Katalog

SAYFA 14 DIŞ HABERLER haber verilmiş. Önce acile, sonra kalp cerrahi bölümüne alınmış ancak bütün çabalara rağmen hayata dönmesi sağlanamamış… Ölüm dosyasına “2378990” numarası verilen Özal için Prof. Dr. Yüksel Bozer, Semra Hanım’a “otopsi” isteyip istemediğini sormuş, Semra Hanım da “Kocama bıçak değdirtmem” demiş! Bir okurum, 2006 yılında “zehir” savı ortaya çıktığında Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mehmet Çavuşoğlu’nun başlattığı kovuşturmada şu sonuca ulaştığını anımsattı: “Hastanın (Özal’ın) 17 Nisan 1993 günü saat 11.15’te büyük acil servise getirildiği, hemen müdahale edilerek doktorlar tarafından acil rapor düzenlenip kalpdamar cerrahisi yoğun bakım ünitesine nakline karar verildiği, iki defa ‘defiblire – elektroşok’ edildiği saat 11.30’da kalp cerrahisi yoğun bakım ünitesine alındığı, aynı gün saat 14.30’a kadar tüm çabaların gösterildiği, ancak hastanın hayata dönüşünün sağlanamadığı ve öldüğü, olaya müdahale eden Prof. Dr. İlhan Paşaoğlu, Prof. Dr. Yüksel Bozer, Prof. Dr. Kemal Erdem, Prof. Dr. Ali Oto ve Doç. Dr. Kubilay Varlı tarafından düzenlenen ölüm raporunda, ‘Sayın Cumhurbaşkanımız Turgut Özal, koroner arter hastalığı ve kardiak arrest nedeniyle 14.30’da vefat etmiştir’ denilmiştir... Hacettepe Üniversitesi klinik patoloji laboratuvarı tarafından, Sayın Cumhurbaşkanı Özal’ın alınan kanıyla ilgili olarak dosya arasında rapor mevcut olduğu, kan değerlerinde zehirlenmeye ait bir bulguya rastlanmadığı, Sayın Semra Özal’ın olay tarihinde hastaneden alınan kanın konulduğu tüpün kırıldığı yolundaki anlatımının yanlış anlaşılmadan kaynaklandığı veya tekrar Sayın Cumhurbaşkanı’ndan kan alımı yapılarak laboratuvarda özenle incelediği anlaşılmıştır. Böyle bir bulgu saptanmış olsaydı (Sayın Semra Özal’ın iddia ettiği zehirlenme bulgusu) derhal müdahalenin bu yönde yapılması gerekirdi. Hastaneye yatırılışından ölümün gerçekleştiği ana kadar sadece kalple ilgili tedavi yöntemlerinin uygulanmış, zehirlenmeyle ilgili herhangi bir tedavi yapılmamıştır... Semra Özal’ın açıklamalarının herhangi bir belgeye dayanmadığı, Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ın ölümünün zehirlenmeyle ilgisinin olmadığı, kalp yetmezliğinden meydana geldiği anlaşıldığından, herhangi bir kişi ya da kişiler hakkında kamu davası açılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.” O gün “bıçak” değdirtmeyenlerin, bugün cesedinin topraktan çıkarılmasına dahi yol açan tartışmaları, bazı okurlarım gibi ben de anlamakta güçlük çekiyorum! CUMHURİYET 21 ARALIK 2012 CUMA [email protected] Bıçak Değmedi Ama! umhurbaşkanı Turgut C Özal’ın ölümü hakkında salı günkü yazımı doğrulayan bazı iletiler ve telefonlar aldım. O günlerde Özal’ın dış siyasa danışmanı, Büyükelçi Kaya Toperi de bazı tamamlayıcı bilgiler verdi. Anımsanacağı gibi, Özal’ın koşu bandında kalbinin zorlandığından söz etmiştim. Toperi’nin bu konuda verdiği bilgi aynen şöyle: “Özal’ın hastaneye kaldırılmasını öğrenir öğrenmez Ankara’ya gelen Özel Doktoru Cengiz Aslan bana Semra Özal’a atfen ‘merhum Cumhurbaşkanı’nın yürüme bandında 800 küsur metre yürüdüğünü, ancak fenalaşınca Semra Hanım’ı çağırdığını, ayakkabılarını çıkarırken de yere yıkıldığını ve ölüm nedeninin tamamen (sektei kalp) kalp krizi olduğunu’ söyledi. Semra Özal’ın çağırması üzerine Köşk personeli, başta Nur Turagay ve Nöbetçi Yaver Deniz Kur. Alb. Remzi Karaca merhumu yerde görmüşler.” Sıkça yinelenen “limonata” savı ve “Orta Asya gezisi” hakkında ise Toperi şöyle diyor: “Çevre Sokak’taki bir galeriye gidildi. Merhum Cumhurbaşkanı gitmeden İsrail Batı Şeria’ya ‘yerleşiyor’ Dünya ayakta ama Netanyahu aldırmıyor Dış Haberler Servisi ABD, Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da yeni yerleşim birimleri inşa edeceğini önceki gün açıklayan İsrail’in tutumunu “kışkırtıcı”, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun politikasını da “barış için” tehdit olarak değerlendirdi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland, dün yaptığı açıklamada “İsrail’in bu provokatif girişimini sürdürmedeki ısrarından derin hayal kırıklığı duyuyoruz” dedi. Nuland, günlük basın toplantısında konuyla ilgili bir soruya verdiği yanıtta İsrail’in yeni inşa planlarının, barış çabalarına ters düştüğünü belirterek “İsrailli liderler sürekli olarak, iki devletli çözüm doğrultusunda bir yolu destekleİsrail, D. Kudüs’te yerleşim inşaatlarını sürdürüyor. (AFP) diklerini söylüyorlar ancak bu tür eylemler, bu hedefi sadece daha da risk altına sokuyor” diye konuştu. Nuland, İsraillileri ve Filistinlileri, tek taraflı her türlü adıma son vermeye ve doğrudan müzakerelere geri dönmek için somut adımlar atmaya çağırdıklarını da belirtti. BM Güvenlik Konseyi’nin ABD dışındaki üyeleri de önceki gün yaptıkları açıklamalarla İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarında yeni yerleşim yeri inşaatı planlarının uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirterek İsrail’den bu karardan vazgeçmesini istediler. Fransa, Almanya, Portekiz ve İngiltere adına ortak açıklama metnini okuyan İngiltere’nin BM Daimi Temsilcisi Mark Lyall Grant, dört ülke olarak çözümün iki ülkenin birbirlerini tanıyarak yan yana barış içinde yaşamasından geçtiğini düşündüklerini söyledi. İsrail Planlama Komitesi, önceki gün Doğu Kudüs’teki Givat Hamatos Mahallesi’nde 2 bin 610 yeni yerleşim biriminin inşasına onay vermişti. İsrail İçişleri Bakanlığı, bu hafta başında da Kudüs’ün Ramet Şalomu köyünde 1500 yeni yerleşim biriminin imarına onay verdiğini açıklamıştı. İsrail’in yaklaşık bir hafta önce aldığı Doğu Kudüs’teki E1 yerleşim yerinde 3 bin yeni konut inşa etme kararını da çok sayıda ülke kınamıştı. Bu arada İsrail’in, yaklaşık 22 yıl önce hazırlanmış bir plan uyarınca inşasına başlanacak Kudüs otoyoluyla ilgili bir plan sunduğu belirtildi. Söz konusu yolun Arap bölgelerini ikiye böleceği belirtildi. Ancak Kudüs Belediyesi yetkilileri yolla ilgili ayrıntılı bir planın bulunmadığını ileri sürdü. Arap semtlerini bölecek Rusya Devlet Başkanı ‘Suriye’nin geleceği daha önemli’ dedi Putin: Derdimiz Esad rejimi değil Dış Haberler Servisi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye’nin geleceğinin rejimden daha önemli olduğunu belirterek “Derdimiz Esad rejimi değil” dedi. Dün Moskova’da düzenlediği yıllık basın toplantısında konuşan Putin, Suriye’deki krizi önleyecek çözümün muhalif ya da yönetim yanlısı güçlerin sonsuza kadar çatışmalarını önleyeceğinden emin olmak istediğini söyledi. Suriye’de olan bitenin farkında olduklarını belirten Putin, “Esad gitsin deniyor. Peki gitsin. Zaten kendisi krizden önce her gün Moskova’yı değil, Paris’i ziyaret ediyordu. Ama ondan sonra ne olacak? Şimdi yönetime karşı silahla savaşanlar iktidara gelirse, yarın şimdiki iktidar eline silah alarak bugünün muhaliflerine karşı savaşmaya başlayacak. Yani Suriye’de savaş hiçbir zaman bitmeyecek. Biz Rusya olaPutin’in basın toplantısına yoğun ilgi vardı. (EPA) ÖZÜR DİLEMEDİ ‘acıları tanıdı’ Dış Haberler Servisi Fransa Cumhurbaşkanı Francois Hollande, Cezayir’de 132 yıl devam eden sömürge döneminde Cezayir halkına büyük acılar yaşattıklarını, haksızlıklar yaptıklarını söyledi. Resmi temaslar için önceki gün Cezayir’e giden Fransa’nın sosyalist Cumhurbaşkanı Hollande dün bu ülkenin parlamentosunda konuşma yaptı. Hollande, “Cezayir, 132 yıl boyunca son derece haksız ve acımasız bir sisteme maruz bırakıldı” dedi. Alkışlar arasında konuşmasını sürdüren Hollande, “Bu sistemin bir adı vardı: Sömürge yönetimi. Ve ben sömürge yönetiminin Cezayir halkına yaşattığı acıları tanıyorum” diye konuştu. Konuşmasında, söz konusu dönemde Fransız güçlerinin Cezayir’deki milliyetçi hareketleri kanlı bir şekilde bastırdığına ve binlerce kişinin ölümüyle sonuçlanan Setif, Guelma ve Kerrata katliamlarına da atıfta bulunan Hollande, “Bu acılar, Cezayir halkıyla birlikte Fransızların bilincinde de yer etmeye devam edecek” ifadesini kullandı. Hollande, Setif katliamına atCezayir Devlet fen, “8 Mayıs Başkanı Buteflika 1945’te dünya ile Hollande çeşitli vahşete karşı za anlaşmalara imza fer kazanırken attı. (AP) Fransa evrensel değerlerini unuttu” diyerek gerçeklerin ortaya konulmasının Cezayir ile Fransa’yı birbirine bağlayan bir yükümlülük olduğunu, bu çerçevede tarihçilerin belge ve arşivlere erişmesinin önem taşıdığını kaydetti. Aralarında iş dünyasının da olduğu kalabalık bir heyetle Cezayir’e giden Hollande’ın iki ülke arasındaki ticaret hacmini artırmak istediği belirtiliyor. AFP’nin haberinde Hollande’ın petrol zengini Cezayir’e ziyaretinin Fransa’nın ekonomik gelişime ihtiyaç olduğu dönemde gerçekleştiğine işaret edildi. Hollande güvenliğinden sorumlu Ankara Emniyeti ile Cumhurbaşkanlığı korumaları galeride gerekli önlemleri almışlar, hatta ressamın odasındaki terebentin şişesini bile kokusu nedeni ile kaldırtmışlar. Galeri sahibesinin bana söylediğinde göre, korumaların gözetiminde hazırladığı meşrubatı bir tepsi içinde başta merhum Cumhurbaşkanı olmak üzere konuklara ikram etmiş. Aynı tepsiden kendisi, eşi, başyaver ve orada bulunan merhum Prof. Dr. İhsan Doğramacı, eşi ve diğer davetliler birer bardak meşrubat almışlar. Orta Asya gezisinde ise hep aynı sofrada oturduk, aynı yemekleri yedik”. Yazımda Özal’ın “aşırı kilosundan” ve “gut hastalığından” da söz etmiştim. Toperi şunları söylüyor: “Yediğine, içtiğine hiç dikkat etmezdi. Köşk’te oturma odasındaki büyük kare masanın üzerinde sürekli yiyecek ıvır zıvır, çerez vs. olurdu ve rahmetli yemek yemeyi ve atıştırmayı severdi. Ölümünden bir yıl önce prostat kanseri ameliyatı da olmuştu.” Olay sonrasında Başyaver Kur. Alb. Aslan Güner ve Dr. Hilmi Bey olmak üzere haber verilen GATA’ya müteveccihen yola çıkılmış. Trafiğin sıkıştığını gören Başyaver Alb. Güner güzergâhı Hacettepe’ye çevirmiş ve derhal hastaneye rak, savunduğumuz Suriye tavrımızda ilk sıraya Esad’ın geleceğini değil, Suriye’nin bir bütün ülke olarak korunmasını koyuyoruz” şeklinde konuştu. ‘Ülke parçalanmasın’ Yaptıkları diyalog çağrısının ülkedeki iç savaşı durdurma amaçlı olduğunu belirten Putin, Suriye’nin geleceğine sadece Suriyelilerin karar verebileceklerine de dikkat çekerek “Ülkenin parçalanmasını engellemek istiyoruz” diye konuştu. Putin’in söz konusu açıklamaları, Rusya’nın Ortadoğu Özel Temsilcisi’nin Esad’ın muhalif güçleri artık durduramayacağını ileri sürmesinden sonra yapması dikkat çekici bulundu. Rusya Dışişleri Bakanlığı, özel temsilcinin iddiasını reddetmiş ve Moskova’nın Esad rejimini tanımaya devam ettiğini açıklamıştı. ‘Bazı askerler Patriot için yeterli deneyime sahip değil’ Dış Haberler Servisi Hollanda’nın silahlı kuvvetlerinde örgütlü en büyük sendikasının başkanı, Türkiye’nin Suriye sınırına yerleştirilecek Patriot füzelerini kullanacak Hollandalı askerlerden bir kısmının bu görev için yeterli eğitime sahip olmadıklarını söyledi. Gelecek ay Hollanda kara ve hava kuvvetlerine mensup 360 asker Suriye sınırı yakınında konuşlanacak. Yaklaşık 25 bin Hollandalı askeri temsil eden AFPM sendikasının başkanı Wim van den Burg önceki gün yaptığı açıklamada “Gidecek askerlerin yüzde 20 kadarının bu sistemde hiçbir deneyimi yok. Bu roketleri kullanmaları gerekirse bu askerlerin buna hazır olmadıkları nedeniyle kaygılar var” dedi. Savunma Bakanlığı ise askerlerin bu amaç için yeterli eğitim aldıklarını söyleyerek hiç kimseyi uygun eğitim almadan böyle bir misyona göndermeyeceklerini bildirdi. Bu arada Almanya’da kabinenin geçen hafta gönderilmesini onayladığı patriot hava savunma sistemlerinin kurulumu için Kahramanmaraş’ta bulunan NATO heyetinden 5 kişi, Kahramanmaraş’taki incelemelerin ardından Hatay’ın İskenderun ilçesine geçti. (Fotoğraf: AFP) AB’den Emir Bekleniyor! kanıt yok. O zaman otopsi yapılmadığı için kesin ölüm nedeni de saptanamadı. Yalnızca bazı toksik maddelere rastlandı” açıklamasını yaptığını da yazmıştık. Bu maddeler; ağızdan, burundan ya da deri ile alınıp vücuda yavaşça zarar verirler. Gıdaların ambalajları, deterjanlar, üretimde kullanılan haşeratı önleyen DDT gibi maddeler sayılabilir. Dört yıl önce bu köşede manavların tezgâhlarını dükkânlarının dışına kurduklarını, egzozlarından çıkan gazlar ile kurşun kalıntılarının bu meyve ve sebzelere sindiğini yazmıştım. Özal’ın vücudundaki toksik maddeler de bunlardı. Bugün büyük kentlerimizde ana caddelerdeki manavlardan (bir okurumun eklemesiyle balıkçılardan) alışveriş yapan dli Tıp raporu sonrası Ankara Savcılığı’nın A “Özal’ın zehirlendiğine ilişkin herkesin vücudunda bu toksik maddelerin bulanacağı su götürmez bir gerçektir. Dünkü gazetelerde Avrupa Birliği (AB) uyum yasaları kapsamında soğuk hava deposu olmayan bakkallarda 1 Ocak 2013’ten itibaren yumurta satılamayacağına, TEDAVİSİ SÜRÜYOR Mısır’da kadınlar ayakta ısır’da Müslüman Kardeşler destekli Mursi iktidarının anayasa taslağına tepkiler sürüyor. Gözler şaibeli suçlamalarının odağında gerçekleşen anayasa referandumunun yarın yapılacak ikinci ayağına çevrildi. Kahire’nin güneyindeki Giza’da önceki gece bir grup kadın anayasa taslağına ve referanduma karşı gösteri düzenledi. Eylemciler, kadın mücadelesinin simgesi Talabani Almanya’da Dış Haberler Servisi Beyin kanaması geçirerek felç olduğu belirtilen Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani dün tedavi amacıyla Almanya’ya gitti. Talabani’nin doktorlarından Necmeddin Kerim Kürt liderin durumunun iyiye gittiğni söyledi. Talabani’nin tedavisi Berlin’deki bir hastanede devam edecek. Son yıllarda birkaç kez sağlık sorunları yaşayan Celal Talabani, 2007 yılında sıvı kaybı ve aşırı halsizlik tanısıyla Ürdün’de tedavi görmüş, 2008 yılında da ABD’de kalp ameliyatı geçirmişti. Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin kurucu lideri de olan Talabani Bağdat hükümeti ile Kürt yönetimi arasındaki gerginliğe son vermeyi amaçlayan bir anlaşmanın hazırlanmasında rol oynamıştı. M Caddede manav tezgâhı ilişkin haberler vardı. Anlamadığım nokta “AB emretmese” halkımızın sağlığını düşünen çıkmayacak! Belediyelerce hâlâ önlenemeyen bu durum için herhalde Türkiye, AB’den emir bekliyor! Nahda Meydanı’ndaki gösteride, “Yalanlar” “Anayasaya Hayır” yazılı pankartlar taşıdı. Öte yandan Mısır Yüksek Seçim Kurulu Genel Sekreteri Zaglul el Belşi’nin rahatsızlığı dolayısıyla istifa ettiği duyuruldu. Belşi, referandumun 2. turunda denetleme görevini üstlenmişti. Anayasa taslağına liberal, solcu, laik çevreler, kadın hakları örgütleri, Kıptiler karşı çıkıyor.