15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 ARALIK 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Evet biz marjinaliz Emniyet’in ODTÜ’deki polis şiddetini haklı göstermeye çalışan ‘marjinal’ açıklamasına protestolarda yanıt geldi: Bilim insanlarını, sanatçıları, aydın ve öğrencileri sizin gibi düşünmeye zorlayamazsınız ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet) Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) Başbakan Tayyip Erdoğan’ı protesto eden öğrencilere polis şiddeti ve dün sabah yapılan gözaltı baskınları Ankara ve İstanbul’da protesto edildi. Ankara’da KESK’in çağrısıyla DİSK, TTB, TMMOB, TKP, ÖDP, Halkevleri ve Genç Sen başta olmak üzere bir araya gelen çok sayıda demokratik kitle örgütü ve ve sendika, ODTÜ’lü öğrencilerin 18 Aralık’ta polisin yoğun şiddetine maruz kaldıktan sonra dün sabah gözaltına alınmalarını protesto etti. ODTÜ’lü öğrenciler de 6 otobüsle üniversiteden Milli Müdafaa Caddesi’ne geldi. Eyleme CHP’li milletvekilleri Aylin Nazlıaka, Veli Ağbaba ve Aykan Erdemir de destek verdi. 3 TOMA, 1 panzer ve yüzlerce polisten oluşan Emniyet güçleri, eylemcilerin Başbakanlık önüne yürümesine izin vermeyince basın açıklaması YKM önünde yapılmak zorunda kalındı. Grup adına açıklama yapan KESK Ankara Şubeler Platformu Başkanı Devrim Kahraman, Ankara EmniAnkara’daKESK’in çağrısıyla geçekleştirilen protestoda polisin attığı biber gazı kapsülleri gösterildi. Gebelik testi istediler RECEP KAPUCU Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ yeti’nin çatışmayı “marjinal gruplara” bağlayan açıklaması ile ilgili olarak “Evet marjinaliz. Bilim insanları, sanatçılar, öğrenciler marjinaldir, onları sizin gibi düşünmeye zorlayamazsınız” dedi. İstanbul’da da Taksim Meydanı’nda dün akşam saatlerinde bir araya gelen gençlik örgütleri “AKP elini üniversiteden çek. Gözaltılar serbest bırakılsın” pankartı açıp slogan larla Galatasaray Meydanı’na yürüdü. Öğrenci Kolektifleri, GençSen, Gençler Meydana İnisiyatifi, Gençlik Muhalefeti’nin de aralarında bulunduğu grup adına yapılan açıklamada Zaman gazetesi, İHA, Cihan ve ATV gibi TV, gazete ve ajansların üniversitelileri hedef gösterdiğini vurguladı. Açıklamada “En demokratik haklarımızdan biri olan protesto ve basın açıklaması haklarımıza saldıran po lise karşı koymak, ‘kitleyi polise karşı kışkırtmak’ ve ‘terör eylemi’ olarak iddia edilmektedir” denildi. TKP’den çifte eylem TKP’li öğrenciler de Patriotların Türkiye’ye yerleştirilmesi ile ODTÜ’deki polis şiddetini Ankara ve İstanbul’da protesto etti. Ankara’da Almanya, Erdoğan ve NATO ülkelerine yazdıkları mektubu Başbakanlık’a ile ten öğrenciler, NATO bayrağı yaktı. TKP’li öğrenciler İstanbul’da da Almanya Konsosluğu’na yürüyerek burada yaptıkları açıklamanın ardından NATO bayrağı yaktı. Öğrenciler, ODTÜ’deki polis şiddetini de protesto ederken her iki kentte de “Başbakan korktuğu için ODTÜ’ye girmeden önce ordusunu göndermiş ve okulu savaş alanına çevirmiştir” açıklamasını yaptı. BEYİN KANAMASI GEÇİREN BARIŞIK ‘Protesto iktidarın hakkımız’ SİNAN TARTANOĞLU ODTÜ’DEKİ OLAYLARA TEPKİ ‘Üniversiteler arka bahçesi ERZURUM Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçesinde 3 Aralık 2011’de düzenlenen KCK operasyonunda tutuklanan 11 kişinin yargılanmasına Erzurum 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. KCK’nin Ağrı sorumlusu olduğu iddia edilen Ajda İnci, “Diğer ismim Rojda, iddianamede kod ad olarak gösterilmiş. İsmimden dolayı defalarca gözaltına alındım, şiddet gördüm. Diyarbakırlıyım. Kürt olduğum için savaş, şiddet içerisinde büyüdüm. Ben ne yapsaydım?” dedi. Sanık Beritan Doğan’ın avukatı Müşir Deliduman ise “Ağrı Emniyeti’nin telefon konuşmaları üzerinden yaptığı yorumlar, soruşturma sırasında uyguladığı yöntem, gözaltına alının kadınlara gebelik testi gibi hukukun kabul etmeyeceği tutum ve davranışların sergilenmiş olması önyargıyı ortaya koymaktadır. Biz Kürtler buraya çıkınca ellerimizi havaya kaldırıp Allah’a yalvarıyoruz. Diyoruz ki, ‘Allahım sen Kürtlere de Allahlık yap’. Halay çekilmesi suç gösteriliyor. Devlet halayla mı yıkılır?” dedi. ANKARA ODTÜ’deki olaylarda polisin hedef gözeterek attığı gaz bombasının başına isabet etmesi ile beyin kanaması geçiren Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Barış Barışık, “Bizim Tayyip Erdoğan’ı protesto etme hakkımız yok mu? Başbakanı sevmek zorunda değiliz” dedi. ODTÜ’de 18 Aralık’ta Erdoğan’ın ziyareti sırasında çıkan olaylarda Barışık, çevik kuvvetin 20 metre mesafeden hedef gözeterek attığı gaz bombasının başına isabet et ‘İleride zarara yol açar’ mesi sonucu beyin kanaması geçirmiş ve Ankara Hastanesi’ne kaldırılmıştı. CHP Mersin Milletvekili doktor Aytuğ Atıcı Barışık’ı hastanede ziyaret etti. Atıcı, Barışık’ın olayla ilgili olarak “Polisle aramda 20 metre bile yoktu. Gaz kapsülünün bana doğru geldiğini gördüm. Birden bire acı hissettim. Ondan sonrasını da hatırlamıyorum. Tayyip Erdoğan’ı protesto edemeyecek miyiz? Erdoğan’ı sevmek zorunda değiliz. Protesto etmek hakkına sahibiz. Bu bizim anayasal hakkımız” dediğini aktardı. değil’ İstanbul Haber Servisi Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri ODTÜ’de yaşanan polis şiddetini bildiri yayımlayarak protesto etti. İmzaya açılan bildiride, “Üniversitelerde ya da başka toplumsal ortamlarda devletin Emniyet güçleri tarafından bu tür şiddet olaylarının tahrik edilmesi, yaratılması ve sürdürülmesi kesinlikle kabul edilemez” denildi. Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği de olayları kınayarak “Üniversiteler, siyasi iktidarın arka bahçesi değil, özgür, özerk alanlardır” dedi. Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri tarafından yayımlanan bildiride, TÜBİTAK tarafından törene davet edilen Meclis Başkanı, Başbakan ve diğer resmi yetkililer için ODTÜ yerleşkesine gelen çok sayıda polisin, tören sırasında yerleşkenin muhtelif yerlerinde meşru ve demokratik protesto haklarını kullanan öğrencilere karşı orantısız güç kullandığına dikkat çekildi. Polisin uyguladığı güç ve şiddetin üniversitedeki öğrenci, öğretim üyesi ve çalışan birçok kişinin hayatını ve güvenliğini tehlikeye soktuğu vurgulanarak “ODTÜ’lü öğrencilere, meslektaşlarımıza ve çalışanlara söz konusu olaylar nedeniyle büyük geçmiş olsun der, ODTÜ yerleşkesinde yaşanan şiddeti ve şiddete vesile olanları kınadığımızı bütün kamuoyuyla paylaşırız” denildi. Bildiriyi 135 akademisyen imzaladı. Şiddet tipik bir hal aldı Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği’nden yapılan açıklamada, üniversiteler üzerinde son yıllarda gittikçe artan baskılarla birlikte, öğrenciler ve öğretim elemanları üzerinde yoğunlaşan doğrudan polis şiddeti vakalarının da tipik bir hal aldığına vurgu yapıldı. “Polis şiddeti, öğrencilere ve üniversiteye doğrudan bir saldırı olmanın ötesinde, öğrencileri şiddetin içine çeken provokatif bir işlev görmektedir” değerlendirmesi yapılan açıklamada, ODTÜ’deki orantısız gücün sorumlularının araştırılması talep edildi. Açıklamada, “Öğrencilerin, öğretim elemanlarının, şiddete başvurmadan siyasi iktidarı, başbakanı eleştirmek, protesto etmek en doğal demokratik haklarıdır” denildi. KCK davasında 4 tahliye HATİCE TUNCER SALDIRI EMRİNİ SİZ Mİ VERDİNİZ? CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde ODTÜ’de yaşanan olayların Ahmed Arif’in, “Uzay çağında bir ayağımız, ham çarık, kıl çorapta olsa da biri” dizesini anımsattığını ifade etti. Tanrıkulu Erdoğan’a, “Öğrencilere yönelik saldırı emrini siz mi verdiniz, bizzat siz verdiyseniz, öğrencilerden, müdahaleden dolayı ‘Göktürk2’ gibi tarihi bir başarıya imza atan bilim insanlarından ve olaylardan etkilenen tüm ODTÜ’lülerden özür dilemeyi düşünüyor musunuz, müdahale sırasında Barışık’ın yakın mesafeden hedef alınarak ağır yaralanmasına sebebiyet veren kolluk güçleri hakkında herhangi bir işlem yapılmış mıdır, yaşandığı ileri sürülen cinsel tacizin sorumlularının bulunması için herhangi bir soruşturma başlatacak mısınız, ODTÜ’de yaşananların sorumlularını görevden almayı düşünüyor musunuz?” sorularını yöneltti. Uluslararası Af Örgütü: Türkiye yetkililerini, Türkiye’nin de taraf olduğu Uluslararası Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesi’nin ifade ve toplanma özgürlüğü haklarını koruyan 19. ve 21. maddelerinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirecek şekilde polisin barışçıl göstericilere yönelik aşırı güç kullanmayacak olmasını garanti altına almaya, polisin 18 Aralık 2012 tarihinde ODTÜ kampusunda barışçıl göstericilere karşı aşırı güç kullanmasını hızlı, kapsamlı ve tarafsız bir şekilde soruşturmaya çağırıyoruz. Barışık’ın tomogrofi sonuçlarını incelediğini belirten Atıcı, “Tomografi dehşet verici. Beynin sağ tarafında ödem ve kanama var. Beyin kanaması tıbbi müdahaleye gerek duyulmadan kendi kendine durmuş. Genç olduğu için toparlamış görünüyor. Ancak beyindeki kanama, beyin hücrelerinin ölümü anlamına gelir ve beyinde hasar meydana getirir. İleride hem bedensel hasara hem de psikolojik sıkıntılara yol açar” dedi. Barışık’a çarpan kapsülü ve olaylarda kullanılan patlamamış iki tane gaz bombası kapsülünü ele geçirdiğini, bu kapsülleri İçişleri Bakanı’na veya hükümet yetkililerine ileteceğini söyleyen Atıcı, “Kapsüller Brezilya malı. Son kullanım tarihi ise 2016. Kapsüllerin üzerindeki Türkçe tercümesi yapılmış talimatları okudum. ‘45 derece açıyla sıkın, kesinlikle şahısların üzerine sıkmayın’ yazıyor” dedi. Totaliter yaklaşım güç veriyor Şiddet ve ardından başlatılan gözaltı operasyonuna tepki yağdı TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu: Onlar bizim çocuklarımız, bu ülkenin çocuklarıdır. Yöneticilerin öfkeleri dinmemiştir, evler basılmakta öğrenciler gözaltına alınmaktadır. Öğrencilere şiddet uygulayanları kınıyor, gözaltındakilerin serbest bırakılmasını, çocuklarımızın bu ülkeye ve geleceğimize sahip çıkmalarını destekliyoruz. Maden Mühendisleri Odası: Baskı ve şiddet kullanılarak toplumsal muhalefeti yıldırmaya ve susturmaya yönelik bu tür davranışların amacına ulaşmayacağı bilinmelidir. Polisin bu saldırısını kınıyor; bilimsel, özerk, demokratik üniversite için mücadele ederken saldırıya uğrayan ve saldırılara direnen öğrencilerimizin ve akademisyenlerimizin yanında olduğumuzu belirtiyoruz. CHP Genel Başkan Yardımcısı Perihan Sarı: Eylemi, orantısız bir güçle bastırmaya çalışan güvenlik güçlerinin sorgulanması gerekirken terörle mücadele kapsamında bir gözaltı operasyonuna konu edilmesi, demokratik hak ve özgürlüklerin kabul edilmediği ülkelere özgü bir anlayışa dayalıdır. Başbakanın hoşlanmadığı her durumun soruşturma ve izleme konusu olması, kuvvetler ayrılığı ilkesinin tartışıldığı bu günlerde, başbakanın totaliter uygulamaları destekleyen yaklaşımından güç alıyor. CHP Bursa Milletvekili Aykan Erdemir: Polisin kullandığı güç aynı zamanda ilköğretim ve yuvadaki öğrencileri, lojmanlarda yaşayan öğrencileri, yerleşkedeki doğal hayatta yaşayan tüm canlıları bire bir etkileyen bir saldırıydı. Bir öğretim üyemiz beni aradığında, lojmanda 2 yaşında çocuğun gözüne limon sıkmakla meşguldü. ODTÜ, Türkiye’nin içinde yaşadığı atmosferin, baskıcı ortamın, otoriter rejimin sembolü oldu. CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir: Dün gazlandılar, bugün toplanıyorlar. İşte Türkiye’de demokrasinin geldiği nokta. Her hak arayan, her protesto eden, her demokratik hakkını kullanmaya çalışan insana milletvekili dahil gaz bombalarıyla, polis copuyla saldırılıyor. Eğer bu yeterli görülmüyorsa da toplayıp, cezaevine atıyorlar. Daha sonra terör örgütüne sokmaya çalışıyorlar. Eğer onu beceremiyorlarsa terör örgütü üyesi gibi hareket etmekle suçlamaya çalışıyorlar çocukları. AKP açısından kıyamet ODTÜ’de koptu. ‘Devletin zararını düşünüyor’ CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan ve Ankara Milletvekili Levent Gök de dün Barışık’ı hastanede ziyaret etti. Tarhan, hastane çıkışında yaptığı açıklamada, “İçişleri Bakanı’nın son açıklaması, bir devlet açısından çok onur kırıcı bir açıklama. Çünkü müdahalenin devlete zarar vereceği endişesiyle, birilerinin ölmesinin devlete zarar vereceği endişesini dile getirmiş. Oysa burada genç insanların yaşamı, geleceği, ailelerinin acıları söz konusu. Aile perişan olmuş. Ben kınıyorum, bu tür bir açıklamayı çok alçaltıcı buluyorum bir devlet için” ifadelerini kullandı. “Barışık’ın biber gazından değil, arkadaşlarının attığı taştan yaralandığı” şeklinde açıklamaların olduğunun anımsatılması üzerine ise Tarhan, “Bu tipik bir savunma refleksi, hükümet ve polis için” dedi. Hükümetten bir yetkilinin kendisiyle görüşmesini rica eden anne Zeynep Barışık, “Beyninde yara olan kısımda, gazın vermiş olduğu birtakım zararlar varmış. Gaz olduğunu düşünüyorlar. Taş değil, gaz” dedi. Çoğunlukla BDP üyeleriyle il ve ilçe yöneticilerinin yargılandığı 122’si tutuklu 2005 sanıklı 1. KCK davasında, BDP Siyaset Akademisi öğrencileri Selma Aygün, Abdurrahman İsen, Selahattin Tekin, İhsan Çelik’in “suç vasfının değişme ihtimalini” göz önünde bulundurarak tahliyesine karar verildi. Mahkeme, aralarında eski BDP İstanbul İl Başkanı Mustafa Avcı’nın da bulunduğu 118 sanığın tutukluluk hallerinin devamını kararlaştırdı. Mahkeme, tutuklulardan “siyasal rehine” diye söz eden avukat Ercan Kanar hakkında suç duyurusunda bulunulmasını kararlaştırdı. Davaya 415 Mart 2013 arasında devam edilecek. İstanbul’da açılan 1. KCK davasında tüm sanıkların avukatı Kanar, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “kuvvetler ayrılığı” konusundaki sözlerini anımsatarak “Yargının tamamen kendisine bağımlı hale gelmesi için yargıyı yine baskı altına almaya çalışıyor. Buna direnecek yargıçlar vardır. Buna ‘dur’ diyecek yargıçlar yanlarında avukatları bulacaktır” dedi. Kanar, 14 aylık tutukluluk süresinde ve 6 aylık yargılama süresinde hukuki değerde ciddi bir adım atılmadığını belirterek “Tutukluluk siyasal rehin haline gelmiştir. Ceza davalarında en büyük ihtiyaç yüksek standartlı yargı faaliyetidir” diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle