19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 KASIM 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR MURATHAN ÖZBEK’İN ‘İN’ SERGİSİ GAMA SANAT GALERİSİ’NDE 15 Arkitera’dan kentsel tasarım projelerine alternatif model: Müziğin şanslı kenti Denizli’de yaşayan bir diş hekimi okurumdan aldığım mektup özetle şöyle diyor: “Sizin yazılarınızı yıllardır okuyorum. Yazılarınızla hükümetin kültür politikalarını değiştiremezsiniz, ama özel kurumları belki harekete geçirebilirsiniz, örneğin İş Bankası, Borusan gibi. Bunların taşrada bir şeyler yapması için bir hareket başlatamaz mısınız? Ya da taşradaki büyük şirketlerin bir trio, kuvartet, oda orkestrası kurmaları için teşvik edici girişimler olamaz mı?” Sevgili okurumun dediği bu tür örgütlenmeler hiç de kolay değil. Üstelik bir şeyleri başlatmakla, düzenli olarak sürdürebilmek arasında büyük fark var. Aslında bu konuda elimizdeki olanakları çok daha iyi kullanabiliriz. Devletin de, özel sektörün de yapabileceği şeyler var. Örneğin bütün senfoni orkestralarımıza iyi bir programlamayla AnadoluTrakya turneleri düzenlenebilir. Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Müdürlüğü bu uygulamayı programlayabilir. Ülkemizdeki onca festivale gelen sanatçılar eşzamanlı olarak, diğer taşra merkezlerinde de konser verebilirler. İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin, Aspendos, Side festivalleri ve “Antalya Piyano Festivali” gibi. Bu festivaller kendi sponsorlarıyla anlaşıp birkaç sanatçıyı ülkenin daha uzak kentlerinde ikinci bir dinletiye razı edebi 16 Kasım’da Fazıl Say’ın ‘Mezopotamya Senfonisi’ ile açılacak ‘Antalya Piyano Festivali’ dünyanın önemli isimlerini ağırlıyor İhale yerine yarışma Kültür Servisi Arkitera Mimarlık Merkezi, kenti doğrudan etkileyen tasarım projelerinin ihale yerine yarışma yöntemiyle kararlaştırılması için bir çağrıda bulunuyor ve “Yarışmayla Yap Projesi”ni sunuyor. Arkitera, “Taksim Meydanı, Haydarpaşa, metrobüs durakları ve metro istasyonları gibi kamusal mekânların tasarımları ihale yerine, yarışma yöntemiyle elde edilseydi, bugün içinde bulunduğumuz kaos ortamı ve sancılı süreç yaşanmayabilir miydi” sorusundan yola çıkarak daha iyi projeler ve daha nitelikli bir fiziksel çevre için yerel idarelere, tüm kamu ya da özel sektör kurumlarına projelerinizi yarışmayla yapın çağrısında bulunuyor. Proje, mimari ve kentsel anlamda önem taşıyan tüm yapıların, kentsel tasarımların, anıt, kule, heykel gibi kimlik öğelerinin projelerinin yarışma yoluyla elde edilmesini amaçlayan bir girişim. Proje kapsamında 26 Kasım 6 Aralık 2012 tarihlerinde Adana, Ankara, Antalya, Diyarbakır, Erzurum, İstanbul, İzmir, Samsun’da bölgesel buluşmalar düzenlenerek tematik toplantılar yapılacak ve yarışmaların sorunlarına çözümler aranacak. Ayrıca, her yıl aralık ayında yıllık yarışma raporu hazırlanarak Türkiye genelinde açılan yarışmaların takibi yapılacak ve ilki 30 Nisan 2013 tarihinde olmak üzere, her yıl farklı bir üniversitede yarışma sempozyumu gerçekleştirilecek. Bunlara ek olarak Türkiye’de yarışmayla yapılmış ilk kamu yapısı olan Ankara Sergievi yarışmasının sonucunun açıklandığı tarih olan 10 Nisan “yarışma günü” olarak ilan edilecek. Kentleri şekillendiren tasarım projelerinin, tepeden inme ve anlık kararlar ile yapılmasının doğru bir yol olmadığını duyuran Arkitera, katılımın, şeffaflığın, mimarlık ve çevre bilincinin oluşmasında etkin bir yöntem olabileceğini savunuyor. Gidon Kremer Bir yeraltı yolculuğu Kültür Servisi Fotoğraf ve video sanatçısı Murathan Özbek’in insan ruhunun yeraltına baktığı “İn” başlıklı sergisi 2 Ocak’a kadar Gama Sanat Galerisi’nde. Gün yüzüne çıkamayan, çıkarılmayan anlar, yaşanmayan ama varlığını sürdüren anlar... Özbek sergisinde, bu görünmez olan ama varlığı inkâr edilemez anlara fotoğraf kareleriyle ulaşıyor. İzleyiciye, fotoğrafı çekmeden ve anı oluşturmadan çok önce düşünmüş olduğu kendi yeraltı metaforunu fotoğraf kareleriyle anlatıyor. Yeraltında hayat bulan ve yerüstüne çıktığı anda kimliğini kaybeden bu anlar, bir anlamda hiçbir zaman izleyiciyle buluşamıyor. Kendi yeraltımızı ziyarete teşvik eden fotoğraflar, zamanı, ölümü, aşkı, deliliği, saflığı anımsatırken izleyiciyi de kendi içine bakmaya yöneltiyor. ATAOL BEHRAMOĞLU DİNLETİSİ AKBANK SANAT’TA lirler. Yılın belli tarihlerinde o kentlere taşınacak müzik olayı önceden duyurulmalı, o yöredeki bir kurumla da işbirliği yapılmalıdır. Ama bugüne kadar yapıldığı gibi biriki kez değil, belirli zaman dilimlerinde, periyodik olarak o yörenin halkı bu etkinlikleri beklemeli. Şanslı bir kentten, Antalya’dan söz etmek istiyorum: “Aspendos Opera ve Bale Festivali” artık dünya çapında. Antalya Senfoni Orkestrası ve Devlet Operası ise yıllar içinde belli bir müzik disiplini getirdi. Son 13 yıldır Fazıl Say’ın düzenlediği piyano festivali kente kış başında can katıyor. Fazıl’ın bilgisi ve sanat çevreleriyle bağlantıları sonucu, nice ünlü sanatçı artık Antalya Piyano Festivali’ni bir köşebaşı olarak kabul etti. Festival bu yıl Fazıl’ın “Mezopotamya Senfonisi” ile açılacak. Dünyanın büyük isimlerinin yanı sıra, yine nice genç yeteneği bu festivalle keşfede ? Şanslı bir kentten, Antalya’dan söz etmek istiyorum: “Aspendos Opera ve Bale Festivali” artık dünya çapında. Antalya Senfoni Orkestrası ve Devlet Operası ise yıllar içinde belli bir müzik disiplini getirdi. Son 13 yıldır Fazıl Say’ın düzenlediği piyano festivali de kente kış başında can katıyor... ceğiz. Bu yıl Buika’nın şarkıları gibi geniş kitleyi çeken programlar bir yanda, A. Steir’in “BeethovenDiabelli Çeşitlemeleri” gibi son derece entelektüel programlar diğer yanda. MidoriÖzgür Aydın konseri, Labeque kardeşler, Gidon Kremer Üçlüsü, Chick Korea Üçlüsü, Gülsin Onay ve Tzimon Barto resitalleri ve kapanışta geleneksel SpivakovMoskova Virtüözleri yer alıyor. Keşke Antalya sokaklarında dövüşen delikanlılar da bu konserleri dinleseler, biraz olsun yatışmazlar mı? Pulitzer ödüllü besteci Carter öldü ? NEW YORK (AA) İki Pulitzer ödüllü klasik müzik bestecisi Elliott Carter yaşamını yitirdi. 103 yaşında hayatını kaybeden sanatçının, bestelerinin yanı sıra 20. yüzyıl müziğine ilişkin kapsamlı makaleleri bulunuyordu. İlk kez 1951 yılında bestelediği “İlk Yaylı Kuartet” ile dikkatleri üstüne çeken Carter’ın önemli çalışmaları arasında “Minotaur”, “Pochontas” ve “İlk Senfoni” adlı eserleri bulunuyor. ‘Aşk İki Kişiliktir’ Kültür Servisi Şair, yazar Ataol Behramoğlu 14 Kasım’da “Aşk İki Kişiliktir” isimli şiir dinletisiyle Akbank Sanat Sahnesi’nde olacak. Saat 20.00’de başlayacak dinletide müzisyen Haluk Çetin, Ataol Behramoğlu’nun şiirleri için yaptığı besteler ile şaire eşlik edecek. 2008 yılında kendisine Rusya Federasyonu’nca “Uluslararası Puşkin Nişanı” verilen Ataol Behramoğlu, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Slav Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı Başkanlığı ve Beykent Üniversitesi’nden öğretim üyeliğinin ardından, İstanbul Aydın Üniversitesi’nde profesör olarak öğretim üyeliğini sürdürüyor. İran’ın yalnız insanları “Gergedan Mevsimi” Selanik Film Festivali’nin konuğu olan Bahman Ghobadi festivaldeki toplu gösterimini Angelopoulos’a adadı ASLI SELÇUK dimi bir tutuklu gibi duyumsadım” dedi. SELANİK Kürt kökenli İran dışında film çekerken İranlı sinemacı Bahman kendisini kötü hissettiğini açıkGhobadi, sinemalarımızda layan Ghobadi, “Bu durumun yeni gösterime giren “Gerdeğişeceğine inanıyorum. gedan Mevsimi”yle 53. Seİran’ın yüzde 70’i genç nülanik Film Festivali’nin kofus, onlar da toplumda kennuğuydu. Ghobadi festival kapsamında “Gergedan Bahman Ghobadi dilerine yer arıyorlar. Hükümettekiler İranlı değiller, Mevsimi”nin oyuncularınİranlı olsalardı benim ve bedan Behrouz Vossoughi’ye nim gibi sanatçıların sürgün olmasına izin verdeğer görülen “Onur Ödülü”nü de aldı. “Gergedan Mevsimi”nde baş kahrama mezlerdi. Bu insanlar ülkeme saldırıp işgal ettiler” sözleriyle İran’daki yönetimi eleştirdi. nı şair Sahel’in şiirlerinin ritmini izlediği“No One Knows About Persian Cats / İran ni, yalnızlığının, tutukluluğunun her biçeKedileri Hakkında Kimse Bir Şey mini irdelediğini söyleyen Ghobadi, festiBilmiyor”u çektikten sonra ülkesini terk etmek valdeki toplu gösterimini de Yunan usta Theo Angelopoulos’a adadı: “Theo bildi zorunda kaldığını belirten Ghobadi köyünde Vossoughi’nin filmlerini izleyerek büyüdüğünü ğim kadarıyla Kürtçe konuşan oyuncularla çalışan ilk sinemacı. İlk kez anadi belirtti. Şimdi kendisini dört yaşında bir çocuk gibi duyumsadığını, eski korkularından arındılimi onun filmlerinde işittim. Theo’nun bana verdiği umut ve enerjiyle sinemacı ğını söyleyen Ghobadi yeni duygular, düşünceler ve projelerle dolu... İran sinemasının efsane olmaya karar verdim.” oyuncularından, uzun yıllardır ABD’de yaşayan 2009’dan beri sürgünde olduğunu söyleVossoughi ise Selanikli izleyicilere duygularını yen Ghobadi, Paris ve Berlin’in ardından şimdi de İstanbul’da yaşadığını vurgulayarak gönderdiği konuşmayla iletti: “30 yıl sonra ‘Gergedan Mevsimi’nde oynamanın benim “Bu sürgüne beni İran hükümeti zorladı, için ne demek olduğunu sözcüklerle ifade etyoksa ben ülkemden asla ayrılmazdım. mek çok güç. Kendimi 27 yıl tutuklu kalan Kökenlerini yitirmek, başka yerlere yeryazar Sahel gibi duyumsadım, yabanıllığın leşmek, insanı derinden, yavaş yavaş zehirleyen bir duygu. Sahel gibi ben de ken içinde kaybolmuş yalnız bir adam gibiydim”.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle