17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 ARALIK 2012 CUMARTESİ 6 HABERLER Ergenekon’da esas hakkındaki mütalaa tartışmaları dün de sürdü Toplum seyirci değil HATİCE TUNCER Silivri’den… Silivri 13 Aralık Perşembe günü izlenimlerimi neresinden başlayıp nasıl özetlemeli… Duruşma salonunda yer bulabilmek için çok erken saatte yola çıkanlardandım. Epeyce itiş kakışla da olsa mahkeme binasının giriş bölümüne kapağı atabildim. Sonrasında da salon kapılarının önünde, basın mensupları ve izleyicilerle birlikte, uzun süre beklemek gerekti. Silivri’de görülmekte olan düzmece dava, bir sabır sınama süreci. Bu kez ilk izlenimim, sanıkların da, avukatların da, izleyicilerin de, sabırlarının her an taşma noktasına hızla yükseldiği ve zaman zaman da taştığı oldu… ??? Bizi Silivri esir kampına getiren araba, mahkeme (daha doğrusu ceza ve infaz evi) binasına bir kilometre kadar uzakta durmak zorunda kaldı. İnsanlar arabalardan inmiş, tıpkı 29 Ekim ve 10 Kasım Ankara’sındaki gibi, akın akın ilerlemektelerdi… Aralarına katıldık… İşittiğim sevgi, dayanışma sözlerini; el sıkışmak için uzanan elleri ve o ortak kardeşlik, arkadaşlık duygusuyla ışıldayan yüzleri unutamam… Duruşma aralarından birinde dışarı çıktığımda Türkiye Gençlik Birliği’nin arabası üzerinde konuşma yaparken ve daha sonra yazımı yazmak üzere yine binlerce kişilik kalabalık içinden kimi kez güçlükle ilerleyerek arabamıza ulaşmaya çalışırken aynı sevgi ve dayanışma sözleriyle, aynı kucaklayan bakışlarla bizi kuşatan o sevgili insan topluluğunu buradan da sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. TGB arabası üzerindeyken topluluktan yükselen “Türkiye sizinle gurur duyuyor…” seslenişine orada yanıt olarak söylediklerimi buradan da tekrarlıyorum: Sağ olun! Ama asıl biz bu Türkiye’yle gurur duyuyoruz… Sizlerin, gerçek yurtseverlerin Türkiye’siyle… ??? Duruşma salonundaki avukatlar bölmesini hıncahınç dolduran büyük avukat topluluğu, mesleklerinin gereğince yapılmasına engel olunmasının haklı öfkesi içindeydiler. Mahkeme başkanı yargıç, sorulara ve taleplere hukukçu olmayan birinin bile tutarsızlığını anlamakta güçlük çekmeyeceği kaçamak yanıtlar veriyor, iki de bir duruşmaya ara vermek tehdidini savuruyordu. Nitekim bunu birkaç kez yaptı da… Bu arada, herhangi bir ön uyarıda bulunmadan, izleyicileri salon dışına çıkarttı. Savcısıyla, yargıçlarıyla bütün bu heyet, elinde adalet terazisi tutan bir hukuk kurumu değil; hukuku sopa gibi kullanan despotik bir infaz kurumu görünümündeydi. Zaten bu düzmece davaların görüldüğü mekân, Silivri Ceza ve İnfaz Evi adını taşımıyor mu? Böyle bir mekânda yargılama yapmayı kabul etmek bile, hukuku, hukukçuluğu daha en baştan küçültüp kirletmiyor mu? ??? Basına ayrılan bölümde CHP milletvekilleriyle birlikte oturduk. Bu çirkin ve kötü gösteri, bu isyan ettirici adaletsizlik ortamında, hepimiz öfke ve gerilim içindeydik. Sivil mahkeme salonunda üniformalı görevliler, yakışıksız bir görüntü oluşturuyor. Ben bu genç jandarma subayları adına utanç ve üzüntü duydum. Aydınlara, yurtseverlere karşı kullanılan gencecik erlere, çoğu şaşkın bu halk çocuklarına acıdım. Başta Balbay, Tuncay, Haberal, Silivri tutsakları pırıl pırıldılar… Tuncay, “Adalet istiyoruz!” diye defalarca haykırdı. Balbay, CHP’li meslektaşlarına, “Ankara’da çok işimiz var!” diye seslendi. Genç bilimci, Sevgili Mehmet Perinçek, bilgece bir dinginlikle gülümsüyordu. ??? AKP oligarşisini ve Tayyip Erdoğan’ı hâlâ ve henüz desteklemekte olan büyük kitleler var. Bu desteğin gözle görülürce azalmasının yanı sıra, aynı büyüklükte ve sayıları gittikçe artmakta olan kitleler de bu oligarşiye ve özellikle de tepesindeki kişiye, ivmesi giderek yükselmekte olan bir nefret ve hınç duyuyor. Türkiye toplumunda sevilen ve sevilmeyen siyasetçiler her zaman olmuştu, ama bu kadar nefret edilenini anımsamıyorum. “Silivri savcısı” ve destekçileri, böylesine bir hınç ve nefret birikimini ciddiye almalıdır… Ergenekon davasında, önceki günkü tartışmalı oturumun ardından dün de avukatlar, delillerin tartışılmadığını belirterek mahkemenin dosyanın esas hakkındaki mütalaa için iddia makamına verilmesi kararını eleştirdi. Başkan Hasan Hüseyin Özese ise “Esas hakkında mütalaa için süre verilmedi. İddia makamına soruşturmanın genişletilmesine ilişkin talebi olup olmadığına ilişkin süre verildi. Savcı tevsii tahkikat talep etti” diye açıklama yaptı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafında Silivri Cezaevi yerleşkesindeki küçük salonda görülen Ergenekon davasının 271. duruşması yapıldı. Duruşmaya, CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, emekli orgeneraller Hurşit Tolon ve Hasan Iğsız’ın da bulunduğu 46 tutuklu sanık katıldı. Duruşmaya 9 tutuksuz sanık geldi. Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, GATA’da tedavi altındaki YAŞ üyesi Orgeneral Nusret Taşdeler, son savunmaya kadar duruşmalardan yasaklı olan İşçi Partisi Doğu Perinçek’in de aralarında bulunduğu 20 tutuklu sanık duruşmaya katılmadı. İP Genel Başkanı Doğu Perinçek ve diğer İP’li sanıkların avukatı Hüseyin Gökçeaslan, dün (önceki gün) binlerce kişinin katıldığı protesto gösterilerine dikkat çekerek “Sabahtan akşama kadar o soğukta bu davadaki uygulamalara karşı düşüncelerini ifade ettiler. Ergenekon olayının bir tertip olduğunu milyonlarca insan anlamıştır. Toplum artık bu olaya seyirci kalmıyor” diye konuştu. Başkan Özese ise “Öyle toplu gösteriler, ayağa kalkarak masalara vurarak mahkemeye tepki göstermek doğru değil” diye konuştu. Gökçeaslan, önceki günkü duruşmayı Türkiye’nin en iyi avukatlarının izlediğini belirterek “Ceza yargılamalarında deliller tartışılmadan esas hakkında mütalaa için dosyanın savcılığa veril diğini nerede gördünüz” diye eleştirdi. Başkan Özese ise “Tevsii tahkikat için mehil verildi” diye düzeltme yaptı. Özese, 27 Kasım tarihindeki kararda savcılığa tevsii tahkikat talebi olup olmadığının sorulduğunu, bir talebi olmaması durumunda mütalaa için süre verildiğini ifade ederek “Savcı tevsii tahkikat talebinde bulundu. Deliller her aşamada tartışılabilir” dedi. Duruşmayı CHP milletvekilleri Umut Oran, Bülent Tezcan, İlhan Cihaner ve Nurettin Demir de izledi. Duruşma salonunda 160, dışında monitörlü salonda ise 80 kişilik olmak üzere izleyicilere ayrılan 240 kişilik kapasitesi olan salon tamamen doldu. AVUKAT KÜÇÜK: Savcı ‘hazırım’ demişti mekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün kızı ve avukatı Zeynep Küçük, mahkemenin dosyayı mütalaasını hazırlaması için iddia makamına teslim edilmesini kararlaştırdığını anımsatarak “Ondan önceki celsede ben dosyanın savcılığa teslim edileceğini biliyordum” dedi. Başkan Özese’nin “Nereden biliyordunuz” sorusu üzerine avukat Küçük “Gidişinizden” diye yanıt verdi. Başkan Özese ise “Biz iddia makamına tevsii tahkikat talebi olup olmadığı konusunda mehil vermiştik” diye konuştu. Zeynep Küçük ise, davayı bu kadar süre takip ettikten sonra mahkemenin bir sonraki aşamada nasıl bir adım atacağını tahmin edebildiğini ifade ederek “Orgeneral Nusret Taşdeler’in savunmasını almaya karar verdiğinizde ben dosyanın mütalaa için iddia makamına verileceğini tahmin ettim” dedi. Başkan Özese ise “Doğru tahmin değil” diye konuştu. Küçük “Ama savcı ‘Ben mütalaa için hazırım’ dedi” diye konuşurken Başkan Özese “Aşırı yorum yapıyorsunuz” diye konuştu. Zeynep Küçük, sözlerini sürdürürken Özese “Mahkemeyi yargılamaya hakkınız yok. Üslubunuza dikkat edin” dedi. Zeynep Küçük, Alparslan Arslan’a 2 adet Glock marka silah temini konusunda, halen Ergenekon’dan tutuklu yargılanan 4 kişi hakkında açılan yeni davanın birleştirilmesini eleştirerek “Bu dosya 2010’da birleştirildi. Sanıkların 2011’de sorguları yapılıp tutuklandılar. Aralık 2012’de yeni bir iddianame düzenlendi” diye konuştu. Özese, 4 sanığın ateşli silah bulundurmaktan yargılandıklarını, ek iddianamede iddia edilen “silahlı terör örgütüne silah temin ettikleri” suçlaması yer aldığını açıklayarak “Yeni değil, ek iddianame hazırlandı. Usuli eksikliklerin giderilmesi gerekiyordu” diye konuştu. ‘ Kameralar önünde deli taklidi yapıyor aşkan Hasan Hüseyin Özese, 13 Aralık Pazartesi günü yapılan duruşmada İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal’ın teknik ekip elemanlarına hakaret ettiğine ilişkin tutanağın dosyaya konulduğunu ifade etti. Ayrıca avukat Vural Ergül’ün hakkında da jandarma tarafından düzenlenen tutanak da dosyaya konuldu. Başkan Hasan Hüseyin Özese, saat 17.00 sıralarında sanıkların taleplerinin alınmasına ara vererek savcı Mehmet Ali Pekgüzel’den sanıkların “tutukluluk durumlarına” ilişkin görüşünü sordu. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel “Kuvvetli suç şüphesi bulunan somut delillerin olması, tutuklama gerekçelerinde herhangi bir değişikliğin olmaması” gerekçesiyle aralarında Mustafa Balbay’ın da bulunduğu 67 tutuklu sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini istedi. Kısa bir aranın ardından Özese, tüm sanık beyanlarının tamamlanmasının ardından tutukluluk durumlarına ilişkin inceleme yapılacağını ifade ederek duruşmayı 17 Aralık pazartesi gününe erteledi. Öğleden sonraki bölümde halen GATA Hastanesi’nde tedavi gören tutuklu sanık Orgeneral Nusret Taşdeler’in avukatı Metin Güçlü, Taşdeler’in sağlık durumuna ilişkin Adli Tıp 3. İhtisas Dairesi’nin raporuna dikkat çekerek özetle şunları söyledi: “Nusret Taşdeler’in tutuklanması hatalı olmuştur. Taşdeler’in kalbi, 2 stent takılı olan tek damarla besleniyor. Ölüm riski taşıyor.” Alparslan Arslan’ın avukatı Oğuz Kayıran, Arslan’ın ruh sağlığının yerinde olup olmadığına ilişkin Adli Tıp Kurumu’na sevkini istedi. Bu sırada söz almadan konuşan Glock tabanca dosyası sanıklarından Kenan Özay “Alparslan kameralar önünde deli taklidi yapıyor gülüyor, oynuyor. Koğuşta gayet normal” diye seslendi. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel’in kayıtlara geçmesini istemesi üzerine mikrofon verilen Özay, Alparslan Arslan’ın “deli numarası” yaptığı iddiasını tekrarladı. E B CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay: Terörle mücadele edenler burda Sanık avukatlarından Kemal Yener Saraçoğlu ise davada terörle mücadele etmiş kişilerin sanık olduğunu, mücadele ettikleri kişilerin ise tanık olarak dinlendiğini ifade ederek “Mahkeme eski husumetlerin ortaya konulduğu yerler değildir” diye konuştu. Sanık avukatlarından Demet Rençber konuşurken üye hâkim Sedat Sami Haşıloğlu “Milletvekillerini, diğer avukatları, gazetecileri görünce basın toplantısı yapar gibi konuşamazsınız” diye uyardı. Avukat Hüseyin Ersöz, avukatların sözünün kesilmemesini istedi. Bunun üzerine Özese, “Size söz vermiyorum” diyerek Ersöz’ü uyardı. Özese “Dün yaşananları hepimiz gördük. Avukat Hüseyin Bey lütfen oturur musunuz? Defalarca uyarmamıza rağmen benimle tartışıyorsunuz” diye bağırdı. 13 Aralık Silivri baharı C HP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, önceki gün on binlerce yurttaşın katılımıyla gerçekleşen eylemi “milat” olarak nitelerken, “13 Aralık Silivri’nin baharıydı” dedi. Mustafa Balbay, önceki günkü 13 Aralık mitingini ve davanın geldiği noktayı değerlendirdi. Hukuku halkta arayacaklarını vurgulayan Balbay, “Bu bir süreç. 13 Aralık bir milattır. Gelenlere dışarıdaki havayı sordum, o görkemi anlatmakta zorlandılar. Artık bu dava bu salondan çıktı” dedi. Bu davanın halktan kaçırılamayacağına işaret eden Balbay, “Korku çemberi de kırıldı. Artık Silivri çember altında. Bu dava tüm hukuksuzlukların toplamı. Buradaki davada her avukat ötekiyle ilgisi olmayan bir savunma yapıyor” diye konuştu. Bir asker intiharı daha Silivri’ye yollar yine kapatıldı İstanbul Haber Servisi PKK’nin üst yapılanması olduğu iddiasıyla İstanbul’da açılan 1. KCK davasına dün iddianamenin okunmasıyla devam edildi. İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen 17. duruşması yapıldı. 122’si tutuklu 205 sanıklı davanın dünkü duruşmasına eski BDP İstanbul İl Başkanı Mustafa Avcı ve Cihan Deniz Zarako lu’nun da aralarında bulunduğu 119 tutuklu sanık ile tutuksuz yargılanan 7 kişi katıldı. TRT spikerleri Hakan Kıra ve Süha Üner, 2 bin 400 sayfalık iddianameyi 925. sayfasından itibaren dönüşümlü olarak okudu. CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner de bir süre duruşmayı izledi. Yollar kapatıldı. Güvenlik önlemleri kapsamında Silivri Cezaevi ve duruşma salonlarına E5 üzerinden ulaşım kapatıldı. Duruşma salonlarına gidenler TEM Otoyolu Kınalı Kavşağı’nda araçlarından indirildi. Ergenekon duruşmasının görüldüğü Silivri Cezaevi Yerleşkesi’ndeki küçük salon ve yerleşke bitişindeki KCK duruşmasının görüldüğü büyük salona gidenler, Kınalı kavşağından yürümek durumunda kaldılar. ? ANTALYA (Cumhuriyet) Aksu ilçesindeki Yeşilkaraman Köyü Jandarma Karakolu’nda önceki akşam silah sesi duyulması üzerine olay yerine gelen askerler, ekim ayında vatani görevine başlayan Bekir Yılmaz’ı yerde hareketsiz bir şekilde buldu. Yapılan incelemede Yılmaz’ın MP5 silahıyla kafasına ateş ederek intihar ettiği belirlendi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle