19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 KASIM 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR Uluslararası yayıncılar ve telif ajansları İstanbul Kitap Fuarı‘ndaydı 17 HANNE HUKKELBERG, GHETTO’DA David Murray Yönelim yeni ve bilinmeyene MELTEM YILMAZ Bir taşla üç kuş David Murray Big Band ve Macy Gray’in “Stomping and Singin’ the Blues” konseri bu akşam İş Sanat’ta ? Macy Gray’in puslu ve çılgın sesi, David Murray’nin tenor saksofonu ve 15 müzisyenden oluşan ‘big band’, müzikseverleri büyüleyecek. Bu büyük proje, bana kalırsa, uzun zaman akıllardan silinmeyecek. HANDE EAGLE 31. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nda dün gerçekleştirilen bir dizi etkinlikte, çeşitli ülkelerden yayıncı ve telif ajansı yetkilisi, Türk edebiyatı konusundaki fikirlerini paylaştı. Etkinlikler, ABD, İngiltere, İran, Avustralya, İspanya ve Almanya’nın Türkiye deneyimlerine ev sahipliği yaptı. ABD’li telif ajansı yetkilisi Prinko Stevlana, son dönemde edebiyat ajanslarının geniş bir bağlantı ağı oluşturduğuna dikkat çekiyor: “Dünyanın her yerinde yayıncılık, çok satan kitaplardan yeni ve bilinmeyen yazarlara doğru bir yönelime girmiş durumda. Geçmişte yapıldığı gibi, yalnızca çok satan kitapların farklı dilere çevrilmesine ya da buna öncelik verilmesine kimse sıcak bakmıyor artık. Kendi ülkesinde bilinmeyen bir kitabın başka dil ve kültürlerde çok daha fazla ilgi ? Prinko Stevlana görme şansı var.” “Dünyanın her İran’dan Majid Jafari, Türkiye’deki birçok kitabın, yerinde yayıncılık, İran pazarına uygun olduğuçoksatan kitaplardan nu belirtiyor. “Bunun en yeni ve bilinmeyen önemli nedeni, iki ülke arayazarlara doğru sındaki kültürel benzerlik. Başta din olmak üzere, cidyöneliyor” derken, di ortak paydalar var” diİran’dan Majid Jafari, yen Jafari, tam da bu nokta“Bugün İran halkı, da önemli bir eleştiriyi dile Türk dizi ve filmlerini getiriyor: “Bugün İran halkı Türk büyük bir beğeniyle dizi ve filmlerini büyük bir takip ediyor. Ancak bu beğeniyle takip ediyor. Anilgi edebiyat alanına cak tüm olumlu gelişmelene yazık ki re rağmen, bu ilgi edebiyat alanına ne yazık ki yansıyansımıyor” diyor. mıyor. Kitaplar da diziler kadar başarılı olabilmeli.” İngiltere’den Nemonie Craven Roderick alıyor sözü. Türk edebiyatından İngilizce’ye çeviri oranının diğer dillere kıyasla daha düşük olduğuna dikkat çekerek şöyle devam ediyor: “Bunun temel nedenini, İngiltere’nin eğitim seviyesinin düşüklüğü, yabancı dil öğrenme oranının azlığı olarak görüyorum. Bir de İngiliz edebiyatı küresel pazarda oldukça baskın, bu nedenle çeviri geri planda kalıyor olabilir.” İspanya’dan telif ajansı yetkilisi Guenter G. Rodewald, “Türkiye’den daha fazla yazarla anlaşma yapmalıyız. Türk edebiyatının İspanya’da başarılı olacağına inanıyorum” derken, Avustralya’dan Sophie Baker, şöyle konuşuyor: “Eğer doğru kitabı bulursanız, o yazar bilinmiyor olsa bile onu dünyanın en çok satan yazarı haline getirebilirsiniz.” Fuar kapsamında, “Uluslararası Çeviri Fonları” başlıklı panelde ise Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü yetkilisi Oktay Saydam, TEDA Projesi’nde, 2005 2012 yılları arasında 57 ülke ve 54 farklı dilde 1351 eseri desteklediklerini açıkladı. TEDA’nın en fazla destek verdiği dilin Almanca olduğuna, destek verilen 214 eserden 174’ünün yayınlandığına dikkat çekti. 2012’nin yaz aylarında Londra, North Sea, Villette, Umbria ve Lugano festivallerinde sahne alan ve AfrikalıAmerikalı edebiyat ve caz eleştirmeni Albert L. Murray’nin “Stomping the Blues” başlıklı kitabından esinlenen “Stomping and Singin’ the Blues” projesinin David Murray ve Macy Gray’in yanı sıra 15 müzisyenden oluşan güçlü bir “big band”le İstanbullu seyircileri büyüleyeceği şüphesiz. İş Sanat sahnesinde yer alacak müthiş konserde, Macy Gray’in sesi ve Murray’nin tenor saksofonuna, alto saksofonda Tony Kofi ve Chris Briscoe, tenor saksofonda Brian Edwards ve Richard Garrison, bariton saksofonda Lawrence Jones, trompette Noel Langley, Mario Hernandez ve Byron Wallen, trombonda Nathaniel Cross, Trevor Alexander Edwards ve Tom White, gitarda Andre Foxxe, piyano ve klavyede Marc Cary, basta Jaribu Shadid ve davulda Ranzel Merritt eşlik edecek. Hazırlıkları en ileri düzeyde özveri ve emek gerektiren bu büyük proje bana kalırsa uzun zaman akıllardan silinmeyecek. Puslu ve çılgın sesi insanın içine işleyen Macy Gray, bu proje kapsamında vokallerde yer alacak. Murray’nin rolü ise hem proje yöneticisi hem de bu kapsamda Gray’in bazı çok sevilen, ünlü so ul şarkılarını da içererek yepyeni bir repertuvar hazırlamış olması. Murray, sözlerini Amerikalı şair, oyun ve roman yazarı Ishmael Reed’in yazmış olduğu anlamlı şarkılarla hem Macy Gray’in özünü yansıtan hem de James Blood Ulmer’ın sofistike caz bestelerinin aranjmanlarını Gray’in özgün sesiyle bir araya getiren bir müzikal serüven sunuyor bu konserde. Bu değişik tarz, 2013’e girerken müzik dünyasını da derinden etkileyeceğe benziyor. Macy Gray’in temmuz ayında yaptığımız söyleşide de belirttiği gibi, aslında “Stomping and Singin’ the Blues” Gray’in müzikal köklerine inen bir proje. Murray’nin de dediği gibi, “(Macy) hep bir caz şarkıcısı olmak istemiş”. Gray’in o enerji dolu sesini, elektrikli yorumunu tümüyle gözler önüne serecek olan konserde Gray’in “On How Life Is” (1999) adlı albümünden “Relating to a Psychopath” şarkısının David Murray aranjmanı yer alacak. Yine bu konserde Gray’in en son piyasaya çıkan “Covered” (2012) albümünde yer alan Arcade Fire’ın bestelediği “Wake Up” şarkısının David Murray aranjmanı ilk kez Türk dinleyicilerle buluşacak. Murray röportajımızda bu şarkının yeni aranjmanını tamamlamak için son haftalarda günde 18 saat çalıştığını belirtmişti. Aynı albümden Kanye West bestesi “Love Lockdown”un Murray aranjmanı da konserin en can alıcı noktalarından birini oluşturacak. Bana sorarsanız, bu konsere giderek “bir taşla iki kuş vurmuş” olacaksınız. Belki de üç kuş… İki olağanüstü yetenek, arkalarında benzersiz bir “big band”... Çoksesli müziğin uç noktalarında yer alan “Stomping and Singin’ the Blues”un temelinde hem yetenek, hem yaratıcılık, hem özveri, hem de olağanüstü bir müzik aşkı yatıyor. ([email protected]) Biraz yağmurdan biraz şaraptan Kültür Servisi Ghetto, Garanti Caz Yeşili konserleri kapsamında, 29 Kasım Perşembe akşamı, indie ve deneysel müziğiyle dünya çapında ün kazanan Norveçli şarkıcı Hanne Hukkelberg’i ağırlıyor. 2008 yılında vizyona giren “The Chronicles of Narnia: Prince Caspian” (Narnia Günlükleri) filminin müziklerinden biri olan “Lucy” isimli parçasıyla tanınan sanatçı, yarattığı türler arası özgür tarzıyla dikkat çekiyor. Lisedeyken, metal grubu Funeral’ın vokalistliğiyle ünlenen Hanne Hukkelberg, Norveç Müzik Akademisi’ni dereceyle bitirdi. “Little Things” isimli albümünü, Norveç’ten sonra 2004 yılında Amerika’da da satışa sunan sanatçı, albümünde yağmur ve şarap kadehinden çıkan sesler gibi birçok sese de yer vererek müziğine deneyselliği kattı. Macy Gray TÜYAP Kitap Fuarı’nda Bugün ? Kültür Servisi Marmara Salonu’nda, 13.1514.15 saatleri arasında Joke van Leuwen’in konuşmacı olduğu “Hollandalı Yazar Joke van Leuwen Çocuklarla Buluşuyor” söyleşisi, 14.3015.30 saatlerinde Tülin Tankut, Ayfer Gürdal, Gülsüm Cengiz’in katılımıyla “Çocuk ve Gençlik Edebiyatında Yaşamdan İzdüşümler”, 15.4516.45’te ise “4+4+4 Düzeninde Aydın Öğretmenin Görevleri” paneli izlenebilir. Karadeniz Salonu’nda saat 10.0010.45 saatlerinde Suzan Geridönmez’in konuşmacı olduğu “Gençlik Romanı: Hiç Adil Değil” ve saat 15.0015.45’te ise “Süleyman Bulut ile Büyük Atatürk’ten Küçük Öyküler” söyleşisi Süleyman Bulut’un anlatımıyla gerçekleşecek. Borusan Müzik Evi’nde bu hafta ? Kültür Servisi Borusan Müzik Evi sahnesinde bu hafta, Berlin müzik hayatının önemli sanat ve performans mekânı Radialsystem V işbirliğiyle düzenlenecek olan “New Sounds of Berlin” cumartesi akşamı 4 saat sürecek bir konser gerçekleştirecek. Erdem Helvacıoğlu’nun son albümü “Eleven Short Stories”in Türkiye prömiyeri çarşamba günü saat 20.00’de gerçekleşirken, Hollandalı Yuri Honing dörtlüsü ise perşembe günü 21.30’da sahnede olacak. Sultan’ın bilinmeyenleri bu kitapta ? Kültür Servisi Bugüne kadar pek çok yazar tarafından çeşitli yönleriyle anlatılan Türk Sineması’nın “Sultan”ı Türkan Şoray, ilk kez kendi ağzından anılarını, deneyimlerini okurlarla buluşturuyor. Türkan Şoray simgesinin ardındaki insanı, zaaflarını, pişmanlıklarını en yalın haliyle ve samimi olarak anlatan “Sinemam ve Ben” bugün kitapçılardaki yerini alıyor. Caz ve sinema bir arada ? Kültür Servisi Caz söylemeye 9 sene önce, üniversite yıllarında başlayan Sanat Deliorman ve Triosu, cumartesi akşamı saat 21.00’de sinema ve cazı birleştirerek sinema tarihinin unutulmayan müziklerinden bir caz seçkisi sunacak. Beyoğlu 60 m2’de gerçekleşecek olan etkinlik DJ Adrian Valenciano’nun müzik yayınıyla devam edecek. ANTİK AŞ MÜZAYEDESİNDE EN YÜKSEK FİYAT SANATÇININ ‘FALLEN CİTY’SİNE ÖDENDİ Akyavaş tablosuna 1.5 milyon TL Kültür Servisi Antik AŞ’nin önceki gün Swissotel’de gerçekleşen “Çağdaş Sanat Eserleri Müzayedesi”nde, 500 bin lira ile satışa sunulan Erol Akyavaş’ın “Fallen City” isimli tablosu 1 milyon 641 bin TL’ye alıcı buldu. Akyavaş’ın “Kuşatma” serisinin sonuncusu olan “Fallen City” adlı tablosu, kuşatmanın ardından fethedilen şehrin semboller olarak tuval üzerine yansıdığı 136x264 cm boyutlarında bir çalışma. Çağdaş Türk sanatından en önemli eserlerin koleksiyoncularla buluştuğu müzayedede Paris ekolünün önemli temsilcileri arasında gösterilen Mübin Orhon’un koleksiyonerler tarafından en çok aranılan 1963 döneminden 150x150 cm tuval çalışması ise 1 milyon 10 bin TL’ye alıcı buldu. Yapıt, 700 bin TL’ye satışa sunulmuştu. Ferruh Başağa’nın 1995 tarihli, Akdeniz serisinden “Mavi Akdeniz” adlı 250x200 cm boyutlarındaki tuval çalışması ise 757 bin TL’ye alıcı buldu. Burhan Doğançay’ın 1973 tarihli “Hücum” serisi eserlerinden “Özgür olmak için doğmuş” 631.000 TL’ye satılırken, Orhan Peker’in evinin bahçesinden “Sardunya Çiçekleri” yapıtı ise 453 bin TL’ye alıcı buldu. Türkiye’nin 20. yüzyılda ortaya çıkardığı en değerli sanatçıların 194090 yılları arasına tarihlenen eserlerinden oluşan müzayedede 200’ü aşkın seçilmiş eser satışa sunuldu. 500 kişilik bir katılımın olduğu müzayedeyi Antik AŞ Yönetim Kurulu üyesi Olgaç Artam yönetti. Artam, gösterilen ilginin Çağdaş Türk Sanatı için çok önemli olduğunu belirtti ve yeni koleksiyoncuların sayısındaki artışın çok sevindirici boyutta olduğunu vurguladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle