19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 KASIM 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP’liler, Dışişleri Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde Davutoğlu’nu eleştirdi 7 Pankartlı protesto ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanlığı’nın bütçesinin görüşüldüğü Plan Bütçe Komisyonu toplantısına Suriye gerilimi damgasını vurdu. Toplantı başlamadan önce CHP’li milletvekilleri “Madem geçti tezkere, Bilal gitsin askere” pankartını açtı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu pankartlara, “Biz onları üniversitede gösterdik, geç kaldınız” diye tepki gösterince komisyonda karşılıklı tartışmalar yaşandı. Gerilimin düşmesinin ardından konuşan Davutoğlu, Avrupa’nın ve Ortadoğu’nun dönüşümden geçtiğini belirtti ve Suriye gerilimi nedeniyle sınırların değişmeyeceğini ileri sürdü ve “Hiçbir şekilde Türkiye yeni duvarlar örecek yeni sınırların peşinde değil. Halep ile Gaziantep arasında, Mardin ile Erbil arasında sınırları kaldırmayalım, ama suni duvarları yıkacağız” görüşünü dile getirdi. Davutoğlu, AB konusunda ise “Biz hiçbir zaman AB’yi göz ardı etmedik. Başkalarının dediği gibi gözümüzü CHP’liler Plan Bütçe Komisyonu toplantısı başlamadan önce “Madem geçti tezkere, Bilal gitsin askere”, “Savaşa Hayır” pankartları açtı. (Fotoğraf: AA MAHMUT TAN) başka yöne çevirmedik. Biz AB’nin göbeğindeyiz. Türkiye olmadan AB olmaz. Biz AB’nin geleceğiyiz” dedi. Davutoğlu’nun “Yeni dönem Mısır’la oluşturacağımız ilişkiler Ortadoğu’nun belkemiğini oluşturacaktır” sözleri üzerine komisyonun CHP’li üyeleri, “Suriye ile iyi ilişkiler içerisindeydik, eyvah Terbiyesiz polemiği onunla da Suriye gibi olacağız, bundan ötesi savaş” sözleriyle tepki gösterdiler. Davutoğlu, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın halkının üzerine bomba yağdırdığını ileri sürmesi üzerine CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, “Ulude re’de aynısını yaptınız” dedi. Bunun üzerine, AKP’li Muzaffer Baştopçu, muhalefet sıralarına “Terbiyesiz” diye bağırdı. Tanal da “Siz kimsiniz ki bana terbiyesiz diyorsunuz. Yaşından başından utanmıyor musun?” diyerek yanıt verdi. Komisyon Başkanı Lütfü Elvan’ın uyarısı üzerine Baştopçu sözünü geri aldı. Davutoğlu’nun konuşmasından sonra söz alan CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın “sıfır sorun” derken sorunsuz komşu kalmadığını söyledi. CHP İstanbul Milletvekili Osman Korutürk, “Bakan’ı dinlerken ‘keşke akademik hayatına devam etseydi’ diye düşündüm” dedi. Öte yandan komisyonda CHP Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş ile CHP İstanbul Milletvekili Müslim Sarı’nın danışmanlarının komisyon salonundan “tweet” atmaları tartışmalara neden oldu. Twitter’da Sarı’nın danışmanının Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na “çapsız” nitelendirmesinde bulunduğunu belirten Elvan, danışmanların salondan çıkmasını istedi. Dışişleri Bütçesi Görüşülürken: Esad Hâlâ Ayakta! Güney komşumuz Suriye’de Esad karşıtlarının başlattığı isyanın ateşi, ilk günlerdeki kadar alevli değil. Başkaldıranları silah, ilaç ve öteki lojistik yardımlarla el altından destekleyen Başbakan Erdoğan’ın, eski dostuna karşı yüksek sesle yaptığı hücumların ise ne zamandan beri arkası gelmiyor. Çünkü Türkiye’nin elinde koz diye bir şey kalmadığı ortadadır. Hatay ve Gaziantep gibi iki büyük kentimizin sınır kapılarından geceleri dinlenmek üzere giren ve ertesi sabah silah başı yapan Esad karşıtı gerillaların çoğunluğunu oluşturan paralı yabancı askerlerin ve onlarla birlikte gelen hekimlerin maceraları da dünyanın en güvenilir haber ajanslarının bültenlerinde eskisi kadar yer almıyor. Bizimle olan sınır kasabalarından birkaç tanesinde Özgür Suriye Ordusu adı verilen başkaldırıcıların, ülkelerinin belli başlı öteki kentlerinin bazılarının varoşlarında bayrak göstermesi ile ilgili haberler de giderek azalmış durumda. Diktatörün acımasız askeri gücü, kendi yurttaşlarını öldürerek, şehir ve kasabaları yakıp yıkarak rejim karşıtlarının morallerini bozmuş görünüyor. Başkaldırıların amaçlarına ulaşmamasında, sadece Esad güçlerinin acımasız direnişleri değil, muhalefetin saygın bir lider bulamayışının da etkisi olduğunu unutmayalım. Dağınık gruplar arasında kimin lider olması gerektiğinde anlaşamayanların bu başıbozuk durumu elbette sadece Şam hükümetine yarıyor. Ülkenin bugünkü durumunu önceden fark etmiş ve değerlendirmiş olmalıdır ki; ayaklanmayı perde gerisinden başlatıp destekleyen Batılı devletler, taşeron olarak teşvik ettikleri Ankara ile bu doğrultudaki ilişkilerinden de vazgeçmiş görünüyorlar. Tüm bu olgulara karşın, Esad rejiminin uzun soluklu bir süreç daha “astığı astık” şekilde ayakta kalamayacağının bilinmesinin Türkiye’ye ne yarar sağladığını, Dışişleri Bakanlığı’nın dün TBMM Bütçe Plan Komisyonu’nda görüşülmeye başlanan 2013 Bütçesi üzerinde yapılan tartışmaların tüm boyutları ile ortaya çıkartması imkânsızdır. Sayısal çoğunluğuna güvenen iktidarın komşularımızla sıfır olan sorunlarımızın tersine dönmesi karşısında bugün karşı karşıya bulunduğumuz karmaşık ve ihtilaflı durum; ulusal dış politikamızı bırakıp Batı devletlerinin taşeronu olarak kestaneleri ellerimizle ateşten almaktan başka bir sonuç vermiyor. Davutoğlu, güney komşumuz ile körüklediğimiz krizin dışalım ve dışsatımdaki faturasını nasıl açıklayabilir ve söyleyecekleri de nasıl inandırıcı olabilir? Krizin Rusya, İran ve Suriye arasında yapılacak ortak görüşmelerle çözülmek istendiği haberleri dün öğle üstü uluslararası haber ajanslarına düşmüş ve Türkiye’nin erken öten horoz olarak bu inisiyatife dahil edilmediği açığa çıkmıştır. Tüm komşularımızla sorun yaratan Davutoğlu stratejisi, bizi Ortadoğu ülkelerinde bile söz sahibi olmaktan yoksun bırakmıştır. Bu kadar yakınımızda olup bitenleri bir tribün izleyişi olarak takip etmek, ne Cumhuriyet Türkiyesi’nin ne de Erdoğan’ın düşlerindeki Osmanlı mirasçılığını savunanların hak etmediği bir sonuçtur. Narenciye ve öteki meyve, sebze stoklarının çürümeye başladığı haberlerini, iki ay önce Hatay’a yaptığım bir gezi sırasında yerinde görmüştüm. Aynı gezide Antakyalı TIR sahiplerinin arabalarını günlerce bağladıkları anlatılmıştı. Topraklarımız üzerinden Rusya’ya yapılan sebze meyve sevkıyatı aksadığı için yansıyan şikâyetler birbirini izlemişti. Bölgenin AKP’li ya da Muhalefet partilerine mensup milletvekilleri bakalım bu konularda neler anlatacaklar? Dahası hükümet inandırıcı bir savunma yapacak mı ki? 2. KCK DAVASI MAVİ MARMARA DAVASI BAŞL ADI, OTURUMA 150 MAĞDUR KATILDI Sanık avukatlar açlık grevinde İstanbul Haber Servisi 2. KCK davasında, tutuklu yargılanan avukatların da açlık grevine başladığı belirlendi. Sanıkların avukatları, açlık grevlerinde 56 günü dolduran tutukluların taleplerini savunarak “Ölüm sınırına gelindi. Ölümler olmadan çözüm için adım atılsın” diye konuştular. İstanbul’da açılan ve “Avukatlar Davası” olarak bilinen 28’i tutuklu 50 sanıklı 2. KCK davasının 4. duruşması, Silivri Cezaevi yerleşkesindeki küçük salonda yapıldı. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın dünkü duruşmasına 27 tutuklu sanık katıldı. Diyarbakır, Ankara ve İzmir barolarından avukatlar ile Çağdaş Hukukçular Derneği’nden avukatların da izlediği davaya İsviçre, Fransa, Hollanda, Avusturya ve Almanya’dan hukukçular da ilgi gösterdi. BDP milletvekilleri Nazmi Gür, Levent Tüzel, Sebahat Tuncel, Ayla Akat ve Halil Aksoy da duruşmayı izledi. Tutuklu sanık avukat Faik Özgür Erol, hem müvekkilerinin hem de cezaevinden tanıştığı arkadaşlarının açlık grevinde olduğunu belirterek “Bulunduğumuz cezaevinde 56 gündür 9 tutuklu açlık grevinde. Bedensel hasarlar yaşıyor. 15 kiloya kadar kayıp var. Gözümüzün önünde bunlarla yaşamaya çalışıyoruz, onlar da çalışıyor” diye konuştu. Sanık avukat “Sağlık sorunları olanlar dışında davada yargılanan avukatlar olarak açlık grevine başladık” dedi. Sanık avukatlarından ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı da anadilinde savunma hakkına ilişkin Meclis’te bir tasarı hazırlanmasının düşünüldüğünü anımsatarak “Mahkeme anadiline savunma konusunda bu tasarıyı dikkate alarak değelendirme yapmalıdır” dedi. Tutuklu sanık avukat Muharrem Şahin, Zazaca konuşmaya başlayınca Başkan Ekinci, mikrofonu kapattırdı. Sanık avukatlarından eski Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar bunun üzerine “Burada bulunmamızın anlamı kalmadı” diye konuştu. Taleplerinin kabul edilmemesine ve açlık grevlerine dikkat çekmek amacıyla mahkemeyi boykot ettiklerini söyleyen Aktar ve diğer savunma avukatları duruşma salonunu terk etti. Duruşma 3 Ocak 2013’e ertelendi. İsrail ‘yargılanıyor’ HİLAL KÖSE Duruşma salonunu terk ettiler Gazze’ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara gemisine, Akdeniz’in uluslararası sularında 31 Mayıs 2010’da düzenlenen saldırıya ilişkin dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Aşkenazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, İstihbarat Başkanı Amos Yadlin ve Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levi hakkında açılan dava dün başladı. Yaklaşık 150 mağdurun katıldığı oturumda, İsrail askerlerinin katliamının cezalandırılması, Gazze’deki ambargonun kaldırılması istendi. İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın ilk oturumuna, gemide bulunan, ABD, Fransa, İtalya, Yunanistan, Almanya ve İspanya’dan gelen ve Türk mağdurlar ile saldırıda hayatını kaybedenlerin yakınları katıldı. Sanıkların gelmediği davayı Filistin, Belçika, Fransa, İngiltere, Kanada, Cezayir ve Ürdün’den gelen avukatlar da davayı izledi. Salonda, yabancı şikâyetçiler için İngilizce, Arapça, Fransızca, İspanyolca ve Yunanca bilen tercümanlar görev yaptı. Sanıklar için de İbranice tercüman çağrıldı. Mavi Marmara ile birlikte Gazze’ye giden Challenger 1 gemisinde bulunan eski Amerikalı albay ve eski diplomat Mary Ann Wright, Irak’ta savaşa karşı olduğu için 2003’te istifa ettiğini belirterek “Bulunduğum yerden Mavi Marmara’da olanları görebiliyordum. Bizi de şok bombaları ile vurmaya başladılar. Elektrikli silahlar da kullandılar. Gemide silah yoktu. Şiddet kullanmadan da gemileri durdurabilirlerdi” dedi. Saldırıda hayatını kaybeden Furkan Doğan’ın babası Ahmet Doğan ise yapılan müdahale ve katliamın en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi. İfadesi sırasında gözyaşlarını tutamayan Doğan, saldırıyı televizyondan öğrendiğini ve oğluyla ilgili bilgi alamadığını ifade ederek “Adli Tıp’ta teşhis edilmeyen cesetler olduğu söylendi. Gittim. Gösterdikleri ce Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nin önündeki meydanda toplanan çok sayıda aktivist, sivil toplum örgütü temsilcisi, İsrail’i protesto ettiler. Yemenli bir destekçi belinde bir hançerle adliyeye girerken güvenlik görevlileri tarafından durduruldu. Açıklama yapan İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) Başkanı Bülent Yıldırım, “Bu, Yahudi milletine karşı açılmış bir dava değil. Bu, katillere, Siyonistlere ve adam öldürenlere karşı açılmış bir davadır” dedi. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) ‘BU DAVA SİYASİ KUKLA ŞOVU’ Dış Haberler Servisi İsrail hükümeti İstanbul’da başlayan Mavi Marmara davasını “şov” olarak değerlendirdi. Davanın Türk hükümetinin desteği olmadan açılamayacağına dikkat çeken İsrail yönetimi, “Bu onların işi daha kötüleştirmek istediğini gösteriyor” dedi. Haaretz gazetesinin haberine göre, konuyla ilgili set Furkan’ındı, alnından vurulmuştu. Vücudu bana gösterilmedi. Ama otopsi raporunda 5 kurşunla bilerek ve kasten öldürüldüğü yazıyor” dedi. Doğan’ın ifadesi sırasında izleyicilerden bazıları da gözyaşlarına boğuldu. Müşteki Ramazan Yaldız’ın avukatı SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak da davaya katılmak istediklerini belirtti. Saldırı sırasında Mavi Marmara gemisinde olduğunu ve gerçek mermiolarak yazılı bir açıklama yapan İsrail Dışişleri Sözcüsü Yigal Palmor, “şov veya siyasi bir kukla şovu” olarak nitelendirdiği ve adaletle hiçbir ilgisinin olmadığını iddia ettiği davada “sözde sanıklara, haklarında dava açılacağının, haklarındaki suçlamaların ne olduğunun hiçbir şekilde bildirilmediği”ni belirtti. lerin kullanıldığını belirten Latifi Ahmed Salah, “Yaralıları tedavi etmemize de engel oldular” dedi. Sanıklardan İsrail Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom’u savunması için mahkemenin talebi üzerine İstanbul Barosu’ndan atanan avukat Alev Pekün duruşmada hazır bulundu. İsrailli diğer 3 sanık için atanan avukatlar ise gelmedi. Baro avukatı temsil etti CHP’Lİ BELEDİYEYE OPERASYON Ayvalık Belediye Başkanı ve 2 çalışan gözaltına alındı OYA UĞRAL Sabaha karşı evinden aldılar Türközen’in sabah erken saatlerde evinden alınmasını eleştiren Ayvalık’a bağlı Küçükköy Belediye Başkanı Mesut Ergin, “İnsanların çoluk çocuğu var. Kimsenin bu şekilde onur ve şerefi ayaklar altına alınamaz. Hiç AKP’li bir belediyeye böyle bir operasyon yapılıyor mu” diye sordu. Altınova Belde Belediye Başkanı Asım Sürer de CHP’li belediyelere yönelik bu operasyonların siyasi olarak ters tepeceğini vurgulayarak “Bunlara inat Ayvalık’ta CHP daha da güçlenecektir. Suçsuz insanlara suç atmak dinin neresinde?” diye konuştu. Kocaoğlu’ndan Kocadon’a ziyaret AYVALIK CHP’li Ayvalık Belediyesi dün sabah saatlerinde baskın şoku yaşandı. İhale yolsuzluğu savıyla Balıkesir Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Birimi’ne bağlı ekiplerin yaptığı operasyonda, Belediye Başkanı Hasan Bülent Türközen’le birlikte fen işleri ve satın almadan sorumlu iki personel gözaltına alındı. Ayvalık Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 3 ihale dosyası üzerinde durduğu iddia edildi. Ayvalık Belediyesi’nin avukatı Enis Dinçeroğlu “Türkiye’de muhalif belediyelere yapılan baskınlarda, ihalelere fesat karıştırma artık matbu bir gerekçe oldu. El konulan evraka eklentilerin önüne geçmek için birer örneğini istiyoruz, vermiyorlar. Bu hukuk dışı bir uygulamadır. Belediyenin 18 bilgisayarı ve 20 dosyasına el konuldu. Bunların incelenmesi en az altı ay sürer. Belediyeyi uzun bir tatile çıkarmış oldular” dedi. Türközen’in avukatı Hasan Ünal da mazlum belediye başkanlarının avukatlığını üstlendiğini belirterek “Başkanın suçsuz olduğuna inanıyorum. Ortada organize suç yok. Gözaltı gerekçesi zimmet ve ihaleye fesat karıştırma. Tamamıyla ihalelerden menfaat sağlayamayan 35 kişinin şikâyeti üzerine yapılan bir operasyon” dedi. Baskını haber alan Altınova ve Küçükköy belediye başkanları, partililer ve çok sayıda yurttaş belediye binasına akın etti. Kalabalık daha sonra Ayvalık İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün önünde toplanıp “Türközen, Ayvalık seninle gurur duyuyor” sloganları attı. BODRUM (Cumhuriyet) CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, görevine iade edilen DP’li Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon’a “geçmiş olsun” ziyareti gerçekleştirdi. Ziyarette, belediyeye yönelik operasyonları değerlendiren Kocaoğlu, “Maalesef böyle bir süreçten geçiyor ülke. Soğukkanlı olacağız. Dik durmaya da devam edeceğiz” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle