16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 ARALIK 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 Tuzakta sıkışıp kalacağız ? TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner: Türkiye bugün alacağı kararlarla dünya ekonomisindeki birinci sınıf ekonomilerden birisine sahip olmakla ‘orta gelirli ülke’ tuzağına düşmek arasında tercihini ortaya koymuş olacaktır. Ekonomi Servisi Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, Türkiye’nin henüz orta gelir tuzağının aşılabildiÜmit Boyner ği eşik değerden oldukça uzakta olduğunu belirterek, “Hızlı bir biçimde, 2005 sabit fiyatlarıyla satın alma gücü paritesi cinsinden ifade edilen kişi başı milli geli Büyümeyi, ekonomik ve sosyal anlamda rimizi yüzde 50’nin üzerinde en az sıkıntı yaratacak düzeyde kısıtlarken, gayartıramazsak, orta gelir turi safi yurtiçi hasılanın yüzde 2324’ünün alzağına yakalanmış olacağız tına düşmeyen oranlarda yatırım yapmalıyız. gibi gözüküyor” dedi. Ancak bu oranın sağlanması için en fazla Gazetemiz yazarı ve Yaşar yüzde 5 mertebesinde bir cari açık/GSYH oraÜniversitesi İktisadi ve İdari nına tekabül edecek şekilde, yurtiçi tasarrufBilimler Fakültesi Dekanı Prof. ların GSYH’ye oranını yüzde 1819’lar düDr. Erinç Yeldan başkanlığında zeyine çıkarmalıyız. Bu ise, tasarrufların orTürk Girişim ve İş Dünyası Konta vadede 56 puan artması demek. federasyonu (TÜRKONFED) ta Kapsamlı ve bütüncül bir vergi sistemi rafından yayımlanan “Orta Gelir reformu, rekabetçi piyasa ekonomisinin Tuzağı’ndan Çıkış: Hangi Türhukuki istikrarına büyük katkı sağlayacak. kiye?” başlıklı rapor 16. Girişim ve Aynı kapsam içerisinde, kayıtdışı ekoİş Dünyası Zirvesi’nde açıklandı. Zirnomiyle, sistematik bir yaklaşımla müvede konuşan Boyner, Türkiye’nin, cadele etmek de çok önemli. Hukuki isOrta Vadeli Program’da yüzde 3.2 tikrar olmadan ekonomik istikrarı olan 2012 büyüme hedefini tutturmaksağlayamayız. tan uzaklaşır durumda olmasının en büyük nedeninin, küresel kriz ortamının ya Boyner Türkiye’nin henüz orta gelir tuzağının aşılabildiği eşik değerden oldukça uzakta olduğunu belirtti Silivri’ye Tanıklık Silivri yerleşkesi, cezaevi, yargılama tesisleri, tutukluluk hallerini, yargılamaları halktan soyutlama, özel yargının, hukuksuzluğun gözlerden ırak yaşatılmasının kolaylaştırılması aracıydı... İşini bırakmadan, gününü harcamadan, çok zorlu yolculuğa katlanmadan izlenemeyecek yargılamalarda, ağır tecrit cezaevi koşullarında yaşananları, gerçekleri çarpıtmak, haksızlıklara hukuksuzluklara karşı toplumu duyarsız kılmak olanaklıydı. Bir de haksızlığahukuksuzluğa karşı durma, kara propaganda yoluyla darbecilik damgası yemekle eşanlama gelince, vicdanını karartmak en kolay kaçış yolu oluyor... Silivri’de yaşananlar, yaşatılanların yine de sınırsız saklanması olanaksızdı.. İnsan hakları, hakhukuk ihlalerinin boyutları, acıları tırmanır, üstüne yasal yargılama, hakhukuk sınırlarını aşan, kin ve intikamda sınır tanımaz doyumsuzlukla yola çıkıldığında, her zaman, her yerde olduğu üzere, yaşam direnci ile sınırların zorlandığı, toplumsal kırılmaların yaşandığı anlar, günler gelir... İster askeri, ister sivil darbeci, insanı ezen tüm uygulamalar, hak ve hukuksuzluklarda görüldüğü üzere, toplumsal vicdanı harekete geçiren kıpırdanışlar, başkaldırılar öznel koşulları ile gündeme giriverir... İşte önceki gün Silivri’nin ayazında, sabahın alacakaranlığında, binler, on binleri, bomboş otoban yollarında, çok sıkıntılı, zorlu yolculuk koşullarının üzerine araçlardan indiren, Silivri yerleşkesinin çevresinde, yürümeye, saatlerce soğukta bekleyerek toplanmaya yönelten, en çok kendi vicdanına dönük “Ben de varım, içerdekilere yaşatılan haksızlıkhukuksuzluklara dur diyorum..” dedirten bu duyguyu ciddiye almak gerek. Kent merkezlerindeki kalabalıkların tanık yapıldığı, meydan protestolarına benzemiyor... ??? Aylar yıllar, kamuoyu duyarlığı, medyanın ilgisinden uzak, ağır tecrit koşullarında cezaevlerinde yatanlar, biriki dost, akraba, avukat tanıklığında yargılananlar için çok önemli bir dönemeç noktası... Dünyada rejimi kâğıt üstünde de olsa demokrasi sayılan ülkelerde, hele de sivil iktidar eliyle örneği görülmemiş özel yargı koşullarında yaşadıklarını, var olan hukuk devleti düzeni uluslararası yargı ölçeklerine uymayan yargılama koşullarını, dertlerini anlatabilmede değişen bir şeyler var. Dışarıda Silivri yerleşkesini kendilerinden uzakta, ayazda sarmış sarmalamış, desteklemek için gelmiş, yalnız olmadıklarını anlatmaya çalışan kalabalıkları yargılama salonundan göremeseler, seslenişlerini duyamasalar da, oralarda olduklarını biliyorlar. Duruşma salonunun yakınlarına, avukatlara, basın mensuplarına ayrılan yerlerinin tümüyle dolu olması, çok sayıda milletvekili izleyici, dışarıdaki desteğin içeriye yansımaları. Kaçınılmaz ilk kez yargılama tüm ayrıntıları ile, sadece darbecilik suçlamalarıyla değil de özel yargının haksızhukuksuz uygulamaları iddiaları ile de, medyanın haberlerinde yerlerini daha dengeli almış olarak kamuoyunun gündeminde... Özel yargının, savcılığın esas hakkındaki iddialarını sunması kararı alınmış oturumunda, söz konusu sunum yerine sanıklar, avukatlarından habersiz araya sokuşturulmuş bir ek iddianamenin okunmasına geçiliyor. Avukatlarının birçok hukuk maddesinin çiğnendiği itirazları, özel yargılamanın yargıçlarınca kale alınmıyor... “Yargılama yetkisi mahkemeye aittir”, “Avukatlar her zaman söz alamaz”, “Şu aşamada söz vermiyorum”, “Aranızdan temsilci seçin”, “Sonradan söyleyeceğinizi söylersiniz, şimdi iddianameyi okumaya devam edeceğiz”.. yargı irade beyanları duyuluyor.,. Bu kez gözlemci barolar, milletvekilleri, kalabalık avukat, basın, sivil toplum örgütleri temsilcilerinin önünde avukatlar itirazlarında direnince işin rengi değişiyor. Gün boyu 4 yargılama sürecinden uzun aralar, dinleyicilerin salon dışına çıkarılmaları yetmeyince; özel yargılama makamı, önce bildirimi yapılmamış, sanık ve savunmanın görüşleri sonucu karar alınmamış ek iddianame ile cevap tutanakları okunması ısrarından vazgeçmek, sanık avukatlarının diyeceklerini dinlemeye geçmek zorunda kalıyor... Davanın sonuçları üzerinde önemli bir anlamı olmasa da yargılama hukuku içinde yeri olmayan biriki uygulamadan geriye dönüş yaşanıyor. Avukatlara verilen sınırlı söz hakları dinlendiğinde ise ilk kez Silivri yargılamasına katılan hukukçu, milletvekili, sivil toplum örgütü izleyicilerinin şaşkın, tepkileri dikkat çekiyor... Meclis’ten çıkarılmış yasa ile kaldırılmış, sadece açılmış davaları bitirme yetkisi verilmiş özel yargılamada, nasıl oluyor da ek iddianamelerle yeni davaların bakılması yolu açılıyor? Savunmanın sahte olduğunu iddia ettiği davanın bütününü değiştirecek belgeler için bile bilirkişi incelemesine başvurulmuyor. Savunma tanıkları dinlenmeden, suçlama belgelerinin gerçekliği üzerinden, ceza yargılamasında olmazsa olmaz koşulu, tarafların sözlü tartışmaları yapılmadan, savunma ayağı toptan yok sayılarak karar sürecine geçilebiliyor?.. Silivri’ye tanıklık, hakhukuk düzeni, insan hakları, demokrasinin işleyişi için, giderek önem, anlam kazanıyor... Tasarruflar artmalı nı sıra, sürdürülebilirliğini gözden kaçırdığı ekonomik döngüleri yönetmekte zorlanması olduğunu vurguErinç ladı. Boyner’in konuşmasının satır başYeldan ları şöyle: Makro istikrar orta gelir tuzağından kaçış için gerekli bir koşul. Ama yeterli değil. Ülkemizin orta gelir tuzağını aşTÜRKONFED’in dümasını sağlayacak en önemli üretim zenlediği 16. Girişim faktörü, giderek insan gücü sermayesinin, yenilikçiliğin ve ArGe’nin ve İş Dünyası Zirvesi öneminin hızla arttığı küresel bir kapsamında Orta Gelir dünyada, böyle bir tablo içerisinde ge Tuzağı konulu bir de lişmeye devam edemez. Kısa vadede, panel düzenlendi. “Oristikrara odaklanırken, orta ve uzun ta Gelir Tuzağı’ndan vadede, küresel rekabetin en önemli Çıkış: Bölgesel Gelişme ve Türkiye Ekonobelirleyicisi olacak olan nitelikli insan misi için Sürdürülebigücüne ve bu hedefe yönelik politilir Kalkınma Seçekalara önceliği vermek zorundayız. nekleri” başlıklı pa Orta vadede de yapılacak başka nelin moderatörlüönemli ev ödevlerimiz de var. Bunların ğünü Yaşar Üniverbaşında, dış tasarruflara olan ihtiyacımızı sitesi İktisadi ve sürdürülebilir bir yapıya dönüştürme süİdari Bilimler Fakültesi Dekanı ve reci gelmekte. gazetemizin yaTÜRKONFED Yönetim Kurulu Başzarı Prof. Dr. kanı Süleyman Onatça da, “Biz siyasette Erinç Yeldan frene, ekonomide ise gaza basmayı öneriyaptı. yoruz” diye konuştu. Yoksulluk riskiyle karşı karşıyayız TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça, yaptıkları çalışmayla, orta gelir tuzağı riski açısından Türkiye’yi 3 bölgeye ayırdıklarına işaret ederek, “Birinci bölgede, orta gelir tuzağı riski yok. Burada İstanbul, Ankara ve İzmir’in de bulunduğu 14 şehir mevcut. İkinci bölgede bulunan 40 şehir, orta gelir tuzağı riski ile karşı karşıya. Üçüncü bölgede bulunan 27 şehirde ise sadece orta gelir değil aynı zamanda bir yoksulluk riskiyle de karşı karşıyayız” değerlendirmesinde bulundu. BANKALARDAN... Risk raporu artık internette Türkiye genelinde 25 milyonun üzerinde gerçek kişinin bireysel kredi risk bilgilerini içeren Kredi Kayıt Bürosu’nun hazırlayarak bankaların kullanımına sunduğu Risk Raporu tüm İş Bankası Şubelerinin yanı sıra artık İş Bankası internet şubesinden de temin edilebilecek. İş Bankası bireysel bankacılıktan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Yalçın Sezen, müşterilerinin, risk bilgilerine 5 TL ücret ödeyerek alınabileceğini söyledi. VakıfBank tahvil ihracını artırdı VakıfBank, kasım ayında gerçekleştirdiği 10 yıl vadeli 500 milyon dolar tutarındaki “sermaye benzeri tahvil” ihracına ek olarak, aynı vadede ilave 400 milyon dolar tutarında tahvil ihraç etti. Banka, böylece 15 milyon dolar getiri miktarı ile birlikte toplam 915 milyon dolar tutarında sermaye benzeri tahvil ihracı gerçekleştirmiş oldu. Şekerbank’tan 2B arazi alım kredisi Şekerbank, 2B arazilerini peşin satın alarak indirimden faydalanmak isteyen hak sahiplerine 120 aya varan vadelerle ve yüzde 0.99 faiz oranı ile 5 ay taksit ertelemeli kredi verecek. Şekerbank, 2B arazilerinin satın alınmasını kolaylaştıran yeni ürünü “2B Arazi Alım Kredisi” ile hak sahibi bireylerin peşin satın alımlarda indirimden faydalanmalarını sağlıyor. Kentsel dönüşüme yeni yönetmelik Ekonomi Servisi Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, kentsel dönüşüm için çıkarılan yönetmeliğin yeterli olmadığını söyledi. Bayraktar, uygulama yönü daha güçlü olan yeni yönetmeliğin kısa süre içinde çıkarılacağını ifade etti. Kentsel dönüşüm konusunun kendi bakanlığını çok ilgilendirdiğini belirten Bayraktar, “Türkiye’nin en önemli meselesi kentsel dönüşümdür. Bizim bunu anlatmamız, kabullendirmemiz, benimsetmemiz lazım. Gönüllülük boyutunu yakalamamız lazım. Vatandaşların rızasını almamız lazım” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle