23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 ARALIK 2012 PERŞEMBE 18 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun K K K K B Y Y Y Y Y 3 2 5 1 8 6 6 9 13 15 HABERLER TÜRKİYE Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sivas Antalya Y Y Y K Y K Y 16 13 7 4 5 3 15 Adana Mersin Erzurum Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y K Y Y Y Y K K K 12 13 2 6 10 7 6 1 3 0 Oslo K Helsinki K Stockholm K Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn K Münih K Berlin B 4 4 2 11 9 10 10 4 3 1 DIŞ MERKEZLER BudapeştePB 2 Madrid Y 14 Viyana B 2 Belgrad K 1 Sofya K 2 Roma PB 11 Atina B 11 Zürih K 2 Moskova PB 14 Aşkabat B 10 Taşkent B 3 Baku S 9 Bişkek B 4 Tiflis K 6 Kahire B 18 Şam Y 12 Tahran PB 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Yasamayı da yürütmeyi de yargı erkini de avucunun içine almayı planladığını açıklayan RTE’nin Köşk’te neler yapabileceğini yazıyorlar. Örneğin kafasına estiği zaman parlamentoyu feshedebileceğinden, dilediği zaman istediği içerikte, beğen beğenme, ülke ve insanlar lehine olmadığını söyle, hatta kanıtla yayımlayacağı kararnamelerle siyasete, ekonomiye, sosyal yaşama yeni bir düzen getireceğinden kaygılanıyorlar. Osmanlı’ya hayran ya diktatörüm, tek adamım; bakalım daha neler yapabilir: Pek çok diktatör gibi kuşkucu olduğu, çevresine fazla güvenmeyeceği için Köşk’e gelen bilgileri sepete atacak ve mutlaka bilinmeyen dünyalardan haber veren, kendine bağlı müneccimler bulup sabah akşam onlardan gelen söylemlerle ülkeyi yönetecektir. Belki de bugünden müneccimlerini seçmiştir. Tek adamlığını savunan anayasa hocası Burhan Kuzu örneğin. Nereden, nasıl bilgilendi ise yerden mi gökten mi nereden, elbet bilinmez. Zehirlenmediğini açıklayan bilimsel raporlara karşın Özal ile cin gibi zekâlı danışmanı Adnan Kahveci’nin kapalı yola girerek karşıdan gelen arabaya toslayarak ölmediklerini, öldürüldüklerini açıklıyor. 2002’den itibaren 10 yıl, ülkeye ileri demokrasiyi getireceği, fakir fukarayı zenginleştireceği, ülkeyi refaha kavuşturacağı, sosyal adaleti sağlayacağı palavrasını yutturarak iktidara geldi. On yılda fakir fukara sayısı arttı. Zulümde, baskıda, tehditte, adaletsizlikte, yolsuzlukta şampiyon ve şimdi tek adamlığa soyundu. “Ne Atatürk, ne İnönü ne Çakmak’tır bu ülkeyi kurtaran / Kurtaracak olan tek adam Erdoğan’dır, Erdoğan!” diye meydan meydan geziyor. ??? “Bu memleket ne çektiyse çok konuşmaktan ve denetim dayatmalarından çekti” diyor. Yeni anayasaya tek adamlığını yerleştirdik mi vır vır, cır cır konuşan parlamento var ama yok. Denetim de sözlüklerde bir sözcük! Bir de başımıza fes giydik mi, yazım dünyamıza Arapça harfler girdi mi tamamdır. Opera ve bale ne demek. Sanat yaşamımızda ecdadımız yolunda, her ilde tiyatro yerine ortaoyunu! Olmaz olmaz demeyin bunlara. Nihayet RTE de insan. Hayal ettiği sürece yaşar! ??? Başkan Obama, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Burhan Kuzu’nun AKP’nin Türk tipi başkanlık önerisini sunarken yaptığı açıklamayı öğrenince, mutlaka kıskançlık kriziyle sarsılmıştır. Kuzu’dan öğreniyoruz ki, Başkan Obama elini kolunu bağlayan kimi kurallar nedeniyle gerekenleri yapamadığı için gece gündüz ağlıyor.. Eee tabii Kuzu, başbakanını gece gündüz ağlatmak istemez.. Ne kafası ne kalbi buna rıza gösterir elbet. RTE’yi başkan olarak Obama’nın durumuna düşürmemek için ne yapıyor? Başkan Obama’nın elini tutan, önünü kapayan Meclis’i feshetme ve kararname yasağını kaldırıyor ve Türk başkanlık modelinde RTE’ye bu yetkileri veriyor. ??? Halkın kafasından gönlünden silemediği Atatürk’ün ruhu geziyor diye Çankaya Köşkü’nü yıktıracağını, yerine otuz katlı saray inşa ettireceğini açıklarsa neden şaşıralım? 12 Eylül darbesinin üzerinden 30 yıl geçtikten sonra yeni bir anayasa yapma fikri toplumun tüm kesimlerinin ortak talebiydi. Bu doğrultuda Meclis’te dört partinin de eşit katılımıyla bir Anayasa Uzlaşma Komisyonu kuruldu. Komisyon bir yıldan fazla bir süredir çalışmalarını sürdürüyor. Ancak son zamanlarda AKP’den gelen, komisyonun çalışmalarını baskı altına almaya yönelik girişimler artmaya başladı. Bunlardan ilki AKP’nin 2014 hesaplarını yansıtan ‘başkanlık sistemi’ önerisiydi. AKP’nin bu önerisine muhalefet partileri, bunun bir sistem değişikliği anlamına geldiği ve Uzlaşma Komisyonu’nun amaçlarıyla bağdaşmayacağı görüşüyle ‘önerinizi geri çekin’ çağrısı yaptı. AKP ise başta “Başkanlık sistemi için yeni anayasayı feda etmeyiz” demesine karşın bir ayı aşkın bir süredir bu önerinisi geri çekmedi. ??? Komisyon henüz bu sıkıntıyı atlatamamışken AKP bu kez de ‘takvim’ zorlamasıyla masaya geldi. Başbakan Erdoğan’ın “2012 sonuna kadar bitmeli” açıklamalarına paralel olarak AKP sözcüleri yeni yıla kadar kalan 10 günlük süreyi sıkça vurgulamaya başladı. AKP çevrelerinden edindiğimiz bilgiler, ocak ayı başında iktidar partisinin komisyonda başlarken konan ‘takvim’ hedefini gündeme getirerek bir durum değerlendirmesi isteyeceği yönünde. AKP’nin bu değerlendirmede “Şu ana Anayasaya ‘Takvim’ Baskısı ve Kuşkular kadar koyduğumuz hedeflerin çok gerisinde gidiyoruz” teziyle, ‘tamam’ mı ‘devam’ mı tartışmasını açmaları bekleniyor. ??? Bu sürecin mimarı Meclis Başkanı Cemil Çiçek süreç açıklamalarında baskısı altında olmadığı izlenimi veriyor. Ancak AKP’den gelen yeni kulisler “Belki biriki aylık bir ek süre tanımanın mümkün olabileceği” yönünde. O da “Hızlı bir çalışmayla anayasa yazımının tamamlanması” koşuluyla. AKP’nin bu hesapları yaparken temel gerekçesinin, 2014’te yapılacak yerel seçimlere vurgu yapılarak “Anayasa çalışması bir süre daha da uzarsa seçim havasına girilecek. Seçim atmosferinde kimse uzlaşma aramaz, herkes kendi çıkarına bakar. Anayasa çalışmaları seçim gölgesinde kalır” düşüncesi olduğu belirtiliyor. ??? Türkiye geçmişte hiç olmadığı kadar demokratikleşmeyi, darbelerden kurtulmayı, sivilleşmeyi tartışırken Meclis’in 30 yıl sonra yeni ve sivil bir anayasa yapma gayretinin önüne, takvim, model, seçim gibi usul tartışmalarının konulması düşündürücüdür. Bu bahanelerle yeni anayasanın tehlikeye atılması, iktidar partisinin kafasında başka hesaplar olabileceği yönünde soru işaretleri doğurmakta. Acaba geri çekmedikleri başkanlık sistemi önerisini referandumla kabul ettirmek niyeti mi taşıyorlar? Ya da masada kabul görmeyen AKP tezlerini parçalı paketler halinde mi referanduma sunacaklar? Başbakan’ın son olarak ‘kuvvetler ayrılığı’ ilkesinden şikâyet eden sözleri yukarıdaki şüpheleri daha da artırıyor. ‘Kurşunlara inat yaşasın sanat’ Mersin Müzisyenler Platformu 2 yıl önce, Kürtçe türkü söylemediği için tartıştığı kişi tarafından kurşunlanarak öldürülen müzisyen Sarp Öztürk ve benzer şekilde öldürülen müzisyenler Emrah Gezer ve Regaip Vatansever’i türkülerle andı. Anmaya Sarp Öztürk’ün eşi Songül, oğlu Ataberk, ailesi, yakınları ve çok sayıda müzisyen katıldı. “Güvenli ve güvenceli çalışma ortamı istiyoruz” yazılı pankart açan müzisyenler, “Kurşunlara inat yaşasın sanat” sloganları attı. (Fotoğraf ABİDİN YAĞMUR) Hükümet çalışma başlattı ‘GAZETECİLER İÇİN EN BÜYÜK CEZAEVİ: TÜRKİYE’ Türkiye’de ifade ve basın özgürlüğü alanının daraltılmasından kaygılanan uluslararası kuruluşlar arasına Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) de katıldı. Dün yayımlanan 2012 Bilançosu’nda dünyada gözaltına alınan gazeteci sayısında 2012 yılında yüzde 16 gerileme (1044’ten 879’a) gözlendiği belirtilirken aynı dönemde Türkiye’deki eğilimin ters yönde olduğuna vurgu yapıldı. Paris merkezli örgüt, Türkiye’de tutuklu 72 gazeteciyle ilgili araştırması sonucunda 42’sinin bilgi toplama ve yayma faaliyetiyle bağlantılı olarak tutuklandığı kanaatine vardıklarını, diğer dosyaların da incelenmekte olduğunu açıkladı. RSF raporunda şu ifadelere yer verildi: “Türkiye’de şu an, aralarında en az 42’si mesleki etkinlikleriyle bağlantılı olmak üzere, 72 medya profesyoneli ve dört medya çalışanı hapiste bulunuyor. Bu durum Türkiye’yi dünyada gazeteciler için ‘en büyük cezaevi’ haline getiriyor. Demokrasi açısından kendisini bölgesel bir model olarak gösteren bir ülke açısından acı bir tezat. Askeri rejimlerin sona ermesinden bu yana görülmeyen bu durumun birinci nedeni, belirsiz ve geniş düzenlemelerle aşırılıklara yol açan ve halen çok baskıcı olan yasal çerçeve iken ikinci neden, bilgi özgürlüğünü savunanlar aleyhine tesis edilen güvenlikçi hedeflerden hareketle gönüllü olarak paranoyak tavır gösteren adli kültürdür.” Ülkücü katillere af geliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 12 Eylül döneminin ülkücü katillerini 3. yargı paketiyle tahliye ettiren AKP hükümetinin, Ankara’da 7 TİP’li öğrenciyi katleden Haluk Kırcı’nın arasında bulunduğu bazı sağcı hükümlerinin de serbest kalması için yasal çalışma başlattığı öne sürüldü. Hükümetin 3. yargı paketine eklediği bir af maddesi nedeniyle Bahçelievler katliamı hükümlülerinden Bünyamin Adanalı ve Ünal Osmanağaoğlu ile CHP Kayseri ve Antalya il başkanlarının öldürülmesi olaylarına karışmak suçundan hüküm giyen Muhsin Kehya tahliye edilmişti. Bununla da yetinmeyen hükümetin cezaevindeki diğer ülkücü katillerin de çıkması için harekete geçtiği belirtildi. Dün bazı internet sitelerinde yer alan haberlere göre Başbakan Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla başlatılan çalışma, 12 Eylül 1980 darbesi döneminde bir kısım suçlara karışan sağ ve sol siyasi fikre sahip insanlar, askeri mahkemelerce ceza tayin edilmiş, infazı gerçekleştirilmiş, koşullu salıvermeden yararlananlar, halen cezaevinde tutuklu olanlar, 1980 yılından sonra hukuk okuyanlar, tıp fakültesini bitirenler, mühendislik okuyanlar ancak sicilleri nedeniyle mesleklerini icra edemeyenleri kapsıyor. Yasal değişiklikle 12 Eylül 1980 askeri darbesinden dolayı halen cezaevinde bulunan sağ ve sol fikre sahip tutuklu ve hükümlüler serbest kalacak. Avukatlık Kanunu’nda yapılacak değişiklikle de avukatlık ruhsatları elinden alınanlara, yargı süreci beklemeden mesleğe kabul sağlanacak. Yeni düzenlemeyle birlikte adli sicil kayıtları silinenlerle, koşullu salıverme “infaz yanma” riski ortadan kaldırılacak. Bu yasal düzenleme ile halen cezaevinde bulunan sol görüşlü Muzaffer Öztürk, Tahir Canan ile sağ görüşlü Haluk Kırcı, Ramazan Çepni, İsmail Fuat Tarhan, Mahir Kavalcı gibi isimler tahliye olabilecek. Halen firar durumunda olan Mahmut Gül, Cevdet Yayla da bu yasadan faydalanacak. TSK’nin yeni disiplin mevzuatında dikkat çekici düzenlemeler yer aldı Borçlanan atılacak BARKIN ŞIK Van’da silahlı kavga: 3 ölü ? VAN (AA) Başkale ilçesinde akraba oldukları belirtilen iki aile arasında kavga çıktı. Silahlı çatışmaya dönüşen kavgada, 1 kişi olay yerinde, 2 kişi hastanede hayatını kaybetti. Ağır yaralanan 2 kişinin tedavisi sürüyor. 2 kardeş sobadan zehirlendi ? ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) Çubuk’ta, bir binanın 3. katındaki dairede yaşayan Hacı Ali ve Hatice Elmacı çifti, çocuklarını uyandırmak için odalarına girdi. Esma (15) ile Yasemin’in (11), hareketsiz yattığını gören Elmacı çifti, sağlık ekiplerine haber verdi. 2 kardeşin karbonmonoksit zehirlenmesinden hayatını kaybettiği belirlendi. ANKARA Türk Silahlı Kuvvetleri’nin “Disiplin Kanunu”nda değişiklik yapılmasına ilişkin düzenleme TBMM’ye geldi. Düzenlemeye göre, aşırı derecede borçlanan, nikâhsız yaşayan, gayri tabii mukarenette bulunan ordudan uzaklaştırılacak, sivil olsa dahi sarhoş olan disiplin cezası alacak. Tasarı, TSK’de “oda hapsi” cezasını kaldırırken sivil memurları askeri disiplin kapsamı dışına çıkarıyor. Sivil memurlar, yalnızca 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’ndaki disiplin hükümlerine tabi olacak. Oda hapsi yalnızca savaş gemilerinde verilebilecek. Düzenleme, barış döneminde disiplin mahkemelerini kapatırken, disiplin kurulları kurulmasını öngörüyor. Disiplinsizliği alışkanlık haline getirenler de ceza puanlarını doldurmaları halinde “ordudan ayırma” yaptırımı ile karşılaşabilecek. Generaller ve amiraller hakkındaki disiplin tahkikatını Genelkurmay yapacak. TSK’nin dağınık haldeki disiplin mevzuatını bir araya getiren yeni düzenleme, cezaları başlıklara ayırdı. Yaptırımı artarak devam eden cezalar, “Uyarma, kınama, hizmete kısmi süreli devam, aylıktan kesme, hizmet yerini terk etmeme ve silahlı kuvvetlerden ayırma” şeklinde belirlendi. Düzenlemeye gör, “Mesai dışında sivil veya üniformalı olarak aşırı alkol alarak kişisel ve kurumsal imaj kaybı oluşturacak olumsuz davranışlarda bulunanlar” uyarı cezası alacak. Mesai saatleri içinde siyasi içerikli konuşma yapanların da maaşları kesilecek. “Yetkili makamlarca yasaklanmış olan toplantı, gösteri, yürüyüş ve benzeri” faaliyetlere katılanlar da aynı yaptırıma tabi olacak. Maiyetinden veya astlarından her ne şekilde olursa olsun borç alanlar da hizmet yerini terk etmeme cezası ile karşılaşacak. Astına kötü muamele yapanlar, görevine gizlenemeyecek şekilde sarhoş gelenler de bu ceza ile karşılaşacak. Aşırı derecede borçlananlar ile “içkiye ve kumara” düşkün olanlar ise doğrudan ordudan atılacak. İffetsizliği anlaşılmış bir kişi ile evlenmek, bağ sürdürmek veya böyle bir kişiyi yanında bulundurmak, karı koca gibi herhangi bir kimse ile nikâhsız olarak devamlı surette yaşamakta ısrar etmek, “Gayri tabii mukarenette bulunmak veya bu fiili kendisine rızasıyla yaptırmak” da ordudan uzaklaştırma ile sonuçlanacak. BEDELLİ İÇİN YENİ TEKLİF MECLİS’TE B edelli askerlik tutarının ikinci taksitini yatırmayanlar ve şartları taşıdığı halde başvurmayanlara da yeni bir fırsat tanıyan yasa teklifi TBMM Başkanlığı’na sunuldu. AKP İstanbul Milletvekili Bülent Turan’ın sunduğu yasa teklifinde, Askerlik Yasası’nda değişiklik yapılmasını içeriyor. Yasaya bir geçici madde eklenerek bedelli askerlik hiz meti kapsamında başvuruda bulunanlardan, bedelin ikinci taksitini herhangi bir nedenle yatıramayanlar ile şartları taşıdığı halde hiç başvuruda bulunmamış olanlar, düzenlenmenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içerisinde kalan miktarı veya tamamını ödeyenler, temel askerlik eğitimine tabi tutulmaksızın askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılacak. Mesai dışında alkole ceza Hakaretler havada uçuştu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda BDP’li Sırrı Sakık ile AKP’li Mehmet Metiner arasında çıkan tartışmada hakaretler havada uçuştu. Bütçe üzerine konuşan Metiner, PKK şiddetine karşı çıkmayan BDP’lilerin ilkeli olmadığını belirterek “PKK’nin şiddet tarihinde onlarca Uludere var. PKK’nin elinde Kürt kanı var” dedi. Sakık sataşma gerekçesiyle söz alarak “Aslında cevap vermeye değer değilsin” dedi. Metiner de yerinden, “Sen hiç değilsin” diye karşılık verince tartışma yaşandı. Metiner’e “Sen adisin” diyen Sakık, eline aldığı su bardağını Metiner’e fırlatmak istedi. Birbirlerinin üzerine yürüyen Sakık ve Metiner’i milletvekilleri durdurdu. Oturuma ara verilirken iki vekil arada da tartışmaya devam etti. Sakık, “Yalakalık yapma. Edepli ol. İnsan değilsin, kasap sensin” dedi. Metiner, “Hodri meydan” diye bağırırken Sakık, “Sen şiddeti hak eden bir adamsın” dedi. Ankara’daki doğalgaz faciası Kayıp öğretmen ölü bulundu ? BURSA (Cumhuriyet) Nilüfer ilçesinde lisede öğretmen olan İdilhan Özkurt, 8 gün önce okulda görevli meslektaşıyla tartıştı. Okuldan otomobiliyle ayrılan Özkurt, doktora giderek başının ağrıdığını söyledi. Sakinleştirici iğne yapılan Özkurt’un eve gitmemesi üzerine yakınları polise başvurdu. Otomobilinde ölü bulunan Özkurt’ta darp izine rastlanmadı. Oğlu ölen kiracıya ceza ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’da 2009 yılbaşı gecesi 7 üniversite öğrencisinin öldüğü doğalgaz faciasıyla ilgili davada karar açıklandı. Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, facianın yaşandığı binanın müteahhidi Emre Kaan Karadağlı’yı 5 yıl 10 ay, dairedeki kombinin bakımını yapan teknik servis yetkilisi Mustafa Erdal Us’u 4 yıl 2 ay, dairenin sahibi Cemal Özdemir’i 3 yıl 4 ay hapse çarptırdı. Olayda oğlu Turan Özgür Attila’yı kaybetmesi nedeniyle “müdahilsanık” sıfatıyla duruşmada bulunan Okşan Rabia Attila ise 2 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum edildi. Ancak mahkeme, kendi çocuğunun ölmesi ve suçun işlenmesindeki özellikleri birlikte değerlendirerek Attila hakkındaki cezayı 18 bin 200 lira adli para cezasına çevirdi. Eski EGO Genel Müdürü İhsan Fincan ve eski Başkentgaz Genel Müdürü Veysel Karani Demir’in de arasında bulunduğu 9 sanık ise beraat etti. Muvazzaflar ifade verdi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca “askeri casusluk” iddialarına yönelik yürütülen soruşturmada, yaklaşık 20 muvazzaf asker Ankara Adliyesi’ne geldi. Askerler Savcı Mustafa Başer’e “mağdur” sıfatıyla talimatla ifade verdi. ‘Kurşun komutanın silahından’ KOCAELİ (Cumhuriyet) Diyarbakır’ın Ergani ilçesindeki 2. Mekanize Piyade Tabur Komutanlığı’nda vatani görevini yaparken intihar ettiği iddia edilen er Burak Kasar için dün Derince Merkez Camisi’nde tören düzenlendi. Kasar’ın Türk bayrağına sarılı naaşı, burada kılınan cenaze namazının ardından, askeri törenle Derince Merkez Mezarlığı’na götürülerek toprağa verildi. Kasar’ın dayısı Rıfat Kolivar, intihar iddialarına tepki göstererek “İntihar olayı asla söz konusu değildir. Bir silahla vurulmuştur. İntihar ettiğine dair yapılan asılsız haberlere karşı çok tepkiliyiz” dedi. Kasar’ın eniştesi Şenol Yılmaz da “Komutanının silahından çıkan bir kurşunla vefat ettiği tespit edilmiştir. İntihar olayıyla ilgili bir durumun söz konusu olup olmadığı henüz belli değil. Bunlar gizlilik içinde soruşturuluyor. Biz adalete güveniyoruz” diye konuştu. 2 kişiye 625 biner TL ? ANKARA (AA) Şans Topu’nda numaralar “3, 4, 10, 17, 31 ve +4” olarak belirlenirken 5 +1 bilen 2 kişi, 625 bin 798’er lira kazandı. 5 bilenler 3 bin 37, 4 +1 bilenler 79, 4 bilenler 9, 3 +1 bilenler 10, 3 bilenler 2.70, 2 +1 bilenler 3.50, 1 +1 bilenler 2.15’er lira kazandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle