23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 KASIM 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR 19 Tepenin Ardı’na Pasifik ödülü ? Kültür Servisi Emin Alper’in ilk filmi “Tepenin Ardı” Asya Pasifik Film Ödülleri’nde “En İyi Film” ödülüne değer görüldü. “En İyi Senaryo” ödülünü Reis Çelik’in son filmi “Lal Gece” alırken “En İyi Yönetmen” ödülüne ise “Thy Womb” filmiyle Brillante Mendoza değer görüldü. Berlin Film Festivali’ndeki ödüllü dünya prömiyerinden sonra, 30’un üzerinde film festivalinde gösterilen “Tepenin Ardı” Asya Pasifik Film Ödülleri’nde 5 dalda aday olmuştu. Geçen yılki Asya Pasifik Film Ödülleri’nde Bir Zamanlar Anadolu’da ‘En İyi Yönetmen’, ‘En İyi Sinematografi’ ve Jüri Büyük Ödülü’nü kazanmıştı. Telgraf Teli Korosu Yalnız Marsilya’da yaşayan Zeynep Perinçek Signoret’nin “Keşke” başlıklı sergisi Galeri Apel’de ? Zeynep Perinçek Signoret, “Genel olarak sanatla ilişkim kavramsallıktan ve söylemden uzak, tensel ve duygusal bir ilişki. Bu yüzden de işlerim herhangi bir konunun ya da dünyaya vermek istediğim bir mesajın sözcüsü değil” diyor. Olmamışa hüzün, olabileceğe umut MELTEM YILMAZ Türkiye’de herhalde en sık kullanılan sözcüklerden biridir “keşke”. Hatta şu an, evinizde bir televizyon varsa, herhangi bir magazin programını açın, kendisine mikrofon uzatılan kişinin “Hayatta keşkelerim yok, olmasını da istemem!” dediğini duymanız an meselesidir. Ama siz eğer gerçekten “keşkeleri olmayan” biriyseniz, bir gün bu sözcüğü kullanmak acıtır, çünkü “keşke” demek gerçekten acıdır. Marsilya’da yaşayan Zeynep Perinçek Signoret, “keşke”den yola çıkarak ürettiği eserlerle izleyicinin karşısında. “Genel olarak sanatla ilişkim kavramsallıktan ve söylemden uzak, tensel ve duygusal bir ilişki. Bu yüzden de işlerim herhangi bir konunun ya da dünyaya ver mek istediğim bir mesajın sözcüsü değil. Daha çok, benle beraber ve bana rağmen örülen, organik bir dokuya benziyorlar” diyen sanatçı, bu sergisinde de doğadaki canlıların birlikte ve tek tek var olabilme durumunu yansıtan resimlere yer veriyor. Bunu yaparken de, “keşke”yi çift taraflı olarak kullanıyor: “Olmamışa hüzün, olabileceğe umut”. Galeri Apel’de açılan serginizin adı neden “Keşke”? Bu soruya galiba en güzel cevabı sergi için yazmış olduğum bu küçük metin veriyor: “Keşke bir dilek. Bütünün içinde birin, büyüğün yanında küçüğün varolabilmesine, farklıların bir araya gelebilmesine, eskiyle yeninin yan yana durabilmesine duyduğum özlemi dile getiren...” Bir dilek... Peki, bu metin ile eserler arasındaki ilişkiyi nasıl anlatırsınız? Keşke kelimesi iki karşıt duyguyu barındırıyor. Bir yandan “olmamış”a dair bir hüzün, diğer yandan “olabileceğe” yönelik bir umut. Galiba bu iki duygu da karşıt gibi görünmekle birlikte birbirlerinden besleniyor. Ben de bu sergiyi içinde hem hüznü hem de umudu barındıran bir dilek gibi düşündüm. Sergi kapsamındaki eserlerinizi hangi dönemde ürettiniz, ne gibi özellikleri öne çıkıyor? Genellikle farklı teknik ve malzemeleri karıştırarak çalışıyorum. İşlerin boyutları da küçücükle kocaman arasında gidip geliyor. Bu çeşitlilik sergide de görünsün istedim. Nuran Terzioğlu ile sergiyi kurarken işler arasında hiyerarşi gözetmeyen bir düzen aradık. Her işin kendi içinde bütünlüğünü koruduğu, birbiriyle olan ilişkileriyle anlamlandığı bir sergi ortaya çıkarmaya çalıştık. Sergide son üç yılın işleri yer alıyor. Benim için izleyicinin çalışma sürecini takip edebilmesi, benim geçmiş olduğum deneme, arayış evrelerini gözlemleyebilmesi önemliydi. Şu sıralar üzerinde çalıştığınız bir proje var mı? Dört yıldır 5. katta, çok büyük olmayan ve üç başka sanatçıyla paylaştığım bir atölyede çalışıyorum. Şimdi tek başıma, sokaktan bağımsız girişi olan ve alan olarak da daha geniş yeni bir atölyeye taşınma projem var. Bu benim için önemli bir adım. Ocak ayında Marsilya’da gerçekleşecek bir karma sergiye katılıyorum. Bu sergi için yapmayı düşündüğüm işler, başlamış olduğum bir işin devamı gibi. Björk ses tellerinden ameliyat oldu ? Kültür Servisi İzlandalı şarkıcı Björk, ses tellerinden ameliyat oldu. Doktorların yaklaşık dört yıl önce ses tellerinde fark ettiği polipi lazerli ameliyatla aldıran Björk, polipi önce dietler ve egzersizle kontrol altına almaya çalıştığını, ancak bu sene birkaç konserini iptal etmek zorunda kalmasının ardından ameliyat olmaya karar verdiğini söyledi. 47 yaşındaki İzlandalı şarkıcı, ameliyattan sonra 3 hafta boyunca sessiz kaldığını, tüm notaların seslerini yeniden çıkarmanın çok tatmin edici olduğunu kaydetti. Borusan’da kesintisiz müzik ? Kültür Servisi Borusan Müzik Evi, Berlin müzik hayatının önemli sanat ve performans mekânı Radialsystem V işbirliğiyle bugün düzenlenecek “New Sounds of Berlin” ile sıra dışı bir formatta, klasikten elektroniğe birbirinden farklı konserlere ev sahipliği yapacak. İzleyicilerin 20.0023.00 arası mekânın dört katında klasik ve elektronik arasında gezinebileceği Solistenensemble Kaleidoskop, Ellen Fellman ve Marcus Hagemann’ın alışılmadık bir repertuvarla dinleyicilerin karşısına çıkacağı gece, DJ setiyle son bulacak. Weiwei ve özgürlük için Gangnam Kültür Servisi Ünlü heykeltıraş Anish Kapoor, Çinli muhalif sanatçı Ai Weiwei’yi desteklemek için kalabalık bir ekiple “Özgürlük İçin Gangnam – Anish Kapoor ve Arkadaşları” isimli bir video hazırladı. 250’nin üzerinde sanatçı ve sanat kurumunun yer aldığı çalışmada SÜ Sakıp Sabancı Müzesi (SSM) de MoMA, Guggenheim, Whitney Museum of American Art gibi dünyanın saygın müzeleriyle birlikte rol aldı. Tutuklu sanatçı ve aktivistlerin maskelerini takan sanatçıların “Gangnam Style” şarkısı eşliğinde dans ettiği video, geçen yıl Çin hükümeti tarafından resmi bir suçlama olmadan hapiste tutulan Ai Weiwei’nin parodi videosunun yasaklanmasına tepki olarak hazırlandı. Beethoven’den 20. yüzyıla yolculuk EGEMEN BERKÖZ Goto MidoriÖzgür Aydın ikilisi önceki akşam CRR’deydi Dünyaca ünlü Japon kemancı Goto Midori ile değerli piyanistimiz Özgür Aydın geçen ay başlayan turnelerinde, Amerika’da yedi kentte ve Türkiye’de Antalya Piyano Festivali’nde çaldıktan sonra önceki akşam İstanbul’da Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu’ndaydılar. Turnelerini Londra ve Roma dinletileriyle tamamlayacak olan ikili, İstanbul’da da Beethoven’in üç kemanpiyano sonatıyla iki 20. yüzyıl yapıtından oluşan turne izlencesini sundular. Yazılarımda, oldukça uzun bir süreden beri “klasik Batı müziği” yerine “çoksesli evrensel müzik” terimini kullanıyorum. Artık Türkiye’de, Japonya’da, Çin’de, Kore’de ve dünyanın başka ülkelerinde de çalınan ve daha da önemlisi yaratılan bu müziğe “Batı müziği” demenin yanlış olduğunu düşünüyorum çünkü. CRR’deki MidoriÖzgür Aydın dinletisi de işte böyle bir “çoksesli evrensel müzik” dinletisiydi. Biri Türk, biri Japon, iki Doğulu sanatçı vardı sah nede ve büyük bir beceriyle çalıyorlardı. Japon Midori, müzik eğitimini sürdürdüğü ABD’de daha on bir yaşında Zubin Mehta yönetiminde verdiği konserle dünya sahnelerine çıkmış. Bir 1734 Guarnerius del Gesù keman kullanan Midori’nin 20122013 mevsimi 30. sanat yılı. Özgür Ay dın ise 1997’de Münih’te ARD Uluslararası Piyano Yarışması’nı kazanarak ve Bavyera Senfoni Orkestrası eşliğinde seslendirdiği Brahms’ın 1. Piyano Konçertosu’nda olağanüstü bir yorum ortaya koyarak adım atmış dünya sahnelerine. O gün bugün iki genç sanatçı da tüm dünyada alkışlanıyorlar. Konserde dinlediğimiz yapıtlara gelince; Beethoven sonatları, özellikle de Op. 47 La Majör “Kreutzer” Sonat gerçek bir müzik şöleni oldu benim için, adeta içimi yıkadı. Sonatların arasına yerleştirilmiş iki 20. yüzyıl yapıtını; Webern’in Op.7 Dört Parça’sı ile Crumb’ın Dört Noktürn’ünü (Night Music II) ise anlamaya ve alışmaya çalışarak dinledim. Sevebilmek içinse, sanırım, daha çok dinlemek gerekiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle