19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 KASIM 2012 CUMARTESİ [email protected] 18 KÜLTÜR Agatha Christie’nin ‘Fare Kapanı’ adlı oyunu tam 60 yıldır sahnede 60 yılda 25 bin oyun ? İlk kez 1952’de sahnelenen ‘Fare Kapanı’, Winston Churchill’den David Cameron’a tam 12 İngiltere başbakanı gördü. Oyun, Kraliçe II. Elizabeth’in tahta çıkışıyla yaşıt. Kültür Servisi “Polisiye roman ve tiyatronun kraliçesi” Agatha Christie’nin “Fare Kapanı” (Mousetrap) adlı oyunu, ilk kez, II. Elizabeth’in taç giydiği yıl, 1952’de sahnelenmişti. Soğuk Savaş başladığında “Fare Kapanı”, Londra’daki Ambassadors Tiyatrosu’nda sahneleniyordu; Soğuk Savaş biteli yıllar oldu, “Fare Kapanı” hâlâ sahnede. Şu sıralar 60. yılını kutlayan oyun, bugüne kadar Winston Churchill’den David Cameron’a tam 12 İngiltere başbakanı gördü. Birmingham’dan gelmiş bir Agatha Christie hayranına, gelmeden önce cinayeti kimin işlediğini araştırıp araştırmadığını sormuş. Adam, kısa bir duraksamadan sonra, “Yoksa seyircilerden biri mi!” deyivermiş. Oyun, ilkin 1947’de “Üç Kör Fare” adıyla radyo tiyatrosu olarak yayımlanmış, daha sonra Shakespeare’in ünlü tragedyasında Hamlet’in bir sözünden esinlenilerek “Fare Kapanı” adını almıştı. Ambassadors Tiyatrosu’nda 21 yıl boyunca 8.862 kez sahnelenerek bir dünya rekoru kıran “Fare Kapanı” , 1974’ten bu yana St. Martin’s Tiyatrosu’nda, yıllardır da David Turner’ın yönetmenliğinde oynanıyor. Şu sıralar “Fare Kapanı”nın başlıca rollerini Hugh Bonneville, Patrick Stewart, Julie Walters ve Miranda Hart paylaşıyorlar. Agatha Christie’nin, ilk sahnelendiği günlerde “En fazla 8 ay oynanır” dediği oyun, bakalım daha kaç yıl sahnede kalacak? Doğru Bir Seçim Bu yıl TÜYAP Kitap Fuarı’nın onur konuğu Gülten Dayıoğlu. Bence sonuna kadar hak edilmiş bir “onurlandırma”. Dayıoğlu’yla Milliyet Yayınları’nı yönettiğim dönemde tanışmıştım. Yayınevi benden önce de yayımlıyordu kitaplarını. Benim dönemimde de yayınevinin vazgeçilmez yazarlarından biri oldu. Bugün orta yaşlarda kitap okuyan kim varsa, çocukluğunda mutlaka onun kitaplarını da okumuştur diye düşünüyorum. Benim çocukluğumda gözde yazar Kemalettin Tuğcu’ydu. Daha sonraki kuşaklar nice ünlü yazarların çocuk kitaplarını okuyarak yetişti. Ama sanıyorum o kuşakların gözdesi Dayıoğlu’ydu. ??? Yayınevi yöneticiliği yaptığım dönemde çocuklarla ilişkimiz sadece kitaplarla sınırlı kalmıyordu. Bir de haftalık çocuk dergisi yayımlıyorduk. Derginin neredeyse bütün yazarları ünlü edebiyatçılarımızdı. Her hafta ünlü bir yazardan çocuk öyküsü de basıyorduk. Yazarlarımızın bir bölümü, kahramanı çocuk olan her öyküyü çocuk öyküsü sanıyordu. Kimi yazarlarımızın getirdikleri öyküleri okuyordum. Kahramanı çocuk olan, ama basbayağı büyüklerin okuyabileceği öyküler… “Çocuk öyküsü” ile “çocuğun öyküsü”nü aynı sanan yazarlarla az tartışmadık. Kimi yazarlar, uzun betimlemelere, psikolojik çözümlemelere, ideolojik yorumlara ağırlık veriyor, bu da çocuk okurun öyküyü ya da romanı sıkıntıyla fırlatıp atmasına neden oluyordu. ??? En çok satan çocuk kitaplarına bakalım. Hepsinde yazarın ilk amacı “öykü anlatmak”tır. Bir çocuğun, bir kedinin, bir köpeğin serüvenleri… Okur “yazar ne güzel anlatıyor” ya da “acaba bundan ne öğreneceğim” diye değil, “şimdi ne olacak” diye çevirir sayfaları. Harry Potter dizisinin bu kadar okunmasının ilk nedeni budur bence. Yazar, öykü anlatmaktadır. Sıradan bir öykü değildir bu. Daha önce yazılmış öykülerden daha değişik bir ortama oturtulmuştur. Her bölüm ayrı bir serüvendir neredeyse. Olaylar birbirini izler. Okur, edebiyatı edebiyat kılan öğelerle ilgilenmez. Kendini Harry Potter’ın yerine koyup “şimdi başımdan neler geçecek” diye çevirir sayfaları. ??? Yanlış anlaşılmasın, “nitelikli edebiyat”ı fırlatıp atmıyorum. Çocuklar için yazanlar da temelde edebiyatçı olmalıdırlar elbette. Ama Franz Kafka ya da James Joyce olma heveslerini büyükler için yazacaklarında gidermelidirler. ??? Gülten Dayıoğlu bu işin sırrını kavramış bir yazar. Kim için yazacağını biliyor. Onun ilgisini nasıl ayakta tutacağını biliyor. Virginia Woolf olmadığını, ama okurunun ileride Virginia Woolf okuyabileceğini de biliyor. Tıkır tıkır öyküsünü anlatıyor. TÜYAP’ın seçimini doğru buluyorum. Gülten Dayıoğlu’nu kutluyor, “nice kitaplara” diyorum. ‘8 ay oynanır’ demişti Beklenmedik son Christie’nin bir cinayeti ve karmaşık çözümünü işleyen oyunu, 18 Kasım 2012’de 25 bininci kez sergilendi. Dünyanın en uzun süre sahnede kalan oyunu olarak bilinen “Fare Kapanı”, hâlâ popülerliğinden bir şey yi tirmiş değil ve kapalı gişe oynamayı sürdürüyor. Oyun, ilk kez, 25 Kasım 1952’de Ambassadors Tiyatrosu’nda sahnelenmiş ve Richard Attenborough ile karısı Sheila Sim 21 yıl boyunca başrolleri üstlenmişlerdi. “Fare Kapanı”nın ilk oynanışından bu yana, her oyunun so nunda oyunculardan biri seyircilerden “beklenmedik son”u kimseye açıklamamalarını istiyor: “Artık ‘Fare Kapanı’nı seyrettiğinize göre cinayetimize ortak oldunuz demektir. Sizden, cinayeti kimin işlediğini bir sır gibi saklamanızı rica ediyoruz...” Seyircilerin oyunun sonunu sır gibi saklayıp saklamadıkları bilinmiyor, ama The Guardian’dan Stephen Moss, “Fare Kapanı”nı 60. yılında bir kez daha izlemeye gittiğinde tanık olduğu ilginç bir olayı aktarıyor: Moss, tiyatronun kapısında, “Fare Kapanı”nı seyretmeye SÜREYYA OPERASI PİYANO YARIŞMASI Behzat Ç.’nin yapımcısı Adam Film’den Emrah Serbes açıklaması Yeni piyano virtüözleri için Kültür Servisi Bu yıl ilki düzenlenecek Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası Ulusal Piyano Yarışması’nın son başvuru tarihi 20 Mayıs. 1526 yaş arası piyanistlerin katılacağı, piyano virtüözlerinin yetişmesine katkıda bulunmayı hedefleyen yarışma, Kadıköy Belediyesi, Kuğu Müzik Aletleri Ltd. Fazioli Piyano işbirliğiyle düzenleniyor. Ön eleme, yarıfinal ve final olmak üzere üç aşamalı gerçekleşecek yarışmanın 123 Temmuz tarihlerindeki yarıfinali Süreyya Operası’nda Fazioli F 308 piyano ile yapılacak. Son üçe kalan yarışmacıların sıralama dereceleri 5 Temmuz’da orkestra eşliğinde halka açık olarak gerçekleştirilecek final turunda, yarışmacıların piyano konçertosu icralarına göre belirlenecek. Yarışmanın final jürisi ise şu isimlerden oluşuyor: Ayşegül Sarıca (Jüri Başkanı), Gürer Aykal, İdil Biret, Burçin Büke, Toros Can, Muhiddin Dürrüoğlu, Emre Elivar, İris Şentürker ve Judit Uluğ. Yarışma şartnamesi için: www.kbsopiyanoyarismasi.com ‘Konu tespitinde rolü yok’ Kültür Servisi “Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi” kitabının yazarı Emrah Serbes’in katıldığı bir televizyon programında dizinin yeni bölümü, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve çizer Salih Memecan ile ilgili yaptığı açıklamalar nedeniyle yapım şirketinden bir açıklama geldi. erbes, senaryo ekibinde değil’ Adam Film’den gelen açıklamada, dizinin Serbes’in kitabından televizyona uyarlandığı belirtilerek “Yazar Emrah Serbes, dizinin şu andaki senaryo ekibinde yer almamaktadır. Haliyle dizinin bazı konularının tespitinde rolü yoktur. Bu nedenle önceki gün bir televizyon kanalında yaptığı ve bugün bazı gazeteler tarafından da alıntı yapılan sözleri, maksadı aşan yanlış anlamalara neden olmuştur. Adam Film, Star televizyonu ile bugüne ‘S kadar içeriğe müdahale sorunu yaşamamıştır. RTÜK ve hukuksal mevzuatlarda yapılan düzenlemeler de iki tarafın mutabakatıyla ekrana taşınmaktadır” denildi Serbes, TV’deki konuşmasında, dizinin 80. bölümünde KCK tutuklamalarına yer vereceğini söyleyerek “Hodri meydan. İsterseniz bunu yayımlamayın” demişti. Başbakan Erdoğan’ı “Cumhuriyet tarihinin en insafsız başbakanı” olarak nitelendiren Serbes, Memecan’ın açlık grevleriyle ilgili çizdiği karikatürü ile ilgili de şunları söylemişti: “Sen hükümetin yalakası olarak mizahçı olamazsın, senin yaptığın mizaha ancak Tayyip Erdoğan güler.” 2012 YILI ABDULLAH BAŞTÜRK İŞÇİ EDEBİYATI ÖDÜLLERİ AÇIKLANDI Emek tarihinin kaynak kitapları Kültür Servisi Genelİş ve eski DİSK Genel Başkanı Abdullah Baştürk anısına, Baştürk ailesi ve DİSK/Genelİş Sendikası’yla birlikte bu yıl 10.’su düzenlenen “Abdullah Baştürk İşçi Edebiyatı Ödülleri”nin sonuçları belli oldu. Değerlendirmede oyçokluğu ile, Adil Kurt’un “Emeğin Çukurovası”, Dürsaliye Şahan’ın “Hikâye Hırsızı”, Hüseyin Akyüz’ün “Yağmurda Kuş Sesleri” adlı öykü kitapları ödüle değer görüldü. “Gelecekte emek tarihimize de kaynaklık edecek kitaplar” olarak tanımlanan ve tür kısıtlamasının olmadığı yarışmanın seçici kurulu, Remzi İnanç, Özgen Seçkin, Vecihi Timuroğlu, Tuncer Uçarol, Şiir Erkök Yılmaz’dan oluşuyor. Sonuçların ardından 24 Aralık’ta saat 18.30’da Ankara Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde, “Ödül Kazananlar Konuşuyor” başlıklı bir oturum düzenlenecek. Ödül töreni ise 25 Aralık’ta saat 16.00’da Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde gerçekleşecek. Aslı Erdoğan belgeseli Kültür Servisi Geçen haftalarda Yaşar Kemal, Nâzım Hikmet, Orhan Pamuk, Elif Şafak ve Murathan Mungan bölümleri yayımlanan “İnsan Manzaraları: Türkiye’den Altı Yazar Portresi” adlı belgesel dizisinin altıncı ve son bölümü olan “Aslı Erdoğan: Cennetin ve Ölümün Sınırında”, yarın saat 19.30’da TRTTürk kanalında yayımlanacak. Belgeselde yazarın yaşamöyküsü, arşivlerden derlenen belge ve fotoğraflarla birlikte İstanbul’un farklı semtlerinde ve mekânlarında yapılan çekimler aracılığıyla anlatılıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle