Katalog

21 ARALIK 2012 CUMA EKONOMİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] 13 Okul sütü için yarış Türkiye genelini 4 kısma ayıran Okul Sütü ihalesinde, birinci kısım için Dimes ve Pınar Süt ortak girişimi birim fiyat 51 kuruştan 31 milyon 592 bin 926 lira 32 kuruş, ikinci kısım için Güney Süt birim fiyat 49 kuruştan 48 milyon 149 bin 795 lira 42 kuruş, üçüncü kısım için Ak Gıda birim fiyat 53 kuruştan 54 milyon 570 bin 580 lira 80 kuruş, dördüncü kısım için Yörükoğlu Süt birim fiyat 49 kuruştan 17 milyon 365 bin 498 lira 8 kuruşla en avantajlı teklifleri verdi. ‘Koyun Gibisin Kardeşim…’ Acıbadem’de 5 yılda 2.5 kat artış EVA Gayrimenkul Değerleme’ye göre, son beş yılda konut fiyatları agresif bir yükseliş gösteren altını yakından takip etti. İstanbul şehir merkezinde bulunan ve üst gelir grubunca tercih edilen Ulus, Bebek, Altunizade, Acıbadem gibi lokasyonlarda konutlar rekor prim yaptı. 2007’de bu lokasyonlarda ortalama 300 bin TL olan bir konutun değeri 5 yılda 720 bin TL’ye çıktı. Yalnızca enflasyonun baz alınmasıyla konutlar 470 bin TL’ye çıkabililirdi. Bu durumda 250 bin TL yatırımın getirisi. Hani diyordu ya Nâzım: “Koyun gibisin kardeşim/gocuklu celep kaldırınca sopasını/ sürüye katılıverirsin hemen/ ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye...” Tam o hesap... Kendi ödediği vergilerle yapılmış köprüyü, otoyolu yatırmışlar masaya, satıyorlar. Onunsa derdi; “bayramlarda yine bedava olacak mı”... Bu kadar mı yabancılaşır insan kendi varlığına? Evet, yabancılaşır. Onun için bir bir elinin altından alır satarlar kamu mülkünü, yani kendisi gibi milyonların varlığını ve yeniden, ‘vergi, vergi’ diye gırtlağına sarılırlar... O da uzatır kurbanlık koyun gibi boynunu... Bugüne kadar satış geliri 50 milyar doları aşan diğer özelleştirmeler gibi, köprü otoyol özelleştirmesi de bir “Kaynak transferidir”. Diğerleri gibi aslında bir sınıftan alıp bir diğer sınıfa aktarmanın öteki adıdır. Üstüne yaklaşık 6 milyar dolarlık etiket konarak halktan alıp KoçÜlkerMalezyalı ortak grubuna aktarmadır. Ne olacaktır o özelleştirme geliriyle? Daha önce ne olduysa... Yani bütçe açığı yamanacaktır... Bütçe, “sağlıkta dönüşüm” isimli hovardalıkla delinmiştir, Gökçek, Topbaş belediye hovardalıklarıyla delinmiştir. AKP’nin badem bıyık kadrolaşmasıyla delinmiştir. Güneydoğu’daki saçma sapan savaş için alınan bombayla, savaş uçağıyla delinmiştir, kifayetsiz muhterislerin Suriye bozgunuyla delinmiştir... Para gerekmektedir. Yüzde 67’si tüketim vergisi olan vur abalıya vergisi yetmemektedir. Özelleştirme isimli talanla bütçe yamanacak ve üstüne, yandaş güruha ihaleli, ihalesiz yatırım avantası çıkacaktır. Başkanlık sıtması için, para gerekmektedir para!.. ??? Hani diyordu ya Nâzım: “Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,/ hani şu derya içre olup/ deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf.” Tam o hesap... Sol âlemde sanıyor kendini, ama dünyasını “laikşeri”çemberine sıkıştırmış, daraltmış, her şeye o dar pencereden bakarken sermayeyi bile kodlamış; yeşil olanı /olmayanı, ‘ulusalıulusal olmayanı’ diye... Kendi gücünü unutmuş, sermayeden medet umar çaresizlikte. Ham hayallerle oyalanıyor... Şimdiyse ezberi şaştı. Yeşil diye bildiği Ülker’le “laik, cumhuriyetçi” bildiği Koç, kol kola, yanlarında da Malezyalı... Nasıl oldu bu, diye dövünüyor, söyleniyor. Oysa bilmiyor ki sermayenin dini, imanı, ulusu, vicdanı olmaz. Sermayenin amentüsü kâr ve sermaye birikimidir. Büyük satıştan iki gün önce Rahmi Koç’un CNN’de, RTE’ye güzellemeler düzdüğünü okudu gazetelerde, inanamadı, Youtube’a yazdı, geldi ekrana inanamadıkları... Bir daha, bir daha izledi... Rahmi Bey, AKP, Türkiye’yi 3 dönemdir iyi yönetiyor, diyordu. RTE’yi yere göğe sığdıramıyordu. Başkanlık da iyi olabilire getiriyordu lafı... Birden Rahmi Bey’in 2002’de AKP kurulurken “Tayyip Bey parti kurmak için 1 milyar doları nereden buldu” sorusu geldi aklına... Demek ki köprülerin altından çok sular akmıştı. AKP döneminde, önce koskoca Tüpraş alınmıştı özelleştirme masasından 4 küsur milyar dolara, sonra da Koç Grubu’nun kârları AKP iktidarında yüzde 470 artmış, 600 milyon dolardan 3.4 milyar dolara çıkmıştı. Dünya, böyle bir dünyaydı... Sonra “Dün dündür, bugün bugündür” lafını hatırladı Süleyman Demirel’in... Acı acı gülümsedi... ??? Hani diyordu ya Nâzım: “Midye gibisin kardeşim/ midye gibi kapalı, rahat.” Farkına bile varamadı talanın, yağmanın kabuğunun içindeyken. Kafasını uzattığında aralıktan, gördü ki özelleştirilen sanayi KİT’lerine yeni sanayiler eklenmemiş, tersine arsaları üzerinde gökdelenler yükseliyor. Milyonları bulan işsizlere sanayinin iş kapısı olacağını, devletin bu işi iyi yapamadığı için özel firmaların, yerlisi, yabancısıyla sanayiyi büyütüp istihdam yaratacaklarını sanıyordu. Yine ham hayaller... Birileri, “küresel sanayi katma değer zincirinde yerimizi iyi seçersek, iyi konuşlanırsak, hepimiz kazanırız” demişti. Koca koca holdingler sotalanacak yeri bilmez miydi? Hemen meşakkatli sanayi yerine, avantayı seçtiler; bankacılıkta, devlet tekelini özel tekel yapma yarışında, büyük mağazacılıkta, ithalatçılıkta köşe kaptılar... En son gördü ki sanayi devi bildikleri Koç, Ülker, köprüotoyol gişe kapma yarışında... Üstelik, bu köprüleri otoyolları işletmek için ödeyecekleri 6 milyar doları kendi kasalarından çıkarmayacak, dış piyasalardan borçlanıp ödeyeceklerdi Hazine’ye... Tüpraş’ı, Erdemir’i, Tekel işletmelerini ve daha nice devlet işletmesini de öyle yapmamışlar mıydı? O nedenle özel sektörün dış borcu 330 milyar doları bulmuştu... Buna şimdi 6 milyar dolar daha eklenecekti. Peki yeni iş kapısı? Ne gezer? Hatta verimlilik için işten çıkarılacaktı Karayolları işçileri... Tıpkı, geçmişteki Telekom, Tekel işçileri gibi... Ve şimdi sırada Spor Toto, Milli Piyango özelleştirmeleri vardı. Ve kim bilir, köprü gişelerini kapanlar, şimdi de “tombalacılığa” soyunurlardı... Hani diyordu ya Nâzım: “Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer/ ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak/ kabahat senin,/ demeğe de dilim varmıyor ama / kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!”... Dara düşen karta sarıldı 8 yılda tüketici kredisi ve bireysel kredi kartı kullananların sayısında 2 kat artış var. CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın son 10 yılda kişi başına düşen borçlanma oranını sorması üzerine Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın verdiği rakamlar dikkat çekti. Verilerde 20032012 yılları esas alınarak kredi kartı ve tüketici kredisi kullanma oranları sıralandı. Buna göre, 2003’te kullanılan tüketici kredisi 13 milyon lirayken, bu rakam 2012’de 263 milyon 848 liraya yükseldi. Tüketici kredisi ve bireysel kredi kartı kullananların sayısındaki artış dikkat çekici. 2004’te 26 milyon 560 bin kişi tüketici kredisi ve bireysel kredi kartı kullanırken, 2012’de rakam 46 milyon 321 bine yükseldi. Taşı toprağı altın semtler Sermaye Piyasası Finansal kurumların verdiği kredilere yönelik inşaat gelişimi izleme raporu hizmeti veren bir teknik departmanı bulunan ve Sermaye Piyasası Kurulu’nun lisanslı değerleme şirketleri arasında yer alan Eva Gayrimenkul Değerleme Danışmanlık’ın verileri, İstanbul’a yakıştırılan “taşı toprağı altın” benzetmesini haklı çıkardı. Eva Gayrimenkul, “Markalı Konut Piyasası Pazar Araştırma Raporu”nda 20072012 yılları arasını baz alarak konut yatırımını diğer yatırım araçlarıyla kıyaslayarak mercek altına aldı. Araştırmaya göre markalı konutlara yapılan yatırım son beş Kurulu’nun lisanslı değerleme şirketleri arasında yer alan Eva Gayrimenkul Değerleme Danışmanlık’ın raporuna göre, İstanbul’da bazı merkezlerde fiyatlar, son 5 yılda neredeyse altını yakalayan hızda arttı. Markalı konutlar, son bir yılda da bazı semtlerde yüzde 30’un üzerinde arttı. yılda altından sonra en çok kazandıran yatırım aracı olarak öne çıkıyor. Eva’nın değerlendirmesine göre son 5 yılda üst gelir grubunun tercih ettiği Ulus, Bebek, Altunizade, Acıbadem gibi lokasyonlardaki markalı konutlar rekor oranda prim yaptı. Burada 2007’de 300 bin lira olan evler, şu anda 720 bin TL. Enflasyon artışı düşüldüğünde 250 bin TL net kazanç sağladı. Raporda son beş yılda doğru proje ve doğru lokasyon tercih edildiğinde İstanbul’da markalı gayrimenkul enflasyonun dört katına yakın artış kaydetti, borsa iki, dolar ve Avro ise yedi katı prim yaptı. TÜFE beklentisi düştü Merkez Bankası’nın Aralık Ayı İkinci Dönem Beklenti Anketi’nde, yıl sonu yıllık TÜFE beklentisi yüzde 6.46’ya geriledi. Aralık ayının birinci dönem anketinde beklenti yüzde 6.52 düzeyindeydi. Ankete göre, büyüme beklentisi de 2012 yıl sonu için yüzde 3.2’den yüzde 3’e düştü. Ankette Dolar/TL kurunda, cari ay sonu beklentisi 1.7864’e geriledi. 2012 yıl sonu için cari açık beklentisi de 57.29 milyar dolardan 55.51 milyar dolar seviyesine indi. 500 binlik evler ön talepte kapışıldı Makro Yapı, geniş daire isteyenlerin ihtiyaçlarına cevap verecek olan Mavera Başakşehir’i satışa sundu. En küçük dairelerin 190 metrekarelik 3+1 olduğu, 274 konutluk sitede 242 adet ev, satışın duyurulduğu toplantıdan önce satıldı. Emlak Konut GYO’nun yaptığı hasılat paylaşımının Türkiye’de ilk kez bir belediye tarafından uygulandığı projede ön talep ile konutların yüzde 88’i satıldı. Projede ailelerin her beklentisinin karşılandığını kaydeden MakErcan ro İnşaat Yönetim KuUyan rulu Başkanı Ercan Uyan, hızlı satışı buna bağladı. Başakşehir Mavera’da metrekare fiyatları 2 bin 350 liradan başlıyor. Ercan Uyan, “En düşük fiyat 437 bin, en yüksek 1 milyon 613 bin lira. İnşaat yoğunluğunu çok düşük tuttuk. Projenin maliyeti arsa hariç 70 milyon lira. Tamamlandığında beklenen gelir 204 milyon lira. Gelirin yüzde 35’i Başakşehir Belediyesi’ne gidecek” dedi. Mavera’da kreş, spor ve oyun salonları yanı sıra şelaleler, göletler, meyve bahçeleri, tematik bitkiler gibi farklılıklar bulunuyor. Özel tasarım peyzaj alanını her daire görüyor. Dairelerde ütü için bile ayrı oda düşünülürken taziye salonu gibi ihtiyaçlar gözetildi. Evlerde her şey android tablet ile yönetilebilecek. Standart bir akıllı evde olan teknolojinin yanısıra evden aile hekimine muayene gibi hizmetleri alabilecek. AIC Group 3. Havalimanı’na talip Ekonomi Servisi Yatırım şirketi AIC Group Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ersoy, İstanbul’a yapılacak üçüncü havaalanı projesi için İtalyan ortaklarla birlikte “güçlü bir işbirliği” oluşturduklarını açıkladı. Türkiye’den AtlasJet’i de bünyesinde bulunduran AIC ve mühendislik, inşaat ve madencilik firması TRK Group ile İtalya’dan tasarım ve mimarlık firması One Works, proje yönetim şirketi Europroject, şehir planlama şirketi CITRA, mimarlık ve tasarım şirketi Studio Brusa Pasque’in temsilcileri ile birlikte düzenlediği basın toplantısında uzmanlıklarını birleştirmeleriyle oluşan konsorsiyum çerçevesinde İstanbul’da yapılacak olan 3. Havalimanı Proje ihalesine teklif vereceklerini belirtti. Toplantıda verilen bilgilere göre, oluşan girişim grubu ihalenin 810 milyar dolar civarında gerçekleşebileceğini hesaplıyor. Düşünülen 3. Havalimanı’nı sadece İstanbul ya da Türkiye için değil, dünya için bir sembol olarak görüyor. Projede çözülmesi gereken en önemli konunun ulaşım olduğunu düşünüyor ve bu amaçla CITRA’nın Europroject ile beraber yaptığı hızlı metro deneyimlerinden faydalanarak çözüm üretmeyi vaat ediyor. Emekçi 1025 lira istiyor Ekonomi Servisi Dün üçüncü kez yapılan Asgari Ücret Komisyonu toplantısından somut bir sonuç çıkmadı. Toplantı sonrasında, Türkİş Genel Sekreteri Ramazan Ağar, “TÜİK’in açıklamış olduğu 1025 lira, bir işçinin geçinebileceği bir rakam. En kötü şartlarda bunun üzerinde duruyoruz ve bunun dışında da herhangi bir talebimiz yok” derken TİSK İşveren Heyeti Başkanı Metin Demir de “1025 lira TÜİK’in ağır işçiler için belirlediği ve geçinebilecekleri bir rakam. En ağıra göre asgari ücreti belirlemek akılcı değil” diye konuştu. Ağar, yaklaşık 2.5 saat süren Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, üç toplantıda da asgari ücrete ilişkin rakamsal anlamda herhangi bir teklif gelmediğini söyledi. Heyet dördüncü kez 26 Aralık Çarşamba günü yeniden bir araya gelecek. Atlasjet’i de bünyesinde bulunduran AIC Group, İtalyan şirketleriyle birlikte 3. Havalimanı’na talip oldu. İhalenin 810 milyar dolara çıkacağını hesaplayan ortaklık havaalanından kente kadar bir hızlı metro için de teklif getirecek.