir’in Şirince köyü ile Fransa’nın Bugarach kasabasındaydı. Ancak her iki kasaba “felaket tellallarından” ziyade yerli ve yabancı basının akınına uğradı. Fransa’nın Bugarach kasabasında kıyamet iddialarına halktan fazla ilgi olmazken yine Şirince’de olduğu gibi uluslararası basın bölgeye akın etti. Yöre sakinleri kalabalığı ticari fırsat olarak gördüklerini dile getirirken kasabanın girişinde güvenlik güçleri araçlarda arama yaptı. Kıyamet senaryosu çerçevesinde “UFO’ların hayatta kalan insanları kurtarmak için iniş yapacakları” Pic de Bugarach dağına çıkışlar yasaklandı. Google’dan özel logo ? İSTANBUL (AA) Maya takvimine göre “21 Aralık’ta kıyametin kopacağı kehaneti”, Google ana sayfasında “doodle” olarak adlandırılan logoda da yer aldı. Doodle uygulamaları, dünya ülkeleri için önemli gün ve tatillere, kültürel olaylara ve tarihte yer alan önemli kişilere bu platformda yer vererek dikkati çekmeyi amaçlıyor. Son değil başlangıç ? Meksika’nın Yucatan Yarımadası’ndaki Maya kentinde Chichen Itza tapınağında toplananlar arasında yer alanların kimisi 21 Aralık’ın dünyanın sonu değil, aslında yeni bir dünyanın başlangıcı olduğunu söylerken kimileri de bu tarihin aslında insanların algılama ve önceliklerinin değişeceği sürecin başlangıcı olduğunu savundu. 21 Aralık’a dünyada ilk merhaba diyen ülkelerden Avustralya’da turizmle ilgili birimin Facebook sayfasında kimi kullanıcıların “Oralarda yaşayan var mı” epostalarına hitaben “Evet hayattayız” mesajıyla yanıt verildi. Çin’de ise dünyanın sonunun geleceği söylentilerini yayan bir tarikata yönelik baskında 1000 kişinin gözaltına alındığı belirtiliyor. Kıyamet iddiası sosyal medya sitelerinde de başlıca konulardan biri oldu. (Fotoğraf: AP)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle