19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 KASIM 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Sayıştay’ın 2005 ve 2010 raporlarında TOKİ yönetimine sert eleştiriler yöneltilmişti 9 Raporlar Bakan’ı yalanlıyor FIRAT KOZOK Yargılanan Ne? 12 Eylül darbesi yargılanıyor. Dönemin yaşayan iki büyük ismi Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya hastaneden mahkemeye video konferansla katılıp sorulara cevap veriyor. Kenan Evren, daha önce de defalarca söylediği gibi, “Bugün olsa yine yapardım” diyor. Şimdi onların hasta yatağından mahkemeye katılmasına bile kızanlar var. Bu dava aslında belki 12 Eylül olayını biraz daha anlamamıza yardımcı olsaydı iyi olurdu. Ama görünen o ki öyle bir şey olmayacak. ??? Yeni kuşaklar, yıllardan beri anlatılanların ışığında 12 Eylül öncesini ve sonrasını bence pek iyi anlamıyorlar. 12 Eylül öncesini lisede ve sonrasını üniversitede yaşamış biri olarak dönemi gayet iyi hatırlıyorum. Meclis tıkanmış. İktidar ve muhalefet bir araya gelmiyor, sürekli atışıyor, her alanda birbirleriyle kavga ediyor. Gaz, şeker, benzin, sigara, ampul, tüp gibi pek çok ihtiyaç maddesi bulunmuyor. Ekonomi yerlerde sürünüyor. Mafya almış başını gitmiş. Önüne gelende silah var. Ortalık sayısız illegal örgütten geçilmiyor. Solcu örgütler bile kendi aralarında savaşıyor. Her gün en az üç dört kişi ölüyor. Boykotlar, grevler her yeri kitlemiş durumda. İnsanlar çocuklarını okula, eşler kocalarını işe göndermek istemiyor. Geri gelip gelmeyeceğini bilmiyor. ??? Ülkenin birçok yerinde kurtarılmış bölgeler var. Polis, asker buralara giremiyor. Bazı yerlerde halk mahkemeleri kuruluyor. Sıkıyönetim olmasına rağmen kimi yerlerde bir kentten komşu kente geçilemiyor. Biri sağcı, biri solcu kent diye bilindiği için kimse cesaret edip oraya gidemiyor. Öğretmenler sağcı solcu diye ikiye bölünmüş, polisler PolDer, PolBir diye ikiye bölünmüş. Sağcıysanız PolDer’li polisin eline düştüyseniz yandınız. PolBir’li polise düşerseniz suçlu da olsanız sizi kurtarıyor. Faili meçhullerin sayısı yok. Ne polise, ne askere, ne yargıya kimse güvenemiyor. Liselerde bile kavga son aşamaya gelmiş. Ankara’dan Ağrı’ya kadar liselerde sağ sol çatışması var. Okula silah hatta dinamit getiriliyor. Bir mahalleden ötekine, bir semtten diğerine giderken bıyığınıza, parkanıza, berenize dikkat edeceksiniz. Her an birileri sizi çevirip sorguya çekebiliyor. ??? Suikastlar, sabotajlar ve giderek kitlesel çatışmalar başlamış. Kahveler taranıp masum insanlar öldürülüyor. Her yerde her an bir bomba patlıyor. Bir yürüyüşün, bir gösterinin içinde kalıp çatışma çıkınca yaralanmanız, bir kör kurşuna kurban gitmeniz an meselesi... KürtTürk çatışması, AleviSünni çatışması körükleniyor. İrtica gösterileri yapılıyor. Ülkenin her tarafı yangın yeri gibi. Bütün gazeteler, “Bu gidişe kim dur diyecek?” diye manşetler atıyor. ??? Böyle bir ortamda bir ülkede ne olmasını beklersiniz? Ya kardeş kavgası son haddine gelip ülke tam bir kaosa ve bölünmeye gidecek, iç savaş çıkacak, çünkü sonunda ordu da bölünüp bu işe karışacak, ya seçime gidilip yeni bir dönem açılacak. Hükümet seçime gitmiyor. Meclis yeni cumhurbaşkanını bile seçemiyor. Lise çağında bile hepimiz askerin artık darbe yapacağına neredeyse kesin gözüyle bakıyoruz. Öyle de oluyor. Şimdi yargılamaları destekleyenlerden çoğu bile o sırada “Neyse ki oldu, kurtulduk” diyor, bu yolda yazılar yazıyor. İşkenceler 12 Eylül döneminde başlamadı, daha önceki yıllarda MC hükümetleri döneminde de vardı. 12 Eylül sonrasında pek çok insan zarar gördü, haksızlığa uğradı. Bütün bunların hesabı sorulmalıydı ve geç bile kalındı. Ama eskiden beri söylediğim bir şey var. Bir ülkeyi o hale getirenlerin hiç mi suçu yoktu? Onlar bunun hesabını verdiler mi? ANKARA Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, KC Group’un TOKİ’yi 60 milyon lira zarara uğrattığını açıklarken, “Benim hakkımda bırakınız davayı, soruşturma varsa da ben isti Bayraktar faya hazırım. TOKİ hakkında açılmış davalar vardır, ama şahıslar hakkında açılan dava yoktur” demişti. Oysa Sayıştay’ın 2005 ve 2010 yılları raporlarında TOKİ yönetimine ağır eleştiriler yöneltilmiş, soruşturmalar açılmıştı. Sayıştay’ın 2010 raporunun hasılat paylaşımı modeliyle ilgili eleştirilerin yer aldığı bölümünde bugün tartışılan TOKİ ile KC Group arasında Ankara Etimesgut Eryaman’daki 8. ve 9. etap konutları gelir paylaşma sözleşmesinde yaşanan sıkıntlar ele alınmıştı. Sayıştay denetçilerinin TOKİ’nin daha önce de zarara 2004’te yüzde 28 gelir payı şartıyla uğratıldığı yine Başbakanlık başlanan projede ciddi eksikliklerin Yüksek Denetleme Kurulu’nun Bayraktar’ın Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından 2005 raporunda yer almıştı. Raolduğuna işaret ettikleri raporda, şu “korunarak disiplin cezası dışında tutulduğunu” anlatan ifadeler yer almıştı: “KC Group ile CHP’li Aykut Erdoğdu, “Gerek Bayraktar gerek çalış por, dönemin Başbakanlık Müsidare arasında ‘Arsa Satışı Karşılı ma arkadaşları ve gerekse Toplu Konut İdaresi hakkında teşarı Ömer Dinçer tarafından ğı Gelir Paylaşımı Yöntemi’yle iha yolsuzluk iddiaları ile ilgili olarak dava ve soruşturma TBMM’ye gönderilmişti. TOle edilen üç ayrı işte, taşınmazlaaçıldığı belgelerle sabittir. Sayın Bakan’ı sözlerinin ar Kİ’ye ait olan ve Bayraktar’ın rın satışının peşin satış olmadığı kasında durmaya ve davaların varlığı karşısında onur da yönetim kurulu başkanı olduhalde bu satışların banka kredili ğu Emlak Gayrimenkul Yatırım lu bir davranışla istifaya davet ediyorum” dedi. peşin satış olduğu ifade edilmek Ortaklığı’nın zarara uğratılması suretiyle hatalı bilgilerle vekâletnedeniyle istenen soruşturmada devlet arBaşbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlıname düzenleyerek, bu vekâletnameleğı’nın 21.03 2011 tarihli ön inceleme ra salarının değerinin düşürülerek ve müteahrin yüklenici firmaya teslim edilmesi ve hitlerin inşaat maliyeti yükseltilerek TOporunda belirtilen görüşler çerçevesindolayısıyla idare alacağı tahsil edilmeKİ’nin 773 milyon TL zarar ettirildiği bede, Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na den ya da ipotek, teminat alınmadan ta yazılan 04.04.2011 tarihli yazıyla, TOKİ lirtilmişti. Kurulun talebi üzerine soruşturpu devri yapılması sonucu idare alacama başlatan Başbakanlık Teftiş Kurulu koeski başkan yardımcısı, daire eski başğını tahsil edememe riskiyle karşı karşı kanı, iki daire başkanları ve şube münuyu incelemiş ancak, Yüksek Denetleme ya kalmıştır. Taşınmazların tapu devriKurulu “yalnızca alt düzeydeki” sorumludürü hakkında soruşturma izni verilnin yükleniciye verilmesi hususunda lar hakkında disiplin cezası öngörüldüğü miş olup, sorumlular hakkında savcılık İdare uygulamalarına aykırı ve usulsüz gerekçesiyle Teftiş Kurulu raporuna katılsoruşturmasının devam ettiği tespit olarak yapılan işlemlerle ilgili olarak madığını Başbakanlık’a iletmişti. edilmiştir.” ‘BAYRAKTAR İSTİFA ETMELİ’ Erdoğan’dan Bekir Coşkun’a dava CHP’li Akkiraz kapsamlı Alevilik araştırması hazırladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, gazetemiz yazarı Bekir Coşkun’a 20 Eylül tarihli “Büyük Devlet Şeyi...” yazısında kişilik haklarına saldırdığı gerekçesiye 10 bin lira tazminat istemli dava açtı. Coşkun’un köşe yazısında Erdoğan’ın adının geçmemesine karşın dilekçede, “adam da olamamak” nitelemesiyle “İsim vermeden de olsa açıkça müvekkil Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı kast ederek ağır hakarette bulunmuştur” denildi. Erdoğan’ın avukatlarının mahkemeye sunduğu dava dilekçesinde, Coşkun’un köşe yazısına yer verilerek, “...Yazının başlığının sonunda (...) koymak suretiyle çeşitli anlamları çağrıştıracak bir amaç taşıdığı açık olduğu gibi, müvekkilimi kastederek, ‘Adamı’ diyeceğim ya dilim varmıyor’ demek suretiyle müvekkilimin ‘adam’ da olmadığını (...) işaretleri ile amaçladığı varlıklar olabileceği anlamını çağrıştıracak bir amaca yönelik olarak yazıya kaleme aldığı açıktır” denildi. Coşkun’un yazısında Erdoğan’ın “değil büyük devlet adamı, adamlığa uymayacak nitelikler taşıdığını” ima ettiği savunularak, “Tüm bu iddia ve açıklamaların müvekkilimi aşağılamaya yönelik olduğu onun sosyal, duygusal ve dini değerlerine saldırı oluşturduğu açıktır. Davacının siyasi bir kişi olması elbetteki onun eleştirilmesini ve bu eleştirinin çok sert de olsa hukuka uygunluğunu haklı kılabilir. Ancak kişiye hakaret etmeyi, onu ‘adam da olamamakla’ nitelemeyi, suç örgütlerini kucaklamakla, mezhep savaşlarını kışkırtmakla, kanlı iç savaşları körükleyip onlara para, silah ve militan sağlamakla itham etmeyi haklı kılmaz. ” ‘O adam benim’ davası 2 Aleviden 1’i asimile oldu FIRAT KOZOK Yazıda Erdoğan’ın adı geçmiyor Coşkun’un yazısında Erdoğan’ın isminin hiç geçmemesine karşın dilekçede, “İsim vermeden de olsa açıkça müvekkilimi kast ederek ağır hakarette bulunmuştur” denildi. Dilekçede, şu değerlendirme yapıldı: “Davalı konumu itibarıyla, müvekkilime yönelik sıfatlandırma ve nitelendirme yapmadan dahi, kaleme aldığı konu hakkında daha etkin bir yazı yazabilir ve böylece basına hizmet etme amacını gerçekleştirebilirdi. Ne var ki, davalının amacı bu değildir. Amacı en ağır biçimde müvekkilime hakaret edip, aşağılamaktır. Yoksa düşüncelerini açıklamak, eleştirmek değildir. ” ANKARA CHP İstanbul Milletvekili Sabahat Akkiraz, çok sayıda araştırmacı ve uzmanla birlikte uzun süredir üzerinde çalıştığı Alevilik raporunu tamamladı. Çok sayıda yerleşim yerinde toplam 1952 kişiyle yapılan anket çalışmalarıyla da desteklenen ve önümüzdeki günlerde açıklanması planlanan raporda, Alevilere ilişkin demografik bilgilerin yanı sıra Alevilerin en önemli sorunları da sıralandı. Buna göre Alevi gençlerin en önemli sorunlarından bir tanesi KPSS. Gençler, “Sözlü mülakatlarda bizi katlediyorlar” diye yakınıyor. Alevilerin geneli için çözüm bekleyen en önemli konu cemevleri. Yurttaşların AKP’ye yönelik eleştirileri Sivas davasında izlenen politika ve hüsranla sonuçlanan Alevi çalıştayları konusunda odaklanıyor. Rapora göre, son 80 yılda her 2 Aleviden 1’i asimile oldu. Bugün için Türkiye nüfusunun yüzde 15’i Alevilerden oluşuyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na sunulduktan sonra kamuoyuna açıklanacak rapor için aylar süren bir çalışma yapıldı. Çalışmaya araştırmacılar, öğretim üyeleri ve gazeteciler de katkı sundu. Raporda öncelikle Alevi yurttaşların yaşadığı yerleşim yerlerin de demografik çalışmalar yapıldı. Bunun için 40 kişilik ekip şehir taraması ve anket çalışması gerçekleştirdi. Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü’nün 1914’te açıkladığı “Müslüman nüfusun yüzde 30’u Alevi Bektaşidir” bilgisinden hareket eden araştırmacılar, yaptıkları çalışma sonucunda aradan geçen sürede her 2 Aleviden 1’inin asimile olduğunu saptadı. Bugün itibarıyla Türkiye nüfusunun yüzde 15’i Alevilerden oluşuyor. Asimilasyonun en önemli nedeni ise Alevilerin bu kimliklerini sosyal yaşamda ilerlemelerinin önünde bir “engel” olarak görmeleri. Raporda bu görüşü destekleyen çarpıcı bir örnek de yer alıyor; Alevi gençlerin en önemli şikâyet konularından biri Kamu Personeli Seçme Sınavı. Gençler, “Sözlü mülakatlarda bizi katlediyorlar” diyor. Aleviler potansiyel suçlu ve “dikkat edilmesi gereken” bir grup olarak görülüyor. Bu yüzden fişlenme korkusu en önemli sorunlardan biri. Bu nedenle anket çalışmalarında kimlik bilgileriyle anketler ayrı ayrı doldurtuldu ve kimlik bilgilerinin imha edileceği taahhüdü verildi. Çalışmada Alevilerin beklentileri ve siyasi eğilimlerine de mercek tutuldu. Bu çerçevede bugün için en önemli talep cemevlerine yasal statü tanınması. AKP’YE TEPKİLİLER Rapora göre Alevilerin AKP’ye tepkileri iki konuda yoğunlaşıyor. Bunlardan biri zaman aşımından düşen Sivas davasında izlenen politika. Yurttaşlar bu konuda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın karar sonrasında yaptığı “Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun” sözünden rahatsız. Alevilerin çok büyük bir bölümü CHP’ye oy veriyor. Ancak, bu CHP’yi soldaki tek merkez parti olarak görmelerinden ve içerisinde siyaset yapma olanağı bulmalarından kaynaklanıyor. CHP’nin ardından gelen parti ise MHP. Alevilerin MHP tercihli BDP tercihinden önce geliyor. ‘HES’LER DELTALARIMIZI KURUTTU’ Bu kez AKP’liler yakındı AYŞE SAYIN Fezleke yolda POLİS BARİKATINI AŞAN ‘ŞÜPHELİ’ KILIÇDAROĞLU VE 25 VEKİLİN DOSYASI PARLAMENTER BÜRO’YA GÖNDERİLDİ ALİCAN ULUDAĞ Bir okul daha kundaklandı ? VAN (AA) Van’da, terör örgütü sempatizanları tarafından kundaklanan TOBB İlköğretim Okulu’nda maddi hasar oluştu. Önceki gece Yalım Erez Mahallesi’ndeki okulun birinci katındaki demir kapı ve camları kırarak içeri giren terör örgütü sempatizanları, bazı derslikleri ateşe verdi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık yarım saat süren soğutma çalışmasının ardından, maddi hasar oluşan okulda, polisin dersliklerde bulduğu şüpheli bir kutu, bomba imha uzmanları tarafından araştırıldı. ANKARA AKP’li TBMM Çevre Komisyonu üyelerinin, başta Karadeniz Bölgesi olmak üzere derelerin “kurutulması” ve doğal yaşamın bozulmasına neden olan özel sektör elindeki “hidroelektrik santrallarını (HES)” Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’a şikâyet ettikleri ortaya çıktı. Yıldız’ın TBMM Çevre Komisyonu üyelerine geçen çarşamba verdiği kahvaltıda, AKP’li bazı üyeler, HES’lerin denetimsizliğinden yakınarak, “Deltalarımız kuruyor” şikâyetinde bulundu. Samsun milletvekili Tülay Bakır, enerji yatırımlarını önemsediklerine, ancak gelinen noktada denetimsizlik nedeniyle ciddi çevre sorunlarına yol açtığına işaret etti. Bakır, önemli bir tarım merkezi ve kuş cenneti olan Samsun’da su kaynaklarının HES’ler tarafından kullanılması nedeniyle, “deltaların kuruma noktasına geldiğini” söyledi. Eski Orman Genel Müdürü de olan AKP Karabük Milletvekili Osman Kahveci de kendi bölgesinde de HES’lerin sıkıntılara yol açtığını belirterek, “Hatta genel müdürlüğüm döneminde bu lisanları ilk verenlerden biriyim, ama şimdi bu denetimsizlik ve yaşanan sıkıntılar nedeniyle doğru mu yaptık diye de düşünüyorum” görüşünü dile getirdi. “Orman Bakanımıza da söylüyorum bazıları kapatılsın diye” ifadesiyle karşı yakınmada bulunan Yıldız, denetimsizliğin önüne geçmek için “Ön lisans sistemi” getireceklerini açıkladı. ANKARA Ankara Basın Suçları Soruşturma Bürosu, Ulus’ta 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları sırasında polisin müdahalesi üzerine yaşanan olaylara ilişkin başlattığı soruşturmada, CHP’lilerin dosyasını dokunulmazlıkları olduğu gerekçesiyle ayırarak, Parlamenter Büro’ya gönderdi. Parlamenter Büro, Birinci Meclis önünde kurulan polis barikatını aşarak Cumhuriyet yürüyüşünün başlamasını sağlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun arasında bulunduğu 26 CHP milletvekili hakkında eğer bir suç unsuruna rastlarsa fezleke düzenleyerek dokunulmazlıklarının kaldırılması için Adalet Bakanlığı’na gönderecek. Fezlekede, kutlamalara katılan CHP’li milletvekilleriyle ilgili herhangi bir suç nitelemesi yapılmadı. Suç tespiti savcılığa bırakıldı. Fezlekede, CHP’lilerin de adı şüpheli olarak yer aldı. Fezlekede Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra Emine Ülker Tarhan, Muharrem İnce, Adnan Keskin, Levent Gök, Sinan Aygün, İsa Gök, Mahmut Tanal ve Kamer Genç’in de adının geçtiği bulunduğu öğrenildi. ‘5 katı fazlasını dikeceğiz’ ? İstanbul Haber Servisi Cumhuriyet Arıtma Tesisi’nin açılışında konuşan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Melen Projesi’nin, İstanbul’un sigortası olduğunu belirtti. Melen’in başka bir havzada olduğunu dile getiren Eroğlu, “İstanbullular merak etmesinler, 2071 yılına kadar suyumuz var” dedi. İstanbul’da yapılacak 3. Köprü projesi hakkında da konuşan Bakan Eroğlu, kesilecek ağaç miktarını asgariye düşürecek bir güzergâh hazırladıklarını, kesilen ağaçların en az 5 katı kadar ağaç dikeceklerini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle