Katalog

SAYFA 4 HABERLER CUMHURİYET 21 ARALIK 2012 CUMA Katliamın yıldönümünde yapılmak istenen etkinlikler ‘provokasyon’ söylentisiyle engellenmek isteniyor İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, “Polis ve Kanun Uygulayıcılarının Mesleki Sağlık ve Güvenliği Projesi’’ protokolünü imza törenine katıldı. (Fotoğraf: AAHALİL SAĞIRKAYA) ? Valiliğin yasaklama kararının ardından aralarında Alevi örgütlerinin bulunmadığı bazı STÖ’ler de Sanayi ve Ticaret Odası‘nın çağrısıyla bir araya gelerek Maraş katliamında yaşamını yitirenler için yapılacak anmaya karşı olduklarını açıkladı. SERMET ÇUHADAR/ MEHMET MENEKŞE Maraş’ta anma gerilimi ANAYASA lediye Başkanı Metin Ergücen de, “Maraş’ın bu kara lekeyi yok edebilmesi için dışardan bu anma etkinliği için gelenlerden korkmadan, yasaklamadan kardeş kardeş bir görüntü vererek kol kola ev sahipliği yaparak birlik olduğumuzu göstermeliyiz” diye konuştu. Toplantıya davet edilmeyen ABF’ye bağlı Alevi Kültür Derneği Kahramanmaraş Şube Başkanı Ünal Ateş ise öğleden sonra yaptığı açıklamada, TSO Başkanı Karaküçük’ün açıklamasına tepki göstererek, “Asıl dış güç Maraş’a kurulacak olan Patroit füzeleri için dışardan gelen Alman askerleridir. Sayın başkanın bu olaya karşı çıkmasını beklerdim. Karaküçük ilk kez ayrıştırıcı bir açıklama yapmıştır” dedi. ABF’ye bağlı çok sayıda Alevi örgütü ise valiliğin yasak kararına karşın Erzincan, Çorum, Tokat, Sivas, Amasya, Malatya, Adıyaman’dan otobüs kaldırarak anma törenleri için pazar günü Maraş’ta olacak. ABF Genel Başkanı Selahattin Özel, “Anmayı yasaklamanın arkasında AKP’nin Alevilere bakışı, yasakçı zihniyeti var. Anayasal hakkımızı kullanım katliam mağdurlarını anacağız. Maraş, Sivas Madımak, Başbağlar, Uludere gibi tüm katliamları yapanları lanetliyoruz. Ancak devletin de bu katliamlarla yüzleşmesini istiyoruz” dedi. İçişleri Bakanı Şahin ‘Polis öldürünce imajımız zedeleniyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Polisin orantısız güç kullanımının arttığı, son olarak ODTÜ’de gaz bombasının başına isabet etmesi sonucu bir öğrencinin ağır yaralandığı bir dönemde, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’den itiraf gibi bir açıklama geldi. İçişleri ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlıkları arasında “Polis ve Kanun Uygulayıcılarının Mesleki Sağlık ve Güvenliği Projesi”ne ilişkin protokol imzalandı. Şahin, Polis Akademisi’ndeki imza töreninde, kolluğa verilen yetkilerin yasal sınırlar içinde, etkin biçimde kullanmasının net olarak belirlenmesi gerektiğine işaret etti. Kolluğun güç kullanımı esnasında, kendisinin ve mağdurların ölümcül şekilde yaralanabildiğini belirten Şahin, şöyle konuştu: “Bazen kolluğun gereğinden fazla güç kullanması sonucu muhatapların ölümüne sebebiyet verilerek kamuoyunda haklı eleştiri konusu olunmaktadır. Bunun sonucunda kolluk kuvvetlerinin ve dolayısıyla devletimizin imajı ister istemez zedelenmektedir. Bu olumsuz durum, toplumumuz içinde güvensizlik oluşturduğu gibi kolluk personelimizin kendine olan güvenini de sarsmaktadır.” KAHRAMANMARAŞ/ AMASYA Kahramanmaraş’ta 1978’de katledilen 111 kişi için anma törenlerine valilik tarafından “güvenlik” gerekçesiyle izin verilmemesinin ardından dün bazı sivil toplum örgütleri tarafından yapılan açıklamada kentte anma yapılmasının istenmediği belirtildi. Alevi örgütleri ise pazar günü kentte anma töreni yapmakta kararlı. Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası’nın çağrısıyla toplanan bazı sivil toplum örgütleri basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, anma törenlerini organize eden Alevi örgütleri davet edilmezken TSO Başkanı Kemal Karaküçük, “Biz bu topraklarda yaşayan AlevisiSünnisi kardeşliğimize zarar verilmesini istemiyoruz. Maraş olayları kara bir leke olarak hatırlanmaktadır. Bu işlerin dış güçler tarafından tezgâhlandığı belli olmuştur. Bu bağlamda hiç kimsenin özellikle dış güçlerin organizasyonu ile dışardan gelerek burada sokak gösterisi veya provokasyon amaçlı herhangi bir girişimde bulunmasını kesinlikle istemiyoruz” dedi. Pazarcık İlçe Belediye Başkanı Kamil Dalkara ise Alevi örgütlerinin toplantıya çağrılmamasını eleştirerek “Gönül isterdi ki tam bir birlik olalım” ifadesini kullandı. Narlı Be AKP’den yeni süre tehdidi Kontrgerillaülkücü KontrgerillaÜlkücü işbirliği: işbirliği: 111 ölü Yurt Haberleri Servisi Kahramanmaraş’ta 1926 Aralık 1978’de yaşanan katliamda resmi rakamlara göre, 111 Alevi öldürüldü, yüzlerce ev ve işyeri yakıldı, Alevi mahalleleri talan edildi. Alevi ve Sünnilerin bir arada yaşadığı Kahramanmaraş’ta körüklenen gerilim 19 Aralık’ta Çiçek Sineması’na Cüneyt Arkın’ın başrol oynadığı “Güneş ne zaman doğacak?” filminin gösterildiği sırada bomba atılmasıyla zirveye çıktı. Sağcı bir grup, “Müslüman Türkiye” sloganıyla CHP, PTT ve Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği binalarına saldırdı. Ülkücü Gençlik Derneği Kahramanmaraş Şube Başkanı Mehmet Leblebici ve ikinci başkan Mustafa Kanlıdere’nin talimatları ile bombayı attığı iddia edilen Ökkeş Kenger, Ankara’ya Ülkücü Gençlik Derneği’ne telefon ederek yardım talebinde bulundu. Ertesi gün Alevilerin yoğunlukla oturduğu Yörükselim Mahallesi’nde bir kıraathane bombalandı. Mahallenin ileri gelen insanlarından Gıjgın Dede vefat etti. 21 Aralık’ta ise Hacı Çolak ve Mustafa Yüzbaşıoğlu adlı iki sol görüşlü öğretmen silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Dönemin Kahramanmaraş Valisi Tahsin Soylu’nun kente askeri güç gönderilmesi talebi reddedildi. Ertesi gün iki öğretmenin cenaze törenine sağcılar saldırınca çatışma başladı. 22 Aralık gecesi sağcı gruplar “Alevilerin ertesi gün silahlı saldırı yapacağını” iddia ederek silahlanma çağrısı yaptı. 23 Aralık’ta kentte başlayan çatışmaların ardından 24 Aralık’ta polis kentten çekildi. Bundan yararlanan sağcı gruplar Alevi mahallelerine saldırdı. Olaylar yatıştığında resmi rakamlara göre, 111 kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı. Alevilere ait yüzlerce ev ve işyeri tahrip edilirken binlerce Alevi ve sol görüşlü yurttaş kenti terk etti. ? Başkanlık sistemi önerisi ile anayasa komisyonundaki çalışmaları durma noktasına getiren AKP, süre dayatmasıyla da uzlaşmayı tamamen tehlikeye sokuyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın “31 Aralık’ta komisyonun süresi bitiyor” sözleri tartışma yaratırken AKP’li Mustafa Şentop da “çalışmaların tamamlanması için partisinin kabul edebileceği makul süreyi şubat sonu” olarak ilan etti. Edinilen bilgiye göre, Uzlaşma Komisyonu toplantısında Başbakan Yardımcısı Bozdağ’ın süreyle ilgili sözlerine CHP’li Atilla Kart tepki gösterdi. Kart, “Geldiğimiz noktada komisyon çalışmalarının iktidar tarafından fiilen askıya alındığı görüşündeyiz. Bir taraftan 31 Aralık’a kadar bu çalışmaların bitmesi mümkün olamayacağı ifade ediliyor, bir taraftan 1 aydır başkancı sistem önerisini sürdürüp sürdürmeyeceğini açıklamaktan kaçınan bir iktidar tablosu var. İktidar grubunu sorumlu olmaya, ciddiyete davet ediyoruz” dedi. AKP’li Mehmet Ali Şahin, “Bu açıklamalar bizi bağlamaz. Hatta ben arayıp kendisine, ‘Herkes kendi görevini yapsın’ diyecektim ama bir ortam olmadı. Böyle bir durum söz konusu olsa, Başbakanımız bize söylerdi” diyerek ortamı yumuşatmaya çalıştı. TBMM Başkanı Çiçek de “Dışarıda yapılan konuşmalar bizim çalışmalarımızı etkilememeli” açıklamasını yaptı. Atilla Kart, “Sistemde mutabakat sağlanılırsa zaman yönünden ciddi bir sorun yaşanmayacağını düşünüyoruz” sözleriyle AKP’nin başkanlık sistemi önerisinden vazgeçmesi durumunda çalışmaların hızlanacağı mesajı verdi. AKP’li Mustafa Şentop’un “Bu komisyonun çalışma süresinin önü açık değil, 12 yıl çalışsın denemez. Çalışmalarımızı yürütelim, ocakşubat sonu bitebiliyorsa bakalım. Olmuyorsa biter, bunu daha fazla uzatamayız” sözleri muhalefetin tepkisine yol açtı. DDK, Sivas katliamına ilişkin araştırmaya ‘Başbağlar’ı da ekledi Madımak’ta ‘intikam’ aranıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK) Sivas katliamı ile ilgili çalışmasına, yine 1993’te yaşanan Başbağlar katliamını da ekledi. Bu çerçevede Başbağlar ile Sivas arasında bir bağlantı olup olmadığı araştırılacak. Köşk kaynakları, “Sayın Cumhurbaşkanımız, Madımak olayının gerek oluş şekli, amacı, sonuç ve tesirleri itibarıyla gerekse dönem içerisinde yaşanan diğer bazı olaylarla irtibatları itibarıyla bir bütünlük içerisinde araştırılması ve incelenmesi için Devlet Denetleme Kurulu’nu görevlendirmişti. Başbağlar da bu kapsamda ele alınacak, iki olay arasında bağlantı olup olmadığı, kamuoyunda yorumlanan ‘intikam’ duygusunun etkili olup olmadığı gibi konular araştırılacak” dedi.