19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 KASIM 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 hazırlanıyor; köktendinci devşirme militanlar “Suriye’de din devleti kuracağız” diyorlar... Bitmedi! İsrail, Gazze’yi vururken, istediğini alırken, AB’nin ve ABD’nin kılı kıpırdamıyor. Şöyle gidin bakın Antakya yöresinde neler olup bitiyor... İngiliz, ABD, İsrail ajanları, El Kaide ve Taliban militanlarını göreceksiniz. Şu eski faşo, şimdilerde sözde “Atatürkçüulusalcı” gazeteci kılığındaki istihbarat elemanlarına gelince... Unutmayın bir gün gerçek yüzünüz ortaya çıkacak, saklanacak delik arayacaksınız... ??? Cumhuriyet bu tür saldırılara alışıktır... Cumhuriyet laik demokratik cumhuriyeti, demokrasiyi, özgürlükleri savunur, köktendinciliğe karşı çıkar... Attığı manşetler ortada, yazarlarının yazıları köşelerinde. İsteyen istediğini yazar... Gazeteyi okursunuz okumazsanız, o ayrı bir konu... Ama gazeteci, faili meçhul cinayetlerde “topu taca atmaz”, olayın aydınlatılması için çaba harcar... Ha Uğur Mumcu, ha Hrant Dink, ha Musa Anter, hiç fark etmez... Umur Talu dünkü “Devlet Sırrı Dediğin Tarihin Kara Kutusu” başlıklı yazısında ne diyordu: “Cinayeti, sabotajı çözmeden hiçbir darbe ve hazırlığının kodunu devletin hiçbir sırrını çözemezsiniz!” İşte böyle “topu taca atan” beyler! Anladınız mı? O yargıçlara farkındalık turu İLHAN TAŞCI Ergenekon’da görevli hâkim ve savcılar AİHM yolcusu ANKARA Kamuoyunun yakından izlediği Ergenekon davasına bakan, aralarında başkan Hasan Hüseyin Özese, Sedat Sami Haşıloğlu’nun da bulunduğu hâkim ve savcılar, “Hâkim ve Savcıların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları Hakkındaki Farkındalıkların Artırılması Projesi” kapsamında Strazburg’a gidecek. 1820 Aralık’ta gerçekleştirilecek ziyaretin giderleri HSYK bütçesinden karşılanacak. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Dairesi’nin kararıyla “Hâkim ve Savcıların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları Hakkındaki Farkındalıklarının Arttırılması Projesi” kapsamında 1820 Aralık 2012 tarihleri arasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne ziyaret düzenlenecek. Programa katılacak 36 hâkim ve savcı ismi belirlendi. Değişik kentlerde görev yapan hâkim, savcı ve tetkik hâkimlerin katılacağı ziyaretin ulaşım giderleri, rehberlik ve resmi tercüme hizmetleri ile şehiriçi ulaşım giderleri, konaklama ve iaşe giderleri HSYK bütçesinden ödenecek. ? Hâkim ve savcılar, ‘Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları Hakkındaki Farkındalıkların Artırılması Projesi’ kapsamında 1820 Aralık tarihlerinde AİHM’yi ziyaret edecek. Ziyarette Ergenekon hâkimleri de tüm kararları tek başına alan hâkim de Başbakan’ı Facebook’ta eleştiren vatandaşa dava açan savcı da yer alacak. Dikkat çeken isimler Ziyarete katılacaklar arasında Ergenekon dosyasında görev alan savcı ve yargıçlar da yer aldı. Proje kapsamında kamuoyunda Ergenekon olarak bilinen davanın görüşüldüğü 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hasan Hüseyin Özese, üye Sedat Sami Haşıloğlu ile Fatih Mehmet Uslu da Strazburg’a gidecek heyette yer aldı. Ergenekon davasının duruşma savcılarından Mehmet Ali Pekgüzel de programa katılacak. Cumhuriyet’e kaç koldan saldırı yapılıyor son günlerde? Üçdört koldan... Bir yandan dönek takımı, iktidar yalakaları, dinciler, öte yandan kendilerini “ulusalcı” diye yutturan gizli faşistler. Aslında hepsinin şecerelerini biliyoruz. Oldum olası Cumhuriyet gazetesine düşmandırlar. Uğur’un eşi, CHP İzmir Milletvekili Güldal Mumcu 19 yıl sonra “İçimden Geçen Zaman”ı (um:ag Yayınları) yazdı. Güldal Mumcu, kitabını çocukları Özgür ve Özge’ye adadı. Arkadaşımız Işık Kansu kitabın özetini yazdı Cumhuriyet’te. Bir gazeteci, bir köşe yazarı bu kitabın özetini okuyarak Cumhuriyet’i kimlere hizmet etmek için eleştirir? Devlet içindeki derin güçlere, çetelere, yabancı ajanlara, tetikçilere... Eli kanlı devlete, gladyoya... Bu denli açıktır bu. Çünkü öldürülen, düşünceleri sizden farklı bile olsa bir insandır. Eğer vicdanınız körelmemişse olayın üzerine giderseniz, cinayetin aydınlatılmasını istersiniz. ??? Gördüm ki bazı meslektaşlarımız köktendincilerin, çetelerin, 90’lı yıllarda Hizbullah’ı mesken tuttuğunu ya bilmiyorlar ya da bilmek işlerine gelmiyor. Uğur Mumcu, Musa Anter, Necip Hablemitoğlu, Mehmet Sincar, Savaş Buldan, Hrant Dink ve öteki cinayetlerin Cumhuriyet’e Saldırı Kimin Adına?.. aydınlatılması için çaba gösterecekleri yerde, Özge Mumcu’nun deyişiyle topu taca atıyorlar. Atsınlar bakalım! 90’lı yıllarda Hizbullah’ın Güneydoğu’daki varlığını, faili meçhul cinayetleri hiçbir gazete yazamazken Cumhuriyet 10 gün boyunca birinci sayfasından verdi. Aydın Engin Batman, Diyarbakır ve Mardin’de bir hafta kalıp, yaşananları tüm ayrıntılarıyla yazmıştı. Bunları uzun uzun anlatmama gerek yok... Önce Güldal Mumcu’nun kitabını okuyun ve Türkiye’nin 19 yıl önceki fotoğrafını görün. Cumhuriyet gazetesi laik demokratik cumhuriyeti cehenneme çevirenlerle mücadelesini sürdürürken sağlı sollu çamur atarak yolunu kesmeye çalışanlara bir çift sözüm var: “Siz işinize bakın...” ??? Türkiye’nin daha aydınlık, daha demokratik, daha özgür günlere kavuşması için herkes üzerine düşen görevi yapsın. Unutmayın, laik demokratik cumhuriyet hepimize gerekli. Bakın komşularımızda neler olup bitiyor... Bağdat, Erbil’e saldırmaya Sen misin paylaşan ? AİHM ziyaretine gidecekler arasında Ankara Yargıcı Muhammet Alabaş da bulunuyor. Öğretmen Metin Lokumcu’nun yaşamını yitirdiği Hopa olayları ve protestolarıyla ilgili 15 kişinin tutuklandığı olaylarda hem arama, hem tutuklama hem de reddi hâkim taleplerinin altında Alabaş’ın imzasının olması tartışma yaratmıştı. Listedeki Zonguldak Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ali İrfan Yılmaz ise Başbakan Tayyip Erdoğan ve hükümet aleyhine basında yer alan haber ve karikatürleri Facebook’taki sayfasından paylaştığı gerekçesiyle PTT memuru İbrahim Damatoğlu hakkında hazırladığı iddianameyle kamuoyu gündemine gelmişti. Yılmaz’ın 2 yıl hapis istemiyle düzenlediği iddianamede, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde de belirtildiği üzere kamu güvenliği, kamu düzeni, genel ahlakın ve başkalarının ünü ya da haklarının korunması için ifade özgürlüğü sınırlandırılabilmektedir. İfade özgürlüğü, insanlara başkalarının şereflerine, saygınlıklarına müdahale hakkı vermez. Kişilerin özgürlüğü, bir başkasının özgürlüğünün başladığı yerde son bulur” değerlendirmesi yer almıştı. 6 bin 80 lira adli para cezasına çarptırılan Damatoğlu’nun sabıkasız oluşu göz önüne alınarak hakkındaki hükmün açıklanması geriye bırakılmıştı. i Balyoz Tahliye ve sanığİk ı AYM’ye başvurdu 100 bin TL tazminat istediler BARKIN ŞIK ANKARA Balyoz sanığı iki general bireysel başvuru hakkı kapsamında Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) resmen başvurdu. Sanıklar tutukluluk halleri ile ilgili “tedbiren” tahliye kararı verilmesini ve hak ihlalleri nedeniyle 100 bin TL tazminat ödenmesini istedi. Taleplerinin, “duruşmalı” olarak görülmesini talep eden sanıklar, anayasanın 19’uncu maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5’inci maddesi ile teminat altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına ilişkin ihlalin sona erdirilmesini istedi. Başvuruda, Genelkurmay Başkanlığı döneminde Yaşar Büyükanıt’ın eleştirdiği TESEV’in 2007 yılı raporundan alıntı yapılması dikkat çekti. Balyoz sanığı emekli Korgeneral Ziya Güler ile emekli Tümgeneral Beyazıt Karataş’ın avukatı Fahir Kayacan tarafından, AYM’ye yapılan başvuruda, İstanbul 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin tahliye talepleri ile ilgili verdiği ret kararları tek tek sıralandı. Sanıkların 17 aydır tutuklu bulunduğu belirtilen dilekçede, “Tutuklama, şablon gerekçelerle adeta bir cezalandırma ve peşin infaz aracı olarak kullanılmış ve yargılama boyunca makul sürenin çok üzerinde ısrarla devam etmiştir” denildi. Yargılama sürecinde, sanıkların lehine hiçbir delil toplanmadığı kaydedilen başvuruda şunlar kaydedildi: “Ülkemizde, ‘askeri vesayeti sona erdiriyoruz’, ‘darbecileri yargılıyoruz veya demokratikleşiyoruz’ söylemlerinin ardına sığınılarak ağır hukuk ihlalleri ve adil yargılamanın tamamen rafa kaldırılması sonucu, kim tarafından oluşturulduğu belli olmayan, evrensel ve milli ceza yargılama kanunlarına göre de delil niteliği bulunmayan, sahteliği bilimsel raporlarla ispat edilmiş imzasız dijital kayıtlara dayanılarak bir insan hakkında 18 sene gibi ağır bir cezanın yanı sıra tutukluluk halinin devamına karar verilmiş olması ile ortaya çıkan bu ağır hukuksuzluğa sessiz kalmak mümkün değildir. Yargılama aşamasında mahkemenin, bilirkişi incelemesi yaptırmaktan neden ısrarla kaçınmış olabileceğini kendinize sormanızı hukuk ve adalet adına talep ediyoruz. Delillerin sahteliği olgusunun Yargıtay tarafından irdeleneceğinin bilincindeyiz.” Davaya dayanak olan dijital veriler ile ilgili 8 ayrı bilirkişi raporunu da AYM’nin dikkatine sunan sanıklar, Yargıtay aşaması da dikkate alındığında tutukluluklarının 3 seneyi geçeceğini belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle